18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
// TEMMUZ 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Yunanistari'da bir istifa daha A TİNA (Cumhuriyet) Yunanistan 'da yeni kunılan hükumet, ülkedeki skandal olaylarım soruşturmaya başlarken, Yunan Genelkurmay Başkamndan sonra Hava Kuvvetleri Komutanı General Nikoalos Stappas da istifa etti. Stappas'm istifası, Savunma Bakanı Yannis Varvitsiottis tarafından kabul edildi. Bugün Yunan Dışişleri ve Savunma Konseyi (KYSEA) Başbakan Canis Canetakis başkanlığında toplanacak ve Hava Kuvvetleri Komutanhğı'na kilmin getirileceğine karar verecek. Başkan Bush, Polonya'nın tarihini şimdi kendisinin yazdığını söyledi 'Polonya esin kaynağı' Doktorun Çilesi ALtSİRMEN Bush, General Jaruzelski ile göruştukten sonra Polonya Parlamentosu'nda bir konuşma yaptı. ABD Başkanı Polonya özel sektörüne yardım anıacıyla yaklasık 100 milyonluk bir fon oluşturulmasını da ongören altı aşamalı bir yardım planı hazırladıklarını açıkladı. Bush, Dunya Bankası'ndan Polonya için yaklaşık 325 milyon dolar tutarındaki kredinin serbest bırakılmasını isteyebileceğini, sanayileşmiş ulkelerle Varşova'ya yardım konusunda görüşmeler yapabileceğini ve Polonya'nın borçlarının yeniden düzenlenmesıne destek verebileceklerini belirtti. Bush, planın, ayrıca Polonya'daki çevre harcamalan ve karşılıklı külturel ilişkiler için İS milyon dolarlık yardım öngörduğünü belirtti ve Varşova'da Amerikan kültür merkezi kurulmasma karar verildiğini ifade etti. Polonyalılann, Batı'mn yardımını elde edebilmek için öncelikle kendileri arasında yardımlaşmalan gerektiğini kaydeden Bush, yüzde yüz enflasyon ve 39 milyar dolar dış borçla karşı karşıya olan ekonomide köklü yapı değişiklikleri yapılması gerektiğini belirtti. Polonya hükümeti önümüzdeki üç yıl içinde Batılüardan 10 milyar dolar yardım istiyor. ö t e yandan Dayanışma Sendikası SSCB'nin onaylaması ve Batılı ülkelerin ekonomik yardım vermeyi kabul etmesi halinde hükümeti kuracağıru bildirdi. DUNYADA BUGUN Bazı kimseler, ünlülerin özdeyişlerine bayılırlar; bunları içeren kitapları alıp oradan edindiklerini toplantılarda söyleyerek ılgı çekmeyi kurarlar. Biraz da sağlık nedeniyle zorunlu olarak aldığım iki haftalık dinlencede düşünüyordum, "acaba bir düşünür 'Sağlık elimizdeyken değerini bilmediğimiz şeydir' demiş midir" diye. Eğer dememişse bile bilinmeyen düşünür böyle bir şey söyleseydi hiç de haksız olmazdı derim. Sağlığınıza oiağan durumlardan daha fazla eğildiğiniz dönemlerde, onunla ilgili konu ve kurumlara da başka bir gözle bakıyorsunuz. İşte tam bunları düşundüğüm sırada, doktoriarın üçlü reçete uygulamasına karşı protestoları patlak verdi. Doktorlar hastaları ile kendileri arasında kalması gereken reçetelerin, vergi kontrolü bahanesiyle, bir nüshasımn devlet arşivine gitmesini, hem sakıncalı hem de aşağılatıa buluyorlardı. Hekim yazar dostum Erdal Atabek, olayın sakıncalı yönünu açıklarken "Doktor," diyordu, "hastasıyia ilgili bilgileri saklamak zorundadır, tıpkı avukat gibi. Şimdi buradan bir arkadaş bana başvursa ve kendisinde gastrit olduğunu sâptasam reçetesini yazarım. Aramızdan bir ortak dost çıkıp da 'Ne oldu bizim arkadaşın neyi vardı' diye sorsa, kendisine de yanıt olarak 'Geldi, muayene ettim, gereğini yaptım'dan başka bir şey söylemem, söylememem de gerekir." Gerçekten reçete uygulaması, doktor ile hastası arasındaki ilişkilerı, ne nedenle olursa olsun üçüncü kişiye açmak gibi büyük bir sakınca doğurmaktadır. Bu görüşe karşılık, parasını Sosyal Sigortaların ya da kurumların ödediği ilaçlarda reçetelerin veya fotokopilerinin odeyen kuruluşun dosyalarına zaten girdiği savı ileri sürulebilir. Konunun tartışmaya açık olan bu yönünü biz, önemini ve doktorlann hakhlık derecesinı göz ardı etmeden bir yana bırakıp sorunun özüne yönelmek istiyoruz. Devletin, doktoriarın vergi kaçırmasını önlemek bahanesiyle başlattığı bu uygulama ile birtikte son zamanlarda hekimlere karşı tutumuna göz attığınız zaman, bu gerçekten güç uğraş dalının emekçilerinın aşağılandığını ve toplum önünde güç duruma düşürüldüğünü üzülerek görmekteyiz. Her şeyden önce, hekimliğin özveri isteyen güç bir iş olduğunu vurgulamak gerek. Tıp doktorlarının işleri güç olduğu oranda tatsız ve pistir. Onlar, kan, irin, mikrop ve tek sözcükle sayrılıkla uğraşırlar. Hiçbir hekim, hiç kimseyi sayrılıktan ve ölümden sonsuza dek uzak tutamadıgına ve tutamayacağına göre de doktorun uğraşının, en sonunda kaçınılmaz olarak yenilgiyle sonuçlanacağını da göz önünde bulundurureanız çabanın ne denli güç ve tatsız olduğunu kolayca görebilirsiniz. Hekimliğin bu genel yaptsının yanı sıra, Türkiye gibi insanı yoksul ve sağlık hizmetleri çok sınırlı bir ülkede çalışanların bu koşullardan doğan güçlükleri de vardır. Bir gunde, normal sayının çok üstünde hastaya bakmak zorunda kalan bir doktorun yorgunluğunun yanı sıra hastasına gerekli zamanı ayıramamanın üzüntüsünü, eksik koşullar altında hizmeti tam verememenin ezikliğinı de taşıdığını belirtmek gerek. Bu koşullar altında çalışan doktorlanmıza yoksunluklarını giderecek biçimde yaklaşmak, onları özendirmek yerine son yıllarda siyasal iktidartann tam tersi bir tutumu benimsediklerini üzülerek görmekteyiz. Bu davrantş belki de pek kurnaz gibi görünen, amagerçekte hiç de temız olmayan siyasal bir hesabın ürünüdür. Sağlık hizmetlerıne ayrılan paranın butçede sürekli azaldıgı ve %3'ün bile a'*ına düştuğü bir ortamda, aksamalann, sürtüşmelerin, aksaklıkların olması kaçınılmazdır. Bu durumdan sorumlu olan da ınsana yatırımı bir yana itmiş olan, çarpık gelişmenin mimarı siyasal iktidarlardır. Böyle bir ortamda siyasal ıktidarlar, kendi sorumluluklarını örtbas etmek için, sağlık hizmetinin emekçileri ile halkı karşı karşıya getirmek gibi çok tehlikeli bir davranış içine giriyorlar. Turkiye'de muayenehanede çalışan doktortarın htcbirinin vergi kaçırmadığını söyleyecek değiliz. Kaçıranı da vardır, kaçırmayanı da. Ama bugün biraz ciddi bir inceleme doktoriarın büyük çoğunluğunun kazancının, sanılanın çok altında olduğunu, herhangi bir holdingin üst düzey yöneticilerıninkine zaman zaman ancak yaklaçtığını gösterecektir. Başka bir deyişle, eğer bu alanda bir vergi kaçağı var ise bile, bu kaçak, Ozal iktidan döneminde Türkiye'yi sarsan yüzlerce skandaldan ancak bir tanesinde ortaya çıkan kaçak veya zarar kadardır. Her maliyeci, basit bir hesapla bu gerçeğe ulaşabilecekken, vergi adaletsizliğinin, gelir dağılımı çarpıklığının insanı yaşamından bszdirdiği bir ortamda, birden sanki ülkemizdeki tüm çarpıklığın nedeni doktoriarın vergi kaçağıymış gibi bir tavırla ortaya çıkmak, yukarıda da belirttiğimiz gibi kendi sorumluluğunu örtbas etmek için kurnazca, ama çok tehlikeli bir yola sapmak demektir. Bu tür bir davranışla, doktoru ve onlara ek daha başka sorunları olan hemşireler ile sağlık emekçilerini halk ile bir sürtüşmenin içine düşüreoek ortamı yaratmak, zaten sağlık giderleri gittikçe kısıldığı için bu alanda büyük yaralar almış olan bir toplumda yeni yaralar açacaktır. Doktorun çilesine yeni çileler katmak topluma hiçbir yarar sağlamaz. ABD Başkanı Polonya özel sektörü için 100 milyon dolarlık yardım planı hazırladıklarını açıkladı. Polonya hükümeti ise Batılüardan 10 milyar dolar istiyor. VARŞOVA (Ajanslar) Üç giınluk bir ziyaret için önceki gece Polonya'ya giden ABD Başkanı George Bush, dün Polonya lideri General Wojciech Jarnzelski ile görüştü. Bush, önceki gece Varşova'nın Okecie Havaalanı'nda, Devlet Başkanı General Wojciech Jaruzelski, Başbakan Mieczyslaw Rakcroski ile üst düzey hükumet ve Koraünist Parti yetkilüerince karşılandı. Jaruzelski ile görüşmeden önce Meçhul Asker Anıtı'nı ziyaret eden Bush'a halk tarafından sevgi gösterilerinde bulunuldu. Polonya ve Amerikan bayrakları taşıyan gösterıciler, "Yaşasın Başkan Bush" diye bağırdılar. AP'ye göre Bush'u görmek için Varşova'ya iki saat uzakhktaki bir Bush'a Varşova'da yapılan sevgi göstensi, Gorbaçov için Batı Avrupa'da yapılan coşkulu gösterilen andırıyordu. kentten gelen tıp öğrencisi bir genç kız, Bush'u görünce ağlama cografya ile el ele bir komplo dü halkının Avrupa'yı özgürlük için vaıiak masa anlaşmalanyla cesaya başladı. zenleyerek Polonya halkını özgur de ve bir bütün olarak görmek is ret göstermiştir" dedi. Başkan Bush, Varşova'ya van liiğünden yoksun bırakan tarih, tediğini söyleyen Bush, "Polonya Jaruzelski de Polonya'da çok şında yaptığı açıklamada, Polon şimdi bu ulkeye yeni ve daha par şimdi tarihini kendisi yazıyor" di önemli değişikliklerin meydana ya halkırun "özgürlük mücadele lak bir gelecek öneriyor" dedı. yerek Dayanışma ve Katolik Kili gelmekte olduğunu söyledi ve sinin rüm dünyaya esin kaynağı Bush'un ziyaretinin iki ülke araGeorge Bush, Polonya halkının sesı'nden ovguyle söz etti. olduğunu" belirtti. daha fazla ozverjde bulunması geBush, havaalanında, General sındaki ilişkilerde yeni bir dönem Bush açıklamasında, "Sık sık rekeceğini de kaydetti. Amerikan Jaruzelski'ye de "Yönetiminiz yu açacağını belirtti. Ochoa'yu idam kararına onay HA VANA (AA) Küba'da devrim liderlerinden General Arnaldo Ochoa ve yüksek rütbeli 3 subay hakkmda verilen idam kararı Devlet Konseyi tarafından da onaylandı. Havana'da resmi kaynaklardan öğrenildiğine göre uyuşturucu kaçakçılığı yaptıklan için yargılanan ve "vatana ihanetten" idama mahkum edilen kaçakçılar hakkındaki kararı bozabilecek tek merci olan Devlet Konseyi, dün Başkan Fidel Castro yönetiminde toplandı. tdam kararı, konseyin 29 üyesi tarafından oybirliğiyle onaylandı. İranlı öğrenciler BM Genel Sekreteri'nin konuşması basına sızdı Türkiye yi suçladı TAHRAN (AA) İranlı Üniversite öğrencileri, Türk basınınm, tslam dinine ve Iran 'a hakaret ettiğini öne sürerek Türkiye ile ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesini istediler. Kayhan Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye stnın yakınındaki Batı Azerbaycan'ın merkezi Urumiye'de Türk Konsolosluğu'na bir mektup gönderen Urumiye Üniversitesi öğrencileri, "Turk hükümetinin izni olmadan nefes bile alamayan Türk basınınm, tslam ve Iran tslam Cumhuriyeti liderlerine bir süredir çamur atmakta olduğunu" iddia ettiler. Cuellar'ın Kıbrıs planı Haber Merkezi Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'm Kıbns'a ilişkin planı belli oldu. Genel Sekreter'in planı, Kıbns'ın "anayasal açıdan iki toplumlu, toprak açısından iki kesimli" olmasını öngöruyor. Gizli tutulması öngörülen, ancak Rum kesimince basına sızdırüan plana ilişkin göriişlerini açıklayan KKTC Cumhurbaşkaru Ranf Denktaş, bu tür görüşmelerin 1985 ve 1986'da da denendiğini söyledi ve "Denenip de başarılı olmayanı yeniden dencmeye gerek yoktur" dedi. AA'nın Rum kaynaklara dayaııarak verdiği habere göre BM Genel Sekreteri De Cuellar'ın New York'ta açıklanmayan konuşmasında Kıbns sorununun çözümune ilişkin önerileri şöyleydi: • Kurulacak federal cumhuriyet, anayasa açısından iki toplumlu, toprak yönünden iki kesimli olacak. • tki toplumun siyasal eşkliği olacak. • tki fedeıe devlet eşit yetkilere sahip olacak. • Her federe devlet bir toplum tarafından yönetilecek ve her topluma kendi bölgesinde nüfus çoğunluğu ve daha fazla mülkiyet hakkı tamnacak. • îki toplum, federal hükumetin bütün organlanna ve kararlanna, sonuç alıcı şekilde katılacak, • Federal devlet, tek ve uluslararası şahsiyete ve egemenliğe sahip bulunacak ve bu devlette tek vatandaşlık geçerli olacak. yısı konusunda anlaşma yapacak. • Yerleşme ve mülkiyet edinme özgurlükleri, bu anlaşmanın yapılmasından sonra yürürlüğe girecek. • Göçmenlerin evlerine dönüşu toprak düzenlemesine paralel şekilde gerçekleştirilecek. Bu çerçevede bugün KKTC sınırlan içinde kalan bir bölüm toprak, Rumlara devredilecek. • Nihai hedef, adanın askerden anndınlması olacak. Anlaşma ile bırlikte yabancı askerlerin büyük bölümü çekilecek. eylül ayında "artık çöziime gidecek esaslı görüşmeler için" tekrar kendisiyle buluşmalannı istedi. Cuellar, arzu edilen hedefe ulaşılması için "bir fırsatın mevcut olduğu" görüsünü taşıdığını ve iki liderin, bir çözüm bulunması konusunda "Güvenlik Konseyi'nin tam desteğine" sahip olduklarını bildirdi. iki tarafın görüşlerini yakınlaştırmak için faal rol oynamaya devam edeceğinı belirten Cuellar, Kıbns'ta adil bir çözüm için siyasi esitlik, iki kesimlilik, 3 özgürlük. me yapma yönteminin geçmişte de denendiğini ve başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlatan Denktaş, "1985 ve 1986'da Genel Sekreter'in elleri yanmışür. Denenip de başarılı olmayam yeniden denemeye gerek yoktnr. Görüşmeler iki taraf arasındadır. Genel Sekreter ile bizim aramızda degildir" şeklinde konuştu. Rum tarafının, Güvenlik Konseyi üyelerine ve diğer ülkelere Türk tarafına baskı yapıunası için davetiye çıkardığını söyleyen Denktaş, baskı ile ortaya çıkacak bir anlaşma taslağının halk tarafından nasıl kabul edileceğini sordu. Denktaş, Genel Sekreter Cuellar'ın New York'ta yaptığı açış konuşmasının gizli tutulması konusunda mutabakat bulunduğuı.u. ancak Rum tarafının gizlilik ilkesini yeniden çiğneyerek konuşmayı basına sızdırdığım kaydetti. Genel Sekreter Cuellar'ın açış konuşması, Rum kesiminde de değişik tepkilere yol açtı. DISI lideri Glafkos Klerides, Genel Sekreter'in açış konuşmasmda önemli öneriler getirdiğini belırterek "Eğer bu öneriler Türk tarafınca kabul edilirse, adil ve >aşayabilir bir çöziirae giden yol açılmış olacaktır" dedi. SSCB Moldavyu'da binlerce kişi yürüdü MOSKOVA (AP) Son zamanlarda huzursuzluğun arttığı gözlenen Sovyetler Birliği'nin Moldavya Currihuriyeti'nde önceki gün yeni bir gösteri düzenlendi. Moldavya'da 10 gün önce de Romen bayraklan ile büyük bir gösteri düzenlenmişti. Sovyet televizyonunun haberine göre pazar günü Moldavya'nın başkenti Kişinev'de duzenlenen gösteriye katılan binlerce kişi, ellerinde Moldavya'nın ulusal bayraklan ile yürtiyerek, "Moldavya, Moldavyaiılanndır", "Ruslar, işgal altındaki topraklardan çekilsin", "Biz koauk degil, ev sabibiyiz" diye sloganlar attılaı. Moldavya'da aylardır yapılan grev ve gösterilerde, halk cumhuriyette birinci lisanın kendi ana dillerinin olmasını, çevre kirienmesine yol açan fabrikalann kapatılmasını istiyor. Moldavya, yıllardır sınır komşusu Romanya ile sıkı ilişküerini sürdüruyor. Moldavya, Buğdan adıyla yüzyıllar boyunca Osmanlı imparatorluğunun bir eyaleti idi. Bölge 19. yüzyılda Çarlık Rusyası'na, daha sonra da Romanya'ya geçmişti. Ancak Stalin döneminde 1940 yılmda bu topraklar geri alındı ve Moldavya Cumhuriyeti adı altında Sovyet federasyonuna dahil edildi. 4.2 milyon nüfuslu Moldavya'da halk Romen asıllı. Moldavya, Stalin tarafından Sovyet federasyonuna dahil edilmesini "flbak" olarak niteliyor. Moldavya Komünist Partisi Şefı Semyon Grossu şubat ayında yaptığı bir açıklamada, milliyetçi gösterileri kınamış, ancak cumhuriyette Moldavya lisanının ana dil olması yolundaki istekleri desteklediğini belirtmiştL Sovyet televizyonuna göre Moldavya yetkilileri pazar günü yapılan gösteriye, iki taraf arasında bir diyalog kurulabileceği umudu ile izin verdiler. Ancak gösteri, tek yanh bir milliyetçi patlamaya dönuştü. Butto: Kadın olmak zor değil LONDRA (AA) Pakistan Başbakanı Benazir Butto, kadın olmasmın, ülkeyi idare etmesini zorlaştırmadığmı söyledL Resmi bir ziyaret için Ingiltere'de bulunan Butto, BBC Televizyonu'na verdiği demeçte, "Genelde kendimi bir kadın başbakan olarak dOşünmuyorum. Kendimi yalnızca, hükumeti yöneten bir kişi olarak görüyorum" dedi Bayan Butto, "Sanmm, muhalefettekiler ve aşın dinciler için kadın bir başbakan olmak zordur" diye konuştu. Görev süresi dolduktan sonra yeniden başbakan olmayı isteyip istemeyeceğinin sorulması üzerine Butto, "Yapılacak bir iş var. Bu, işin beş yılda tm, on yılda mı tamamlanacağına bağlıdır" ifadesini kullandı. Kurulacak federal cumhuriyet, anayasa açısından iki toplumlu, toprak yönünden iki kesimli olacak. İki toplumun siyasaleşitliği olacak. Her federe devlet bir toplum tarafından yönetilecek. İki toplum federal hükumetin bütün organlanna ve kararlanna, sonuç alıcı şekilde katılacak. Dolaşım özgürlüğü sağlanacak. Ğteki tarafayerleşecekler konusunda anlaşılacak. Yerleşme ve mülk edinme özgurlükleri sağlanacak. Göçmenler geri dönecek; KKTC, Rum kesimine Thatcher'la görüştü toprak verecek. Ada, nihai olarak askersizleştirilecek. Guney Kıbns Rum Yönetimi lideri Vasiliu dün Londra'da tngilte rüşmeler eylülde yapılacak. • 1960 Garantı Anlaşması aynen kalacak, ancak günun şartlarma uydurulacak. • Eski yerlerine dönmek istemeyen göçmenler, mallanna karşüık tazminat alacak. • tki toplumun, eşit olarak yararlanacağı bir ekonomik kalkınma modeli uygulanacak. guvenlık ve garantıler konularında sonuç alıcı anlaşmalara varılması gerektiğini vurguladı. Cuellar'ın New York zirvesinde yaptığı açış konuşmasının sadece kendisini ilgilendirdiğini ve taraflan bağlamadığını söyleyen Denktaş, konuşmanın bir iaslak anlaşma olraadığıru da bildirdi. KKTC Cumhurbaşkanı taslak anlaşmaEyltil nın Vasiliu ile Lefkoşa'da yapaGenel Sekreter Cuellar, taraflar cağı "pazarlık göriişmelerinde" dan önerdiği bu ana ilkeleri iyice hazırlanacağını ifade etti. BM yetkilderi tarafından hazırincelemelerini, daha sonra karşıhklı görüşmelere başlamalannı ve lanan bir taslak üzerinde görüş 3 özgürlük ve göçmenler • Dolaşım özgürlüğü, federal cumhuriyetin kurulmasıyla beraber uygulanacak. Yerleşme ve mulk edinme özgürlukleri ise göçmenlerin evlerine dönüşu konusunda anlaşma sağlandıktan sonra uygulanacak. • İki taraf, her toplumdan, diğer toplumun yönetimi altında bulunan bölgeye yerleşecek şahıs sa SSCB'de harita glasnostu MOSKOVA (AP) Sovyetler Birliği'nde 50 yıldan bu yana ilk kez Moskova kentinin doğru bir haritası yayımlandı. Haberi veren Sovyet resmi TASS ajansı, şimdiye kadarki Moskova kent haritalarınm bilinçli bir şekilde hatalı yayımlandığını ve bunun gizlilik tutkusundan kaynaklandığını belirtti. TASS, şimdiye kadarki Moskova haritalarınm çok eksik olduğunu vurguladı. tere Başbakanı Margaret Thatcher'la görüştü, bir saat süren görüşmede Thatcher, Vasiliu'dan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denkfaş'la yapacağı ikili görüşmeleri hızlandırmasını istedi. Vasiliu da yaptığı görüşmeyi çok olumlu olarak niteledi ve "Toplumlararası göriismelerde bir ilerleme kaydedilmesine ivedi gereksinme olduğu hususunda göriışbirliğine vardık. A>nca BM Genel Sekreteriyle buluşacağım eylül ayına kadar da Denktaş' la bir taslak anlaşma hazırlayabileceğiraizi umut ediyorum" dedi. Füsun Balaban ile Tonguç Akkuş evlendiler Bursa, Beyaz Saray, 8 Tcmmıu 1989 Alman ulusu bîrleşmelidîr DİLEK ZAPTÇIOĞLU BONN Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl'un 6 temmuzda Fransız RTF1 tdevizyonu ile yaptığı söyleşide verdiği yanıtlar yankı uyandırdı. Gorbaçov'un Bonn ve Paris ziyaretlerinin ardından göruslerini belirten Kohl, "Bu yiizyılın bitimine kadarki on bir vüı Ortak Avnıpa Evi'nin inşası için kullanacagız" dedi. Kohl, geçen yıl "Newsweek" dergisinde yaptığı GorbaçovGoebbels karşılaştırmasım "bir bata" olarak niteledi. Kohl'un Fransız televizyonundan Patrick Poivre d'Arvor'a verdiği yanıtlar kısaca şöyle: SORU: Gorbaçov'a Almanya'da gösterilen coskunun Fransa'dakini aşbgı herkesin dikkatini çekti. Sovyetler Birliği ile fazla flört ettiğiniz suçlaması var. BaOlı dostlannızı biraz kenara ittiğiniz doğru mu? KOHL: Bence bu hiç doğnı bir saptama değil. Benim vatandaşlarımın Paris veya Strasbourg'daki Fransızlardan farkb tepki göstermesinin tarihsel nedenleri açıktır. Biz bölünmüş bir ülkeyiz. Tarihte çok ağır koşullardan, deneyimlerden geçmiş bir ülkeyiz, ki bu koşullan bir ölçüde kendimiz yaratuk. Federal Almanya'nın yerinin Batılı ortak ve dostlannın yanında olduğundan hiç kimse kuskulanmamalıdır. Biz iki dünya arasında gidip gelmiyoruz. Vatandaşlarımızın 17 milyonu Doğu Almanya'da yaşıyoT. Onlar özgürlukte yaşama şansına sahip değiller. Biz özgürlüğün değerini tarihsel derslerden çıkartarak öğrendik. Bu yüz>rılın bitimine kadarki 11 yılı, Gorbaçov'un sözlerini devralarak söyluyorum, "Ortak Avnıpa Evi"ni kurmak için değerl endireceğiz. Ancak bunun gerçekten açık pencereli, açık kapuı bir ev olması gerekiyor. Herkesin o eve girip çıkabilmesi gerekiyor ve kimin girip çıktığını kimsenin kontrol etmemesi gerekiyor. Amerikalılar da elbette dostumuzdur ve onlar da bu evde oturacaktır. SORU: "Newsweck" dergisine verdiğiniz bir demeçle Gorbaçov'u propaganda açısından Go E Almanya Başbakanı Helmut Kohl Fransız TVsine demeç verdv TJC İsruiVde hükumet krizi KUDÜS (Ajanslar) İsrail Başbakanı Izak Şamir'in kendi önermiş olduğu barış planına, Ticaret ve Sanayi Bakanı Ariel Şaron tarafından getirilen kısıtlamalan kabul etmesi, hükümeti karıştırdı. tsrail tşçi Partisi'nin lideri ve Maliye Bakanı Şimon Peres, partisini Likud Cephesi'yle koalisyon ortaklığmdan çekilmeye çağırdı. Peres, tşçi Partisi'nin hükümetten ayrılıp ayrılmaması konusunda duzenlenen siyasi bUro toplantısında dün yaptığı konuşmada, Likud Cephesi lideri ve Başbakan hak Şamir'in işgal topraklarında seçim yapılması onerisine katı koşullar getirilmesi üzerine panisinin bu hukümette yapabileceği fazla bir şey kalmadığını söyledi. " B M yüzyılın bitimine kadarki 11 yılı, Gorbaçov'un sözlerini devralarak söyluyorum, 'Ortak Avnıpa Evi'ni kurmak için değerlendireceğiz." "A/mo/j ulusunun birleşmesi sorununun bir basın toplantısında ortadan kaldınlabileceğine hiç inanmıyorum. Dünyadaki bütün halklar gibi bizim de kendi kaderimizl tayin hakkımız var." ebbels ile karşılaştırmışünız. Fikrinizi bu arada değiştirdiniz mi? KOHL: Evet, bu bir hataydı. SORU: Mitterrand ve Gorbaçov yaptıklan basın toplantısında iki Alman>a'nın birleşmesi umudunu geri çevirdiler. Boyielikle en büyuk duslerinizdtn biri yok edilmiş olmuyor mu? KOHL: Alman ulusunun birleşmesi sorununun bir basın toplantısında ortadan kaldınlabileceğine hiç inanmıyorum. Dünyadaki bütün halklar gibi bizim de kendi kaderimizi tayin hakkımız var. Bu, Birleşmiş Milletler'in kuruiuş bildirgesinde yer alır. Gorbaçov'la ben, Almanya ziyaretinde bu hakkı tekrar ifade ettiğimiz bir SovyetAlman anlaşması imzaladık. Almanya'nın bölünmesi, Hitler'in başlattığı tkinci Dünya Savaşı'nın sonucudur. tmparatorluğumuzun üçte bir toprağı doğuda elimizden alınmıştır. Bir barış antlaşması yoktur. Topraklanmız şimdi Federal Almanya ve Doğu Almanya arasında bölünmüş durumdadır. Biz Avrupa'daki sınırlan, duvarlan aşmak istiyonız. tnsanlar, aileler birbirine kavuşmak istiyor. Ortak Avrupa Evi demek, bu sınırlann aşılması ve Almanların bölünmesinin ortadan kaldınlması demektir. SORU: Birkaç lydır Federal Almanya'da aşın sağm hızla tırmandığı göriüüyor. Bir yıl sonra yapılacak genel secimlerde aşın sağcılar yüzıinden Bondestag'da bir çoğunluk saglayamamauz sozkonusu. Bavyera'daki dostlannızdan bazılan aşın sağ ile ittifaka girmek niyelinde. tktidarda kalabilmek uğruna siz de bunu yapar mısuıız? KOHL: Hayır. Bavyera'daki Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi de aşın sağla ittifaka girmez. Siz Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonucyndan yola çıkıyorsunuz. Bu sonuç, ulusal parlamento olan Bundestag seçimleri sonucuyla bir tutulamaz. Seçime katılım oranlannda dahi yüzde 25 oranında fark vardır. Seçimi kazanma şansımızı yüksek görüyorum. Koalisyona (Hıristiyan Demokrat Parti ile liberallerin koalisyonu) devam edeceğim. DARLIK POMPA İSTASYONU OTOMASYON PROJESİ İHALESİ İdaremiz, Darlık pompa istasyonu otomasyon projesini kapalı zarf usulüyle uluslararası ihaleye açmış bulunmaktadır. Proje, (İSKÎ Proje No. S441İB) yabancı para olarak ödenecektir ve tamamı Dünya Bankası kredisi ile karşılanmıştır (2888 TU). 1 Yalnızca Dünya Bankası'na üye ulkelerle Isviçre ve Tayvan orijinli şirketlerW ihaleye katılabileeektir. 2 Otomasyon sistemi, Darhk pompa istasyonu operasyonlannın, İSKİSCADA sistemi ile iletişimli olarak gözlem ve kumandası amacıyla yapılacaktır. Proje, radyolink bağlantılı olarak İSKÎSCADA sistemi denetiminde çalışacak bir PLC tabanlı gözetim ve kumanda sistemini kapsamaktadır. önerilen sistem hem yerel hem de uzaktan kumandalı olarak çahşabilecektir. 3 îşin kapsamı: tlgili bütün detaylı tasanm ve mühendislik işlerinin tamamlanması. Uygulama çizimleri, ahngaçlann, ölçüm ve kumanda cihazlarının temin ve montajı, istasyondaki mevcut donamm ve tesisata uyarlama. ÎSKİSCADA sistemine bağlantı. Sistemin en az bir yıl süre ile çalıştınlrnası ve iki yıl süre ile de süpervizyonu. 4 Kapalı zarf içindeki teklifler, en geç 25 Ağustos 1989 günü saat 14.00'e kadar İSKİ Genel Müdürlüğü, Personel Daire Başkanlığı Genel Evrak Müdürlüp'ne teslim edilmiş olmalıdır. 5 Geçici teminat 75.OOO.OOO.TL'dir. 6 Adı geçen işler için ihale dokümanlan, îstanbul, Aksaray'daki tSKl binası, 2'nci kat, Su îsale ve Dağıtım Daire Başkanlığı 219 No'lu odada görülebilir veya aynı binanın zemin (Bl) katındaki vezneye yatınlacak 55O.OOO.TL. karşıhğı satın ahnabüir. İhale dokümanlannı yurtdışından satın almak isteyenler, Ziraat Bankası, Aksaray şubesindeki 439 No'lu İSKÎ hesabına 250.USS (veya eşdeğeri) havale edebilir. İhale dokümanlannın, İSKİ tarafından DHL ile gönderilmesini isteyenler, ihale dokümanlan ücretine ilave olarak 150. USS (veya eşdeğeri) daha, posta ile (uçakla) gönderilmesini isteyenler ise 50.US$ (veya eşdeğeri) kadar daha ödemeyi aynı hesaba yatıracaklardır. 7 Teklif sahiplerinde aranacak minimum yeterlilik ve özellikler, ihale dokümanlan, cilt 1, "Teklif Sahiplerine Talimatlar" bölümünde belirtilmiştir. 8 İSKİ İdaresi, 2886 No'lu Devlet İhale Kanunu'na tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Aksaray Meydanı 34300 Aksaray İSTANBUL TELEX: 31293 ISUTr FAX: 521 32 38 Basın: 27180 İSTANBUL BÜYÜK ŞEHtR BELEDtTESt İSKİ İSTANBUL SU VE KANALtZASYON tDARESİ | GENEL MÜDÜBLÜĞÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle