25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLER 25 NİSAN 1989 Ttirk hükümeti işkencede 4 0 ölümti kabul etti Uluslararası Af Örgütü'nün "Nisan 1989 Türkiye İşkence ve Gözaltında Ölümler" başlıklı raporunda 1979 yılının aralık ayından 1988'in mart ayına kadar Türkiye'de 47 kişinin işkenceden öldüğünün kesinleştiğine yer verildi. Raporda "Türk otoriteler 40 kişinin işkence sonucu öldüğünü tanıdı. Yedi kişiyi de AI (Af Örgütü) belirledi" denildi. İstanbul Haber Servisi Uluslararası Af Örgütü'nün "Nisan 1989 Türkiyeİşkence ve Gözaltmda Ölümler" başlıklı raporunda, Türk hükümettnin 40 kişinin işkenceden öldüğünü kabul ettiği belirtildi. Raporda, Af Örgütünün de 7 kişinin işkenceden öldüğünü kesinlikle saptadığı vurgulanarak böylece 1979 yılının aralık ayından 1988'in mart ayına kadar Türkiye'de 47 kişinin işkenceden öldüğünün kesinleştiğine yer verildi. Raporda, işkencenin hâlâ ve sistematik ölarak uyguland;ğı görüşü savunuldu. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) tarafından hazırlanan en son raporda, hükümetin kabul ettiği işkenceden ölümler ve örgutün saptadığı olaylar şöyle anlatıldı: "Eylül 1980 nisan 1988 tarihleri arasında gözaltında işkence sonucu ölen 220 kişiden 154'ü hakkında Türk oloritelerinden bilgi sağlandı. Aralık 1979mart 1988 tarihleri arasındaki gözalünda ölümlerin yeni bir listesi hazırlandı. Tiirk otorileler 40 kişinin işkence sonucu öldüğünü tanıdı. Yedi kişiyi de AI belirledi. Böylece 47 kişinin ölüm nedeninin işkence olduğu kesin olarak belirlendi. Geriye kalan 172 kişinin ölüm nedenlerinin açıldığa kavuşması için oloritelere yeniden başvunıldu." Raporda, "işkenceden öldükleri otoriteler tarafından kabul edilen" kişilerin adlan şöyle sıralanıyor: 1 Eyüp Akkurt, Gaziantep 2 Aralık 1979. 2 Yaşar Gündoğdu, Ankara 18 Nisan 1980. 3 Mehmet Ali karasoy, Malatya İS Haziran 1980. 4 Faruk Tuna, İstanbul 8 Ağustos 1980. 5 Şadan Gazeteci, tzmir 26 Eylül 1980. 6 Zeynel Abidin Ceylan, Ankara 26 Eylül 1980. 7 Ömer Aktaş, Mardin 1 Ekim 198Q. 8 Hasan Asker Özroen, Ankara 5 Ekim 1980. 9 Ahmet Kırlangıç, tstanbul 12 Ekim 1980, 10 Ekrem Ekşi, İstanbul 13 Ekim 1980. 11 Behceı Dinlerer, Ankara 15 Ekim 1980. 12 Metin Aksoy, Erzurum 24 Ekim 1980, 13 İlhan Erdost, Ankara 7 Kasım 1980. 14 Cengiz Aksakal, Artvin 12 Kasım 1980. 15 Kenan Gürsoy, Diyarbakır 3 Aralık 1980. 16 Hasan Kılıç. Elazığ 30 Aralık 1980. 17Sinan Karaçah, Adana 11 Şubat 1981. 18 Yakkas Devamlı, Pazarcık 28 Nisan 1981, 19 Hasan Hüseyin Damar, İstanbul 2 Mayıs 1981. 20 Ensar Karahan, Artvin Haziran 1981. 21 All Sarıbal. Diyarbakır 13 Kasım 1981. 22Haydar Sönmez, Elazığ 6 Mart 1982. 23 Cennet Degirmenci, K. Maraş 22 mayıs 1982. 24 Talip Yılmaz, tstanbul 20 Aralık 1982. 25Enver Şahan, Gaziantep 13 Kasım 1983. 26 Şehmuz Begeç, Diyarbakır 6 Ocak 1984. 27 Bekir Traşlı, Antakya 6 Mart 1984. 28Hasan Hakkı Erdoğan, tstanbul 30 Eylül 1984. 29 Şah İsmail Süt, Kars 14 Aralık 1984. 30 Halü Çelik, Mut 6 Mart 1985. 31 Akın Tanış, tstanbul 10 Eylül 1985. 32Yaşar Durmaz, Samsun 9 Şubat 1986. 33 Hasan Çelik, Çorum 12 Şubat 1986. 34 Ömer Çorak (Çoral), Zonguldak 4 Temmuz 1985. 35 Adnan Tüysüz (Tiysiz), Ceylanpınar 17 Şubat 1986. 36 Zülfikâr Bayram, Pirinçlik 21 Şubat 1986. 37 Aziz Biltekin, tzmit 9 Kasım 1987. 38 Haydar Kalay, Van 20 Kasım 1987. 39 Emin Özkaya, Antalya 18 Ocak 1988. 40Nihat Ynrtoğlu, Ankara 10 Nisan 1988!* Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda, işkence sonucu öldürüldükJeri örgüt tarafından kesinlikle saptanan kişiler olarak yer alan yedi ad da şöyle: "1 Hüseyin Karakaş, Ankara 26 Aralık 1979. 2 Oruç Korkmaz, Kars 10 Haziran 1980. 3 Ali Olcay, Adana 10 Temmuz 1980. 4Mustafa Olcay, Adana, 10 Temmuz 1980. 5 Mehmet Kodak, Adana 10 Temmuz 1980. 6 Ataman İnce, tstanbul 25 Ekim 1981. 7 Bedii Tan, Diyarbakır 14 Temmuz 1982." Raporda, işkenceden öldükleri ileri sürülen ancak haklannda yetkililerin hiç bir bilgi vermediği 69 kişiyle, Türk hükümetinden haklarındâ daha fazla bilgi istenen 90 kişinin adları da sıralanıyor. Bu kişilerle ilgili olarak elde edilebilen bilgilere de yer verilen raporda, hâlâ yaygın ve sistematik olarak işkencenin var olduğu göriişü savunuldu. Raporda şöyle denildi: "Sadece son yedi ay içinde AI yüzlerce işkence iddiasıyla karşılaştı. Bunlann bazdan tutuklunun ölümüyle sonuçlandı. Gözaltındaki işkence ve ölülerin çoğu sorgulamanın ilk günlerinde meydana gelmişti." Uluslararası Af Örgütü'nün Nisan 1989 raporw 2000'e Doğru toplatıldı İSTANBUL (ANKA) 2000'e Doğru Dergisi'nin son sayısı İstanbul DGM Savcılığı'nın talimatı üzerine toplatıldı. 2000'e Doğru Dergisi Sorumlu Müdürü Tunca Arslan, yaptığı yazılı açıklamada, toplatma karanna gerekçe olarak, 4041'inci sayfalarda yer alan "Kürtler, Ortadoğu'nun en eski halklarındandır" başlıklı yazının gö'sterildiğini bildirdi. Arslan, Kürtçülük propagandası yapıldığı iddia edilen yazının, 1416 nisan tarihleri arasında, Federal Almanya'da, 16 ülkenin milletvekilleri, bilim adamlan, sanatçıları ve gazetecilerinin katıümıyla yapılan, "tnsan Hakları Uluslararası Konferansı"mn sonuç bildirgesinin bir b'zeti olduğunu kaydetti. Turgut Nereden Koşuyor' OsaUar'dan Çölaşari'a tazminat davası Başbakan Turgut özal ve eşi Semra Özal "Turgut Nereden Koşuyor" adlı kitapta, kişilik haklarına tecavüz edildiği gerekçesiyle, gazeteci yazar Emin Çölaşan ile kitabın yayıncısı Tekin Yaymevi sahibi Kemal Karatekin hakkında 100 milyon liralık tazminat davası açtılar. ANKARA (AA) Başbakan Turgut Özal ve eşi Semra Özal, "Tnrgut Nereden Koşuyor" adlı kitabında, kişilik haklarına tecavüz edildiği gerekçesiyle, gazeteciyazar Emin Çölaşan ile kitabın yayınlayıcısı Tekin Yıyınevi sahibi Kemal Karatekin hakkında, 100 milyon liralık tazminat davası açtılar. Başbakan ve eşinin davaya iliskin dilekçeleri, dün avukatlan Bttgin Yazıcıoglu tarafından Ankara 11. Asliye Hukuk Nöbetçi Mahkemesi'ne verildi. Dava dilekçesinde, müvekkilleri Başbakan Turgut özal ile eşi Semra özal'ın adı geçen kitapla anayasada belirtilen kişilik haklarına tecavüz edildiği savunuldu. Dilekçede, kitabın yazan Emin Çölaşan ile kitabın yayımlayıcısı Tekin Yayınevi sahibi Kemal Karatekin'in, Başbakan Turgut özal'a 50 milyon, eşi Semra ö z a l ' a da 50 milyon olmak üzere toplam 100 milyon liralık tazminat ödemelerine, yasal faizleriyle birlikte hükmedilrnesi istendi. Dava dilekçesinde ayrıca, Medeni Kanun'da öngörülen, "Bu tecavüzden elde edilen 200 milyon lira tutanndaki kazancın, Başbakan ve eşine ödenmesi, tecavüze son verilmesi ve karann, yüksek tirajlı bir gazetede yayımlanması" isteminde de bulunuldu. Bu arada, "Turgut Nereden Koşuyor" adlı kitabı bölümler halinde yayımlayan Bugün Gazetesi hakkında alırian tedbir kararına, söz konusu gazetenin yaptığı itiraz, 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce reddedildi. Tekin Yayınevi'nin sahibi Kemal Karatekin, Özallar'ın açtığı tazminat davasıyla ilgili olarak, "Sayın Başbakan çok gec kaldı, şimdiye kadar neredeyd i ? " diye sorarak şunları söyledi: "Kitabın 43. baskısını piyasaya verdik. 44. baskısına başladık. Madem böyle bir şey vardı, şimdiye kadar neyi bekledi? Paralan toplamamızı mı bekledi acaba?" Silahlı 4 kişi idam mahkumu A bdülkadir Konuk'u kaçırdı • Ist an bııTda fîlm gîbi fîrar İstanbul Haber Servisi Film gibi firar. tstanbul'da dün silahlı 4 kişi, Çapa Tıp Fakültesi'ne muayene için gelen Abdülkadir Konuk adlı bir idam mahkumunu kaçırdılar. Silahlı 4 kişi, fırari Konuk'u hastaneye getirip götürmekle görevli askerleri, yüzlerine "göz yaşartıcı" bir sprey sıkarak etkisiz hale getirdi. Silahlı 4 kişi askerlerden ele geçirdikleri G3 piyade tüfeğini alarak kaçtılar. Kacış sırasında silahlı kişiler tarafından rehin alındığı sanılan Cihansel Bakır adlı hemşire daha sonra hastane içinde bulundu. Siyasi polis yetkilileri, hemşire Bakır'ın evine yapılan baskında kaçırılan Konuk ile cezaevindeyken yaptığı yazışmalan ele geçirdiklerini belirttiler. Yetkililer, "kaçışa hemşire Bakır'ın yardımcı olma" olasılığı üzerinde durduklannı bildirdiler. Bir araca binerek izlerini kaybettiren baskıncılann askerlerden aldıklan G3 piyade tüfeği ise hastanenin morg çöplüğünde bulundu. Polisten ve görgü tanıklarından edinilen bilgilere göre olay şöyle gelişti: Dün sabah saat 10.30 sıralannda, bir astsubay ve üç jandarma erinin korumasında, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirilen Abdülkadir Konuk, önce röntgeni çekilmek üzere röntgen servisine gönderildi. Röntgen çeküdikten sonra 3 jandarma erinin eşliğinde röntgen servisinden hastanenin Kardiyoioji Servisi'ne gelen 42 yaşındaki Abdülkadir Konuk hemen muayeneye alındı. Randevu defterinde 4. sırada olmasına karşın ilk muayene edilecek kişi olarak Yard. Doç. Dr. Kamil Adalet ve tç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevnihal ErenMn odasına alınan Abdülkadir Konuk'un bir hafta önce de aynı bölüme muayene içinrgeldiği belirtildi. Abdülkadir Konuk'un muayene edildiği sırada Kardiyoloji Servisi'ne gelen doktor giysili ve silahlı 4 kişi, oda kapısında bekleyen jandarma erlcrine yaklaşarak bazı sorular sordular, bir süre sonra da yüzlerine "gözyaşartıa" bir sprey sıktılar. Biri doktor giysili, 4 silahlı baskıncı, odada bulunan astsubay ile jandarma erine kıpırdamamasını da öğütleyerek yine odada bulunan sağlık görevlileri ile birlikte yere yatırdılar. Bu arada jandarma erinin 246905 numaralı G3 piyade tüfeği, muayene edilmek için hastaneye getirilen mahkum Abdülkadir Konuk tarafından alındı. Silahlı baskıncılar, Konuk ile birlikte koridora çıkmadan önce beraberlerinde getirdikleri çantayı yere bırakarak ve tedavisi için bir ay kadar önce tstanbul Bayrampaşa Cezaevi'ne nakiedildi. EvB ve üç çocuklu Abdülkadir Konuk 1987 yılında "Gün Dirildi" adlı romanını yayımladı. Romanın ilgi görmesi üzerine 1988 yılında ikinci romanı "Çözülme"yi yayımlayan Konuk, "Cezaevi Kapılan" adlı kitabın yazan Sacide Çekmed'ye yazdığı bir mektupta kendini şöyle anlatıyordu: " İ Ike genelinde idamlıklann en >aşlılanndan biriyim. Babayım. Uç çocuğum var. Biri asker şimdi. Onunla şakalaşıyordum tonın göreceğim diye. Neden olmasın... 1966 Gümüşhane Öğretmen Okulu mezunuyum. Altı yıl yaptım bu meslegi, sonra az daha yükseğine gittun. Onu da son sınıfta terk ettim. Suçumu mu soruyorsun? tzmir Gültepe olaylannın müsebbiplerinden sayılıyonım..." A.Kadir Konuk, kitaplarında ülkenin 12 Eylül öncesi ve sonrası siyasi ortamını, gördüğü işkenceleri ve yargılama sürecini anlatıyordu. Uluslararası Af örgütü'nün (Amnesty International) haziran 1987 tarihli "Türldye'de tdam C«zası" başlıklı raporunda, Konuk'un 1980 şubatında tzmir Tariş fabrikasını 3 bin kadar işçiyle işgal ettiğini, 150'den fazla kişiyle lzmir'de yargılandığı anlanhyor ve yargılama süreci dile getiriliyor. Konuk için "tdam cezasının yerine getirilmesinden kaderin cilvesiyle kurtuldu" denilen rapordan bir bolüm şöyle: "Devrimti Yol üyeliğinden ve Gültepe olaylan denilen olaylara katılmaktan suçlu bulunan Hıdır Aslan, onun da cinayetlere katılmadığı iddia edilmesine karşın idam edilmişti. ŞimdUik Türkiye'de uygulanan son idam cezası olan Aslan'ın idamı, 25 Ekim 1984'te gercekkştirfldi. Eğer idam cezalanmn yerine getirilmesi devam etseydi, A.Kadir Konuk da idam edileeekti." Konuk, 1987 yılında Cezaevleri Genel Müdürii Abdülkadir Genlİoglu'na yazdığı mektupta ise sağlık durumunu şöyle anlatıyordu: tlhan Akalın serbest bırakıldı ANKARA (UBA) Doçent. Dr. Yalçın Küçuk ile birlikte gözaltına alınan Toplumsal Kurtuluş Dergisi Yazı Işleri Müdürü İlhan Akalın da serbest bırakıldı. 13 gün önce Toplumsal Kurtuluş Dergisi'nin nisan sayısında yer alan bir yazı nedeni ile gözaltına alınan İlhan Akalın, dün Ankara DGM Savcılığı 'na çıkarıldı. Akalın, DGM Savcısı Ülkü Coşkun 'un sadece 20 dakikalık bir sorgulaması için 13 gün hücrede tutulduğunu belirtti. Egitimciler gecesine izin verılmedı tstanbul Haber Servisi Merkezi Ankara'da bulunan Egitimciler Derneği'nin tstanbul'da dün gece düzenlemeyi planladığı "Egitimciler Gecesi"ne İstanbul Vatiliği'nce izin verilmedi. Valilikten, bir hafta önce yapılan başvuruya dünkü son günde verilen yanıtta, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası uyannca gereken bilgi ve belgelerin tamamlanması durumunda gece düzenleme taleplerinin işleme konulacağı bildirildi. Egitimciler Gecesi nedeniyle tstanbul'a gelen Genel Başkan Feyzullah Ertuğrul ve Genel Sekreter Kenan Görgülü ise, tüzel kisi olarak gece düzenleme hakları olduğunu belirtti. Asktrter starir krid geçirdi Öğretmen olan ve cezaevindeyken "Çözulme" ve "Gün Dirildi" adlı işkenceyi konu alan iki kitap yazan Abdülkadir Konuk'un kaçınlması sırasında etkisiz hale getirilen 3 asker ve 1 astsubay, olaydan sonra sinir krizi geçirdiler. Konuk'u tedaviye getiren Bayrampaşa Cezaevi'nde görevli ve adları açıklanmayan askerler, olaydan sonra 4 saate yakın bir süre Kardiyoloji Polikiliniği'nde hem siyasi şube hem de üst rütbeli subaylarca sorgulandılar. Görevli astsubay, sonra İl Jandarma Alay Komutanhğı'na götürüldü. (Fotoğraflar: Fuat Kozluklu) içeridekilerin ayağa kalkmalan durumunda çantada bulunan patlayıcı maddenin odayı havaya uçuracağını söylediler. Baskıncılar, daha sonra koridorda bulunan yurttaşlann şaşkın bakışlan arasında morg çıkışana yöneldiler. Görevli astsubayın gözyaşartıcı spreyin etkisinden sıyrılarak baskıncılann ardına düsrnesine kadar geçen 5 dakikalık süre içinde silahlı baskıncılar beraberlerindeki mahkum Konuk ile birlikte hastane dışına çıktılar. Baskıncılar burada bulunan çöplüğe G3 tüfeğini atarak 2.5 metre yüksekliğindeki duvarı aşıp Vatan Caddesi'ne ulaşan bir ara sokağa daldılar. Yaklaşık 50 metre uzaklıktaki plakası belırlenemeyen bir araca binerek Avcılar yönüne doğru uzaklaşan silahlı baskıncılar ve beraberindeki Abdülkadir Konuk'un izi, polis tarafından bulunamadı. Tüm kavşak ve önemli noktalarda olağanüstü güvenlik' önlemleri alan polis, Topkapı Maltepe Kavşagı'nda terk edilmiş biçimde ele geçirilen " 3 4 FL 121" plakalı yeşil Mercedes'in olayla ilgisini araştınyor. Polis yetkilileri kaçırma olayını hastaneden yardım almadan gerçekleşmesinin olanaksız olduğunu belirttiler. Görgü tanıklan, olay sırasında yaşadıklarını Cumhuriyet muhabirine şöyle anlattılar: Serpil Gökmen (15): Olay sırasında kardiyoloji koridorundaydım. Biri doktor giysili 4 kişi, yanlannda hemşire ile birlikte silahını aldıklan askeri ve yanındaki astsubayı odaya soktular. Kapı açık kalmıştı. tçeride olup biteni aramada ise dün hastaneden kaçırılan Abdülkadir Konuk ile Bakır arasında yapılan birçok yazışmayı ele geçirdiklerini açıkladı. Vedat Cem, "Onunla mektuplasmış, fikirlerine sempati duyuyor. Halkın Kurtuluşu örgütü üyesi de olabilir" dedi. Siyasi Şube Müdürü Vedat Cem, Cihansel Bakır'ın "hastane icindeki bağlantı kişisi" Yaşar Polat (40): Ben kaçışla olabileceği olasılığı üzerinde durrını gördurn. Birisınin elinde ça duklarını bildirdi. maşır ipi vardı. Biri de silahı ateşleyecekmiş gibi sağa sola göstere göstere koridordan koşarak uzak Abdülkadir Konuk laştılar. Sonra az ilerde merdiven kendini anlatıyor lerden aşağı indiler. Daha sonra Dün Çapa'dan kaçan Abdülkakardiyoloji odasından bir astsubay ile iki askerin çıktığım gör dir Konuk, 12 Ocak 1947'de Erdüm. Kaçırdıkları kişi yaşbca ve zincan'da doğdu. İlk ve ortaokuçok iri, kel kafalı birisiydi. Onun lu Erzincan'da bitirdi. 19651966 çok telaşlı olduğunu gördüm. Di döneminde Gümüşhane Erkek tlğerleri rahattılar. lçlerinden biri köğretmen Okulu'ndan mezun olsi kısa kollu doktor gömleği giy du. Dört yıl Erzincan'ın köylerinde, iki yıl da Giresun'un Alucra mişti. ilçesi köylerinde öğretmenlik yapyılında tstanbul Atatürk Rehin aündığı sanılan tı. 1973Enstitüsü Pedagoji bölüEğitim hemşire . mflne girdi. 1976 yılında son smıfı tstanbul Emniyet Siyasi Şube bitirmesine iki ay kala, okuldan Müdürü Vedat Cem, konuyla il aynldı. 26 Kasım 1982'de tstaugili olarak Cumhuriyet muhabiri bul Kartal Rahmanlar'da gözalne yaptığı açıklamada, "knşkulu tına alındı. Halkın Kurtuluşu adlı davranışlan" nedeni ile hemşire Örgütü yönetmek ve bir polis göCihansel Bakır'ın gözaltına alın revlisini öldürmek savıyla tzmir'dığını belirtti. Vedat Cem, olay de yargılandı. Savcının müebbet dan sonra görgü tanıklarımn hapis istemine karşın askeri mahhemşire Bakır'ı baskıncılarla bir keme tarafından ölüm cezasına likte gördüklerini ve "kaçınldığı çarptırıldı. 1983 yılında aldığı cenı" sandıklarıru söyledi. "Oysa za, 1984 yılında Askeri Yargıtay daha sonra yapılan araşbrmalar tarafından onaylandı ve dosyası da ise hemşire Bakır'ın hâlâ has TBMM'ye gönderildi. Daha öntanede olduğunu belirledik. Kuş ce tzmir Şirinyer, Buca, tstanbul kulu davranışlannı gördüğümüz Selimiye, Sultanahmet, Burdur ve için gözaltına aldık" diye konu Konya Ermenek cezaevlerinde kaşan Cem, Bakır'ın evinde yapılan lırken, kalp rahatsızlığının tanısı bütün açıklığıyla görebiliyordum. Askerleri ranzanın, yani hasta muayene edilirken yatınldığı yerin altına soktular. Daha sonra birden kapıyı ittirip kapattılar. tçerden bir iki dakika kadar sUren bağırışmalar duydum. Sonra çıkıp hızla uzaklaştılar. Hemşireyi de kolundan tutup götürdüler. Ozal: Dışkı yedîrme olayı doğru olabilir Geçen hafta milletvekilleriyle yaptığı sahur sohbetleri sırasında Diyarbakır Milletvekili Dilek'in Güneydoğu'daki karakol sorunu ile ilgili sözleri üzerine Özal'ın Yeşilyurt köylülerine dışkı yedirilmesi olayınm 'doğru olabileceğini' söylediği öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal'ın, Yeşilyurt köylülerine "dışkı yedirme" olayının "doğru olabileceğini" söylediği öğrenildi. Başbakan Özal'ın bu sözleri geçen hafta içinde milletvekilleriyle yaptığı sahur sohbetleri sırasında söylediği kaydedildi. ANAP Eskişehir Milletvekili Mustafa Balcılar'ın evinde yapılan sahur sohbetinde söz alan ANAP Diyarbakır Milletvekili Nurettin Dilek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki karakol sorunundan, bakanlıklardaki MSP kadrolaşmasından söz etti. Dilek'in karakol konusundaki sözleri üzerine Özal'ın da sohbet sırasında Yeşilyurt köylülerine dışkı yedirilmesi olayının "doğru olabileceğini" söylediği öğrenildi. Başbakan Özal'ın dışkı yedirme olayını "çok önemli bir olay" olarak nitelediği de öğrenildi. Başbakan Özal'ın da doğru olabileceğini söylediği bu dışkı yedirme olayına ilişkin mülkiye müfettişlerince yapılan soruşturmada ise "dışkı yedirme olayının olmadığı ancak köylülerin dövüldükleri ve hakarete uğradıkları" belirtilmişti. Bu rapor üzeriııe olayın sorumlusu Binbaşı Cafer Çağlayan hakkında Cizre Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Çağlayanda köylülere dışkı yedirmediğini, yalnızca yedireceğini söyledigini bildirmişti. Binbaşı Çağlayan'ın, Cizre Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davasının "can güvenliği" nedeniyle Ankara'da devam etmesi yönündeki isteminin Yargıtay tarafından da benimsenmesi üzerine, yargılamanın Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılmasına karar verildi. Yargıtay; bu karanna ilişkin telgraf metniııı hem Cizre Asliye Mahkemesi'ne hem de Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ne iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. Bu telgrafların her iki mahkemeye de iletildiği kaydedilirken, Çağlayan'ın Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargıç önüne çıkarılabilmesi için Cizre Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu davayla ilgili dosyanın esas numarasını kapatarak, dosyayı posta ile Ankara'ya göndermesinin beklendiği bildirildi. Cizre Asliye Ceza Mahkemesi'nin dosyanın esas numarasını kapatarak, dosyayı Ankara'ya gönderme kararının kesinleşmesi için de 7 günlük bir sürenin gerektiği, bu süre içinde alınan bu karara da itiraz edilebileceği ifade edildi. Bu karann kesinleşmesi halinde dosya, posta ile Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilecek. Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi de kendisine ulaşan bu dosyaya yeni bir esas numarası verecek ve yargılama için gün saptayacak. Bu işlemden sonra binbaşı Çağlayan'ın yargılanmasına başlanacak. Emek Dünyusı ve Yöneliş toplatıldı İstanbul Haber Servisi Emek Dünyası Dergisi'nin 4. sayısı ile Yöneliş Dergisi'nin "1 Mayıs" özel sayısı toplatıldı. Yöneliş Her iki dergiden yapılan açıklamalarda "dergilere ve sosyalist basına yöneltilen tüm antidemokratik uygulamalar" kınandı. Yöneliş Dergisi'nden yapılan bir başka açıklamada da 1 Mayıs özel sayılannı dağıtan okurlanndan 3 'ünün dağıtım yerinden, 4'ünün ise gece kapılan baltayla kırılarak evlerinden gözaltına alındığı belirtildi. TBMM'DE CINAYET DAVASI Çeliker hakkında suç duyunısu Avukat Burhan Apaydın, TBMM'de tabancayla vurularak ölen Siirt Milletvekili Abdürrezzak Ceylan'm yakınları adına, bağımsız milletvekili Zeki Çeliker hakkında suç duyurupunda bulundu. ANKARA (ANKA) DYP Siirt Milletvekili Abdürrezzak Ceylan'ı öldürmekten sanık olarak yargılanan ANAP Siirt Milletvekili tdris Arıkan'ın yargılandığı davada, yeni bir gelişme ortaya çıktı. Avukat Burhan Apaydın, ölen milletvekili Abdürrezzak Ceylan'm yakınları adına, Siirt Bağımsız Milletvekili Zeki Çeliker hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı'na suç duyurusunda bulundu. Apaydın, Ceylan'm ölümüyle sonuçlanan kavganm, "sebebi aslisi"nin Zeki Çeliker olduğunu öne sürdü. Apaydın, ölen milletvekili Ceylan'm eşi Süheyla Ceylan ile yakınlan Kasım Abdülkadir ve Kasım Keremullah Ceylan adına açılmasını talep ettiği kamu davasında, Zeki Çeliker'e eylemlerine uyan ceza yasası hükümlerine göre 36 yıla kadar hapis cezası verilmesi " 5 Mayıs 1987 tarihli saglıgımla ilgili başvuruma verilen yanıt çok ilginçn'r. Burdur Deviet Haslanesi'nin mahpus Abdülkadir Konuk'la ilgili olarak verdiği rapora göre, mahpusun zorunlu bakımı ve kontrolünün yapılmakta olduğu anlaşıldığından, durumunun iyileştirilmesi için istediği eiektrik sobasımn kendisine verilmesi ne gerek yoktur diyorsunuz. Yanıtım şu: Birincisi, hiçbir zaman Burdur Deviet Hastanesi'ne götüriilmedim. Ölüm cezasına mahkum olmak, hastaneye götürülmemek için bir sebep oluyor. Bunu biliyorsunuz. tkincisi, çektigim acılardan dolayı muayene edilmedim... Daha önce yazdıkderecesinde kalan bir suçun so lan reçetenin bir yarannı görmeni istedi. diğimi söylediğimde, bana yeui rumlusu olduğu ileri sürüldü. bir ilaç verip bir de onu denemeAvukat Apaydın, şikâyet dilekmi söylediler. Ben kobay değiçesinde, Çeliker'in, anayasanın lim..." 82'inci maddesi uyannca, "önce Tanık kriminal polis likle dokunulmazlığının kaldınl şefine ret ması" için, TBMM Başkanlığı'na Apaydın, ayrıca Ankara 3'üncü bu doğrultuda istemde bulunul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlı Karaduman da aynı masını önerdi. Dilekçede, Zeki Çe ğı'na verdiği bir başka dilekçede hastaneden firar liker'in, TBMM Başkanı'nın yanh de Emniyet Genel Müdürlüğü Yeraltı dünyasının ünlü isimletalimatına karşın, TBMM'ye si Kriminal Polis Laboratuvarı Da rinden Enis Karaduman, önceki lahla girerek Ceza Yasası'nın ire Başkanı Muhittin Kaya'run da gece rahatsızlığı gerekçesiyle Ça526'ncı maddesinde yazılı suçu iş bilirkişiliğinin reddini istedi. pa Tıp Fakültesi'ne getirilmiş ve lediği, çıkan kavganm "sebebi Burhan Apaydın, TRT Genel aynı yerden kaçmıştı. Aradan 12 aslisi" olarak Ceza Yasası'ndaki Müdürlüğü'ne de başvurarak ola saat geçmeden, bu kez Abdülka464'üncü maddede yazılı cürraü ya ilişkin tüm bantların silinme dir Konuk aynı yolu kullanarak işlediği ve öldürmeye tanı teşebbüs den korunmasını istedi. fırar etti. RP'li Çelik, 9gündür gözaltında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) "Laik de değilim Atatürkçüde.ben Müslümanım " sözlehnden ötürü hakkında soruşturma açılan RP'nin Şanlıurfa Belediye Başkanı Halil Ibrahim Çelik, gözaltında 9. gününü dün doldurdu. Türk Ceza Yasası'nın 163. maddesi uyannca soruşturulan Çelik'in ne zaman, halen gözaltında tutulduğu Ankara Emniyet Müdürlüğü 'nden DGM'ye getirilerek yargıç önüne çıkanlacağı konusunda da herhangi bir açıklama yapılmadı. CEMMÜZİK YÂPIM HALAYA KATILMAZAMANIDIR SİPABİŞLERİNİZ İÇİN TEL 512 54 38 Wk Cem Refetam CEM MÜZİK YAPIM İMÇ.5.Blok No:52T1 Unkapanı/İST. Tel:5125438
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle