17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZİRAN 1989 CUMHURİYET/13 Tahsin Kaya'nın otel inşaatına kaçak iddiası ANKARA (ANKA) Fenerbahçe Kulubu Başkanı Tahsin Kaya'nın Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine yaptırdığı otelin kaçak olduğu ileri sürüldü. TBMM KİT komisyonunda AOÇ hesaplan görüşülürken, konuşan SHP Ankara Milletvekili Beşer Baydar, Atatürk'ün mirası olan çiftlik arazisi üzerinde Kaya'nın kaçak otel inşaatına gözyumulduğunu söyledi. Baydar, "Gecekondu yapar gibi ihalesiz, şartnamesiz koca otel yapılıyor. 5 yıldızlı diye ses çıkartılmıyor. Acaba bugün>ann Anıtkabir'de de 5 yıldızlı otel inşaatına izin verilecek mi? İnsan sormadan cdemiyor" dedi. SHP'li Etem Cankortaran da çiftlik arazisinın halka açılmasını istedi. Ankara'da Belediye radyosu için TRTye başvuru ANKARA (Cumhuriyet Biiros») Ankara Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın, Türkiye'de ilk belediye radyosunun kurulabilmesi için dün TRT'ye başvurdu. TRT Genel Müdür Vekili Danyal Gürdal'ı ziyaret eden Karayalçın, Batı ülkelerinde yerel radyoculuğun anlanldığı geniş bir rapor sundu. Belediye radyosunun kurulması için hazırlanan raporu da Gürdal'a veren Karayalçın, raporun sağlam gerekçelerle hazırlandığını, hem bu konuda pratiği yaşamış kişilerden hem de bilim çevrelerinden görüş alındığını bildirdi. ı s y a Türk Berjngen jandarma yaraİandarmalarla çatıştı. Çatışmalarda 2'si m ve 6 işçi ve 8maden işçjleri landı. Maden işçilerı jandarmanın zırtilı araçlarına saldırarak büyuk hasar verdiler. (Fotoğraf: AA) İ C t f S t m Belçika'mn HeusdenZolder yalı mülteciden ilk bölümü, dün BM gözetiminde ülkelerine döndu. Zambıadan Namibya'nın VVindhoek kentine dönen 150 dolayında Namibyalı, türkuler söyleyerek havaalanında tam bir bayram havası estirdi. Namibya'nın bağımsızlığına kavuşması için hazırlanan BM planı, mültecilerin ülkelerine dönmesinin sağlanmasını da içeriyor. (Fotoğraf: Reuter) M u lı tı e c iı lıe rı imı uuııuşu h a y 2 t l yaşayan 41 bin Namib. rfönüsü mu cu c ı Al19OlaveZambıadasur9un FİIİ in| P er'Q'e özguriük günü MDV U9ICIIIIC A B o y e k a r ş ı b i r göstertye dönüştu. Yüzu maskRli gösterıciler ABO usleri ulkeden kaldınlmadıkça tam bir bağımsızlığın gerçekleşmeyeceğini söylediler. ABO Konsolosluğu yakmına kadar gelen göstericileri polis barikat kurarak engeleldi. ARD İKİPrİnP HABERLERİN DEVAMI Kırklareli ValisiGüven: KIRKLARELİ (Cumhuriyet) Kırklareli Valisi Kenan Güven, Bulgaristan'dan gelenlerin tiimünün manevi unsurlan dikkate alarak geldiklerini belirterek "Soydaşlanmızın hepsi çahşkan. Çalışmaktan yılan insan değil. Maddi şikâyetleri yok. Manevi unsurlan kaybolunca Türkiye'ye sel gibi akıyorlar" dedi. Emekli bir general olan Vali Güven, "Zulümden kaçarak doğru yapmıyorlar. Dilirnin döndüğü kadar Kıbrıs Türkünü anlatıyorum" diye konuştu. Dereköy sınır kapısında gelen soydaşlarımız için "kabul" ve "sağlık" komiteleri kuran ve sıksık Kırklareli'nden sınır kapısına giderek gelişmeleri sürekli izleyen Vali Güven, Cumhuriyet muhabiri ile "zorunlu göç" üzerine konuştu. Son iki günde gelenlerin savısında biiyük artış olduğu göriilüyor. Sayının artmasını neye bağlıyorsunuz? Kaçmaları doğru değil GÜVEN Herhalde soydaşlarırruzm gördükleri hüsnü kabulde bunun nedenini aramak lazım. Türkiye'nin tutumu, iyi etki yaptı. Soydaşımız, anavatanına güveniyor. Gönderilenleri ve gelenleri üç safhada mütalaa etmek lazım: Birinci grup gelenler, Bulgarların attığı. Yani Bulgarların "anarşist" sandığı, mitinglere katılmış, hakkını, isimlerini, dinini almak isteyenler. Bunlan çaresiz kabul ediyoruz. tkinci gruptakiler ise çocuğum atıldı, ben de gideyim diyenler. Yani, Bulgarıstan'daki insan haklarına karşı direnip gönderilenlerin yakınlan bunlar. Son grup ise "çe% resine bakıyor. bana artık bayat hakkı kalmadı" diyor ve hemen gelmek istiyor. Bunlann şikâyetleri hep manevi unsurlar. Maddi şikâyeti olanlar yok. Ölusünün cenaze namazını kıldırmak yok. Bulgar, mezar başında nutuk atıyor. Kefen yok, elbise ile gömüyor. Türkle Bulgarı yan yana gömüyor. Mezarın başına isim yazmazsan, onlar yazıyor. Sonra da tabela parası alıyor. Okullarda sünnet kontrolü bile yapılıyor. Nitekim sünnet yapan doktorları da gonderdiler. Camiler zaten ortadan kaldırılmış. Yani, şikâyetler hep manevi değerlerle ilgili. Peki gelenler anısında, Türk olmayan ırklann olduğu ve bazılannın da "şüpheli" kişiler olabileceği yolunda Dışişleri Bakanlıgı'nın bir açıklaması var. GÜVEN Gelenleri imkânlar dahilinde tarıyoruz. tki şüpheli şahıs çıktı. Onun birinin sahibi çıktı, Karamürsel'deki yakınları gelip aldılar. öbürki de Türkiye'ye gfrdikten sonra "Kendi irademle geldim, ama döneceğim" dedi. Onun da Eskişehir'de akrabası çıktı oraya gitti. Bu göç böyle artarak devam ederse nasıl bir önlem almavı diişünüyorsunıız? Çadırkentler kuruyorsunuz. bakım ve yardımlar yapıyorsunuz. GÜVEN Şimdi sel gibi geliyorlar. Geleni yerleştiririz. Herkesin birlikte olması lazım. Zulümden kaçarak doğru yapmıyorlar. Dilımın döndüğü kadar Kıbrıs Turkünü anlatıyorum. Biz Kıbns'a müdahale ettik. Oraya (Bulgaristan'a) sıcak bir müdahale yapılamaz, ama Türkiye haklanm sonuna kadar savunabilir. Malmülk, emeklilik gibi. Anlaşma yapılabilir. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) tığına o kadar inanıyor ki kara tabloları, "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" diyerek sonuca bağlıyor. Kuşkusuz karanlık tablo kadar, parlak ufuklar çizenler için aynı özdeyiş gecerli. Başbakanımız bir yerde haklı. Büyük devletlerle atbaşı gittiğimızin kanıtı Sovyetler'den geldi. Sovyetler'in dış borcu 57.7 milyar dolara ulaşmış, geçende açıkladılar. Muhalefetımiz gün geçmez, 40 milyar dolara ulaşan dış borçların hesabını Özal'dan sorar. Dış borcun sadece yiğidin kamçısı olmadığı bir kez kanıtlanır, artık Türkiye'nin Sovyetler'le boy ölçüştüğü ortaya çıkarsa, Özal'ımız durup durup gelişmiş ülkeler düzeyine ulaştığımızı niçin söylemesin? Büyük devlet olmanın kendine göre cakası var. Başbakan Özal, bu niteliğimizi pekâlâkullanıyor. Sofya zulmüne değindiği son nutuklarından birinde, "Bulgariarın başına her türlü meseleyi getirecegiz. Unutmasınlar Türk'ün ayranı bir kabardı mı kolay kolay inmez" demedi mi? Deniz kıyısına, güneşe hasret Erdal İnönü, o sakin, telasa kapılmayan dogasına karşın, özal'ın irdeleınelerinden tuhaf kokular almış olacak ki, "harp etmeden bu sorunu çözmenin şart" olduğunu söyledi. Bir yerde de Özal'ın çıkışına mazeret buldu. "Bulgarların üzerine gitmeyi anladığını" ekledi. İnönü elbette haklıydı. Çünkü Özal, cesur kararlar alabilen. gözükara insanlara özgü eylemleri yapabilen, gelmiş geçmişler arası da yegâne devlet adamıydı! Daha fazla açıkjamaya girmedi öngörüşlerinde İnönü, ama bir gece sınıra zırhlı birlikleri dayayıp Bulgar'a haddini bildireceğinden korkar mı olmuştu belli değil. Ne var ki Özal'ın izleyıcisı, alkışçısı olmayan sahnede yüksek perdeden söylediği son aryadan fena halde kuşkulanmış, kaygılanmış olabilirdi. Demirel, Özal'ın "Sofya aryasına" başka gözle bakıyor. 1984'te başlayan Bulgar eylemlerine altı yıldır' bıgâne kalan" Özal'ın birden arslan kesilmesini başka türlü yorumluyor. Ona göre, hükümetin Sofya'ya karşı alabıleceğı hiçbır önlem olmadığı gibi Özal ne yapacağını bilmiyor. "Olsa olsa" diyor, "Özal, 21.80'ini, hele son anketlere göre düştüğü yüzde 15'i unutturmak için Bulgar Türklerini 'ıç politikada' kullanmak istiyor." iç politikada ıçine düştüğü felaketten gözleri kaçırmak için zaman zaman hükümetlerin iktidar liderlerinin bir "dış sorun" arayışına geçtikleri bilinen gerçek. Diplomatik silahlardan öteye başka çaresi olmayan Özal'ın içine düştüğü koşullarda aynı yolu denememesi için bir neden var mı? Yok! Nitekim Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, açık seçik dile getirdi." Elimizde sihirli formül yok. Bu işin formulü yok" dedi. Zaten hükümetin çaresizliğini Bulgar sorunu görüşülürken Meclıste, yine Mesut Yılmaz muhalefete bir soru yönelterek kanıtlamıştı. Gazete bilgilerinin ötesine geçmeyen açıklamaları arasında muhalefete dönerek, "Bıldiğıniz uygulanabilir yöntemler varsa söyleyin de yerine getirelim" demeye gelen üslup kullanmıştı. iktidarı elinde tutanın muhalefete sığınma becerisini parlamento tarihinde ilk kez büyük ustalıkla bir bakanımız sergilemişti. Oysa sorunun çözümüne başka etkenlerin varlığı ile bakanlar, kapalı kapılar ardında Mesut Yılmaz'a neler önerdiklerini hemen o gün kuliste anımsattılar. Sofya bu kadar cüretkâr, insanlık dışı uygulamalar yaparken, "bir yerden güçlü destek alabileceğini" Yılmaz'a söylediler. Örneğin Demirel'in, Mesut Yılmaz'a bilgi vermeye geldiği bir gün, "Sovyet desteğine" sözü getirdiği, Moskova desteğinden yoksun Jivkov'un bu denli katı olamayacağını söylediği inanılır çevrelerden yansıdı. Mesut Yılmaz, yanıtında Moskova'nın Sofya üzerindeki etkısini kullanmayı denediklerini söylemişti. Sovyetler, "Bir süre daha beklememizi" bildirmişlerdi. Bu görüşmenin ustünden neredeyse bir yıl geçti. Moskova'nın etkisinden ses yok. Buna karşın Sofya'nın uygulamalarında boyutlanmalar görülüyor. Fakat Özal, konuyu iç politikanın bir numaralı sorunu yapmaya çalışıyor. Başının belası yüzde 21,80'i bir unutturabilse, oy yıtmesinı bir yerde durdurabilse... Rahata erecek. Bu nedenle önüne çıkan her olayı pazara sürüyor. Hafta sonu gezıleri, ne seçimle, ne de oyla ilgiliymiş. Söylediğine inanılırsa, "Son günlerın yorgunluğunu atma fırsatını" bulmuş. Gönül huzuruna kavuşması için sıra geldi iktidarı sırtından atmaya. Sözü edildi mi ne sağlık, ne gönül huzuru. Gözü bir şey görmüyor. " Kimseye çaktırmadan, belki de eski bir şarkıyı şöyle söylüyor. "Çankaya'nın yolları taştan / Sen çıkardın beni baştan." (Baştarafı 1. Sayfada) DYP, Ömer Barutçu ve Ahmet Neidim'den oluşan bir heyeti hemen Edirne'ye gönderdi. ANAP ve DYP'nin mitinglerinden önce DSP'nin 18 haziran pazar günü Bursa'da bir miting düzenlemeyi kararlaştırdığı ve Ecevit'in de bu mitinge katılacağı öğrenildi. Kapıkule ve Dereköy'e önceki akşam gelenler yine rekor sayıya ulaştı. Son 24 saat içinde 3 bin kişinin gelmesiyle, Türkiye'ye giriş yapanlann sayısı 12 bini aştı. 196878 döneminde 130 bin soydaşımız gelmişti. özal akşam saatlerinde bu sayıyı 12 bin olarak açıklarken, Edirne'de Cumhuriyet muhabiri, özal'm, Vali Vekili Mnstafa Aykut'u aradığını öğrendi. Vali Vekili, Başbakan özal'ın cuma günü sınırda incelemelerde bulunacağım bildirirken, Devlet Bakanı Ercüment Konukman ile tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yann Edirne'ye geleceğini bildirdi. Bu arada Edirne'de merkeze bağlı 25 köyün muhtarı valiliğe başvurarak Türkiye'de yakınlan buluamayan soydaşlanmızı köylerine alabileceklerirü bildirdiler. Vali Vekili, Edirne Garı yakınlarındaki 40 dönümlük arazinin misafir kabul etmek amacıyla kunılduğunu, hiçbir ailenin uzun süre burada tutulamayacağını kaydetti. Lüleburgaz Kepirtepe Öğretmen Lisesi bahçesindeki çadır kamp da yarın açılacak. ANAP Genel Başkan yardımcılarından Halil Özsoy, Bulgaristan'daki Türklere yapılan baskıları kınamak amacıyla 24 haziran cumartesi günü tüm parti ve kuruluşlann katılacağı bir miting düzenleneceğini açıkladı. Özsoy, "Bulgar vahşetini tüm dünyanın gözleri önüne sermek ve tarihi bir sahtekârlıgı gösterebilmek için yapılacak çalışmalara milletçe destek çıkılacagına inandıgını" belirtti. Miting düzenleme komitesine bütün partilerden temsilci alınacağıru ifade eden Özsoy, ayrıca Bulgaristan'daki Müslüman Türklerin durumuyla ilgili Mecliste genel göriişme açılmasım önereceklerini ve 24 haziran gününün "ulusal yas günü" ilan edileceğini açıkladı. özsoy, bütün milletvekillerinin de heyetler halinde sınır kapılanna giderek Bulgaristan'dan zorunlu göçe zorlanan soydaşlarımızın dert ve sıkıntılannı dinleyeceklerini kaydetti. Özsoy şunları söyledi: "Vatandaşlanmızdan milletvekillerine kadar herkesin soydaşlanmızın yanında yer almasının milli ve insani bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Bütün Türk milletini, siyasi partilerimizi, çeşitli meslek kunıluşlan ve dernekleri Bulgar zulmünü telin mitingine kanlmaya çagınyoruz. Türk hiikümetinin gayretlerine destek olmak açısından Bulgar zulmünü dünya kamuoyuna gösterebilmek amacıyla planladıgımız faaliyetleri yüriirlüge koyacağız. Milletimizin organize gücünü oluşluran bütün siyasi partilerimizi ve kuruluşlanmızı bu faaliyetlerin yurürlüğe konmasında göreve davet ediyoruz. Mecliste lemsil edilsin edilmesin, bütün partilerimizi yapılacak çalışmaların organizasyonunda temsilci bulundurmaya çağınyo New Zorunlu göç kıskacı belgeIfork zirvesinde sunulmayacak' 6 Başbakan Turgut özal Bulgaristan'dan zorunlu göç eden Türklerin sayısının 12 bini bulduğunu, bunun sabaha kadar 14 bine ulaşmasının beklendiğini söyledi. Özal, Bulgar yönetiminin bu davranışının "insanlığın yüzkarası" olduğunu belirtti. Turgut özal olay karşısında Batı dünyasımn da suskunluğunu kınayarak, "Batı dünyası insan haklan şampiyonluğunu kendi menfaatleri içinde kullanıyor" dedi. Türkiye'nin emniyeti güvenliği her şeyin üzerindedir dedi. Birtakım yanhşlıklara kimse kapılmasın, yanhş anlaşılmasın. Başbakan milletin bu sorunun altından kalkabilecek güçte olduğunu söyledi. Bulgaristan'ın uyguladığı asimilasyon politikasmın Bulgaristandaİci soydaşlarımızın Türklük şuurunu yok etmediğini, aksine daha da güçlendirdiğini kaydeden Konukman, "Türk devleti, hükümeti gnçtüdür. Bu insarlık dışı sınırdışı olaylan için gerekli tedbirleri almıştır" dedi. BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Camillion Bflf Genel Sekreîeri Perez de Cuellar'ın ay sonunda KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ve Rum yönetimi lideri Vasiliu ile New York'ta yapacağı görüşmede bir belgeyi öne süreceğine inanmadığmı söyleyen BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Camillion, genel sekreterin zemin oluşturmak için taraflann pozisyonlarını inceleyeceğini kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs özel Temsilcisi Oscar Camillion. Genel Sekreter'in bu ay sonunda KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Yorgo Vasiliu ile New York'ta yapacağı görüşmede bir belgeyi öne süreceğine inanmadığmı söyledi. Camillion, de Cuellar'ın bu görüşmede müzakerelere zemin oluşturmak için taraflann pozisyonlarını inceleyeceğini kaydetti. Camillion, geçen günlerde tamamlanan toplumlararası göruşmelerin ücüncü turu hakkında bilgi vermek ve Denktaş ile Vasiliu'nun de Cuellar gözetiminde New York'ta bu ay sonunda yapacakları görüşmeler konusunda görüş alışverişinde bulunmak üzere dün Ankara'ya geldi. CamiUion ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Tugay Ozçeri başkanlığındaki resmi görüşmeler bugün yapılacak. Dışişleri Bakanlığı çevreleri Türk tarafının bu görüşmelerde daha çok "dinlemeyi" yeğleyeceğini belimiler. Yardımcısı Gustav Feissel ile Atina üzerinden gelen Camillion dün Ankara Havaalanı'nda Dışişleri Bakanlığı tkili Siyasi tşler (Kıbns, Yunanistan) Genel Müdür Yardımcısı Kortunaz Haktanır tarafından karşılandı. Burada gazetecilerin sorularım yanıtlayan Camillion, Ankara'da bulunduğu süre içinde Türk tarafına, toplumlararası görüşmelerin geçen günlerde tamamlanan üçüncü turu hakkında bilgi vereceğini ve New York buluşması öncesinde görüş alışverişinde bulunacağıru söyledi. Kıbrıs konusunda taratlar arasında yakın bir tarihte bir uzlaşma umudunun olup olmadığına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Camillion şunlan söyledi: "Kıbns sorunu gibi güç bir sorunda ne olacağını söylemek her zaman güç. Ancak görüşmelerin Uerlediğini ve ufukta bazı iyi niyetli unsurlann belirledigini söylemek isterim. Son üç aydır boşuna zaman harcamadığıraua inanıyorum." BM Genel •Sekreteri Perez de Cuellar'ın New York zirvesinde bir belge sunup sunmayacağına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Camillion, "Bir belgenin sunulacagına inanmıvorum. Genel Sekreter müzakerelere bir zemin oluşturmak için iki tarafın pozisyonunu dikkatle inceleyecektir" dedi. Camillion ay sonunda New York'ta yapılacak görüşmenin bir "nihai göriişme" niteliğınde olup olmadığına ilişkin bir soruya yanıt olarak da şunlan söyledi: "Haziran ayı, hatta haürlayacaksınız 1 haziran tarihi, bir tür hedefdi. Ama bir nihai tarih değildi. Bu tarihin amacı, iki tarafı daha sık bir araya getirmekti. Çünku biliyorsunuz Kıbns sonınu gibi zor sonınlarda genel egilim göriişmeleri gevşetmemektir. Bu açıdan New York buluşmasının bir nihai buluşma olduguna inanmıvorum. Bu buluşma iki tarafın en kısa zamanda vanlabilecek bir çözümle ilgili olanaklan araşürmalan için bir fırsat olacaktır. Ancak tabii açık olan, müzakerelerin er veya geç bir sonuç vermesi gerektigidir. Fakat böyle bir aşamaya gelinmesi için daha henüz vaktimiz var." öte yandan Dışişleri Bakanlığı çevreleri, Camillion ile yapılacak görüşmelerde Türk tarafının daha çok Kıbns özel temsilcisiru dinlemekle yetineceklerini söylediler. BM Genel Sekreteri'nin bir belge veya taslak hazırladığına ilişkin kendilerinde delil bulunmadığını kaydeden bu çevreler, "Ortada 10 aydır süren toplumlararası göriişmelerden gelen bir görüş birikimi var. Genel Sekreter bunlann sentezini bulup yine görüş olarak taraflara sunacaktır. Yasa ortada, yazılı bir tutanak veya belge yok." BM Genel Sekreteri'nin Türkiye'ye veya Kıbrıs Türk tarafına herhangi bir şeyi empoze etmeye çalıştığmı düşünmenin hatalı olacağını kaydeden bu çevreler, Türkiye'nin bir empozisyon veya baskıyı kabul etmeyeceğini ve Kıbns'a ilişkin temel pozisyonunda bir değişiklik olmadığını ifade ettiler. Bu pozisyonu ise "Çözüm, iki kesimli ve iki halkın si>asi eşitliğine dayanan federal bir yapı ve Türkiye'nin etkin garantisinden geçer" şeklinde tekrarladılar. İnönü Edirne'ye gidiyor SHP Genel Başkanı Erdal İnönü hükümeti sırurdışı edilen soydaşlarımız konusunda daha etkili davranmaya davet etti. Muğla'daki SHP'li belediyeleri ziyareti sırasında Bulgaristan'daki gelişmelere değinen İnönü burada insan haklarımn açıkça çiğnendiğine dikkat çekti ve insan haklanm savunan örgütler ile dünya kamuoyunu Bulgaristan'ın tutumunu kınamaya çağırdı. tnönü şöyle dedi: "Göc anlaşması niçin yapılmıyor? Bunun aynntıları hâlâ niçin konuşulmuyor? Biz, soydaşlanmıza kucağımızı açıyoruz, ama bu duruma bir çare de bulmak zorundayız. Hükümetifi bu konudaki davranışlannı yetersiz buluyoruz. Daha fazlasını yapmasını istiyoruz, bekliyonız. Ülkenin böyle bir sorunu karşısında iktidar muhalefet aynmı olmaz. Hepimiz bunun çözülmesini isteriz. Yardımcı olmak isteriz. Ama, başlıca sorumlu olan hükümetten de görevini yapmasını bekJiyonız." SHP lideri Inönü'nün bugün konuyu yerinde incelemek için Edirne'ye gideceği belirtildi. 6Aç durmuyor • Mayıs ayının sonlanna doğru başlayan göç, her gün binlerce soydaşımızın Bulgar yönetiminin "zorunlu pasaport" uygulaması sonucu sınır dışı etmesiyle devam ediyor. Gelenleri. dün dolu karışımı yağmur yakaladı. (Fotoğraf:Fuat Kozluklu) ruz. Bulgaristan Türkleri yalnız ve sahipsiz değildir." ANAP Başkanhk Divanı'nın dün akşam yaptığı 1,5 saatlik toplantısında 24 haziranda yapılacak miting hazırhklan görüşüldü. ANAP Genel Başkan YardımcısıGalip Demirel, "Bulgaristan'a her türlü müejTidenin uygulanacagını, ancak sulh yolunun sonuna kadar denenecegini" söyledi. Bulgaristan'ın sımrdışı ettiği Türklerin gereksinimlerinin karşılanması için oluşturulan koordinasyon kurulunun başkanlığa getirilen Devlet Bakanı Ercüment Konukman, Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, Türk hükümeünin çok güçlü olduğunu bildirerek, "Bütün soydaşlanmızı bağnmıza basma karanndayız" dedi. "Bulgaristan'ın Türkiye'ye gönderdiği soydaşlanmızın arasına Müslüman olmayan bazı unsurlan da kattıklannın" saptandığını söyleyen Konukman, Türkiye'de kendi istihbarat ağlannı oluşturmak amacıyla Türkiye'ye casus gönderildiğini, bunlardan saptananların Bulgaristan'a geri çevrildiğini kaydetti. Edirne'den öğrenildiğine göre, bu tür girenlerden 10'u Bulgaristan'a iade edildi. Konukman, bu unsurlann ayıklanması için gerekli çalışmaların sürdüğünü ve pasaportsuz olanların kesinlikle Türkiye'ye girişlerine izin verilmediğini bildirdi. Bakan, Edirne ve Kırklareli'nde 2000'er bin kişinin çadırlarda barınabilmelerine olanak sağlayacak şekilde iki kamp kurulması için çalışmaların sürdüğünü ve bu kampların Kızılay'dan yola ç.ı.karılan çadır ve malzemelerin ulaşmasıyla birlikte perşembe günü faaliyete geçeceğini kaydetti. Bulgaristan hükümetınin Türkiye'nin "iktisadi gücünü denemek amacıyla" bu kadar çok sayıda soydaşımızı partiler halinde gönderdiğini kaydeden Konukman, ancak karşılarında "daha fazla soydaşımızı göndermeyîn" demeyecek kadar güçlü bir devlet bulunduğunu da belirtti. Konukman, Türkiye'nin bütün haklannın teminat altına ahnması koşuluyla Bulgaristan'daki Türklerin tümünü kabul etmeye hazır olduğunu ve bu anlamda da bir göç anlaşmasından yana olduğunu söyledi. Turgut Özal, Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay ile dün bir süre görüşerek, Bulgaristan'daki Türklerin sımrdışı edilmelerinden sonra TürkBulgar sınırında herhangi bir güvenlik sorunu bulunup bulunmadığı konusunda bilgi aldı. Başbakan Turgut Özal, dün saat Î6.00 sıralannda Genelkurmay Başkanlığı'nda gerçekleşen görüşmeye ilişkin bilgi verirken, bu görüşmeden herhangi bir anlam çıkanlmamasını isteyerek, "Gayet tabii orada sınır emniyetiraiz nasıl, herhangi birtakım taşkınlıklar var mı, emniyetimiz tamam mı, bu konularla ilgili olarak Genelkurmay Başkanı ile konuştum. Çünkü bu tür hadiseier birtakım kötü sonuçlar da verebilir, eziyetler bir noktada, sıkıntılı noktalar yaratabilir. Türkiye'nin emniyeti, güvenliği her şeyin üzerindedir, bu tedbirierin tam ahnması konusunda da orada bazı lemaslanm oldu" diye konuştu. Demirel: İktidar sorumlu DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel de Bulgaristan'daki soydaşlanmızın göçe zorlanmalarında iktidann büyük sorumluluğu bulunduğunu söyledi. Demirel dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında ellerinde bir bohça ile binlerce soydaşımızın gönderilmesini "feci manzara" olarak niteledi ve "İktidann başkalanna dönük 'çare biliyorsanız söyleyin1 demesi iktidarsızlıktır" diye konuştu. Bulgaristan'daki mezalimi anlatan "Belene" isimli TV fîlminin vatandaşlar arasında büyük infiale neden olduğunu, filmdeki olayların aylarca önce geçtiğini kaydeden Demirel şöyle konuştu: "Filmi hükiimet yaptırmıştır. Bugüne kadar bu filmi halktan saklamayı anlamak mümkün değildir. Zoria göç olayı olmasaydı demek ki filmi göstermeyeceklerdi. Bu olayda fevkalade pasif davranılraışhr. Davranılmıştır ki, soydaşlanmız zorla Türkiye'ye göndcrilmeye mecbur bırakılmışlardır. İktidann büyük sorumluluğu vardır." DYP Genel Başkan Yardımcısı Öner Barutçu başkanlığında bir heyet dün Edirne'ye gitti. Kapıkule ve Dereköy'de incelemeler yapacak olan heyet hazırlayacağı raporu genel merkeze bildirecek. Gorbaçov'a Alman sevgisi (Baftarafı 1. Sayfada) "Sovyetler Birliği'ne \önelik politikamız anlayış, diyalog ve isbirliği üzerine kuruludur. Gorbacov, ülkemizi ziyaret için bundan daha iyi bir zaman secemezdi" derken Dışişleri Bakanı Genscher, amaçladığı Doğu politikasını şu sözlerle dile getirdi: "Tarihe akılcı bir akış sağlama fırsatını değerlendiriyoruz. Sovyetler Birliği her alanda Avrupa'ya yaklaşmaktadır. Batı bu reform süreciııi sağlamlaştırmak için elinden gelen her kalkıda bulunmalıdır." Yalnız politikacılann değil, F. Alman kamoyunun da Gorbaçov'dan bekledikleri son derece olumlu. Ikinci Alman televizyonu ZDF'in Politbarometre adlı haftalık ankeline katılanlann \uzde 9O'ı Gorbaço\ 'u güven verici bir politikacı olarak değerlendiriyor. Aynı ankele göre, ABD Başkanı George Bush'u güvenilir bulaniarın oranı vüzde 58, kendi başbakanlanna politik açıdan guvenen Almanların oranı ise yüzde 50. Böylesi olumlu bir hava içinde gezisine başlayan Sovyetler Birliği Devlet ve Parti Başkanı Mihail Gorbacov, Bonn'da ilk günunu Devlet Başkanı Richard Von Weizssecker'in resmi kabulü ve Başbakan Kohl'le yaptığı ikili göruşıneyle geçirdi, ardından çeşitli partilerin ileri gelen politikacılarıııııı katıldığı bir akşam yemeğinde bulundu. Yemekte yapılan konuşmalarda Gorbacov gdzlemcilerin "sürpriz" olarak nitelediği bir ucıklamada bulundu vc ABD Başkanı Bush"ıııı NATO zirvtsinde yaplığı silahsızlanma önerilcriniıı Sovyetler Birliği açısından ilginç ve tartışılabilir olduğu sinyalini verdi. Batı dünyası için beklenmedik ölçüde çabuk bir karşılık niteliğini taşıyan bu açıklamanın yanısıra Gorbacov, kısa rnenzilli füzelerle ilgili NATO uzlaşma karanna Federal Almanya'nın katkısını övdü. Konuşmada ayrıca bugün imzalanacak politik deklarasyonun yalnız iki ülke ilişkileri açısından değil tüm Avrupa politikası ve DoğuBatı ilişkiierinin geleceği açısından onemli bir "mihenk taşı" oluşturulacağı görüşü gerek Gorbacov gerekse Başbakan Kohl tarafından dile getirildi. Gorbacov, önümüzdeki üç gün içinde ekonomi, kültür ve politika dallarında bir dizi ikili anlaşmaya imza atacak. Gezinin doruğunu ise bugün yapılacak KohlGorbaçov ikili görüşmesinin ardından yayımlanması beklenen siyasal bildiri oluşturuyor. Başbakanlık Dışişleri Danışmam Horst Teltschick'in "eşi görülmemiş" diye lanımladığı bildiri, Avrupa ulkelerinin bir arada yaşamalarına ilişkin politik ilkeleri içeriyor ve Berlin'in bundan böyle AlmanSovyeı anlaşmaları kapsamına alınmasını öngörüyor. Gorbacov. dün Bonn'a gelmeden Moskova Havaalanı'nda gazetecilere verdiği kısa demeçte "Federal Almanya, kurulmasını düşündüğümuz Ortak Avrupa F.vi'nin odak noktasıdır" dedi. Bu arada Sovyet yetkilileri de Gorbacov'un Bonn gezisinin amacının Federal Almanya'yı Batı ittifakından a>ırmak olduğu yolunda Batılı bazı çevrelerce dile getirilen kuşkunun >ersi/ olduğunu ısrarla vurguluvorlar. Adı: Halil, 35 yaşında (Baştarafı 1. Sayfada) çıkmıyor. Boş gözlerle ve şaşkınlıkla çevreyi süzüyorlar. Bir soydaşımız, birkaç saat sonra bir daha hiç görmeyecek olmanın rahatlığı içinde, gözünü kuledeki Bulgar askerine dikmiş bakıyor. Soruyoruz: "Geride kimler kaldı? Kaç kişi gelebildiniz?" Bir süre duşünüyor: "Kocam Vecdi Abdurrahimoğlu (32) Bulgann elinde oyuncak oldu yıllarca... Sofya'ya sorguya gidip gelmekten kafayı üşüttü. Kırcaali'de altı ay siııir tedavisi gordü. Ama nafile... Bulgar aklını oynattırdı." Yanında iki çocuğu ile söyleşirken, Şükriye Kadın'ın sözünü ettiği eşi, pasaport giriş işlemlerini bilirerek yanımıza geliyor. Sessizce çömeliyor. Selamımıza, dudak bükerek "Hoj bulduk bee kanSeş" diyebiliyor. Basından geçenleri anlatmasını istediğimizde de "Yok bi şey.. Ben gittim, gitlim, geriye bi şeyim kalmadı" diyor. Vecdi Abdürrahimoğlu'nun bakışları donuklaşıyor... Yanından uzaklaşırken, yine Kırcaalili olan Halil İbrahim Hasanoglu (35) geliyor. O da cuma namazına gittiği ve baskıları kınamak için 6 gün boyunca açlık grevi yaptığı için tutuklaıuuış... Unlu işkence adası Belene'de altı ay kalarak kurtulabilmiş... Anlattıkları bir aya yakın süredir gelenlerden dinlediklerimizden pek farklı değli. "Çocuklanmı sünnet edemedim Allahıma... Ya öleceksin ya sünnet ettireceksin. Abdestli, namazh cenaze kılamaz olduk. Gidenin kefeni, elbisesi olmuştu. Dayanamadım, pasaport aldım, geldim." Bi^ bir ara tampon bolgcdcn, eşyalannı çekçek arabalarla getirmek için gidip gelen soydaşlarımızla Bulgar tarafına geçtik. Metrelerce uzun masalarda Bulgar görevliler pasaport kontrolü yapıyorlar. Gümrük sahası Bulgar askeri kaynıyor. Bazılarının ellerinde telsizler... Soydaşlarımız, Bulgar kamyonlarına yüklenen eşyalarını Bulgar hamallann yardımı ile indiriyorlar. Bulgarların nöbet kulesinden sivil kişiler, girişçıkışları pür dikkat izliyorlar. Hatta resim ve film çekimi yapıyorlar. Ben de bir soydaşımızın eşyalarını bir çek Göymenlere konut çeke yükleyerek Türk tarafına taBayındırlık ve Iskân Bakanı şıyorum. Kapımızda gümrük mu Cengiz Alnnkaya, Bulgaristan'dan hafaza memurları, istihbarat go sımrdışı edilen ve Türkiye'ye gelen revlileri ve polisler... aileler için prefabrik konut yapılBir ara Türk görevliler, soydaş ması konusunda çalışmalara başlanmızı güvenlik gerekçesiyle ge landığını açıkladı. tlk önce, aileri çeviriyorlar... Ya sızan olursa... ler in yerleşmek istedikleri bölgelere ilişkin etüt yapılacağını belirÇünkü eşya taşımaya gidip gelen ten bakan Altınkaya, konutlann leri tek tek kaydedip, "girdiçıklı" yapılacağı yerler ve sayısının, gedemek olanaksız. Gelenlerin tek lecek ailelerin sayısının kesinleştaiıitım belgcsi pasaportları... Bu mesi ile belli olacağını bildirdi. kargaşa sırasında iki taraf arasınBakan Altınkaya, Bulgaristan1 da bir anlaşmazlık oluyor. Soy da geçimini tarım ve hayvancılıkdaşlarımız geride kalan eşyaları la sağlayan aileler için, Doğu Ananı almaktan vazgeçiyorlar ve pa dolu Bölgesi'nin düşünülebilecesaportlarını alıp bir an önce Tür. ğini, buna göre konutlann yapıkiye'yc kendilcrini atıyorlar... Ya mına ilk aşamada Doğu Anadobirden dönüşümii7e izin verilme/. lu Bolgesi'nden başlanmasının önse diye duMinuyoHar. görüldüğünü söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle