Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAYIS 1989 DİZİ YAZI CUMHURİYET/15 20 günlük safari için 50 bin dolar ödeyenler... Sevişirken yakaladıkları aslanfotoğraflarıyla övünenler... Safari veya fotoserüven turizmi Kara Afrika'da Beyaz Leke NİLGÜN CERRAHOĞLU 3 hayvanın ne zaman geçtiğini ve hangi yöne doğru gitmiş olabileceğini kestiriyordu. Kanına işleyen bu Afrika serüveni boyunca 50'yi aşkın yabanökuzü avlamış olan Quass, gene o sabah bir yabanöküzünün pesindeydi. Leopar gibi muhteşern bir kurkü ya da fil gibi değerli dişleri olmamasına rağmen, "yabanökfizıi avı", nedense Afrikalı avcılar arasında bir prestij ölçüsü idi. Bir avcının gözüpekliği ve ustalığı çoğu kez kaç fil avladığına değil de, yaşamı boyunca kaç yabanökuzü avladığına bağlıydı. Bunu, "Çünkü" diye anlatmıştı Ezio, "yabanökuzü avının heyecanmı başka hiçbir hayvan venniyor. Derisinden olsa olsa bir abajur yapabilirsiniz. Ama yabanöküzünün arkasından koşmak, mivop bir gergedanı kovalamaya benzemiyor. Yaralı bir yabanokıizü affetmiyor ve sezgisiyle gerektiğinde arkasından bir gun boyunca koşturabiliyor. Hek arabadan değil de, yerden goz göze mesafeden ateş ettiğiniz takdirde, damarlannızdaki kanın ateş oldugumı hissediyorsunn içine girmemeye çalışarak ilerlemeye gayret ediyorduk. Arabanın radyosundan gene Ezio'nun sesi duyuluyordu: "Göl tarafına dogru koşuyor. Ben arkadan kapatmaya çalışıyorum. Siz sol taraftan kapatın. Tamam." Gene çalılıkları çıtırdatarak yaran çipin tekerlekleri ile birlikte motorun sesi kulaklarımızı tırmalamaya başlıyordu. "Tamam" diyordu Ezio, tekrar; "motorn kapatın". Şoför savaş anında generaline itaat eden bir askerin uysalhğı ile hemen motoru susturdu. O anda giderek ve hızla anan sıcaklıkla birlikte büsbütün belirginleşen çeçe sineklerinin vızıltısından başka bir şey duyulmaz olmuştu. Benim deneyimsiz gözlerim ufukta yitip giden, ıssız Afrika ormanlanndan ve masmavi gökten başka hiçbir şey görmüyordu. Oysa Ezio, "Biliyonım" diyordu, "hayvan az ilerde, çalılann arkasında." Ve beklenmedik bir çabuklukla pikaptan inip çalılara doğru koşnuz." maya başlıyordu. Giderek ağzımın kuruduğunu hissediyordum. Yalnız yabanökuzü avıVe kurşun sesleri na ilk kez katılan ben değil, ekipteki kimseGünün ilk ışıklanyla birlikte Quass'ın kur nin sesi çıkmıyordu. Şoförün kara cildinin şunlarına hedef olacak yabanöküzlerinden il uzerinde iri iri biriken ter damlacıkları gozumde büyümeye başlamıştı. kini 100 metre ötemizde gördük. "Giulio, Giulio, tamam. lki yabanökuBirdenbire patlayan "full metal jackel" zü tam önümuzdeier. tkisi de erkek. Ben sagkurşunlann sesi bu yan düşyan kâbus atmosdan >anaşi}orum. Sen solu kapat." feri bıçak gibi kesti. Ezio'nun ıslığıyla hepi "Tamam Ezio, kapatıyonım." miz arabalardan indik ve çalılıklara seyirttik. Ormanın sessizliğini bölen bu kısa radyo Biraz bön ifadesine rağmen, iri, tatlı gözlerle konuşmasının ardından, yalnız " R a m b o " bize doğru son kez bakan yabanökuzü, bunfilmlerinden tarudığjm kurşun sesleri öteki pi dan önce defalarca boğa güreşi arenalannda kabın üstünde siper almış avcıların tüfekle gördüğum çaresiz boğalar gibi tökezledi. Yerinden yükselmeye başlıyor. O anda her biri rinden bir kez daha dogrulmaya çalıştıysa da yaklaşık 800 kilo olan hayvanlardan biri ol beceremedi. Yarım saat öncesine dek ucsuz duğu yere yığılıyor. Diğeri ise çaresiz bir ça bucaksız ormanın içinde dehşet saçarak koba ile fırlayıp sağ taraftaki ağaçların arasma şan hayvan halsiz, olduğu yere yığılıverdi. dalarak gözden kayboluyor. "Allah Heyecan bitmişti. Önce Ezio'nun, sonra da kahretsin" diyor yanımdaki şoför, "Bu çok olaya fıgüran olarak katılan bizlerin, yerde tehlikeli işte. Yaralı bir yabanökuzü, içinde yatan yabanöküzünün boynuzları uzerinde bnlunduğumuz cip dahil önüne çıkan her şehatıra fotoğraflarımız çekildi. Afrikalı av rehyi bir boynuz darbesiyle devirebilir. Pesine düberleri, seri hareketlerle kestikleri başı şüp hayvanı muhakkak vnrmak lazım." (trophy), muzaffer generallere eklenen nişanEndulüs'ün güneşli öğleden sonralanru ka lar gibi diğer başların yanına koyması için na bulayan boğa güreşlerini anımsatan bir boy hayranlıkla Ezio'ya uzattılar. Ezio uzatılaıı ölçüşme aruydı bu. Onun bizi kovalamasına başa doğru dürüst dönüp bakmadı bile. Onun fırsat vermeden, direksiyonu kıvırarak, yaralı yüreğinde çarpan heyecan, bir sonraki yabayabanöküzünün pesine düşmekten başka ça nökuzü avının gerilimiydi artık. remiz yoktu. Göl tarafmdaki kaygan kumlaFuristık satan böylesıne yoğun bir elektrik USHIROMBO (TANZANYA) Geçen yıldan bu yana ormandan kimse geçmemişti. Sabah saat 6'da kuşlarla birlikte uyanan doğanın sesi ve yan camlar boyunca yükselen otlan yaran RangeRover'ın motor gürültüsünden başka tek bir ses duyulmuyordu. Yağmur mevsiminin ardından bürüyen otlar, bir arabanın güçlükle geçtiği tek patikayı da tamamen kaplamıştı. Teninize konduklan anda an gibi sokan ve bazen de uyku hastabğı taşıyan çeçe sinekleri yüzünden camlan açmak olanaksızdı. Fakat o anda bunun hiç önemi yoktu. On camın üzerine kapkara bir bulut gibi çöken sinekJerin uğultusu ve güneş yükseldikçe artan hararete rağmen, gözlerimizin önünde uzanan vahşi doğanın tılsımı. yaşadığımız ana tarurnlanması güç, gerçekdışı bir boyut kazandınyordu. 50 bin dotara safari Tanzanyalı rehberimiz Joseph, burayı 20 gün için aslan ve yabanökuzü avına adam başı 50 bin dolar ödeyerek gelen Texasb milyonerler sayesinde keşfetmişti. Arusha'dan ya da DaresSalam'dan tek rnotorlu özel uçaklarla "Gametrekkers" adlı bir şirket tarafından Tunstik safarilere katılanlar, birbirterıyle tele objektflennin uzunluğunu ve gücünü karşılaştırıyorlar. (Fotoğraflar Gıan Paolo) yükü taşımıyor. Doğu Afrika'da konuşulan "Svvahili" dilinde "yolcurak" anlamına gelen bu serüven tamamen ehlileştirilmişe benziyor. Her şeyden önce, bu "yolculuk" boyunca safari arabasının kapısmı açıp ayağınızı yere basmanız kesinlikle yasak. Bu, tum surece biraz uzaktan izlenen sinemaskop bir film havası veriyor. Çoğu kalabalık paket turlarla gelen turistler, benzer cip ve kamyonetlere dolduruluyorlar. Ve genellikle aslanlar, leoparlar, filler için parklann önceden saptanmış belli yerlerinden geçerek herkese aynı turu yaptıran "safari rehberleri" sayesinde, safariye çıkış ve dönuş saatlerinde neredeyse tstanbul trafîğinin bunaltıcı sıkıntısı yaşanıyor. Bir günde kat edilen kuçuk parklarda ise, hemen hemen daima aynı noktada verilen öğle molası, turistlere vaat edilen Afrika serüvenini büyük bir hayvanat bahçesinde yapılan görkemli bir pikniğe çeviriyor. Akşamları ise ıssız yanardağ kraterlerinin içine ya da egzotik flamenko kuş sürulerinin pembeye çevirdiği gol kenarlarında yapılmış luks otellerde, turistler birbirleriyle teleobjektiflerinin uzunluğunu ve gücunü karşılaştırıyorlar. Artık her tatilde daha uzak bir ülkeye gitmek için birbirleriyle yarışan ttalyanlar, sevişirken yakaladıklan aslanların, başka kimsenin çekemediği, yakası açılmadık pozlanyla nasıl 3 fılm bitirdiklerini; hasetten çatlayan diğer gruplara büyuk bir tatmin olrauşluk duygusuyla anlatıyorlar. Kimisi ise aynı tatmini, deri safari takırrilarını, Timberland pabuçlarını, altın, pırlantı takılarını, RayBan gözlüklerini ve Nairobi'den alınmış "Ont of Africa" safari şapkalarını, gündüzleri vahşi hayvanlara, akşamları da şöminenin başındaki diğer turistlere teşhir etmekten duyuyor. yu anlarından ıbaret defil. Ardında gizlediği aslan yeleleriyle aynı renkte olan uzun san otlardan savanaya, savanadan yemyeşil bir bitki örtüsüne dek sık sık gomnum değiştiren bu topraklarda cennet ve cehennem bir arada yaşıyor. Yalnız soyun devammın onem kazandığı bu dunyada, bireysel yaşamın hiçbir anlamı yok. Orman yasalannm geçerli olduğu bu evrende çok az hayvanın yaşamı doğal ölümle son buluyor. Yaşlanan geyik aslana av oluyorsa, yaşlanan aslan da, kendisinden artık korkmayan yırtıcı kuşların hedefi haline geliyor. Afrika cenneti, kısaca hiçbir canlı maddenin ziyan edilmediği bir yem zincirinden oluşuyor: Önce aslan yiyor, ardından aslanın bıraktığı artıkların üzerine sırtlanlar üşüşuyor. Sırtlanların bıraktıklarını tilkiler, tilkilerin artıklarını yırtıcı kuşlar ve nihayet kalan kınntılan da küçük böcekler ve sinekler bitiriyorlar. Bu acımasız sürecin ilk hedefıni ya henüz kendini koruyamayan yavrular ya da hasta yaşlı hayvanlar oluşturuyor. bin doları bulmasını sağlıyor. Yetışkın bir hayvanın iki boynuzu ise ortalama 8 kilo çekiyor. Vurulması ve ihracırun yasak olması yüzünden astronomık rakamlara çıkan gergedan boynuzunun fiyatı, iç piyasada kilo başma 200 doları geçmiyor. Bu bile bir Afrikalı için 56 yıllık çalışmayla elde edilemeyecek bir gelir düzeyi anlamına geliyor. Yakalanmaları halinde olüm cezasından kurtulmalarına olanak olmamasına rağmen, pek çok Afrikalı bu kolay paranın cazibesini geri çeviremiyor. Bu nedenle çok sayıda kaçak fil ya da gergedan avcısı, yuzyıllar öncesinde olduğu gibi zehirli oklar ya da Sovyet yapımı eski makineli tufeklerle bu hayvanlann pesine düşuyorlar. O anda giderek ve hızla artan sıcaklıkla birlikte büsbütün belirginleşen çeçe sineklerinin vızıltısından başka bir şey duyulmaz olmuştu. Deneyimsiz gözlerim ufukta yitip giden ıssız Afrika ormanlarından başka bir şey görmüyordu. Oysa Ezio, "Biliyorum" diyordu, "hayvan az ileride, çalıların arkasında." getirilen milyoner avcılar, RangeRoverlerle bu bâkir ormanı geçiyor ve ormanın Victoria gölöne doğnı dUzleşen bölümünde, Hollywood stüdyolarındaki dekorlara taş çıkartabilecek çadır kamplara yerleştiriliyorlardı. En makbül viskilerden nadide şaraplara dek içkinin su gibi aktığı kamplarda, av dönuşü büyük ateşler yakıhyor, birinci sınıf bir aşçırun ehııden çıkan av yemekleri "Hemingwayvari bir •tmosfer" içinde yeniyordu. Ne ki, serüvenden ziyade operete dönüşen bu milyarlık aslan avlan, "Gametrekkers" ile Tanzanya hükuraeti arasında çıkan bir anlaşmazlık yüzünden askıya alınmıştı. 100 kilometre ötede yol inşaatında çalışan Ezio Quass, Ushirombo'nun uzun hafta sonlarma soluk veren bu av cennetini Tanzanyalı rehberi ile bir gün tesadufen bulmuştu. Yaşamırun 20 yüım Afrika'da geçiren usta avcı Quass'in cibinlikli luks çadırlarla evcilleşmemiş av seriivenlerinden birine katüabilmek için çok ıSTar etmiştik. "Balta girmcmiş ormana dalmak bildiğiniz safarilere benzemez" diyordu Quass; "Arabadan indiğiniz anda yanınıza bir tüfek almadan tek bir adım atamazsınız." Kuru rnevsimın ilk günleriyle birlikte, birbirleriyle radyo bağlantısı ile temas kuran üç cip içine piknik sepetlerimizi yukledik ve gün doğmadan yola koyulduk. ö n pikapta Amerikan "Krnger" marka dürbünlü tüfeklerle teçhizatlanmış avcılar, ortadaki RangeRover'da olayı izleyen bizler, arkadaki arabada ise, vurulan havyanlann derilerini yüzen ve kasaplık işlemlerini yaparak pikabın arkasına yükleyen siyah yardımcılar vardı. Diş ticareti 1971'de 50 dolar olan 5 kiloluk orta boy fildişinin fiyatı bugün lOOOdolan aşıyor. Afrika'da doğayı korumak çabasıyla araştırma yapan Batılı uzmanlar, son 10 yıldâ bu kıtada 1 milyondan fazla filin katledildiğini söylüyorlar. Kalan toplam fil nüfusu ise, 700 bin ile 1 milyon arasında belirlemyor. Tum Afrika ülkelerinde "fil sorunu" diye gazetelerin birinci sayfalarmda işlenen bu kaçak fil avcıhğı ve fildişi ticaretinin en endişe verici yanı, avcılığın fillerin çoğalabilme sayısını çok aşan bir hızda yapılması. Örneğin 1973'te 70 bin filin yaşadığı Kenya'da, şimdi bu rakanıın yarıya indıği anlaşılıyor. Gene aynı donemde bu ulkedeki gergedan sayısının 5 misli azalarak 2 bine düştüğü gorulüyor. Öyle ki Kenya, artık safari parklarında bir doğa abidesi gibi parmakla turistlere gösterilen bu gergedanlan koruyabilmek için, 24 aat hayvanı gozetleyen bekçiler koyuyor. Serengeti'nin büyüleyiciliği Afrika'da kaldığım iki ay boyunca katıldığım safarilerden en etkileyicisini, tur programlanna kolay kolay dahil edilmeyen Tanzanya ile Kenya sınınndaki Serengeti'de yaşadım. Bir yandan 15 bin kilometre kare büyüklüğündeki parkm enginliği,' diğer yandan uzaklığı nedeniyle ortalama turistin erişmekte çektiği güçlükle Serengeti, bir turist olarak da, Afrika'nın "Afrika" gibi yaşanabildiği en büyüleyici yörelerden biri. Burada ağustos ortası olan kış sonlarında, Serengeti'den Kenya sınınndaki MasaiMara'ya doğru yüzbinlerce yabanökuzü, zebra, yabani inek, yabani domuz, gazel, antilop geyikleri ve zürafaların sonu gelmeyen sürüler halinde yaptıkları göçlerden birini; tozu toprağa katarak koşan hayvanlann arkasından giden cipin açık tavanından başınızı pkararak izlerken, Nuh'un gemisi ya da Adem ile Havva'nın dünyasına döndüğunüzü düşünüyorsunuz. Denizleri öldüren çöpler, ormanlan yok eden asit yağmurlan, ciğerlerimizi kurutan hava kirliliği gibi insanlığı şaşkına çeviren sorunlar burada başka dünyalara, başka gezegenlerin insanlarına ait kurgubilim senaryoları gibi geliyor. Fakat Afrika'daki bu bâkir dünya cenneti, yalnız böyle zor bulunan, guç erışılen bu Cipin pencerelerinden görülen kafatasları ya da iskelet parçaları, her an en ufak hatayı ya da yetersizliği affetmeyen doğanın bu şaşmaz disiplinini hatırlatıyor. Fakat bu bakir evreni tehdit eden en büyük tehlike, vahşi Yavrulan koruma kampanyası hayvanlardan değil, Kenya'nın vahşi hayvanları korumak için gösterdiğı çabalar arasında en ilginçlerinden insanoğlundan geliyor. biri de, gene avlanan anne fil ya da gergedanSafan cipinın pencerelerinden savananın otlar) arasında sık sık gördüğümüz kafatasları ya da küçuk iskelet parçalan, her an en ufak hatayı ya da yetersizliği affetmeyen doğanın bu şaşmaz disiplinini hatırlatıyor. Fakat kurumaya ya da çürümeye yüz tutmuş bu iskelet parçalarıyla mayınlanan bu bâkir evreni tehjlit eden en büyük tehlike, aslında gene vahşi hayvanlardan değil, insanoğlundan geliyor. Kolayca yolunuzun üzerine çıkabilen dişleri kesilmiş fil ya da boynuzu kopanlmış gergedan başları bu tehlikenin yaygınlığını hemen kanıtlıyor. Teknoloji ile gelişmiş dünyanın doğa duzenini alt ust eden insanoğlunun uzun ve doymayan eli, Afrika'nın özgün doğasını bile esirgemiyor. En uzun sevişen hayvan (ortalama 45 dakika) olan gergedanın boynuzu ve boynuzundan yapılan tozun cinsel gucu kamçılayan "afrodizyak" niteliklere sahip olduğuna ilişkin yaygın inamş yüzünden bu hay\ anın soyu neredeyse tükenmiş durumda. 196O'ta Afrika'da 100 bin olan gergedan nufusu bugün tum kıtada 5 bini geçmiyor. Ozellikle Araplar ve Uzakdoğu ülkelerinde yaygın olan bu inanış; gergedan boynuzunun kilosunun dunya piyasalarında 20 ların arkada bıraktığı küçuk öksuzler için seferber ettiği kaynaklar. Henuz avlanamadıkları ve kendılerini koruyamadıklan için diğer hayvanlara kolaylıkla yem olan bu küçukler için de önlem alınıyor. Insanlann temel ihtiyaçlanm karşılayamayan Kenya, bu kuçük filler ve gergedanlar için özel oiarak beslendikleri ve bakıldıkları yuvalar kunıyor. Özellikle son yülarda hız kazanan kitle turizmi ile döviz kazandıran bu doğal serveti korumanın önemini kavrayan Afrika ülkelerinin yaşadığı çarpıcı tezatlara böylece bir yenisi daha ekleniyor. Şimdiye dek Afrika'da önceliği insanlardan çok hayvanlara veren ve bu tezatların sonuçlarını yeni yeni goren, buyük olçude beyazların inisiyatifıyle kurulan "World VVildlife Fund" (Dünya Vahşi Doğayı Koruma Fonu) gibi örgutler, ınsanları ancak şimdilerde düşunmeye başhyorlar. Ve bir gergedan boynuzu için olümu goze alan kaçak avcılarla tek mucadele yolunun, fonun a> ırabıleceği kaynakların bir bölümuyle yaratılabilecek yeni iş olanaklarından geçebileceğini şimdi fark ediyorlar. Yabanökuzü avı Profesyonel bir "tracker" gibi, gözlerini toprak patika uzerinde hayvanlann bıraktığı pislikJere ve ayak izlerine dikmiş olan Quass; pisliğin tazeliğine ve izlerin büyük ya da küçüklüğüne göre hangi ve ne büyuklükte bir Yarım saat öncesine kadar dehşet saçarak koşan yabanökuzü, cansız bir şekilde yere yığılıveriyor StRECEK T.C. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ STAJYER GELİRLER KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gümrük Bakanhğı Gelirler Genel Müdürlüğü'nce 20, 21, 22 Haziran 1989 tarihlerinde saat 9.00'da başlamak uzere Ankara, tstanbul, tzmir ve Adana'da Stajyer Gelirler Kontrolörlüğü giriş sınavı açılacaktır. Sınavı kazanan lar, üç yıllık staj donemi sonunda yapılacak "yeterlik sınavı"nı da kazandıklan takdirde Gelirler Kontrolörü olarak göreve devam edeceklerdir. Sınava katüabilmek için: a) Devlet Memurlan Kanunu'nun 48'inci maddesindeki niteliklere sahip olmak; b) 1.1.1989 tarihinde 30 yaşını doldunnamış olmak; c) Eğitim süresi en az dört yü olan, Siyasal Bilgiler, lktisat, Işletme, Hukuk, tktisadi ve Idari Bilimler fakülte ve yuksek okullan veya aynı sure eğitim veren ve bunlara denkliği Yüksek Öğretiın Kurulu'nca kabul edilen ülkemizdeki ve yabancı ülkelerdeki fakülte veya yüksek okullann birinden mezun olmak; gerekir. tsteldiler, smav için gerekli belgeler ile sınav konulannı belirten "Sınav Broşürü"nü "Gelirler Genel Müdürlüğü Gelirler Kontrolörleri, Sanayi Cad. Alsancak Işhanı Kat: 5 Ulus/ANKARA" adresinden veya Gelirler Kontrolörleri Ankara, tstanbul, Izmir ve Adana Gnıp Başkanlıklan ile Ankara'daki Gelirler Konuolörleri Eğitim Grup Başkanlığı'ndan sağlayabüirler. Başvurulann, en geç 6 Haziran 1989 sah günü mesai bitimine kadar yukanda belirtilen adrese gerekli belgeler ile birlikte yapılması veya posta ile göndenlmesi (Postadaki gecikmeler kabul edilmez) gerekmektedir. tlan olunur. Basın: 22576A.7422 İLANEN TEBLİGAT tSTANBUL ÜÇÜNCÜ NOTERLİĞİNDEN Keşideci, S.S.T.C. ZİRAAT BANKASI MARMARA BÖLGESİ MENSUPLARI SAHİL ARSA KONUT YAP1 KOOPERATtFt "Yeni unvanı SINIRLI SORUMLU MAVt SAHİL TATtL KÖYÜ KONUT YAPI KOOPERATtFt" tarafmdan noterliğimize tevdi edilen, Koopcraüfe karşı hak ve yttkümlüluklerini yerine getinnediklerinden dolayı "Ortakhktan çıkarma kararlannın bildirimi"ni havi 30.12.1988 gün ve 48147,48110,48149,48162 ve 48099 Yevmiye No.lu ihtamameler muhataplann adreslerinde bulunamadıklan, adreslerini terk etmiş olduklan ve tebligata yarar adreslerinin de tesbitine imkân bulunamamış olması sebebiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve müteakip maddeleri gereğince aşağıda adı ve adresleri yazılı muhataplara tebligatın ilanen yapılmasına karar verilmiş olmakla keyfiyet tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. KEŞİDECİ: S.S.T.C. ZİRAAT BANKASI MARMARA BÖLGESİ MENSUPLARI SAHİL ARSA KONUT YAPI KOOPERATİFt "Yeni Unvanı SINIRLI SORUMLU MAVİ SAHİL TATİL KÖYÜ KONUT YAPI KOOPERATtFt" Namık Kemal Caddesi, Abdüllatifpaşa Sk. No. 17/3 Aksaraytstanbul. MUHATAPLAR: 1 tBRAHtM KANTARCILAR, Mevsim Gıda Pazan, tnönü Bulvan No. 4 KAYSERİ 2 OĞUZ TENGtZ, tstanbul, Bakırköy, Kâzım Karabekir Mah. 2/A Sk. No. 1 Yeşübağ. 3 MUSTAFA KANTARCILAR, tnönü Caddesi, Mevsim Gıda Pazan No:4, Kayseri 4 CEVDET GEÇGELDİ, tstanbul, Küçükköy, Hürriyet Mah. 268 Sk. No. 18/7 5 MELAHAT UGUR, tstanbul, Fatih, Sofular Mah. Pazaryeri Sk. No. 9 D. 3 KOMJSU: Ortakhktan çıkarma karannın bildirimi. AÇIKLAMA: S.S.T.C. Ziraat Bankası Marmara Bölgesi Mensupları Sahil Arsa Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu'nun (Tarih ve numaralan muhataplann karşısında yanb) sayılı toplantısında hakkınızda: Kooperalife karşı hak ve yükumlüluklerinizi yerine getirmediğinizden ortakhktan çıkarma karan verilmiştir. Basın: 5330 GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI KARTAL 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN Esas: 1986/29 Satış tzalei Şuyuu suretiyle satışına karar verilen Kartal Tepeören köyu Kuruiçi mevkiinde kain 4 pafta, 783 parsel sayilı 5700 m 1 miktarlı bahçe, aynı yer Canavar mevkiinde kain 4 pafta 784 parsel sayılı 43500 m : miktarlı tarla, aynı yer Tavşantepe mevkiinde kain 1 pafta, 1005 parsel sayılı 8600 m' miktarh tarla vasıflı, aynı yer Domuzlutepe mevkiinde kain 7 pafta 1241 parsel sayılı 39800 m2 tarla vasıflı gayriraenkul I.l.K.'nun hukümlerine tevikan açık arttırma suretiyle satılacaktır. GAYRİMENKULLERİN EVSAFLARI Gayrimenkullerin bulunduğu Kartal Tepeören köyune Kartal'dan Pendık Kurtköy asvalt yolunu takiben eski tzmit Üsküdar yoluna çıkılarak buradan da doğu yönüne Tepeören köyü istikametine sapılarak köye girıldıkte Vehbi Koç arazisini geçince yolun güney batı yönunde yola takriben 400 m. köy içine 35004000 metre mesafede 1005 parselin etrafının tarlalarla çevrüi yolsuz yer olduğu, koru içi mevkiinde bulunan 783 parsel sayılı evvelce bahçe iken bu kerre tarla vasfında bulunan batı yönünde Kurudere olduğu köye 1500 m mesafede bulunduğu, 784 parsel sayıh gayrimenkulün yolsuz kuzey batı yönünde dere ile hudut tarla vasfında batı yönunde 783 parsel ile hudut köye 1500 m. mesafede olduğu, Domuztepe mevkiindeki 1247 parsel sayılı tarla eski tzmit Üsküdar yolundan sonra kuzeye Hacılar köyünü geçerek sapılan yerden takriben 8500 m. mesafede batı yönünde toprak yol doğuda dere olduğu görülmüstür. İMAR DURUMU: Dosyasında mevcut imar belgesine gore 1247 parsel ile 783784 parsellerin bölge tespitine göre mücavir saha dışında ömerli içme suyu havzası uzun mesafeli koruyucu kuşağı tanm alanında kalmakta olduğu, 1005 parselin mücavir saha içinde kısa mesafeli koruma kuşağı tarım alanında kaldığının bildirildiği; KIYMETLERİ: 1005 parsel sayılı gayrimenkulün 30.100.000.Q TL. 783 parsel sayılı gayrimenkulün 17.100.000. TL., 784 parsel sayılı gayrimenkulün 127.500.000. TL., 1247 parsel sayılı gayrimenkulün 39.800.000. TL. değerinde bulunduğu bilirkişi tarafından bildirilmiştir. SATIŞ ŞARTLAR1: Gayrimenkuller şartnamede yazılı olduğu şekilde 20 dakika sure ve 10'ar dakika ara ile sıra ile saulacaktır. 1. satış günü 19.6.1989 saat 11.00'de başlamak uzere 10 dk. ara ile ve 20 dk. Sure ile satılacaktır. Satışlar açıkarttırma sureti ile 1. Sulh Hukuk Mahkemesi dunışma salonunda yapüacaktır. 1. Arttırmada tahmin edilen kıymetin %75'ini rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflanm geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü vaki kalmak şartıyla 29.6.1989 günü aynı yer ve aynı saatte 2. arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacıklıların alacaklanm ve satış masraflanm geçmesi şartıyla %40'tan fazlaya arttırana ihale olunur. 2 Armrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin "%20'si niabetinde pey akcesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediginde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelınden odenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. tki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebiür. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatmı kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1986/29 sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmaları ilan olunur 27.4.1989 (tc. tf. K. 126) ( + ) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. TURK KALP VAKFI Içki ve Sigaradan. düzenstz beslenmeden kaçınınız... 175 12 44/45148 58 66 373 69 57