18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17MAYIS 1989 HABERLER CUMHURİYET/9 ÖzaVa telgrafh protesto 6. Beş Yılhk Kalkınma Planı ıBakanlardan plana'katkı' DemireVe ANKARA (Cumhuriyet Büros«) Halkevleri yönetici ve üyeleri, Halkevleri'nin p>olis tarafından aranmasını, yönetici ve üyelerinin gözaltına alınmasını protesto amacıyla Başbakan Turgut Özal'a dün toplu bir şekilde telgraf çektiler. Kızılay Postanesi'ne dün öğle saatlerinde giden 100 kadar Halkevleri yönetici ve üyesinin Başbakan Özal'a çektikleri protesto telgrafında, "Halkevteri'ne karşı polis taraf ından düzenlenen operasyonda haksız baskı ve yıldırma girişimierini kınıyor, tekrar etmemesini sağlamanızı diüyonız" denildi. Keçiören'de bir polis raeraurunun yaralanması olayının ardından, oiayın sanıklannm Halkevleri Keçiören Şubesi yönüne kaçtıkları savıyla girişilen operasyonlarda, Halkevleri Genel Merkezi ile Keçiören ve Mamak şubeleri aranmıştı. Bu aramalar ardından da her iki şube kapatılmıştı. Yine hu operasyonlarda, aralarında genel merkez yönetim kurulu üyesi Berrin Ceylan ve Keçiören Halkevi Saymanı Ali Rıza Kuyucu'nun da bulunduğu 24 Halkevi yönetici ve üyesi gözaltına alınmıştı. Bunlardan 19'u 8 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılırken, 5'i ise yasa dışı DevYol örgütü üyesi oldukları ve bu amaçla eylemlerde bulunduklan iddiasıyla hâlâ gözaltında tutuluyorlar. Halen gözaltında tutulanlar şunlar: Keçiören Halkevi Yönetira Kurulu üyesi Selami Nazlım, üyeler Metin Uğurtepe, Süreyya Keskin, Hasan Keskin ve Aslan Adıgiizcl Çekiç. Halkevleri Genel Sekreteri Ali Nejat Ölçen, polisin baskılarının sona ermesini ve Halkevleri'nde polissiz yaşamak istediklerini belirterek "Polisin görev yapacağı yer Halkevleri değildir. tzinsiz arama yapıp, üyelerimin gözaltına alıyor ve işkence yapıyor. Bir sorgulama foseptik çukurunda yapılamaz. Bu, hukuk devleii ilkelerine yaluşmaz. Böyle bir sorgulamada insan her şeyi kabul edebilir. Mamak Halkevi uyemiz Metin Uğurtepe ve arkadaşlan DevYol'cu diye DGM'ye sevk edildi. Başbakanı da öyle ayaklanndan tavana asıp sorgularsanız, 'Ben DevYol'cuyum' der. Halkevleri'nden en az 10 tane Özal gibi bu iilkeyi yönetecek insan çıkar" diye konuştu. ölçen, telgraflan Mamak ve Keçiören Halkevleri ile 600'e yakın şubelerinin kapatılmasını ve üyelerinin gözaltına alınmasını protesto amacıyla çektiklerini söyledi. / Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan plan # 6 . Beş Yılhk Kalkınma Plam'nın Bakanlar ^ t stratejisi taslağının Yüksek Planlama Kurulu'ndaki /Kurulu'nda yapılan son görüşmesi sırasında bazı ^/bakanlar plana kişisel politik görüşleri doğrultusunda ^y görüşmeleri sırasında en büyük tepkiyi 'enflasyon' T yeni hedefler eklettiler. Kültür Bakanı Zeybek, plandaki • değerlendirmesi gördü. Başta müsteşar Ali Tigrel olmak üzere DPT uzmanlannı bu bölüm için sert bir "milliyetçilik' ilke ve amaçlarının genişletilmesi yönünde dille eleştiren Devlet Bakanı Güneş, "Bu adeta çaba harcarken, Devlet Bakanı Aşkın, ANAP seçim muhalefet kaleminden çıkmış gibi" suçlamasını beyannamelerinde yer alan 'orta direk' deyimini plan getirdi. Enflasyon paragrafı dört kez yeniden yazıldı. metnine yazdırmayı başardı. BÎLAL ÇETtN ANKARA Büyüme hızımn yükseltilmesi, gelir dağılımının iyileştirilmesi sanayileşmenin hızlandırılması temel amaçlannı taşıyan 6. Beş Yıllık Kalkınma Plam'nın Bakanlar Kurulu'nda yapılan son görüşmesi sırasında bazı bakanlar plana kişisel politik görüşleri doğrultusunda yeni bazı hedefler eklettiler. Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, plandaki "milliyetçilik" ilke ve amaçlannın genişletilmesi yönünde çaba harcarken, ortadirekten sorumlu Devlet Bakanı Ühan Aşkın ANAP seçim beyannamelerinde yer alan "ortadirek" deyimini plan metnine yazdırmayı başardı. Devlet Bakanı Cemil Çiçek de "milli ve manevi değerlerin geliştirilip korunması"nda ailenin önemini plan metnine yazdırdı. Plan stratejisinin geçmiş dönem değerlendirmesi bölümünde yer alan "enflasyon" paragrafı ise dört kez yeniden yazüdı. Devlet Planlama Teşkilatı'nca hazırlanan plan stratejisi taslağırun Yüksek Planlama Kurulu'ndaki görüşmeleri sırasında en fazla tepkiyi "enflasyon" değerlendirmesi çekti. Başta Müsteşar Ali Tigrel olmak üzere DPT uzmanlannı bu bölüm için sert bir dille eleştiren Devlet Bakanı Güneş Taner, "Bu adeta muhalefet kaleminden çıkmış gibi" suçlamasını getirdi. tlk taslakta, enflasyonun önlenememesinde, geçen dönemde uygulanan yanlış maliye politikalarmın da etkisi olduğu, bazı sektörlerdeki tekelci uygulamaların enflasyonla mücadeleyi güçleştirdiği belirtilmişti. tlk taslakta ayrıca, enflasyonun gelir dağılımını daha da kötüleştirdiği vurgulanmıştı. Bu bölüme Güneş Taner'in yanı sıra Başbakan Turgut Özal da karşı çıkmış, "Ka'mu açıklanmn enflasyonu artürdığı göriişüniin yanlış olduğunu, kamu açıklanmn finansman yönteminin enflasyonu artürdı*ını" söylemişti. Bunun üzerine DPT enflasyonla ilgili bölümü daha yumuşak bir dilde yeniden kaleme aldı. 3 mayısta Başbakan özal'la yapılan plan görüşmesi sırasında bu bölümün yeniden düzeltilmesi direktifini alan DPT daha kısa bir bölüm halinde enflasyon değerlendirmesini yazıp 9 mayıs günü Başbakan özal'ın başkanlığında yapılan son Bakanlar Kurulu toplantısına sundu. Ancak yine beğenilmedi ve alınan direktifler doğrultusunda, metin son biçimini aldı. Bakanlardan plan strateji ve hedeflerine yapılan katkılar teknik düzeyde olmak tan çok politika ile ilgili oldu. Bazı bakanların plan üzerindeki katkıları özetle şöyle: Güneş Tanen Enflasyon, gelir dağılımı ve işsizlikle ilgili değerlendirmelere karşı çıktı. Başbakanın da desteği ile enflasyon ve gelir dağılımına ilişkin değerlendinnelerin yumuşatılmasım sağladı. Ekrem Pakdemirli: Plan stratejisinin sosyal politika ve ilkeler bölümünde kadınlarla ilgili olarak şu hedefe yer verilmişti: "Kadınlann sosyal ve ekonomik kalkınmanın nimetlerinden daha fazla yararlanmalannın sağlanması amacıyla sağlık, eğitira ve istihdam imkânları arttınlacak. Kadınlann statüsünün her bakımdan iyileşririlmesine ve bn statünün sağlandığı biitttn haklan ve imkânlan tam olarak kullanabilmelerine yönelik tedbirler alınacaktır." Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli YPK görüşmeleri sırasında bu hedef ve ilkeye karşı çıktı. Böyle bir ilke ve hedefin planda yer almasının gereksiz olduğunu söyleyen Pakdemirli, konuşmasına tartışmaya espri katmak amacıyla da "Madem illa kadınlan yazacaksınız, erkekleri niye plan kapsamına almıyorsunuz. O zaman erkek haklannı da >azın" dedi. Bu arada, Başbakan Turgut Özal tartışmaya Türk Kadınım Güçlendirme Vakfı'ndan verdiği örneklerle yeni bir boyut kazandırdı. Başbakan özal, planın kadınlarla ilgili bölümünü son derece isabetli bulduğunu belirterek şunları söyledi: "Ben konuyu gezilerimden ve özellikle de Semra Hanım'ın vakfı dolayısıyla yakinen biliyonım. Gerçekten özellikle kırsal yöreJerimizde kadınlanmızın gerçekten büyük zoriuklan var. Bunun için kadınlann toplumdaki statülerinin güçlendirilmesi, eğitim, sağlık ve istihdam imkânlannın geliştirilmesi yönünde gerçekten bazı tedbirlere ihtiyaç var." Özal'ın bu konuşması üzerine planda kadınlarla ilgili bölüm Pakdemirli'nin muhalefetine rağmen değiştirilmeden kaldı. Plan stratejisinin istihdamla ilgili bölümünde de "Kadınlann çalışma hayatına kadlmalanmn sağlanması, istihdam sağlayıcı meslek edindirme ve beceri kazandırma çalışmalanna ağırlık verilecek, özel proje ve programlar geliştirilecektir" denildi. Namık Kemal Zeybek: Planın kültürle ilgili bölümleri "milli ve manevi" varlıkta, ayrıca "Türklslam külrürii"ne dayalı olarak hazırlanmıştı. Ancak, plan metnini Bakanlar Kurulu'nda gören Kültür Bakanı Namık Kemal Zebek, ilke ve hedefleri yeterli bulmadı. Zeybek'in çabaları üzerine kültürle ilgili bölümün girişine, "MUU külriirümüz kalkınma, çağdaşlaşma ve dışa açılma calışmalannın kalbine (merkezine) yerleştirilecektir. Milli kültürümüziin gelistirilmesi ve yaygınlaştınlması, kalkınma politikamızin destekleyicisi ve hedeflerinden biri olacaktır" diye yazılması için çaba harcadı. Toplantıda, planda milli kültürle ilgili gerekli hedef ve politikalann yazılı olduğunun anlatılmasına rağmen Zeybek ikna edilemedi. Ancak milli kültürün "çağdaşlaşma ve dışa açılmanın kalbine yerlestirileceği" yönündeki ilke, kültür bölümünde kültür varlıklan ile ilgili olarak da "Türklslam eserleri öncelikli olmak üzere kültür varlıklannın korunması, bakımı ve onanmına ağırlık verilecektir" denildi. Cemil Çiçek: Devlet Bakanı Cemil Çiçek de YPK üyesi olmayan diğer bakanlar gibi plan metnini son anda Bakanlar Kurulu'nda gördü. Çiçek, planın önce kendi görev alanına giren "aile" bölümüne baktı. Bu bölümde "milli ve manevi" değerierin yeterince yer almadığıru saptayan Çiçek, konuyu toplantıda gündeme getirdi. Çiçek'in ısrarlan üzerine plan metninin aile bölümünün girişine, "Milli ve manevi değerlerin konınmasında ve geliştirilmesinde, dolayısıyla milli bütünlük ve dayanışmayı geliştirmede temel unsur olan aile..." eklemesi yapıldı. İsmet Özaslan: Devlet Bakanı özaslan'm önerisi üzerine de plan metnine, "Gençliğin beden ve ruh sağlığını korumak ve geliştirmek için beden eğitimi ve spor faaliyetleri yaygınlaştınlacak" cümlesi konuldu. tlhan Aşkın: Ortadireğin güçlendirilmesinden sorumlu Devlet Bakanı llhan Aşkın planın temel ilkeleri arasına, ANAP programı ve seçim bildirgesinde de yer alan "Toplumun en önemli kesimini oluşturan ortadireği ekonomik ve sosyal yönden güçlendirmek" ilkesi de katüarak yerine getirildi. sanayhcilerden soru yağmuru Ankara Sanayi Odası'nda önceki gün yapılan toplantımn başına kapalı olarak sürdürülen bölümünde sanayicUer DYP lideri Demirel'e iktidara geldikleri takdirde ekonomik önlemler konusunda ne yapacaklannı sordular. Bir sanayicinin ülkenin, içinde bulunduğu koşullardan nasıl kurtulacağını sorması üzerine Demirel'in, 1.5 yıl içinde bir düzelme görülmemesi durumunda alınan ekonomik kararların yanlışlığının ortaya çıkacağını söylediği öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal'ı sürekli sandık başına çağıran DYP Genel Başkam Süleyman Demirel, toplumun her kesimiyle diyaloğunu hızlandınyor. Demirel, sendikalardan üniversitelere, işadamlanndan halka kadar 26 Mart seçim sonuçlannın ışığında iktidara geleceği vurgulamasını yapmaya özen gösteriyor. DYP lideri, önceki gün Ankara Sanayi Odası'nda sanayicilerin soru yağmuruna tutuldu. Demirel, bir soruyu yanıtlarken, iktidara geldikleri zaman sahiplerinden geri alınmış olan madenleri iade edeceklerini söyledi. 1983'e kadar olan dönemde enflasyonunun yüzde 28'lere kadar çekildiğine işaret etti. Aynı politikalann sürmesi halinde enflasyonun yüzde 10'lara kadar inebileceğini belirten DYP lideri, 1983 sonunda iktidara gelen özal hükümetinin uyguladığı yanlış mali ve iktisadi politikalar sonucu enflasyonun bugün büyük boyutlara ulaştığını anlattı. Demirel, yatınmlar yerine gelirlerin dış borçlara ve bunun faizlerine aynldığını vurguladı. Bir sanayici ise Demirel'e "19701980 yılları arasında Türkiye'de madenlerie ilgili acaip bir tasarruf olduğu, sonuçta bu tasamıf hiçbir işe yaramadı. Siz iktidara geldiğiniz takdirde ne yapacaksınız" sorusunu yöneltti. Demirel, bu soruyu yanıtlarken de 1978'de Ecevit hükümeti döneminde TBMM'den çıkanlan bir yasayla madenlerin devletleştirildiğini anımsatarak, Adalet Partisi'nin 1979'da iktidara gelmesinden sonra bu konuda bir yasa hükmünde kararaame çıkar dıklarını belirtti. Bu kararnamenin Danıştay tarafından iptal edildiğini bildiren DYP lideri, CHP döneminde madenlerle ilgili tasarrufun ülke ve ekonomi politikası açısmdan yararlı olmadığım söyledi. Demirel, iktidara geldikleri takdirde bu tasarrufu düzelteceklerini bildirdi. Toplantımn sonunda Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkam Alaeddin Ceceli, bir temennisi olduğunu belirterek •Sağda birlik ve bütünlük olmalıdır" dedi. Ceceli, sağın parçalanmaması gerektigi vurgulayarak, bu konuda gereken diyaloglann kurulması temennisinde bulundu. Demirel'in bu temenniyi tebessümle dinlediği ve hiç karşılık vermediği öğrenildi. 'Kutsal ittifak diye bir şey yok' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal'ın kardeşi Yusuf Bozkurt Özal, ANAP içerisinde "kutsal irtifak' diye bir şey olmadığım belirterek "Oy kaybetmemizde partimiz içerisinde kutsal ittifakçı, liberal diye gnıplar varmış gibi gösterilmesinin etkisi oldu" dedi. Yusuf Özal kendisinin milliyetçimuhafazakâr olduğunu da belirterek, ANAP'ın yapısının da muhafazakâr olduğunu söyledi. Yusuf Özal, ANAP Genel Merkezi'nde gazetecilerle yaptığı sohbette basım eleştirerek, basının daha çok dedikoduyla uğraştığını öne sürdü. Yusuf Özal Bakanlar Kurulu'nda konuşulan her şeyin ertesi gün gazetelerde çıktığını, kapalı toplantıların basında yer aldığını ifade ederek "Benim konuşmamak için yemin etmeye ihtiyacım yok. Fakat böyle olursa rahat konuşamayız" dedi. ANAP'ın bazı yanlışları olduğunu ifade eden Yusuf Özal, hükümetin yaptığı icraatları anlatamadığını, bunun yamsıra sadece alt yapı yatırımlarına yönelmenin yanlış olduğunu sa\ıındu. Basının parti içindeki gruplaşmayı teşvik ettiğini öne süren Yusuf Özal, "Birbirine yakın düşünen insanlar her partide olabilir. Ama bu demek değildir ki bu birlikte olan insanlar kutsal ittifakçı. Böyle bir şey yok" şeklinde konuştu. Yusuf şey yok" şeklinde konuştu. Yusuf Özal, "Kutsal ittif ak kelimesinin kulağa da hoş gelmediğini" belirttikten sonra "liberal" sözcüğünü de eleştirerek "LJberal demek her şeye açık demekrir. Bizim partimizde böyle şey olamaz. Bu Türkiye'de sökmez. Biz muhafazakânz. Muhafazakâr olmak iyi ve guzele açık olmak demektir" dedi. Yusuf Bozkurt Ozal Ankara Sanayi Odası'ndaki toplantımn başına kapalı olarak yapılan bölümünde bir sanayici, ülkenin içinde bulunduğu zor koşullardan nasıl kurtarılacağı sorusunu yöneltti. Öğrenıldiğine göre Demirel, alınacak önlemlerin 1518 ay gibi bir sürede olunılu sonuç vermemesi durumunda uygulanan politikanın yanlışlığının ortaya çıkacağına işaret etti. Demirel, 1,5 yü gibi bir sürede düzelme görülmemesi halinde uygulanan politikalann değişmesi gerektiğini anlattı ve Özal'ın yanlış politikalarda ısrar ettiğini belirtti. Bir başka sanayici enflasyonu nasıl düşürebileceği konusunda net rakamlar verip veremeyeceğini, sordu. Demirel, uzun yıllar yaptıkları uygulamalardan ahnan sonuçlann ortada olduğunu, aynı uygulamalan gene yapacaklannı belirterek, "önemli olan orkestra şefliğidir" dec|i. Bir sanayici, " 2 4 Ocak Kararian'ndan sonra hükümetinizi sürdürseydiniz, bugün aynı sonuçlarla karşılasırlır mıydı" diye sordu. Demirel, bu soruyu yanıtlarken 24 Ocak Kararian'ndan sonra Demirere eleştiri Yusuf özal, DYP lideri Süleyman Demirel'i de eleştirerek Demirel'in çok büyük hatalar yaptığını, sözünde durmadığını, bunun adına da "büyük siyaset" dediğini belirterek "Adam mı kalmadı? Çok kıymetli, pınl pınl insanlar var. Derairel bu işi bıraksın. DYP'nin başına bir başka biri gelirse çok daha iyi olur" dedi. Yusuf Özal, şöyle konuştu: "Dünyada hiçbir politikacı böylesine defalarca kaybedip, kaybedip gelmedi. Liderler geçicidir. Ama partiler kalır. Avrupa'da tek bir lider gösterilemez ki düştükten sonra yeniden kalkıp o partinin başına geçsin. Demirel sözünde durmuyor. Buna da büyük siyaset diyor. Referanduma gidiş nedeniniz Demirel'in sözünde durmamasıdır. Bir başka ulkede olsa böyle bir politikacı bir daha kesinlikle politika yapamaz. Şiradi de ülkeyi bir karmaşa ve bunalım havasına getirmek istiyoriar." yorlar." I VSP D. Almanya'dan uçaMa Istanbul'a gelen Poyraz'ı ailesi karştladı (Fotoğraf: Uygar Gürkan) MECLÎS Belediye tarüşması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) tktidar milletvekilleri de muhalefet milletvekilleri de belediyelerin durumunu TBMM gündemine getirdiler. ANAP'lı Ülkü Söylemezoğlu, belediyelerin uygulamalanndan SHP'li Ömer Çiftçi de hükümetin belediyelere baskısından yakındı. TBMM Genel Kurulu'nda dün gündem dışı bir konuşma yapan SHP Ankara Milletvekili Omer Çiftçi, hükümetin belediyeleri çalıştırmamak için elinden geleni yaptığını ve belediyelere kadro verilmediğini söyledi. Emlak vergilerinin düşürüldüğünü, eski borçların birdenbiıe tahsil edilmeye başlandığını ve kaynaklar kısılarak hizmetlerin engellendiğini belirten Çiftçi, Sincan Belediye Başkanı Aziz Gürsoy'un Başbakamn koruma polisleri tarafından emniyete götürülmesi olayıru da eleştirdi. Çiftçi, "Başbakanın baskılan yetmiyonnuş gibi şiradi de Başbakanı koruyorum diye bakan ve milletvekili yaralayan korumalan geceyanlan belediye başkanı avına çıkıyorlar. Bunları yaparken cesareli kimden alıyorlar" diye konuştu. ANAP Kahramanmaraş Milletvekili Ülkü Söylemezoğlu da gündem dışı yaptığı konuşmada, belediye başkan adaylarının pek çok vaatlerde bulunarak seçildiklerini, ama şımdi "insafsızca zamlar yaptıklarııu" söyledi. Belediye gelirlerinde hiçbir şey olmadığım savunan Söylemezoğlu, şöyle konuştu: "Hayvanat babçelerini kapaüp, hayvan katliamı yaparak birinin yaptığını biri bozarak hiçbir yere vanlmaz. Belediyelerde şimdi kitaplar gözaltında kalıyor. Göriilmemiş şey. Miişavir ordulan kuruluyor. 1402'ye göre üniversitelerden atılmış öğretim üyelerini miişavir yapacaklarmış. Ankara Belediyesi'nde 12 Eylül öncesinin terör olaylartna kadlan binlerce terörist besleniyordu. Tekrar o giiniere dönmenin, o kapılan açmanın bir yaran yok. Şimdi Çankaya Belediye Başkanı, Meclis Başka•ı'm ziyaret edip yardım yasası istiyor. Eskiden her afetten sonra bir kanun çtkanlırdı. Anlaşılan o da yetmedi. Sürekli yardım istiyoriar. Belediyelerin bedava süt, ekmek vaatlerini yerine getiremeyecekleri gönilüyor. Vatandaş sonunda çareyi bizim Sosyal Yardımlaşma Fonu'muzda bulacaktır." Türk vatandaşlığından çıkarılmıştı tstanbal Haber Servisi 12 Eylül 1980'den sonra "yurda dön" çağrısına uymadığı gerekçesiyle Türk vatandaşlığından çıkartılan sinema ve tiyatro sanatçısı Sema Poyraz dün yurda döndü. Jstanbul 2 Nolu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nce hakkında çıkartılan gıyabi tutuklama kararı, kamt yetersizliği nedeniyle geçen günlerde kaldınlan Poyraz, Havalimam Emrüyet Müdürlüğü'nde Istanbul'daki ikametgâhı tespit edildikten sonra serbest bırakıldı. Poyraz hakkında yurtdışmda bulunduğu sırada TCK'nın 140. maddesine aykın olarak Türkiye aleyhinde faaliyetlerde bulunduğu savıyla hakkında gıyabi tutuklama kararı alınmıştı. Sema Poyraz yurda döndü Doğu Almanya'dan dün uçakla yurda dönen Poyraz'ı Atatürk Havalimanı'nda ailesi ve avukatı tstanbul Barosu Başkam Turgut Kazan karşıladı. Uçaktan inmesi sonrasında Havalimam Emniyet Müdürlüğü'ne çağrılan Poyraz, Istanbul'da kalacağı adres belirlendikten sonra serbest bırakıldı. Avukat Turgut Kazan, Poyraz hakkında daha önce çıkartılan gıyabi tutuklama kararımn, Istanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 26.4.1989 tarihinde yapılan duruşmasında kamt yetersizliğinden kaldınldığım belirtti. Türkiye'ye dönmekten mutluluk duyduğunu belirten Sema Poyraz, halen yurt dışında siyasi mülteci olarak yaşayan çok sayıda sanatçının dönmek istediklerini söyledi. SHP'ye çağn DSP Genel Sekreteri Selçuk Sönmez yaptığı açıklamada, sosyal demokrat yapılanmanın önündeki en önemli engel olarak SHP'yi gördüklerini bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Seçim sisteminin adilleştirilmesi projesine, SHP'nin hiçbir öneri ve katkıda bulunmamasını, "SHP'nin demokrasiye katkıda bulunmaktan geri durması" olarak niteleyen DSP Genel Merkezi, SHP'yi demokrat olmaya çağırdı. Demokratik Sol Parti Genel Sekreteri Selçuk Sönmez, dün yaptığı yazılı açıklamada, sosyal demokrat yapılanmamn önündeki en önemli engel olarak SHP'yi gördüklerini bildirdi. Açıklamada, SHP Merkez Yönetim Kurulu'nun seçim sisteminin adilleştirilmesi projesine katkıda bulunmadığı öne sürülerek, "SHP (bclki bize de yarar) bayaliyle, bu seçim sisternine sahip çıkmakta ve bu sürede demokrasimizin de önündeki en önemli engeli teşkil etmektedir" görüşü savunuldu. Selçuk Sönmez açıklamasında, muhalefet partilerini, antidemokratik olarak nitelediği seçim yasasmı kamuoyu önünde tartışmaya açması ve yasanın adilleştirilmesi için öneride bulunmaya çağırdı. SHP'li Genç'ten yeni işkence iddiası yapma" diye SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Elazığ'm Jandarma Alay de SHP TünceliMilletvekili Kamer Genç, Elazığ'm tl tl Jandarma Alay yapma" diye konuştu. Genç de ANAP milletvekillerine "işkence yok diyordunuz. Komutanhğı'nda üzerine sıcak su ve çay döküldüğü ileri sürülen ortaokul öğrencisini TBMM'de gazetecilere gösterdi. Içişleri Bakanı tşte size işkence" karşılığını verdi. Kamer Genç, Türk Silahlı Kuvvetleri'Aksu ile görüşmek isteyen Genç'i ANAP'lı milletvekilleri nde işkence yapanlara yer olmaması gerek"şovmenlik"le suçladılar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Elazığ 11 Jandarma Alay Komutanhğı'nda bir ortaokul öğrencisine yapıldığı öne sürülen işkence olayını TBMM'ye getirdi. Genç, Yüzbaşı Şinası Çaşkurlu tarafından üzerine sıcak su ve çay dökülerek yakıldığı bildirilen ortaokul son sımf öğrencisi 14 yaşındaki Tahsin Çalpucu'yu dün TBMM'de gazetecilere gösterdi. Çalpucu'nun vücudunun çeşitli yerlerindeki yanıkları gösteren Genç, "Türkiye'de işkence yoktur diyenler utansın" diye konuştu. Kamer Genç, işkence gördüğü öne sürülen Çalpucu'yu da yanına alarak Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile görüşmek üzere ANAP kulisine gidince de ANAP milletvekillerinin tepkisiyle karşüaştı. Sağlık Bakanı Halil Şıvgın ise Genç'e "Sen Elazığ milletvekili değilsin, niye ilgileniyorsun?" diye karşılık verdi. Genç ise, Şıvgın'a "Ben Türkiye'nin milletvekUiyim" dedi. Bu sırada Hatay Milletvekili Kâmuran Karaman, Genç'e, "İçişleri Bakanı'Genç'in verdiği bilgiye göre bayram tana götür" diye bağınrken, Antalya Mil tili sırasında bir minibüste çalışan Tahsin letvekili Cengiz Dağyar da "Sovenlik Çalpucu'ya işkence olayı şöyle gelişti: tiğini bildirerek olayda adı geçen yüzbaşının zaman geçirilmeden görevden alınmasını istedi. Genç, "Bu olay bir yüzkarasıdır. Bundan Türkiye'de işkence yok diyenler utansın. 14 yaşındaki bir çocuğa işkence yapanlar. onun elinden, üzerine ağabeyinin kezzap döktüğü şeklinde bir yazı alıyoriar. Biz de gidip Özal'ın başına kezzap mı dökelim ki işkencenin varlığını kabul etsin" diye konuştu. "Minibüste çantasım unutan birkadın, çanlasını bir kadın, ElazığSalkaya Jandarma Karakolu'na başvurarak çantasında altın zincir ve bilezikler olduğunu bildirdi ve bunlann bulunmasını istedi. Başvuru üzerine gözaltına alınan Çalpucu, soruşturma sonucu iddianın asüsız olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı. Ancak devreye giren Elazığ İl Jandarma Alay Komutaniığı, Çalpucu'yu yeniden gözaltına aldı. Önce falakaya yatınlan Çalpucu'nun üzerine sorguyu yapan Yüzbaşı Şinasi Çaşkurlu tarafından sıcak su ve çay dokuldu. Olaydan 9 mayıs günü haberdar olan Kamer Genç, çeşitli girişimlerde bulundu. Ancak, Çalpucu'nun hastaneye sevkini sağlayaraadı. 14 mayısta hasleneye sevk edilen Çalpucu'nun vücudunda yanık olduğu belirlendi ve 8 gün rapor verildi." 'Seçim barajının kıymeti kahnadı' Seçimlerdeki yüzde 10 barajının kendileri için getirildiğini söyleyen RP Genel Başkam Erbakan, yapılacak ilk seçimde partisinin oy oramnın yüzde 20'ye çıkacağını ileri sürdü. Erbakan, 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı için, "26 Mart'ta iktidar olamayacağı belgelenen ANAP'ın ülkenin gelecek 5 yılı için plan yapmaya hakkı yoktur" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) RP Genel Başkam Necmettin Erbakan, seçimlerdeki yüzde 10 oy barajının kendileri için getirildiğini belirterek, "Baraj bizim için konmuştu, biz barajı aşınca kıymeti kalmadı" dedi. Erbakan, dün düzenlediği basın toplantısında, yapılacak bir genel seçimde RP'nin oy oranının yüzde 20'ye çıkacağını kaydederek, Seçim Kanunu'nun "adil hale getirilmesi'nin. Türkiye'nin en önemli konusu olduğunu bildirdi. Erbakan, "Mevcut seçim kanunu. altı yılda ANAP tarafından tekrar tekrar değiştirilerek, lam bir ucube haline getirilmiştir. ANAP, 26 marlta uğradığı hezimelten sonra şimdi kendi yaptığı kanundan en çok zarar gören ve dizini döven parti haliıte gelmiştir" diye konuştu. larını da belirterek, "En iyisi seçim kanununu Birleşmiş Milletler yapsın. Onların daha inisiyatifli ve adil davranacaklanna inanıyorum" dedi. "Efkârı umumiyenin dört gözle erken seçimi beklediği, ülkenin 26 martta aldığı kararın yürüriüğe girmesinden A N A P kadar SHP ve DYP'nin de sorumlu olduğu" görüşünü savunan Erbakan, " B u partilerin, anayasaya aykırı duruma düşmuş olan Millet Meclisi'nden istifa ederek aynlacaklannı ilan etmeleri gerekir" dedi. RP Genel Başkam Erbakan Direnme hakkı bîreysel özgürlükle ilgüidir SP'nin kapatılması ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, çeşitli yabancı anayasal belgelerde yer alan 'direnme hakkı'nın anayasa hukukuna aykırı bir kavram olmadığı belirtildi. Haber Merkezi Sosyalist Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde açılan davanın gerekçeli kararı, Resmi Gazetenin dünkü sayısında yayımlandı. Kararın gerekcesinde, SP'nin programında yer alan "direnme hakkı"nın bireysel özgürlükle ilgili olduğu kaydedilerek, "Bn hak, bir sınıfın diğer sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamasının yolu biçiminde yorumlanarak parti kapablamaz" denirken, "tktidann kaynağı" başlıklı 11. maddesinde, "demokratik halk iktidannın", Millet Meclisi ve yerel meclisler aracılığıyla kullanılacağının, meclislerin doğrudan, genel, çok seçenekli ve özgür seçimlerle belirleneceğinin ifade edildiği anlatıldı. Kararda aynca SP programının 18. maddesinde yer alan, "Demokratik halk iktidan, yönetimi altındaki berhangi bir kamu makamının uygulayabileceği haksızlık ve baskılara karşı emekçilere bire> olarak ve birlikte direnme hakkı lanır. Direnenler korunur" biçimindeki kuralın, "bireysel özgürlükler yönünden önemli bir Ankara'da ise SP kurucusu eshak" olduğu ifade edilerek, "di ki başkanlık kurulu üyesi ve Sosrenme hakkı"nın anayasa huku yalist Birlik Dergisi Yazı Kurulu kuna yabancı bir kavram olmadığı üyesi Yavuz Alogan, parti kurubelirtildi. Bu arada Sosyalist Parti içinde ise yönetime muhalefetleri nedeniyle "düşmanca" davrandıkları gerekçesiyle bazı üye ve ilçe yöneticilerinin disiplin kuruluna verilmesi girişimleri sürüyor. "Parti disiplinini ihlal etrnek, partinin verdiği görevleri yerine getirmemek, parti programina ve partiye karşı faaliyeüerini surdürmek" gerekçesiyle disiplin kuruluna verilen SP fstanbul tl örgütü parti üyelerinden Atilla Aytemur, Nurgül Aytemur ve Hürriyet Karadeniz'in partiden ihracı istenirken, Eminönü İlçe Başkam Latif Şimşek ile Beyoğlu İlçe Başkam Hnseyin Sahin'in de disiplin kuruluna verilecekleri açıklandı. cusu ve eski başkanlık kurulu üyesi Feyyaz Kurşuncu ile parti üyesi ve Sosyalist Birlik Dergisi Yazı Kurulu üyesi Halil Berktay'ın partiden ihracı istenirken muhalefet kanadında yer alan bazı üyelere de ihtar verildiği büdirildi. Öte yandan Sosyalist Parti Genel Sekreteri Yalçın Büyükdağlı, yeni bir seçim yasasınm zoıuıılu olduğunu, her akımın özgür şekilde partileşmesi için gerekli bütün değişikliklerin gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Büyükdağlı, bugünkü seçim yasasıyla halkın iradesinin TBMM'ye yansımasının mümkün olmadığım belirterek yüzde 10'luk barajın da kaldırılması gerektiğini kaydetti. Büyükdağlı, 1980'den sonra 12 Eylül yönetiminin getirdiği seçim barajfannın ANAP tarafından daha da ağırlaştınldığını kaydederek yüzde 10'luk barajın da kaldınlması gerektiğini belirtti ve şöyle dedi: "Partileri devlet ve mevcut siyasi iktidann vesayeti altına sokan devlet yardımı kaldınlmau, bütün siyasi partiler halktan aldıklan destekle çalışmalannı sürdürmelidlrler. Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası değiştirilmelidir. Bugünkü uygulamada partiler üzerinde esaslı bir devlet müdahalesi vardır. Siyasi partilerin iç hayatına müdahale önlenmelidir. Her akımın özgür bir şekilde partileşmesi için gerekli bütün değişiklikler gerçekleştirilmelidir. Sosyalist Parti 89 nisanda 1. Büyük Kongresi'ni yaptntş, 40 ilde örgütknerek seçimlere katılmak için yasanın öngördüğü koşullan yerine geürmiştir. Partimiz bundan böyle yapılacak bütün seçimlere katılacaktır." AnayasaMahkemesi'nin SP'nin kapatılmasıyla ilgili gerekçeli kararı açıklandı Erbakan, 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı konusunda da " 2 6 martta, milletten aldığı yüzde 21.75'lik oyla iktidar olamayacağı belgelenmiş bir ANAP'ın ne ülkenin gelecek 5 yılı için plan yapmaya, ne de ülkeye yeni bir anayasa hazırlamaya bir hakkı yoktur. Bu görevleri erken seçimErbakan, DSP'nin "seçim sis le teşekkül edecek yeni Meclisin temini adilleşlirme" amacıyla yapması icap e d e r " diye yaptığı çalışmayı olumlu bulduk konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle