17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVADURUMU IVIeteoroloji Genel Müdürluğünden alınan bilgiye göre; yurdun kuzey kearrten çok bulutlu, Marmara'nın doğusu, Karadeniz ıte Iç ve Dojiu Anadolu'nun kuzeyi sağanak ve gok gurultülu sağanak yağı;h, diğer yerler parçalı ve az bukjtlu geçecek. HAVA SICAKLIĞI:. Ûnerrrt bir değişiklik olmayacak. RÜZGÂR: Kuzey ve batı yönlerden hafıf ara sıra orta kuvvette yağı; alan yerterrJe yağış anında kuvvetti olarak esecek. Denizlerimizde riızgâr; Guabatısı ve karayekten 35. zaman zaman 67 kuvvetinde, saatte 1021. zaman zaman ?8 ila 33 deniz mili hızla esecek. DENIZ: Mutedil, yer yer kaba dakjalı olacak dalga yuksekAdana Mapazan Ad:yaman Afyon Ajn Ankara Anükya Antalya Arrvîn Aydın Bakkesir Bîtecik Bing« Bitfis Bolu liğâ 0.5 ila 1 açıklarda 23 metre görüş uzaldığı 10 km. dolayında Bursa bulunacak. Van Gölü'nde hava: Parçalı buluttu geçecek Rüzgâr Çanaktele kuzey ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl Çonjm kuçuk dakjaiı olacak, göniş uzaHığı 10 km. dolayında bulunacak. Denızk I 30° 20° Oiyartoalar • 26° 17° Edirne 32° 14° Erzincan ı 26° 13° Erajnım V 24° 6°Eskışehır V 26° 12° Gaziantep Y 22° 13° Giresun 8 32° 18° Gumuşhane Y V 24° 14° Hakttn 38°18°lspam 29° 12° Isönbul 28° 14° Izmr 30° 9°Kare Y 30° 9° Kasamonu Y 1 Y 21° 12° Kavseri 1 Y 27° 14° Kırttarel I 27° 14°Konya I 22° 10° Kutahya I 30° 18° Mautya 33° 19° Manisa 28° 15° K.Maraş 25° 14° Mereın 23° 15° Mujla 26°12°Muş 34° 16° Nığde 26° 17° Ûrdu 24°17°Rae 27» 14° Samsun 26°15°S«rt 24° 16° Sinop 30°14°Snos 25° 4°Tekir()aO 11° 14° Tratann 26° 10° Tüncsi 25° 15° Uşak 26° 14° van 25° 12° Ytagat 32° 18° Zongukfak B B B B 6 B Y Y HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN 31° 28° 28° 30° 31° 24° 27° 23° 13° 15° 23° 18° 10° 10° 12° 17°17° 16° 11° 16° 16° 14° 12° 11° 10° 19° 10 lAZtRAF 1989 DÜNYADA BUGÜN J Y 14° B 38° B 30° B 26° B 25° B 24° B 23° Y 14° Y 15° Y 16° Budapeşte Y 21° B 20° Cenevre B 30° Cenyır B 39° üdde B 41° Dubayı Frartdürt Y M» C 32° Gime Y 14° Helsinki B 30° Karıre Kopenhag Y 16" B 22° Kttı Leftosa Y 32° Amstentem Amman Abna 8a0dat Barcelona Basel Bekjrat Berttn Bonfl 8 19° Y 15° B 24° B 20° B 19° B 18° Y 15° 8 26° Y 15° Y 17° Y 17° Y 40° B 24° B 27° B 37° B 24° felA B 28° Imus Varşora Y 19° Venedik 8 27° /ryana B 20° VVasfmglon B 21° ZOrih B 20° Leningfad Londra Madrid Mılano Montreal Moskma MünSı Ne*Yorl( Oslo Pans Prag Rryad Roma Sofya Şam Helsinki MKHMKn KFMAI. POLİTİKA VEOTESİ Y A Y Y Y Y Y B A Y B xrw 32° 24° 24° 26° 21° 29° 25° 26° 26° 28° Kırk Gün Yas... /« /vdu S ' ll * I '/>. ktina Cezayir •? Tunus A «IHBbukiüu K artıSssnY BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Üstünde ölü yıkanılan kerevet. 2/ Bir tiyatro oyuncusunun, sanki diğer oyuncular duymuyormuş gibi konuşması ya da düşünmesi... Yaprakları salata gibi yenen kokulu bir bitki. 3/ "Değersiz, önemsiz, derme çatma" anlamında argo sözcük. 4/ Iri taneli bezelye... Birdenbire. 5/ Islak... Sakat kimse. 6/ Astat elementinin simgesi... Yeraişinden turşu yapılan gebreotunun bir başka adı. 7/ Yunanistan'da halen iktidarı elinde bulunduran siyasal parti. 8/ Asya'da bir ülke... Uzaklık işareti. 9/ II. Abdülhamit'in sürgüne gönderildiği Selanik'te ikâmet ettiği köşkün adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ateş üzerine oturtularak üzerine tencere, tava gibi şeyler koymaya yarayan üç ayaklı mutfak gereci. 2/ Cihaz... Eski Mısır'da güneş tanrısı. 3/ Ince pide halinde ekmek... Renkli televizyon sistemlerinden biri. 4/ Pirinç ve şekerkamışından elde edilen bir tür rakı... Çocuk dilinde kötü, çirkin. 5/ Akdeniz bölgesinde bir akarsu. 6/ Fasıla... Torbaya benzer, büyuk gözlü balık ağı. 7/ Sıcak bölgelerde yaşayan bir cins çaylak. 8/ Esmer... Boru sesi. 9/ Içi, iki sıra sütunla üç salona ayrümış, dikdörtgen biçirnli kilise. Kahire • gergin bekleyiş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüzük kurultayının ardından bir grup milletvekilinin partiden kopacağı iddiaları SHP'yi gergin bir bekleyişe soktu. Aydın Giiven Giirkan ve arkadaşlannın pazartesi günü bir araya gelerek durumu değerlendirmeye devam edeceklerı bildiriliyor. Bu arada sol kanat milletvekilleri pazartesi günü yapacaklan toplantı öncesinde bölgelerine giderek delegelerle görüşme kararı aldılar. Bu milletvekilleri, hafta sonunda delegelerle görüştükten sonra pazartesi günkü toplantı için kararlarını netleştirecekler. "Partiden istifa" ile ilgil olarak "ilk çıkışı" yapan Abdullah Baştürk'ün ise "oldukça gergin olduğu" ve yakın çevresine "milletvekilliginden de istifa edebilecegini" söylediği bildiriliyor. SHP eski genel başkanlanndan Aydın Güven Gürkan'ın girişimleriyle başlatılan değerlendirme toplantılarına katılanların pazartesi günü Ankara'ya kararlannı vermiş olarak dönmeleri bekleniyor. SHP eski Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan, "Bir partiden islifayı düşünmek de etmek de son derece önemli bir karardır. Bu yönde ahnmış bir karar söz konusu degildir" dedi. Henüz örgütlü bir eylem ve kararın söz konusu olmadığını anlatan Gürkan, şöyle konuştu: "İstifa tek tek de olsa, toplu da olsa bireysel karartardır. Bazı milletvekili arkadaşlanmın istifa edecekleri ile ilgili bir şey söyleyemem. Arkadaşlanm olayı ciddi buluyorlar, ama istifanın söz konusu olduğunu soyleyemem. Parti kuruluşu ise, toplumsal bir karardır. SHP bir merkez partisine dönüşturiildükten sonra, yeni bir partinin gerekliligini ben değil, toplam söyler." Gürkan, "istifa" sözlerinin SHP kulislerinde olası bir tasfiyeye karşı genel merkeze yönelik bir tehdit şeklinde yorumlandığının hatırlatılması üzerine de şöyle dedi: "Kimsenin endişesi tasfiye edilmek degildir. Hepimiz için temel bir kaygı vardır. Biz sosyal demokrat bir partide politika yapmak istivoruz. Parti berraklığını yitirdikçe, temel doğrultusunda kaymalar oldukça, parti içi huzursuzluk, yabancılaşma kaçınılmazdır. Yoksa kimsenin kimseyi tasfiye edecek gücü yoktur. Asıl mesele partinin kimliği meselesidir. Bunun sonuçlanna katlanıp katlanmama meselesidir." Îstanbul Milletvekili Mehmet Ali Eren, "partiden kopma ve yeni bir parti oluşturma" konusundaki bir soruya karşılık, "Ben şahsen hâlâ diişünnyonun, ama şu anda bir karar vermiş değilim" dedi. Cumhuriyet muhabirinin sorusunu yanıtlayan Îstanbul Milletvekili DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, hareketin temel nedenini şöyle anlattı: "Bu yapıyla, bu yönetim anlayışı ile ve bu tercihlerfc beraber olmak mümkün değil. Parti progranunın bu biçimde yorumlanmasıyla nereye kadar gidilebilecegini kestirmek kolay. Bence vanlan bu noktada göriilmesi ve tartoşılması gereken temel sorun bu. Bunu olağanüslji tüzük kurultayımızı izleyen herkes gördü ve tanık oldu." Hatay Milletvekili Ali Uyar, değerlendirme toplantılarının çok doğai karşılanması gerektiğini vurguladı. ABD'den Özal'a destek UFUK GÜLDEMİR VVASHINGTON Rum lobisi, ABD'nin yeni Türkiye Büyükelçisi Morton Abromowitz'i Senato Dış tlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda Ermeni ve Kıbns konularında Türkiye'ye baskı yapması için sıkıştırdı. Buna karşılık Abromowitz, Rum lobisinin en sadık adamlan Claiborne Pell ve Paul Sarbanes'i tatmin etmekten uzak yanıllar verecek cesareti gösterdi. Senato'daki onay oturumu yeni Büyükelçi Abromowitz'in kamuoyu önüne resmen ilk çıkışı oldu. Abromovvitz, bu toplantıya Amerikan devletinin güçlü enformasyon olanaklan seferber edilerek, brifıngler alarak, Türkiye dosyalarını okuyarak sabah kahvaltılı toplantılar düzenleyerek en taze bilgilerle getdi. Bu bakımdan konuşmasımn en önemli yönü, ABD'nin Türkiye ve Başbakan Özal'a, TürkSovyet ve Ortadoğu ilişkilerine bakışındaki son durumu yansıtan ilginç ipuçlan taşımasıydı. Örneğin Abromowitz'in Başbakan Özal ile ilgili sözleri açıkça destek ifadeleri taşıyordu. Kıbrıs konusunda ise "aynnblannı açıklamayacağı bazı belirtilerin" ilginç gelişmeler getirebileceğini söyledi. Ayrıca Bush yönetimi işbaşına geleli beri ABD'nin Ermeni soykırımı konusundaki tutumunda bir nüans oynaması olup olmadığı merak ediliyordu. Abromovritz'in Kongre"de bu konuda yöneltilecek sorulara vereceği yanıt, en taze bilgilerle mikrofona geleceği için, bu nüansı yansıtacaktı. Yeni büyükelçi, Rum lobisi tarafmdan sıkıştırılmasına rağmen Ermeni soykırımı konusunda Türkiye*de yeni bir rahatsızlığa yol açacak tek bir beyanda bulunmadı. Büyükelçi ayrıca, Sovyetler'deki gelişmelerin yarattığı iklimin TürkAmerikan ilişkilerini etkilemeyeceğini ifade ederek bu konuya da kafa yorulduğunun işaretini verdi. Abromowitz, izleyiciler arasmda iki ablası, eşi ve oğlu ile Türkiye"nin lobicisi Inıernational Advisers mensuplan ve Yunan Büyükelçiliği'nin iki müsteşan da olan oturumda senatörlerin sorularını yanıtlamadan önce bir sunuş yaptı. Konuşmasında, TürkAmerikan ilişkilerini genel olarak gözden geçiren Abromovvitz, "Dünyada değişim hızı ne kadar çok olursa olsun, ki bu ara çok hızlı değişiyor, Türkiye'nin Avrupa ve Ortadoğu'daki tarihi jeopoİitik önemi azalmayacak" dedi. Abromovvitz, "nüfusunun çoğu Müslüman olan modern bir millet ve güçlü demokrasisiyle Türkiye'nin bölgedeki komşularına mükemmel bir örnek olduğunu" belirtti ve "Türkiye'nin Ortadoğu tecriibesi var ve orada yapıcı bir rol oynuyor. Zaman zaman görüş aynlıklanmız olsa dahi Türkiye ile bölge konusunda danısmalara girip onun tecrübelerinden vararlanmalıyız" diye konuştu. Türkiye'de demokrasinin güçlenmesinin hızlı ekonomik kalkınmaya bağlı olduğunu kaydeden Abromowitz, şöyle devam etti: "Türkiye'de fert başına railli gelir. hâlâ düşük ve hızlı kalkınma bazı sorunlur yarattı. Başbakan Özal'ın 1980'de uygulamaya konulan ekonomik programı serbest pij'asa, özel teşebbüs ve ihracata dönük büyume öngöriiyor. Bu yaklaşımı destekliyoruz. Amerikan özel teşebbüsü bunda büyük rol oynayabilir ve bu çabalan cesaretlendirmek için elimden geleni yapacağım." • Abromov, itz, tstihbarat ve Araştırma Dairesi'nin başında bulunması nedeniyle, TürkYunan sorunlarının zaman zaman krizlere yol açan Amerika'daki etkilerini hayli içinden yaşadı. Yeni büyükelçinin bu konuyu, doğal ilgisinin yanı sıra özel bir dikkatle izleyeceği söylenebilir. • Abromowitz'in şu ana kadarki performansına bakıp ürkek bir büyükelçi olacağı kehanetinde bulunmak da mümkün. Çünkü örneğin Senato'daki onay otummuna kadar hiçbir Türk gazetecisiyle konuşmadı. Devlet kademelerinde geçen yaşamırun getirdığı bu dikkatli adım içgüdüsü, onun büyükelçi olarak "oyunu kuraUanyla oynayacağının" işareti olabilir. Eski Büyükelçi Strausz Hupe, başı ne zaman sıkışsa genelkurmayın telefonunu çevirirdi. Abromowitz'in daha fazla sivil kadrolara dönük olacağı söylenebilir. Yeni Büyükelçi Abromovvitz'in sunuş konuşmasmdan sonra senatör Pell, Davos sürecinin son durumunu sordu. Abromowitz şöyle yanıtladı: "Bazılan 'bardağın yansı boş' diyor. Ben 'yansı dolu' diyenler tarafındayım. Davos süreci iki ülke arasmdaki sornnlan çözmedi, ama son NATO zirvesinde de göriildüğü gibi çok önemli bir diyalog başlattı. Taraflann bir Ege savaşından uzak dunnalan gerceğini görmelerini sağladı. Komiteler kuruldu. Bence çok önemli ve yüreklendirici bir süreç. Amerika Birleşik Devletleri'nin devamını çok arzulayacağı bir süreç." Abromcnvitz, Kıbns konusunda da şunları söyledi: "Şu anda Kıbns sonınunda ilerleme kaydetmek için önemli bir fırsat var. Toplumlararası göriişmeler süriiyor. Ayrıntılanna şu anda giremeyeceğim. Bazı belirtiler, bu konuda ilerleme imkânlan bulunduğunun göstergesi. Aynca gerek Türk Başbakanı, gerek Cumhurbaşkanı Kıbns sorununun çözümünde bir anlaşmaj'a vanlması halinde askeri birlikleri çekeceklerini bildirmişlerdir." Bu yaruttan sonra Pell ısrarla, "Amerikan silahı ile teçhizatlı Türk birliklerinin Kıbns'tan çekilmesi gerektiği" konusunda bazı cümleler sajf edince Abromowitz, "Çok unsurlu bir sorundur. Adada Türk askerlerinin bulunması unsurlardan sadece birisidir. Geçmişte insanlann esnek ve aklı başında davranması için çok çaba harcadık. Sonınun bütünlük içinde elc alınması gerekir" dedi. Pell, bunun üzerine, Amerikan yardınıı ile Türkiye'ye sağlanan silahlann Kıbns'ta kullarulmaması yolundaki Senato karanna Türkiye'nin uyup uymadığını sordu. Abromovvitz, "Türkiye'nin bu karartn aleyhinde davrandığı yolunda bende hiçbir bilgi yoktur" yanıtını verdi. Sonra da adaya Amerikan silahlannın transferi konusunun Türkiye'nin ada Türklerinin güvenJiğine olan taahhütlerindeki kararlılıktan soyutlanamayacağını belirtti. laşmalar imzalanıyor. Ama öte yandan Türkiye'den sürekli ve ısrarlı bir şekilde işkencenin sürdüğü yolunda raporlar geliyor. Şikâyetlerden birisi gözaltı süresi. Fakat ben Türk hukumetinin işkenceye karşı olduğuna, ama yine de Türklerle bu sorun üzerinde diyaloğu sürdürmenin yaranna inanıyorum." Bir başka soru üzerine, Türkiye konusunda hazırlanırken, Uluslararası Af Örgütü'nün yam sıra Ermeni örgüt ve bireyleriyle de görüştüğunü, bir Ermeni kuruluşunu ziyaret ettiğini açıklayan Abromovvitz'e, Sarbanes, "Almanlar Yahudi soykınmını kabul ettiler. Türkler neden Ermeni soykınmını kabul etmiyor" diye sordu. Abromowitz, "Ermeni olaylannın soykınm olduğu tartışma 1 konusn. Osrnanlı İmparatorluğu nun parcalandığı bir bölgede, savaş, tehcir ve açlık surduğü bir sırada olmuş. Oysa Yahudi soykınmı tarbşma konusu değil. Bu konuda tarihi görüş aynlığı yok. Tüm Almanlar kabul ediyor. Bence bu konunun tarihçilere bırakılması gerekir" dedi. Sarbanes, bunun üzerine Ermeni soykınmı konusunda bir metin okuyarak bu metinde belirtilen görüşlere katılıp katılmadığını sordu. Abromovvitz, dolaylı olarak hayır deyince Sarbanes, okuduğu metnin ABD Başkanı Bushun bir demecinden alıntı olduğunu açıkladı. Bush'un geçen yılki seçim kampanyası sırasında Ermeni Assamblesi'nin bir sorusu üzerine verdiği demeç, soykınmı gerçek olarak alıyor ve Amerikan hükümetinin insanlığa karşı bu suçun gözden kaçınlmasıru sağlayacak siyasi baskılara izin vermeyeceğini vurguluyor. 60YILÖNCE CumhuriYet Ankara îstanbul telefonu 10 HAZİRAN 1929 Dört beş sene var ki Ankara ile îstanbul arasmda bir telefon hattı tesis edileceğini gazeteler yazıp duruyor, alakadar dairenin rüesası da bu hafta pek yakında muhaberata başlayacağmı söyleyip duruyorlar. Hatta, geçen sene tstanbuldaki gazete idarehaneleri Ankaradaki muhabirleriyle birer tecrübe muhaveresi bile yapmışlardı. Fakat arkası gelmedi. Beş senelik gazete koUeksiyonlarım açmıs, orada Ankara ile İstanbulu gösteren iki resim ile her iki şehir halkım temsil eden kimsenin Allo! Allo! Orası Ankara mı? Burası Îstanbul! Allo! Evet, burası Ankara! diye konuştuklanm görürsünüz. Fakat bu temsili resim her sene, bir tefrika başlığı gibi, tekrar edildiği halde hâlâ Ankara îstanbul telefonunun lakırdısıyla vakit geçiriyoruz. Böyle lafla vakit geçireceğimize şu telefonu kurup da bir an evvel Ankara ile îstanbul arasmda muhavereye baslasak daha iyi olmaz mı? Çünkü bu kadar zamanda Ankara ile Îstanbul arasmdaki 500 kilo metroluk mesafeye değil 5000 kilometroya telefon yapmak kabildi. ölümünün ertesi günü 'Bizim Yokuş'takiran Konsosluğu'nun önünden geçiyordum. Konsolosluk sesiz, sanki lomboştu. Önünde her zaman birikip vitrinlerdekiesimleri syredenler yoktu. Yapıyı koruyan polisten başkası grünmüycrfu. Giriş kapısının iki yanında uzanan camekanlardki yazı vtresimler indirilmişti.' Sadece ulümü açıklayan bir duyru, yas grıünü düzenleyen örgütlerin bildirisi vardı. Bunlar d fototopoldukları için zor okunuyordu. Şair Baki'nin Kanuni Sltan Sjlaman için yazdığı mersiyeden iki dizeyi mırıldandım: Yanında kendi sipahından âdemi bile yo Beyim, bu nice seferdir ki ihtiyar ettin? Böyledir işte, cihangirler, kendini cihangi sayanlar.ıu dünyadan ötekine tek başlarına giderler. İktidare iken ne »nli kalabalıksalar, giderken de o denli yalnız, hatUtek başınalurlar. Onun için şair, 1 "Bu ne biçim sefer?" diye sorar. ' Müslümanlığa göre rahmetle anılması geekir. Acabaerkes rahmetle anar mı? Bizimkiler herkesten önceiem anıyorh hem de yasa katılıyorlar. ' İran tahtına yumuşak bir inişle oturan Huneyni, aslındçağımızın maraz bir ürunü olarak filizlenen yaşloir teröristti.'lami sakalı, güleç yüzü ile güven verirken bir deöaktık ki üikeiışında uzun bir savaşa girmiş, içerde ise meydantarı idam setaları ile doldurmuştu. Omer Hayyam'ın Şeyh Sadi'nin dostlulkardeşlik tüten yurdu kanlı arenalara dönmuştü. Hnmeyni'nikendine yakınlan korkuyor, kendinden uzaklan meyjanlardaallanıyordu. Korku, her iki yanda kol geziyordu. Humeyni için politika diye bir kavram yoktu, kındindenana o'anlar, ya da olmayanlar vardı; birine hayat derlen, ötekirt de ölüm diye haykırıyordu. Ayetullah Ruhullah Humeyni, 1902 yılının bir eytıl ayındaDnyaya geldi; giderken 87 yaşındaydı. Yarım yüzyıkan uzun.am yüzyıldan birkaç yıl eksik yaşamıştı. Ölümünü Taran radjsu sabahın erken saatinde, 07.00'de, dünyaya şöyle luyurmuv: "Hazreti imam ruh âlemine göç ederek cennetejitmiş, bleri derin bir üzüntüde bırakmıştır." Ya yurt dışında, sürgünde, ölüm korkusu ile ya^yan siy^al düşmanlan ne yapıyoriardı? Yas mı tutuyorlardı, ıtji ekberhii ediyorlardı? İmam köşesinde oturur, herkese öyle kolay görürmezdi. Bndan ötürü ne olup bittiğini herkes kolay öğrenemeadi. Son ginlerde hastaydı, ama hastalığı nasıldı? Bilmek zorcu.lmamı bından birkaç yıl önce yakından gören bir gazeteci Mırat Barckkçı) şöyle diyordu: "...Fotoğraflanna hiç benzemiyordu. Belki yüzlece değisrc tBSmini görmüştüm. Ama gözlerindeki ifadeye hiçtrinde rastamamıştım." Yurt dışına sığınan siyasal karşrtları için yer bir gündoğuyordu. Humeyni'siz doğan günde çok şey olurd. 2500 ydık hanedanın son veliahtı Rıza Pehlevi (bütün haneten aynı adı taşır), "Durum kötüleşebilir, liderlik kavgası çıkaf diyordL Beni Sadr'ın umudu mollaların gitmesinde, demokrsinin gelTiesinde... Bütün doktrinler denendiğine göre sıra dmokras'olmak gerekir. Şahpur Bahtiyar, 'kan içiçi diktatörlüğün gjişindeı' memnun. Gitsin de ne olursa olsun!.. Bir de sayılaron milyonu aşkın Azeriler var. Rejim onlara da kıymış, partileni kap^mış, liderlerini sürmüştü, onlar ne olacaktı? Müslüma Arap Jünyası ise birkaç gündür suskundur. Sanki giden bir deet başkanı değil, kızgın bir rüzgâr durmuştur. Rüzgârın kesilişUe rahat soluk alanların sayısı artıyor. Bir karabasan durdu. Kt gün yas var, hele sonunu bekleyelim. I TÖBDER davasında çifte standaft (Baftaraft 1. Sayfada) at etti. TÖBDER yöneticilerinden Cafer Akyüz ise askeri mahkemece 8 yıl ağu hapis cezasına çarptınldıktan sonra, yine aynı gerekçelerle yargıç önüne çıktığı Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde beraat etti. TÖBDER avukatları, kesinleşen beraat kararı ile birlikte mahkum olan sanıklar yönünden yargılamanın yenilenmesi için Askeri Yargıtay Başsavcılığı'na başvuracaklannı, aynca TÖBDER'in kapatılarak mallarının Hazine'ye devredilmesine ilişkin karara da itiraz edecekleri ni bildirdiler. Halen 17'si yurtdışmda bulunan, aralannda TÖBDER Genel Yönetim ve Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin de bulunduğu 20 sanık Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde beraat etti. 15 Mart 1989'da verilen ve kesinleşen karann gerekçesinde, yargılanan TÖBDER yöneticilerinin eylemlerinin TCK'nın 141/1. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilerek, "Derneğin belirtilen fiilleriıun fiili tarihleri sırasında Türkiye içerisinde meydana gelen gayri ekonomik ve demokratik olmayan olaylan telin etmek için gerçekleştirilen hareket tarzlan olduğu, bu hareket tarzlannın TCK'nın 141/1. maddesinde öngörülen cebre dayalı olarak sınıf kavgasını hedef alan sol ve Marksist düşünce ile Marksist teori olarak pratikte yer alan cebre dayalı sınıf kavgasını hedef almadığı anlaşılmıştır" denildi. AÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Toroslu'nun verdiği bilirkişi raponı üzerine alınan karar ile beraat eden ve haklarındaki gıyabi tutuklama kararları kaldırılan TÖBDER yöneticileri şunlar: Turan Yılmaz, Ali Kemal Vaylı, Cemal Saygıh, Ahmet Melek, Aydın jŞenliyurt, Muhammet Tekin Üstün, Halil Uslu, M. Yaşar Alagündüz, Celal Baloğlu, İhsan Kapusuz, Yılmaz Apaydın. M D S U fa Duru ve Mehmet Yalçın. 12 Eylül hareketi sonrasında büyük çoğunluğu yurtdışına çıktığı için yakalanamayan bu yöneticilerin dışında kalan ve yakalanarak Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (3) No'lu Askeri Mahkemesi'nde yargılanan TÖBDER yöneticilerinden 49'u ise mahkum olmuşlardı. TCK'nın 141/1. maddesi uyarınca "gizli örgüt" sayılan TÖBDER e yönetici olmaktan ve bu yönde çeşitli faaliyetlerde bulunmaktan Seyfettin Bican, tbrahim tşyar, tlhami Şen, İbrahim Çerçi ve Turgut Haskan 9'ar yıl hapis cezasına çarptırılırken, şu sanıklar ise 8'er yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmışlardı: Süleyman Yaşar, İsmet Yalçınkaya, Ali Rıza Aydın, Abdullah Gülbudak, Öner Yağcı, İbrahim Nacar, Saim Bayülken, Haşim Çiçek, Selahattin Yetkin. Mahmut Nesil tnal, Nabi Bekekoğlu, Hulusi Top, Faruk Atalayer, Enver tnceler, Selçuk Arhan, Doğan Oğuzer. Ahmet lnce, Hüseyin tşen, Şeref Canbay, Mustafa Ergeldi, Mustafa Deprem, Hüseyin Selçuk Ural. Rıza Duru, Finız Çetin Over, Turgut Yılmaz, Mustafa Çetin, Kenan Aras, Ahmet Fuat Ozkan, Osman Akman, Olgun Delikanh, Hasan Yiğit. Askeri mahkeme Süleyman Özçiftçi, Hayri Ertfcan ve Fevzi Ceylan'ı S, tlhadükaa, Cevat Gezgin, tsmail Oltucu ve Hüseyin Şenşaştımoğtyıu ise l'er yıl ağır hapis cezasıı çarptırırken, Kemal Uzun ve İ ahin Sevimli hakkındaki daval ı sorgulanrun yapümamış olma nedeniyle tatil ederken, Tahsi Dogan, Yusuf Basat, İbrahim tşilyurt, Erol Çağlayan, NecipMilaş, Mustafa Varol. Zeki As»n, Mahmut Özçift, Ali Bayraıt, Feyzullah Ertuğrul, Bahattia tecan ve tbrahim Bekem'i is« beraat ettirmişti. TÖBDER avukal ından Hasan Ürel, aynı dava in iki ayn yayın organınca veıi ı ve "çifte standart" oluşturan 1 kararlann askeri yargıda yapılaVargılamaya açıklık jetirdiğirıii bu kararlann nasıl alındığınıbzler önüne serdiğinibelirterelcOrtaya çıkan bu durum son 4'ece fahiş, olağanüstü »ir yargı ^yıdır" dedi. Ürel, Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesinin beraj karan ile birlikte martum olarjanıklar yönünden yarjlamanı^enilenmesi için Askea Yargıty Başsavalığı'na başvracaklafıı da bildirdi. Ürel, askri mahtmenın verdiği TÖBEER'in kpatılması ve mallannın Jazine'ytdevredilmesine ilişkin ferarına ia itiraz edeceklerini sdledi. Avukat şalit Çeletk de *esinleşen beraakaran ilebiriikte Içişleri Bakanliı'na ba^urarak vatandaşlıktai çıkanla GUltekin Gazioglu'nh vatandtşlık hakkının tanınrriıru isteti. Ankara planı Ankaramn imanna ait Jansenin planı tcra Vekilleri heyetince tasvip edilmiş, M. Jansen ile ikinciliği kazanan M. Jüsleye nakti mükafatları gönderilmiştir. Müdür Vekaletine Dahiliye Müsteşan Hilmi Bey tayin edilmiştir. Meclisi Idare azahklanna Celal Esat, Falih Rıfkı, mühendis Asaf Beylerin tayinleri muhtemeldir. Plan ve idare heyeti Reisicumhur Hazretlerinin tasviplerine arzedilmiştir. Bakkçıhk mektebi Bu sene Maarif Vekaleti tarafmdan Marmara adasında bir balıkçılık mektebi açılması için bütçeye tahsisat konulmuştur. Yakında mektebin açılması için teşebbüsata başlanacaktır. Lakin mektebin tesisinde nafi olabilecek bir Türk mütehassısa ihtiyaç olduğu için Varna balıkçılık mektebinde tetkikatı ilmide bulunmak tizere Maarif Vekaletince Varnaya bir muallim izam olunacaktır. 30 YIL ÖNCE CumhuriYet Kasım Güleğin dokunuhnazhğı 10 HAZİRAN 1959 CH.P. Genel Sekreteri ve Adana Milletvekili Kasım Güleğin dokunulmazlığının kaldırılması meselesini görüserek karara bağlayacak olan karma komisyon, ekseriyet olmadığı için bugiin toplanamamıştır. Bilindiği gibi Gülek 1954 seçimlerinden sonra, Karadeniz gezisine çıkarken İstanbulda yaptığı basın toplantısında sarfettiği sözler ,dolayısıyla muhakeme edilmiş ve bir yıl ağır hapis ce dört ay da Bursaya sürgüne mahkum olmuştu. Bu karar Yargıtay tarafmdan bozulmuş mahkeme de mahkumiyet kararmda ısrar etmişti. Bu sırada Kasım Gülek milletvekıiı seçilmış ve dokunulmazlık iktisab etmistir. Bu sebeple duruşmanın yeniden yapılabilmesi, dokunulmazlığın kaldırılması ile mümkün olabilecektir. Işte savcılık Adalet Bakanlığı vasıtasile davanın görülebilmesi için Güleğin dokunulmazlığının kaldınlmasım istemektedir. Baykal: Bölünme söz konusu değil SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, dün Kiraz Festivali'ne katılmak üzere Ankara'dan Mut'a giderken, Konya'nın Kulu, Cihanbeyli ve Karaman ilçelerine uğrayarak SHP'li belediye başkanlannı ziyaret etti. Baykal, SHP'li bazı milletvekillerinin ayrı bir parti kuracaklan yolundaki haberlere ilişkin bir soruya karşılık, "Her kurultaydan sonra bu tür söylentiler çıkanlır. SHP, birlik ve beraberiik içindedir, bölünme söz konusu degildir" dedi. GEÇEN YIL BUGÜN CumhuriYet Geçici hükümet açtklanck bulunmasını, Ziya ÜlHak'ın 10 HAZİRAN 1988 Muhammed Han Cuneco Pakistan Devlet Başkanı Ziya hükümetini görevden alarak, ÜlHak, dün geçici hükümeti aslında, eski Başbakan açıkladı. Cuneco'nun güçlenmesini Ziya ÜlHak, Onceki hafta engellemek istediği şeklinde hükümeti görevden alarak, yorumladılar. Ziya ÜlHak, parlamentoyu feshetmiş ve 90 önceki hafta karannı gün içinde seçim yapılacağını açıklarken, hükümetin açıklamıstı. yolsuzluklara kanştığını, ekonomiyi iyi yönetemediğini Oluşturulan 18 bakanh yeni ve ülkenin kabinede, eski bakanlardan 8'inin görev aldığt ve diğer Islamlaştırılmasında gereken bakanlann da Ziya ÜlHak'ın rolü oynayamadığını yakın destekçileri olduğu söylemişti. bildirildi. Aynı zamanda Pakistan Müslüman Birliği Partisi'nin Dışişleri Bakanlığı'na, Devlet Başkanı'nın yakın arkadaşı ve lideri olan Muhammed Han Cuneco'nun, Ziya ÜlHak'la, deneyimli bir devlet adamı dış politika konusunda ve olan Sahabzade Yakub Han özellikle Afganistan sorunu getirildi. Gözlemciler, hakkında farklı görüşlere bakanlar kurulunda çok sahip olduğu belirtiliyor. sayıda eski kabine üyesi Aynlmayı gerektirir durum yok SHP'nin örgütten sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Erol Çevikçe, Abdullah Baştürk'ün 23 milletvekilinin SHP'den ayrılmasıyla ilgili "Aşağı yukan öyle bir şeyler var" şeklindeki sözünü de şöyle değerlendirdi: "Kurultaydarı önce de sonra da söyledik, kurultayda konuşulan konulann partide tasfiyeyle hiçbir ilgisi yoktur. Biz birlik ve beraberiik içerisinde partiyi iktidara taşımanın bilincindeyiz. Bizim de başından beri izlediğimiz bu tartışmayı, üzüntüyle karşılıyonız. Partiden kimsenin ayrılmasını gerektirir bir durum olmadığını da güven içerisinde belirtmek istiyorum." Senatör Sarbanes ise, ATTürkiye Ortaklık Konseyi'nin Kıbns sorununun TürkiyeAT ilişkilerini etkilediğini kabul ettiğini belirttikten sonra bu görüşe katılıp katılmadığını sordu. Abromovvitz şöyle konuştu: "Kıbns sorununun çözülmesi, Türkiye'nin ATye kabulünü kuşkusuz kolaylaştıracaktır. Türkiyenin Kıbns sorununu gerçekten çözmek istediğine inanıyorum. Başbakan Özal ile ABD tarafının çok iist düzeyde birkaç göriişmesi oldu. Kıbns sorununa çözüm istediği yolunda birçok belirti var. Kamuoyu önündeki bu ilk koBu sonınun Türkiye'nin AT'ye nuşması Abromovvitz'in Türkiye^ tam üyeliğini potansiyel olarak endeki müstakbel performansı hakgelleyebüir olmaktan çıkanlmasıGültekin Gazioglu, Mustafa kında bazı ipuçlan da verdi. nı diliyoruz." Tüzün (Genel Sekreter), İsmet • Her şeyden önce, yeni büyükSarbanes, "Kıbrıs sorununun Özdemir (Genel Sayman), Ömer elçinin insan haklanna duyarlı çözümünün TürkABD ilişkileri Aslan ve Bayram Ayaz (Genel olacağı anlaşılıyor. Gerçi eski BüSekreter Yardımcıları), Genel yükelçi Strausz Hupe*den sonra bu ni ijileştirmek için yeni bir baz ya Merkez ve Yönetim Kurulu üyeratacağını Türk Başbakanı'na söykonuya en sıradan ilginin dahi leri Ayhan Kutlay, Cafer Akyüz, yüksek bir ilgi olarak gözükmesi leyecek misiniz?" deyince, Abromovvitz, bu tuzak soruya takılmamümkün. ABD'nin askeri dönemdeki insan haklan ihlallerine yak dı ve "TürkABD Uişkilerinin zalaşımı hâlâ zihinlerde Hatta bir ten olağanüstii iyi oiduğunu" söy (Baftarafı 1. Sayfada) Helsinki gözlem raporunda Türk ledi. rek yok" dedi. lerin "şedit bir millet" olduğunOturumun insan haklan ile ilSHP Genel Başkanı Erdal tnödan bahisle lafı işkenceye ahşık ol gili bölümünde Başkan Pell, Ab nü, dün eşi Şevinç tnönü iîe birmalanna getiren Amerikalı diplo ramovvitz'e "Uluslararası Af Ör likte hafta sonu tatilini geçirmek matlardan bahsediliyordu. gütü Türkiye'de işkencenin siste için Bozburun'a geldi. Saat • Yeni büyükelçinin basında matik bir şekilde sürdüğünü söy 08.00'de THY uçağıyla Dalaman'a hakkında çıkan yazılara son dere lerken, bizim yönetimin insan gelen tnönü, burada Dalaman Bece duyarlı olduğu anlaşılıyor. Ni haklan raporlannda ihlallerin lediye Başkanı Muslafa Siva ve tekim Senato otummuna hazırla azalmakta olduğundan bahsedili çok sayıda partili tarafmdan karnırken kaygılanndan birisi sena yor. Bunlardan hangisi doğru?" şılandı. Havaalanında gazeteciletörleri tatmin etmek ise, diğeri de sorusunu yöneltti. rin sorularını yanıtlayan Erdal Türk kamuoyunu rencide edecek Türkiye'nin bir insan haklan Inönü, Aydın Güven Gürkan ve 22 bir laf etmemekti. Yani, "Ben sorunu bulunduğunu teslim etme milletvekilinin istifa kararı ile yeAmerilça'ya bakanm, benim için sinin ve bu yönde arayışlarda bu ni parti kurma girişimleri konuönemli olan burasıdır" diye dü iunmasının önemli bir adım oldu sunda şunları söyledi: şünmediği anlaşılıyor. ğunu kaydeden Abromovıitz, şöyle "Böyle bir şey yok. Benim ha• Abromowitz'in Senato oturu devam etti: berim yok. Zalen haberi biraz "Demokrasiyi yeniden tesis et dikkatli okuyunca öyle bir şey olmuna, dostlarının "tough cookie" (çetin ceviz) dediği eşi Sheppie tiler. Çok canlı bir basın var. Baş madığı anlaşılıyor. Haber metinAbromowitz de geldi. Büyükelçi, bakanı basın her gün haşlıyor lerinde bir yandan olmadığı söysunuş konuşması sırasında kendi (Abromovvitz, burada kızarak, lenirken haber veriliyor. Sonunsinden önceki büyükelçi adaylan paylayaraH, "haşlaraak", kebap da böyle bir şey yok diyorlar. Olnın pas geçtiği bir jestle eşini ko yapmak anlamına gelen "roasted" mayan bir şey için hiçbir şey söymite Uyelerine takdım etti. Resmi sözcüğünü kullandı.) Her gün iş lemeye gerek yok." bir sunuş sırasındaki bu zarif jest, kenceyi tartışıyorlar ve bence Gazetecilerin aynı soruyu yineAnkaralıların Bayan Strausz Hu Türkiye olumlu bir yönde mesafe lemeleri üzerine tnönü, "Olmape"den sonra değişik bir sefire pro alıyor. Aynca en iist düzeyde Türk yan bir şey soruyorsunuz. Yok di* fıli ile karşılaşacağının gösterge makamları işkenceyi kınayan de yorum. Yine sorarsanız tekrar meçter veriyor, işkence karşıtı an yok diyeceğim" karşılığını verdi. si. BASS BANKA VE SİGORT4 İ^İLERİ SENDİKASI OLAĞAN GENEL KURlt İIANI Sendikamızın Olağan Genel Kurulu İTemmuz 1989 cumartesi günü saat 10.00'da Ankara'd (DSt) Devlet Sular İdaresi toplantı salonunda aşağıdai gündem uyannca toplanacaktır. Toplantı 2 Temmuz 989 Pazar günü saat 09.00'dan itibaren 17.00'ye kdar seçimlerle devam edecektir. Toplantıda çoğunluk sağlanmadığı takdifle, kinci toplantı 8/9 Temmuz 1989 günleri aynı yerfe statte aynı gündemle yapılacaktır. İnönti: Yok GÜNDEM: , 1. Yoklama 2. Başkanlık Divanının oluşması 3. Saygı duruşu ve Istiklal Marşı 4. Genel Başkanın açış konuşması 5. Konuklann takdim edilmesi ve konuşmaı 6. Yönetim Kurulu çalışma ve mali raporu le denetlcme kurulu raporlannın sunulması ve görüşülmsi 7. Karar tasarılannın görüşülmesi ve kararabağlanmısı 8. Yönetim Kurulunca hazırlanan bütçenin ;örüşülm«si ve karara bağlanması 9. Anatüzük değişikliklerinin görüşülmesi v karara bağlanması 10. Kuruljann ibrası 11. Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Diiplin Kunlu Asil ve Yedek Üyeleri ile Türk Iş Genel Kunl delegelerinin seçimi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle