Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 NÎSAN 1989 HABERLER CUMHURÎYET/13 DevSol Davası 'nda kişisel savunmalar: Ordudakî Kemalisder tasfiye edîl Cezaevlerindeki 25 gazeteciye telgraf Basın Konseyi tarafından cezaevlerindeki gazetecilere çekilen telgrafta, "Sizden durumunuz hakkmda bilgi istiyor, meydana gelebilecek değişme ve gelişmeleri bize sürekli olarak bildirmenizi, sizin için ne yapabileceğimiz konusundaki görüşlerinizi iletmenizi bekliyoruz" denildi. İstanbul Haber Servisi Ba 36 yıl arasında değiştiği saptandı. sın Konseyi yaptıkları bir araştır Yapılan araştırmada cezaevlerinma sonucu "Halen cezaevlerinde de bulunan gazetecilerin hepsinin 25 gazelecinin bulundugunu, hıııı sol yayın sorumluları oldukları, ların çekmek oldukları cezaların sağ yayınlarla ilgili hiçbir gazeteda 336 yıl arasında degiştigini" cinin cezaevindc olmadığı ortaya Basın Azgüriüğü İstanbul Barosu'nun 111. yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen "Basın özgürlüğü" panelini istanbul saptadıklarını açıkladı. Konscy çıktı. Basın Konseyi daha sonra cezaBarosu Başkanı Turgut Kazan (ortada) yönetti. Panele konuşmacı olarak (soldan sağa) Prof. Çetin uzek, yazar Oktay Ekşi ve gazetemiz yazarlarından ilhan cezaevlerinde bulunan gazctecilcrc bir tclgraf çckcrek, "Sizin için ne evlerinde bulunan gazetecilere Selçuk katıldılar. (Fotoğraf: Mehmet Demırkaya) yapabileceğimizi bize iletmenizi telgraf çekerek gelişme ve değişbekliyoruz" dedi. meler konusunda sürekli bilgi isBasın Konseyi Temsilciler Ku tedi. Telgrafta şöyle denildi: rulu'nun şubat ayı sonunda yapı"Geçen ay toplanan Basın lan toplantısında basın özgürlüğü Konseyi Temsilciler Kurulu'nda çeşitli yönleriyle tartışılırken de cezaevlerindeki gazeferilerin duğişik gerekçelerle cezaevlerinde rumlarıyla ilgilenilmesi temenni Çetin ö z e k : Anayasadaki bulunan basın mensuplarının dıı edilmiş, konsey başkanlıgı da hıı"özgürdür ama, ancak"la gerçekleri ögrenme hakkına demokrasi ve özgürlük rumlarıyla yakından ilgilenilerek nu benimsemişti. Bu üstlenınenin ağzımızdan düşmüyor, ama sahip değildir. 158 yıldır basın başlayan bölümler özgürlükle haklarında bilgi toplanması isten geregi olarak sizden durumunuz Bu önerinin başkanlık di hakkında bilgi istiyor, meydana bağdaşmayacak ortum yaratıyor.mişti. basın özgürlüğü 40 yıldır yok. özgürlüğü gerçekleşmedi. vanınca bcnimsenmesi Uzerine gelebilecek degişme ve gelişmeleistanbul Haber Servisi İstan tar. Türk halkı gerçekleri ögren nağına ulaşmak ve haber kayna için söyliiyorum" sözleriyle açık Konsey Genel Sekreteri Scyfettin ri bize sürekli olarak bildirmenibul Barosu'nun 111. yıldönümü me hakkına sahip degildir. Bunun ğını suklama hakkının sağlanma layan Selçuk, özgürlüğün ve de Turhan konuyla ilgili bir araştır zi, sizin için ne yapabileceğimiz nedeniyle düzenlenen haftanın sonucu olarak da basın özgürlü sının gerektiğini vurguladı. Bu nıokrasinin adım adım, mevzi ma yaptı. Bu araştırma sonucu ce konusundaki görüşlerinizi iletmeson etkinliği dün gerçekleştirildi ğü 158 yıldır bu ülkede hiç gerçek çerçevede Türk basınının özgür mevzi kazanıldığını, basın özgür zaevlerinde 25 gazetecinin bulun nizi bekliyor, geçmis olsun diliyolüğünü değerlendiren özek, 1982 lüğünün de böyle kazanılacağıııı duğu, bunlann cczalarının da 3 ila ve Prof. Çetin Özek, yazar Oktay leşmemiştir." Ekşi ile yazarımız İlhan Selçuk, Prof. Çelin Özek ise konuşma Anayasası'ndaki "özgürdür ama, vurguladı. Oktay Ekşi'nin "Bası"Basın Ozgürlügü ve Tiirkiye" sına özgür basının ancak özgür ancak" deyimleriyle başlayan bö nımız 158 yıldır özgür olmamışkonusunda tartıştılar. anayasal sistemlerde olabileceği lümlerin özgürlükle bağdaşmaya tır" sözlerine katılan Selçuk şunPanelde ilk konuşmayı yapan ni vurgulayarak başladı. Türki cak ortamlar yarattığını söyledi. ları ekledi: Oklay Ekşi, Türk basınının 158 ye'de özgür anayasal ve siyasal "158 yıldır özgür olmamıştır. Uluslararast Basın Enstitüsü Direktörü Peter Galliner, Yazarımız İlhan Selçuk ise koyıllık tarihinde hiçbir zaman öz sistemin hiç olmadığını belirten Ama olmamışla olmamıs arasın son günlerdeki uyguiamalar nedeniyle tngiltere'yi basın nuşmasına bir anıyı aktararak gür olmadığını söyledi. Ekşi, bu özek, "Bu olmamıs kl, basın özda fark var. Abdülhamit döne özgürlüğü konusunda "Batı Avrupa'daki tek kara leke" savını "Bazen basının kendisini gürlüğü olsun" dedi. Basın özgür başladı. "Neredeyiz, nerede yası minde de basın özgürlügü olmaolarak niteledi. özgür sandıgı dönemler uldu" lüğünü, "Düşünce açıklama hak yoruz?" sorusunu soran Selçuk, mıştır ama Abdülhamit de ben depanelin yapıldığı Burhan Felek sözleriyle sürdürdü. Basın özgür ve özgUrlüklerinin basın aracılıHELSİNKİ (AP) Uluslara rekçesiyle toplatılması, Spycatcher mokratım dcmemişlir. Kırk yıldır lüğünün başbakam ve hUkümeti ğıyla kullanüması" olarak tanım Konferans Salonu'nda bulunul ağzımızdan demokrasi ve özgür rası Basın Enstitüsü (1PI) Direk adlı kitabın yasaklanması ve duğunu belirterek anısını anlattı. eleştirebilme, sansürün olmama layan özek, bu tanımın geçerli ollük düşmüyor, basın özgürlüğü törü Peter Galliner, tngiltere'yi BBC'nin yayınlanna bazı kısıtlası, dağıtımın tckcllcşmcmcsi ola maması durumunda ortaya "izin Televizyondan 12 Eylül'ün ilk dö 40 yıldır yok." Selçuk, basın "Batı Avrupa'da basın özgürlügü malar getirilmesi gibi örneklere rak sınırlandınlmaması gerektiği verilen ve verilmeyen düşünce" neminde Kenan Evren'in Gazete özgürlüğü konusundaki özlemini konusundaki tek kara leke" ola dcğinen Peter Galliner, "İngillere, ni belirten Ekşi konuya ilişkin go kavramımn çıktığım anlattı. Ba ciler Cemiyeti'ni ziyaretini izledi şöyle açıkladı: rak niteledi. Peter Galliner, Fin basın ve düşünce özgürlükleri açırüşlerini şöyle açıkladı: landiya'nın beşkenti Hclsinki'de sından önde gelen ülkelerden biri sın özgürlüğünün koşullarına de ğini, ziyaretin de aynı salonda ol"Yazı yazan, konuşan adam yaptığı açıklamada, Ingiltere'dc olmasına karşın, günümuzde bu "Basın özgürlügünün, düşüıı ğinen özek, bunun için genel an duğunu belirten Selçuk, "Seyhülce açıklama özgürlügünün bir lamda yönetsel düzenin demokra muharririn Burhan Kelek, gazele kahraman oluyor. Öyle bir basın basına yönelik yasal girişimlerin özgurliıklrrin tehlike altında olduyansıması olduğıı görüşüne kalı tik olmasımn, parasal sınırlama cileri, arkadaşlarını hapse atan, istiyonız ki kanramanlar yetisme arttığına dikkat çekerek, bu koıuı gu bir ülke görünümundcdir" dilıyorum. Ancak halkın gerçekle lar getirilmemesinin, tekelleşme ilk önce basın özgürlüğünü orta sin, Don Kişotlar yetişmesin. Ya yu görüşmek üzere 21 nisanda ye konuştu. ri ögrenme hakkının bulunması nin engellenmesinin, ilan verenle dan kaldıran cuntanın basının eli zarlar ve gazeteciler arasında kah Londra'da bir toplantı yapılması Doğu Avrupa Ulkelerindeki bagerekir. Yönetime ilişkin hıilıın rin etkinliğinin gidcrilmesinin, ça ni öpüyordu" diye konuştu. Anı ramanların bulunduğu yerde ba çağrısında bulundu. sın özgürltlğüne de değinen Peter bilgiler halka verilmelidir. Halkın lışanların çalışma özgürlüğünün sını anlatmasının gerekçesini ise sın özgürlügü yok demektir. AnGalliner, söz konusu ülkelerde bu gerçekleri ögrenme hakkı, diışiın sağlanmasının, yönetsel yetkinin "Onu teşhir etmek için söylemi cak şu anda daha çok kahramaObserver Gazetesi'nin, gizli alanda önemli değişimler yaşaııce açıklama özgürlügüne güç ka cn aza çekilmesinin, haberin kay yorum, kendimizi teşhir etmek na ihtiyacımız var." resmi bir raporu yayımladığı ge dığını da kaydetti. Hedef DergisVne soruşturma tstanbul Haber Servisi "Hedef" Dergisi Sorumlu Yazı tşleri Müdürü Mehmet Toruş hakkmda derginin son saymnda "Kürtçülük propagandası" yapmaktan soruşturma açıldı. Daha önce hakkmda toplatma kararı bulunan 'Hedef" Dergisi'nin son sayısınm da zor ahmına karar verildi. istanbul Haber Servisi İstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde 7 aydır görülmekte olan Devrimci Sol davasında, geçen hafta okunması tamamlanan ortak savunmadan sonra dün kişisel savunmalara başlandı. Dev rimci Sol davasının 1 numaralı sanığı Dursun Karataş, mahkeme başkanlığına ortak bir dilekçe vereceklcrini ve bu dilekçeyi okumak istediklerini söyleyince mahkeme başkanı ortak savunmanın yapıldığını belirterek tekrar ortak dilekçe verilmesine karşı çıktı. Mahkeme başkanı ile bir süre tartışan Dursun Karataş, savunmanın devam ettiğini, bu haklarının engellenemeyeceğini söyleyerek "Bi/.ler daha önceleri de yargılandık, birçok duruşmaya girdik. 12 Mart döneminde de yargılandık, savunmanın nasıl yapılacağını biz de biliyoruz. Bu dilekçeyi okumak bizim hakkımız" dedi. Mahkeme başkanı, daha sonra dilekçenin okunmasına izin verdi. 180'inin ölüm cezasına çarptırılması istenen 67'si tutuklu 1243 sanıklı Devrimci Sol davasında Dursun Karataş, kürsüye gelerek 4 sayfadan oluşan dilekçesini okumaya başladı. Karataş mahkemeyi izlemeye gelenlere gözdağı verilmek istendiğini, buna örnek olarak da kapıda kimliklerin alınması ve geçen hafta duruşmaya tutuksuz olarak katılan 3 kişinin silah zoruyla polis arabalarına bindirilerek götürülmesini gösterdi. Kişisel savunmasmı yapmak için kürsüye gelen Mehmet Mustafa Dalkıran, 120 sayfaük savunmasını okumaya başladı. Dalkıran, 1950'den sonra ordıı içinde Kemalistlerin emekliye sevk edildiğini, çünkü Kemalistlerin antiemperyalist bir yapıları olduğunu belirten Dalkıran, ekonomi iflas edince siyasi yapının istikrarını koruyamadığım, bunun için darbelerin yapıldığını ileri sürdü. Bağımsız sosynlist adaya gözaltı 4 tlhan Selçuk: 40 yıldır Basın hiç özgür olmadı' Oktay Ekşi: Türk halkı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Yerel seçimlerde bağımsız 1 sosyalist belediye başkan adayı olan Refik Karakoç'un, Umut adlı Kitabevi'ne dün 14.00'te gelen siyasi polis tarafından gözaltma aldı. Üç saat sorgulanan Refık Karakoç daha sonra salıverildi. IPrdan Ingiltere'ye tepki İstanbul Haber Servisi tstanbul DGM'de görülen ve "silahlt çete oluşturmak, TKPB/SGB örgütü üyesi olmaktan" 20 kişinin yargılandığı davaya dün devam edildi. Davanın dünkü bölümünde DGM Savcısı Günay Kumru da mütalaasmı okudu. Savcı, 14 sanık hakkmda TCY'nin 141, 536. maddelerine muhalefetten işlem yapılmasını isterken, 6 santk hakkında da beraat kararı verilmesini talep etti. TKPSGB davcrn DevSol operasyonu tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Siyasi polisin Karşıyaka, Bornova ve kent merkezinde başlattığı DevSol operasyonunun sürdüfcü belirtildi. Emniyet yetkilileri, şüpheli görülen kişilerin gözaltına alınarak sorgularının yapıldığını, olaylarla ilgileri olmayanlarm ise serbest bırakıldığını belirtti. HABERLERIN DEVAMI Atasoy'dan dört çıkış (Baştarafı 1. Sayfada) sını ve bu meclisin sistemi yenl başlan gözden geçirmesini" istedi. Atasoy'a yöneltilen sorularla yanıtları şöyle sıralanıyor: Temel sorun anayasanın güçlü iktidar arayışından mı kaynaklanıyor? ATASOY Evet. 1982 Anayasası'nda amaçlanan koalisyonlardan kaçma eğilimi bir hataydı. Buradaki hata, güçlu iktidarı sayı ile tanımlamaktı. Halbuki bir iktidara güçlü demek oydan geçer. Bir iktidar oyla güçlü olur. Bana göre sistemin özunü korumak lazım. Demokrasinin tam tanımına uygun olarak bu özü koruyamazsak, bu gibi sorunlarla karşılaşmamız kaçımlmazdır. Demokrasi tanımına göre çoğunluk azınlığı yönctecektir. Şekili olarak meseleye baktığımız zaman, 1946'dan bu yana en azından ortaya bir sandık konuyor, oy kullanılıyor ve çoğunluğun azınlığı yönetmesi geleneği yaşanıyor. Bizim durumumuzda, ANAP'ta elbette bir çoğunluk var. Ama TBMM'dcki sayısal çoğunluk bu. Ve oy tabanında, şimdi bu çoğunluk yok. TBMM son yerel seçimden sonra bunun baskısı altında. Bu baskıyı parlamenterler tek lek hissediyorlar mı? ATASOY Mutlaka hissediyorlar, parlamentoda bu baskı hissediliyor. En azından basın bu konunun üzerine gidiyor, karşıdaki siyasi partiler bunun üzerine gidiyorlar. Ama aynı kurallarla, aynı şartlarla oyuna iştirak ettiklerini unutarak bunu yapıyorlar. Ben bunu garipsiyorum. Bu tartışmada bence yanlış bir yol izleniyor. Bence demokrasi anlayışına hatta parlamenter sistem anlayışına göre birinci terslik şurada başlıyor: 1982 Anayasası'nın hazırlayıcılarının koalisyon ürkekliğinden kaynaklanan sorun, bugün aşılması güç bir problem olarak' karşımıza çıkıyor. Koalisyonlardan bu kadar ürkülüp çekinilmeseydi, koalisyonların bir yönetim biçimi olduğu kabul edilebilseydi, ANAP'ın yüzde 21 oyuyla kimse bu kadar ilgilenmezdi. Sıkıntı burada, yüzde 36 ile iktidar olmuşsunuz, güçlü bir'iktidarsınız, anayasanın arzuladığı manada güçlü bir iktidarsınız. Ama işte bu iktidarın eksikliği tabandan kaynaklanıyor. Tabandan güçlü destekten yoksun oluşundan kaynaklamyor. Bana göre bugün içinde bulunduğumuz problemin özü burada yatmaktadır. Sonuç olarak, 1982 Anayasası'nda güçlü iktidar tanımı, parlamentodaki sandalye sayısına dayandırıldığı için pratikte oturmamıştır. Geçmişteki koalisyon kavgalarına getirilen çözüm, gerçekte bir çözüm olmamıştır. Asıl olan bu anayasanın istediği iktidarın çıkartılamamasıdır. Bir genel seçimde, yerel seçimdeki oyların aynen korunduğunu kabul etsek bile, bir partinin tek başına iktidar olması sonucuna yine de memesi gibi nedenler bir genel seçimde ortadan kaldırılabilir. 4 milyon oydan 2 milyonu partilere gitmiş. Bunlann dönmeyeceğini kabul etseniz bile oy kullanmayandan 1 milyonunun bile geri döndüğünü kabul etseniz, oy oranımız gerilemez. Bu da şu saatten sonra yapılacak çalışmalara ve izlenecek politikalara bağlıdır. Aşılması gereken husus, hadiseyi rejim bunalımı haline getirmemektir. lzlenen bu yolla bunalım aşılabllir mi? ATASOY Bana göre Sayın özal riskli bir yola girmiştir. Aşırı derecede yük almakla, parlamenter sistemin geleneklerinin dışında bir yol izliyor. Riskli durumu biraz açar mısınız? ATASOY Kendisi açısından da parti açısından da bir riskten söz ediyorum. Şu anda hükümet tarafına bakalım. HükUmetten beklenen nedir sorusuna cevap arayalım. Nedir beklenen? Bizim bu seçimde ycnilgi sebebimizin ortadan kaldınlmasıdır. Ekonominin düzlüğe çıkarılmasıdır kısaca. Yükün tümünü kendisinin alması sorunu çözer mi, düşünmek gerekir. Tüm ekonomik kuruluşları, bankaları kendisine bağladı. örneğin bu kadar bankanın kendisine bağlanmasını düşünmek, bunu açıklamak çok zor. Bunları başarısız olamaz aıılamında söylemiyorum. Başarılı olursa sonuç olarak parti de kurtulur. Sayın Başbakan, sadece hükümetin başı değil, partinin de başı. Partideki zaaflar ne olacak sorusu geliyor. Ekonominin böyle tek elden yönetilmesl ekonomik sorunlara çözüm getlrebilir mi sizcc? ATASOY Daha en başında ben bakanlıkların birleştirilmesine karşıydım. Bu yanlıştan dönülmüş, bazı bakanlıklar yeniden ayrılmıştır. Bazı bakanlıkların içi boşaltılıp, yine yetkilerin büyük kısmı Başbakanlık'ta toplanmıştır. Aslında her bakanhğın kendi fonksiyonlarına uygun yetki ve güçlerinin olması lazım. Açık söylemek gerekirse, birtakım fonksiyonların bakanlıklarda olması gerekir. Bir bakanın bir KlT'i değiştirmckten, iki yönetim kurulu üyesi atamaktan başka hiçbir yetkisi olduğu kanaatinde değilim. ciddi bir kan kaybı var. Yakın siyasal gündemimizde bana göre cumhurbaşkanlığı seçimi lartışmaları var. Ona da yeni bir boyut getirdilcr, halk seçsin diyorlar. Halk seçerse, genel seçim de yapılsın diyor. Ama neticede aynı tablo çıkacak. Ben diyorum ki o zaman kurucu meclis seçilsin. Yani kurucu yetkiyle gelsinler, halkın yeni tcmsilcilcri yeni baştan otursunlar, sistemi yeni baştan gözden gcçirsinler. örneğin başkanlık sisteminin ne getirip ne götürdüğünü iyi tartışmak gerektiğine inanmıyorum. Bugün uyguladığımız sistem eğer parlamenter sistemse, cumhurbaşkanını millctvekillerinin seçmesinden daha doğal bir şey yok. Ama cumhurbaşkanını halk seçecekse bu bir başkanlık sisteminin ilk ve önemli bir adamı olacaktır. Bunlann tartışılması gerekir. Bir de şu var: Cumhurbaşkanını halk seçsin demek tek başına bir şey anlatmıyor. Yetcrli değil. Sistemin özü üzerinde fikir Urctmek lazım. Sorun, şu cumhurbaşkam olsun, ben olmayayım ya da ben olayım, o olmasııı değildir. ATASOY Şimdiki görüntü o. Sayın Başbakan bu kadar yükü yası için yaşamı zorlaştırabilecek üzerine aldığına göre, netice ola ya da kolaylaştırabilecek ekonorak bugünkü tablo içinde tek ba mik gücü ve dış politika secenekşına bu işin içinden çıkmış olacak. leri var. Bunlar da akıldan çıkaAslında kuvvetli bir parti bizde rılmamalı. Ama Batı da sıkı pa hiçbir zaman olmadı. Ama geç zarlıklardan çekinmemeli. Bu, mişteki tecrübelerimize baktığımız Ronald Reagan'ın gösterdiği gibi zaman iktidar partilerinin kilit ilişkiler zcdclcnmcden de başarınoktadaki adamlan hep güçlendi labilir. rilmiştir. Ama bizde başka şey ol Batı'nın poKtikası ne olmadu. Belki bircok insana daha faz hdır? la görev verebilme, nöbet değiştiZbigniev* Brzezinski'nin doğru rip daha çok kişiyi tatmin etme gi bir şekilde ortaya koyduğu gibi bi amaçları olabilir. Bu kabul de Batı'nın 'gelişmemelerinin ciddigörebilir. Ama netice olarak par yeti ve fırsalın büyüklügü' ile uğtilcrde süreklilik esastır. Tecrübe raşabilecek bir stratejiye gercksiesastır. Olaylara sağlıklı bakmak nimi var. Ancak Batı, Brzezinski'esastır, tabanla ilişkiler esastır. nin 'her türlü köklü yardım, (Sov Nasıl bir parti yönetimi ilc yetlere) reformlarla ekonomik ve risi için çare olabilir? siyasi çogulculukla karşılık ATASOY Bir kere kongrcle görmelidir' şeklindeki tavsiyesine rin müdahalesiz, normal şartlar uyarsa kendini eli kolu bağlı hale da yapılması sağlanmalı. Kongre getirir. delegelerinin istediği kişiye oy veTam tersine Batı, Sovyet rerip istediği kişiyi seçebilmesi esas formlarına Gorbaçov'u tır. 1. kongrede de, 2. kongrede de 'kurtardıgından' daha fazla hükyanlış olan ayrı liste çıkarılması medemez. Reformları, ancak kenna mani olmalanydı. Hepsi bu di çıkarları da masadayken, krepartinin milletvekilleriydi, hatta diler ve teknoloji vererek, ticari hepsini Sayın Turgut özal tek ba konularda kısıtlamaları yumuşaşına seçtiğine göre, neden 'Şu kıs tarak güçlendirebilir ve yüreklenmı yönetimde olsun bu kısmı direbilir. olmasın' diye düşünüldü. İçinde Uluslararası Stratejik Araştırbulunduğumuz sorunun daha faz \ malar Mcrkczi'ndcn Edward la demokratikleşme ile aşılabile Luttwak'a göre bu tür ekonomik ceğine inanıyorum ben. Önümüz açılmalar ve Sovyet tehdidini de zor ve zahmetli bir yol var. Za azaltmaktan umulan şey Batılı samanı geldiğinde demokratik ku nayileşmiş güçler arasındaki sorallara uyularak gerçekleştirilecek runlann çözümünde daha fazla bir kongreden çıkacak yönetim, serbestlik sağlamaktır. Lııttvvak, sorunların aşılmasında büyük öl Batılı liderleri, 'Kendi başına çüde yardımcı olabilir inancında ayakta durabilecek ve Moskova'y m . Büyük şehirlerdeki kongre ya direnme zorunlıılııguna dayanlere çok müdahale edilmemiştir. mayan yeni bir ekonomik işbirliBelki dc büyük şehirlerdeki bu ği sistemi oluşturmalıdır' derken günkü hazin sonucu hazırlayan doğruyu savunuyordu. faktörlerden biri de budur. SonuçHer zaman cn tehlikeli Doğulanacak seçim ycnilgimizin nedenBatı sorunu durumundaki Avruleri bellidir. Ama asıl olan parti pa'nın bölünmesi konusunda, heteşkilatmda yeniden yapılaşmanın nüz kimsenin iyi bir yanıtı var gişart olduğunu görmektir. Bu sebi görünmüyor. Dış İlişkiler Konçim bize üye kayıtlarının bile sağscyi'ndcn Michael Mandelbaum, lıklı olmadığını ortaya çıkarmışherkcsin önercbileceği türden bir tır. Genel merkezin tuttuğıı kayıtreçete sunuyor: Süpergüçlerin göların sağlıklı olmaması bir iktidar rüşmeleriyle Doğu Avrupa'daki parti için çok büyük bir zaaftır. devletler hükümran olmalı vc iki öyle garip durumlarla karşılaştık Almanya için özel düzenlemelcr ki ilçe başkanının parti üyesi olyapılmah. madığı ortaya çıktı. George Bush yönetimi, bu koYerel seçim sonuçları geçis döneminin kapanması anlamına ge nulara daha az ilgi gösterirken, Gorbaçov'un dünya çapındaki liyor mu? "manşetleri ele geçirme" çabalan ATASOY Parti kurucusu konusuna yöneliyor. Princeton olarak şunu söylerim: ANAP, 12 Üniversitesi'nden Richard UllEylül'den sonra kurulmuş bir par man, Gorbaçov'un sorunun kentidir, ama hiçbir zaman bir MDP disi değil, çözümün bir parçası oldeğildir. MDP ile ANAP'ı bu ba duğuna inanıyor. Taraflardan hiçbiri (uzayda) sikımdan kanştırmamak lazım. Bugün gclincn nokta ile bir dönemin lahsızlanma anlaşması önerisinde kapandığını söylemek çok kolay bulunmadı, /aten Bush da böyle değil. 12 Eylül'ün, 6 Kasıtn'dan bir öneriye karşı çıkmakta haklı sonra siyasi iktidar üzerinde beliı li olurdu. Ancak Bush, Moskovy'bir müdahalesini ben görmedim. nın Avrupa'daki birliklerindc inAma topluın hayatını bir bütün dirime gitme ve güvenliğin ri'jkiyle olarak görüyorum. Dönemleri ke maliyetini düşürme yolunrtaki issin çizgilerle birbirindcn ayırmak, tekliliğinden yararlanmavsa yanlış yapmış olacaktır. şimdi çok güç. Bush yönetimindekv kişilerin, Bundan sonra ne olur? ATASOY Tablo bu şekildc kendilerinden daha sa.ğda olanları donmuş bile olsa bundan sonra ta/laca düşünüp Reagan'dan dayeni bir koalisyon döneıni başlar ha sert oldukların.ı kanıtlamaya ve erken seçim istekleri yine suıer. çahşmaları da, aynı şekilde talihŞunu söylemek istiyorum; eskiden sizlik olur. Bu, onların soğuk saçok çatışma vc tartışma olmasına vaşın ötesine gccebilme yolundarağmen, liderler yine de bir araya ki ccsaret vc hayal güçlcrini azalgclcbiliyorlardı. Şimdi bunu, bir tır. Başkan Bush ve Başkan Gorcksiklik olarak görüyorum. Türki baçov, enerjilcrini ve kaynaklarmı ye'de demokrasi devam edecekse, kısır çatışnıalardan insanoğlunıın bunu bir temel şart olarak görü karşısınduki orlak tehditlere karşı yorum. Parlamento çatısı altında çevirme konusunda yüzyılın en kendi ayaklanmızın üstündc dur önemli şansına sahip bulunuyorlar." mayı bilmemiz lazım." ve NATO ihtiyath W A S H I N G T O N (AA) SSCB lideri Mihail Gorbaçov'un dün yaptığı konuşma, ABD tarafından ihtiyath karşılandı. ABD Başkanı George Bush, gazetecilere yaplığı açıklamada, Gorbaçov'un SSCB'nin nükleer silahlar için uranyum ılretimini durduracağını açıklaması konusıında, "Karşılık veıilmcsi gerektigine inandığımız zaman, SSCB ile görüşmeye hazırız" dedi. ABD Dışişleri Bakanhğı da, SSCB liderinin uranyum Uretimini durduracağı açıklamasınt, "boş bir jest" olarak nitelendirdi. ABD Savunma Bakanhğı 'na bu açıklamaları "ilginç" olarak nitelendirdi. Adının açıklanmasını jstemeycn bir Pentagon yctkilisi, AFP'ye yaptığı açıklamada, Gorbaçov'un bu açıklamasının, "Bir iyi niyctlesti" olduğunu söyledi. Aynı yetkili, SSCB'nin, yinede 1987 aralık ayında varılan anlaşnıa uyarınca sökülen " I N F füzelerinden çıkanlan parçalan her zaman kullanabilecegini" ifade ctti. Kuzey Atlantik Asamblesi Sözcüsü Robin Stafford da, SSCB'nin nükleer silahlar da kullanılacak uranyumu ürf.tcn iki nükleer reaktörü kapa'Lmasının büyük bir etkisinin olacağını sanmadıklarını söyledi. Stafford, Gorbaçov'un, NATO'nun kısa menzilli nükleer silahlarını modernize edilmesi açıklamasına atıfta bulunarak, SSCB'nin de nükleer kuvvetlerini modernize ettiğini bildirdi. NATO liderleriyle ABD Başkanı George Bush'un, 2930 mayısta Brüksel'deki NATO merkezinde yapacakları zirve toplantısında konuyu ele almaları bekleniyor. Dışişleri Bakanhğı sözcüsü Büyükelçi Inal Batu konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Türkiye nükleer silahsızlanma konusunda her türlü gelişmeyi desteklemektedir" şeklinde konuştu. Gorbaçovdan çağrı (Baştarafı I. Sayfada) dedi. Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Gorbaçov, iki günlük bir ziyaret için bulunduğu Londra'da Belediye Sarayı'nda alışılmadık ölçüde kısa süren 25 dakikalık konuşmasında, Ingiltere'nin INF (orta menzilli nükleer füzeler) Antlaşması'nın gerçekleşmesine yardımcı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: "Biz kendi silahlarımm modernleştirmiyoruz. /orlanmadıgımız lakdirde bunu yapmayacagız. Bu konuda sagduyunun galebe çalacagına inanıyorum. Nükleer cay.dırıcılık doktrini yerine, nükleer silah yapımını caydırmak daha öneınlidir. Bu silahlann üretimi ve modernleşlirilmesine son verilmelidir. Mevcutlar yok rdilmeli ve bunlann uretimleri de durdıırulmalıdır." güvenli bir dünya kurmanın mümkün olduğunu" belirterek, bu konuda sadece yeriıuJe denetim gibi teknik konuların değil, karşıhkh güvenin de gereKli olduğunu vurguladı. Gorbaçov, ı.987'de kapattıkları nükleer silfıh yapımında kullanılan plutonyum üreten reaktöre ek olarak "Fju yıl ve gelecek yıl iki reaktör datıa kapalacagız. Üstelik yenilerini n yapımına da izin vermiyor uz" diye konuştu. Sovyet Devlet Fiaşkanı ayrıca, "Kimyasal silahlaM yok edecek bir tesisin yapımını tamamladık. Yakında temsilcik^rinizi çagınp bu tesisi gezmeleri'ül saglayacağız" dedi. Gorbaçov bu tür silahlann dünya yüzünd'en tamamıyla silinmcsi amacıy',ıı uluslararası bir konferans loplaıımasını istediklerini ve askeri birçok tesis ve olanağın bundan böyle sivil amaçlara ayrılacağını Gorbaçov, "nükleer silahsız, söyledi. Sovyet lideri, Sovyet savunma bütçesinin gelecek yıldan itibaren, yeni oluşturulacak Halk Temsilcileri Meclisi tarafından açıklanmaya başlanacağım da eklcdi. Sovyet askeri gücü hakkında sayılarla bilgi verdi. Tüm silahlı kuvvetlerin halen 4.258.000 kişiden oluştuğunu söyleyen Gorbaçov, bu sayının "tek yanlı" olarak 1990 sonunda 3.760.000'e ineceğini söyledi. Gorbaçov'un tahmin edilenden 10 dukika kısa süren konuşmasına kısa bir cevap veren Başbakan Thatcher, "Çok kayda deger ve ilginç göriişlerinizi aynntılanyla ele alacagız" dedikten sonra, Gorbaçov'u övdü ve "Büyük bir ülkenin lideri olarak Inglltere'de çok saygı görüyor ve takdir ediliyorsunuz; şahsınızda, ülkesinin bütün gelecegini degiştirecek biçimde ve insanlarda nadir olarak bulunan uzak görüş, cesaret ve güçlü kl»ilige tanık oluyoruz" dedi. Zamansız girişim Cumhurbaşkanı seçimi sorununa bir kez daha bakmak gerekli diyorsunuz? ATASOY Evet bu öncelikle siyasal partilerin liderlerine düşen bir görev bu, bence. Türgut Bey seçim öncesindeki anayasa değişikliği sorununu ortaya koydu. Ne dereceye kadar yararlı oldu bilemiyorum. Bence zamansız bir girişimdi. Belki bu belirli cevrelerde cndişe yaratlı. Bunun dışındu söylemek istediğim şu: Cumhurbaşkanını halk seçsin derken, niçin halk seçsinini bütün açıklığı ile ortaya koymak lazım. Eğer kuvvetli bir cumhurbaşkanı isteniyorsa bir diyeceğim yok. Ama bunun için anayasada tadiller gerekir. Yerel seçimlerden sonra ANAP'ın karsılastıgı sorunun çözüm yerl bir olağanüstü kongre olabilir mi sizce? ATASOY Bunları konuşabilmek için çok erken. Çünkü seçimden çok, ister istemez oraya yöneldi. Tabaıı da bu değişikliği bekliyordu. Ve bu değişiklik bana göre çok gecikıniştir. Bizim hükümetten ayrılıp partiye geçtiğimiz dönemde, büyük çaplı bir değişiklik yapılacak imajı halka verilmişti. Bu gecikme Sayın Başbakam halkın gözünde biraz kararsız duruma düşürdü. O tarihlerde bu kadar kapsamlı bir hükümet değişikliği yapılabilseydi taban açısından da parlamento açısından da yerel seçim öncesi büyük bir heyecan yaratabilirdi. Hükümet değişikligini nasıl görüyorsunuz? ATASOY Gecikmiş olmasına rağmen gerek kamuoyunda, gcrekse grup içinde olumlu etki yaratmıştır. Parti üsl yönetimindeki degişiklikler? ATASOY Grup scçimlcri yeni yapıldı. Partinin yönetiminde de Meclis grubunda da revizyon çahşmaları yapıldı. Bu nedcnle kongre gibi bir düşünce henüz dile gclmiyor. Olağanüstü kongre sorunu, şartlara göre gündeme gelebilir. ANAP giderek bir tek adam partisi gürünümü mü veriyor? NÜKLEER SİLAHSIZLANMADA SON DURUM Hangi s;ilah,hangitarafta ne kadar? • Stratejik n ü k l r e r silahlar (ya da kıtalararası nükleer silahlar), Varadan karaya (1CBM). derüzden karaya (SLFiM) veya havadan karaya (LRB) atılan füze, b c m b a ya da bunları taşıyan uçaklardan oluşu>^orlar. Bu silahlara "stratejik" sıfatının uygur, görülmesi, onların menzillerinin uzunluğun dan kaynaklamyor. Söz konusu nükleer silah'iar, atıcılar ve başlıklar olmak üzere iki ayn böl.ümde hesaplamyorlar. "Atom Kulübü" adı verilen ve nükleer silahlara sahip olduklarını açtkça duyurmuş olan Ulkeler, ABD ve Sovyetler 'Hirliği'nin dışında, tngiltere, Fransa ve Çin H'ilk Curnhuriyeti'nden oluşuyorlar. Ancak, "•stmtejik" kategorisinin içine giren silahlar yalnız iki süper devletin muıkiyetinde bulunuyor. Bunlann dağıhmı şöyle: *BD Sovytlef IBC8M: 1000 640 393 2033 2258 5632 5716 13606 T39Ö 948 165 2503 6326 3666 640 10634 • Fransa, tngiltere ve Çin Halk Cumhuriyetinin nükleer silah dağıhmı ise asağıdaki gibi: Atıcı Fransa: inglltera: 277 418 395 ÇinHX.: 475 482 395 Silahsızlanma süreci « SALT1 görüşme ve anlaf malan: 1972 yüında ABD Başkaıu Nixon ve Sovyet lideri Brejnev'in imzaladıkları bu aıılaşmayla, atmosferde uükleer silah dcnenıeleri yasaklandı ve "füzesavar atom f üzelerinin" her iKi taraf için sayısı 100 ile sınırlandı. • 18 Haziran 1979'da Viyana'nda imzalanan SALT 2 anlaşni'isıyla, iki süper devletin sahip olabilecekleri stratejik füze atıcılarının sayısı 2250 adet ile sınırl andı. Uzun müddct ABD Kongresi'nin onayından gcçmcyen bu anlaşma, ancak geçen yıl VVashington Assamblesi'nde onaylandı. • STAFtT görusmeleri: Kıtalararası stratejik nükleer silahları ve uzay silahlannı kapsayan bu görüşnif.ler, halen Cenevre'de Sovyetler Birliği ile ABD arasında sürdürülüyor. Müzakerelerin hedcfı, slratejik silahlarda yüzde elli oranında bir indirim gerçekleştirmek. • INF anlaşması 8 Aralık 1987 tarihinde Washington'da imzalandı. ABD ve Sovyetler Birliği bu anlaşma ile atış kapasitesi 5005000 km arasında değişen orta menzilli füzelerin (Batı tarafında Pershing 2 ve Cruise'ler, Doğu tarafında SS20, SS4 SS12 ve SS23.'ler) Avrupa'dan sökülmesi kararlaştırıldı. "Taıihl" olarak nitelenen bu anlaşma, Sovyetler Birliği ile ABD arasındaki "yenl detant" döneminin en temel göstergesi oldu. Kurucu meclis seçilsin Parti içinde birtakım aykırı sesler çıkmaya başladı. Hükümetin yeni yapısı eleştiriliyor. Yerel seçim sonuçlanm sagdaki siyasi rakibiniz DYP ayrı yorumluyor. Bu etkenlerden harekel ederek, ufukta yeni bir siyasal oluşum var mı diye sormak isliyorum. ATASOY Şimdi tabii bu sorunuzu yeni bir parti, partileşme dışında anlarsak, yeni bir siyasi gelişme ne olacağa cevap vermek durumundayım. Ortada bir cenaze var ve bu cenaze kalkacak. Biraz önce de söyledim, seçim sistemindcn kaynaklanan bir sorun var karşımızda. Iktidarda bir koalisyon hUkümeti olsaydı, nispi temsile göre seçim sonuçları yansıyıp da bir koalisyon hükümeti işbaşında olsaydı, hiçbir şey değişmezdi. Koalisyon kanatlarından biri güçlenmiş olurdu. Ortakları koalisyonu gözden geçirirlerdi. Şimdi ortada mutlak bir çoğunluk var, ama çoğunluk partisinde de SLBM: LRBj ' TOPLAM: ulaşılamamasıdır. Yerel seçim sonuçlarını bir genel seçime monte ettiğimiz zaman anayasanın istediği güçlü iktidarın çıkmayacağı gerçeğinin görülmesi gerekiyor. Abş mesafesi 5005000 km arasında değişen orta menzilli nükleer fuzeler (INF), 1987 yılında ABD ve Sovyetler Birliği'nin imzaladığı anlaşma ile kaldırıldılar. Hemen bir erken seçimde ANAP'ın oylarında düsme olur mu, olmaz mı? ATASOY Ben bunu kabul edcmiyorum. Bir kısım seçmenimizin ANAP'a bir ders verme amacıyla küçük partilere kayması, bir kısmının sandık başına git • Atış ve patlama mesafesi 0500 km arasında değişen kıza menzilli nükleer silahlar (SNF) (veya taktik nükleer silahlar), mayın, top, bomba, uçak ve füzelcrden oluşuyorlar. Bu silahlann en önemlilerini oluşturan füzclerdcn, şu anda NATO'nun elinde 88 tane (Lance 1), Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı'nda ise 1.733 tane (860 Frog 7 A/B, 138 SS21 ve 735 Scud B/C) var. NATO, modernizasyon programıyla kendi füzelerini yenileştirmek (Lance 2, TASM) ve bunlann sayısını arttırmak istiyor.