Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Hemen belirtelim ki, 12 Eylül'le birlikte bütün barolar bir cehennemi yaşamaya başladılar. Art arda yasal değişiklikler yapıldı. Barolann kolu kanadı kırıldı, avukatlık mesleği prangaya vuruldu. Birilerinin yerine birileri seçilebilsin, istenmeyen kişiler meslekten atılabilsin diye, avukatlık yasasına hukuk dışı kurallar konuldu. Baro başkammn ve organların kaderi, valinin keyfine bırakıldı. Disipline ilişkin tüm yetkiler barodan kopanldı. Vesayet arttırüdı, barolar doğrudan bakanlıği bağlandı. Baroyu "yürütme" bölümünde ve "idare" başlığıyla düzenlemek, adaleti idareye teslim etmektir. Vesayet bu anlayıştan süzülüp gelir. Bu anlayış terk edilmelidir. Baro vesayete boyun eğebilecek bir kurum değildir. Baro vesayete boyun eğerse, hukuk devleti biter, polis devleti gelir. Barolan vesayet altına almak, savunmaya, dolayısıyla adalete el uzatmaktır. Boyle bir müdahale savunmayı öldürür. Savunma ölunce adalet ölür. 30 MART 1989 111 Yaşmda Bir Baro Hemen belirtelim ki, 12 Eylül'le birlikte büîün barolar bir cehennemi yaşamaya başladılar. Art arda yasal değişiklikler yapıldı. Barolann kolu kanadı kırıldı, avukatlık mesleği prangaya vuruldu. Birilerinin yerine birileh seçilebilsin, istenmeyen kişiler meslekten atılabilsin diye, avukatlık yasasına hukuk dışı kurallar konuldu. Baro başkammn ve organların kaderi, valinin keyfine bırakıldı. Disipline ilişkin tüm yetkiler barodan koparıldı. Vesayet arttınldı, barolar doğrudan bakanlığı bağlandı. Oysa, sağlıklı bir adalet için bağımsız yargı ile birlikte bağımsız barolann varlığı şarttır. TURGUT KAZAN Istanbul Barosu Başkam Istanbul Barosu, 5 Nisan 1989 günü 111 yaşını dolduracak. Elbet, demokrasiye doğru emekleyip duran bir ulkede, bu durum çok önemlidir. Çünkü, demokrasi kurumlar rejimidir. Bu nedenle, bir baronun 111 yıl varlığını sürdürebilmesi, doğru bilinip doğru değerlendirilmelidir. tstanbul Barosu 1. Meşrutiyet'in çıkardığı bir nizamname uyarınca 5 Nisan 1878 günü ilk genel kurul toplantısını yapmıştır. 1881 yüında Istanbulda Manokyan Matbaası'nda basılan 23 sayfalık "Dersaadet dava mümeyyizlerinin... 24 mart, sene 94 tarihinde vukubulan içtimalannda Kostaki Sardeneski tarafından irat olunan nutuktur" adlı broşür, kuruluş larihini gösteren guzel bir karuttır. Ve bu tarih miladi takvimde 5 Nisan 1878'in karşılığıdır. huriyeti içine sindirememiştir. Istiklal Mahkeraesi tarafından mahkum edilmiştir. Ve Atatürk, Ankara Hukuk Mektebi'ni açarken çürümüş hukukçularla, onun düzeltilmez hukukçularını devrim düşmanı ilan edip Lutfı Fikri'nin îstanbul Barosu Başkanı seçilmesine tepki göstermiştir. PENCERE 78'den 1'i... 78'den i'ini yoldan çevirdim. Ne demek 78'den 1'i?.. Seçim sonuçlarına göre her 100 seçmenden 78'i Özal yönetimine heyır demedi mi? Sokakta yürürken gözüme kestirdiğim adam, sarkık bıyıklı, kabarık saçlı, sıradan giyimli, mazlum bakışlı, çoğunluk içinde göze çarpmayan biri.. Önce şaşırdı.. Mertiabalaştıktan sonra derdimi anlattım, kime oy verdkjini sordum, 78'den 1'i olduğunu saptadım, birbiri ardınasormaya başladım: Peki arkadaşım, Özal'a hayır demekle nankörlük etmedin mi? İyice düşün bakalım; sen eskiden cebinde Amerikan Doları taşıyabiliyor muydun? Ne diyorsun abi? Dolar diyorum.. Bizde Türk LJrası yok abi, Amerikan Doları'nın yüzünü kim görmüş ki?.. Çağ atladığının farkında değil misin? Vallahi değilim.. Fatih Köprüsü'nden hiç geçmedin mi? Ben kendimden geçmişim abi.. "Uberal model"den yana değil misin? Ekonomide "sisteme entegre" olmadık mı? An/amadım abi? İşler nasıl?. Peşin vergi belimizi buktü abi.. Bak vitrinler dolu!.. Ne istersen var; Fransız kokusu, Hollanda peyniri, Belçika havyan, Amerikan sigarası, Alman salamı, İtalyan ayakkabısı... "Sen bunları satın almak için çalışacaksın, Türkiye kalkınacak.." Allah seni inandırsın. bizim evde çoluk çocuk aylardır et yüzü görmedik abi!. Kardeşim, Türk parası konvertibl oluyor. Ne oluyor abi?.. Konvertibl oluyor. Yani cebine koyup A/rupa'ya çıktjn mı her yerde geçecek... Abi, ben çarşıya pazara bile çıkamıyorum; Avrupa'ya nasıl çıkanm?.. Peki, gökdelenlere ne diyorsun? Seyretrnesi iyi oluyor abi.. Baktım ki olacak gibi değil; 78'den 1'ine dert anlatmak olanaksız.. Eyvallah, deyip yürüdüm. • Son seçimin en çarpıcı yani ve en büyük yararı ülke çapında bir tiyatro dekorunu yıkmasıdır. Renkli TV'nin Türkiyesi gümbür gümbür yıkıldı; gerçek Türkiye'nin yüzü ortaya çıktı. 26 Mart günü bu iki Türkiye arasında bir dönüm noktasıdır. Artık hiçbir şey 26 Mart'tan önceki gibi değildir. Yalnız televizyon için geçerii değil bu söz; basınımızın büyük bölümü de asparagas yayınlann yarattığı düş dünyasından vazgeçmek zorunda kalmıştır Şişirilen nıce kişilik balon gibi sönmüş; Başbakan Özal ile kapalı kapılar arkasında kotarılan ilişkilerin kombinezonlannda düzenlenen sayfalar parça parça olmuştur. Vaşington, IMF, Dünya Bankası ile birlikte tezgâhlanan "liberal model" efsanesi de çökmüştür. Hep böyle olur.. 1950'den beri.. Eline tutuşturulan mode/1 uygulayan Türkiye, önce göklere çıkarılır; Amerika'da raporlar yayımlanır; Türkiye bütün dünyaya örnek gösterilir; durmadan hava basılır. Aradan üç yıl geçince ağız değişmeye başlar. Beş y;l oldu mu raporlar renk değiştirir; tehlike işaretleri, alarm göstergeleri, S.O.S. sesleri, derken belli '^son"a ulaşılır. • Ülke'mizdeki kulağı kesikler bu tezgâhı çok iyi bilirler; kimi uzman ya da politikacı, iyi niyetinin ya da kişiliksızliğinin kurbanı olur. Kimi gazeteci, yazar, yarıaydın da etkı altinda kalarak esen rüzgâra göre horozluk yapmaya kalkışır. Bakıyorum, çok değil az bir süre sonra Özal'dan çok Özalcı olanlar, şimdi Özal'ın karşısında.. Hey gidinin dünyası!.. İki başkan Ama, Lutfi Fikri, baro bağımsızbğı için çalışıp durmuş ve devrimin sıcağındaki cumhuriyet, hilafetçi başkana bir kötülük yapmayı düşünmemiştir. Tam tersi, 412 sayıh yasayla büttın cezalannı affetmiştir. Cumhuriyetçi ve Atatürkçü Apaydın ise dün suç sayılrnamış düşünceleri nedeniyle cezaevlerinde çile çekmiş, ilkin sağbğını, sonra yaşamını yitirmiştir. Kendisine bir pasaport bile verilmemiştir. Görülen o ki, cumhuriyetimiz hilafetçi bir başkana hoşgörüyle bakabilmiş, ama 12 Eylül yönetimi Atatürkçü bir 'başkan'a zulmü reva görmüştür. Üstelik, 111 yıllık tstanbul Barosu'nun kapısı, yalnız 12 Eylül döneminde mühürlenmiştir. Bu durumun böylece bilinmesi gerekir. Evet, Istanbul Barosu 5.4.1989 günü, 111 yüı geride bırakmış olarak 3 Nisan 1989 Pazartesi günü başlayacak bir kutlama programı sunuyor. tlk günkü açılış töreninden sonra, ölüm cezası, işkenceyi önlemenin yollan ve gözaltındaki sanıgın avukttan yararlanma hakkı. yurttaşlık bakkı, ILO standartlan ve ülkemizdeki dunım, basm özgüriüğü gibi konular ele alınıp tartışılacak. Böylece, yaşadığımız bazı sorunlara çözüm aranacak ve bağımsız baroya doğru yeni adımlar atılacak. Kuruluş olayı En yaşlı üye olan Sardeneski Efendi, konuşmasını S Nisan 1878 cuma gününün avukatlar için mutlu bir gün olduğunu belirterek bitirirken, toplantıda özgürce konuşulmasını, yönetim kurulu ile disiplin kunılunun özgürce oluşturulmasını ister. Ne var ki, ilk toplantısında dile getirilen özgürlük özlemi bazen bastınlır. örneğin, II. Abdülhamit döneminin despotizmi yaşanır. 1908 Meşrutiyeti'nde seçilen Kavvazade Fuat Beyin baro başkanlığı Vekâletçe onaylanmaz. Ve 1924'te büyük bir kıyım yapılır. tstanbul Barosu üyelerinin önemli bir bölümü tasfiyeye uğrar. Baro başkanı Lutfı Fikri Bey bu girişime karşı çıkar, inatla bağırosızhğı savunur. Baro bağımsızüğı ve baroya baskı denilince, Lutfi Fikri Beyle Orhan Apaydın adları karşımıza çıkar. O Lutfı Fikri Bey ki, amansız bir hilafetçidir. Cum Oysa, sağlıkh bir adalet için bağımsız yargı ile Zor meslek birlikte bağımsız barolann varlığı şarttır. 1959 Delhi Doğaldır ki, adaletin ölümü bütün toplumu etve 1962 Rio konferanslarında bu gerçek vurgulan kiler. Ama özellikle avukatlar bu sonuçtan bir başka mıştır. Daha 1955 Atina toplantısında "butün dünya türlü ve katmerli biçimde etkilenir. Onlar haksızlıavukatları mesleklerinin bağımsızlığını korumaya" ğa uğrayan muvekkillerini savundukları, çoğu zaçağrılmıştır. man susturulmuş bir toplumda konuşabilen tek keUnutmayahm ki, adaletin üç ayağı vardır: Sağ sim olduklan ve konuşmak zonında kaldıklan, ama lıklı bir adalet, sağlıklı temellere oturmuş sava, avu yasaklar nedeniyle konuşamadıklan ya da konuşup kat ve yargıç sacayağı üzerine kurulur. O Halde ba başlarını belaya soktuklan için etkilenirler. Yani, ğımsızlık ve güvence bu üçlüden her biri için zo sağlıklı bir hukuk düzeni ne (en çok) gereksinim duyan meslek, avukathlctır. runludur. Kabul ediyoruz, Adalet Bakanı'nın bir yargıcı ataElbet, tornacı, makinist, doktor, mühendis, miyamaması adalete müdahale kapısını kapatır Ama, mar, gazeteci, yazar, sanatçı, karikatürist... tüm kiaynı bakan, baro organlannı feshedebiliyor ve avu şiler ve meslekler oturmuş bir hukuk düzeni isterkatı cezalandırabiliyorsa, bir başka yoldan adalete ler. Ama demokrasi ve hukuk düzeni tam oturmamüdahale edilmiş olur. Üyeliğe kabul ve disiplin iş mış olsa bile usta iyi kötü çeliğe su verebilir. Torleri, barolara bırakümalıdır. Mesleğe ilişkin kural nacağı demiri işleyebilir. Makinist treni yürütür, ları barolar koymalıdır. Avukatların yetişmesinde dokdor hastayı ameliyat eder. Mimar ve mühendis barolann söz hakkı olmalıdır. mesleğini sürdürür. Hiç biri bizim kadar etkilenmez. Anayasal durumu Avukat, müvekkilini savunurken haksızhğı yapan Ama bizde, üyeliğe kabul levhadan silme ve di güçlere karşı mücadele verir. örneğin, bir atama işsiplin işleri bakanlığın tercihine kalmıştır. Yönet lemi, bir kamulaştırma (istimlak) bir toplu kıyım, melikleri bakanlık onaylar. Barolar bakanlık karar bir toplu yıkım sözkonusu olabilir. Bu durumda lanna uymak zorundadır. Genel kurula gelmeyen avukat, yürütme organını hasım gösterip haksızlıavukatı yargıç cezalandınr. Baro Başkam Adalet Ba ğı sergileyecektir. Bazen, vergi miktarıru arttıran bir kanı'ndan izin almadıkça yurtdışına çıkamaz, her karar için başbakanlığı dava edecektir. Kendi çıkahangi bir toplantıya katüamaz. Yeni yeni hukuk fa n ya da politik görüşleri nedeniyle değil, müvekkikülteleri açıhr, barolara göriiş sorulmaz. Gereksi lini doğru savunabilmek amacıyla böyle bir yol iznim var mı, yok mu denilmeden, binlerce genç, fa ler. Işkenceciye karşı işkenceyi teşhir eder. kültelere yığılır. Hem onlann geleceği ile hem rnesSonuç leğin disiplini ve düzeyi ile oynanır. Barolar öbür meslek kuruluşlarıyla, örneğin ticaret ve sanayi odalarıyla eşdeğer tutulamaz. Barolar için merkeziyet ile vesayet sözkonusu olarnaz. Belki, öbür kuruluşlar anayasamn yiiriitme başlıklı bölümünde "idarenin esaslan" ve "idarenin kuruluşu" alt başlığı ile düzenlenebilir. Ama baroları bu bölümden mutlaka çıkarmak gerekir. Barolann yeri yargı başlıklı üçüncü bölümdür. Demek oluyor ki, hukuk devleti gelişmemişse, avukatlık belalı bir iştir. Ve demokrasi yerleştikçe mesleğimizin önü açılıp onuru yükselir. Bu nedenle, ülkemizdeki bütün barolarla TBB hukuk üstünlüğünü savunmayı birinci görev olarak kabul ederler. tstanbul Barosu da aynı duyarhk içindedir. 111. kuruluş yıldönümünü kutlarken bu gerçeği bir kez daha belirtmek gereğini duyduk. EVET/HAym OKT4YAKBAL KAMUOYUNA 1 Ağustos genelgesiyle yaratılan sorunlar, cezaevlerindeki direnişlerle geçici olarak aşılmış, ancak genelgenin hâlâ yürürlükte olması nedeniyle, bu aynı sonınlar yeniden tek tek cezaevlerinde gündeme getirilmektedir. Dun Eskişehir'i, Ankara merkezi, bugün Amasya'yı. yarın diğerleri izleyecektir. Bizler esas çözumün 1 ağustos genelgesini hedefleyen ortak ve zamandaş bir mücadeleden geçtiğine inanıyor, bugün Amasya cezaevindeki direnişin yanında olduğumuzu bildiriyor, baskı ve hak gasplannı protesto etmek için 28 marttan 1 nisan tarihine kadar sürecek destek açlık grevine başlıyoruz. CEYHAN OZEL TtP CEZAEVtNDEKİ DEVRtMCİ TUTUKLULAR ADINA: FAHRETTtS \LP, SELMAIS ALTINÖZ. MEHMET CtBRAN, M. SELtM ÇÜRÜKKAYA. İLKER DİLCAN, TAHSİN ALPŞAR, MİTHAT GÖNEMÇ. FEVZİ 1ŞIK, RAMAZAN KILAVLZ. HASAN AKBABA. HÜSEYtTN GEVHER. AIİ RIZA KIUNÇ. EKREM ERTİK. FAHRt IŞIKSAL. HAQ KARADA.NA. ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H H ^ ^K ^k ^ , ^^^^ * ^^^p 1^^^ î. 28.7.1988 perşembe günü evinden ayrılan bir daha geri dönmeyen Eşim Eski ktzlık kimliği ile kayıptır GÜLER KARAGÜL Yerini bilen ve görenlerin insanlık namına Küçükbakkalköy karakoluna bildirmeteri rica olunur. * EŞt: MEHMET ÖZGÜL BABASI: MEHMET KARAGÜL •% ^ GÜLER ÖZGÜL Egemenlik Halkın Değil Özal'ın mı? "1992'ye kadar iktidardayız. Cumhurbaşkanını bu Meclis seçecek. Hiçbir şekilde erken seçim diye bir şey yok." ANAP liderı Bay Turgut Özal'ın geçen günkü basın toplantısının özeti bu üç cümlede toplanabilir. Oy oranı yüzde 36'dan yüzde 22'ye ınmiş bir partinin genel başkam, koltuğu bırakmamakta dirençli görünüyor! Hep biliyoruz, Bay Ûzal oturduğu koltuktan kolay kolay kalkmaz Köln'de maç seyrederken koltuğa sıkışmış, gol atılınca ayağa fırlayıp alkışlayamamıştı. Haydi oradaki koltuk dardı, küçüktü, Bay Ozal1 ın tombul gövdesini zor taşıyor, dört yandan sıkıştırıyordu. Peki, ya şimdi? Başbakanlık koltuğu geniştir, rahattır, oturup kalkmada bir zorluk yoktur. Kimseye de yapışmaz. Ne denli yapışmak isteseniz de başaramazstnız. İktidar koltuğunun acayip bir huyu vardır, halkın istemediği bir kişiyi üstünden atar. Hiç umulmadık, beklenmedik bir anda... En iyisi kendiliğinden bırakmaktır! O koltuk seni üstünden yere atmadan! Bir düştün mü sonra bir daha kalkamazsın! Evet, en doğrusu halkın istediği yolda davranmaktır. Yani, 'Ben yüzde 22 oranda bir oyla Başbakanlık koltuğunda oturamam' demektir. Bunu yapmayan bir iktidar lideri daha sonraki günieroe başına neler gelebileceğini hesaplamalıdır. Hem kendi başına, hem de partisinin, parti üyelerinin başına... Adnan Menderes i95Tde binbir güçlükle genel seçimden üstün çıkmıştı CHP 600 kişilik Mecliste 190 kadar sandalye elde edebilmişti. Menderes üç yıl zor dayandı Meclis'ın üçte birini kapsayan muhalefetin baskısına... Buna halkın, basının. aydınların baskısını da eklemeli. Menderes, grubunu son ana kadar serbest bırakmadı. Ama neye yaradı bu? Büyük bir patlamaya, Menderes'i ve iki yakın iş arkadaşını idam sehpasına kadar süruklemeye... Başbakan Özal'ın son basın toplantısında konuşulanları okumuş olmalısınız. Bir komedya sanki! Güluşmeler, kahkahalar, takılmalar, espriler!.. Karşılıklı atışmalara varan bir basın toplantısı. Yüzde 80 oranda yurttaş sana 'grt' diyor, ama sen 'gitmem de gitmem, 92'ye kadar buradayım' diye tepiniyorsun! Ne var ki halkın bilinçli bırlıktelığı karşısında kimse sürgit iktidarda kalamaz. Bunun ne çok örneği var, ama görebilene. anlayabilene!.. Ama bir hanedan kurup, yakınlarına türlü nimetler sunan bir parti lideri elbette ki koltugunu kolay kolay bırakmaz. Daha sonra başına gelecekleri düşünür, 'ya benden hesap sorarlarsa, ya beni yüce divanlara sürüklerlerse. ya yakınlarımın son beş yıldaki davranışlarını ortaya dökerlerse' diye korkabilir Ama korkunun ecele yararı yoktur. Türk ulusu yüzde seksen oyla ANAP'a, en başta da ANAP'ın liderine 'git' demiştir... SHP yüzde 28.26, DYP yüzde 25.59, ANAP ise yüzde 21.94!.. İl merkezlerinde SHP 39, DYP 16 başkanlık kazanmış. ANAP ise yalnızca 2! Her şey ortada, her şey apaçık... ANAP beş yılda küçüldükçe küçülmüş. Ama bu partinin başındaki kişi 'Ben 92'ye kadar iktidardayım' diyor. Seçimin hemen ertesi gününden başlayarak yeni yeni zamlarla kendisine oy vermeyen halkın karşısına çıkıyor. Öç alacaktır. Basından, belediyelerden, halktan... İl yapmaya söz verdiğı ilçelerden, ilçe yapmaya kararlı göründüğü beldelerden... Ne var ki bu çılgınca direniş yarar vermeyecektir. ANAP Meclis Grubu, aklı başında ANAP'lılar bu gerçekleri görmezlikten gelemeyeceklerdir. Menderes'e sonuna kadar bağlı kalan DP Meclis Grubu'nun başına gelenler belleklerde duruyor. ANAP grubu niye kendinı böyle bir tehlikeye atsın? Üstelik de halkın güvenini yitirdiklerini, Türkiye'de üçüncü parti durumuna düştüklerini göre göre... Yapılacak iş birkaç ay içinde erken genel seçime gitmektır. O güne kadar da Meclisteki tüm partilerin katılacağı ortak bir hukümet kurmaktır. Bugüne dek dünyanın hiçbir yerinde yüzde 21,9 oyla ayakta kalabilen bir iktidar görülmedi. Elbet bizde de görülmeyecek... Yoksa "Egemenlik kayıtsız şartsız milletin" değil mi? § F SAMSUN 1. SULH CEZA MAHKEMESİ (KARAR ÖZETİ) Esas No: 1984/1134 Karar No: 1988/859 C.S.E. No: 1984/3599 Davacı: K.H. Sanık: Suleyman Baş: Yakup ve Maviş'ten olma 1945 d.lu Samsun Kuşçulu Koyu'nde nüfusa kayıtlı olup halen Selahiye Mah. Yayla Sokak No: 18'de oturur, evli, 4 çocuklu, okuryazar, sabıkasız, imalatçı. Suç: Gıda maddeleri tuzüğüne muhalefet. Suç tarihi: 11.11.1984 Davasonu: Mahkumiyet Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; Geregi Duşünuldii: Sanığın imal ettiği çamaşır suyunun üzerinde etiketi bulunmadıgı, tağşiş ve taklit edilmiş mal urettiği sabit görülmekle, eylemine uyan TCK!nun 398. maddesi gereğince 3 ay hapis ve 5.000 lira ağır para cezasıyla cezalandınlmasına, 647 sayılı kanunun 4/1'nci maddesi uyarınca hapis cezasımn beher gunu 300 liradan 27.000 lira ağır para cezasına çe\rilmesine, içtirnaen ve neticeten sanığın 32.000 LİRA AĞIR PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA TCKÎnun 402. maddesi uyarınca 3 ay meslek, sanat ve ticaretin tatiline, 7 gün işyerinin ı.apatılmasına, karar ozelinin büyük harflerle yazılmak sureliyle kapama süresi kadar kalmak uzere kapatılan işyerinin gözc çaıpan brr yerine yapıştırılarak ilan edilmesine, ayrıca karar ozetinin Ankara, Istanbul ve Izmir'de yayımlanan tirajı 100 binin üzerinde bir gazetede ve mahalli bir gazetede yayınlaülmasına karar verildi. 26.9.1988 DUYURU KRÎSTALrlŞ, Çimento Cam Seramik ve Toprak Sanayii tşçileri Sendikası'nm Trakya Cam Sanayii A.Ş. ve Kırklareli Cam Sanayii A.Ş. işyerlerinde 22.3.1989 günü başlattığı grevlere Genel Merkez Yönetim Kurulu'nun 29.3.1989 gün ve 164 sayılı karanyla son verilecektir. 2822 sayılı kanunun 51. maddesi gereğince ilan olunur. Ruh ve Madde Yayınları (RM) KRÎSTALİŞ SENDtKASI GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU Edouard Schure BİLGİSAYAR... İNSANLIĞIAYDINLATAN öğrenciler, öğretim üyeleri ve öğretim kurumları 397.OOO.TL'den başlayan taksitlerle sizde IBMPS/2 sahibi olabilirsiniz Sizler için özel bir IBM PS/2 kampanyası hazırladık. Bu kampanyada bütçenize uygun peşinat ve taksitlendirme ile 3,7,11 aya kadar eşit taksitte ödeme imkanları sunuyoruz. Kampanyamız 22 Nisan 1989a kadar sürecektir. Modeller ve ödeme imkanlarını öğrenmek için lütien şirketimizi arayınız.... Rama • Krişna • Hermes Musa • Orfe • Fisagor • Eflâtun İsa« Muhammed • Zerdüşt Ciltli 874 Sayfa Genel Dağıtım: Meta Basım Yayım San. veTic. Ltd. Ştı. Şehrt Muhtar Cad. Kurabiye Sk. No: 24/2 BeyoğluİST. Tel: 152 61 25 • DİNLERİN GİZLİ TARİHİ BÜYÜK İNİSİYELER TEKNOD&TA VoyvodaCad VanıkRapıSok Türkelı Han Kat 4 Karakoy Istanbul Tel 150 5* 69 • 150 87 4? • 155 44 55 • 153 29 77 IBMPS/2 IBM World Trade Corporation'ın lescilli malıdır DEV ÜRÜNLER T.C. DENİZLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1988/1047 Davacı Denizli Halk Bankası vekili tarafından davahlar, Mustafa Toksal ve Ali Başkavak aleyhine açılan alacak davasının yapılan yargılaması sırasmda \erilen ara kararı gereğınce: Davalı Ali Başkavak'ın yapılan araştırmalara rağmen tebiigata yarar açık adresi bellı olmadığından ilanen teblıgat yapılrnasına karar verilmekle: Dava basıt yargılama usulune tabi olmakla. duruşma günü olan 19.4.1989 günü saat 9.00'da bizzat duruşmaya gelmeniz veya vekilinizin duruşmada hazır bulunması, gelmediğiniz takdirde HUMK.nun 176/10, 507/1, 509 \e 510. maddeleri uyarmca davanın gıyabınızda bitirileceği 7201 sayıh tebligat yasasının 29. maddesı gereğince meşruatlı davetiye yerine kaim olmak uzere ilan olunur. 24.2.1989 Basın: 40868 o l i u e l l i + PROMAKSENTEGRE M 200 BİLGİSAYAR + DM 100/S YAZICI 768KBRAM 150 cps 20 MB Disk, 720 KB Disket • Genel Muhasebe • Şenet, Çek, Risk • Stok, Fatura, Can Hesap •Ûretım, Malıyet BÜTÜN ÖĞRETMENLER MİNİK ÖDEME 7X İngiliz, Deneyimli ve Profesyonel 99OOOOTL ÜSITAKSİTLE (KDV dahil) Jhe %rwUöh "Cambndge Fırst Certıfıcate" Kursu ve Kursların Başlama Tarıhlerı Gundüz 27" Mart 1989 Akşam 27 Mart 1989 Haftasonu 1 Nisan 1989 ISTANBUL Tel 147 09 83152 82 7172 Rumeiı Cad No 92 4 Zekı Bey Ap! OsmanbevISTANBUL İNGİLTEREAMERİKA İNGİLİZCEÜNİVERSİTE TOEFLFIRŞT CERT CAMB A dan Z'ye TÛM ORGANIZASYON olivetti BİLGİSAYAR ve ELEKTRONİK CIHAZLAR PAZ. ve TİC. A.Ş. SATIŞ. Valıkonağı Cad OsmanbeyApt 117/6 Nişantaşılstanbul Tel 131 14 20 132 46 56 132 38 50 140 52 90 146 77 36 Fax 14165 39Telex 39648 Pratr KkdeiTl 146 59 63 BAŞARINI2 BAŞARIMIZDIR Brıtıstı CouncJ A.elsfelco TEK AS (1)362 39 59 ' 1 ) 3 6 2 40 96 BAĞDAT CAD N0 510 BOSTAMOIST ANKARA Tel 135 30 94135 23 97 Seiamk Cad No 8 Kat 5 KuılayANKARA