25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MART 1989 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAİL (*İU,FA; YAYIN DÜNY\SINDA SANATEDEBIYÂT HAYVANLAR Tomris Uyar'ın 'Yazılı Günlefinde yaşanan günler \azılmış zaman tanıklığı tarih bilincinin, bugün bir resim sergisinden dincilerin baskısıyla bir resmin kaldırılmasıyla, daha dün denebilecek bir geçmişte bir devlet başkanının öfkesini çekti diye yine bir sergiden resim kaldmlması arasında hiçbir ayrımın bulunmadığını, dahası bunlann birbirinin devamı olduğunu anlayamayacak kadar yitirildiği bir dönemde Uyar'ın zaman tanıkhkiarı, böyle biı dönemden kaynaklanan çeşitli doğal kısırlıklara açıkyüreklilikle parmak basıyor: "Üriinden yana bu kadar bereketli, unın ustune dıişünmede bu kadar kısır bir ortam gerçekten ürkıintü veriyor kişiye! Ne gariptir, bu kısıriık dost çevrelerine de sıçradı. Azala azala yaşıyonız. Öyle ki dostluk ettiğimiz, sevdiğimiz kişiler, zaten işlerini sevdiğimiz yazarlar, eleştirilerini benimsedigimiz, önemsediğimiz eleştirmenler. Anlaşılan uzun bir süre, kıstınldıgımız çeraberi inatla savunarak birbirimiz ustune yazmak zornnda kalacağız." Yazılı Günler (19851988) / Tomris Uyar / Can Yayınlan / 263 s. AHMET CEMAL Tomris Uyar'ın Gündökümü derleraelerinin turünün öteki örnekleri arasındaki yeri, bana gore her zaman çok farklı olmuştur. Insanlara ve olaylara ustten değil, onlarla birlikte ve onlann safıııdan bakma çabası, satırlannı hiçbir zaman kendini saklamak için kullanmamak, yargılanndahiçbir zaman ucuza kaçmamak ve yazann sonımluluğunu hiç göze batmayacak biçimde sürekli vurgulamak, bu farklılığın başlıca nedenleri diye gösterilebilir. Uyar, 1985'te yayımlanan Günlerin Tortosa'na "Bir lyumsuzun Nodan" altbaşlığmı koymuştu; kanımca yazann bütün gündökümlerini kapsamına alabilecek olan bu altbaşlık, aynı zamanda bir zaman tanığının bilinçli muhalefetini yansıtması bakımından önenıli. Yazüı Günier, Turkiye'nin görii KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK GündöküMİeri Tomris Uyar'ın "Gündökümü" deriemelerinde insanlara ve olaylara üstten değıl, onlarla bırtıkte ve onların safından bakma çabası egemen. Tomris Uyar, yazann sorumluluğunu, hem de hıç göze batm3yacak bir biçimde sürekli vurguluyor. nüşte demokrasiye yol aldığı ve çağ atlamayı hedeflediği, derinlerde ise bütün alanlara yayılmış bir yozlaşmarun egemenliğini iyiden iyıye duyurmaya başladığı bir zaman diliminde yaşanan günleri anlatıyor. Bir yandan geçerli kılınmak istenen bir köşeyi dönme felsefesi neredeyse bütün ethik değerleri rafa kaldınrken, öte yandan Cahide'nin son günleri Cahide: Peçete Kâğıtlarındaki Anılar / Agâh özgüç / Broy Yayınları/ 127 s. FATMA ORAN sabahlama pahasına onu konakladığı meyhanelerde dinlemiş, anTürk sınema mitolojisinin ilk lattıklannı peçete kâğıtlanna yaz"yıkhz"ıydı. Unutulma>>an bir sa mıştı. Sonunda "Peçete Kfigıtlanşın olarak, Munsin Ertuğnıl sı nndaki Anılar" bir iki yıllık bir nemasının ilk dönemlerini etki gecikmeden sonra ancak yayımledi. BaUklı Damın Kua Aysel ve lanabildi. Şebvct Kurbanı'yta "düşsel bir Peki, neden meyhane köşekadın" oldu ve gıderek efsaneleş leri ve peçete kâğıtlan? ti. Bu, Cahide Sonku'ydu... ÖZGÜÇ Sinema Yazarları Esmer kadınların egemen ol DerneğTnin ödülunü biJe meyhaduğu bir dönemde sanşın bir ka nede almayı tercih eden bir sanatdından Türk sinemasında "yıl çının anılarıru bu koşulların dıdız" olur rauydu? Ama Cahide şında yazmaya olanak yoktu. Elile olmuştu işte. Sinemada kadın bette Cahide Sonku'nun çalkankişiliği ve erotizm olgusu bu tılı yaşamını, meyhane söyleşile"glzemli" sanşınla başladı. Türk riyle peçete kâğıtlanna sığdııabilsineması, asaleti, kürkü, son mo mek de mumkün değildi. Bu yadel arabalan ve "ptriantalı yaşam şam biçimi, sadece tuzla buz olbiçimf'ni Cahide Sonku'da gör muş kristal bir aynanın, dü. Sonra bu gösterişli yaşam, meyhanelere duşen kırıntüarınBalık Pazarı'nın, Pannakkapı dan biridir... nın ucuz meyhanelerinde son Meyhane köşeierinde altmış buldu. beş yaşında bir kadının sızması, Cahide Sonku'yla masa başın uyuklaması bir kusur ya da yılda ve yüzeysel röportajlar yapı lannı Türk tiyatrosuna ve Türk hrken, sinema yazan ve araştır sinemasına vermiş bir Cahide macı Agâh Özgüç, Sonku'ya en Sonku için, küçüitücü bir davrazor günlerinde yaklaşmış, Son nış mıydı? ku'nun ölümüne dek sürecek bir ÖZGÜÇ Elbette ki hayır. serüvene atılarak, birçok geceler Sanatçdann da insan olarak birtakım doğal zaaflan olacaktı. Ama Cahide Sonku'ya yüzeysel bir gözlem içinde "alkolik kadın" gözüyle baktılar. Özellikle de son günlerinde hep horlandı, suçlandı. Haldon Taner'in deyimiyle bir "çelişkiler kumkuması" mıydı Cahide Sonku? Yoksa unuttuğumuz, elinden tutmadığımız sanatçılara, ancak ölümlerinden soura sahip çıkmaya çalışan bir toplumun "çelişkHeri" bizler miydik? Siz Cahide Sonku'nun son dönemine tanık oldunuz: Kendini alkole adadıgı döneme... Anılannızı okurken, "Cahide bnnamış, gerçekleri saptırmış" diye karşı çıkaniar da olacaktır, "Cahide sizin anlattığınız gibi değil, onu harcamışsınız" diyenler de... ÖZGÜÇ Hakhsırnz. Cahide Sonku ile üç ay boyunca Beyoğlu'nun arka sokaklanndaki meyhanelerde söyleştik, dertleştik. Bana anılarını anlattıkça, "Ah, sen yok musnn sen, beni sarhos edip agzımdan laf alıyorsun" derdi ve ağzından "Vız geHr bana, ben ekşimiş fasulye yemiş kadırum" cümlesini hiç düşürmezdi. Evet, Cahide Sonku anlattı, ben ağzından cıktığı gibi yazdım. O anlattığı için, ben de yazdığım için karşı çıkaniar olacaktır. Ama ben nostaljiye körü körüne teslim olmadım. Sonku'yu asla abanrnadım. Büyük sanatçılar çoğunlukla oldükten sonra hep abartılır, tüm kusurlan bir yana atıhp yalnızca erdemleriyle anılırlar. Ben, ne söylediyse onu yazdım. Eğer sanatçının anlattıklarında sapmalar varsa, yaşhlığın ve "düşnş"ün getirdiği doğal icompleksleri içinde abartılara düştüyse, ortaya çıkan saptırmalar bize değil, Sonku'ya aittir. Peçete kâğıtlanna yazılan anılar Bu arada Uyar, ülkemizde yasanmakta olan garipliklerin bazılarını belgeleriyle de sergilemiş. Tek Tıp Kusak Özlemi başlıkh yazısında, tanınmış ve güvenilir bir dershanenin gençleri üniversite giriş sınavlanna hazırlama amaoyla düzenlediği denerne sınavı sorulanndan yaptığı seçmeler, Atatürk'u ve Atatürkçüluğu ağzından düşürmemiş bir yönetimin gerçekte ortamı, "fikri ve vicdanı hıir bir gençlik" yerine, nasıl bir gençlik için koşullandırmış olduğunu çok iyi gösteriyor: "Gençlerin bazı deger yargılan ustune duşunıneleri degJI amaçlanan. bınlerinın deger yargılannı benimsemeleri. Tek tip düşünen, tek tip tepki veren bir i kuşak yaratmak." Aslında Tomris Uyar'ın bu saptaması, yalnızca son yıllann uronu bir olguya ılişkin değil. 1980 öncesinde genelde Türkiye'de universite kurumunun kendisi bir avuç özgür düşünceye açık hocanın unutulmaz çabaları dışındaokuduklannı yorumlamavan bir gençlik yetiştirmek peşindeydi. Fark, 1980'den sonra bu eğilimın resmi ideolojiye dönuşmesı oldu. Uyar'ın yeni yazarlar ve okuma eylemi konusunda okura şu kara mizahlı seslenişi, manzaraya daha genel bir bakış açısından bakılraasını sağlıyor: "tzmir'in saat kulesi, Kemal Tahir'in Kurt Kanunu romanına kapak oldu diye hâlâ yıkılmadıysa, Çokurova Vasar Kemal'e konu oldu diye hâlâ karaııtinaya alınmadıvsa, Haydarpaşa Gan, Nâzım Hikmet'in seçügi bir raekân olarak kovuşturmaya ugramadi)sa, sevin. veter. Çok bile. Yeni bir yazar, yeni bir basagnsıdır. Yeni bir duştıir; onu okuma, kendini koru." Yazılı Günler, geleceğe ilişkin olarak tümüyle umarsız bir kehaneti beigelemek gibi bir amacı yansıtmıyor; ama yazann kimi zaman açıkça, kimi zaman da satır aralarından dile getirdiği gerçek, artık duşünme zamanının gerçekten geldiği ve bu toplumda birey olma savındaki her insanın, kendi kendisiyle yaşadığı zaman dilımini de içine alan bir hesaplaşmaya girişmesinin zorunlu olduğu. Ve bir ortamda "seni seviyonrm" sözü bile aşınmaya uğramışsa eğer, artık kimi tehlıkeler karşısında çok duyarlıklı olmanın zamanı da gelip çatmış demektir: "Pablo Nenıda, 'Ynz Aşk Şiiri'ni yazmanın şairliğine kan getireceğini neden duşunmuştu? Turgut l!>ar, Scvgilim' seslenişiyle yazdığı şiirleri neden onemserdi?.. Ikisi de yeni 'seni seviyorum'lan grleneksel tabana gozüpekçe >erlestirmekten kaçınmamışlardı. Kaçınanları bekle\cn lehlike, 'seni seviyorum'u özellikle seçme>en değil, zarnanla zaten söylemeven kişiler ^labilmeleri." PİKNİK PİYALE MADRA BU ÇfZGl ROMAN NEPfS HIZLJ GAZETECİ NECDET ŞE\ ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI Düşünüyorum da Agâh Bey, acaba biz Cahide Sonku "efsane"sini sonradan mı kurduk, çok mu abartbk? ÖZGÜÇ Olabilir tabii. Cahide Sonku, Türk sinemasının ilk "sanşın" kadın yıldızıydı. Pürüzsüz, kadife gibi cildi, iri bal rengi gözleri, dolgun dudakları, çıkık elmacık kemikleri ile kadın güzelliğinın simgesiydi adeta. Bir kuşağın gençlik yıllanmn, erkek ruyalannın kadınıydı. Belki de en çok bu yuzden abartıldı. Bir de şu, Cahide Sonku, Turk sinema" B i y l k Sır" fllnıMa Cahide Sonku, İ.Galip Arcan'la birlikte oynadığı sında öyle olağanüstü bir oyun"Büyük Sır" filminde. Agâh Ûzgüç'e göre Cahide Sonku'nun en beğendi cu değildi, anıa Yeşilçam'ın "traği tarafı ayaklanymış. Ama sanatçı bu güzelliğıni yıllar sonra fark edebilmiş. jik efsanesi"ydi. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA\ cef H&ze OCOLVAJ YAYEV RAPORU YÖNETMENLER, FİLMLER, ÜLKELER Yazan: Atilla D o r s a y / Varhk Yayınları / 3 2 4 s. Atilla Dorsay, "Yönetmenler, Filmler, ÜlkelerI" adlı çalışmasını ilk kez 1986 yılında yayımlamıştı. Dorsay, yaklaşık 40 yönetmen üzerine özgün birer yaklaşım denemesinin yer aldığı kitabıru 20 yıldır yazdığı eleştirileri tarayaralc, derleyerek oluşturmuş. Kitabın elimizdeki ikinci baskısında, iikine kıyasia baa değisiklikler yapılmış. Amerikan, Fngüiz, itaJyan ve tspanyol sinemalan başhğı altmda dört ana bölümden oluşan yapıtta, yönetmenler temel alınarak o ulke sinemalarına bir yaklaşım getirihyor. KOLERA GÜNLERİNDE AŞK Yazan: G.Garcia M a r q u e z / Çeviren: Şadan Karadeniz / Can Yayınları / 4 3 0 s. yor: " 2 0 . yüzyılın başından bazı öğeler kathm... Öyku aşağı yukan ben dogduğum zaman sona eriyor... Fakat genel batlanyla romanım 19. jüryıla ait olmaya çalışan bir romandır." Kolera Günlerinde Aşk, dul Fermina Daza ile gençliğinden beri Fermina'ya âşık olan Florentino Ariza'mn yaşlılıklan üzerine kurulu bir öykiL tışim Yayınlan'nca yapılan, eklerle zenginleştirikn kitap yakın tarihimize, özellikle de bu semtkente ilgı duyan herkesin okuması gerekli bir kaynak niteliğinde. Arkan'm kitabı üç ana bölümden oluşuyor: kitabı bunun öyküsti. Biraz roman, biraz röportaj. Yazar kitabı için, "Yine de beni ilgilendiren Elsa'nın hayatı, öykünun kendisi değildi. Düzensizliği ya da bir 'başka düzeni' anlatmak istiyordum" diyor. BEYOĞLU (kısa geçmişi, argosu) Yazan: Özdemir Kaptan (Arkan)/Üetişim Yayınları / Fotoğraflarla birlikte 224 s. "Beyoğlu" geçen yıl Aybay Yayınlan arasında çıkmış, üzerinden bir yıl bile geçmeden tükenmiş, aranır olmuştu. Bunda Beyoğlu semti üzerine halen surmekte olan tartışmalann payı olduğu kadar, Arkan'ın sorgulayıcı ve alışılmış yargılan sarsıcı tutumunun da payı vardı. Şimdi ikinci baskısı lle 1) Beyoğlu, 2) Beyoğlu'nun Kısa Geçmişi, 3) Beyoğlu Argosu (1. BAĞIŞLA O N L A R I baskıda yoktu). Kitabın sonunda birinci hamur kâğıda kinüleri Yazan: Tarık Dursun K. / renkli olarak basılan çeşitli kolek Bilgi Yayınevi / 2 6 0 s. siyonlardan abnmış, Beyoğlu foEdebiyata şiirle başlayan Tank toğrafları da yer alıyor. Dursun K.. senaryo yazarlığı, yönetmenlik, kitapçıhk, yayınevi yöBÜYÜK neticiliği de yapmış, bir süre DÜZENSİZLİKLER Milliyet Gazetesi'nde kitap tanıtma yazılan yayımlamıştı. Halen Yazan: Marie Cardinal / çeşitli dergilere yazan Tarık DurÇeviren: Lizi B e h m o a r a s / sun'un çok sayıda oyku ve romaAfa Yayınları / 226 s. nı bulunuyor. Başta Sail Faik Kırk yaşlannda, huzurlu bir ya Hikâye Armağanı olmak üzere çeşamı olan psikolog.bir kadın gu şitli ödüller de alan Tank Dursun nun birinde çağımızın en ciddi yeıü romanında bir tiyatro adamısorunlanndan biriyle karşı karşı mn kişiliğinde Türk tiyatrosunun ya kalır. Kızı uyuşturucu bağım ve sinemasının gerçek insanlarını lısıdır. İşte Marie Cardinal'in anlatıyor. GARFIELD JIM DAVIS 6ÖRE, OIUBMA D.URUMUNA { 6BÇES1İIRİM M K J WA,EVET... . AĞIKLIK A^EIPKEZI UNUTTUM. O J^M P4VF6 33O 30 Mart CUMHURÎYET KİTAP KULUBU'NDE YENİ KİTAPLAR KHabmMı Sonsuz Günbatımı Yeni Şiirler (1. Hm.) Yeni Şiirier (3. Hm.) Son Şiirleri (1. Hm) Son Şiirleri (3. Hm.) Kolera Dönemınde Aşk Bir Ûzyaşam öyküsu Tüm Soneler Seçme Ûykuler Kıal Orkestra Z.Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm Beyoğlu Üsküdar'daki Ev Oarbeler ve Gizli Servisler Ounya Solu1 YuarÇefirmn Furuğ/KutlarHosrovşahı Nâzım Hikmet Nazım Hikmet Nazım Hikmet Nâzım Hikmet G.G.Marquez/Ş Karadenız Vartan Ihmalyan VV.Shakespeare^T.S Halman Thomas Mann/K Şıpal Gılles Perrault/H.Portakal Taha Parla Özdemir Arkan Neıat Güten Cuneyt Arcayurek Akış Yayıncılık Ada Adam Adam Adam Adam Can Cem Cem Cem Evvelki yıl Avnıpa'run çeşitü ülkelerinde yayımlandığında hemen listelerin baş köşesine oturan 001090 "Kolera Günlerinde Aşk", Mar 002.375 002.376 quez'in geçen gunlerde yeni bir ki002.377 tap daha yayırnlamasına rafmen 002 378 hâlâ gündemde. Bizde nasıl ola 021401 cak bilinmez, ama otobiyografik 022.359 yönüyle de oldukça ilginç olan bu 022.360 kitap için yazan şunlan söylüyor: 022.361 "Romanımda babama, anneme, 041.156 keadi yasamıma ve kendi iüşkile 066.077 rime ait çok şey var." Marquez, romamn kapsadığı zaman dilinu 066.078 konusunda da, " 1 9 . yüzyılda ya 075.136 şarmtşçasına bir 19. yiizyıl romanı 152 449 yazmaya çalıştım" diyor ve ekli 305.101 TARİHTE BUGÜN MİMTAZ 4RIK4 Hyatı 3000.9000.6000.90006000100007000.800010000.10000 TayMviTlr Şiir Şiir Şiir Şiir Şiir Roman Anı Öyku Roman E iletişim ileüşım Kastaş Bilgı Akış inceleme 5000. inceleme 9500 Roman 4 0 0 0 incelem<5 12000Dergı 5000 rr7^* ^ ^ S \ 195O'DE SUGÜN, UNLU FBAHS/Z DErLErAOAM/ C&OfiS i tg YAÇrHPA OU>U *3. YÛZYIL SONLARlNPA FKAAJSA'Yf SAeSAN PREYFUS DAl/ASI'NOAN ÇOtc ETKILENEN SLUM, O SlGALAR SOSYALİZME İLSİ OUYMUÇTU. OAUA SOMKA AKTlF OlAISAK SİYASETE 6/BMtf, ÜNLÜ JEAN SAURİS İLE ÇJ*LIÇMı$Tt. 1919 YlLINDA MILLETVEKILI SEÇILEKEK FAHLAMENTVYA KATILAN LEON BLUM, f93O'tAGt>A,AvGuPA'C>A YUK.SELFH FAŞİZME KA&ŞI *HALK CePHESİ* HAB£<CETINI KURMUŞTU.8A$AWU HALK.CEPHESI ÇAL/ŞMALA&I ONU 1S36'OA BAŞgAICAML'ĞA GErm/MİÇ, \ J " 7 ' J . a , . j a a g \ FRANSA'NlN İLK YAHUpl ASILLI HUIOJMEr SAŞKAphesr " \ Nl SEÇtLMtşrİ. KJSA IKTtCMRıMDAN SONgA VICtiY YÖbriJ,\ HETIMINCE YARJGILAUAN SLUM,EPUMM SAVAÇI SO'*«+*si. \ NUNA DE6IM Sıfj ALMAU KAMPIUA r ^ LEON BLUM'UN HALK CEPHESİ..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle