25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU M e t e o r o l o j i Genel Müdürtüğü'nden alınan Mgiye göre yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı buhjttu. Doğu Karader»iz ile Doğu Anaddu'nun kuzeydoOusu yer yer saflanak yafiışlı, öteki yertef az buhıttu ve açık geçecek HAVA SICAKUĞI: ffiraz artacak. RÛZGÂR: Kuzey ve doOu yöntenden hafif, arasıra prta kuvvette esecek. Denizterimcde rfcgar; Akdeniz gundoğusu ve poyrazdan, öteki denizterimiztle yıldız ve poyrazdan 35; Batı Karadeniz, Marmara ve Ege'de yer yer 67 kuvveiinde, saatte 1021; Batı Karadeniz Marmara ve Ege'de yer yer 2733 dene mili bızia esecek. DENIZ: Mutedil, yer yer kaba dalgalı olacak HABERLER TÜRKİYE'DE BUGÜN A 29° 12° Oiyarbatar Adapaan A 22° 11° Edime Mıyaman A 28° 12° Erancan A 21° 4°Erajmm Afyon y u ° 3°Esto$et»f AJn A 21° 6°aaaanw Antara A 27" 13° Girtsun Antakyı A 27°13«GumuşhjneY Antatya y 14" 6°HafrtJri Artvin A 27° 10° Isparta *bn A 23° 7»lsaı*ul Batıtesır A 16° 9 ° b r w Bfcc* B 21° 5°Kare Bingöi B 20° 5°Kasamonu A KUİs A 2 f 5°Ka»seri A Boh A 23° 9°Kirtdaref A Buısa A 23° 9°Konya A Çanakkate B 19° 7°Kütafya A Çorum A 26° 10° Malalya B Denizf 27° 10° Msnisa 24° 8°K.Mara? 19° 6°Mecsin 14° 4°Mu0ü 21° 5°Mu« 27°1O°1Jde 14° 9°Otdu 15° 6 ° t e e 20° 6°Samsun 23° 7°S«rt 20° 9°Smop 25° g°Sivas 15° 3°Te*inlaJ 21° 7°Tratron 20° 3°TUncai 22° 7°Uşak 21° 4°VSn 21° 4°Ybzçal 23° 7° ZonguBalı A 25° 9° A 28° 12° A 25° 14° A 25° 10° B 20° 8° A 20° 5° Y 15° 9° Y 14° 8° B 16° 9° A 25° 10° A 16° 8° A 18° 4° A 19° 8° Y 14° 8° B 22° 6° A 22° 5° 8 16° 7° A 19° 4° A 17° 8° DÜNYA'DA BUGÜN Amsterdam Y 10° A 27° Aırtman B 24° Atna A 28° Barsekma B 22° Y 12° Büsei Begrad Y 23° Bertin Y 13° K 12° Sonn Y 10° Bruksal Budapaşfe B 18° Y 13° Cenevre B 21° Cezayır A 30° adde A 31° 0U» FranMuri Y 12° A 24° örne Hdstnk, Y 7° A 30° Kltwe Kopentag Y 10° Y 12° KBkı A 24° Urttoşa Q # Dalga yuksekliği 0.5 ilâ 15 m., açıklarda yer yer 2 ıla 3 m. gftrüş U2ak)ıj 10 km. dolayında bulunacak. Van Gölu'nOe tıava parçalı bukıtlu geçecek. Rfcoir kuzey ve doğu yönferden hafif, ara sıra, orta kuvvette esecek. Göl fıafif çaJkantılı olacak. Görüş ualdıği 10 km. dolayında bulunacak. aç,k Londra Madrkl Mlano Mofıtrei Mostova Muflih Nm Yorfc Oslo Pans Prag Riyad Roma Sofya Şam İjnus Varşora Venedık Vıyaa yaOmurlu Aaçtk Bbulutu Ggüneşt Kkartı Ssis* Yyajmurlu Zurih B 10° Y 9° B 18° Y 17° B 16° B 15° Y 12° B 15° Y 8° Y 11° Y 14° A 31° Y 20° B 25° A 27° A 23° A 29° B 17° Y 17° Y 12° 8 14° Y 12° MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Köy Enstitüsii Anıları • 1 13 NİSAN 1989 BU1MACA SOLDAN SAĞA: 1/ Eskiden Ege Denizi'nde kullaıuinuş iki direkli ve narin yapılı tekne. 2/ Pulculukta hatalı basılmış pullar için kullanılan sözcük... tneğin erkek yavrusu. 3/ Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses... Eski Mısır'da insanoğlunun hayati dayanağı olan üretici güç... llave. 4/ Salgın hastalık. 5/ Eski bir siyasal partinin kısa yanlışı... Birleşmiş Milletler'e bağlı bir kuruluş. 6/ Yara in... Kurnaz, açıkgöz. 7/ Bir göz rengi... Konuşmada sesin duygulan belinecek biçimde çıkması. 8/ Ciltte çeşitli nedenlerle oluşan kaşıntüı döküntüler. 9/ Meslek.. Optik kaydırma. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Selçuklularda ve tlhanlüarda has, zeamet, tımar gibi dirliklerle ilgili olarak çıkarılan ferman. 2/ Seciye, karakter... Daktiloda yazıyı çoğaltmak için kullanılan ince kâğıt. 3/ Bir elektrik devresinde belli bir değişim meydana getinneye yarayan aygıt.. Bir hedef tahtasına küçük oklann fırlatılmasıyla oynanan oyun. 4/ Hicap... tngiliz birahanesi.. Boru sesi. 5/ Devinim olaylarını inceleyen bilim dalı. 6/ Eskiden lise derecesindeki okullara verilen ad... tlkel bir silah 7/ Radyumun sinıgesi... Huysuz anlamında kullanılan yerel bir sözcük. 8/ Hadım etroek... Yüz. 9/ Yeraltı suyunu taşıyan gecirimli katman. Le Monde 'Islamcılar bireyi fethetme peşinde' SABETAY VAROL PARİS "AteşU tsJam" ortak başlığı altında bir dizi yazı yayımlayan Le Monde Gazetesi, dünkü sayısında Türkiye'de lslamcı hareketleri ele aldı. Daha önceki 8 gün boyunca gazetede yer a]an yazılarda, diğer iilkelerde Islam'ın dururnu inceleniyordu. Le Monde, Türkiye'de faaliyet gösferen dinsel kuruluşlann genel eylem stratejisini "Devletten önce bireyi yeniden fethetmek" biçiminde özetiıyor. Türkiye'deki tslamcı akımlann bu yola girmelerinin açıklamasının, "Cumhuriyel devleüne cephedenfaücumetrae giiçliikleri vanında, Osmanlı tmparatorluğundan minıs alınan devletle din kurumunun özgün ilişkisinde" aranması gerektiğini yazan Le Monde muhabiri, Türki^deki laiklikle Batıdaki laiklik arasında farkı şöyle vurguluyor: "Birinci Dünya Savaşı'nın ardından imparatoriuğun çökuşü ile birlikte AUtürk'ün köklü Batılılaşma rtformlarını gerçekleştirebilmesi, bu reformlann, devletin yaşamını sürdümıesi için kaçınıimaz olmalanndan ileri gelivordu. Bu reformlann birinci sırasında laiklik gelir. O>sa bu ilke, kiliseyle devletin birbirlerinden aynlmasının tam aksi biçimde gerçekleşti. Devletin din adamlan iizerinde zaten sahip oidugu egemenlik iyice yaygınhk kazandı ve bunlar devlet memunı haline geldiler." Sondajlara göre halkın sadece yüzde 7'sinin şeriat devleti istediğini öne süren Le Monde yazan, Refah Partisi'nin yüzde 10 oy almasının da Türklerin lslamcı politik projelere yakınlık duymadığını kanıtladığını söylüyor. Buna karşılık Türkiye'de dinci hareketlerin güçlenmesinin tarikatlar kanalıyla gerçekleştiğine işaret eden Le Monde, "Gerek Tiirkiye'de gerekse yurtdışında çalışan işçiler arasında teorik olarak yasak. fakat gercekte çok ya>gın bu örgütler (iki milyon Nurcu) devletin yeniden IslamJaşması için eğitim yoluyla toplumun blamlaşmasına çauşıyor cumlesiyle yazıyı sürdiirüyor. Koııyalı Başkan geri adım attı KONYA (Cumhuriyet) Refah Partili Konya Anakent Belediye Başkanı Doç. Dr. Haül Üriin, "kadınlar bastanesi" ve "Haremlik otobüsü" konulannda geri adım attı. Ürün, daha önce "kadın hastanesi ve çocuk bakımcvi" olarak ilan ettigi Belediye Başkanlığı konutunu "kadın hastalılüan hastanesi' olarak değiştirdi; kız öğrenciler için düzenlenen ek otobüs seferinin "ekonomik bulunmazsa" kaldırılabileceğini söyledi. Belediye Başkanı, bu iki girişiminin laiklik ilkesine aykırı olmadığını öne sürerek "Bizim laiklik anlayışımız anayasada nasıl yer aiıyorsa aynen öyledir. Bcn cumhuriyetin belediye başkanıyım, cumhuriyetin bütün ilkelerine harfi harfine uyuyoruz" dedi. Halil Ürün, düzenlediği basın loplantısjnda, sözJerinin ve icraatlarının bazı ^yın organlannca çarpıtıldığını, haklannda yalan yanlış şeyler yazıldığıru ifade ederek "Hakkımızda yalan şeyler yazanlan mahkemeye vereceğiz. Biz kapalı bir insan degiliz, ber şeye açığız" dedi. Kadın hastanesi konusunun yanhş anlaşıldığını, kurmayı planİadıklan hastanenin "kadın hastahklan hastanesi" olduğunu, ülkemizde ve Ban ülkelerinde bu tür uygulamaların birçok örneSinin bulunduğunu ifade eden Ürün, şöyle devam etti: "Kadın hastaiıklan haslanesinde kadın personelin çalışması tercih edilir. Ancak ha>nti konularda elbette kadın hastaiıklan hastanesinde erkek doktor da müdahalede bulunacakbr." Doç. Ürün, bu hastanede personelin başlarıru örtüp örtmeyecekleri konusundaki soruya "Bunu hiç dusünmedik bile, teferruat üzerinde durmuyoruz" yanıtını verdi. Şehircilik ve çevre bilimleri konusunda doktorası bulunan Doç. Urün, kız öğrencilere özel otobüs tahsisinin ısrarlı istekler sonucu konulduğunu savundu ve bu konuda içinde dilekçeler bulunan bir dosyayı gösterdi. Ürün "Bu uygulama ilk defa bizim tarafımızdan y^pdan bir uygulama değildir. Daha önceki yönetirn zamanında da kız öğrencilere özel otobüs lahsis edilmiştir. Sefer, zaman ve levhalanru bilgilerinize sunuyoruz" dedi. Başkanın sözünü ettiği otobüs seferi, 1987'de Alaettin Kız Öğrenci Yurdu ile Anneler Derneği Kız Öğrenci Yurdu önünden, fakültelere yapılıyordu. Bu uygulama, yurtların isteği üzerine yapılmış, fakültelerin kampusu taşınmasmdan sonra kaldırılmıştı. Kon^ Anakent Belediye Başkanı, ayrıca yazılı yaptığı açıklamada, "Bu durum kız erkek aynmı ile ilgili değildir. Herkes arzu ettiği servisle kampuse ulaşabilir. Bu uygulamaya karşı çıkanlar, gerekçelerini, hislerini işe kanştırmadan akıl ve mantık süzgecinden geçirerek orta>a koymalıdırlar. Biz fikirlerin müzakere edilmesinden >Bnayız. Medeni insanlar fikirlere saygı duyaıiar. Uygularaa şu anda deneme safhasındadır. Şayet ekonomik bulunmazsa degisikiik formülleri düşünülebilir" dedi. Ürün, bu konudaki soruyu da "Ekonomik bulunmazsa da kaldınlması düşünnlebflir" diye karşıladı. Demirel: Yanhş DYP Genel Başkanı Süleyraan Demirel Konya Belediyesi'nin uygulamalanna ilişkin sorulan, "Yanhşa gerek yok. Bu zamana kadar olmamıs şeyler. Kimin hoşuna gitmek isterler, niye gitmek isterler? Onu da anlayamıyorum. O zaman kadınlan sokağa çıkarmamak lazım" diye yanıtladı. DEMKAD'dan tepki Demokrasi tçin Kadın Derneği'nden (DEMKAD) yapılan açıklamada Konya Belediyesi'nce başlatıian kız öğrencilere ayrı otobüs uygulamasırun "Çağdışı, gerici ve faşist zihniyetlerin göstergesi olduğu" ileri sürüldu. tki olay Güneş Gazetesi muhabiri Tevfik Sezen, kampuse giden kız öğrencilerin resmini çekmek isterken yeni belediye başkan yardımcılığına getirilen Ahmtt Topak tarafından tartaklandı. Dünkü basın toplantısında bu konu gündeme getirilince Başkan Ürün, "Böyle bir olay yokrur. Yalan olabilir veya olmayabilir. Bunu burada müzakere edemeyiz. Bu toplaDlı>n sizinle tartışalım diye sizi davet etmedik" dedi. "Haremlik otobüsü" Konya Selçuk Üniversitesi'nde öğrenciler arasında tartışma konusu oldu. Edebiyat Fakültesi'nde önceki gün bir erkek öğrencinin, "Erkeklerin bindiği otobüse binen tüm kız öğrenciler o....." demesi üzerine başka bir erkek öğrenci tepki gösterdi. Bu nedenle iki öğrenci birbirine girdi. ttişip kakışmadan sonra bu öğrenciler yatıştırıldı. Bu arada kampus alanında kız öğrencilerin ayrı otobüslere binmesi diğer öğrenciler tarafından önce alkışlanarak sonra da "yub" çekilerek protesto edildi. Kamacı'ya 4 yıl hapis İSTANBUL (AA) Milli boksör ve eski Avrupa Boks Şampiyonu Cemal Kamacı ile Ahmet Vanhoğlu, laikliğe aykırı davranmak suçundan 4'er yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldılar. İDGM'de yapılan ve Cemal Kamacı'nın katümadığı duruşmada, mahkeme heyeti, sanıkları önce 5 yıl ağır hapis cezasına carptırdı. Daha sonra hafifletici nedenleri göz önüne alan mahkeme heyeti, sanıklara 4'er yıl 2 ay hapis cezasuu oybirliğiyle verdi. Mahkeme, aynca suça konu kasetlerin de müsaderesine karar verdi 6 0 YIL ONCE Cumhuriyet Geçinmek müşkülleşti Et 120 110 150 13 NİSAN 1929 4 5 Yumurta 3.25 Hayat pahalılığı aldı yüriidü. Şeker 60 56 58 Muztarip olmadan geçinen, 60 70 100 Yoğurt sabah akşam muntazam Tavuk . 100 110 150 sıcak yemek yiyen ailelerin Bakla 15 18 40 miktarı parmakla Ispanak 6 14 25 gösterilecek kadar azaldı. Süt 25 25 30 Umumi harpten sonra bütün Dikkc! edilecek olursa dünyanm büyük bir iktisadi görülür ki evvelki sene ile buhran geçirdiği malumdur. geçen sene arasmda ancak Teşkilat ve bilgi itibarile çok yüzde on kadar bir tereffü geride olan bizitn de, bu görüldüğü halde bu sene buhrandan müteessir geçen seneye nazaran yüzde olmamaklığımız bittabi kırktan fazla ve evvelki mümkün değildi diye seneye nazaran da yüzde dünyanm en pahalı elliden fazla bir tereffü memleketi olmamız da lazım vardır. Yani evvelki sene 100 ge/mezf lira ile geçinen bir aile bu Aşağıda, son üç sene sene 155160 lira sarfetmek zarfında mevadı gıdaiyedeki zaruretindedir. 10 sene tereffu gösteren bir cetvel evvelsine ait bir cetvel dercediyoruz, Bu cetvel her olsaydı, muhakkak aradaki günkü hesabını muntazaman nispet başımızı döndürecekti. tutan bir ailenin masraf defterinden alınmıştır. Buradaki rakamlar DIKKATB müstehlikin, yani halkın hergiin bakkaldan, kasaptan, sebzeciden alış fiyatım gösteren rakamlardır. Ve sırasıyla 1927, 1928, 1929 nisan ayı fîatlannı kuruş olarak göstermektedir: Ekmek 14.5 16.5 17 İnönii: Desteklenemez SHP Genel Başkanı Erdal tnönü RP'li belediye başkanı Ürün'e tepki gösterdi. tnönü gazetecilerin konuyla ilişkin sorusu üzerine laikliğe aykırı davranışlan desteklemediklerini belirterek "Laiklik ilkesi Cumhuriyetin temd ilkesidir. Bunun aksine davramşlan özendiren yaklaşımlar yanlıstır. Böyle vaklaşımlan desteklemeyiz. Belediye başkanlannın böyle işler yapraası yanltştır. Belediye başkanlan da toplumumuzun temel ilkelerine saygı gostermek zorundadırlar" dedi. Cheysson: Türkiye'ye yeşil ışık yakmahyız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa Topluluğu Komisyonu Akdeniz Bölgesi eski sorumlusu Claude Cheysson, Türkiye'nin AT üyeliğinin 1993 yılından önce gerçekleşmeyeceğini söyledi. Cheysson, üyelik görüşmelerinin bu tarihten önce başlamasından yana olduğunu belirterek, "Türkiye'ye yeşil ışık yakmahyız" dedi. Özel bir ziyaret için Türkiye'de bulunan Cheysson dün Ankara'da Başbakan Turgut Özal tarafından kabul edildi, aynca Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Bozer ile bir görüşme yaptı. Cheysson, Başbakan Özal'la yaptığı görüşmeden sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken, özal'ın AT üyelerinin Türkiye'yi aralanna alma kararulığını ortaya koymalannı istediğini anlatü. Cheysson, Başbakan özal'ın bunun özellikle Türk işadamları açısından taşıdığı önemi vurguladığını kaydetti. Türkiye ile AT arasında bakan düzeyinde toplanan Ortaklık Konseyi'ni etkili olmayan, daha çok formel bir organ gibi gördüğünü, toplanıp loplanmamasının önem taşımadığını savunan Cheysson, Fransa'nın Türkiye'nin Avrupa'da bir yeri olduğunu düşündüğünü belirtti. Avrupa Parlamentosu seçimlerinin 18 haziranda yapüacağım kaydeden Cheysson, şunları söyledi: "Sosyalist Parti olarak kampanyamızı yakında başlatacağız. Kampanya sırasında Türkiye'den fazla scz edilmeyecek. Ancak Akdeniz bölgesinden genel olarak söz edilecek. Amerika ve Japonya'ya mevcut şartlar altında açılmak güç. Ancak Akdeniz bölgesinde büyük imkânlar var. Türkiye'nin de bu çerçeve içinde tarih boyunca büyük rolü olmuştur. Bu nedenle Türkiye ile AT yakınlaşması bizim için büyük önem tasımaktadır." AT üyeliği 54 yıllık öğretmenlik yaşamının önemli bir bölümü Jrabzorfun Beşikdüzü Köy Enstitüsü'nde geçen, emekli müzik öğretmeni Mehmet Ali Kamacıoğlu, bir anısını şöyle anlatıyor: "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Rusların Kars ve Ardahan'ı istemeleri üzerine Cumhurbaşkanı ismet inönü, Kars'a giderek bir nırtuk söylemişti. Dönüşte Trabzon'a uğradı. Enstitüyü görmek istediğini, ancak sahil yolunun uygun olmaması nedeniyle Trabzon'dan Ankara'ya dönmek zorunda kaldığını söytediler. Enstitüden öğrencilerin gelmesi ve bir gösteri yapmaları istenmişti. Biz de hazırlandık. Koro, orfcestra ve milli oyunlardan ibaret ekiple, müdür Fehim Akıncı'nın başkanlığında Trabzon'a vardık. Gösteri yeni yapılan lise binasının bin kişilik salonunda yapılacaktı. Akşam salon tıklım tıklımdı. Ön sıralarda inönü ile yanındakiler yerlerini aldıktan sonra, dört sesli İstiklal Marşı'nı söyleyip bitirdiğimiz zaman, salon alkıştan inlemişti. Halbuki, İstiklal Marşı alkışlanmaz. Alkışlanan çokseslilik ve köy çocugunun ulaştığı uygarlık düzeyiydi. Kaval ve kemençe eşliğinde söylediğimiz mahalli türküler de ayrıca alkışlanmıstı. Özellikle benim derlediğim 'Sis Dağı' adlı türküye, inönü'ye cemile olmak üzere bir dörtlük eklemiştik. İnönü'nün anısına, o dörtlüğü buraya yazmak isterim: 'Sis dağının başında/Yağan yağmur kar ofsun/Türk milleti başında/İnönümüz var olsun.' Bu türkümüz de dakikalarca alkışlanmıstı. Toplantıdan sonra, müdürümüz Fehim Akıncı ile lise müdürü Faik Dranaz arasında şöyle bir konuşmaya tanık olmuş, çok duygulanmıştım. Müdürümüz Fehim Akıncı, salonu göstererek şöyle dedi: Konser ve toplantılarımız için bizim de böyle bir salona gereksinimimiz var. Faik Dranaz'ın yanıtı kısa olmuştu: Mehmet Ali'yi bana ver, salon sizin olsun." Kimi politikacıların sık sık "biriik beraberlik" demelerine kulak asmryorum ben; onlar asıl, biriik berabertikten korkarlar! Biriik beraberlik demeleri laftadır, gerçekte değil... 17 nisan, köy enstitülerinin kuruiuş yıldönümüdür. 1940 yılında kurulmuşlardı; 1946'lardan sonra tavsatılıp 1950'den sonra tümüyle kapatıldılar. Her yıl 17 nisanda, çeşitli illerde toplantılar düzenlenir, köy enstitüleri anlatılır. EğitDer, Ankara'da pazartesi günü Türklş Salonu'nda saat 14.00'te bir toplantı düzenliyor. Burada, M. Rauf Inan, Prof. Sadun Aren, Prof. Yakup Kepenek, ŞevketGedikoğlu, Feyzullah Ertuğrul, Mahmut Makal, i. Hakkı Bayram, Tahsin Konur, Ali Yılmaz, Mehmet Emiralioğlu, Cemil » Çakır konuşacaklar; Vecihi Timuroğlu, Ahmet İnce, Abdülkadir Paksoy, Ahmet Telli, Mehmet Bayrak şiirler okuyacaklar. Bu toplantılar, istanbul, Adana, İzmir, Manisa'da da düzenleniyor. Buralarda, EğitDer şubelen de açılacak... Emekli müzik öğretmeni M. Ali Kamacıoğlu, Beşikdüzü Köy Enstitüsü'nde müzik öğretmenliğine başlamadan önce, Rize^ de kemençe çalıyordu. Kemençeden keman yaptı, kendi kendine öğrendi notayı. Anadan doğma müzisyen yaratılmış biri. 1943 yılında, Rize'de Kurtuluş İlkokulu başöğretmeniyken, ondan önce okulun başöğretmenliğini yapıp Beşikdüzü Köy Enstitüsü'ne atanan Ziya Işıkdemir'den (Haşimoğlu) bir mektup alır. Arkadaşı, mektubunda, onu enstitü müdürüne tanıttığını, enstitünün müzik çalışmaları için onun gibi bir öğretmene gereksinim olduğunu, böylece aradığı müzikle ilgili çalışma alanı bulacağını söyler. Kamacıoğlu anlatıyor şimdi: "istenilen biçimde bir dilekçeyfe enstitü müdüriüğüne başvurdum. Kısa bir süre sonra atama emrim geldi. Bir sonbahar günü, vapurla Vakfıkebir'e geldim. Geceydi. Enstitü öğrencileri bir kayıkla beni vapurdan aldılar. Enstitüye geldik. Çamlıkdüzü'nde, yeni bitirilmiş bulunan birinci okul binasında, Ziya Bey'in kaldıgı odada bana da bir karyola, yatak hazırlanmıştı. O gece yattık. Ertesi günü enstitüyü, çaîışmaian incelemeye başladım. Okul müdürü Osman Ülkümen, eğitimbaşı Fehim Akıncı, müdür yardımcısı Kemal Dinçmen ile öbür öğretmen arkadaşlarla tanıştım. Müdür Osman Ülkümen, müzik alanında neler yapabileceğimi sordu. Ses eğitimi olarak koro, çalgı (enstrüman) olarak, özellikle keman öğretmeyi, orkestrayı kurmayı, her öğrencinin bir öğretmenin bilmesi gerekli müzik bilgisini almasını, özellikle çok sesli müzik eğitimini gerçekleştirmeyi düşündüğümü söyledim. Ülkümen çok duygulandı. Ancak enstitünün koşulları ve köyden gelen bu çocuklarla böyle bir çalısmanın başanlı olabileceğini sanmadığını düşünerek ekledi: Biz henüz doğru dürüst yemekhane, dershane ve yatakhanelere bile sahip değiliz. Derslikler aynı zamanda yatakhane oluyor. Yeni atölye ve okul binaları için geceli gündüzlü çalışıyoruz. Bu arada müzik çalışacak ne yer ne zaman var. Hafta sonlarında düzenlenen eğlence saatierinde, eldeki keman, kemençe ve mandolinlerle şarkılar. türküler söylüyor, oyunlar oynayabiliyoruz. Sizin söylediğiniz çalışmalar, bize ne derece uyar bilemiyorum... Müdür Osman Ülkümen'e yanıtım şu oldu: Bana bir hafta inceleme zamanı tanıyın. Öğrencileri, okulun olanaklarını göreyim. Yapabileceğime kanaat getirirsem kalırım. Yoksa geldiğim gibi dönerim..." Konuk yazar Cinsiyete Dayuk Bölücülük Prof. Dr. NERMİN ABADANUNAT 30 YIL ONCE Cumhuriyet 13 NİSAN 1959 Şeker Bayramı nedeniyle gazetemiz bugün yayımlanmamıştır. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet 3. Boğaz Köprüsü STFA'yu durumunda ihale "İngiliz çeliği olmaksızın" STFA'ya Teklif mektupları 2 ay önce verilecek. açılan ancak sonucu Başkan Dalan, "Ingilizler bilmeceye dönen 3. Boğaziçi için önemli olan çelik Köprüsii'nün ihalesi STFA'ya satmaksa, vermek istedikleri veriliyor. İhale sonucu, hibe krediyi STFA'ya Thatcher ile Belediye versinler, o zaman 2 misli Başkanı Bedrettin Dalan pahalı olan çelikleh Ispanyol arasındaki pazarhktan sonra çeliği fiyatına düsmüş olur. netleşti. Dalan, Thatcher'a Kendileri de çelik satmış verilen fıyatlara göre olur" dedi. Bu arada, DPT köprüyü STFA'nm yapması Müsteşan Ali Tigrel ve gerektiğini, 60 milyon Devlet Bakanı Yusuf Bozkurl dolarlık İngiliz hibe Özal'ın 3. köprü ihalesi için kredisinin 30 milyon dolara indirilip STFA'ya verilmesim olumlu görüş bildirdikleri öğrenildi. STFA'nın tspanyol çeliği yerine 2 misli pahalı olan thalede 171 milyon dolar ile İngiliz çeliği kullanmasını tek başına en düşük teklifi önerdi. Bu teklif üzerine veren STFA ile 248 milyon Thatcher'ın önce şaşırdığı 781 milyon dolar teklif eden ancak teklifi ilginç bulduğu "İngiliz Cleveland ENKA" öğrenildi. İhale sonucunun açıklanması için Thatcher'ın ortaklığı arasındaki yarış, STFA'nın şaşırtıa teklifi mayıs ayımn 10'una kadar karşısında teknoloji savaşma kararım bildirmesi dönüştü. Bu savaş, ardındaki beklenecek. İngiltere'den çelik satma çabalannı iyice olumsuz yanıt alınması su yüzüne çıkardı. 13 NİSAN 1988 Çin köylüsüne mülkiyet Çin Halk Cumhuriyeti'nin parlamentosu niteliğindeki Ulusal Halk Kongresi'nde özel girişimciliği yasallaştıran ve köylülerin kullandıklan toprakları alıp satabilmelerine olanak sağlayan anayasa değisiklikleri kabul edildi. 3. bin üyeli Ulusal Halk Kongresi'nde kabul edilen anayasa değişikliklerine göre özel sektörün yasalar çerçevesinde geliştirilmesine izin verilecek. Devlet, özel sektörün çıkarlarım ve haklarını korumakla beraber, yönlendirme ve kontrol görevini de üstlenecek. anayasa değişikliği köylülerin kullandıklan toprakları alıp satabilmelerini de öngörüyor. Çin'de Mao dönemindeki reformlardan sonra köylüler devletle imzaladıklan sözleşmeler sonucu toprağı işleyebiliyor, ancak sahibi olamıyorlardı. Ülkede özel girişimcilikte devletin yasal desteği olmamakla birlikte 1979 yılından itibaren özellikle ulaştırma ve hizmet alanlarmda giderek canlanmıştı. Bu sektörlerde 22 milyon kişi istihdam ediliyor. siz Kuran kursları, Türk toplu Konya Belediyesi'nin kararına munda laiklik aleyhtarhğını kö karşı Konyalı kız erkek üniversirükleyen bir fıkir iklimini yaygın te öğrencilerinin göstermiş oldukGünümüzde laiklik aleyhtarlı laştırmaktadır. Bunun sonucu lan cesur karşı koyma gerçekten ğı olanca gücü ile tslam âlemin olarak bir kısım basında ve sevindirici bir olaydır. Ne var ki de karşımıza çıkmaktadır. Bu TBMM'de henüz temsil edilme kentin muhafazakâr sakinleri acaalanda laiklik aleyhtarlığı birbirin yen siyasi partilerin toplantıların ba üniversite öğıencısı olmayan den farklı iki görünüm kazan da laiklik aleyhtarlığı açık seçik kadınlara tahsis edilmesi düşünumaktadır. İslam dinini mutlaki bir biçimde ifade edilmektedir. len otobuslerden yararlanmayacaklar mıdır? Kaldı ki Konya öryetçi bir monarşi düzenine bağla Hedef şeriata dönüştür! yan "geleneksel" tipinde amaç, Sadece Osmanlı İmparatorlu neğinin bir kısım Anadolu illerilslamın ilk doğduğu yüzydın be ğu'nu öven, Türk toplumunu alt nin mahalli yöneticileri tarafından lirgin özelliklerini günümüzde de mış altı yıldır çağdaş uygarlık dü da benimsenmek istendiği, gelen uygulamaktadır. Suudi Arabis zeyine çıkarmak için yapılan tüm basın haberleri arasında göze tan, Körfez emirlikleri, Fas bu çaîışmaian inkâr eden, "Doğru çarpmaktadır. yaklaşımın başlıca temsilcileri sa din, doğru tarih, doğru dil!" giGörülüyor ki günümüzde laik yılırlar. Bu. ülkelerde İslam dini bi sloganlarla pekiştirilen bu nin gelenekleri devletin temel i ve akım, açıkça Türkiye Cumhuriye cumhuriyet yerine bir İslam cunıvarlık nedenidir. ti'ni karşısına almaktadır. Nite huriyeti kurmak için kendilerine İran'ı ya da Suudi Arabistan'ı İslam âleminde ikinci tiir laik kim "kara ses" lakabı ile tanınan model seçen örgütlü güçler, şerilik aleyhtarlığı, özellikle Iran îs ve "dost!" F.Almanya'da oturan atı övmek için yoğun biçimde kalam Cumhuriyeti'nde görülmek Cemalettin Kaplan, "hazulık" dın sorununu işlemekte, kadın tedir. Burada tslam, ihraç edil gerekçesi ile şimdiden Türkiye'de militanları kullanmakta ve böylemek istenen bir devrim ideolojisi bazı kurum ve kişilere bir "İslam ce konuyu sürekli olarak Türk kahaline dönüştürülmüştür. Laik, anayasa" taslağı yollamaktadır! muoyunun gündeminde tutmakhümanist düşünce, bu akımı beTürk ulusçuluğu yerine ümmet tadırlar. Şurasım unutmamalıdır nimsemiş grup ve ülkeler için Ba çihğe dönüşü talep eden bu siya ki iki yıl önce "Nokta" Dergisi tatılı emperyalizm ve siyonizmle eş sal akımın başvurduğu etkili yön rafından yapılan bir kamuoyu anlamlıdır. temlerden biri, bilerek ya da bil yoklaması çerçevesinde "Şeriata Türk toplumunda durum nasıl meyerek Türk kadınlarının eşitsiz dayab bir düzen ister misiniz" sodır? 1982 Anayasası, 24'üncö bir konuma gelmeleri için yapılan rusuna, deneklerin Vo 7.1 'i olummaddesinin birinci fıkrasında özendirici kampanyalardır. lu yanıt vermişti. Bu Vt 7.1'in, yaş Şurası çok iyi bilinmelidir ki gruplarına göre hesaplandığında "Herkes \icdan, dini inanç ve katüm İslam toplumlannda olduğu % 45'inin 1535 yaş arasında olnaat hürriyetine sahiptir" hükmü ile din ve vicdan özgürlüğünü ge gibi Türkiye'de de kadının top duklan görülmektedir. (1) tirdikten sonra önemli bir çelişki lıunsal konumu kurulmak istenen ye düşmektedir. Zira 24'üncü yeni rejimin turnusol kâğıdı işleIçten ve dıştan destek bulan bu maddenin 4'üncü fıkrasında bu vini yapmaktadır. Yanlış bir terim akım, Türkiye için gerçek bir tehözgürlüğe ters düşen bir kural ka kullanarak "türban" deyimini likedir. Bu akım, çoğulcu demokbul •edilmiştir. Bu fıkrada "din başörtüye, sonra çarşafa dönüş rasinin gereği budur gerekçesi ile kültürü ve ahlak öğretimi"nin ilk türen tartışmanın asıl hedefı, "te hoşgörü ile karşılanamaz. Çünkü ve orta öğretim kurumlarında settürü", yani örtünmeyi yasal bir hedef bir siyasi rejim değişikliğiokutulan zorunlu dersler arasın zorjınluluk haline getirmektir. dir. İstenilen, eşitsiz statüye sahip da yer aldığı belirtilmiştir. AnaSon yıllarda bu konuda dile ge vatandaşlardan oiuşan, çağırruzın yasa, "din kültürü" kavramını tirilen isteklere bir göz atalım: gerisine düşen bir devlet düzenikullandığı halde halen Türkiye' 1988 bütçe konuşmaları sı dir. Türkiye'de son yıllarda varde tnilli eğitim kurumlarında zo rasında ANAP'h bir milletvekili lığını duyuran bölücü akımlanna runlu "din dersleri" verilmekte Devlet Demir Yolları koltukları böylece bir yenisi eklenmiştir: HADt ULUENGtN dir. tslamı esas alan bu din ders nın erkek kadına göre bilgisayar Cinsiyete dayalı bölücülük! BRÜKSEL Strasbourg'daki lerini İslam dininde olmayan ço ca saptanmasıru, diğer bir milletcuklann da izlemeleri zorunludur. vekili ise kadın yolculanna özgü Türkiye Cumhuriyeti'ne içten Avrupa Parlamentosu'nda dün alınan kararla, TürkiyeAT Karma Bu uygulamanın sonucu olarak vagon ya da kompartımanların likle bağlı olan, Atatürk'ün acmış Parlamento Komisyonu (KPK) olduğu yolda ilerlemek isteyen her ayrılmasını talep etmişti! gençlerimize karşılaştırmalı dinler oturumunun 2526 nisan tarihlehakkında bilgi alacak yerde onları Son mahalli seçimlerinden vatandaşın görevi laikliklik aleyh rinde Ankara'da yapılması kesiııkaderciliğe iten, kuşkuyu esas önce Konya'da seçime giren Re tarlığını körükleyen bu akıma lik kazandı. KPK'nın Avrupa kaalan, bilimsel düşünceden uzak fah Partisi'nin belediye başkan çağdaş bir anayasa anlayışı için nadını oluşturan milletvekilleri laştıran, ahreti ön planda tutan adayı, kazanmalan halinde bele de "Hayır" demektir. Laik, hü dün kendi aralarında toplandılar bir eğitim verilmektedir. diye otobüslerini cinsiyete göre manist, çoğulcu demokrasi anla ve 30 martta komisyon "başkanGerek anayasarun amacından ayıracaklannı, ayrıca "bütün per yışına dayalı Türkiye Cumhuriye lık divanı" tarafından alınmış farklı bir biçimde verilen zorun soneli bayanlardan oluşacak ve ti'nin savunması için genç, y. ,1ı olan kararı teyit ettiler. Böyleliklu din eğitimi, gerekse yağmurdan bayan hastalara hizmet verecek demeden, hepimizin seferber ol le SHP'den ihraç edilen tbrahim sonra mantar bitercesine durma kadın hastanesi" kuracağını ilan ması hayati bir zorunluluktur, Aksoy'un "gölgesi" KPK'nın üzedan sayıları artan ve yasal olma etmişti. Seçim bildırgesinın birinci kutsal bir görevdir! rınden kalkmış oldu ve birleşimin yan tarikatlara bağlı bulunan izdn maddesini uygulamaya koyan gerçekleşmesi resmen kesinleşti. (1) Nokta, 19.10.1986 ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL , "5 \il 9 Ay Sigortasız ÇalıştmT SORU: tlk kez haziran 1%5'te sigortasız olarak çalışmaya başladım. Bu çalışmam, 1971 yılına kadar sürdü. Böylece, 5 yıl 9 aylık çalışmalanm, sos>>al güvenlik kurumlan kapsamı dışında gecti. 1977 mayıs ayında sigortalı oldum. Sigortalı oloşnmun üzerinden bir süre geçtikten sonra sigorta kapsamı dışında geçen çalışma süreleri için Borçlanma Yasası çıktı ve ben de bu yasadan yararlanarak, sigortasız geçen 5 yıl 9 aylık süreyi, 1978 yılında borçlandım ve borcumu da ödedim. Böylece, sigortahlık başlangıcı da 1965 yılına gelmiş oldu. Kadın sigortalı olarak, 20 sigortahlık yüım doldugunda 5000 gün prim ödedigim için emeklilik için başvuruda bulundum. Ancak emeklilik hakkını elde edemediğim yanıtım aldım. 1. 20 yıllık sigortahlık süresi içinde 5000 gün prim ödemek, emekli olmak için yeterli degil midir? 2. Yaş sımrlaması getirildiğini duydum. 1947 dogumluyum, bu nedenle mi bana aylık bağlanmadı? TürkiyeAT KPK 25 nisanda Ankarada YANIT: 1. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın yürürlüğe girdiği 1965 yıhndan bu yana, sosyal güvence dışında kalan çalışma sürelerine borçlanma hakkı tanıyan 3 yasa çıkmıştır. Bu >asalardan birincisi 1 Mart 1969'da yürürlüğe giren 1186 sayılı yasadır. 1912 sayılı yasa, borçlanma hakkı getiren ikinci yasa olarak 1.7.1974'te yürürlüğe girmiştir. Borçlanma hakkı getiren yasaların üçüncüsü ise 2167 sayılı yasadır ve o da 11 Temmuz 1978'de yayımlanmış ve aynı gün yürürlüğe girmiştir. Borçlanma hükümleri getiren yasaların birincisi olan 1186 sayılı yasa ilk kez sigortasız çalışılan ve borçlarulan sürenin başlangıç tarihini sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul etmiştir. ikinci ve ücüncü borçlanma hakkı getiren 1912 ve 2167 sayılı yasalar ise "sigortaülığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandınlma halinde sigonalıhğın başlangıç tarihi, borçlanduılan gün sayısı kadar geriye götürülür" kuralını getirmiştir. 1978 yılında, 2167 sayılı yasa uyarınca yaptığınız borçlanma, sigortalılık başlangıcınızı, bu nedenle 1965 yılına götürmemiştir. Buna karşılık, sigorta başlangıcınız olan mayıs 1977'den 5 yıl 9 ay geriye gidilerek, sigorta başlangıcımz ağustos 1971'e getirilmiştir. Yaşlılık aylığına hak kazanacağınız tarih, kadın sigortalı olarak 20 yıllık sigortahlık süresinin bitimi olan eylül 1991'dir. 2. Sigortahiara emeklilikte kademeli yaş sırurı uygulaması getiren 3246 sayılı yasaya göre yaş ile ilgili bir sorununuz yoktur. KIRALIK DAIRE Beşiktaş'ta mobilyalı, telefonlu daire Tel: 175 37 67 68
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle