23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURh ^T/16 17 MAYIS 1989 Kırkağaç'ta cadde ve sokak isnıi değişikligi KKKAĞAÇ (AA) Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde, bazı cadde, sokak ve meydanların isimleri değiştirildi. Kırkağaç Belediye Meclisi'nin yaptığı olağanüstü toplantıda alınan karara göre Cumhuriyet Meydanı'nın adı Şehit Emin Efendi Meydanı, Hfirriyet Caddesi'nin adı da "Menderes Bulvan" olarak değiştirildi. Kırkağaç'm DYP'li Belediye Başkanı Kazım Kayadipli, konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:"Yanlış anlaşılmasın. Cumhuriyet Alanı'nın ismini değiştirip bir şahsın ismini vermedik. Biz cumhuriyetin savunucusu, cumhuriyetin bekçileriyiz. Eski başbakanlardan Adnan Menderes'in ismini de Hörriyet Caddesi'ne vererek anılanna gereken saygıyı gösterdik." Avrupa eğitinı düzeni taröşılacak ANKARA (Cumburiyet BüroSQ) Avrupa Konseyi 16. Eğitiın Bakanlan Konferansı'nın hazırlığı niteliğindeki Avrupa Konseyi Yüksek Meraurlar Toplantısı bugün Antalya'da başüyor. Yeni enfornvısyon ve iletişim teknolojilerinin eğitim üzerindeki etkilerini tartışmak üzere ekim ayında tstanbul'da toplanacak olan Eğitim Bakanlan Konferan1 sı'run gündemini belirleyecek yüksek memurlar toplantısına Tiirkiye başkanlık ediyor. Kabiftlen bir köşe Mücahitlerifl roket saJdınlanna sık sık hedef olan Kabil'de yaşam her şeye rağmen sürüyor. Kamıştan kuş kafesleri yapan bu usta KabiHn belirsiz geleceğine aldırmadan kuçük dükkânında gününü yaşıyoc (Fotograf: Reuter) Çaycı Sumie lrnıdra«a£X SK l Londra'da her yıl yapılan Ascot at yanşlan, ilg i n ç ppg^g gösterilerine de sahne oluyor. Model Sarah Metcalf ın sunduğu bu şapka, Ascot yanşlan için haarianmış. Fiyat] 297 paund (992 bin TL.) (Fotoğraf: AP/AA) pılan 500 parçalık bu Japon çay takımı, haziran ayında Londra'dakı Christie's müzayede salonlannda satışa çıkacak. 835 bin dolann (1 milyar 670 milyon lıra) üzerinde bir fiyata alıcı bulması beklenen çay takımı, Japon çay ustası Sumie Takanasi ve yardımcıları (sağda) tarafından önceki gün Londra'da tanfflkJı. (Fotoğraf: AP/AA) Toplantıya baskanlık eden Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşan thsan Sezal'ın yaptığı açıklamaya göre ekim ayında lstanbul'da toplanacak olan Avrupa Eğitim Bakanlan Konferansı'nın hazırhk çalışmalan iki yıldır sürdürülüyor. HABERLERİN DEVAMI kararian çerçevesinde ikna etmeye çalıştık. Komisyonun önerilerinin yüzde 100 tamamına erişe(Baştarafı 1. Sayfada) medik. Şimdi arkadaşlanmla berenişe geçtiler. Bu kez kamuoyu raber toplantıya gidiyoruz. Tam da emekçilerin eylemlerini anlaşnuş degiliz. Arkadaşlanmıı"sempati" ile karşıladı. İş çev la konuyu muzakere edecegiz." releri işçUeri talepierinde haklı gö Turklş Kamu Sozleşrneleri Eşrüyorlardı. güdüm Komisyonu dün bir araya özal yönetimi yalnızlaşıyor geldi. Türkts Genel Başkanı Şevket Yılmaz, komisyon üyelerine, du. Yine de işçilere karşı Özalyö önceki gun Cemil Çiçek ile yapnetiminin anlayışlı davrandığı tığı toplantı konusunda bilgi versöylenemez ve bu yuzden orta di ve hükümetin 1989 ücret zanıya çıkan gerilim ANAP iklida mı için son önerisinin yüzde 120 rının katı politikasmdan kay olduğunu aktardı. Komisyon üyenaklanmaktadır. Olumsuz geiiş leri, yüzde 120'nin çok düşük olmeler o noktaya ulaşmıştır ki duğunu, bu rakamın bir ay önce Sayın Başbakan'ın "İşçilere pa Başbakan Turgut Özal tarafından ra vermeyin" tümcesinde vurgu dile getirildiğini, bu yuzden kabul lanan tutumunu ANAP'lı mil edilmemesi gerektiğini bildirdiler. letvekilleri de açık açık eleştir Komisyon üyeleri, yüzde 170 artı 60 bin liralık ücret zammının da meye başlamışlardır. pazarlığa açık olduğunu, ancak Özal yönetimi eninde sonu yüzde 120'lik ücret zanımı ile karcunda işçilerin istemlerine (şu şılaştırılamayacağını anlattılar. veya bu ölçiide) "evet" diyecek Komisyon üyeleri, hükümetin yetir, ama pazarlığı uzattıkça özal kaybetmektedir. Pazarlık sonunda işçiyle işverenin buluştukları nokta Başbakan'ın kafasındaki rakamlara yakmlaşsa bile özal kazanan değil, kaybeden olacaktır. Çünkii işçiye bakışmdaki olumsuzluk ve terslik, ANAP iktidarının kimliğini belirleyen bir göstergeye dönüşmüştür. Kuşkusuz özal yönetiminin temel sorunu da yalnız işçi değildir; "ortadirek'"bütünüyleyitirilmiştir; yeniden kazanılması için gerekli güvert duyguları da uçup gitmiştir. tşçiyle sürtüşme de her geçen gün, bu sürecin hızlanmasına katkıdan başka bir işe yaramıyor. * • # OLAYLAREV Ttirkİşle sabaha dek pazarlık (Baştarafı 1. Sayfada) ni yaklaşımının olmadıDevlet Bakanı Cemil Çiçek de, ARDINDAKI Türklş'in komisyonunnn prensip ğınıbiröğrenmek üzereolupkez daha dunku görüşme öncesi Cumhuribir GERCEK Devlet Bakanı Cemil Çiçek ile görüşmeyi önerdiler. Bunun üzerine Çiçek'ten saat 16.00'ya randevu alındı. Bu toplantıda bir kez daha hükümet, yüzde 120'lik teklifi üzerinde ısrar etmesi halinde, toplu grevlerin aşama aşama gündeme getirilmesi kararlaştırıldı. Türktş eşgüdum komisyonunun aldığı karara göre, 25 mayıs ile 6 haziran tarihleri arasında 219 bin 707 işçi, hükümetle bir anlaşma sağlanamadığı takdirde greve çıkacak. Greve çıkılacak olan işyerlerinin ve işçi sayılarının dökumü şöyle: 25 Mayıs: Petrollş, Sümerbank (980), MKE (1038), 29 Mayıs: TürkMetal, Zirai Donatım Kurumu (1230), MKE (15 bin), Etibank (6152), Şekerlş, Şeker Fabrikalan (37 bin 500). 6 Haziran: Yolİş, Karayollan (34 bin 646), Köy Hizmetleri (72 bin), Bayındırhk ve Iskân (8671), DHL (2000). Tekgıdaİş, ÇayKur (38 bin 500). yet muhabirinin sorularını yanıtlarken, yuzde 120 ucret zammı üzerinde ısrarlı olduklarım bildirdi. Türklş'in yüzde 120'yi kabul etmeyeceği anımsatıldığında Çiçek şunları söyledi: Demirel: İşçi hakkını istiyor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, önümüzdeki günJerde ülkenin grevlere ve işçi hareketlerine sürüklenmesi halinde vebal ve sorumluluğun hükümete ait olacağını söyledi. İşçilere verilecek haklar konusunda Başbakanın önceki günkü beyanını, "esef verid" olarak niteleyen Demirel, Dünya Bankası Başkanı'nı ima ederek, "Bugün Türkiye'ye iri kıyım misafirler geldikten sonra gariptir, beyaoJan değişti. Ülkeyi idare ediyoruz diyenlerin ipin ucunu kaçırması korkumuzdu, kuşkumuzdn. Umanm bizimki şupheden ibaret kaJsın" dedi. TV'de korktuklannın kendi sözleri değil, halk olduğunu belirterek, "Halk bunlara küfredecektir. Bunlara nasıl küfrettigini de bana söyletmeyin" dedi ve TRT'yi yönetenlerin devlet memuru gibi davranmalan gerektiğini kaydetti. Demirel, sandık çağnsını da yineledi. Demirel, dün sabah partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın başlarında Bursa gezi izlenimlerini anlatırken, AnkaraBilecik arasında ovaların iyi görünmediğini, kuraklığın son yağmurlarla aşılamadığjnı söyledi. Bugüne kadar DemirÇelik Tesisleri'nde hiç grev olmadığına dikkat çeken DYP lideri, demirçelik işçisinin 198O'de aylık kazana ile bir ton demir alabilirken, bugün 250 kilo alabildiğini bildirdi. Demirel, şöyle devam etti: DYP Genel Başkanı Demirel, "İşçiye grev yapın diyen var mı? Biz oflkrinadamı değfliz. lsci rum orta yerde." de değil ki, bugüne kadar demirÜlkeyi yönetenlerin halk nazaçelikte hiç grev olmamış. İşçiye nnda tUkendilderini, halkın seçim hakkını verin diyoruz. tşçi de hak sandığı istediğini belirten Demirel, kını istiyor. İşçi ocaklannı, tesis 21.75'in üzerine oturulmasından lerini kornyor. Benim işçim ek halkın rahatsız olduğu görüşünü mek yediği yere saygılıdır, ama yineledi. karşısında duvar gibi bir iktidar var. Toplusözkşme görnşınelerinde devlet tarafsız kalmalıydı. Tü Grup bildirisi miiyle tarafür. İşcinin bu duruma DYP grubundan sonra yayuncelmesi izlenen siyaset sonucudur. lanan bildiride TRT'nin tutumu İşçUer ülkeyi yönetenlerin medda şiddetle eleştirildi. TRT yünetim hı degildir. Meddahı olursa zulüm kadrolannın bir kez daha uyanlolur. Yalnız demirçelik degil, di dığı bildiride, işçi sorunlan ve kuger muzakereler de sonuca varma raklık konularında iki ayrı kurul dı. Başbakanın dünkii beyanı esef görevlendirildiği belirtildi. Grupvericidir. 'İşçilere haklannı ta grevde bulunan işçi ve işyerlevermeyin' diyor. Başbakan raüzarinin izlenilmesi, işçilerle ilgilenilkerenin bir tarafı degildir. Bu şartlarda nasıl sağlıklı sonuç çıka mesi için 3 kişilik bir grev izleme bilecektir? Cebim mektuplarla kurulu ile kuraklık bölgelerinde dolu, ıstırap mektuplan, işçiyi, incelemeler yapmak üzere 5 kişimemunı, köylüyü getirdiğiniz du lik bir kurul oluşturulmasına karar verildiği de bildiride yer aldı. "Bunlar. eloetle kabul etmeyecekkr. Daha evvelki donemlerde şöyle anlaşılmış: Şimdi bakandan ne alırsak alırız, ondan sonra bu tşi (ırmandırırız. Başbakan'ı araya ko>anz, beşon puan da oradan alınz. Bu usulii bo>le iktaz etmişler. bunda benim dahlim de yok. Benim görevim. bir >erde bu işteki makası mıimkun olduğu kadar kapatabilmeklir. Ondan sonrası çözüliir diye duşünü\orum." Çiçek, "Turklş, yüzde 120'de ısrar ederseniz, toplu grevlere gidecegini açıklıyor. Ne dersiniz?" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Greve gitme ikide bir lehdit olmaz ki. Greve giderlerse giderler, ne yapayım yani. Grev onlann yasal hakkıdır. " ANAP'tan bile isyan (Baştara/ı 1. Sayfada) rek duymayacaklardı" dedi. Orhan Ergüder, ANAP'ın dün toplanan Meclis grubunda gündem dışı söz alarak Başbakan Özal'ı ve ANAP yöneticilerini eleştirdi. Ergüder, ANAP'ta konuşmaması gereken kişilerin konuştuğunu, konuşması gerekenlerin ise sustuğunu belirterek gazetelerde yer alan yolsuzluk iddialanna karşın bakanların hiçbir tepki göstermediğinden yakındı. Ergüder şöyle konuştu: "Bakanlanmız susuyor, grup yoneticilerimiz susuyor, MKYK uyelerimiz susuyor, baskanlık di\anı susuyor. Her gün gazetelerde yolsuzluk iddialan manşetlere çıkıyor. Hiçbir bakan da çıkıp bunlann yalan olduğunu söyleyemiyor. Gazetecilere suç bulmayalım. Tabii ki yazacaklar. Sonra bu olaylar birikiyor, faturası da iktidara çıkıyor. 26 martta yediğimiz tokat da bunun sonucu". Ergüder, Trabzon il örgütünün fesih karanrun MKYK'da alınması gerektiğini belirterek böyle bir kararın telgrafla bildirilmesinin yanlış olduğunu savundu. ANAP içerisinde. "kutsal ittifak" diye bir grup oimadığını belirterek "Kutsal ittifak sözünden nefret ediyorum. Bizim içimizde böyle seyler yok. Kececiler'in başına bir şey gelse ben onun yanına koşmayacak mıyım? Benim başıma bir şey gelse o gelmeyecek mi?" diye konuştu. Ergüder, Özal'ın "İşçilere para vermeyin" şeklindeki sözlerini de eleştirerek "Akşam iki lokma yedim tam o sırada televizyondan Başbakan'ın 'işçilere para vermeyin' şekünde konuşmasını duydum. Bu nasıl şey? Politikacı ne söyleyeceğini bilmeli. tyi bir politikacı muhalefeün söylenmesini istedigi şeyleri soylememeli" dedi. Ergüder, Adnan Kahveci'nin "Ordudan hiç yolsuzluk iddiası çıkıyor mu?" şeklindeki sözlerini de eleştirerek "Bu da nereden çıktı. Durduk yerde orduyu niçin karşımıza alıyoruz" dedi. kıtlık ve yokluğun söz konusu oimadığını kaydetti. Kayalar küçük çiftçiye daha fazla kredi verilecek biçimde kredilerin düzenleneceğini, gübre ve yem sübvansiyonunun arttınlacağını, sütçüye olan tüm borçların 23 mayıstan itibaren tamamen ödeneceğini ve her ay sütçülükle uğraşan 150 bin aileye 2.5 milyar liraük sübvansiyon yapılacağını bildirdi. Kayalar, çiftçiyi memnun edecek bir taban fiyatının yann Adana'da yapacağı basın toplantısıyla açıklanacağım peşin ödemenin hassasiyetle takip edileceğini ve tanm kredilerinin arttırılması yönünde çalışmalar yapılacağını sözlerine ekledi. dürülen görüşmelerin uzamasımn yerel seçimlerle ortaya çıkan gerilimi azaltmayacağını belinti ve "Bu tür davranışlarla meydana gelecek bir sosyal gerilimin siyasi gerilimi azaltması beklenemez. Umuldugu gibi siyasi gerilimi gündemden çıkarmaz, tam aksine gerilimi daha fazla arttinr" dedi. İşçi ve işveren taraflarının Türkiye'de sosyal gerilimi daha da arttırmadan sorunu bir an önce çözmeleri gerektiğini vurgulayan Pehlivanlı sözlerini şöyle sürdürdü: "Gecikme, hak verilse bile makbul ve geçerli karşılanmaz. Uzayan muzakereler, sonucu belli olmayan bekleyiş en sonunda hak elde edilse bile taraflar arasında geçerli olmaktan çıkar. Ben şuna eminim ki kamu işçilerinin ucret arnşı sorunu eger ocak ayında çözülseydi, çözüimek istenseydi, işçiier belki yüzde 110'a bile gerek duymayacaklardı. Kamu işveren sendikalannın memur anlayışına sahip göruşmecileri ülke şartlannı iyi değerlendiremeyen bir tutum sergiliyorlar. Bunun faturası ise iktidanmıza çıkar. Haklı olarak çıkar. Gerek işçi hareketleri, gerekse öteki nedenlerie iç güvenlik politikalan ile oynanıp bir kazanç beklemenin bize hiçbir şey kazandıramayacagına inanıyorum. Bir örnek vereyim; geçen yıl maden işçilerine o anda diger sendikalara verilen ücret artışından daba fazlası verildi ve hiçbir sorun çıkmadan işçiişveren arasındaki banş sağjanmış oldu. Bence bu para işçiye değil, ülkenin güvenliğine verilmiş bir paradır. tç huzununuza verilmiş bir paradır ve elbetteki işçinin emeğinin karşılığıdır. Daha fazla vakit kaybetmeden işçinin enflasyondan kayıplannı önlemek lazıradır." Pehlivanlı, "600 bin işçi; ücret artışlan, hak arama nedenleriyle eylemlere girişirse ne olur?" sorusuna karşılık, "Ben hâlâ soranun işçiler ve ülke yaranna çözülebileceginden yana görüşümü koruyorum. Ümit ederim ki böyle bir sonuç çıkmaz. İki tarafın arasında olması gereken devlet ve hükümet de böyle şeylere müsaade etmeyecektir." Tbplu gece ııöbeti bugün Doktorların eylemi Toplu bo^anma 1500 karayolu işçisi ailelerini geçindiremedikleri gerekçesıyle boşanma dıiekçesi verdiler. Pehlivanlı ile görüşme Cumhuriyet muhabirinin toplusözleşme görüşmelerine ilişkin sorusunu yanıtlayan Pehlivanlı, kamu işverenleri sendikasının Başbakan Turgut özal'ın daha önce açıkladığı yüzde 120'den aşağı bir rakamla pazarlığa başlamasının görüşmenin tıkanmasında etken olduğunu söyledi. Pehlivanlı, kamu işçileriyle sür İşçîtıin boşanma eylemi İşSendika Servisi Türklş Ue hükümet arasında kamu işyerlerinde çalışan 500 bin dolayında işçiyi kapsayan ücret ve sosyal yardunlar konusundaki toplu pazarlık yoğunlaşırken yaygın grevlerin ucu göründü. Türklş'in grev takvimi doğrultusunda Petrollş SSK ilaçta, Madentş de Hekimhan ve Divriği maden ijletmelerinde bu sabah grev uygulamasım başlatacaklar. Toleyiş'in Turban'a bağlı 24 işyerindeki grevi cuma günü başlıyor. Öte yandan bazı kamu işyerlerinde işçi eylemleri dün de sürdü. Yollş Sendikası Diyarbakır Şubesi'ne üye 1500 işçi toplu sözleşme görüşmelerinde hükümetin ve işveren tarafının tutumunu protesto için boşanma davası açmak üzere topluca adliyeye gidip başvurulanm yaptılar. TÜBİTAK'ın Gebze'deki araştırma merkezinde çalışan Tez Kooplş üyesi 600 kişinin 20 gündür araIıksız sürdürdükleri protesto eylemleri dün işçiişveren ilişkilerini gerginleştirdi. Kamu işyerleri için sürdürülen toplusözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamazsa yaygın olarak gundeme gelecek olan grevlerin ilk adımı bu sabah atıhyor. lstanbul'da kurulu SSK İlaç Fabrikası'nda Petrollş üyesi 115 işçi, Türkiye Demir Çeük Işletmeleri'ne bağlı Hekimhan ve Divriği madenlerinde Türkiye MadenIş uyesi 2 bin işçi greve çıkıyor. Bunlan 19 mayıs cuma günü Toleyiş Sendikası'nuı Turban'a bağlı 24 tesiste 2 bin 100 işçiyle başlatacağı grev izleyecek. Anlaşma sağlanamaması halinde ise 25 mayısta çeşitli işkollannda 250 bine yakın işçi greve gidecek. TÜBİTAK'ın Gebze'deki araştırma merkezlerinde çalışan yaklaşık 600 kişinin işveren tarafının toplusözleşme görüşmelerindeki tutumunu ve kurumun göstermelik duruma getirilmesini protesto için aralıksız 20 gündür sürdürdükleri eylemler dün olaylı geçti. 200'ü üniversite ya da yüksek okul mezunu, 6O'ı da çeşitli akademik kariyere sahip olan TÜBİTAK çalışanlan dün sabah da servis araçlanndan erken inerek işyerine topluca yürüdüler. Edinilin bilgiye göre işyeri müdürü Profesör Dr. Hikmet Üçışık'ın makam odası önüne gelen TÜBfTAK çalışanlarının görüşme istekleri Üçışık tarafından "aayaretçim var" mazeretiyle geri çevrildi. Bunun üzerine TÜBİTAK ça72016 nolu ehliyetimi kaybettim. Geçersizdir. CE.HG/Z TUTUMOĞLU lışanları oturma eylemine başlayınca Üçışık'ın "can güvenliğim yok" diye telefonla yaptığı görüşme sonucunda Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube görevlileri işyerine geldiler. Siyasi şube görevlilerinin "Bizi ilgilendiren bir danım yok" diyerek geri dönmelerinden sonra resmi giysili polisler işyerine geldiler. Ancak polisler oturma eylemine müdahale etmediler. Bu gelişmelerin ardından Üçışık TÜBİTAK çalışanlarının temsilcileriyle görüşmeyi kabul etti. Üçışık işyerinde keyfı uygulamalar yapıldığı, yasa geregi ödenmesi gereken bazı tazminatların ödenmesinde ayncalıklı davranıldığı doğrultusundaki yakınmalara "Bunlar benim idari tasamıflanra" diyerek karşılık verince görüşmelerden sonuç alınamadı. TÜBİTAK çalişanlannın oturma eylemi saat 9.30'dan itibaren 1 saat sürdü. Tez Kooplş Sendikası üyesi olan TÜBİTAK çalışanlan sürdürülen toplusözleşme görüşraelerinde Kamulş'in kazamlmış haklan geri almaya çalışan bir tutum takındığını belirttiler. TÜBİTAK'ın 25. kuruluş yılını kutladığı bir dönemde "göstermelik bir kuruluşa" dönüştürüldüğünü, bilimsel çalışmaların önünün tıkandığım, objektif araştırmaların engellenmeye çalışıldığıru, partizanca atamalar ve siyasi kadrolaşmalar yüzünden kurumun tüm etkinligini yitirdiğini savundular. Ücret duşüklüğü nedeniyie nitelikli bir çok araştırmacı ve görevlinin iş yerinden ayrıldığını belirten TÜBİTAK çalışanları, "Bugüne kadar toplu yürnyüşler, geç işbaşı, yemek boykotu, bordroları topluca işverene postalama, toplu oturma eylemleriyle dile getirdiğimiz protestomuzu sorunlanrnız çözümlenene kadar sürdürecegiz" dediler. çiler dilekçelerinde, "Eşim ile aramızdaki evlilik, aile reisi olarak içinde bulunduğum ekonomik koşullann yol açtığı sonınlar karşısında çekilmez duruma gelmiştir. İşçi olarak çaiıştığım Karayollan 9. Bölge Müdurlügu'nde almış olduğum ucret ailemi geçindirmeye yetmemektedir. l crel artışı için yaptıgımız isteklere olumlu yanıt verilmemektedir. Almakta olduğum ucretle ailemin temel gereksinimlerini bile karşılayamamaktayıra. Bu durum davalı eşimle aramızda sürekli tartışmalara ve geçimsizliğe yol açmaktadır. Evlilik birliği çekilmez duruma gelmiştir. Almakta olduğum maasla medeni yasanın aile reisi sıfatını taşımaya hakkım olmadıgını göz önüne alarak boşanma talet'nde bulunuyorum" dediler. Diyarbakır Adliyesi Yazı İşleri Müdürü Abdurrahman Ağar, dava harcı ve tebligat için işçilerin 14'er bin lira para yatırmalan gerektiğini söyledi. Ekonomik yetmezlik yüzünden harcı yatıramayacaklarını belirten işçilerden Ağar, bu kez yoksulluk ilmuhaberi getirmelerini istedi. Bunun üzerine işçiler, dilekçelerini kayıt bürosuna bıraktılar. Adliye önünde sessizce bekleştikten sonra dağılan işçilere hitaben konuşan Yolİş Sendikası Diyarbakjr Şube Başkanı Musa Çelik, "Bu eylem biçimimiz basın mensuplanna ilginç gelebilir. Bu eylem vesilesiyle ortalama 150 bin lira ücret alan bir işçinin asgari dört nüfuslu ailesini nasıl geçindirecegini yetkililere bir kez daha soruvoruz" dedi. Ağaçİş Sendikası'nın, ORÜS işletmesi için aldığı grev uygulama bildirimini zamanında ulaştırmadığı gerekçesiyle PTrye yöneltilen eleştirilere verilen yanıtta, bildirimin geç ulaşmasında araya bayram tatilinin girmesi ve zarfın üstünde "özel ulak" etiketinin olmaması gerekçe gösterildi. Ağaçtş Sendikası Genel Başkanı Güral Erçakır ise ANKA'ya yaptığı açıklamada, PTTnin, Genel Müdür Emin Başer ile Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bayram'ın imzasını taşıyan bu yanıtıyla kendisini ele verdiğini ve "tertip içinde" olduğunu öne sürdü. Erçakır; "Şayet araya bayram tatiii girdiyse, bildirimimiz ORÜS'e bağlı yurdun diğer yerlerindeki işyerlerine ulaşıyor da nasıl olup da sadece Bolu'daki Genel Mudurlüge, Ankara içindeki Kamu İşveren Sendikası'na ve Bölge Çalışma Müdurluğü'ne uiasnuyor? Gre>leri önlemek için hükümet bizde de bu yola başvuruyor" dedi. Haber Merkezi Hekimlerin toplu protesto eylemleri bugün. Diğer sağlık çalışanlarıyla da birlikte hareket edilerek yapılacak eylemlerden bir sonuç alınamazsa, işçi kesiminde olduğu gibi "topla oturma", "toplu vizite" gibi direnişlere de başvurulacak. flk eylem bugün toplu nöbetle başbyor. Ayrıca eczacılar da ilaç fiyatlarındaki anışlar yüzünden "pahalı ilaç satmama kampanyası" başlatacaklarım açıkladılar. Ankara Tabip Odası, eczacılann eylemlerini desteklediklerini açıkladı. Ankara Tabip Odası ve diğer tabib odalarının kararı uyannca ilk eylem, bugün Ankara Numune Hastanesi'nde "toplu nöbet"le gerçekleştirilecek. Bu nöbetlere hekimler dışında, eczacılar, diş hekimleri, hemşireler ve diğer sağlık personeli katıiıyor. Numune Hastanesi'ndeki "toplu nöbef'e Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Nnsret Fişek, bazı doktor ve eczacı kökenli milletvekilleri de sembolik olarak destek verecekler. Ankara Tabip Odası Başkanı Sdim Ölçer bugünkü eylemi açıkladıktan sonra "Buniardan da bir sonoç almamamız halinde doktorlann beyaz gömlekleri ile bir parkta oturmalan yasak değil yg? Hep biriikte oturma eylemleri duzenleyeceğiz. Bu konuda toplumuo çeşitli kesimlerinde gelişen direniş hareketleri bize yol göstermiştir" dedi. Yann yine tüm hekimlere, hastalanna Dünya Sağlık Örgütü'nün "bilimsel anlamda yeterli snre ayınnalan" cağrısı yapılacak. Ankara Eczacı Odası Başkanı Akın Çubukçu, dünyanın hiçbir ülkesinde ilaç fiyatlarında Türkiye'deki gibi başıboşluk olmadığını öne sürdü. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor olasılık sınırını aşmıştı Baykal. fiyat beklememesini söylüyor. "Özal'ın 'gerilimi tırmandırmakVe de muhterem ve muhtetan' yarar umar hale geldiğini" şem başbakanımız, parlak yeni vurguluyor. Tüm olanaklarını yi ufuklardan söz edip dünkü noktiren Özal'ın, toplumsal huzur taya geliyor. Bir eliyle veriyor, suzluğa bel bağladığını açıklıyor. ama göstermelik. Öteki eliyle geDemirel de aynı yönde konuşu ri alıyor. yordu dün. Doğru mu, doğru! Demir çelik sektöründe bugüKamu işçisine geçmiş yıllar ne değin hiç grev olmamış. Buhakkını verecek görüşmeler bas gün yaşanıyor. 1980 öncesi bir ladığında, Özal'ın sözlerinden ton demiri bir işçi maaşıyla alaŞimdi; Özal, geneide barajı bal akıyordu. işçiyi öyle doyura biliyordu, bugün 250 kiloya düşyuzde 5'e indirmenin hazırtığı caktı ki, ağzını açamasın. Önceki müş alım gücü. içindeymiş. Zaten bir süredir ku gece "Sendikalann istedigi üc "Başının derdine düşmüş ikliste bu yolda kimi bilgiler yayılı retleri veremeyiz" deyip, asıl tidar. Kuraklıkla, işçi sorunlarıyyordu. Bu bilgiler dün dertendi .amacını yansıttı. Özel sektöre la uğraşacak haide değil". İşçitoplandı, kamuoyuna sunuldu. de, parmağını sallaya sallaya, nin ve köylünün, kentlerdeki dar Yüzde 5 baraj, küçük partile yüksek ücret vermemelerini söy geJirlinin karşısında "tam bir durin Meclis'e girmesine neden lemesi, işin fıraklı yanı. Muhale var". Dün muhalefet kulislerinolacak. Meclis aritmetiği bozula fet, tabii işçi kesimi bu yeni şo de TRT'yi vekâleten yöneten kicak, doğal sonuç koalisyon hü ku yaşıyordü. şinin de kulağı epey çınlatrkfı. kümetleri. Koalisyonlara sürekli Abdullah Baştürk, işçi konula "Yâre yaranmak için" izlenen şiddetle karşı çık, 26 Martta etekyayın politikasının genel müdürlerin suya deyince, dün reddet rında bilge bir sendikacı. Otur lük bekleyenlere hayrı dokunmatiğini benimse. Tam Özal kafa muş hesaplamış. 198068 yılla yacağı anımsatıldı. sı. Kısacası tut keli perçeminden nndaki resmen açıklanan enflasDemirel, grupta "Halk, lisanı anlamında siyaset anlayışı. Biz yon oranlarını dikkate almış. münasiple sözünü söyleyecek" ler, hemen her tür fikrin, siyasal 1980'de brüt 25.000 lira alan bir dedi. Neydi halkın uygun dili. görüşün yapılaşarak Mecliste işçinin 1988 yılı sonu itibariyle Sessizlik, ama soru dolu sessiztemsil edilmesini savunduğu brüt 816 bin liraya hak kazandı lik. DYP lideri "Nasıl mı söyleyemuzda, Türk siyasetini iki parti ğını saptamış. "Daha da önemli cek, küfredecek, küfredecek" ye oturtma şampiyonu aynı yanı var" diyordu. Geneide işçi dedi ve alkışlar yükseldi. Bir de Ozal'dı, bu da çarpıklığın cabası. ye 250 bin lira net zam yapıldı ektenti yaptı, "Nasıl küfredeceDün sabah Mecliste parti ğında, ancak 1980'in satın alma ğini söyletmeyin bana" grupları toplandı. Özal, "hali is gücüne kavuşacak işçi. Sekiz yılDeniz Baykal ise, geleceğe tirahatta" imiş, ANAP grubuna dır hakkı verilmeyen işçinin 14 kaygıyla bakarken, Özal'ın buteşrif etmedi. Milletvekilleri tabii trilyonunu hükümetler cebe koy günkü tutumunu özetliyordu: koridorda. SHP'li Kamer Genç, muş. Köylüsü, memuru da ekle"Benden sonra tufan... Kendijandarma dayağıyla işkence gö nirse tabloya, rakam 100 trilyo sinden sonra kargaşa anlayıre n genci getirmiş iktidar kulisi na çıkıyor. şı..." ne, açıyor gömleğini, sol omuBir bakıma, Özal dolaylı yol Baykal'la gruptan önce söyzundaki yaraları gösteriyordu. dan Türkiye'yi "ucuz işçi leştik. Cumhurbaşkanı seçiminANAP'lılar pür hiddet ve şiddet, cenneti" tutmakta kararh görü de SHP'nin ANAP'la anlaşacaKamer'in şov yaptığını söylüyor nüyor. Ama artık her kesime, ğı gündeme getiriliyor. "Hepsi lardı. Kamer Genç ise, "Kürsü Özal'ın olası bir seçim öncesi ül spekülasyon" dedi. Daha önce de işkence var deriz, dinlemez keye kargaşa tohumları ekmeye değinmiştik, muhalefet partHeribağınrsınız, canlı örneğini getir kararlı olduğu, giderse 1980 ön nin Çankaya seçimini boykot dim, belki içiniz stziar" diye kar cesinin geleceğini böylece kanıt edecekleri haberleri Özal'da teşılık veriyordu. "Şef" gelmeyin lamak istedigi yargısı yerleşiyor. laş yaratmış, sorup soruşturun ce ANAP'lılar dağınık, orada buTütün yetiştiricisi daha geçen diye buyruk vermişti yakınlarına. rada. Genç'in çabası, bu gerçe yılın 45 bin tön karşılığını alama "Ben ve arkadaşlarım" dedi ğin ortaya çıkmasına yaradı. mış. Pamuk üretimi bu yıl yüzde Baykal, "Bize soran her ANAP'Muhalefet, tabii ülke gunde 30 düşük. 1.6 milyon ton bekle lıya erken seçim yapılır, ekimde minde ilk sırada yer alan konu nirken, 1.1 milyon ton. Buğday de cumhurbaşkanını yeni Meclara veryansın etti. Etmesine et depoları yörelerde başaklar gü lis seçer. Aksi halde, biz yokuz." ti de, ne Konut duyar, ne de çev dük kalmış. Köylünün ne banka Özal, denemelere giriyor şimresi. İşçi ücretferi birinci sıraday borcu ertelenıyor, ne de tohum di. Bir yerinden tutar da muha dı. Sonra kuraklığın kırsal kesi luk parayı nereden bulacağına lefetle işbirliği sağlayarak cum' me indirdiği darbenin hesabı. çare aranıyor. Özal, kırsal alana hurbaşkanını yüzde 21 75'e daDeniz Baykal, düne kadar ücret bu yıl peşin ödeme yapılacağını yanan çoğunluğuyla seçtirebilir pazarlığında akla kimi olasılıklar ilan ederken, şimdi de köylünün mı diye. geldığinden söz ediyordu. Artık dünya fiyatlarının üstünde taban Hava alır, hava! sadece bir görüş. demokrasinin hemen her kuralını kabul edecektik, ama seçmen tercihi koalisyon getirecek yönde çıkarsa, işte bu olmaz diyecektik. Neredeyse anayasaya koalisyon getirecek seçimlerin iptal edileceğini göşterir bir madde ekleyecekiik. İş buna kalmıştı. (Baştarafı 1. Sayfada) OksayAykut tartışması ANAP grubunda daha sonra eski Devlet Bakanı Kâzun Oksay'ın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykul hakkında verdiği soru önergesi gorüşüldü. tmren Aykut, bazı gazetelerde yer alan "Çalışma hayatı ile ilgili sıkıntılar Kâzım Oksay'dan kaynaklamyor" şeklindeki sözlerinin basında yanlış aksettirildiğini kaydetti. Aykut böyle bir demeç vermediğini belirterek bu tür yayınlardan üzüntü duyduğunu ifade etti. Daha sonra söz alan Kâzım Oksay ise 1980 yıhndan beri toplusözleşmelerle ilgilendiğini ifade ederek "1983'ten sonra benim dönemimde imzalanmamış tek bir toplusözleşme yoktur. Amaç üzüm yemekse yenilmiştir. Ama bağcıyı dövmekse bizim bunun yanında olmamız mümkün degildir" şeklinde konuştu. Boşanma eylemi Diyarbakır Cumhuriyet Bürosu'nun büdırdiği habere göre, Karayollan 9. Bölge Müdürhiğü'nde çalışan 1500 işçi, ekonomik nedenlerle ailelerini geçindiremediklerini belirterek boşanmak için mahkemeye başvurdular. Diyarbakır'da Inönu Caddesi'ndeki Yolİş şube binasında toplanan yaklaşık 1500 işçi dün 13.30 sıralarında ofıs semtindeki adliye binasma doğru beşerli gruplar halinde yürüyüşe başladılar. Geniş güvenlik önlemleri aitında sessizcc yuruyen ışçıler adliye önünde uzun kuyruk oluşturdular. 2. Asliye Hukuk Yargıçlığı'na boşanmak için başvuran iş Bakanın sözleri Sağlık Bakanı Halil Şıvgın. doktorların yasal sınırlar içinde haklannı arayabileceklarini, ancak sırun aşmalarına karşı olduklarım söyledi. Şıvgın, "Bu hareketin 1 Mayıs'tan sonra yapılması yanhş yonımlara yol açabilir, tavsiye etmiyoruz. Hiçbir arkadaşımız eylerae gitmesin. Herkes yasal sınırlar içinde hakkını kullanabilir. Biz de yasal hakkımızı kullanınz" dedi. Şıvgın, doktorların eylemi nedeniyie almacak önlemler hakkında bilgi vermedi. Kuraklık tartışması ANAP grubunda daha sonra 15 milletvekilinin kuraklıkla ilgili görüşme önergesi ele alındı. Söz alan milletvekilleri Mehmet Akdemir, ISevzat Durukan, Ayhan Uysal ve İsmail Üğdül, çiftçilerin korunması için yeni tedbirler aiınması gerektiğini söylediler. Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanı Lülfullah Kayalar ise yağış almayan yerlerde ürun azalması beklenebileceğini ancak büyuk bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle