23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/12 HAVA DURUMU l etaon** Genel MüdüfiüCu'ncten alınan bigıye göre: yurdun bat keşmlen çok bulutkı, Marmara. Ege. Akdeno. Iç Anadolii ile Bat w Orta Karadene bokjeien ya^ştı. öWa yerler parça* ve 12 hJluflu geçecek. Yagtşlaf „ yajmur v» saganak. lakya, k; Ege » BaD Ka ilk. raoenc iç kasimterinin yulsckMe karta kan > S M e deOçnMyjeek RUZGAR Yurtun kuayM kBsmlennrte kuay. MeM yerterie guney «e doju yfalenlen fıatl, a n sra orta lonvetfc. yurüun ku2Ey«atı leafnnnnde kuvvRI esecek. Oenöenmcıle risgar: Dogu Karadenu'üe nız ve AKdeıu'de mutedll. öteki denııterımızde kaba ve çok kaba OaJgalı. gun dogusu ve to&mM, Akdenc'de W>ie. tahmnı dalga yutoekJ* 0513, Uarmara, Dogu Karadene « Akdenîzde M M (MdlriniıdeyıHBvepoyrajdan.Do 23. Ege açıklan ile BaD Karadenıfde 35 m dobymda bukınacak |u K m a m z ve MdenUto 35. » M i deföerana* M I U V M M K saafle Ooju Kndene ve AJdnztk «W1. ofcü aaiıleıiıiMle 33«O demzmiıMaesectk O6NIZ:DofluKarade Q ^ ^ ^ buiutkı ^ yajrnjrlu a | s . s l jŞlenı HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN Y Y Mıyaman B K Af>on B Afrl Y Ankara Y Amakya AnUya Y B Artvin Aydın Y BaMesr Y Klecık Y Bingöl B Kns B K Botu Y Buna Canakkate Y Y Coruıtı Y Adana 17° 8°Hyart)akır 11° 5°Edırne MP 6°Erancan 9° 2°Er7urum 11° 4° Eskişehir 12° 7°GaaanBp 17° 10° Sresun 16° 8°Gumu$taneB 12° yHakkâri â 15° 5°lsparta 10" fistatful 1? 2»lzm» 1«° 3°Kars 14° 2° Kaaamocıu K 12° 2°Kayseri 10° PKırtdareli 10° 4°Konya 12° 3°Kitaliya 14° 4°Malatya 14° 2°Manısa 6° 2°K.Maraş 16° 2°Metsn 10°4° Mu$la 11° 6°MUS 20° 6°N*!e 16° 4°0n)u 15° 2°Flıze 15° 1°Samsun 10° 1° Siirt 10° 4°Sinop 5° 4°Smas 14° 3° TekirdaO 13° 1°tabam 12° 2°1mc* 6° 2°Uşak 12° 5°Van 10° 2°Vazgal 15° «°Zonguldak Y Y Y Y B Y Y B Y 8 Y Y Y B B K 11° 4° 15° 6° 17° 9° 11° 2° 12° 1° 14° 5° 16° 4° 19° 5° 14° 6° 18° 6° t2° 6° 10° 4° 9° 3° 16° 5° 14° 3° 10° 2° DÜNYA'DA BUGÜN Amsterdam Amman Atına Bagdat Barcelona Basel Belgrat Bertn Bonn Bruteel Budapeşte Cenevre Ceayir CSdde Dubayi Frankfurt ftme B A Y A A A B A B B B A A A A B Y 8 A KaNre Kopenhag B B Köln Letosa Y 12° 16° 14° 17° 16° 10° 12° 12° 11° 12° 12° 1f 18° 25° 25° 11° 20° 3° 17° 13° 11° 20° Lnungrad 8 4° Londra Y 13° Madnd A 20° Milano A 15° Mofflreal Y 12° Moskova K 1° B 10° Münih Ne» Ybriı a 5° a 5° Oslo B 14° Paris B 10° Pıag A 23° Rryad A 17° Rorra Sotya Y 6° A 15° $am A 20° TelAnv A 21° Tunua S 6° Varşova A 14° venedk B 12° Vıyana VVasJııngtonB 6° Zurih B 10° M, MUSTAFA EKMEKfl ANKARA NOTLARI 7 MART 1989 Şakayla Kanşık... Sayrılarevine yatmazdan önce, İsmet Paşa'nın özel kalem müdürlerinden Haldun Derin'in, Paşa'yla ilgili anılarını banttan dinleyip yazmıştım "Ankara Notlarf'nda. Haldun Derin, kısa kısa Paşa'nın özelliklerini anlatıyor, bir yerde şöyle diyordu: "Biraz da kendine özgü davranışları... Eşi Sayın Mevhibe İnönü'ye, biraz uzakta ise "Hanımefendiiii" sesleniş şeyi, o kelimeyi uygun görüyor. Ben özel kalem müdürüyken, "Halduuunn", vakta ki musteşar oldum, "Müsteşar Beeey!". Her şeyin zamanı ayrı tabii, erkânı, adabı. Yeni, yakışan neyse öyle, onu yapıyor Efendim, ölçülü ifade... Bunu kendi bakanlar kurulunda dahi soylemiştir; gene bir metin okunuyor, yani resmi metinlerde 'gayet1, 'olağanustü', 'çok büyük' gibi tabirlerden kaçınır ve onları işaret eder, düzelttirir. Yalnız gene o bir irticalen konuşmasmda söylemiştir; 'Mübalağa etmekten sakınırım... Ama Türkiye'nin işte emniyet vaziyeti eskisine nazaran çok kuvvetlenmiştir...' falan gibi. Yani hep mübalağa etmekten, abartmaktan çekinen bir tabiat. Ama şakalaşırken, mesela gazeteci Ahmed Emin Yalman merhuma: Oooo, Ahmed Emin Bey bin yaşında! Aralannda belki 'sen mi yaşlısın, ben mi yaşlıyım' konuşması olmuş, takılırdı. Yanına ilk defa giren bir zat, bir kimse, yahut tanıdığı, fakat uzun zaman görmemiş, girdi oturuyorlar, konuşmaya başlıyor. Hemen ilk soru: Şigara içiyor musun? Yanıt: İçiyorum Paşam! Ne zaman bırakacaksın? Yahut yanıt, 'İçmiyorum Pasam^ sa: Ne zaman başlayacaksın? Şimdi bu sorunun hikmeti şu: Kendisi şikâyetçi; doktor da 'Bırak sigarayı' diyor, 'öksürtüyor' falan, Acaba bu işi başkaları nasıl idare ediyor onu anlamak istiyor..." Prof. Ahmet Sonel anlatmıştı bir gün sayrılarevinde odamda. Sonel bir gün Cevat Dursunoğlu'na gitmiş, Dursunoğlu kaip krizi geçirmiş. Sonel, "Sigarayı kesin" demiş. ikinci gidişinde sormuş: Herhalde sigara içmiyorsunuz artık, değil mi? Vallahi doktor, demiş Dursunoğlu; sigarayı kesmiştim, geçenlerde İsmet Paşa geldi ziyaretime, 'Sen boş ver doktorlara, beş taneden bir şey olmaz' dedi, ben de içiyorum!" İsmet Paşa, 7 Nisan 1958'de oğlu Erdal'la gelini Sevinç'e yazdığı mektupta, "Dizim ağrıyordu. Şimdi röntgen yaptırdım çok iyi buldular. Ben bir aydan beri cigara içiyorum. Keyfim şimdilik yerinde. Bakalım ne vakit bırakacağım?" der. İsmet Paşa o zaman 74 yaşındadır. Bense sayrılarevine gireli beri sigarayı bıraktım. Bakalım dayanabilecek miyim? İsmet Paşa'nın basınla ilışkilerine değinmek istiyordum. Onu da Haldun Derin anlatmıştı, onu da bir başka zaman aktarırım. Turgut Bey, basınla iyi değil. İşine gelmiyor artık basın. Emin Çölaşan'ın, "Turgut Nereden Koşuyor?" adlı yapıtını okumadığını söylüyor. Pek inandırıcı değil! Geceleri gizli gizli okuyordur! ANAP, şimdi gizli bir kamuoyu yoklaması yaptırıyor universiteli gençtere. Yurttaşlara tek soru sorulacak: "Kime oy vereceksiniz?" yani "Hangi partiye oy vereceksiniz?" ANAP, yerel seçimleri, demek genel seçim gibi düşünüyor. Hani, yerel seçimlerle genel seçimin ilgisi yoktu? Bal gibi var işte, kendi yaptırdıkları kamuoyu yoklamasından belli bu. Bir de şunu söylüyorlar gençlere: Bu sakın, basına sızmasın! Sızdı işte, ne olacak şimdi? Ben yine aylar sonraki bu ilk yazıda İsmet Paşa'nın şakalarına döneyim; CHP'li eski milletvekillerinden Kudret Bosuter, İsmet Paşa'nın şakalarından örnekler yazmış sayrılı olduğum günlerde. Şöyle anlatıyor Kudret Bosuter: "Değerli kardeşim, Dost yüreğinin yaptığı yılbaşı şakası, seni seven, sayan herkesi telaşlandırdı. Dün Uğur'dan sağlık durumunun düzelmekte olduğunu öğrenince rahatladım ve bu sevinçle İsmet İnönü'nün iki şakasını yazıp, yılbaşı armağanı olarak sunmak istedim. Bir gün Sayın Kemal Satır'la birlikte Pembe Köşk'teydik. İsmet İndnü bir kalp spazmı geçirmişti. Kemal Bey, 'Köşk'te güzel bir hemşirenin bulundurulmasını' önerince, birden korkmuş, paniğe kapılmış gibi ayağa kalkıp, kayıpa gitti. Telaşla etrafına bakıp, kolaçan ettikten sonra, parmağıyla 'sus' işareti vererek: Aman hanımefendi duymasın, perişan eder! dedi. Hep birlikte bastık kahkahayı... Bir diğer anım da şöyle: 83. yaş günü nedeniyle İstanbul il örgütü onuruna bir öğle yemeği düzenlemişti. Deniz kıyısındaki restoranın bahçesinde Mevhibe Hanımlar, Paşa'nın tam karşısmda oturuyorduk. Neşe içinde yenilip içiliyordu. Hanımlar Paşa'nın elini öpüyor, boynuna sarılıyorlardı. Eşim, herhalde içkinin etkisiyle olacak bana: Eğer bir gün sen de ünlü olur da genç genç bayanlar tarafından böyle öpülürsen, kıskanırım ve de çok kızarım! dedi. Bu şakayı duyan hanımefendi ısraria, Alev Hanım, Paşa'ya da söyteyin' diye tutturdu. Yemekten sonra Heybeli'ye gidiyoruz. Vapurun arka kısmındaki tahta sıralarda yine karşı karşıya oturmuşuz. Çevremiz her zaman olduğu gibi kalabaiık. Hanımefendi, aynı istegini yineleyince, eşim bu kez Paşa'nın kulağına eğilip, aynı cümleyi tekrariayıverdi. Paşa^da çık yok! Hiç duymamış gibi, sanki bir sfenks. Ben de içimden 'İnşallah duymamıştır' diyorum, kızdırmış olmaktan korkuyorum. Vapurdan Heybeli'de indik. Kafile halinde yürüyor, evlerine yolcu ediyoruz. Yolda hanımlar yine ellerini öpüyor, boynuna sanlıyorlar. Ben, belki kızmıştır endişesiyle geride kalmaya çalışryorum. Fakat Paşa, yürüyüşünü öyle ayarladı ki birden kendimi yanında buluverdim. Paşa, sanki bizi hiç görmemiş, bize söylemiyormuş gibi sesini yükselterek: Bosuter, hanım ne demek istiyor? Efendim, hanımlar beni öpüyorsa, yani kabahat benim mi deyip sıcacık gülümseyiverdi. O, yüce bir devlet adamı olduğu kadar şakayı seven renkli bir insandı da. Sevgili Ekmekçi, en içten duygularla dost yüreğine 'geçmiş olsun' diyor, güçlü soluğunun sonsuza dek sürmesini diliyorum." B 11°1° Y 12° 6° Y 10° 6° # •Şam A aç k B Dulutlu Kkartı SSSlı Yyajnurkj Inönü'den 3 suçlama (Baştarafı 1. Sayfada) yan tnönü, hükümetin seçimle uğrafirken dışardaki gelişmeleri göz ardı etmeraesi gerektiğini vurguladı tnönü bu konuda şunları söyledi: "Son dönemde gündemde iki konn var. Yunanistan seçimlere gjdiyor, ama giderken Türkiye'ye karşı eskisinin lam tersi yaklaşımlar içine giriyor. l laştırma Bakanlığı Ege'de herhangi bir kaza durumunda ne kadar alanın kurtanna sahasına girdiğini içeren bir yönetmelik hazıriadı, ama Yunanistan hemen buna karşı çıktı. Özal da aJttan alır bir tutumla, bir yanlışlık var$a duzeltiriz dedi. Onlar da FIR hattını anımsatan bir proje hazırladılar ve bunu meclislerinden geçirmek üzereler. Yani onlar Tiirkiye ile ilgili kararian alırken pariamentolannı devreye sokuyorlar. Ama Özal, 'her şeyi ben bilirim' havası içinde. bu konalan Mecliste gortışmeklen kaçınıyor. Bize göre hiçbir faydası olmayan Davos rufaunu zoria ayakta Inlmaya çalışıyor." İnönü, Batı Trakya'daki Türklere karşı gündeme getirilen tutumun da dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi. SHP lideri, özal'ın dış politikayla ilgili gelişmeleri Meclisten kaçırmaya hakkının olmadığını vurguladı. TRT'nin toplantıyı görüntülerken, belediye başkan adaylannın "İnönii'min yaaında olmaması istegini" de eleştiren İnönü, "Bu çok acı bir şey. 1983'ten beri daha dogru düriist seçim yapamıyonız. Demokrarik bir iilkede adaylann kamuoyuna en geni$ biçinıde duy urulması gereklidir. Bu tutumu kınıyorum" dedi. tnönü, gazetelerdeki şubat ayı enflasyon rakamlarına ilişkin haberleri değerlendirirken, Özal'ın yine kandırmaca içine girdiğini söyledi. tnönü, "Şubat(a enflasyon yiizde 5.1 olmuş. Bu rakam ocak ayından biraz düşük diye. enflasyonun diişme eğilimi yorumunu >apmaW çok hafif bir değeriendirmedir. İki ayın enflasyonu yiizde 13.2 ediyor. Hükiimetin bütçesinde 1989 enflasyonu yiizde 38. Deraek ki iki ayda bunun iiçte birinc ulaşmışlar" diye konustu. Özal'ın yaptığı tek işin büyük yığınlardan toparlayıp küçük bir azınlığa vermek olduğunu söyleyen tnönü, "'Düzen bozuk işliyor. Şimdi binlerce işçinin loplusözkşme dönemi başladı. Onlara yine daha az vermenin yollannı anyorlar. Grev hazırüklan, uyuşmazüklar şimdiden başladı. Biz hem ekonomik sorunlan hem de bizi Avnıpa ve diinya karauoyunda küçük düşüren düşünce suçu ve benzeri olumsuzluklan ortadan kaldırarağız" dedi. Ecevit'in dünkü gazetelerde yer alan SHP'ye yönelik eleştirilerine karşılık İnönü şunları söyledi: "Sayın Ecevir benim Denizii'deki konuşmama yanıt vermiyor. Kendi görüşlerini anlatıyor. Bunlara karşılık vermeyecegim. Benim söylemek istediğim, vatandaşın birleşmemizden yana olduğudur. Nereye gitsek bunu söylüyorlar bize. Sosyal demokratlann iktidan için biz de balka saygı gösterilmesini, ikü'dara en yakın sosyal demokrat partinin desteklenmesini istiyoruz." Seçim sonrasında hükümetin TRT ve YSK'ya ilişkin bazı değişikliklere gideceği yolundaki bir soru üzerine tnönü, "Bu konuda fazla bilgim yok. Eğer TRT ve YSK kanunlanyla oynarsa ozürü kabahatinden büyük olur. Sayın Özal'ın $imdi yapacağı şu: Bavullannı toplasın, tası tarağı toplayıp gitsin" karşılığıni verdi. lnönü'nün seçim gezisi Manisa ve lzmir'e bağlı yerleşim yerlerinde de büyük ilgiyle karşılaruyor. Önceki gece Salihli ve Kemalpaşa'ya bağlı yeni belediye olmuş küçük yerleşim birimJeriııi dolaşan lnönü'yü yurttaşlar, " A N A P ' a karşı omuz orauza", " S H P gelecek, dertler bitecek" sloganlanyla karşıladılar. Özellikle kadınların tnönü'ye olağanüstü ilgi göstermesi, daha önceki gezilerinde fazla ahşılmamış bir tabloydu. tnönü yurttaşlann bü coşkusunu boşa çıkarmayacaklannı, önce belediyeleri sonra iktidarı alacaklannı vurguladı. Galatasaray'ın başarı göstermesini yürekten istediğini ve bütün vatandaşlann bunu arzuladığını vurgulayan tnönü, "Ydlarca Avrupa'da boylesi bir başan gösteremedik. O nedenle Galatasaray'ın aldtğı galibiyetlerle bayram ediyoruz, ama G.Saray benim ya da Özal'ın oraya gitmesiyle başanlı olmayacak. Özal'ın yaptığı insanlan kandumak, dikkatieri başka yöne çekmek" dedi. tspanya ve Portekiz'deki başanlı futbolcuları yıllarca anımsadığinı söyleyen tnönü şöyle devam etti: "Bu ttlkeier uzun yıllar üç F ik yönetildi. Yani Fado, Fiesta, Futbol. Fado; hoş, neşeli bir müzik. Bizim arabeske benziyor, ama daha koklü bir yapısı var. Fiesta, bilindigi gibi festival, eglence. Futbol ise bildigimu oyun. Biz tspanya, Portekiz futbolunu bilirdik, ama oralardaki ekonomik yaklaşımlann halka ne kadar ters olduğunu izlemezdik. Şimdi de diyorum ki vatandaşın sorunu Galatasaray degildir. G. Saray'ın kazanmasını yürekten arzu ediyorum, ama önemli sorunlanmız da vardır. Galatasaray maçı aiınca pamuk üreticimizid cebiıte daha fazla para girmeyecek." Özal'ın bu maça gidişiyle ilgili söylenecek her şeyin kendisiyle alay etmek anlamına geleceğini belirten tnönü, "Galatasaray çok iyi çalışmalı. Ben, bir futbol takımının başanlı olması için verilecek destekle, üretkinin daha iyi para kazanmasını sağlamanın aynı yoldan geçtigini düşünüyonım. Sadece futbolcuları pohpohlamakla bir yere vanlmaz. Üretici iyi para kazaaacak ki iyi beslensin. Bunlar hep birbirine bağlı seyler" diye konuştu. tnönü dün de Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup milletvekilleriyle görüştükten sonra Kemeraltı'nda esnafın sorunlarını dinledi. Altındağ, Bornova ve Çamdibi semtlerini dolaştı. tnönü gece de partisinin düzenlediği yemeğe katıldı. Kısmetimrin iadesi istemi reddedîldî SELAHATTtN GÖKATALAY MALATYA tçel'in Anamur ilçesi gümrüğünden 1987 yıh içerisınde yapılan 138 milyon dolarlık hayali ihracat davasında tutuklu gümrük memurlarımn tahliye talepleri mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Avukatlann ve savcılığın hayali ihracatta kullaruldığı belirlenen Kısmetim1 isımli geminin iadesi yolundaki istekleri de reddedildi. Anamur Gümrüğü'nden 1519 Eylül 1987 tarihleri arasında, daha sonra adı Kısmetim1 olarak değiştirilen, Burak Akad adlı gemiyle yapıldığı ortaya çıkarılan 135 mÛyon dolarlık hayali ihracat davasına dün Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde devam edildi. Davada gümrük görevlileri Nurbay Şahin ve tsmail Kara tutuklu olarak yargılamyorlar. Hayali ihracat olayıyla ilgili olarak 21 sanık ise gıyabi tutuklama kararı ile aranıyor. Mahkeme heyeti, duruşma so Anamur hayali ihracat davası nunda sanıkların tutukluluk durumlarının sürmesine, Kısmetim1 'in ise "1919 sayılı yasaya göre teminat karşılığında iadesinde sakınca olup olmadığımn Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Gümrükler Genel Müdürlüğü'nden sorulduğundan ve mahkemeye bilgi verileceğinin belirtilmesi sonucu, bu aşamada geminin iade isteminin reddine" karar verdi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. 135 milyon dolarlık Anamur hayali ihracat davasında haklannda gıyabi tutuklama kararı bulunan sanıklann isimleri şöyle: " M . Şenay Taşkent, Kemal Gözkara, Mustafa Kara, Turgut Ateş, Mehmet Emin Körpe, Mehmet Uçma, Arif Selim L'yar, Zeki Tosnn, Mustafa Eldem, Muhammed Aydın Taşkıran, Ahmet Testek, Mebmet Tuncay Yılmaz, Zafer Özcan, Ahmet Körpe Abdülaziz Haluk Dericioğlu, Yavuz Doğan, Turgay Sincar, Onur Haahan, Coşkun Şengüllü, Hakkı Bayrak, Engin Uyguner." Enflasyon çıkmazı (Baştarafı 1. Sayfada) Verilen bilgiye göre, DPT'nin üzerinde çalıştığı yeni teşvik önlemleri şöyle sıralanıyor: " İmalat sanayii yatınmlanna dönük yatınm malı ve ara maiı ithali kolaylaştınlacak. Kaynak kullanma destekleme primi oranları, yeniden gözden geçirilecek. Özelligi olan bazı yatınmlarda prim oranlan arttınlacak. Sanayi yatınmları için Merkez Bankası'ndan sağlanan düşük faizii reeskont kredileri limitinin olanaklar ölçüsünde arttınlmasına çalışılacak. Reeskont kredisi faiz oranlannın indirilmesi olanaklan arastınlacak. Bankalann uyguladığı genel ticari kredi faizi oranlannın düşüriilmesi için önlem alınacak. Faiz maliyetini arttıncı nitelikteki vergi, resim ve harçlar en ait diizeye indirilecek." Merkez Bankası yetkililerinin ise, DPT'nin sanayi kesimindeki durgunluğu aşmak için önerdiği yeni düzenlemelere, bugünkü ortamda enflasyonun kontrolünü daha da güçlestireceği için karşı çıktığı belirtiliyor. IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA çı Galatasaray. Sayın Özal'ın ya da benim gitmemle mi kazanacak? Hepimiz Galatasaray'ın kazanmasını ıstıyor. Türk ulusu Galatasaray'ın kazanmasını istiyor Yıllar önce Portekiz ve ispanya'da "üç F" vardı. Fado, fiestave futbol. O dönemde o ülkelerde çok ünlü futbolcular ve sanatçılar vardı. Biz de onlardan zevkle bahsederdik. ama o ülkelerde ekonomik durumun halka ne kadar ters geldiğini izleyemezdik. İnönü ve Baykal, Afyon, Denizli, Manisa yöresindeki yoğun ilgiden hoşnuttu. SHP kadroları 26 Mart'ta yapılacak yerel seçimler için atağa kalkmış yurüyordu. Halkın beklentileri ve istemleri SHP'de yorumlanıyordu. Kimilerinin "SHP nasıl altematif olacak?" sorusuna en güzel yanıtı ise İnönü ve Baykal birlikte veriyorlardı: Soygun düzenine dur diyeceğiz, halkı kandıranlardan hesap soracağız. Bülent Ecevit'in 1970'li yıllarda söylediği bir söz vardır. Ecevit, özellikle kırsal kesimi etkilero: vurucu tümcelerle: Orman dışandan güzel görünür. Yemyeşil ağaçlar ve doğa, insanı büyüler dışandan bakılınca Ama o ormanın içinde yaşam sürdüren orman köylüsünün hali perişandır. Yolu, okulu, suyu, elektriği yoktur. Ormanı uzaktan seyreden bu gerçeği bilmez. Eğer Ankara ve istanbul'dan Dalaman'a uçarsanız o cennet koyları görünce başınız döner. Eğer Antalya'dan bir küçük uçağa binip kıyı kıyı uçarsanız, o dcğanın insanı büyüleyen güzelliği karşısında yaşam sevinciniz artar. Kaş, Kalkan, Fethiye, Marmaris, Bodrum, Kuşadası, Çeşme'ye kuşbakışı bakarsanız dantel gibi örülmüş koyları ve bükleri görürsünüz. O doyumsuz güzellikten yüreğiniz çarpar, çığlık çığItğa, "Ey benim cennet vatanım" dersiniz. Çeşme'de bir koy, Germiyan yöresinde. Tam 1400 dönümlük biralan. Hazineilemahkemelik olan taraflar 3402 sayılı yasa hükümlerine göre koyu kapatıyorlar. 9.2.1989 tarih ve 359 sayıyla Çeşme Taptı Sicil Muhafızlı ğı'nda tapu işlemi sonuçlanıyor. Parseller: 172728293031 2228293031. 1400 dönüm olan alanın bugün için değeri 750 milyar ile 1 trilyon arasında. Tarafların avukatı Ankara Barosu'ndan Recep Özcan. 1402 sayıh yasaya göre tapu işlemi yapılıyor, ama 4. geçici madde göz ardı ediliyor. Bu maddede "Dava ve kesin hüküm varsa verilmez" deniliyor. Tarafların daha önce Hazine'yle mahkemelik olduklanna göre tapu işleminin yapılmaması gerekiyor. Şimdi bir soru: Bu işin içinde kimler var? Av. Recep Özcan aynı zamanda hangi bakanlığın sözleşmeli hukuk danışmanı? Kimi üst düzey bürokratlar, kimi işadamları bu olayın içinde mi? Bir bakanın yakınları var mı? Bu arada İzmir İtfaiye Alanının 10 gün önce ihaleye çıkarıl(Baştarafı 1. Sayfada) 1980 ği ya da değişebileceği izlenimi görülüyor. inönü, önceki gün SHP'yi acımasızca eieştiren Ecevit'e de yanıt veriyor: Sayın Ecevit, Denizli'deki konuşmama yanıt vermiyor, kendi görüşlerini yineliyor... Doğru söylüyor İnönü. Gerçekten Ecevit, tek kötü söz söylemiyor ANAP'a karşı. ama SHP'ye saldırıyor. Dün sabah yine Manisa'da aynı sözleri yineledi Ecevit... Ne mi dedi? ANAP, SHP ile işbirliği yapıyor... İnönü, Ecevit'e karşı saygılı. O yüzden "Ecevit, ANAP'la işbirliği yapıyor" demiyor. (Baştarafı 1. Sayfada) mikten ibaret değil, ama polemiksiz siyaset olmaz. Ondan sonra ciddi meselelere yöneliyorsunuz, onu da aramıyor çoğu kişi. Yani daha çok vurkır falan istiyor. Ama o zaman da 'Hırçınlaştı' diyor. Ama ortasını buldum ben o işin. Biraz ondan, biraz bundan. Hani hocanın pire öyküsü var ya. Adam pire tozu satıyormuş. Almış gölürmüş hoca, tesir ettiği yok. Sonra sormuş satana. 'Aldım kuliandım, tesir etmedi' demis. 'Nasıl kullandın?' demiş adam. 'tşte sulandırdım, serptim' demiş hoca. Adam, 'Öyle olmayacak demiş. 'Yakalayıp gözüne ekeceksin.' Öyle yapacağım şimdi. Yakalayıp pirenin gözüne ekeceğim tozu." Demirel, Başbakan Turgut Özal'ın konuşma üslubunu ise "Demode, aynı üslup, aynı şey 6 senedir. Tek isükametli. 1980 öncesi istisraanna dayalı. Birçok aldatmacaya dayalı. Senede S milyar dolar bulmak zonında kalan Tiirkiye ödemeler dengesi meselesini nasıl halletmiş?" DYP içinde yaşanan bunalımlann seçim döneminde askıya alındığı da gezilerdeki havadan anlaşıldı. Demirel'e altematif gruplar tarafından hep ikinci bir genel başkan gibi sunulan Hüsamettin Cindonık, Samsun ve Bursa'da Demirel'in yanından aynlmazken, Demirel hakkında "Türkiye'yi kurtaracak tek lider" görüşünü, meydanları dolduran DYP'lilere anlattı. DYP'nin seçim havasının oluşmaya başladığı ilk günlerdeki gezilerinde gözlenen canlılık, Demirelce "sosamışlık" olarak değerlendirildi. Halkın meydanlara dolmasının bir "gelenek" ve "demokrasi kuralı" olduğu görüşünü savunan DYP Genel Başkanı, ANAP'ın halkın tepkisinden kaçtığı için meydanlar yerine salonları tercih ettiğini iddia etti ve gazetecilere, "Ben şimdi şu ynğmur altında saatlerce bekleyen ahaliyi hangi salona koyayım? Hangi salon alır bu kalabalığı?" diye sordu. DYP lideri "Özal kendisini Meoderes'e benzetiyor" şeklindeki bir soruya ise şu yanıtı verdi: "Kendisini aandırmadır. Bana göre acze düşmüştür." Uemirel sonra şu fıkrayı anlattı: "Akçaabat'ın bir köyünde, köy iki mahalle. Köyün bir mahallesi Müslüman mahallesi, bir mahallesi Hıristiyan. Burada köyün muhtan Şeker Ağa hastalanmış. tki mahallenin de muhtan. Yukan mahallenin imamı demiş ki, 'Komşular gelin, şu Şeker Ağa'ya gidelim, bir geçrniş olsun diyelim'. Gitmişler, Şeker Ağa ateşler içinde, başı döşekte yatıyor. Oralarda köy lulerin bir usulii vardır. Hastaya 'Beni tanıdın mı?' diye sorarlar. Tanımadıysa işte akşam sabah bu gidici diye bakarlar, Allah etrafına sabır versin diye çıkarlar. Şeker Ağa hocaya bakmıs, bakmış. 'Sen aşağı mahallenin papazı değil misin?' demiş. Kendisinin papaza benzetildiğini duy an hoca fevkalade kızmış, Şeker Ağa'ya bakmış bakmış: Bu kafa bu yastıktan kalkmaz demiş. Bu Şeker Ağa'nın kafası yasbktan kalkar mı? Kalkmaz, zor kalkar. Allah kolaylık versin. 6. senede buraya gdmekri çok kötü." dığı gerçek mi? İhaleye iki firmanın katılacağı, iki firmanın da aynı kişiye ait olduğu Belediye Başkanı Burhan Özfatura tarafından biliniyor mu? İtfaiye Alanı'nın 40 bin metre karesine imar izni verildiği halde ihalede bu sayının 55 bin metre kare olduğu yazılı mı? Bu organizasyonu Ozfatura'nın hukuk danışmanı, ANAP listesinden dördüncüsırada yer alan Av. Ayhan Akdemir'in gerçekleştirdiği doğru mu? inönü, ve Baykal, izmir yöresinde dolaşıyorlar. İnönü gecekondularda, Baykal köylerde halkın sorunlarını dinliyor. Değışik görüntüler çıkıyor ortaya. Halkın tepkisi, istemleri yoğun. Bu bağlamda çok şeyin değişti CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) apartmanlar devletten diyebilirdi. anda karşıtlarından bir iki puan Duna da boş duracak değil ya Alkoparan Ozal'a, reklam yaratıcı man TV'sinden naklen maçı alırlığında birincilik ödülü verilmeliy ken antrenör Denizli'nin yerine di diye düsündük. Özal'ın sık sık gösterilmesini isDoğrusu, zamanı ve zemini terdi. Dönüşte G.S'li futbolcularia kollayarak son iki günde icat et havaalanına iniş, ANAP para metiği "yeniliklerle" sandığı etkile kanızmasının harekete geçirdiği görkemli karşılanış. TV'den^olü yen Özal'ın hakkı yenmişti. Nitekim son günlerde kulisler atan G.S. yerine bol bol Ozal. de tartışılan konu, kanımızı doğ Reklam başanyla yayımlanırdı. ruluyordu. Muhalefet partileri ülSürekli gazetecilere sergileyekeyi tarıyor, halkın nabzını tutu cek değil ya. Yöneticilerle, futbolyor, İnönü de, Demirel de kitle cularla bir akşam yemeği. Tuzu lerin Özal a karşı Bursa bıçağı gi masaya dökerek, taze soğanı bol bi keskin olduğunda birleşiyordu. tuzlayarak kebaplı, tatlılı yemekAma kafalarda "Özal'ın son iki leri zafer şerefine mideye indirirgün ne yapacağı" sorusundan di. kaynaklanan kuşkular yine filizArada, çevresinı alanlara selenmiş, boy atıyordu. çimde yüzde 40 oy beklediğini Örneğin son günlerde TV'ye söylerdi. SHP'nin yüzde 24çıkıp yine ağlayacak mıydı, yok 25'lerde kalacağını, DSP'nin sa Semra Hanım'dan çarpıcı bir yüzde 10 alarak ekmeğine yağdavranış mı ekrana getirecekti. bal süreceğini, DYP'nin ise heHadi bunlara girmedi, bu kez sapta yeri olmadığını açıklardı. yoksullaşan kitleleri sarsacak. Oaha sıkışır, nabız yoklamalarımuhalefetin düşlerinde bile ya nın olumsuz işaretler çaktığını pamayacağı vaatler mi sıralaya işitirse sonucu Allah bilir"e bağcaktı? Ne yapacaktı? Kimse bir lar, Tannya sığınıp işin içinden çıtahmin yürütemiyordu. Zaten ik kardı. Öyle rahat, öyie fütursuztidar partisi yöneticilerinin de bu du ki olay Allah'a bağlanınca söykonuda hiçbir fikri yoktu. ANAP lenecek söz kalmadığından o gemilletvekilleri, yöneticiler bir kez ce rahat bir uyku çekerdi. Bol daha yazgılannı Özal'ın çarpıcı •tuzlanan soğanla önüne geleni "buluşlarına" bırakmışlar, köşe silip süpüren iştahasını, oy oranlarıyla ilgili irdeleme ve felsefeye çekilmişlerdi. sini gezilerine katılanlardan dinÖzal, partisindeki durumu bi lediğimiz için reklamın bu denliliyordu. Bu kez de sandıktan bü si abartma sayılmamalıydı. Dalyük darbe yemezse, yapacağı ga dalga başka haberler geliyorher siyasal manevrada artık önü du. ne hiçbir engel çtkamayacağını biliyordu. Başbakan'ın seçim önBir ay önce saptadığımız Çancesi sandığa yansıyacak bir et kaya senaryosunda henüz bir ken aradığı kuşkusuzdu. Türki değişiklik yapmamıştı Özal. Mecye'yı saran ve sarsacak güncel listen çıkacak, cumhurbaşkanlıbir konu yakaJamaya çalışıyordu. ğına oturacak ve sonra anayasailk işareti son basın toplantısın da dilediği değişikliği yaparak da verdi. G.S. galip çıkmıştı, ama başkanlık sistemini getirecekti. işin Köln tarafı vardı. Monaco, ko Yaşam boyu cumhurbaşkanı kallay yutulur bir lokma olmadığını masını sağlayacak bir anayasa gösterebilirdi. O sırada kafasın maddesi düşünüyor muydu, heda henüz 15 marttaki G.Sr nüz belli değildi. Bu, Özal'ın Monaco maçını nasıl kullanaca üçüncü adımı olacaktı. İlk önce ğı biçimlenmemişti. Üç beş gün Çankaya'ya çıkmak, sonra başgeçti, güney illerindeki gezide kanlık sistemi ve "vazgeçilmez Köln'e gidebileceğini çıtlattı. Bir insan" sıfatını pekiştirip sindirdik1 gün sonra maçı izleyeceğini ilan ten sonra DeBakey'in ve Allah ın izniyle yaşam boyu başkan oletti. Seçim öncesi etkili silahlarmak! dan birini bulmuştu. Maçı izler, G.S. galip çıkarsa Seçim atmosferinin henüz sahadaki on bir gencin şeref tri alevlenmediği bugünkü ortambününde oturan Özal aşkına top da, Reklamcılar Derneği affedilkoşturduğunu söyler, bu sonu mez bir hata yaptı. cun alınmasında ANAP'ın futbol "En büyük reklam ustası" ve sahalannı yeşillendirmesindeki "görkemli düşlerin insanını" bipayını anımsatırdı. Futbolculara rinciliK ödülünden yoksun bırakbir şölen verir, hatta on, on beş tı. milyonluk altın saatler armağan Geleceği görmemek denilmez eder, finali oynayın, evler, hanlar, de ne denir bu hataya! tstanbiıllu (Baştarafı 1. Sayfada) nin "işe geç gelme" eyleminin kent içi yolcu taşımacılığında önemli aksamalara bu yüzden de birçok işyerinde geç işbaşı yapılmasına yol açması bekleniyor. Belediyeİş Sendikası yöneticileri görOşmelerin önceki gün uyuşmazlıkla kesilmesinden sonra dün yaptıklan basın toplantısında tüm iyi niyetlerine karşın işveren tarafınır»tutumu yüzünden görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını bu yüzden uyuşmazlık zaptı tutmak zorunda kaldıklarını bildirdiler. Yöneticiler işveren tarafının katı tutumunun ilişkileri sertleştirdiğini savundular. Öte yandan İETT işçilerine dağıtılan yaalı bir açıklamada Sendika Genel Başkanı Fuat Alan ile Genel Mali Sekreter Hasan Soysal eleştirildi. Açıklamada Alan ve Soysal'ın Belediyelş Taşıt Şubesi'ni devre dışı bırakarak tETT'de ortalama brüt ücreii 580 bin 600 liraya yükselten bir toplusözleşme üzerine anlaşma sağlamaya çalıştıkları öne sürüldü. İETT'de toplusözleşme görüşmeleri yaklaşık 2 ay önce başlamıştı. Taraflar parasal konulara kadar gelmişler ancak tETT Genel Müdürü Bilgin Soyer'in "parasal konulan göriişmeye yelkisinin bulunmadığım" belirtmesi üzerine görüşmeler kesilmişti. Belediye Iş yöneticileri toplusözleşme tekliflerinde "geçmiş dönemdeki enflasyon kaybını karşılamak için "önce taban ücrete yüzde 90 zam yapılmasını sonra da birinci yıl yüzde 100 ücret artışı sağlanmasını istiyorlardı. Sendika 1 yıllık toplusözleşme önerirken işveren tarafının iki yılbk toplusözleşmede dayatması durumunda ikinci yıl zammım enflasyon artı yüzde 10 oranında öngörüyordu. Belediyeİş yöneticileri "parasal konulan görüşmeye tek yelkili" olduğu belirtilen Anakent Belediye Başkanı Dalan'ın "seçim baskısı yüzünden fazla zam vermek durumunda kalmamak için luplusözle$meyi yerel seçimlerden sonra sonuçlandırmaya çalıştığım" öne sürmüşlerdi. 30 yaşlannda en az lise rnezunu ve iş tecrübesi olan, giyim ve görtînümüne özen gösteren, düzgün ve ikna edici konuşmaya yetenekli dinamik bayan eleman anyoruz. Hgilenenlerin 161 43 8687'ye müracaatı. Ekonomide istikrann sağlanabilmesi için hazırladıklan parasal programdan "taviz verilmemesi" gerektiğini savunan Merkez Bankası yetkilileri, DPT'nin kredi faizlerinin ucuzlatılması ve reeskont kredileri limitlerinin arttınlması yönündeki önerilerinin ise para arzuıın kontrolünü güçleştireceğini ifade ediyorlar. Ekonomideki tüm sübvansiyonlann yeniden gözden geçirilerek en ait düzeye indirilmesi gerektiğini öneren Merkez Bankası, teşvik sisteminin de daha selektif bir yapıya kavuşturulmasını istiyor. Bu arada bu yıl cari işlemier dengesinde sağlanan döviz fazlahğı Başbakan Turgut Özal'ı sevindirirken, ekonomiden sorumlu bürokratlar ise bu gelişmeyi kuşkuyla karşıladılar. Ekonomiden sorumlu bürokratlar, Türkiye'nin cari işlemier fazlası yerine, "kolay finanse edilebilir bir dış açıkla gelişmesi" gerektiği görüşünü savunuyoriar. Türkiye'nin hâlâ büyük ölçüde dış borç arayan ülkeler arasında olduğunu belirten yetkiüler, "Dış çevrelerde bu gelişme beiki olumlu karsılanabilir. Ancak, daha sonra kredi istediğinizde özellikle uluslararası kuruluşlar 'Sızin zaten döviz fazlaJığımz var, biz elimizdeki kaynaklarımızı döviz açığı olan ülkelere yöneltelim' derier" görüşünü dile getirdiler. Aynca, döviz fazlaiığının irdelenmesinde ihracat artışından çok, ithaJat kısıtlamalannın etkili olduğu da belirtilerek, Türkiye'nin uyguladığı yüksek oranlı ithalat teminatlanndan ve fonlardan yakınan IMF ve Dünya Bankası'nın bu konudaki eleştirilerinin dozunu arttırabileceği kaydedildi. Ekonomi bürokratlan, 1988 yıIında yaklaşık 1.5 milyar dolan cari işlemlerden, 400 milyon doları da net hatanoksan kaJeminden olmak üzere 1.9 milyar dolara yakın bir döviz fazlalığı oluştuğunu belirttiler. Söz konusu bürokratlar, bu yıl ise uygulanacak politikalarla cari işlemier dengesinin birkaç yüz milyon dolar açıkla kapatılmasının öngörüldüğünü söylediler. KUZGUNCUK'ta Nuri Zehra Gürsel Çarşısında tarıh ve sanatla ıççe CafeSanatevi olmaya eh/erışli bahçeli kıralık işyen T.C. ADANA 5. ASLtYE CEZA MAHKEMESİ KARAR Esas No: 1988/319 Karar No: 1988/894 C. Sav. Esas No: 1988/3213 Hâkim: Eyüp Karataş 19695 C. Sav. Yard.: T.Cemil Erkan 16032 Kâtip: Mehmet Şahin Davacı: K.H. Sanık: Mehrnet Fırat, Ali ve Cemüe oglu 1942 d.lu Adana ili Seyhan ilçesi tstiklal mahallesi H: 178 S: 90 C: 22/02 de nüf. kyt. halen Adana Yeşilevler mahallesi 923/1. sk. No: 7 de ikamet eder. Evli, 5 çocuklu, okur yazar, TC. tslam, sabıkasız, fıruıcılık yapar. Suç: Noksan ağırhkta ekmek yapıp satmak Suç tarihi: 14.1.1988 Yukanda acık kimliği ve isrtad edilen suç yazılı sanık hakkında Adana Cumhuriyet Savalıgı'nın 18.4.1988 tarih ve 1988/376732131595 hz. esas ve karar sayılı iddianamesi ile mahkememize açılan kamu davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Gereği düşüriüldü: Olay tarihinde sanık Mehmet Fırat'ın işletmekte olduğu Fırat Ekmek Fabrikası'nda belediye zabıta görevlileri tarafından yapılan kontrol sırasında tartüan ekmeklerin her bırinin belediye raicine göre 20 gram noksan geldıği, fire hesaba katüsa dahi ekmeklerde noksanlık bulunduğu, iddia, sanığm tevil yollu ikran, belediye zabıta görevlilerince tutulan tutanak, belediye encümeninin karan ve tekmil dosya münderecatından anlaşılmış olmakla; Sanığm noksan gramajlı ekmek imal edip satışa arz etmekten eylemine uyan TCK.nun 363/1. maddesi gereğince takdiren altı ay hapis ve onbin lira ağır para cezası ile cezalandmlmasına, sanığa verilen hapis cezasının bir gun karşüığı 647 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince takdiren 300 lira kabul edilerek ve para cezasma çevrilerek ellı dörtbin lira ağır para cezası ile cezalandmlmasına, TCK.nun 72. maddesi gereğince sanığa verilen para cezalan içtima ettirilerek neticeten altmış dört bin lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına, TCK.nun 402/2. maddesi gereğince karar kesinleştiginde karar özeti Cumhuriyet Savcıhğına bildirilmek suretiyle masrafı bilahara hükümlüden alınmak üzere, Ankara, tstanbu], lzmir'de yayınlanan ve tirajı yüzbinin üzerinde bulunan bir gazetede ve aynca suç yeri itibariyle Adana'da yayınlanan mahalli bir gazetede de derhal ilan edilmesine, (600) TL. yargılama giderinin sanıktan tahsiline, Yargıtay yolu açık olmak üzere talebe uygun olarak verilen karar C.Savcı Yrd.sının huzuru ile sanıgin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 20.12.1988 Basın: 17359 Tolofon: 333 13 05 BİLSAK'TA BUGÜN 7 Mart Salı: 19.00 Konferans (Bilim): Matematik Yaradılış Konusunda Bir Açıklama GelirebiUr mi? Doç. AtiUa AŞKAR. 19.00 Bilsak'ta Tiyatro: SERAPİS ya da tNSAN, ama YENİ. Yazan: BlRl, Yöneten: O, Oynayanlar: BİZLER. Deneysel Sanatlar Merkezi Tiyatrosu. 10.00 CAFEFOYER Yerli basıncay, kahve, hafif içkiler. 17.00 CAFEBAR GitarVokalÇağatay 19.00 RESTAURANTBAR PiyanoKorkmaz Akın KemanSelçuk Gitarıyla AYDIN TANSEL. BlLSAK, Sıraselvüer, Soğancı Sk. No: 7 CİHANGİR 143 28 79143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle