Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 HAZİRAN 1989 35 milyonluk dük Pontorom'un, 1530larda yapıldığı tahmın edilen ve Floransalı Dük Cosimo de Medici'yi konu alan tablosu, çarşamba günü New York'ta Christie's muzayede salonunda, 35 2 milyon dolara satıldı. Tablo, Rönesans devn Italyan usta ressamlannın eserleri içinde en iyisi olarak görülüyor. (Fotoğraf AP) CUMHURİYET/13 Atatürk Baraş Odülü 5 0 milyon ANKAKA (AA) 19?l'de "Atatürk Uluslararası Banş Ödülü"ne değer bulunacak adaya 50 milyon lira verileceği açıklandı. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı, 1991 yılında verilecek beşinci "Atatürk Uiuslararası Banş Ödülü"ne ilişkin esaslan ilan etti. "Atatürk Uluslararası Banş Ödülü", Atatürk'ün "Yıırtta sulh cihanda snlh" ilkesi doğrultusunda dünya banşına, uluslararası ilişkilerde dostluk, anlayış ve iyi niyetin geliştirilmesine hizraet eden kişi veya kuruluşlara veriliyor. Ödül ilk olarak 1986'da NATO eski Genel Sekreteri Joseph Luns, 1987'de Federal AJmanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker, 1989"da da Japon Prensi Tomahito Mikasa'ya verildi. 1988'de ise ödüle değer aday bulunamadı. 1990 yılı ödülünün 40 milyon lira olduğu daha önce açıklanmıştı. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi ANKARA (Cumhuriyet Bürosıı) Dokuz yıl aradan sonra duzenlenen "II. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi", öğrencilerin yoğun' ilgisiyle sürüyor. Öğrenciler ODTÜ'de 4 salonda birden süren oturumlan izlemek için yoğun bir çaba harcıyorlar. Kongrenin ikinci gün prograrnında Türkiye'nin hemen her yanından gelen sosyal bilimciler, karşılıklı iletişim kurma fırsatını buldular. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Bozer, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, "bir sosyal araştırma merkeziDe gereksinim" olduğunu dile getirdi. Kongrenin dün sabahki oturumunda 4 ayn salonda "Gençlik ve Sosyal Politika", "Türkiye Ekonomisinde Yapısal Döniişümler", "Yerel Yönetimler ve Siyaset", "Demokrasi Sorunları ve Türkiye" başlıklan altında bildiriler sunuldu. Küçük dansçı Pekin'in Tıenanmen Maydam'nda dun, Uluslararası Çocuk Günü, gösterici üniversite öğrencileri ve küçük çocuklar arasında kutlandı. Resmi tören, üniversite öğrencilerinin gösterileri nedeniyle hukümet tarafından iptal edilince, öğrenciler ve kuçükler, kendi aralannda eğlendi. (Fotoğraf: AP) ğ Karadeniz bölgesindeki illerden, ,| a n v e kovanlarıyla gelen çok sayıda gezgin arıcı, Erzurum ve Kars'ta üç ay süreyle bal üreterek geçimlerini sağlıyorlar. Giresun, Trabzon, Ordu, Samsun, Rize ve Artvin illerınden gelen ancılar, Erzurum ve Kars'ın çiçeği bol yuksek kesimlerinde kamp kurdular. Sonyıllarda yaygınlaşan "göçer ancılık", özellikle Karadenizli arıcılar için yeni bir geçim kaynağı oldu. (Fotoğraf: AAErzurum) ar HABERLERİN DEVAMI Yine Türkiye'nin Imajı Türkiye'nin modern bir ülke olduğuna inananların oranı dörtte birden daha az. % 51'lik çoğunluk, "Türkiye modern bir ülke mi?" sorusuna duraksamaksızın hayır yanıtını veriyor. Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğuna inananların oranı yalnızca % 19. Türkiye'de demokrasi olmadığı inancı, Batı Avrupa'da % 54'e dek yükseliyor. Hollanda'da "Türkiye'de demokrasi var" diyenlerin oranı sadece % 2. Türkiye'nin dünyadaki görüntüsüne ilişkin böyiesine bir araştırma ilk kez yapılıyor. Ama ne yazık ki sonuçlan, ülkemiz açısından iç açıcı değil, üzücü. Türkiye'nin imajı neden olumsuz? Neden dış dünyada iyi tanınmıyor ülkemiz? Araştırmada sıralanan bulgular, bu sorular üzerinde bir kez daha serinkanlı biçimde düşünmemizi sağlayabilir. "Türk düşmanı lobilerin etkili faaliyetleh"ne aklımızı takmadan, nedenleri, niçinleri bulabilmek o kadar güç değil. Bu işi yaparken duygusallıktan uzak durmak, nesnel davranabilmek ve demokrasinin, modernliğin çağdaş kriterierini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Şöyle bir düşünelim, geçen ay içinde Türkiye'nin dış dünyadaki imajıyla ilgili neler olduğunu. Örneğin Batı kamuoyu, 1 Mayıs günü televizyon ekranlarından Istanbul'da polisten dayak yiyenleri, kurşunlananları izledi. Mayısın haftasında Batı Berlin'de toplanan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Genel Kurulu'nda, Türkiye'de basına dönük baskılar kınandı; hapisteki gazetecilerin serbest bırakılmalan istendi. (Baştarafi I. Sayfada) CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafi I. Sayfada) Türkiye'de 1 Mayıs'ı, her demokratik ülkede olduğu gibi, isteyen bahar, isteyen de işçi bayrarnı olarak kutlayabilseydi, ülkemizin dünyadaki imajı bir darbe daha yemeyeoekti. Türkiye'de ceza ve basın yasalarındaki antidemokratik hükümler, Batı Avrupa standartlarına göre temizlenmiş olsaydı; ya da Özal hükümeti demokrasi kültüründen biraz nasibini alabilmiş olsaydı, IPI'dan dünyadaki etkili odaklara olumsuz bir haber daha yayılmayacaktı. Henry Miller'ın Oğlak Dönencesi imha edilmeseydi... Ölüm cezası kaldınlmış olsaydı... Siyasal düşüncelerinden ötürü insanlar demir parmaklık arkasında oturmasalardı... Bu kadar çok insanımız yurttaşlık hakkından yoksun kılınmasaydı... Ne yapmalıyız? Ülkemizi daha iyi tanıtmak, ımajını düzeltmek elimizdedir. Bunun için insan hak ve özgürlüklerine özen gösterilmeli; her alanda başanlı insanlar yetiştirebilmenin yolları açılmalı; başan kazanmış olanlar, aralannda en ufak bir ayrım yapılmaksızın desteklenmeli ve dış dünyada onları tanıtmanın yöntemleri bulunmalı; sanatta, kültürde, bilimde, sporda yaratıcılığın, dünya çapında başannın kapıları açılmalı! Yoksa, istediğimiz kadar "tanıtma fonları" kuralım, ünlü PR fırmalarını milyonlarca dolar ödeyerek tutalım, her seferinde düş kırıklığına uğramaktan kurtulamayız. Unutmayın, harcadığınız milyarlar, bir kitabın imhası, bir yazann hapse atılması haberiyle uçup gider bir anda. Ve gidiyor. Önce malın kalitesi... Başka çare yok! Dünya bizi ııasıl görüyor? nın yüzde 63'ü hayatında hiç Türkle karşılaşmamış. "evet, karşılaştım" diyenler ise yüzde 29. Doğal olarak Avrupalılar, Türklerle tanışma karşılaşma Asya ve Avnstralya: Japonya, konusunda en deneyimli. TürkiKore, Hong Kong, Filipinler, ye'ye çok gelmek isteyen Bolivyalılann yüzde 92'si hayatında hiç Avustralya. Türk görmemiş. Uruguaylılann Bu 22 ülkede yapılan araştırma ise yüzde 69'u Türklerle tanıştıkiçin toplam 7 konuda sorular so lannı söylüyor. Avrupa içinde ise ruldu. Soruların yanıtlari, Pİ en çok Holiandalılar (yüzde 71) AR'a gönderildi ve araştırmanın Türklerle tanısıyor. sonuçlan belli oldu. Sonuçlar şöyCoğrafya bilgisi: Yüzde 53'ü le: Modernlik: 22 ülkedeki insan harita üzerinde Türkiye'nin yerilardan dörtte birinden azı Türki ni gösterebileceğini söylüyor. ye'nin modern olduğuna inanı Yüzde 31'i ise duraksamadan yor. Yüzde 51'lik büyuk birço "hayır" diye yarutlıyor. Amerika ğunluk ise "Türkiye modern bir kıtasından gelenlerin yüzde 44'ü ülke midir?" sorusuna tereddüt Türkiye'nin yerini gösteremeyeSüz "hayır" yanıtını veriyor. cek durumda. Bu oran, Asya ve Türkiye'nin modernliği konusun Avustralya'da yüzde 41 'e kadar da en olumlu imaja sahip ülkeler {yüzde 35 civannda) Kolombiya ve Bolivya olurken, en olumsuz imaja sahip ülkeler Hollanda, Da (Baştarafi I. Sayfada) nimarka ve Yunanistan gibi Avğı'nın duvar bitişiğjnde, hükümet rupa ülkeleri. binasının yakımnda bulunan HıNATO'da Türkiye: 22 ü'.kede nısspor lokalinde önceki gün saher dört kişiden biri, Türkiye'nin baha karşı işienen cinayetten sonNATO'nun önemli bir uyesi oldu ra Cumhuriyet Savcılığı çok yönğunu düşünüyor. Özellikle Al lü soruşturma başlattı. C. Sava manya ve Yunanistan'da, Türki Yardımcısı Faruk Kurtoglu, olayın ye'nin NATO uyeliğinin daha kumar sonrası meydana geldiğinin önemli görüldüğü ortaya çıkıyor. sanıldığını belirterek "Cinayetin Demokratik mi?: Tüm ülkeler saat 05.45 sıralannda işlendiğini arasında Türkiye'nin demokratik sanıyoruz. Lokale ilk giren Hasan feir ülke olduğuna inananlar yüz Çolak'ın babası Şadi Çolak'ın ihde 19. Türkiye'nin demokratik bir ban üzerine öğrendik" dedi. ülke olmadığını düşünenler ise Hastanede yapılan otopside, ciyüzde 38. Bu konuda fikir beyan nayette öldürülen Hasan Çolak, etmeyenler ya da bilgisi olmadı Serdar Bayır ve Serdar Turan'ın ğını söyleyenler ise yüzde 43. cesetleri üzerinden 56'şar kurşun Türkiye'nin demokratik olmadı çıkartıldı. Öldürülenlerin üçüne ğına inanma oranı Avrupa ülke de yanaklarına birer el kurşun sılerinde yüzde 54'e dek yükseliyor. kılması, bir "nişan" olarak yoUruguayhlann yansı (yüzde 52) rumlarurken eınayetlerin planlaise Türkiye'yi demokratik bir ülnarak işlendiği izlenimini kuvvetke olarak biliyor. Hollandalıların lendirdi. Üç ceset de lokalin çay sadece yüzde 2'si Türkiye'nin deocağında ust üste bulundu. Lokalmokratik olduğuna inanırken, Danimarkalılann yüzde 69'u, de yapılan aramada 35 kovan bu"Türkiye demokratik bir ülke mi lunurken, kurşunların 9 milimetdir?" sorusunu "hayır" diye ya re çapında en az iki adet tabancadan atıldığı belirlendi. nıtlıyor. Belediye önünde düzenlenen ceTürkiye'yi ziyaret: 22 ulkede naze töreninde konuşan Hınıs'ın yapılan arastırmanın sonuçlanna SHP'li Belediye Başkanı Cafer göre yüzde 47, Türkiye'yi ziyaret Eren, "Kurulan bir tnzak sonucu etmek istiyor. Arastırmanın bel üç gencimizi kaybettik. Bunu vaki de sadece bu bölümünde, panlardan hesap sorulacaktır. "bilmiyorum" ya da "bu konu Şimdilik başımız sağolsun" diye da fikrim yok" diyenler yuzde konuştu. 10'a kadar düşüyor. Türkiye'yi ziYetkililerle ölenlerin yakınlanyaret etmek istemeyenler ise genel nın anlatımlanna göre cinayetle içinde yüzde 43 oranında. Avrusonuçlanan olay şöyle gelişti: palıların yüzde 51'i, Amerika kıPolis memuru Adem Kaplan tasından ise yüzde 57 Türkiye'yi pazar günü Hınıs'taki Filizspor loziyaret etmek istiyor. Bu oran Askalinde, Hınıspor lokali sahibi ya ve Okyanusya'da yuzde 28'e Hasan Çolak tarafından dövüldu. düşüyor. Gelmeyi düşünmeyenPazartesi gunü ilçede başkomiser ler, Asya ve Okyanusya'da yuzolarak görev yapan Selçuk Alpasde 57. ABD'liler yüzde 78 ile lan, içkili bir şekilde, eski SHP'U Türkiye'ye gelmeyi düşünmeyenyeni DSP ilçe başkanı Nuri Tepeler arasında birinci sırayı alırken li'nin yazıhanesine gelerek siîah yuzde 79 ile en çok Bolivyalılar çekti ve "Bunu yapanlann yanına Türkiye'ye gelmek istiyor. Gelip bırakmayacağız. Öldureceğim" digelmeme konusunda bir fikri olyerek tehditte bulundu. Elinden simayanlar arasında ise Japonlar lahı alınan başkomiserin tehdidi, yuzde 31'le birinci sırada. aynı gün işleme konularak soruş. Tanışıyor muyuz?: Araştırma turma açıldı. Dövülen polis Adem ' kapsamındaki ülke vatandaşlarıKaplan da Deviet Hastanesi'ne ya(Baştarafi 1. Sayfada) burg, Hollanda, Norveç, Yunanistan, Isveç, Isviçre, Avusturya. Amerika: ABD, Brezilya, Bolivya, Unıguay, Kolombiya. düşüyor. Avrupa'da ise heT beş kişiden dördü, Türkiye'nin dünya üstündeki >'erini biliyor. Türkiye'nin yerini bilmeme konusunda yine Bolivyalılar şampiyon. Uğrunda Türkiye'nin bile savaşa katıldığı Kore'de ise yüzde 2«'i "baritada Türkiye'nin yerini gösterebilirim" derken, yüzde 58'i "gösteremem" diyor. Avustralyalıların yuzde 71'i Türkiye'nin yerini bildiğini söylüyor. Işçiler: Araştırma yapılan ülkelerde yaşayanlardan yüzde 59'u ülkelerinde Türk işcilerinin bulunduğunu söylüyor. Yüzde 20 "Hayır, yoktur" derken, yüzde 21 "Bilmiyonım" yanıtını tercih ediyor. Şaşırtıcı olan, Amerika kıtasında yüzde 61'lik bir kitlenin ülkelerinde Türk işcileri bulunduğuna inanması. Önüne geliveren, ne çare 26 Mart'ın ters yüz ettiği fırsatı yeniden yakalamanın peşinde Çankaya Köşkü'nün "sorumluluktan uzak", dilediği gibi yaşam vaat eden olanaklarını yitirmek istemediği için "memleket aşkına, sağiığı pahasına görev sürdürdüğünü" söylüyor. Son gece yarısı grubunda, "seçilir seçilmeyiz" demesi, ANAP mılletvekıllerinden yine "birlik ve beraberlik" istemesi siyasetindeki nalıncı keseri. Bir başbakan muhalefetin açık seçik söylediklerinı "politika icabı" diye değerlendirir, ekim seçiminde Çankaya'ya ANAP oylarıyla layık kişiyi değil de kendini çıkarmayı planladığını dokundurursa, iç siyaseti tut yakasından vur mantıksızlığın, sağduyunun duvarına. Vursan ne olacak? 1987'de ANAP'ın aldığı yüzde 36 oyu uyur uyanır sayıklayan bir "siyasal görüş" için, ne yapsan, ne söylesen nafile. Oysa, Türkiye gündemindeki olaylar, gelecege akan belirtiler Özal'ı çoktan aştı. Ülkenin yeni çıkış yolları bulabilmesi şansı. eylülde yapılacak seçimden geçiyor. İş çevreleri, çalışan, üreten kesimler Özal'dan umut kesmiş, denize düşen ömeği, önüne gelene sarılıyor. Özai'ın seçeneğim yok anlamındaki böbürlenmeleri siyaset sularında iz bırakmamış. Artık değer taşımıyor. Halkın oylarıyla okşadığı yenieski hemen her seçeneğe, hemen her çevreye sarılıyor Alelacele banda aldırdığı "Gelişen Türkiye"de, önceki gece Özai'ın yüzü, ya kameramanın ya da video filminin azizliğinden, bir karanyor, sararıyor, bir kızarıyordu. Özai'ın dilinden düşürmediği sloganla söyleyelim, sanki "rabbim" bant filmi ile Başbakan'ın gerçek ruhsal durumunu, bir kızıp bir sevindiğinin grafığini halka sunmayı istemişti. Osmanlı borçlannın öyküsünü, yanıt olanağını hazırlamak için bir başbakan, nereden öğrene sormuştu. bilir? Bir yabancı gazetenin ya Üstetik 26 Mart'ın kime battıyımladığı dergiden Dikkatle in ğını ulusça biliyorduk. Özal, cepceleyerek, dergiyi oradan öğren te keklik gördüğu Çankaya fırsadikleriyle geçmişi ve geleceği ir tını 26 Mart'ın heba etmesıni bir delemeye girdiğini açıkça söyle türlü sindirememenin sıkıntısını yerek bir başbakan, hem de çekiyor. Vaat ediyor, para dağıtı66'sını süren bir siyaset adamı yor, parti örgütünü canlandırmaadeta bilgi dağarcığının yoksul ya çalışıyor. Bu arada cumhurluğunu sergiliyordu. başkanlığı idealinin iplerini elinOsmanlıdan bu yana dış borç de tutan ANAP grubuna "vatana ları aldı getirdi, bugünkü enflas hizmet aşkına birlik ve beraberyona dayadı. Akşam üzeri Cen lik içinde" kalmalarını söylüyor. Ajans'ta hazırlanan bant, TRT'ye Seçilip seçilmeme sözü adayverildi. Bir manivela bulacak, bir lığını dokundurma anlamında ise yerde sataşacak, dayanamaz hemen arkasından gelen, hani Özal. 70'lerdeki dövize çevrilebı olmazsadan kaynaklanan "şuralir mevduat faslına girince, has ya gideriz, buraya" cümlesinin mı bismanı Demirel'e yüklendi altında neler yatıyor acaba? bir iki cümle. TRT denetimi ma Çankaya'ya çıkamazsa Bokasladı. Bu kopukluklardan otü ğaz'da ya da Side'deki evine mi, rü Özai'ın hareketleri ekranda bir yoksa anıları ile yaşayacağı uzak yerden bir yere atlıyordu. "İşçı diyarlara gitmeyi planladığını mı ye, memura, üreticiye verecek, söylemeye çalışıyor? ama enflasyon aşağı gidecek"ti. Ya da başbakanlıktan sonra Sonra düzeltti, "Çok süratle in ola ki yeni bir uğraş arıyor. Dermeyecek." gilerden toparladığı bilgilerle önYine eski masallar diyerek iz ceki gece 20 dakika masalımsı leyenler burun kıvırdı mı, kamu harika bir konferans çpktiğine oyu araştırmacıları saptasın. Ne göre ABD'de, Batıda görülen var ki önceki gece "İnecek, in örneğin Kissinger bir meslek meye başladı" derken Özal, dün edinerek "ücretli konuşmacı"lığa sabahki gazeteler mutfak harca neden soyunmasın? malarının geçen ay yüzde 6.9 artTürkiye'den sanayi yardımı istığını yazıyordu. Içimizden biri, teyen konuk Cubudi Başbakanı "Mayısta havalar soğuk grrti, enf ile bugünden kimi bağlantılar valasyon o nedenle kabardı" diye pabilir. yazıyordu ki demek evlere kaNeden olmasın! panmış, soğuktan kaçınırken durmadan yemiş içmiştik! TV'deki başbakan altın ve sigara kaçakçılarının nefesini kestiğini anlattıktan sonra, dün bir gazetede aynı başbakan, "BeSttRT (Cumhuriyet) Hafta nim bu gibi adamlarla görüşmem lazım. Onlardan aldığım sonundan bu yana sürdürülen bilgileri Türkiye'nin çıkarlarına operasyonlarda Siirt kent merkekullanıyorum. Bazılarına işte bu zi ve köylerinden 37 kişinin gözbatıyor" demez mi? Oysa gaze altına alındığı bildirildi. teci, onun adına müthiş bir "hüsSiirt kent merkezi, Sağlarca, Çınü niyetle", Özai'ın Zürih'te kara narlısu, Demirkaya, Meşedere, para trafiğini yöneten Lübnanlı Yazlıca ve Payamlı köylerindeki Şeker'le buluştuğunu yazanlara operasyonlarda gözaltına alınanlann daha önceki operasyonlarda olduğu gibi "PKK'ya yardım ve yataklık"Ia suçlandıklan sanılıyor. Aralannda çok sayıda SHP üyesi tnönü, kurultay delegelerine ise ve köy imamlarının da bulunduşu mesajı verdi: ğu 37 kişiden isimleri öğrenilen"Kurultayda da söyleyecegim. ler şunlar: Üyelere lavsiyem, bunu kişisel bir Nusret Kılıç (SHP'li belediye mesele olarak görmeyin. Bu yetkiler hangi genel merkez olursa ol meclis uyesi), Beşir Kıhç (delege), sun verilmeli. Tüzük degişiklikleri Hâkim Kibici (üye), Abmet Başonaylanırsa genel merkez daha et yiğit, Abbas Demirhan, Sabri Sarkin bir şekilde çalışır. Onaylan tık (Sağlarca köyti imamı), Seyfetmazsa şüphesiz bir güven eksikli tin Boğaz, Ziya Karataş (üye), Sait ği anlamını taşır. Ama benim tav Sağır (Çınarhsu köyü muhtan), siyem bunun kişi meselesi yapıl Selahattin Olcay (delege), Mehmel maması. Herkesin kendi dogrul Kaya (Kayaboğaz köyü eski muhtusunda, oy çokJuğu çıksa da çık tarı), Adb Üzüm (Demirkaya kömasa da bunu bir kişisel kayıp ve yü eski muhtan), Yaşar Yıldız (Kaya kazanç gibi görmemelerini rayolları işçisi), Nezir Gündüz istiyorum. Hiçbir şekilde kişisel (Karayollan işçisi). yenilgi veya kazanç diye gonip ne çok sevinsinler ne çok iizülsünler. Iktidara ancak böyle gelebiliriz. Çünkü mesele birbirimize karşı (Baştarafi 1. Sayfada) mücadele vermek değil, partinin genel görevi balka hizmettir. Tü bunahmı yaratmak değil. hak anızük bir araçtır, amaç halka hiz mak gibi kutsal bir görevi yerine mettir. Kimse bu meseleyi hayat getirmektir" dedı. SHP'de kurulmemat meselesi yapmamalıdır. tay öncesi usul tartışmaları da Hayatmemat meselesi partinin gündeme geidi. Kurultayda tüzük halka hizmetinde vardır." degişiküklerinin toptan oylanmasının düşunüldüğü belirlendi. SHP Genel Başkanı Erdal Inötnönu'nün kurultaya az bir zanü, ANAP'ın yeni anayasa değişikliğini görüşme çağrısını değer man kala tartışılan tüzük değişiklerinden yana net tavır takınması lendirirken de şunları söyledi: "ANAP ileri gelenleri o zaman sol kanadın tedirginligine yol açanayasa değişikliği için aşağılayı tı. Tüzük değişikliklerine karşı çıcı bir tutum almıştı. Şimdi ise kan sol kanat İnönü'nun tavrı ve ANAP'tan bir anayasa cagrısı ge kurultayda izlenecek stratejıyi dün liyor. Buna güvenmek son derece yapılan.bir toplantıda değerlendirzor. O zamandan beri ne oldu da di. Sol kanatta yer alan İstanbul degişti ANAP'ın tututnu? 26 milletvekili ve parti meclisi üyesi Mart seçiminden mi etkikndi. Mehmet Moğultay ise tüzük degiyoksa bu bir zaman kazanma gay şiküklerinin onaylanmamasmın reti midir? Nedir tam istenen, güven bunalımı yaratacağı düşünanayasada hangi doğrultuda deği cesine katılmadığını bildirerek şunları söyledi: şiklik istivorlar? '•kurultayın amacı güven bunaCiddi bir görüşme olması için hangi doğrulluda değişiklik iste hmı yaratmak değil, parti tüzüğüdiklerini bize açıkça yazılı olarak nü tam olarak uygulamaya yönesöylemeleri gerekli. Demokratik liktir. Bu amaçla mevcut parti yögiivenceleri arttırmak doğrultu netiminin sayısal çoğunluğuna dasunda mı, yoksa azaltmak doğrul yanarak yapmış olduğu, tüzük detusunda mı değişiklik istiyorlar? ğişikliğine karşı bir hak arama sa'Seçilmiş olmayan kurumların gö vaşıdır. revini azaltacağız' demek, 'DeGündemlerinde bir genel başmokratik güvenceleri azaltacağız' kanlık sorunu olmadığını da bedemektir. Şimdiki anayasanın ek lirten Moğultay, "Bu nedenle gesiği demokratik guvenceler konu nel başkanın bu olayı kendisine sunda. Onlan arttırmak gerekiyor. yönelik görmesi son derece yanlış Tabii bunu getirmelerinin bir ne ve vahimdir" dedi. deni de seçimlerde 3. parti duruBu arada 67 il ile grup ve partı rauna düşmeleridir. Değişiklikle meclisi temsilcilerinin katılacağı rin hangi doğrultuda olduğunu tüzük hazırlık komisyonu yarın soylememekle bugünkü ihliyaca genel merkezde toplanacak. İnökarşılık verecek bir gayret yapmı nü de yann il başkanlarıyla goruşyorlar. O zaman da 3. parti ola meler yapacak. Kurultay divan rak zaman kazanmak maksatlan başkanının da bu görüşmeler soortaya çıkıyor. Vakit geçirmek. nunda belirleneceği bildiriliyor. Hangi doğrultuda değişiklik iste Ancak genel merkezin divan başdiklerini görmeden bir goruşme kanlığı için eski Ordu milletvekili ye katılmak mümkun değil." ve TBMM Başkanvekillerinden UGUR MUMCU (Baftarafı I. Sayfada) GOZLEM Siirt'te 37 gözalü Tüzük için Inönü tavrı (Baftarafı 1. Sayfada) "Tüzük değişikliği, parti icindekı kişilerin birbirleriyle mücadelesi şeklinde yorumlanıyor. 'Şu grup ya da şu kişi kazanır. Onun için bu değişikliği kabul etme>relim ya da edelim' diye yorumlanıyor. Ama ben meseleye öyle bakmıyomra. Bu yetkiler genel raerkezde olması gereken yetkilerdir. Başında konulmamakla birlikte hata edilmiş, şimdi bu hata düzeltiliyor. Bu yetkileri, kurultay kimi seçerse o kullanacak. tktidara aday bir büyuk partinin genel merkezinde böyle yetkilerin olması gerekir. Yoksa programını etkinlikle yüriitemez. Bunu bazı insanlara karşı bir tasfiye veya bazı inr<ınlan öne çıkarmak için bir gayret diye görmek yanlış." İnönü, "Kurultayda tüzük degişikliklerinin reddi dururannda güven bunalırnı dogabileceğini söylüyorsunuz. Böyle bir durumda ne y^pacaksınız?" sorusunu ise, "Boyle bir güven bunahmı çıktıktan sonra ne olur, onu söylemek için erken. Kurullayın kararlarını görmeliviz bir defa. Ben o şekilde spekülasyon yapmayı yanlış buluyonım" diye yanıtladı. tnönu, kurultaydaki insanlann hepsinin belirli bir şekilde atanarak geleceğinin hayai mahsulü olduğunu da bildirerek, SHP'nin yaptığı son tuzük degişiküklerinin öteki partilerde de bulunduğunu kaydetti. Inönü, "SHP öteki partilerde, parti içi demokrasinin yeterince uygulanmadığım soylüyordu. Şimdi aynı duruma gelmiyor mu?" sorusu üzerine de şunları söyledi: Hınıs'ı ayağa kaldıran tınlarak tedavi altına alındı. Aııcak bazı iddialara göre Kaplan'ın zaman zaman hastaneden çıkarak Hınıs'ta sokakta gezdiği görüldü. Lokal sahibi Hasan Çolak'ın babası Şadi Çolak cinayetin tasarlanarak işlendiğini, olayda bir polisin değil birkaç polisin olduğunu ileri sürdü. Bir başka iddia da soyadı açıklanmayan Ali isminde bir polis memuru ile Abdullah adındaki bir bekçinin de olayın içinde olduğu şeklinde. Erzurum Emniyet Müdürü Kemal Çelebi, olayın soruşturmasının savcıhkça sürdürüldüğünü söyledi. Çelebi başkomiser hakkında daha önceden "ölümle tehdit" iddiası üzerine soruşturma açıldığını, polis memurunun dövüJmesi oiayırun da kendisine bildirildiğini ve bu konunun da araştırıldığını söyledi. lar? Açık oylama yapılırsa sayım nasıl olacak? SHP bu kurultayı spor salonlarından birinde yapabilirdi. Örneğin Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu 3 haziran günü için DYP tarafından kiralanmıştı. DYP, başvurusunu 20 mayıs günü yapmıştı. Demek k! SHP isteseydi, daha önce kurultayın yapılacağı bir spor salonu arar ve kurultayı 3 haziran günü bu salonda toplayabilirdi. SHP Genel Merkezi, kurultay tarihini bir hafta sonrasına alabilir, yine boş salon bulabilirdi. Böyiesine önemli bir kurultayın spor salonu yerine delege sayısından az sandalyesi olan bir sinemada yapılmasını haklı gösterecek hiçbir neden olamaz. ANAP hükümetinin sarsıldığı, oy oranının bu derece düştüğü dönemde SHP, iç kavgalar, itişmeler ve sürtüşmelerle zaman yitiriyor. Alanlar, alanlar gibi salonlar da DYP'ye kaptırılıyor. ŞairOrhan Velı, yıllarönce "İstanbul'un orta yerisinema)'Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama I El konuşur, sevişirmiş, bana ne Sevdalım. Boynuma vebalım" diyordu. SHP Genel Merkezı de kurultayı, kolayca kiralayabileceği spor salonları yerine Ankara'nın orta yerindeki sinemalarda topluyor. Herhalde, "garipliğini, mahzunluğunu" pek başkaları duymasın, görmesin diye! * * * Başbakan Özai'ın dünkü Güneş Gazetesi'nde yayımlanan sözlerini okudunuz mu? Okumadıysanız ben özetleyeyim: Özal, Avrupa Topluluğu Komısyonu Başkanı De/ors'a, komünist partisinin ilk seçimlere gireceğini söylemiş. Mithat S/rmenin haberine göre Özai'ın De/ors'a söyledikleri şunlar: Türkiye'de komünist partisinin kurulabileceği ve seçim için teşkilatlanabileceği... • ' Komünist partisinin kurulması için anayasanın değiştirilmesine de gerek yoktur. Çünkü anayasanın yasakladığı, "proleterya diktatoryası"d\r. Komünist partiler bu amactan vazgeçtiklerine göre anayasanın değiştirilmesi zorunlu değildir. İstenirse, Ceza Yasası ve Siyasal Partiler Yasası'nda bir gün içinde yapılacak değişikle komünist partileri kurulabilir. Böyle bir değişikliğe, çıksa çıksa, "hürriyet kanramanı Ispartalı Süleyman Bey" karşı çıkar; başkası çıkmaz. Cumhurbaşkanımız, komünist partilerinin kurulmasından yana... Başbakanımız derseniz o da öyle. Engel olan kim? Görünürde Demirel dışmda engel olan kimse yok. Herhalde Özal'm sözünü ettiği şu "güç odakları" engel oluyor bu işlere. O zaman da "hangi egemenlik, kayıtsız koşulsuz ulusundu" diye sormaz mısınız? Kim bu "güç odakları" ki seçilmiş hükümetimizin eylem ve işlemlerine dilediği zaman böyle uluorta karışıyorlar? Sayın Başbakanımız, 12 Eylül generailerinin emirkomuta zinciri içinde kurduğu hükümetin başbakan yardımcısı olduğu için bu "güç odaklan"r\\ hiç şüphesiz, yakından tanır. Neyse, bu konu güç odaklan ile iktidar odaklan arasındaki bir sorundur, sizleri ve bizleri pek ilgilendirmez. Özal, komünist partileri kurdurarak SHP'nin oylarını bölmeyi tasarhyor olabilir. Olsun, ne çıkar? SHP'nin oylarını bölmek için dışarıdan ayrıca bir çaba gerekmez. SHP, bu bölme ve parçalama işlemlerinde çok başarılıdır. SHP'yi bölmek için başkasına ne gerek var? Bu yüzden Özal'm bu çabalarını desteklemek gerekir. Buyursun getirsin yasa değişikliğini, bizler de hemen destekjeyelim. Önümüzdeki hafta yasa gelsin, bu ay sonunda da komünist partileri kuruisun. Brüksel oradaysa, Ankara burada... Haydi. Haydi! Amacunız güven bunahmı Meraduh Ekşi'yi düşündüğü öğrenildi. Muhalefet ise divan başkanlığı konusunda nasıl bir yöntem izleyeceğini henüz belirlemedi. Tartışılan tüzük degişiküklerinin kurultayda nasıl görüşüleceği de bir usul sorununu gündeme getirdi. Genel merkezin muhalefetin karşı çıktığı tüzük degişikliklerini toptan oylatma eğiüminde olduğu belirlendi. Buna göre tüzük uyannca pazar günü kurultayda bir tüzük komisyonu seçilecek. Bu komisyona hazırlık komisyonunda görev yapanlann seçilmesi bekleniyor. Ancak muhalefet, yönetimleri görevden alınan 7 ilde atama yönetimlerin hazırlık komisyonuna olağanüstü kurultay çağrısına imza veren delegelerin dışında genel merkeze yakın olarak bilinenleri göre\lendirmesine tepki gösteriyor. Bu durumda muhalefet kurultaydaki tüzük komisyonu seçimi sırasında özellikle bu 7 ilden kendi temsilcilerini sokmak için çaba gösterecek. Kurultayda tüzük degişiklikleri ile ilgili görüşmelerde Meclisteki komisyon çalışmalannın esas alınacağı belirtiliyor. Buna göre kurultaydaki görüşmeler komisyonun hazırlayacağı rapor üzerinde yapılacak. Komisyon parti meclisinde değiştirilen tüzük degişiküklerinin eski biçiminde donüştiırülmesi isteğinin reddi ya da kabulü doğrultusunda bir rapor hazırlayacak, kurultayda bu rapor oylanacak. Komisyonun isteğın reddine karar vermesi ve kurultayda da bunun benimsenmesi durumunda tüzük degişiklikleri bugunku biçimiyle kalacak. Bu yöntem nedeniyle ağırlığın komisyon çahşmasına verilmesi bekieniyor. Hınısspor lokalinde çalışan Ersin Aydın, polis Ali ve bekçi Abdullah'ı lokale otomobiliyle getirdiği ileri sürülen Sabahattin Çelebi'nin ve aynca aynı çevreden 3 Hınıslının daha gözaltına alındığı öğrenildi. Hastanede bulunan polis memuru Adem Kaplan, baş"O partilerin demokratik davkomiser Selçuk Alpaslan savcıhk ranması başka yerlerden kaynakça gözetim altında tutuluyor. lanıyor. Bu yetkiler bizi partimizi otoriter bir parti haline getireGece törea mez. Bizim partimizde demokraHınıs'ta önceki gün ve dün çok tik bir hava var. O hava hiçbir şegeniş güvenlik önlemleri alındı. kilde gitmez. Çünkü bizim arkaTekman ve Karayazı'dan gelen daşlarımız siyaseti kendi çıkarlajandarma ve Erzurum'dan gelen n için yapmıyorlar. Hep halka çevik kuvvet ekipleri aşiretlerin nasıl daba iyi verebiliriz gibi fikirağnlıklı olduğu ilçede olası eylem lerle yapıyorlar. Dolayısıyla bu filere karşı çevreyi kuşattı. Önceki kirler etrafında anlaşmak çok zorgece hastaneden alınan Serdar Ba dur. Bir sosyal demokrat partide yır ve Serdar Turan'ın cenazeleri herkesin kurultay larda bir blok toprağa verilmek üzere köylerine halinde oy kullanması olamaz. gönderildi. Hastane önünde top Parti içinde muhalefet her zaman lanan Hınıslılar belediye önünde olur. Hangi tüzük değişikliğini tören düzenlenmesini istediler. 40 yapsanız yine olur. Partimizin dekadar araçtan oluşan konvoy sa mokratik havası hiçbir zaman at 22.00 sıralannda belediye önün kaybolmaz. Şimdiki kaygılara da de toplandı. Bu sırada ilçede elek kalılmryorum. Şimdi verilenler trikler kesildi. Uzun süre karan normal yetkilerdir. Bu yetkiler var lıkta bekleyen kalabalık cinayetleri diye parti içinde muhalefetin orkınayarak "Bu, devlet terörüdür" tadan kalkaeağını düşünmek bence hayalc kapılmaktır" diye slogan attılar. Eitidar kısıüayıcı (Baştarafi 1. Sayfada) rişimierde bulunulması kararlaştırıldı. Toplantıda basın ozgurlüğünün savunulması ve güncel gelişmelerin değerlendirilmesi amacıyla gazete yöneticilerinin de içinde bulunacağı bir "izleme komitesi" kurulması karan alındı. Gazeteciler Cemiyeti ile TGS'nin ortak çağrısı üzerine önceki gün, gazete yöneticilerinin katıldığı bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda, "Son zamanlarda bizzat Başbakan Turgut Özal'm küçümseyici ve kışkırtıcı beyanlanııdan başlayarak polisin görev yapan gazelecilere karşı takındığı 'hasmane" tutumun görüşüldüğü" bildirildi. Basın özgürlüğünün savunulması ve güncel gelişmelerin değer lendirilmesi amacıyla bu toplantıların sürekli olarak yapılması ve gazete yöneticilerinin de içinde bulunduğu bir "izleme komitesi" kurulması kararlaştırıldı. Görüş birliğine vanlan konular, "konunun partamenfo düzeyinde ele alınmasını önermek üzere" Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent imzalı bir yazıyla TBMM Başkanı'na, Mecliste grubu bulunan parti liderlerine ve parti grup başkan vekillerine, basınla ilgili Devlet Bakanı, Adalet ve Içişleri Bakanları ile gazeteci milletvekillerine bildirildi. Gonderilen yazıda alınan kararlar belirtildi ve "Ülkemizde demokrasinin korunması ve savunulması yonünde çaba göstermenizi bekliyor ve gelişmeleri dikkalleizliyoruz" denildi.