Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 NİSAN 1989 * * * * HABERLERİN DEVAMI Dışişleri CÖNEYT ARCAYÜREK yaz.yor (Baştarafı 1. Sayfada) Eskı neşeyı gel de bul Özal'da. Ekonomik konularda hükümet sözcüsü Işın Çelebi'nin TV2'de her cümle başında "dinamik çajışmalardan" söz etmesi bile Özal'ı eskı keyfine kavuşturmuyor artık. 1987'lerde "Giderim ha" dedikten sonra, kocaman gazetelerde, kocaman "Bizi bırakma baba" başlıklarından bugün gerıye kalan, "run Turgut run"dı. Olaylarsanki Dr. Kimble'ın "Kaçak" adlı TV dizisıne dönmüştü: "Kaç Turgut Kaç." Ekonomide aldığın alacağın önlemlerle sıyasette varsaydığın hikmetlerin hıçbıri geçerli sayılmıyor. İyısi mi, yol kısa iken eylülde seçım, iktidardan "run Turgut run." Bay 21.75 Özal, 26 Mart'ın hemen ertesi hatayı kavradı. Enflasyonu aşağı çekeceğıni ulusa şırınga etmeye başladı. "Hükümetin dinamik çalışmaları" enflasyonu aşağı çekmeye yönelik mi değil mi sorusu, son gunlerde çeşitli çevrelerde yadsınan yanıtlarla karşılanıyor. edilen, ucu gösterilen önlemleri, "seçim ekonomisinin bir başka örneği" olarak niteliyor. Demırel'e soruyorsunuz, "Aşağı çekmek mi?.." diye enflasyon konusuna hayret içeren soruyla yanaşıyor; "Aldığı ve alacağı söylenen önlemler için para basacak para" diyor. Yanı enflasyon berdevam. Ekonomik göstergelerı izleyen SHP Grupbaşkanvekili Hıkmet Çetın ıse soruyu, "Önlemler, enflasyonu indırmeye yönelik de olsa düşmez" diye yanıtlıyor. Çetin'egöre, enflasyonun temel nedenleri ortada durdukça, hele devlet kaynaklarının denetimini bir hükümet elden kaçırmışsa, palyatif önlemlerle enflasyonun aşağıya inmesini olanaksız görüyor. "Siyasetten sonra ekonomideki gücünü de yitıren" Özal'a başarı şansı tanımıyor. Enflasyonu indirebihr mi yeni önlemler? Prof. Kumbaracıbaşı'nın yanıtı tek sözcük: Hayır! Işın Çelebı, genç bir adam, belki kendı dinamiğini hükümetle karıştırıyor. TV2'de dinamizmden söz ettiği sırada, ekonomi profesörleri Özal'ın büyük övüsü ihracatın da "teklemeye başladığinı" vurguluyorlar. Geçen yıîa oranla ihracatta düşme eğilıminin basladığına değinilıyor Vergı ladesının kalkmasını, kur artışının duşük olmasını ve bürokraside engellenn artmasını başlıca nedenler arasında sayıyorlar. Haldun Dormen, Ankara'da "Kaç Baba Kaç" pıyesinı oynuyor; ekonomik ve siyasal gelişmeler, "run Turgut run" diye haykırıyor; Özal başını iki elinin arasına almış, bir o yana bir bu yana bakmaktan bunalmış, çıkan manzaraya şaşkın. İnönü ile Demırel, 23 Nisan günü Meclis kürsüsünde "milli iradenın" parlamentoya yansıyış şekli ve milli iradenin gücünü dile getıriyorlar. 26 Mart'ı ağzına alan yok, ama önümüzdekı gerçeği, örneğin Demirel, "milletın eğilimi ile Meclisteki yapı arasında önemli bir farklılaşma meydana geldiğim" üzerine basa basa söyleyerek Özal'ın ulusal iradeyi nasıl hıçe aldığını gösteriyor. Yanında Kâmran İnan, bu sozler üzerine dönuyor Özal'a, elıyle bir ışaret; "görüyor musunuz?" der gıbı. Özal, gülmekle kızmak arası bir yüz ıfadesiyle dinliyor, sonra fırlıyor dışarı. ANAP yöneticılerine bir emır. Demırel'ın "Ulusal Egemenlık Bayramı" kutlanırken istismarcı sözlerinı "kınamalarını" istıyor Onlar da başüstüne sultanım deyup TV'den yansıyan veryansına geçıyorlar. Oysa "muhterem", kürsüde az önce ulusal egemenlık kutlamasını kendi propagandasına dönüştürecek bir konuşma yapmış. Kafası takılı 1980 öncesı plağım kendı çalmış kendi dinlemış. Bir de 1980 sonrasını sözde refahıyla, huzuruyla kendine mal ettikten sonra koltuğa kurulmuş. Egemenlığin kayıtsız şartsız millette olduğunu simgeleyen 23 Nisan'da muhalefet, yüzde 21.75'i hıçe sayan zihniyetı sergilemeyecek de ne yapacaktı? O anlamlı günü sade suya tirit konuşmalarla geçiştirecek miydı muhterem Başbakanımız? Özal karalayacak, muhalefet susacaktı, öyle mı? Ya da yüzde 21.75 ne demek? Aman muhterem, yüzde 15'e de düşsen. günü birlik tazelediğın lacılerinle, Semra Hanım purosuyla gitme başımızda kal mı diyecektı. Özal'da bu hiddet, şiddet ve bu surat neden ki?.. Ulusal egemenlığin seslendirileceğı platform, 23 Nisan günu Meclis kürsüsü değil de ya neresıydi? ANAP ıl başkanları toplantısında. "erken seçimi düşünmüyormuş, ama yine de hazır olun" demiş. Asıl sız hazır mısınız Turgut Bey erken seçime? Yureğınizle, cesaretinizle. Gidelım sandığa, söyledığıniz gıbı bakalım, 26 Mart Allah'ın uyarısı mı yoksa kulların emri mı, bir görelim. Çok aiametler belirdi, iyısi mı "run Turgut run!" Tatbihat kurumsal olaylara dayah ANKARA (AA) Dışışlerı Bakanlığı Sozcusü Huyukelçi Inal Batu, geçen şubat ayında yapılan NATO'nun WintexCimex '89 tatbikatının kuramsaJ olaylara dayah olduğunu belirterek, "Tamamıvla yontemsel bir mahivet arz eden bu latbikalla gunumüz olaylan arasında herhangi bir Uişki mevcut değildir" dedı. Buyükelçi Batu, soz konusu tatbikatta, olası bir Sovyet saldınsına karşı atılacak nukJeer bombalaıdan bırinin Turkıye'yı hedef aldığı yolundaki haberlere ilışkin bu konuda 23 martta yaptığı açıklamayı hatırlattı. Buyukelçi Batu, NATO'nun esnek mukabele stratejisı içinde nukleer sılahların da yer aldığını, tatbikatta bu çerçevede muttefiklerarası danışma surecinın denendiğıni belirtti. PENCERE CUMHURİYET/İ7 (Baştarafı 2. Sayfada) ramaz Ayrıca bir 'merkezpartısı", ancak ekonomik başarı üzerine oturtulabılir, Özal'ın ekonomidekı başarısızlığı çökuşe yol açmıştır. Şırndı çöken "bına'V yeniden yapmak çok güçtür. Ne ekonomi al baştan duzeltılebılır ne de ortalıkta "merkez partisı" tasarımını zor gücüyle destekleyecek bir askeri cunta var. Özal fırsatı kaçırmıştır. HESAPLAŞMA (Baftarafı 2. Sayfada) lanmaktadır Bunun hesabını sormak gerek. Oylarıyla yönetimi almış SHP beledıyecilennden bunu istemek en doğal hakkımızdır ANAP'lı beledıyecilerın Istanbul'a yaptıkları en büyük kötülük, tıtızlıkle oluşturulmuş planlarla değil, hemen hepsi birtakım küçük hesaplara dayandığı ileri sürülen yıkımlardır. Tarih ve kültür hoyratça yok edilmıştir. Kımi yerde Şehir Bandosu'nun eşliğinde yıkımlar yapılmıştır Neron özentisi davranışlarla ANAP'lı Beledıye Başkanı'nın Istanbul'u beş yıl süreyle nasıl talan ettiğini göstermeye bu bir tek örnek bile yeterlıdır. Trılyonluk borçlar kırıp sarıp günun bırınde odenebılır, ama yok edilen yıkılmış kültür ve tarıh gerı gelmez. istanbul son yarım yjzyılda üç kez talan edilmıştir. 1940'h yıllarda Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lütfi Kırdar, 1950'li yıllarda Başbakan Adnan Menderes, 1980Tı yıllarda Büyük Şehır Belediye Başkanı Bedrettın Dalan. İlk ikisinin sonu acıklıdır. Mender9s için bir süre kullanılmış olan İstanbul'un ikinci Fatih'ı yakıştırmasını kısa bir süre Dalan için de kullanmış şakşakçılar görüldü Umarım Dalan, ıkınci Fatih'likten vazgeçmıştir! ANAP dönemindekı tahripler sırasında en çok tartışılan semt Tarlabaşı'ydı Büyük yakınmalara, ağlayıp sızlamalara karşın acımasızca sürdürülen Tarlabaşı yıkımının Istanbul'a ne kazandıracağı sorusunu ANAP'çılar ve yandaşlan trafıkçıler, hatta yüksek mimar şehirciler TaksımSaraçhanebaşı arası otobüs yolculuğu beş dakikaya inecek dıye gülümsüyorlardı. Evet, TaksimSaraçhane arası otobüs yolculuğu beş değil, ama beş on dakikaya ındi Ya daha ötesi! Daha Aksaray'a yaklaşırken yol alış yavaşlıyor Lalelı de tıkanmalar başhyor Lalelı'den Sultanahmet'e tekerlekler adım adım ilerler oluyor; bu duruma, ilerliyor sözünü kullanabılırsek! Daha sonra! Geçenlerde bındiğim otobüs Sultanahmet'ten Sirkeci'ye tam kırk dakikada yol aldı sözü yakışık almıyor, ama daha başkasını bulamadım. Nedenını kestıremeyeceğım, ama Dalan'ın ozel danışman olarak kullandığı çok değerli yüksek mühendisler, mimarlar, uzmanlar bunu açıklarlarsa sevinirim, yazılı açıklarlarsa Hesaplaşma'da yayımlarım İstanbul beş yıl sureyle tarihının en korkunç Talan'ını yaşadı. Şehırcılik ışleri şehırbılim kurallarına göre değil, toprak vurguncularının ve kımi bürokratların doymazlığına uygun yönetildi. Bunu acımasızca yapanlar, yaptıklarına bakıp bakıp Tarlabaşı Avrupa'nın en güzel, en dümdüz bulvarı olacak diye gülümsüyorlardı. Işin acı yanı var! Görgusuzlük ve kültürsüzlük altında bu güzelım İstanbul beş yıl acı çektı ANAP'lı beledıyecilerın yaptıkları ortadaydı. Apaçıktı. Beş katlı yapılaşma iznı olan semtler Beledıyece satın alındıktan sonra, ımar planı değıştirıliveriyor ve yapılaşma iznı otuz kata yükseltilıyordu. Sonuç çok verimlıydi! Beş kat yapılaşma izınli taşınmazın değeri ulaşılmaz değer artışlarıyla tırmanıyordu. Gökdelen deyışıne uygun olarak. Sözgelışı 500 milyon 500 trilyon oluverıyordu! Ne var ki bu, yetmiyordu1 Şehır dışına saldırdılar. Bağlara ve bahçelere saldırdılar. Maslak'lara, Fatih Ormanı'yla iç kje kırlık bölgelere gökdelenler dikmeye giriştiler. Tarlabaşı, Perşembepazarı, Dolapdere vs .. Yetmez. İstanbuU un dağı taşı bıter mi? Kilyos ne duruyor! Şimdiden beş altı kat yükseldı! On katçık fena mı? Sonra Bulgar sınınna kadar uzanılır ve kat iznı yırmıye yükseltilir Boğaz'ı unutmayalım' Sarıyer'in en güzel sırtları ve yamaçları da var. Taşı toprağı altın İstanbul tükenır mi? BURHANARPAD Anayasa MahkemesPniıı Değeri sulması, yapılanlara katlanılması beklenemez. Yargının, hukuk ve yargı sorunlan ıçın tutukluğu, izleyicı kalması, >alnızca kımi baroların uğraş vermesi umut kıncı bir gorunumdur. Bunlar polıtika değildir, ozdur. Kaldı kı, adaletin adaletten başka politikası da olamaz. Anayasadan başlayarak yeterli duzenlemelerle her alandakı yargı denetimı daha etkın kılınmalı, halkın sesine kulak verilmehdir. Eskı Merkez Bankası genel müdürlerınden Cafer Tayyar (Baftarafi 1. Sayfada) Sadıklar, "Özal, enflasyonu ınTO'nun, Varşova Paktı'na bağlı dirmeye niyetlı değil" dıye tabirliklerin saldınsına karşı koya nımlıyor, alınacağından söz tnaması, NATO Başkomutanı General John R. Galvin'i atom silahlannın kullanılması erarinı vermeye zorluyor. Bu arada asıl emir Beyaz SaYurt Haberieri Servisi Son rı, "tam bir facia" olarak nitelenray'dan bekleniyor. Washington onayını venyor. Her biri 100 ki yılların en yağışsız kışını geçıren dirdi. Kuraklık buğday ithalini loton gücünde 17 atom bombası Turkiye'de kuraklık tehlikesi gundeme getirirken, etkilenen nın, Varşova Pakü ulkelerine atıl özellikle uretıa kesımıni tedirgin çiftçilerin Ziraat Bankası'na olan ması kararlaştmhyor. (Hiroşima' edıyor. En büyük uretici kurulu borçlannm erteleneceğı bildırildi. Turkiye' nin bugünden ıtibaren ya atılan atom bombasının gücu şu Turkiye Zıraat Odaları Bırliği 13 kiloton). Atom bombalannı (TZOB), Tarım Orman ve Köyiş batı bolgelerinden başlayarak yaönceden belırlenen hedeflere, av leri Bakanlığı, Devlet Su Işleri ğışlı hava kutlesınin etkisine girecı bombardıman uçaklan ile Cru (DSÎ) ve Ziraat Bankası yetkilile ceği bildırildi. Trakya, Marmara, ise ve Pershing1 füzeleri taşıyor. rini alınabilecek onlemler konu Iç Ege, Batı ve Orta Karadenız ile Bombalardan biri Sovyet toprak sunda ortak toplantıya çağırdı. lç Anadolu'nun kuzeybatı kesınıları üzerinde bırakıhyor. 3 atom Adana Çiftçiler Birliğı Başkanı, lennde bugünden ıtibaren yağış bombası Doğu Almanya'ya atılı kuraklığın tarımda yol açtığı zara gorulecek. yor. 12 bomba, plan gereği Macaristan, Çekoslovakya ve Polonya uzerine ıniyor. NATO'nun son atom bombası ise bu ıtlifakın üyesı Turkiye üzerine atılıyor. Plan (Bajtarafı Sporda) rinci haftaymda 30 yenılmişler. lkinci haftayımda Baba biletleda, bombanın Turkiye topraklan uzerine atılmasına gerekçe ola ri cebinden çıkarmış, "Bakın" demiş, "altı gol atacağız, tstanrak, Sovyetler'in Turkiye'yi işgal bul'a döneceğiz. Atamadınız, bu biletleri yırtarım, hepimiz yaya etme olasılığı gösteriliyor. giderir." Altı gol atarak Harbiye'yı yenmışler. Vecdi Çapa takımda sağ Tatbikat senaryosunun, Fedeaçıkmış. Bir dönemin kalecisi Ulvi Yenal'ı gördüm, seksenleri deral Almanya Dışişleri Bakanı virdiği halde çakı gibiydi. Oysa ne bedırelerden geçerek gelmişti. Hans Dietrich Genscher başta olBızim Halkevı Takımı ile Sovyetler'in Halk Takımı karşılasamak üzere Hıristiyan Demokrat cak. Baba Hakkı'nın da sınavları var Hukuk'ta. Başbakan Sapolitikacılar üzerinde şok etkisi raçoğlu diyor ki: "Biz senin sınavlannı geri aldınnz." Baba Hakkı yarattığmı kaydeden Der Spiegel takıma giriyor, arkadaşı Tereyağ Nuri ile birlikte Ankara'ya geDergisi, NATO stratejisı üzerinliyor. Oynuyorlar ve Halkevi takımı Sovyetler'in Halk Takımı'de yeni tartışmalann basladığını nı yeniyor. Sıra sınavlara gelıyor. Profesöre baş vuruyor. Ne erbıldirdi. teleme var, ne şu ne bu... Baba Hakkı, Saraçoğlu'na haber salıAvrupa'nın olası bir atom sayor. Aldığı yanıt: "Unuttum, bir yıl sonra sınavlara gırsın!" vaşında yok olma tehlikesi ile karBaba Hakkı'yı politikacılar bile atlatıyorlar, sadece futbolcuşı karşıya bulunduğunu yazan lar degil... Biraz saf, temiz bir yanı vardı. Kanmasa, katlanmasa dergi, "Almanya'nın imhası nu bunca yıla dayanılır mıydj? duşünülüyor?" diye sordu. Atonı şoku Buğday ithali gündeme geldi Kuraklığa önlem arayışı (Baftarafı 2. Sayfada) ya da istedikleri bir anayasayı getirmek için gerçekleri özellikle çarpıtarak Anayasa Mahkemesi'ni e^kısiz kılmayı, kaldırmayı sağlamak oyunları kimseyi kandıramaz. Demokrasi karşıtbğı ve gerçek amaç sözde yaklaşımlarla saklanamaz. Kendı yapacağı anayasayı bile hiçe sayacağı anlaşılan kimseleri durduracak Anayasa Mahkemesi de olmasa durumumuz ne olur? Düşuncesi bile ürpertır. Demokrasi yanlısı görunup demokrasiyi yıkmak denetim istememekle belirginleşir. Açıklanan nı>etlerle, saptanan eğilımlerle olsa olsa geriye donuş olur, baskı düzenı kurulur. Demokrasi baskılarla bağdaşamaz. Anayasa yargısı, rejimi ve ulusu çoğunluk baskılarına karşı koruyan, çağdaş kurumdur. Sonuç Anayasaya uygunluk denetimıyle görevlı Anayasa Mahkemesi, yalnız siyasal ıktidarların geçerİiğini sağlamamakta, dokunulmazlık konusunda milletvekillerinın, varlıkları yönunden de siyasal partılerin guvencesı olmaktadır. Hak ve özgürluklerini koruyarak ulusun güven kapısıdır. Ünıversıtelere özerklik yerine, uç devlet erki dışında özel yönetim biçimı onerilen bugünlerde, kıminın dediğı gibi ulkemiz ıçın yararsız on denetimi usa getirecek kadar çok yasa iptal etmemekte, hukuk ve anayasa neyi gerektinyorsa onu yapmaktadır. Kimınin dediği gibi yasaları kazaya uğratmamakta, yasalann anayasaya uygunluğunu sağlayarak devletın kazaya uğramasını onlemektedir. Kiminın dedıği gibi yasaları değıştırmemekte, şikâyete neden olmamakta, aykırı yasaları, iptal edilecek durumda gelışiguzel çıkarılmalarından şikâyet edilen yasaları geçersiz kıtmaktadır. Kiminın dediği gibi kendisine danışılamamakta, kımseye değil anayasaya bakmakta, devletle yasama organının bırbırine karıştırılmamasını göstererek devlete guvenılmesını sağlamaktadır. Kımılerının dediği gibi yasama organına mudahale etmiyor, görevini yapıyor. Asıl mudahale, Anayasa Mahkemesi'nin görev yapmasını engelleyıcı bu hukuk dışı yakıştırmalar, kuruntular ve böburlenmelerdir. İptal kararları "talıhsızlik" değil, hukuk devleti için yararlı bir hizmettir. Aykırı yasalann yurürlükte kalmasının, uygulanmasının önlenmesı "talih"tir, mutluluktur. Bunu kavrayıp benimsemek erdemli kışihk gerektirır Bılgı eksıkliğıne, hukuku ıçıne sindırmemeye, uygar ve demokrat oimamaya, yaranma amacına bağlı bu uluorta konuşmalar Anayasa Mahkemesi'nin ulusun yureğındeki ve kafasındaki yerini değiştiremez. Turk hukukuna katkısı, mutlu yarınların yollarını tuttuğu ışıktır. Bugiip Kuruluşundan bu yana geçen 27 yıllık sürede bınasından başka bir gereksinımi yeterli biçimde ele alınmamış Anayasa Mahkemesi, giderek sırurlanan yetkılerle çahşmaktadır. Batı'daki örneklerıne u>gun konuma getirilmesi zorunludur. Üye seçimınden yetkı ve görevleıine değın doyurucu bir duzeıılemeyle guçlendırilmesi ozlenmektedır. Butçesı için özel kural yoktur Maliye Bakanlığı olur vermezse bütçesını kullanamamaktadır. Personel için kadro, araçgereç için olur verilmemektedir. Çahşanlar ıçın cumhurbaşkanlığında, TBMM'de, Başbakanlıkta, DPT'de, YOK'te ve Sermaye Pıyasası Kurulu'yla kımi yerlerdeki uygulamalar kabul edilmemektedır. Uyelerine görevde iken tamnan kınıı basıt kolaylıklar kaldınlmış, protokoldekı yerleri 10 sıra genye almmış, şeref salonu kendilerıne kapatılmıştır. MiUetvekıllerıne ve bırçok burokrata, başr akanın emekliemeksız danışmanlanna tanınan haklar Anayasa Mahkemesi uyelerine tanınmamıştır. Açık yurekle söylemek gerekir, yalnız siyasal kişiler değil, kimi hukukçular ve hukuk kuruluşları da Anayasa Mahkemesi'nin yeriru, değenni bilmıyorlar. Lıderlerine hoş görunmek için yargı>a saldınyı beceri ve başarı sayan mılletvekillerı bulundukça daha neler görulecektir. Lojman, savcılık ve mahkeme donanımları, makam arabaları, taşıt araçlan, yazlık kuruluşlar, mahkeme bınaları, telsiz ve öbür gereçler önernlidir ama hukuk ve yargı bunlar detiKJir. Bunlar için ödun verilmesi ve su Baba Hakkı Aslmda, her Erkek Gömleği biraz da, kadınlann beğenmesi içindir. ' ÜJazı kadınlar, yeni bir gömlek seçmekten zevk duyarlar sevdikleri erkeğe... (Çoğu, müşterimizdir, Mağazalarımıza geldiklerinde, Erkek Bölümü'ne de uğrarlar.) Bazı kadınlar ise, gömleğin en iyisini kendi seçmeyi bilen erkekleri zevkli bulurlar. (Onlann da çoğuVakko müşterisi.) Bazı kadınlar için, bir de, bir yaz sabahı, sevdiği erkeğin bir gömleğini givTnektir zevk... Unutulmaz bir zevk. Vakko Yaz Gömlekleri Koleksiyonu gene olağanüstü zenginlikte: Göreceksiniz, üç zevke de uygun... VAKKO "Moda Vakko'dur"