Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 HAZİRAN 1989 dünyada çağ açan devrim 1789 Devrimi İlkelerinin Osmanlı'daki Yansımaları Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Dördüncü Madde Özgürlük başkas\ için Bu bildirgenin birinci maddesinin "ınsandokuncalı olmayan her şeyi yapabilmektir; lar özgür ve hakça eşit doğar ve yaşarlar" tümböylece, herkesin doğal haklannı kullanabil cesi gösteriyor ki, bunun ilanı ile evrensel bir mesinin sınırı, toplumun öteki üyelerinin ay amaç güdülmüştür; başka bir deyişle, bildirnı haklardan yararlanmasmı sağlayan sınır ge yalnız Fransızlara özgü olarak değil, bülardır; bu sımrlar ancak yasa ile belirlenebilir.tün insanlan kapsayıcı olarak düşunülmüş ve Beşinci Madde Yasa ancak toplum için öyle kaleme alınmıştır. tkinci maddede özgürdokuncalı olan eylemleri yasaklayabilir. Ya lük, mülkiyet, kişisel giivenlik ve devlel bassaca yasaklanmamış olan şeyler önlenemez ve kısına karşı direnme hakları insanın temel kimse yasanın buyurmadığını yapmaya zor haklan olarak kabul edilmiş, üçüncü madde lanamaz. ise ulusal egemenlik kavramını yerleştirmişAltıncı Madde Yasa, ğenel istencin (ira tir. denin) ürünüdür. Bunun oluşmasma bütün Altıncı madde ayrıcalıklan kaldırmış, yeyurttaşlar doğrudan doğruya veya temsilcile dinci, sekizinci ve dokuzuncu maddekr ise kiriyle katılma hakkına sahiptir; yasa, ister ko şiseı dokunulmazlıgı ele almıştır. Önemli olan rusun, ister cezalandırsın, herkes için bir ol bir nokta da onuncu ve on birinci madde ile maltdır. Bütün yurttaşlar yasa karşısında eşit diişünce özgüriügtınün bütün insanlar için kaolduğundan, her türlü rütbe, orun (makam) bul edilmesidir. Krallık zamanında böyle bir ve kamu görevlerine, erdem ve becerilerinden özgürlük yoktu; birçok bilim ve yazın adamı başka bir aynm gözeıilmeksizin, yeteneklerine düşüncelerinden ötürü kovuşturmaya uğramış, göre eşit olarak atanırlar. çoğu da Fransa'yı terk etmek zorunda kalmışlardı. Yedinci Madde Hiç kimse yasanın belirlediği durumlar olmaksızm ve koyduğuyön Fransu Devrimi, yukanda vurguladığım gitemlere uyulmaksızın suçlanamaz, tutuklana bi, bir burjuva devrimi olduğundan, 1789 Bilmaz ve gözaltma alınamaz. Keyfi buyruk is dirgesi'nin sonuncu maddesi olan 17. madde teyen, veren, böyle buyruklan yerine getiren mülkiyet hakkını "dokunulmaz ve kntsal bir veya getirtenler cezalandırılırlar; ancak yasa hak" olarak nitelemiştir. Eski rejimde kralın gereğince çağnlan veya yakalanan her yurt bir buyruğu ile kişilerin mal ve mülklerirün taş buna hemen uymak zorundadır; karşı ko ellerinden alınması (müsaderesi) doğal görüldüğü için, ticaret ve sanayinin ilerlemesi soyarsa kendini suçlu duruma düşürür. nucunda geniş ölçüde varsıl duruma gelen burSekizinci Madde Yasa ancak kesinlikle juva sınıfı artık bu haksız uygulamaya son verve açıkça gerekli olan cezalan koyabilir ve bir mek istemiş ve böylece mülkiyet hakkını kimse ancak suçun işlenmesinden önce çıka "kutsal" bir hak olarak kabul etmiştir. rılıp ilan edilmiş ve yöntemine göre uygulanmış bir yasaya göre cezalandınlabilir. Yukanya metnini aldığımız bildirgedeki özDokuzuncu Madde Herkes suçluluğu gürlük, eşitlik, ulusal egemenlik, düşünce özsaptanıncaya değin suçsuz sayılır; eğer onun gürlüğü ilkeleri tam 200 yıldan beri Batı'da tutuklanması zorunlu görülürse, alıkonultnası yerleşebilmek için birçok ülkede çok savaşım için gerekli olan önlemler dışında her türlü verilmiş ve sonunda bu ilkeler çağdaş anayaserllik, vasaca ağır biçimde cezalandınlmalı salarda yer almıştır. dır. Fransa'da 1793'te 35 maddelik bir bildirge Üzerinde durulması gereken bir nokta daha var. Fransızlar Bastille zindanının yıkıldığı gün olan 14 temmuz gününü ulusal bayram olarak kabul etmişlerdir. Oysa Ulusal Meclis İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ni bu olaydan 43 gün sonra 26 Ağustos 1789'da kabul ve ilan etti. Asıl ulusal bayramın 26 ağustos günü olması gerekmez miydi? Böyle olması elbette daha mantıklı olurdu. Ancak İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, Ulusal Meclis'çe, yani sınırlı kişilerden oluşan bir kurulca kabul edildiği halde, Bastille kalesi, kendiliğiııden ayaklanan Paris halkınca yok edilmişti. Demek ki, 1789 Fransız Devrimi başlangıçta kendiliğinden patlayan bir halk ihtilali niteliği taşıyordu. Fransızlann 14 temmuzu bu nedenle ulusal bayram günü olarak kabul etmiş olmaları düşünülebilir. 1776'da Thomas Jefferson tarafından kaleme alınıp, Amerika'daki tngiliz sömürgelerinden 13 eyaletin temsilcilerinden oiuşan kongrece ilan edilmiş bulunan Amerikan İnsan Haklan ve Bajımsızlık Bildirgesi'nden esinlenen 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Haklan Bildirgesi'ni kabul etmiş olan Ulusal Meclis, günttmüzdeki anlamıyla bir parlamento olmayıp, kralların zaman zaman topladığı bir danışma meclisi (Etats Generaux) nheliğindeydi. 5 Mayıs 1789'da toplanan bu kurulda ayrıeahklı soylular sağ yanda, kilise temsilcileri ortada o zaman tiersetat (üçüncü sınıO denilen halk temsilcileri ve burjuvalar ise sol sanatta yer almışlardı. Asıl adı Etats Generaux olan ve 1614'ten beri toplantıya çağrılmayan bu kurul, devrim başlaymca kendisine 17 Temmuz 1789'da Assamble Nationale (Ulusal Meclis) adını taktı. bunda halk temsilcileri çoğunluğu oluştunıyordu (300 soylu t 300 rahip + 550 halk temsilcisi). Günlerce süren tartışmalar sonucunda bu meclisçe 26 Ağustos 1789'da kabul edilmiş olan İnsan ve Yurttaş CUMHURİYET/13 J 7 8 9 Devrimi, ulusal egemenlik ve bireysel özgürlük ilkelehni benimseyip ilan ettiği halde, zamanla anlaşılmıştır ki devrim bu halkın yeni emekçiler ve üreticiler de içinde bulunduğu halde el ve kol emeğiyle geçinen kitlelehn egemenliğini değil, varlıklı bir zümrenin egemenliğini getirmiştir. Yalnız Fransa'da değil, bütün uygar dünyada yeni bir çağ açan 1789 Devrimi'nin insanı insan yapan, ona kendi onurunu öğreten, ışık saçıcı büyük bir olgu olduğu yadsınamaz. GtRİŞ 1789 Devrirai'nin 200. yılı bütün uygar dünyada, özellikle Fransa'da, büyük etkinliklerle kutlanıyor. Bunun nedeni, bu devrimin dünyanın siyasal, toplumsal, düşünsel ve ekonomik tarihinde yeni bir çağ açmış olmasıdır. Asağıda metnini okuyacafımız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi ile ilan olunan özgürlük, yasalar karşısında eşitlik, dokunulmazlık, mülkiyette kutsalhk ilkeleri, başta Fransa olmak üzere bütün Avnıpa ülkelerine o zamanki ulaşım araç ve ölçülerine göre "yıldınm hızıyla" yayılmaya başlamıştı. 1789 tarihinde Avnıpa anakarasında geniş topraklan bulunan Osmanh tmparatorluğu'nda bu ilkelerin olumsuz biçimde yorumlandığını aşağıda göreceğiz. Fransız Devrimi'nin ilkelerini tam aJgılayıp yorumlarnak için Fransa'mn ve öteki Avrupa devletlerinin devrimden önceki durumuna ünlü bir Fransız tarihçisi olan Emile Bourgeois'nın "Manuel Historique de Politique Etranger"de (Dış Politikanın Tarihsel Elkitabı, cilt 2, s. 6) de yazmış olduğu şu satırlan, Ahmet Rasim'in "lstibdattan Hakimiyeti Milliye'ye" başlıklı yapıtından alarak aktanyorum. Tanınmış tarihçi Emüe Bourgeois diyor ku "Fnmsız Devrimi'nin öncesinde politika yaşamı hiçbir denetime bağlı olmayan birtakım mutlak ve zorba hükümetlerden oluşmuştu. Bunlar kendi çıkarlan dışında hiçbir hak tanımıyor ve çıkarlannı elde etmek için hile olsun, baskı veşiddet olsun her türlü aracı kullanmaktan çekinmiyorlardı Bunlar, bütün anlamıyla sanki birdemek, birşirket idiler. öyle bir şirket ki kural ve yasalan olmamakla birlikte, gizli veya açık bir savaşımı sürdürmekle görevli idiler, bu savaşım arasmda küçükIer, kendilerinin mal varltklarım bölüşmek için ortaklık kuran büyüklerin htrslan karşısında savunmasız ve karşı koyamaz durumda kalarak mahvoluyorlardı; yine bu savaşım sırasmda büyükler de daha çok büyümek ya da başkasını küçültmek için kendilerini ve birbirlerini gözetliyorlardı. Entrika, baskı ve şiddet konusunda krallar arasındaki fıkir ortaklığının en açık ve en belirgin olay ve sonuçlarını, Avuslurya Verasel Savaşı ve Polonya'ntn bölüsülmesi olayı gösterir." ı Efendi'nin 1789 Devrimi konusunda saraya nemlerde Osmanh Devleti'nin durumunu Türk sunmuş olduğu "Politika Dengesi" başlıklı ra tarihçisi Abmet Cevdet Paşa'nın kaleminden porda (Tarihi Cevdet, cilt 6, s. 394) bu dev okuyalım: rim dinsel açıdan ele alınıyor ve bir yerinde "...Bir süreden beri kıyıcılık ve saldırganlıkşoyle deniliyordu: lar aşırı olmaya başladığından Osmanlı ülke"Birkaçyıldan beri Fransa'da şiddetli alev lerindeki halkların çoğunluğu perişan olup lerleyanan karışıklık ve kanşıklık ateşi dola kendi memleketlerini bırakarak başka yerler yısıyla devlet yönetimini zorba ellerine geçir re gitmeleriyle ülke yıkıntıya, baykuş ve karmefırsatını bulan kişiler, yer yer ajanlar bu ga yuvalanna dönüştü ve bu yüzden Osmanlarak kendi isteklerini yerine getirmek ve dev lı Devleti savaş gücünü yitirerek utku ve yenleti kendilerine yardımcı kılmak için, durum giden yoksun kaldı. Gerçi seksen iki seferinin ları düzgün olan öteki devletlerin düzehini (yani 1768 Rus Savaşı'nın) neden olduğu zaFransa'daki durum gibi karıştınp devrime ite rar ve yıkımdan başka, Rusya ile aralık aralemek ve bütün dinleri kaldır/nak, ülkeleri ve lık çıkan çatışmalardan dolayı Osmanlı Devvicdanları yıkmak, halkın malını zorla elin leti, sınıra asker yollayarak savaş hazırlıkları den almak, insanlar arasındaki bağlan yok et yapmaktan başını kurtaramadığı için, bu son mek yöntemiyle sözde özgürlük yalamnı kul savaşın çıkışına dek de neredeyse, sürekli ve lanarak halkın içindeki budalaların kafaları süregen savaş durumunda bulunuyordu; ülnı bozup ve aldatıp insan türünü vahşi hay kenin bu kertede çöküntüye uğraması yalnız vanlar düzeyine indirmeye neden olmuşlar ve askeri harekâttan olmayıp, bu durumu kadı, böylece uzak yakın, dost olsun, düşman ol naip (kadı temsilcisi veya vekili) ve öteki gösun hiç ayırt etmeksizin, öteki devletlerin uy revlilerin savaş için toplanan vergilerin birkaç ruklannı türlü yollarla kışkımp kargasa çıkar katını da doğrudan doğruya kendileri için fatarak onları kendi hükümdar ve yöneticileri kir halka yükleyip onlardan zorla ve zorbane karşı ayaklanma ve başkaldırmaya çağır lıkla toplamalanndan ve öteki kıyıcılıklardan ileri geliyordu. Şöyle ki; mayı alışkanltk haline getirmişlerdir." Görülüyor ki, o dönemin yöneticilerince Bir eyaletin valiliği paşalardan birine veri"insan haklan" kesinlikle kabul edilmeyip, bu lince, bu göreve atanan o paşanın resmen devhakları ileri sürmek "serkeşlik" olarak nite lete ödediği paradan (caizeden) başka sadraleniyor. Oysa, Fransa Cumhuriyeti'nin ordu zamlara ve başkalarına da biraz şey sunması ları, o zaman 28 yaşında olan General Bonapart'ın komutasında Avrupa'da yengiden yengiye koşuyor ve işgal ettiği memleketlere 1789 Devrimi'nin ilkelerini götüriiyordu. Avrupa halklannda büyük bir uyanış vardı. Bonapart 1799'da Osmanlı lmparatorluğu'na bağlı Mısır'a çıktığı zaman da yayımlamış olduğu bildirgede, Fransız Devrimi'nin özellikle insanlar arasında eşitlik ve demokrasi ilkelerini ileri sürerek Mısır halkını yöneticilere karşı koymaya çağınyordu. Tarihi Cevdet'ten (cilt 6, s. 403) aldığım bu bildirgeyi, günümüzün Türkçesine çevirerek, sunuyorum: "özgürlük ve eşitlik ilkelerine dayanan Fransa Cumhuriyeti'nce büyük başkomutan, Fransız ordularının yöneticisi Bonapart bütün Mısır halkına bildirir ki; pek uzun bir süreden beri Mısır'da egemen olan emîrler Fransız milletine karşı hor davranmakta ve Fransız tüccarlarına türlü baskı, kıyım ve haksızgelenek olup, büyük eyalettere yapılan atamalıkta bulunmaktadırlar. Şimdi onlarm cezalanlarda darphane için de bir miktar şey alınırdırılması vakıi gelmiştir. Ne yazık ki, bunca dı. Ancak valiler sık sık görevden uzaklaştızamandan beri Abaza ve Gürcistan ülkelerinrılıp bir eyalete bir yılda iki ve kimileyin üç den getirilen bu kölemen takımı bütün dünkez atama yapıldığından, bunlar Rumeli'den yada benzeri bülunmayan Mısır'ın çok güzel Anadohı'ya ve Anadolu'dan Rumeli'yeyer deikilimini bozagelmişlg'dir. Her şeye güce yeğiştirerek, yol giderleri de aşırı boyutlara varten, evrenlerin tannsı hazretlerinin ilahi isıenci dığmdan, borca batık duruma düşerler ve çoğunluğu perişan olurlardı; bu nedenle ülkenin bayındırlaştınlması ve halkın varsıllaşiınlması 1789 öncesi Osmanlı gibi konular akıllarına bile gelmeyip, hemen Devleü'nin durumunu Ahmet yapmış oldukları giderleri çıkarmak ve dummlannı olabildiğince düzeltmek amacıyla Cevdet Paşa'nın kaleminden halkın ellerindekini aldıktan başka, toprak ve okuyalım: "...Bir süreden beri hayvanlarını da sattırırlar ve âyanlıklara (yani kaymakam gibi memurluklara) para karşılıkıyıcılık ve saldırganlıklar ğında atama yapıp onlarm ktyıcı tutumlarını aşırı olmaya başladığından onayladıklarından, bu kaymakamlar da bir ta~ Osmanlı ülkelerindeki raftan zavallı halkı soyarlar idi. Devrimin İnsan Hakları Bildirgesi'nin birinci maddesindeki "İnsanlar özgür ve hakça eşit doğarlar" cümlesi de gösteriyor ki bunun ilanı ile evrensel bir amaç güdülmüştür. Başka bir deyişle bildirge yalnız Fransızlara özgü olarak değil, bütün insanlan kapsayıcı düşünülmüştür. 1789 Devrimi, 4 Ağustos 1789'da soylular sınıfının ve kilisenin ayrıcalıklarını kaldırıp eşitlik ilkesini ilan etmişti. Bu devrim gerçi laiklik ilkesini açıkça ilan etmediyse de kilisenin . egemen olmasını sağlayan doğum, evlenme ve ayrılma sicillerinin tutulmasını kilisenin elinden alıp belediyelere vermiş, böylece laikliğin temelini atmıştı. Bu haksız durumu bütün ayrıntılanyla gö. <% ren ve susmayı kendilerine yediremeyenler Didtrot, Voltaire, Jean Jacque Rousseau gibi dühalkların çoğunluğu perişan şünürler her türlü ceza yaptırımını göze alaolup kendi memleketlerini rak yayjmladıklan birçok yazı ve kitaplannbırakarak başka yerlere da toplumsal eleştiriler yaptılar ve bu yüzden zaman zaman Fransa'dan kaçmak zorunda gitmeleriyle ülke yıkıntıya, kaldılar (O çağda kovuşturmaya uğrayan bu baykuş ve karga yuvalanna düşünürlerin kemikleri şimdi Fransız ünlüledönüştü ve bu yüzden rirun gömüldüğü Pantheon Kilisesi'ndedir.) Ü1789'un Degerlendirilmesi ve Bildirgesi Osmanlı Devleti savaş gücünü Fransız Devrimi. bilindiği gibi, çok kanlı olyitirerek utku ve yengiden du. Giyotin adında bir Fransız doktorunun yoksun kaldı. Gerçi seksen iki buluşu olan ve kendi adını tasıyan aletle, yalnız politikacıların, kralın ve kraliçenin başlaseferinin (yani 1768 Rus rı değil, "Layvoizier, Andre Chenier gibi biSavaşı'nın) neden olduğu lim ve sanat adamlarının başları da kesildi. zarar ve yıkımdan başka, Bu yüzden birçoklarınca bu devrim, "karanRusya ile aralık aralık çıkan lık bir afet" olarak yorumlanır. Devrim üzerine tarihten beft türlü dillerde yüzlerce kitap çatışmalardan dolayı Osmanlı yayımlandı. Dahası, romanlar yazıldı. Anatole 5 Devleti, sınıra asker France'ın "Les Dieux ont soif (Tanrılar Suyollayarak savaş hazırlıkları samışlardı) adlı yapıtı bunlardan biridir. Yazar bu romanında devrimin kanlı sahnelerini yapmaktan başını çarpıcı bir dille anlatır. kurtaramadığı için, bu son Ote yandan yalnız Fransa'da değil bütün uysavaşın çıkışına dek de gar dünyada yeni bir çağ açtığım söylediğimiz neredeyse, sürekli ve süregen 1789 Fransız Devrimi'nin insanı insan yapan, ona kendi onurunu öğreten ışık saçıcı büyük savaş durumunda bir olgu olduğu yadsınamaz. Bu devrim ile sibulunuyordu; ülkenin bu yasal iktidar el değiştirmiş, egemenlik, kral kertede çöküntüye uğraması başta olmak üzere, onun yöresindeki feodallerden ve bunlann müttefiki olan kiliseden yalnız askeri harekâttan zorla alınıp burjuva sınıfının (sanayici, tücolmayıp, bu durumu kadı, car bir kısım esnaf) eline geçmiş (14 Ağustos naip ve öteki görevlilerin 1789) böylece bunlar egemen sınıf durumuna gelmiştir. tşte 1789 Devrimi, bu büyük topsavaş için toplanan vergilerin lumsal çalkantı nedeniyle çok kanlı olmuştur. birkaç katını da doğrudan Bir noktayı unutmamak gerekir. Birinci Dünya doğruya kendileh için fakir Savaşı'ndaki yürekli tutumu nedeniyle kendisine "Le Tigre" (Kaplan) adı takılan, öldükhalka yükleyip onlardan zorla ten sonra da belirlediği yere yatay değil, dive zorbalıkla toplamalarından key olarak, ayakJan üstünde dimdik gömülve öteki kıyıcılıklardan ileri mesini vasiyet eden Fransız Başbakanı Clemenceau'nun deyişiyle, 1789 Devrimi "günahgeliyordu." lan ve sevaplanyla birlikte bir bütündür;1 Ar Bastillee hücum Tarih 14 Temmuz 1789. Halk, Bastille hapishanesine saldırıyor ve ele geçiriyor. Böylece devrim başlıyor. tık onun kanlı yönünü tarüşmamak, buna karşıhk, insanlık dünyasına getirdiği ışıklı ilkeleri Onuncu Madde Açıklanmaları yasa ile daha yayımlanmıştır. Bu bildirge ile 1789 Bil ise, onlarm egemenliklerinin sona ermesine Haklan Bildirgesi, Fransa Kralı XVI. Louis geliştirmek için çalışmak gerekir. tarafından ister istemez kabul edildi. Çünkü oluşan kamu düzenini bozmadıkça, hiç kim dirgesi arasındaki aynm, 1789 Bildirgesi'nde yöneliktir. Burada başka bir noktayı da hemen belir Ulusal Meclis'in güttüğü amaç krallığı kaldı se, dinsel bile olsa, düşüncelerinden dolayı ko bülunmayan şimdi sosyal haklar dediğimizEy Mısırlılar; ben bu ülkeye ille sizin dinitelim. 1789 Devrimi, ulusal egemenlik ve bi rıp cumhiiriyeti ilan etmek değil, o tarihte, In vuşturulamaz. kamusal yardım görevinin ve "baskı karşısında nizi ortadan kaldırmak için gelmişim diye söyreysel özgürlük ilkelerini benimseyip ilan et giltere'de olduğu gibi, meşruti bir krallık kurOn Birinci Madde Düşünce ve görüşle başkaidırma hakkı"nın yer almış bulunması lenti yayarlar. Bu, açık bir yalandır. Bunaaltiği halde, zamanla anlaşılmıştır ki, bu dev mak, yani Fransa'yı tek kişi egemenliğinden rin özgürce iletişimi kişinin en önemli hakla dır. 1789 Bildirgesi'nde, yukarıda belirtildiği danmayınız ve iftiracılara deyiniz ki, benim kurtanp ulusal egemenliği yerlestirmekti; baş rından biridir; şu halde her yurttaş özgürce gibi, yalnızca "baskıya karşı direnme hakkı" bu ülkeye gelmekliğim yalnız sizin hakkınızı ka bir deyişle, bundan böyle Fransa'mn kral konuşabilir, yazabilir ve basım (yayın) yapa kabul edildiği halde, ikinci bildirgede başkai zorba kıyıcıların elinden alıvermek içindir. ile birlikte duzenli aralıklarla halkın seçtiği bir bilir; ancak yasa ile belirlenmiş durumlarda dırma (isyan) hakkı halka tanınmıştır. İşte Ben, bu ulu Tanrıya kölemenler soyundan daparlamentoca yönetilmesi amacı güdüJüyor bu özgürlüğün kötüye kullanılmasından so bundan sonra da yavaş yavaş terör dönemi ha çok ibadet eder ve onun peygamberi Mubaşlamış ve bu dönem 1795'e kadar sürmüş hammed'e ve yüce Kuran 'a saygı duyarım. Ve du. Ancak 1789 Devrimi 4 Ağustos 1789'da rumludur. soylular sınıfının ve kilisenin ayrıcalıklarını yine onlara deyiniz ki; "Ulu Tanrının katınOn tkinci Madde insan ve yurttaş hak tür. kaldırıp eşitlik ilkesini ilan etmişti. Bu devrim larınm güverıce altında olması için kamusal Yukanda, Ulusal Meclis'in (Assamble Na da herkes eşit kullar olup, bunlar arasındaki gerçi laiklik ilkesini açıkça ilan etmediyse de, bir güce gerekseme vardır; ancak bu güç, ken tionale) amacının başlangıçta hukuka bağlı ayrımm ölçüsü, akıl, erdem ve bilgi iken, kökilisenin halk üzerinde uzun yüzyıllardan be dilerine emanet edilenlerin özel çıkarlan için meşruti bir krallık kurmak olduğunu bildir lemen takımının akıl, bilgi ve erdem konusunri etkin, dahası, egemen olmasını sağlayan do değil, herkesin yararı için kurulmuştur. miştım; ancak Kral XVI. Louis'nin ve Krali da onlan başkalarından üstün kılacak ne giğum, evlenme ve aynlma sicillerinin tutulmaOn Üçüncü Madde Kamusal gücü sür çe Marie Antoinette'in Fransa'dan kaçma gi bi nitelikleri vardır ki, engüzel şeylerin onlasını kilisenin elinden alıp belediyelere vermiş, dürmek ve yönetim giderlerini karşılamak için rişımınden sonra durum değişmiş, artık Kon rm tekelinde olmasını haklı ve gerekli kılsın! böylece laikliğin temelini atmıştı. Fransa'da ortak bir vergilendirme zorunludur; vergiyü vansiyon (Convention) adını alan ikinci Ulu Nerede verimli toprak varsa onlarm ve güzel tam anlamıyla laiklik yüz yıh aşkın bir süre kümü bütün yurttaşlar arasında, varsıllıkları sal Meclis bütün ülkede çok şiddetli yaptırım atlar, en iyi konaklar ve güzel cariyeler hep sonra 19O5'te kabul edilen bir yasa ile gerçek oramnda, eşitçe paylastırılmaltdır. lar uygulamaya başlamış, 21 Ocak 1793'te Kral onlara özgülenmiş olsun. Eğer Mısır onlarm leştirilmiştir. Ancak 1789 Devrimi'nde kilisegiyotinle idam edilmiş ve ardından cumhuri malikânesi ise, Tanrının bu konudaki işaretiOn Dördüncü Madde Bütün yurttaşlar nin uzun yüz yıllardan beri süregelen yetkileyet ilan olunmuştur. Az çok tarih okuyanlar ni bize göstersinler. Lakin evrenlerin Rabbi genel vergilendirmenin gerekliliğini doğrudan ri elinden alındığı için bu ülkede laiklik, eybilirler ki, terör döneminin ünlü ve etkin ki kullarına karşı esirgeyici ve adaletlidir. doğruya veya temsilcileri aracıhğıyla araştırlemli olarak, 1789'dan sonra yerleşmiştir. şileri Denton (Danton) ve Robespiyer de (RoBu günden sonra Mısır'da üst görevlere ve mak ve bunu serbestçe onaylamak, kullanılıŞimdi yukarıdan beri sözünü ettığimiz 1789 şını, herkese düşen payı, vergi tabanını, top bespierre) kendilerini giyotinden kurtarama yüksek rütbelere kadar çıkmak konusunda mışlardır. İnsan ve Yurttaş Haklan Bildirgesi'nin mad lanış yönlemini ve süresini belirlemek hakkıMısır halkı arasında hiç kimse için öncelik oldelerini okuyalım: Ekim 1793' Anayasası'nda, 1795 yılında ki mayacaktır ve artık akıllı ve bilgili olanlar işna sahiptir. rim butun halkın, yani emekçiler ve üreticiler Birinci Madde tnsanlar özgür ve hakça On Beşinci Madde Toplum bütün kamu mi değişiklikler yapıimış ve başına eklenen başına geleceklerdir. Böylece bütun milletin de içinde olduğu halde el ve kol emeğiyle ge eşit doğar ve yaşarlar; toplumsal ayrımlar an görevlilerinden yönetimin hesabmı sorabilir. üçüncü tnsan Hakları Bildirgesi'nde "diren durumu düzeleceklir..." (Tarihi Cevdet, cilt 6, çinen kitlenin egemenliğini değil, varlıkh bir cak kamu yararma dayandırılabilir me ve başkaldırma"dan söz edilmemiştir. s. 403). zümrenin (burjuva sınıfının) egemenliğini geOn Altıncı Madde Haklann güvenceye Bu anayasa 22 Ağustos 1795 tarihini taşır. Bu bildirgedeki ilkeler, Osmanlılar için çok tkinci Madde Her siyasal kuruluşun tirmiştir. Oysa 1789 Devrimi siyasal tutuklubağlanmamış ve erkler ayrımının kabul edil Konumuz 1789 Fransız Devrimi ve onun bil yabancıydı. Gerçi, aşağıda görülecegi gibi, III. amacı insanın doğal ve zaman aşımıyla düşlann kapatıldığı Basülle (Bastil) kalesinin Pamemiş olduğu bütün toplumlarda anayasa dirgesi olduğu için Ekim 1793 ve Ağustos 1795 Selim ve II. Mahmut "meşveret meclisleri" ris halkınca 14 Temmuz 1789'da bir çarpışma meyen haklarınm korunmasıdır; bu haklar, yoktur. bildirgeleri üzerinde daha fazla durmayı ge (danışma kurullan) toplayarak ülke yönetimi özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşı ile ele geçirilip yerle bir edilmesiyle başlamışOn Yedinci Madde Mülkiyet dokunul rekli görmüyoruz. konusunda o meclislcre katılanlann düşüncedirenmedır tır, burjuva sınıfının çabası ile değii. Bir süre maz ve kutsal bir hak olduğundan, yasaca III Fransız Devrimi'nin Osmanlı tmpara lerini almışlarsa da, bu meclMer hiçbir zaman sonra devrimin bir halk devrimi, emekçilerin Üçüncü Madde Her türlü egemenliğin saptanmış kamusal bir zorunluk açıkça gerekli torluğu'ndaki Yansımaları demokratik nitelik taşımamışlardır. devrimi olmasını amaçlayan Babcuf bareke temel kaynağı ulustadır; hiçbir kurum, hiç kılmadıkça ve adaletli vepeşin bir ödence veFransız Devrimi, başlangıcında, Osmanlı 1789 Devrimi'nden önceki Fransa'mn duruti, pek çabuk bastınlmış, Babeuf bu girişimi bir kimse açıkça ondan gelmeyen egemenliği rilmedikçe, kimse bu haklan yoksun bıra tmparatorluğu'nda büyük bir yankı uyandır munu yukanda Fransız tarihçisi Emile Bourni yaşamıyla odemiştir. kullanamazkılamaz. madı. Reisülkultab (dış işleri bakanı) Atıf geois'mn kaleminden okumuştuk. Bir de o dö Rumeli'nin ileri gelenleri ve soylulan ülke işlerini öteden beriyöre halkının arzusuylayönetirler ve devletin buyruklarında bunlara '\ilayet âyanı" diye hitap olunurdu; bu âyantık padişahın fermanı, hükümetin veya valinin buyrultusu ile olmayıp, o kişinin kendi yaradılış veyeteneği ve halkın kabullenmesi ile ola[gelmiş iken, yirmi yıldan beri eyayet valileri bir takım zorbalara para karşılığı öyanlık buyrultusu verirler, bir süre sonra bir baskasıHr dan da para alarak ona da buyrultu verirler, onlar da ödedikieri paraları fazlasıyle çıkarmak için fakir ve zavallı halkı suçlayıp ezerllerdi; bu tutum ise her kazânın ve iki taraftu (Anadolu'da ve Rumeli'de) pekçok yerin ytkım ve perişanlığına neden olmuştu. Ancak ülke işlerinin yönetilmesi her kazâda elbette bir memur (âyan) olmasına bağlı olduğu halde, daha önce bu işler bilinmediğinden, âyanlık kaldırılıp her kazâya birer "şehif kethüdası" (kâhya) atansın diye buyruklar çıkarılmış, böylece kazâların da karmakanşik olduğu gerçek durumu bilenlerce görülmüştu. Her kazâda şehir kethüdası (kâhyası) olanlar halktan bir kişi ve çoğunca utanmaz tak\mmdan olduğundan, devlet islerinde söz geçiremiyorlardı; bu nedenle buyruklan uygulama işi yine her kentin eski âyanına düşer, onlar da diledikleri fesatlıkları şehir kethüdaları aracıhğıyla yaptınrlar ve soruldukta, 'bizim işlere kanştığımız yok ki, şehir kethüdası bilir' diye yanıt verirler, şikâyet yapıldığmda şehir kethüdaları cezalandınlırdı." Koca Osmanlı lmparatorluğu'nun "yenilikçi" diye tanınmış (besteciliği yenilikçiliğinden daha tutarlı ve değerli) padişahı III. Selim'in tahta çıktıktan sonra sadrazam vekîti Salih Paşa'ya gönderdiği buyrultuda söyledSği şu çocuksu sözler, Batı'da pozitif bilimlerin ve akılcılığın yayıldığı bir dönemde bu imparatorluğun başında bulunan kişinin formasyonunu açık seçik gözler önüne koyuyor: ".Tahta henüzyeni çıkıığım için işlerin örtünü ardını bitmiyorum. Devletin durumu nicedir. Saklamayıp doğruca gönişerek sonunda gerçeği bana bildirmekte kusur etmeyesin. Bu devlet bana emanettir. Bildirmenizi isterim. Herhangi bir düşünce ile bildirmezseniz yarın Allah huzurunda iki elim yakanızdadır. Allahım, bu kulların bana bildirmediler deyip ben kurtulurum. (...)" (Tarihi Cevdet, cilt 4, s. 288). IV tkinci Mahmut Dönemi ve Senedi tltifak III. Selim dönemindeki düzensizlik ve anarşi durumu ondan sonra kısa bir süre için tahta çıkan IV. Mustafa zamanında sürmüş, II. Mahmut'un padişah olduğu 1808 tarihinde daha da yaygınlaşmıştı. İmparatorluğun Anadolu ve Rumeli'deki topraklan, "âyan" denilen derebeyler arasında sanki paylaşümış gibiydi. Başka bir deyişle, bunlar merkeze pamuk ipliğiyle bağlıydılar. III. Selim'i yeniden tahta çıkarmak için ordusuyla Rusçuk'dan îstahbul'a gelen derebeyi Alemdar Mustafa III. Selim'in öldürüidüğünü duyunca, ölümden kurtulmuş, daha doğrusu kurtarılmış olan II. Mahmut I808'de tahta çıkarılmış, Alemdar Mustafa'ya da vezirlik rütbesi verilmiş ve Alemdar Mustafa Paşa adını alarak sadrazam olmuştu. Onun sözü tstanbul'da, Padişah II. Mahmut'tan daha gecerü ve etkin duruma gdmişti. Padişah buna için için çok öfkeleniyor, ama elinden bir şey gelmiyoı, ondan kurtıjmak için fırsat bekliyordu. • Öte yandan Osmanlı tmparatorluğu'ndan kopmak üzere bulunan öteki derebeyleri yola getirip yeniden merkeze bağlayıp devlet birHğini sağlamak gerekiyordu. tşte "Senedi lttifak" denilen ve Osmanlı padişahı ile derebeyleri arasında yapılan bağlaşma anlaşrnjsı, Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa'nın oncülüğü ile böyle gerçekleşti. •<• • 7 StİRECEK