25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kadın, fırsat eşitliği istiyor Türkiye ve Dünyada Feminizm ISPANYA Feminist Dergisi yazarlarından Doğuda kadınların bunca sorunu varken, siz Ayşc Diizkan, "Sornn, erkekierin orgazm tartışıyorsunuz şeklindeki eleştirilere iktidan" diyor. Düzkan, bu nefeministîerin verdiği yanıt, "Bu yaklaşım, son denle "Reformist kadınlann dedigi gibi 'dayak kalksın' demek derece kısır ve çok iyi bilinen 'Doğu için ycterii degil. Çiinkii lek iktidar yeterli' görüşünü yansıtıyor" şeklinde. mekanizması dayak değil" görüSavran'a göre, erkekler kimi alanlarda şünü ileri sürüyor. kadınlara destek olabilirler, ama asla feminist Eşitlik yetmiyor olamazlar. Dr. Sirman ise, lezbiyenlerin feminizme katkılarına değinerek, "Feministler Feminist hareketinin öncülerinden tthaka Psikolojik Danışmanlezbiyenleri sevmeseler de feminist hareket hk Merkezi uzmanı Stella Ovadia, lezbiyenler sayesinde çok ileri gidiyor" diyor. feminizmin amaçlarını şoyle ozet2 nüştüreceğiz." Geçmişleri ne olursa olsun, hangi grup, hangi dernekten gelirlerse gelsinler, kendilerini "feminist" olarak tanımlayanlar yeni hazırladıklan Kadınlann Kurtuluş Bildirgesi'nde yer alan bu göruşü benimsiyorlar. liyor: "Modern devletin yarattıgı kadınerkek eşitliginin bir yanılsama olduğunu, aslında eşitlik değil ezilme anlamına geldiğini biitıin kadınlara yaymak. Bu yanılsamadan en fazla nasibini alan da Kemalistlerdir." Feministîerin kocalan hangi sı 8 MART 1989 CVMHURİYET/17 SEMRA SOMERSAN "Kadınlar üzerinde egemenlik kurmak için aşktan şiddete kadar her tiirlü yöntem uygulanıyor. Şiddeti yıkacağız, ama aşkı dö nıflan olursa olsun bütün kadınlann bu ezilmeden pay aldıklanna inanıyorlar. Ama sömürülmenin biçimleri katmandan katmanadeğişiyor. Ovadia "Bedenine, kimliğine el konmamış kadın yok, Yani çocuklugunda kendisine ev kadınlığı, teslimiyet, annelik, erkeklere hizmet etmeye yetiştirilmemiş kadın yok. Bir kısım kadınlar evlenmeyerek emeklerini kurtanyorlar, ama başanlı kadınlar, meslek kadınlan bile ev kadınbğından kurtulamıyoriar. Yani bütün kadınlar ya ev kadınıdır ya da en azından ev kadını olmaya >azgılı doğarlar. Amaç, bep birlikte bundan kurtulmak için çalışmaktır. Özetle; feminizmiın utopyası, toplumun cinsiyetler arasındaki iktidara göre örgütierıme ilişkisini yok etmektir. Fenıinist vVollestonecraft'in dediği ||i biı, kadınlarla erkekler arasında t asyondan, yatay orgütlenmeden k i farkın bir gün gerçekten sade yanayız" diyor. ce anatomik farka inmesi, topI umsal hiyerarşik niteliğini Batı taklitçiliği mi? 'kaybetmesidir" diyor. Fetninistlere yöneltilen eleştiriFeministler bugün toplumda mevcut olan bütun değerlerin er lerden biri, feminizmi tamamen kek değerleri olduğunu, toplu Batıdan ithal ettikleri, Batılı kavmun tamamen erkek çıkarlarına ramlarla Türk toplumuna yaklaşgöre örgütlendiğini vurgulayarak tıkları konusunda odaklaşıyor. kadın kurtuluş hareketinin bunu Feminist Dergisi'nden Düzkan değiştirmeyi amaçladığını belirti yanıtı yapıştırıyor: "Marksizm yorlar. Ovadia, "Kadınlarla er Konya'da nu doğdu? Türkiye'de kekler arasında fırsat eşitliği iste • bu Batıcılık suçlaması komik, mek asgari bir talep. Biz bunun çiinkii bizdeki bütün muhalii da ölesinde, toplumun erkek rl<: akımlar, sosyal demokrasi, Markğerlerinin dönüştünilmesini, er sizm hepsi Batı kökenli." kek niteliğinin değiştirilmesini de ODTÜ'de öğretim üyesi ve feistiyoruz. Bunun için eşitlik yet rninist Dr. Niikhet Sirman ise, miyor. Biz sadece pastadan pııyı "Türkiye'deki feministler 3. Dünmıa almak istemiyonız. Topl um ya veya Batılı olmay an bir femida hiyerarşi istemiyonız. Tarn da nist hareketin farkındalar. Kendi bu yüzden şimdi örgütknirkeıi ro dünyalannı buna açmaya çalışı yorla r. Batı nın taklitçisi olmak istem iyorlar" bilgisini veriyor. Anca k "Türkiyeli feminizm" derken, Batı taklitçisi olmamak, Batıdan azı ile yetinmek anlamına gelm iyor. Düzkan, "Biz peçe ile uğraijsak yeter. tktidarla uğraşmayı Batılılara bırakahm" ya da "Do ğuda kadınlarm bunca önemli soırunlan var. Siz geJmiş orgazm tartışıyorsunuz" turu bakış açılarının son derece kısır ve iyi bilinen "Doğu için yeterli" (Bon Pour L'Orient) görüşünü yansıttığmı stfy luyor. Ft minist erkekler I "eminist grup ve eylemlerde erkekler genellikle yer almıyor. Femiı ıizm açısından erkekleri en çok rarıatsız eden noktalardan biri bu. Ama feministler, kadınerkek karış ık gruplarda, kadınlara yine iki nci sınıf vatandaşlık düştüğünU, kadınlann konuşmaya çekindilderini belirterek, ozellikle küçü.lc gruplarda erkeklerin olmamzısı gerektiğini savunuyor ve kadınlann mücadelesine kadınlarda n başka hiç kimsenin sahip çıka mayacağını belirtiyorlar. Bu küçük bilinç yükseltme gnapları dışında kalan yurüyüş, mi ting türü feministîerin düzenlecliği eylemlere ise ferninist sempa tizanı erkeklerin katıldığı görülüyor. Ancak 1987 haziranındaki Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü'nde olduğu gibi bu katılım zamanzaman feministler arasında tartışmalara yol açıyor. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için akşamüstü Yeni Bizans Sanatevi'nde yapılacak kutlamalarda ise erkeklerin yer almaması kararlaştınldıı. Scjsyalist Feminist Kaktüs Dergisi' nden felsefeci Dr. Gülnur Savıran, kadınların kendi uzun dönemli mücadelelerini sürdürmeleri, bunun için hiçbir erkek gnıbuna güvenmemeleri gerektiğini vurguluyor. Savran, "Erkekler kimi alanda kadınlara destek olsıbilirler, sempatizan olabilirler ama feminist olamazlar" diyor. Ovadia ise, "Feminist sempatizanı erkekler varsa işaretlerini versinler. Hani örgütleri? Yayınlan nerede?" diye soruyor ve ekliyor: "Türkiye'de erkekler benüz cinsiyetciliğe karşı örgütlenemiyorlar. Oysa Avnıpa'da boyle erkek gruplan var. Bunlar genellikle kadın hareketinin en yüksek aşamasında ortaya çıkıyoriar." Türkiye'de feminist hareket henüz bu noktadan uzak. Her ne kadar feministîerin bazı talepleri muhalefet tarafından benimsendiyse de her türlü cinsiyetçiliğin, aynmcüığın kaldınlması yasalara girmedi, hayata geçirilmedi. Bunun nedenleri arasında Türkiye'de bir lezbiyen hareketin olmayışı da yer alıyor. Düzkan, lezbiyenlerin feminizm için çok ileri talepler getirebildiklerine değinerek, "Erkek dünyası ile köprüleri attıklan için lezbiyenlerin daha radikal olma imkânlan var" diyor. Antropolog Dr. Nükhet Sirman da "tngiltere'de en dramatik analizleri, en çarpıcı yorumlan lezbiyenler yapıyor. Feministler lezbiyenleri sevmese de feminist hareket lezbiyenler sayesinde çok ileri gidiyor. Oysa Türkiye'de bırakın lezbiyenlik, 'feminizm' dediginiz zaman kıyamet kopuyor. Lezbiyen haklanndan bahsetmek olanaksız. Zaten feministler de 'Yok yok, ben lezbiyen değilim' diyerek onlann haklannı korumaktan kaçıyorlar" diyor. Şimdilik eğitim, öğrenim ve olanaklar açısından buyük ölçüde sadece kaymak tabakanın öncülüğünü yaptığı feminist hareket, 1990'h yülarda kitlelere yayılacak mı, yoksa yıldız gibi parlayıp sönmeye mi mahkum? Felsefeci Dr. Savran geleceğe umutla bakıyor: "Feminizmin 12 Eylül döneminde çıkması bizim için dezavantaj oldu. Ama 199O'lı yıllarda feminizmin çok güçlenecegine inanıyorum. Genel toplumsal muhalefet guçlendiği oranda geniş bir kadın kitlesine yavılacak... İşçiler güçlendikçe kadın işçüere ulaşmak kolaylaşacak. İşçi kadınlar da sozde eşit olduklan mücadelede pratiğin nasıl farklı olduğunu görüp bazılannın 'daha eşit' olduğunu anlayacaklar. Dolayısı ile dönnşme>e, değişmeye, kadınlar için ayn bir kurtuluş mücadelesi benimsemeye daha hazır olacaklar. Ve bu kez çaikantı oldugunda kadınlann mücadelesi ikinci plana anlamayacak" görüşünü ileri sürüyor. Ama bütun feministler bu iyimserliği paylaşmıyor. Kimisi buna kanıt olarak, son bir yıl içinde feminizmin durakladığına işaret ediyor. Diğerleri muhalefetin, feminist hareketi masetmek, taleplerini benimseyerek kendilerine mal etmek ve sonuçta feministleri unutturmak istediğine değiniyorlar. Ancak bugünkü hareketin önculeri kararlı: "Biz kendimizi unutturmayacağız. Feminizmin masedilmesine olanak vermeyeceğiz ve feminizm kitlelere yayılacak" diyorlar. Her kadın biraz Carmen, sevişirken de dövüşürken de dişi MtNE SAULN1ER MADRİD "Biz gülü dişlerimizin arasına kısürdık mı, dudaklanmm dikenlerin üstüne kapatıp kanatanlardanız!" İspanyol Komünist Partisi (PCE)'nin Merkez Komitesinden Kadın Dairesi Başkanı Jaana Donya, bu sözlerle tanımhyor ülkesinin feministlerini. Prospe Merimee, ünlü romanı Carmen'i kaleme alırken, ilk hayali tspanyol feministinin portresini çizdiğinin aynmında mıydı? Gunümuz lspanyası'nda her kadın biraz Carmen. Carmenler yüz binleri aşmış, milyonlara ulaşmış. Feminizm koca parasıyla yapılan geçici bir moda, flört dopingi ya da alkollü gecelerin çene çerezi değil burada. Son beş yılda tam beş bin kadının, kocası ya da belalısı tarafından öldüruldüğü İspanya'da, feminizm ciddi bir iş. Feminizmin kotası var. tktidardaki Sosyalist Işçi Partisi (PSOE)'nin sorumlu organlanna seçilecek görevlilerin en az *k 25 oranında kadın olması zorunlu. lspanya Komünist Partisi'nin yönetimini paylaşan kadın oranı da % 25. Tüm komünist partileri parlamentoda bir araya toplayan Birleşik Sol Koalisyonu (lU)'nun iskeletinde ise bu oran son kurultayda % 30 olarak belirlendi. Kota sözcüğu de bizim yakıştırmamız değil, siyasal kurumlann "kadın kotası" olarak kullandıklan kavram. Kadınlann azınlıkta bulunduğu ve kotası olmayan merkez ya da sağ partüer, bu kotalarla çok dalga geçiyor. Tutucu Halk Partisi (PP) Başkanı Manuel Fraga, kendisine ikinci başkan yardımcısı olarak (birinci yardımcı erkekti!) bir hanımı "seçtirdiginde", yeni yardımcısını kürsüye şu sözlerle davet etti: "Bizim partide kadınlar kotayla degil, kafayla iktidara gelir." Oysa sosyalistlerle komünistlere göre bu kotaların hiç de alay edilecek bir yani yok. lspanya'nın en ünlü feminist avukatı ve Birleşik Sol sözcüsü Christina Alameida. şu sözlerle açıklıyor olayı: "Çogu ülkelerdeki gibi İspanya'da <o 52 nüfus oranıyla çoğunluğu kadınlar oluşV rnnıyor. Böylesi net bir çoğunluğun siyasal kunımlarda r o 2530 oranında söz sahibi oTmasından daha dogal bir şey düşünülebilir mi?" Kendisine birtakım yetkilere ulaşmanın sayısal üstünlükten çok yetenek ve bilinç sorunu olduğunu ammsattığımızda, verdiği yamt ise çok ilginç: "O sonımluluklara getirilen erkekierin rümü bilinçli ve yetenekli mi sizce? kotalan gerçekten görevinin aynmında ve denginde olanlarla doldurmanın güçlüğünü bili>oruz. Ama düşe kalka onlar da yetişir, bata çıka öğrenirler. Biz bunnn için buradayız." sahip olanlar arasında, örneğin üniversitelerde, her şeye rağmen 406 bin 97 erkek öğrenciye karşm 380.764 kız öğrenci okuyor! Devlet mekanızn ıasında Sosyal îşler Bakanlığı'na bağü bir kadun enstitüsü var. Partili partisiz tüm kadın kuruluşlarına parasal kaynak sağlıyor ve kadınlara yönelik eşitsizlik ya da haksızlıklarla devlet düzeyinde savaşmakla görevli. Belediyelen: bağlı olarak işleyen, tüm kentlere kurulan; döv ulmüş, sövülmüş ya da herhangi bir nedenle başı dertte kadınlara sığınak ve yardım sağlayan "kadın yurtlan"nın malzeme ve personel gere ksinimini de bu enstitu ustleniyor. Feminist kadın kuruluşlann tspanya'da kazaodığı son zater, şu günlerde parlamentonun onayından geç«xek olan askerlik yasası. Bu son İspanya'da okuma yazma bilmeyen her 100 yasa tasansına göre orduya girmek isteyen kakişiden 77'si kadın. Ne var ki okuma şansına dınlann önuııdeki tüm aynmcı engeller kaldı rılıyor ve kadınlann erlikten generalliğe, erkeklerle eşit koşullarda ulaşabilmeleri sağlanacak. Gördüğünüz gibi Carmen, yalmz güle değil, dikene cle sahip çıkmakta. Bu yazıyı okuduğunuz saatlerde Madrid'de binlerce kadın, kürtaj yasasımn değiştirilerek koşuLsuz serbest bırakılması için yürüyecek. 1908 yılında New York kentinde 8 mart günü daha iyi çalışma koşulları ve ücret istedikleri için öldürülen 128 kadın pamuk işçisinin anısına, Madrid mevdanlannda bu sabah büyük bir gösteri ve oğleden sonra bayram var. Carmenler bugün sokaklarda dans edecekler. Bu yılın 8 mart afişi önünde dalıp gittim: Mor bir kâğıt üzerine siyah beyaz bir kadın deseni, İspanyol şalını çıplak omuzlanndan hafıfçe kaydırmış bir Carmen'i simgeliyordu. tspanyol kadını, yalnız sevişirken değil, dövüşurken de alabildiğine dişi. '7İBD Topluma uyumlu âzınlık: Kadınlar Kadın hareketinin en heyecanlı dönemi 196O'lı yıllar oldu. 1964'te muhafazakâr milletvekili Smith'in anayasanın 'ırk, renk, din ve milletine bakmaksızın iş eşitliği' maddesine 'seks' sözcüğünün de eklenmesini istemesi olay konusu oldu. Oysa Smith feminist değildi. AB&nin 200 yıllık tarihi içinde seçimle yönetimde söz sahibi olan kadın sayısı bir çırpıda sayılabilecek kadar az olmasına karşın, kadın hakları ve kadın hareketi son derece kurumlaşmış yapıda. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK ABD'de çağdaş anlamda kadın haklanna yönelik gelişmderi 17. yy'dan başlatanlaıa rastlamak mumkün. Onca zamandan sonra bugün bakıldığında ABD'de kadınları halen azınlık statüsünde, ancak topluma en uyumlu azınlık olarak tanımlamak mümkün. Kadın hakları güncel politikada çoğunlukla kürtaj, pornografı, cinsel aynra, lezbiyen hakları, kadınlara yönelik saldırılar gibi belli başlı konularda gundeme geliyoı. Seçme ve seçilme hakkına uzun süredir sahip olmasına rağmen kadınların halen seçilerek yönetme konusunda siyahlardan bile geri olmalanndan şikâyet ediliyor. Hâlâ daha başkanük, başkan yardımcıhğı, milletvekilliği ya da senatörlük için aday olarak seçinılere katılan kadınlar 200 yılhk tarihin içinde bir çırpıda sayılabilecek kadar ender rastlanan durumlar. Benzer şekilde üniversite dekanlığı, büytık kamu kurumlannın yöneticiliği vb. konumlarda da kadınlara kırk yılın başında rastlanıyor. Busb ve Reagan kabinesinin tek kadın bakanı Ehzabeth Dole, BM Büyükelçisı Jeanne Kirkpatrick ve Anayasa Mahkemesi Yargıcı Sandra Day O'Connor son sekiz yılın en yüksek rütbeli kamu yetkilisi kadınları. Kadınlar seçilmek yerine çoğunlukla'eşlerinin yerini doldurmayı tercih etmişler. Komünist parti, Yaşam Hakkı Partisi'nin kadın cumhurbaşkanı adaylan dışında ise hatırlanacağı gibi iktidara en fazla yaklaşan kadın 1984'te Demokrat Parti "den VValter Mondale'in yanında başkan yardımcısı adayı olarak seçime katılan Geraldine Ferraro olmuştu. Bütün bunlara rağmen kadın hakları ve kadın hareketi ABD'de son derece kurumsallaşmış bir yapıya sahip. Kadın hakları konuları artık her biri kendi dalında uzmanlaşmış yayın organlannda tümüyle o ilgi alam içine giren okurlar arasında tartışılmakta. Pornografiye Kadınlar Birliği, Lezbiyen Kadınlar Dergisi, Irkçılığa Karşı Kadınlar Dergisi, Kadın Sanatçılar Dergisi, Kadın Yöneticiler Dergisi, Çalışan Kadın, Kadın Edebiyatı, Kadın Şairler Dergisi, Kadın Kitap Eleştirileri Dergisi, İktidardaki Kadınlar, Çalışan Anneler, Yalmz Kadın, New York'lu Kadın gibi duzinelerce kadın dergisi yayımlanmakta ve kadın haklannı bir köşesınden ele almakta. Bunlann en çok satan ve çalışan "özgürlükçü" kadınlar arasında en yaygın olanı haftalık "M.S.". Kadın hareketi ile evli ve evli olmayan kadınlan birbirinden ayırt etmek için kullanılan " m r s " ve miss" ibarelerine karşı getirilen ve kadının "bagh" ya da "bağsız" olduğunu bildirmeyi tercih etmediğini belirten " m s " ıfadesinden geliyor. Bugün bu kadar çeşitlenen kadın hareketinin en heyecanlı dönemleri 1960'h yıllar ABD'si. 1%3'te Betty Friedan "Feminine Mystique" kitabıru yazdığında ardında 19. yy'da kendini toparlamış bir kadın hareketi vardı. 1964'te güneyli muhafazakâr Milletvekili Hovvard Smith anayasanın "ırk, renk, din ve miliiyetine bauılmaksızın iş eşitliği" maddesine "seks" sözcüğünün eklenmesini istediğinde alay konusu oldu. Halbuki Smith feminist değildi, bir yıl önce "eşit işe eşit ücret" yasa değişikliğine karşı oy kullanmıştı. Ancak Smith kadının ABD'de bir azınlık olduğu fıkrini belki de ilk kabul eden muhafazakâr olacaktı. Nitekim öneri kabul edildiği gibi, Eşit İş Fırsat ları adlı bir komisyon bile kunıldu ve anayasanın yedinci maddesi ihlalleri ile uğraşmakla yükümlü kılındı. "Eşit işe eşit ücret" sloganı ile kadın evden kopup, mevcut iş gücü gereksinimine uyum gösterebilme mucadelesini resmilestirmiş oldu. 1966'da bu mücadelenin ABD açısından sonıut meyvesi olan bugünkü en büyük kadın örgütü "Now" kuruldu. " N o w " O^ational Organization of Women) hedefini söyle ifade etti: "Kadınlann, Amerikan toplumunun kurumsallaşan yapısına tam katkıda bulunabilmeleri için "şimdi' harekele geçme çağnsı." Now ile birlikte ABD'de bugün "kuramsallaşmış feminizm" olarak bilinen yeni bir yapı ortaya çıktı. Now'ın ilk başkanı Betty Friedan oldu. Kennedy komisyonu kadınlar üzerine resmi raporlar yazdı. Now önemli bir siyasi güç haline gelmey başladı. 1970'ie on binlerce kadın bütun ABD'de "özgürlük" hareketinin 50. yıldönümü nedeniyle büyük bir greve başladı. Katılanlann talepleri 24 saat çocuk bakımı, emin kürtaj ortamı için gerekli önlemlerin alınması, iş ve eğitimde eşitlik şeklinde slöganlaştırılmıştı. Çeşitli şehirlerde kadınlar barlan işgal ederek "özgürieştirdiler." Eşitllğln fotoğnfı mı? Feministler, 'Bedenine, kimhğıne el konmamış kadın yok. Yani çocuklugunda kendisine ev kadınlığı, teslimiyet, annelik, erkeklere hizmet etmeye yetiştırılmemiş kadın yok Başanlı meslek kadınları bile ev kadınlığından kurtulamıyoriar Yani bütün kadınlar ev kadınıdır. Ev kadını olmaya yazgılı doğarlar" görüsündeler. Onlar, ev işlerinı erkeklerle paylaşmaktan, ısbölumünden vanalar. Now'ın yam sıra önemli bir başka kadın hareketi Volu "radikal feminizm" olarak bilinen ve 1960'larda Öğrenci hareketine bağlı olarak gelişen feminist gnıplardı. Radikal feministler kadınlarla ilgili konuların dışında politik olarak daha aktiftiler. Vatandaşlık hakları mücadelesi sırasında güneye gidip siyahlann yanında yer aldılar. Vietnam'a karşı protestolara katıldılar. Derken kadın hareketi daha çeşitlenmeye başladı, sol gruplardan ayrıhp sadece kadın konulanyla ilgilenmeyi yeğleyen "Kırnuzı Çoraplar" 1969'da New York'ıa bir grup oluşturdu. Now hareketini fazla liberal bulan, kürtaj konusunda daha muhafazakâr kalmayı yeğleyen grup Weal adıyla yeni bir grup oluşturdu. Lezbiyen feministler, komünist ve sosyalisı gruplann kadın kolları ve feminist grupları, bireysel feministler olarak kadın hareketi, kadın haklarının çeşitliliğince çeşitlendi. Sonunda ev kadınlan feministlere karşı haklannı korumak için bir grup oluşturdular: "Ev Kadınlan Grubu." duğu gibi azmlıkta. Orneğin ev işi Alman kadınları arasında geleneksel rolün ve çocuk bakımı, çalışsa bile yidışma çıkmaya, yeni kadın olmaya yönelik ne kadının üzerinde. Almanya'da eğilim var, ama yine de kadınlann yüzde 62'si haftalık çahşma suresinin kısaltılması, daha sık tatile çıkabilmek, hafta sonlannı çamaşır ve ev temizliği ile sayıcâ daha az çocuk doğurmak da i. erkekler ise arabaları ile ilgilenerek geçiriyorlar. kadının yükünü azaltmadı. Geleneksel rolün dışma çıkma çabası tiplemelere sadık kaldığını gösteriyor. Evlilik, çocuk ve kariyen bir arada götürebilen, zamanını evin temızliğınden çok kendini geliştirmeye, bilinçlendirmeye ayıran kadın Almanya'da da var. Fakat dünyanın birçok yerinde olKadınlann yüzde 62'si cumartesi runlerini çamaşır ve ütüyle, erkekler ise otomobillerini yıkayarak geçiriyorlar. Evde halledilmesi gereken sosyal sorunlar, aile bireylerinin birlikte yapabilecekleri herhangi bir boş zaman etkinlığini duzenlemek, yine kadınlara düşüyor. Sadece aile içinde değil, dışarıda da kadınlar cinsiyetlerinden dolayı dışlanıyorlar! Kadın haklannın temel istemlerinden biri sayılan "eşit işe eşit ücret" Almanya'da tam anlamıyla hayata geçirilmiş değil. Kadınlar, erkeklerden daha sık ve daha uzun süre işsiz kalıyorlar. Üstelik çocuklu kadınlann, çocuklu erkeklere oranla iş bulmaları çok daha zor. Federal Alman Anayasası'nda "kadın ve erkek eşittir" tanımlamasının yer almasından 40 yıl, evlilik hukukunun reformlaştınlmasından 21 yıl, kadınlann seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin uzerinden 70 yıl geçmesine karşın, Alman nüfusunun yarısını oluşturan 32 milyoıı kadın hâlâ haksızlıklarla iç içe yaşıyor. Aile ve iş gibi çifte yük altırıda eziliyor. Kısacası, yasalarla b>:lirlenmiş hakların, günlük yaşaaıa geçirildiğini söylemek güç. Bunun boyle olmadığını Federal /Vlman kadın bakanının başlattığını Plakat eylemi de gösteriyor. 800 bin mark butçeyle başlatılan aksiyoııda erkeklere, "Kadınerkek eşitliği ni kabul edecek güçte miâniz" sorusu yöneltiliyor. Amaç erkekleri bu konuda düşunmeye çağırmak ve yeni bir bilinçlenmeye doğru adım atmak. Öte yandan Almanya'da partilerin ozellikle iki büyuk parti, Sosyal Demokratlarla Hıristiyan Demokratlann bir bi'inçlenme sürecinc girdiğıni, hatta Sosyal Demokral Parti SPD'nin yerleşik parti düreyini aşıp, kota sistemini getirdiğini Alman kadınlar açısından güzel, sevindirici bir haber olarak verebiliriz. Bundan boyle gerek partide yönetim kadrolanna gerekse seçimlerde milletvekili aday listelerine yüzde 40 kadın ismi yazılacak. İktidar partileri Hıristiyan Demokrat CDU ile Liberal FDP kota uygulamasına karşı çıksalar da partilerdeki birçok kadın politikacı, belkı başka biçimde, ama kadınlara parti yonetiminde \e aday listelerinde şans eşitliği tanınmasını istiyorlar. Butün bunlara karşın kurtajı yasaklayan 218. paragraf, hâlâ Federal Alman kadınlarının başta gelen sorunu. ALMANYA I GÜNER YÜREKLtK BERLİN Gerçi Alman kadınlar arasında geleneksel rolün dışına çıkmaya, "yeni kadın" olmaya yönelik güçlü bir eğilim söz konusu, ama hâlâ araştırmalar kadınlann genellikle alışılagelmiş Bir zamanların 'mahcup feminist"i, feministlere göre Türkiye'de feminizmin kurucusu, kendine göre ise sadece Türkiye'de ilk kez kendine "feminisl" diyen Doç. Şirin Tekeli ise geleceğe daha farklı bakıyor. Tekeli, goruşünü şoyle özetliyor: "Kısa sürede uzun mesafe katetlik. Ve feminizm Türkiye'de meşnıiyet kazandı. Ama bundan sonra bir yere gider mi, giderse nereye gider bilmiyorum. Mutlaka gelişip kitlelere yayılacak demek mümkün de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle