25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 3 Üçüncüsü gorüşmeye ilişkindir. Görüşme, yargıların çokluğunu (pluraitâ dei giudizi) sağlayan kurallara uygun olarak biçimlendirilmeli ve gercekleştirilmelidir. Gerçekten, goruşmede sergilenen düşünceler, görüşme sırasında henüz yargı (guidizio) düzeyinde değil, sadece her yargıcın oylama anındaki yargısını hazırlayan geçici gorüşler (opionioni) niteliğindedir. Bu ayırım ve ayrılık son derece önemlidir. Çünkü her yargıç, başkalannın görüşlerini mutlaka dinledikten ve kesinkes değerlendirdikten sonra son yargısını (giudizio) verecektir. Esasen gorüşme, bu geçici görüşlerin (opinioni) sergilenmesi ve bu görüşlerin değil; bu görüşlerin ışığında tezantitezsentez geçidinden süzulüp gelen yaraların oluşturulması ve oylamaya hazırlanması için yapılmaktadır. Böyle olmasaydı, göruşmeye gerek kalmaz, doğrudan doğruya oylamaya geçilirdi (FOSCHINI, op. cit., I, n.95; KUNTER, opcit., n.278). O yüzden tersine bir uygularna; görüşme aşamasının varhk nedenini yadsımak, yargılamarun sağlıksız sonuçlanmasına göz yummak ve de gorunüşte toplu yargıçlarla ve fakat aslında oylamayla peçelenen tek yarğıçlarla yargılama yapmak demektir. 4 Dördüncü ilke, toplantıya katılan yargıçların değişmemesi (immutabigitâ del collegio) kuralıdır (MANZINI, loc cit.). Bu kural toplantıya görüşmenin başında katılan yargıçlarla oylamaya katılanların sayı ve kişi olarak aynı olmaları demektir. Bu gerçek herkesçe bilindiğinden, eski deyişle malum ve maruf bir olgu olup kanıtlanmasına ve belirtilmesine gerek bulunmadığından (notoria non sunt probanda), çoğu ülke yasalannda düzenlenmeye bile zorunluluk duyulmamıştır. Bir toplantıdaki gorüşmeye baştan beri katılmayan bir yargıcın, " 3 " numaralı bentte açıklanan diyalektik mekanizmasımn içine girmesi, karşı görüşleri değerlendirmesi olanaksızdır. Olsa olsa, kendi kişisel duşüncesi olgunlaşmadan yargıya dönüşecektir. Konuyu önceden bilme iddiası ise, görüşmenin varlık nedenini yadsıyıcı ve aldatıcıdır; bu yüzden de geçerli değildir. Zira bu bilgi de, henüz duşünce (opinione) düzeyindedir ve bir düşüncenin de yalnızca oylamada sergilenecek yargı (giudizio) düzeyinde sayılması olanaksızdır. Görüşme sırasında ileri siirülen bir cümlenin bile, yargıların birçoğunu, hatta tamamını değiştirdiği sık sık yaşanan olaylardandır. O nedenle toplantıya sonradan katıldığı için bu görüşlerin bir bölümünü bile değerlendirme olanağını bulamayan bir yargıç, görüşmede yok sayılır ve oylamaya kesinlikle katılamaz. Toplu yargıç sistemi içinde, görüşme ve oylamayla oluşan bu çok ozneli ve kaımaşık işlemin adı, toplu işlemdir (atto collegiale) ve yukarıdaki kurallara uyularak gerçekİeştirilmek gerekir (CORDERO. Procedure Penale, Milano, 1985, s. 396398). Butün dünyada, toplu yargıç ve yargılama sisterninin uygulandığı ilk ve iist mahkemelerde ve ozellikle Yargıtay'da bu kurallara kesinkes uyularak adalet dağıtılır. Kuşkusuz Türkiye'de de ağır ceza ve ticaret mahkemeleri gibi ilk mahkemelerde ve Yüksek Mahkememizde de bu kurallar geçerlidir. Nitekim Medeni Yargılama Yasası'nın 383. maddesinde "göruşme ve oylamaya ancak sözlü duruşmada hazır bulunan üyeler (...) katılırlar.", 384. maddesinde "gorüşmeye katılabilecek ve oyverebilecek yargıçların tümü hazır bulunmadıkça görüşme yapılması olanaksızdır". Aynı doğnıltuda Ceza Yargılama Yasası'nın 381. maddesinde "duruşma ve kararlarda yasanın belirlediği sayıda yargıçların bulunması zorunludur", 382. maddesinde ise "görüşmede ancak hükme (oylamaya) katılacak yargıçlar bulunur" denilmektedir. Bu hukümlerin Yargıtay aşamasındâki bütün toplantı ve görüşmelerde uygulanmaları doğaldır. Kaldı ki, Yargıtay Yasası'nda da ancak "oylamaya katılacakların tümunün hazır bulunmalan (...) halinde" toplanılacağı (md. 39), "toplantıda bulunanların (...) çoğunluğu ile karar" verileceğı (md. 42. Yargıuy İç Yönetmeliği, md. 25, 26, 28) belirtilmiştir. Bu hükümler bulunmasaydı bile, eşyanın doğan gereği determinist olarak aynı sonuca ulaşılacaktı. Zira her yargıç, toplu yargılamada kararın oluşmasında payı bulunan her işleme katılmak zorundadır (MERLEVITU, op. cit., n. 1321). 11 TEMMUZ 1989 Toplu Yargılamad a Görüşme Kuralları Toplu yargıç ve yargılamada sisteminin, tek yargıç ve yargılama sistemine üstünlüğü tartışmasızdır. Ancak, insanhk adalet dağıtırken, hiç bir zaman kusursuz ve yetkin bir sistemi gerçekleştirememiştir. Toplu yargıç ve yargılama sistemine yöneltilen en güçlü eleştiri şudur: Oylama, her zaman gerçeğin ve adaletin ölçüsü değildir (EREM, cit., n, 42). Gerçekten yü'z kişinin katıldığı bir toplantıda, bir kişi gerçeği savunmuş ve 99 kişi yanılmış olabilir. ÇAĞDAŞ YAVINLAPI İLHAN SELÇUK'un Yeni k i ta b ı Dç. Dr. SAMİ SELÇUK Bilindiği üzere, yargılama her an ve aşamada di rarı ve zorunluluğu tartışmasız olan göriişme yalektiğin kunılması ilkesine dayanır. Bu doğrul (EREM, Diyalektik Açısından Ceza Yargılaması tuda sağlanan "dialogo" ilkesinin dinamik süre Hukuku, Ankara, 1986, n. 42) aşaması ise; tek yarcinde tezantitez ve sentez oluşacak; tarafların bir gıç (juge unique, giudice singolo, giudice monocbirleriyle savaşarak değil, birbirlerini duzeltip ta ratico) sisteminde bulunmamaktadır. O yüzden bu matnlayarak ve yanlışı birlikte yenerek (cum vin tür yargılamada kararlann kişisellikten anndınlmacere) gerçeğe (logo), yani ortak kanıya (convinri dığını anlatmak için, tek yargıca İtalyanca'da "moum, convincimento: conviction) ulaşılacaktır. nokratik yargıç"; ve kimi ülkelerde biraz abartılı (FOSCHINI, Sisteraa del diritto processuale penale, da olsa, "tek yargıç, haksız yargıçtır: juge unique, jugeinique" dendiği belirtilmiştir (PISAP1A, CoMilano, 1965, I.n.94). mpendio di Procedura Penale, Padova, 1985, s. 72; Yukarıda özetlenen oluşu (processus) sağlamak RANIERI, Manuale di diritto processuale Penaiçin, insanlığın bulduğu en yetkin yontem ise, kuş le, Padova, 1965, s. 184: MERLEVITU, op.cit., kusuz birden çok kişinin katıldığı toplu yargıç (ju n. 1322). ge collegial, giudice collegiale) sistemidir. Bu sistemin varlık nedeni, özlü ve yoğun bir anlatımla, Toplu yargıç sisteminin ilkeleri birbirlerini aydınlatan ve düşüncelerini karşıhkb deİşte toplu yargıç sisteminin yukarıda sergilenen netleyen çok saydıdaki yargıcın kendi görüşlerini amaç ve ustunlüklerinin sağlanması ve tek yargıç karşı görüşlerin ışığında tartarak, yani görüşüp tar yargılarnasına dönüşmemesi amacıyla, zincirin haltışarak, hera tarafların görüşlerine ve hem de ken kaları gibi, birbirlerini izleyen ve birbirlerine bağlı di kişisel düşüncelerine karşı bağımsız ve kişisellik bir dizi ılke benimsenmiştir: ten arındınlmış, bu yüzden de artık yargıca değil, 1 Birincisi şudur: Toplu yargıç yargılaması, birmakama ait bulunan, yani, nesnel (objektif), or birlerini izleyen iki bölumden (fase) oluşur ve bir tak, anonim ve genel nitelikte bir hükmu oluştur bütündür: Göriişme (müzakere) ve oylama. Bu oluş, maktadır (FOSCHINI, op.cit., n.145, 153; KUN yargılama morfolojisi açısından organiklik ilkesiTER, Muhakeme Hukuku Dalı olarak Ceza Mu nin toplu yargıç sistemiyle sonuç çıkarma devresihakemesi Hukuku, Istanbul, 1986, n.22, 91, 181). ne (periodo) doğal bir yansımasıdır (FOSCHINI, Bu nedenle en iyi, en sağlam, en nesnel (gayri Sistema..., 1968, II, n. 1, 2; KUNTER, op. cit., n. şahsî) ve en güvenceli adaletin toplu yargıç siste 405; MANZINI, Diritto Processuale penale, Torimiyle gerçekleştiği ileri sürülmüştür (STEFANİ no, 1931, II, s. 108117). Görüşme ve oylama, bu kroLEVASSEURBOULOC, Proc6dure Penale, Pa nolojik sıraya göre ve kurallanna uygun olarak yaris, 1987, n. 22; MERLEVITU, Traite de droit cri pılmalıdır. minel, Paris, 1973, II; n. 1322). 2 Ikincisi, toplanma sayısı ve oyçokluğu ilkesiKuşkusuz, toplu yargıç sisteminin bütün bu us dir. Yani, görüşme ve oylama, yasaca ongörulen satünlüklerini sağlayan, göriişme (müzakere: delibe yıda yargıçların katılmalarıyla yapılmalı ve oyçokration ya da tartışma; discussion) aşamasıdır. Ya luğuna uyulmalıdır. GÜLÜ 7 . 0 0 0 TL. (KDV içinde) Sonuç Toplu yargıç ve yargılama sisteminin, tek yargıç ve yargılama sistemine üstünlüğü tartışmasızdır. Ancak, insanlık adalet dağıtırken, hiç bir zaman kusursuz ve yetkin bir sistemi gerçekleştirememiştir. Toplu yargıç ve yargılama sistemine yöneltilen en güçlü eleştiri şudur: Oylama, her zaman gerçeğin ve adaletin ölçusu değildir (EREM, op.cit., n.42). Gerçekten yüz kişinin katıldığı bir toplantıda, bir kişi gerçeği savunmuş ve 99 kişi yanılmış olabilir. 99 yanlış ise, bir doğru değildir. O yüzden, son çözümlemede, oylama olgusu, gerçeği yakalamaktan çok, yargılamada uyuşmazlığa son vermek için buluşmuş çaresizliğin çaresidir. İşte toplu yargıç ve toplu yargılamanın sonuç çıkarma devresinin son aşamasını oluşturan oylama aşamasının özünde bulunan bu sakıncayı önlemek, hiç değilse en aza indirgemek için, yukandaki ilkelere sığınılmış ve uyulmak gerektiği belirtilmiştir. Eğer bunlara uyulmazsa, sonuçta ulaşılan toplu yargılama işlemi (atto collegiçle) sakat ve sonuç da sağlıksız olacaktır. Sağlıklı bir oylamanın nasıl yapılması gerektiğine bir başka yazımda değineceğim. Çağdaş Yayınları, fürk Ocağ. Cad. 3941 CağaloğluİSTANBUL ESKİŞEHİR ÖZEL TİP CEZAEVİ'NDEKİ DEVRİMCİLERDEN KAMUOYUNA Tünel gerekçesiyle, bugüne dek mücadele ede ede ve kamuoyu desteğiyle kazandığımız tüm haklarımız gasp edildi. Bizler de 3 Temmuz 1969 Pazartesı gününden bu yana, gasp edılen haklarımızı ve eşyalanmızı alıncaya dek süresiz açlık grevine girdik. Adalet Bakanı yıne açıklamalar yapıyor, yine 12 Eylül döneminin insan haklarına saldırı yöntemlerine dört elle sarılıyor; gerçekleri soylemiyor. Bakan, "Cezaevindeki liderler tutukluları açlık grevine zorluyor, aileleri ve toplumu kullanıyoriar" derken, yine demagoji yapıyor. Oysa her şey öyle açık ki; yapılan zulüm ve haklanmızın gaspryla bizi açlık grevine zorlayan Adalet Bakanlığı'dır, siyasi iktidardır. Bizler mücadelemızde kararlıyız. Tüm ilerici ve demokratları direnişimizi desteklemeye çağırıyoruz. Eskişehir özel Tlp Cezaevi'ndeki d«vrimci yol davalan hükümlü ve tutukluları adına ALİ KEMAL BİLGİNER HESAPLAŞMA BURHANARPAD istanbul'un şehiriçi sokakları her çeşıt ulaşım aracına açık, ardına kadar! At arabası, motosikiet, taksi, özel otomobil, kamyon, kamyonet... Günün her saatinde şehrin içinde cırıt atıyor Hiçbir trafik kuralına saygı göstermeden! Bu ulaşım kargaşasına son günlerde yeni bir saygısiz!<k örneği katıldı Sarı boyalı, iri yarı ve kocaman merdanesi durmadan döner bir kamyon! Dev bir kamyon! Şehiriçi yollarda bile bütün azgınlığıyla geçiyor. Canavar benzeri bir makine Merdanesi durmamacasına dönüyor ve dönüyor. Önceleri belediyenin son model çöp kamyonu sandım. Fakat aklım yatmayınca kımılenne sordum. Büyük yapılaşmacıların giderini düşürmek için kullandığı yeni bir teknik araç olduğunu söylediler. Geniş açıkhava deposu topraklarda oluşturulan harçlar merdaneye doldurularak yapı yerine gönderilirken merdane çalışıyordu. Yapı yerinin uzağında ve çok bol oluşturulan harçlar sizlerin ve benim, yani yurttaşın şehir yollarını bozarak, tıkayarak, yapımcıya ucuz ve çabuk harç yetiştiriyordu. Günün ve gecenin her saatinde. Hiç kimsenin yadırgadığı, ilgilendiği yok. Ne İstanbul ilçe belediyetert ne de istanbul Anakent Belediye Başkanı. Sorumluların kim otabilecegini duşünürken Cumhuriyet'te çıkan bir okur mektubu durumu aydınlattı. Maçka'da maden fakültesinin arka bahçesi bir inşaatçıya kiraya verilmişti. İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü'nçe kiraya verilmişti. Tüylerim diken diken oldu. Yükseköğrenim gençlerinin yaşadığı bir yer nasıl kiraya verilebilirdi. Hem de rektörlükçe. Gençlerin soluk alabileceği topraklar inşaatçı firmanın açıkhava deposu olarak kiraya veriliyor, kullanılıyor, depo günün yirmi dört saatinde çalışıyor ve hiçbir yetkilinin kılı kıpırdamıyor. Olaya güç inandım. Inanmak ıstemedim. Fakat olayı Cumhuriyet'e duyuran mektubu okuyunca ister istemez inandım Çevrede beş yıldızlı oteller vardı. Lüks apartmanlar vardı Öğrencı yurdu vardı. Günün yirmi dört saati çalışan makınelerin cehennem gürültüsü ne okumaya, ne ögrenmeye, ne de uyumaya izin , veriyordu. Bir yanda bilim adamlarının parlak demeçlerı, panelleri, açıkoturumları, öte yanda günlük olayların acı gerçekleri! İşte mektup: "Hüsrev Gerede Caddesi 55/5 adresinde oturuyorum. Aynı bahçe içinde bir kreş, fakülteler ve ögrenci yurdu vardır. Faaliyet 24 saat aralıksız devam etmektedır. Beton santralı, atölyeler ve depolar vardır. Beton üretilmekte, demir ve boru imalatı ve kaba inşaatla ilgili öbür bütün imalat burada gerçekleştirilmektedir. 20 tonluk kamyonların gece yarısı yaptığı (sabaha karşı saat dörtte) fren sesı, insanı uykusundan sıçratmaya yeterlıdir. Oysa kum, mıçır ya da demir boşaltan kamyonların gürültüsü, damper kapağının gürültüsü insan sağlığını bozacak ölçudedir. Boyları on metreden fazla ve çeşitli kalınlıktaki boruların iki ışçı tarafından kamyondan atılması suretıyle saatlerce süren tahliye sırasında yapılan gürültüye sabaha kadar dayanmak çok guçtür. Vinçlerin, greyderlerin, ağır iş makinelerının çalışmaları, tozu toprağı ve gürültüsüyle korkunçtur. Aynı bahçe içinde bulunan öğrenci yurdu 50 metre mesafede; her gün sabaha kadar süren işkencelerin tümünü anlatmak olanaksız Önemlı bir örnekle yetinmek istiyorum: 24 Haziran 1989'u 25 hazırana bağlayan geçe, 02.30'a kadar yirmi tonluk kamyonlar, beton santralına kum ikmalı yaptı O sabah üniversite sınavına girecek oglumun yaşamındakı bu önemli gecesınde bir parça dınlensin dıye şantiye yetkililerine rica etmeye gittim. Bekçı tarafından, yetkilı olmadığı gerekçesiyle geri çevrildim. Bekçınin söyledığı doğruysa başında yetkili ve sorumlu bulunmayan bir işyerınin çalışması hangi yetkililerin izniyle olmaktadır İçeride olduğunu gördüğüm kişi yetkili ise yaptığının suç olduğunun bilinciyle benimle göruşmemiştir Çaresiz, korumasız, haklarını arayamayan, başvuracak merci bulamayan insanlar durumuna düştük. 1989 yılında, İstanbul'un ortasında, meskenler ve okullarla çevrilmiş bir bölgede cereyan etmekte olan bu dramı duyurup ınsanların ruh sağlığına bir çözüm için katkıda bulunmasam bile hiç değilse kayıtlarınızda bulunması için başvuruyorum. Saygılarımla. Nurettin Çakan." İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü'nün ve İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı'nın açıklaması dıleğıyle... Egemen guçlerin mafyayı kullanarak halkımıza yönelttiği alçakça saldırıları protesto eder, faşist mafya saldınlan karşısında Sultanbeyli ve Samandıra halkını yalnız bırakmayacağımızı vurgulanz. Faşist mafyanın saldırısı sonucu şehit düşen OKURLARDAN İleüşL ım Ben yeterli konuşmadığımızdan fikâyetçiyim. Düşüncelerimizin, duygulanmızın bütününün gün ifiğına çıkmasmdan, paylaşımla düşünce ufuklarımızın genişlemesinden, duygulanmızın karşımızdaki insanlarca duyulmasından sanki korkar gibiyiz. Bastırılmış olduğumuzdan olduğunu sanmıyorum; samnm düşüncelerimizin bilinmesinden, duygulanmızın ise gerçek manada yaşanmasından kaçmıyoruz. Oysa ikili ilişkilerimizde, insanlarla olan diyaloglanmızda sorunlanmızdan, kopukluklarımızdan bahsederiz de bunun nedeninin düşüncelerimizin, duygulanmızın açık olmayısından, düşündüklerimiz yansıtnklanmtzın farklı oluşundan kaynaklandığını aklımıza bile getirmeyiz. Kimüerimiz ise, aklına getirdiği halde bunları ya uygulamıyor, bulasıct bir hastahk gibi kaçıyor ya da korkuyor. Oysa tam bir iletişim kurmak için, sözlerimizin karst tarafa soru isareti bırakmayacak şekilde net ve açık olması gerekir. Bunu samnm "Erdal Atabek" "Sözüm Sanadır" kitabında çok güzel vurgulamıştır. Orada söyle yazmaktadır. "Aykut (hapishane yıüannda ikili volta attığı değerli bir söyleşi arkadasıdır), düşüncelerinin bir bölümünü söylüyor gibi gelirdi bana. Sanki hep kendine bıraktığı düsünceler, duygular, sözler var gibiydi. Söyledikleri kadar söylemediklerini de merak ederdim." Acaba diyorum karşımızdaki insamn kendine bıraktığı düsünceleri, duyguları hangimiz merak etmedik! Ettik, edeceğiz de. Düşüncelerinizi duygularınızı serbest bırakm, onlara sanlmaktan, gizlenmekten vazgeçin. Onlan duyarak, bütün bir sıcaklığı, bütün bir içtenliği ile yasayın. Bunlan yasamaktan korkmaym. Hem zaten hayat bunlardan ibaret değil mi? Düşüncelerin, duygulann paylaşımı değil midir? Ben iletisiminizi kurun diyorum. Ama önce kendinizle, sonra düşüncelerinizi, duygulanmzı etkileyen insanlarla kurun. Kendinizle, onlarla konuşun, cephe almadan, savunma yapmadan, bütünüyle duyarak yaşayarak konuşalım istiyorum. Konuşaum ki sorunlanmızm geçilmesinde köprüleri kuralım, kopukluklarımızm birleşiminde adımlanmızı atalun. Oysa ne güzel söylemistir atalarımız, "insanlar konuşa konuşa anlaşır". Kendimizle, karşımızdaki insanlarla çatışmak istemiyorsak, biz insanlan konuşmaya çağırıyorum. GÜLŞEN DEMİR ANKARA İstanbul'da Yaşayabilmek Diş düşmanı tartar'a ve diş çürümelerine karsı güç Özel formülünün AntiTartar, deneylerle Ipana etkisi klinik diş taşla kanıtlanan Ipana karşı güçlüdür. taşlarına diş çürümelerine AntiTartar, dis Içerdiği ve ^ 1 ^^Kr Fluorid ile diş minelerini sertleştirir, diş çürümelerini önler. Bileşimindeki özel maddeler, yeniden diştaşı oluşumunu en aza indirger. Ipana AntiTartar, günlük kullanımda diş çürümelerini de önleyen ideal M özel bakım" diş macunudur. Tartar (Diştaşı) Nedir? Tartar dişler üzerinde, özellikle diş ile dişetinin birleştiği bölgelerde biriken kireçleşmiş tabakalardır. Tartar "periodontal" hastalıklara neden olur: • İstenmeyen ağız kokulan oluşur. • Dişetleri çekilir, iltihaplanır, sık sık kanar. • Dişlerin direnci azalır, sallanmaya başlar. • Diş çürümeleri hızlanır. Tartar. aynca, dişlerin görünümünü de çirkinleştirir. DAHA IVI SARTLARI.A HIZMETINIZDEYIZ /kLPİ DOĞRAMA URETIM VE PAZARLAMA A.Ş Tartar (Diştaşı) Nasıl Önlenir? Tartar, diş hekimleri tarafından temizlenir. Ancak, zaman içinde, dişlerin dişetiyle birleştiği bölgede yeniden tartar birikimi başlamaktadır. İpana AntiTartar, bu birikimi geciktirir, en aza indirger. Diş çürümelerine ve diştaşlanna karşı güçlü İpana AntiTartar, hergün, düzenli olarak kullanılmalıdır. Unutmavın! İpana AntiTartar özel formülü, güçlü etkisi. farklı tadıyla. günlük ve özel diş bakımı için geliştirilmiş, çağdaş bir ipana ürünüdür. Siz de, hergün düzenli olarak İpana AntiTartar kullanın, diş minelerinizi sertleştirin. diş çürümelerini önleyin, diştaşlarından annmış, sağlıklı dişler kazanm! Emnıyeı Evlerı Yenıçerı Sk No 15 4 LEVf NT/ISTANBUL Tel 164 56 78 Faks 164 39 70 YENii METİN TOPAL'ı mucadelemizdc yaşatacağız! Yeni ÇÖZÜM, Devrimci Gençlik, AK.\D, BAKAD, BtKAD, BEYKAD, ÇİHKAD, DEMKAD, EMEKAD, GEYAP, GOPKAD, HAKAD, KAR DER, KKDD, SKDD, TAYAD, ÜMDER Tüm taraftarlarımızı ve devrimci, demokral güçleri cenazesine katılma>a çağırıvoruz RKSTAURANT BAHÇE BAR dilhayat IŞIK YAVUZ Pazar harıç tıergun Sıtou Gnassounou •estrr s»ıg s I fttfeı aımoyolsot No7 16551 M 165 1596 diş macununuzu bflıyoruz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle