14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
\7 MART 1989 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Dick Cheney onaylandı WASH1NGTON (AA) ABD Senatosu'nun Silahlı Hizmetler Komisyonu, Senato Genel Kurulu'na, Başkan George Bush'un Savunma Bakanlığt'na aday gösterdiği Dick Cheney'i onaylamasım tavsiye etmeyi oybirliğiyle kararlaştırdı. Senato Genel Kurulu'nun, Wyoming temsilcisi olan Cheney'in Savunma Bakanı olmastnı bugün onaylaması bekleniyor. Bush, baslangıçtaki Savunma Bakanı adayı John Tower'm, Senato tarafından reddedilmesi üzerine, geçen hafta Cheney'i bu göreve aday göstermisti. Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu, diınkü tavsiye karannı oybirliğiyle aldı. Yunanistan Başbakanı skandallara adı karışan bakanları değiştirecek Papandreırdan revizyon atağı Hükumetin kuruluşundan beri 15'inci kez değişikliğe gidilirken Başbakan, dün 54 bakan ve bakan yardımcısının istifalarım istedi. Değiştirilmesi beklenen bakanlar arasmda Papandreu'nun oğlu Yeorgios da bulunuyor. STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan Başbakan] Andreas Papandreu, PASOK hükumetinin hedef olduğu ağır suçlamalardan sıyrılmak amacıyla haziran seçimlerine üç ay kala kabinede değişiklikier yapmaya hazırlanıyor. Papandreu bu amaçla ilk etapta dün tüm bakan ve bakan yardımcılarının istifa etmesi çağnsında bulundu. Hukümetin kurulduğundan bu yana lS'nci kez değişikliği gündeme gelirken son kabinede 54 bakan ve yarduncısı bulunuyor. Akşam saatlerinde tüm bakanlar Papandreu'ya istifalarım sundular. Yeni kabüıenin bu sabah açıklanacağı bildirildi. Yunanistan'ın yeni kabinesinde halen gorevde bulunan dışişleri ve savunma bakanlannın koltuklannı koruyacağı satulıyor. Papandreu'nun özellikle adı skandal olaylanna karışan bakanlarını değişürmesi bekleniyor. Edinilen bilgilere göre bunların arasında öz oğlu, Eğitim Bakanı Yeorgios Papaodreu, kamu düzeni bakanı Yeorgios Petsos ve ulusal ekonomi bakanı Panagiottis Rumeliottis bulunuyor. Yunanıstan hükumet sozcusu Sotiris Kostopulus ise önceki gün, "hükiimel değişikliği' ile ilgili çıkan söylentileri yalanlamasına karşın, dün hükumet değişikliğinin 'muhtemel' olduğuııu açıkladı. Sözcü, kabinede yapılacak değişikliğin büyük bir olasılıkla bugün açılçlanacağını söyledi. Papandreu, öylelikle seçimlere 90 gün kala, yeni ve 'dinamik' bir kabtne kurma yoluna başvururken, PASOK hükumetinin kamuoyu içinde yitirmiş olduğu itibannı yeniden kazanmaya çalışacak. Ne var ki, Papandreu da aynı suçlamalara hedef oluyor. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Agamemnon Kuisogeorgas'ın istifası, siyasi partileri yeterince tatmin etmedi. Ülkedeki skandal olaylarının temizlçnmesi ve haziran ayı seçimlerine olumlu bir havada gidilmesi için Papandreu'nun da istifa etmesi yolundaki çağrılar bütün şiddetiyle surüyor. Ancak Papandreu, hükumet içinde yapacağı değişikliklerden sonra, son altı aydan bu yana ulkedeki siyasi gerilimı az da olsa bastırması bekleniyor. Öte yandan ABD'de îutuklu bulunan skandal olaylannın baş aktörü bankacı Yeorgios Koskotas, Amerikan dergilerinden sonra şimdi de Amerikan televizyonlarına verdiği demeçlerinde sahibi olduğu "Giril BankasT'ndaki yolsuzluklardan PASOK ve Başbakan Andreas Papandreu'nun yararlandığından söz ediyor. Papandreu'ya 20 milyon dolar, PASOK hükümeti üyelerine ise yaklaşık 50 milyar Türk lirası karşılığında ruşvet verdiğini öne sürcn Koskotas'ın bu açıklamalan, Yunanistan'ın günlük gazetelerinde günü gününe işleniyor. Devlet denetimindeki radyo ve TV haberleri dışında ise özel radyo istasyonları da Papandreu hukümetine karşı adeta bir kampanya açmış bulunuyor. Bu arada ülkedeki sağ ve sol kesimdeki bütun partiler Papandreu hükumetinin istifa etmesi içın gunluk çağrılarda bulunuyorlar. Bu çerçevede önceden açıklandığı gibi, sol eğilimli partiler önceki gun Yunanistan'ın 32 büyük kentinde gorkemli protesto gösterileri düzenlediler. Komünist Parti Genel Sekreteri Harilaos Florakis, Atina'da duzenlenen toplantıda on binlerce kişinin önünde bir konuşma yaptı ve "PASOK hükumetinin soıuınun geldiğini" vurguladı. DU1V\ADA BUGUN ALISIRMEN Şovenizm Tehlikesi BELGRAD Otobüsümüz Priştina'nın Grand Otel'nin önünden sabahın beşinde hareket etti. Gerilerde bir koltuğa kıvrılıp yol boyu uyumaya çalışıyorum. Ne mümkün? Sürücümüz kentin dışina çıkar çıkmaz, teybin düğmesıne basıyor ve bangır bangır, Arnavutça türküler kaplıyor her yanı. Yıllarca Anadolu otobüslerinin arabeskınden kaçmaya çalışırken burada da buna çattık. Neyse kl, bu türküler arabeskten darıa iyi, diye düşünüyorum. "Arabeskten sıyırmıştık ya" diye keyiflenirken, başkente 100 kilometre kala birden tanıdık, yıvışık bir melodi çalınıyor kulağıma: "Madem unutacaktm, beni neden yarattın? Yaradan hiç unutur mu?" Avrupa'nın ortasında arabeske yakalanınca kahkahayla gülüyor ve "Demek kı diyorum bir zamanlar Osmanlının gidebildiği her yere günümüzde de arabesk ulaşıyormuş." Osmanlının Yugoslav topraklarındaki uzun kalışı, doğallıkla oralarda bizde yorumlandığı gibi görülmüyor. 1981'deki gelişimde, Kale Meydan'ı gezdıren rehberimiz bir ara: Buradan da mahkumları aşağı atarlardı, diye Sava Nehrii ne açılan bir dehliz ağzını gösterdi. Kimlerdi atanlar? soruma karşılık olarak da kibar davranmış olmak için olsa gerek, şu yanıtı verdi: Buradaki ışgal güçleri. Kimterdi onlar? Size ayıp olmasın diye söylemiyordum, Türklerdi. Bakın, dedim, kibar rehbere, bu konuda benım hiçbir kompleksim yok. Sonra eklemek zorunluğunu duydum: "Bırakın bir yana Osmanlı İmparatortuğu'nun yapısı gereği çok uluslu bir imparatorluk olmasını, örneğin uzun yıllar yeniçerilerin özellikle Sırp kökenlilerden oluşmasını. Ama tarihi bugünün gerçekleriyle yargılayamayız. Geçmişe, geçmişin gerçekleri açısından bakmak gerek. O zaman bütün dünya fütuhat peşindeydi ve bu davranış dogal sayılıyordu. Bugün ayıp karşılanıyor. Ama o güne bugünün yargılarıyla bakamayız. Belki koşullar başka türlü gelişseydi sizin atalarınız bizim topraklardaki insanları kaleden atarlardı. işte bu yüzdendir ki, bugün geçmişe bakarak ne 'nereleri ele geçirmişiz yahu,' diye övünüyor ne de 'bize işgalci diyorlar' diye yeriniyorum." Evet, geçmiş, geçmişin gerçekleri ve kurumlarıyla incelenebilir ancak. İşte bu yüzdendir ki, Osmanlının eski sınırları içinde kalan topraklar üzerinde zaman zaman meydana gelen karışıklıklara bakarak "Ah Osmanlı olsaydı, bugün bu topraklar üzerindeki insanlar, geçmışte olduğunca gül gibi yaşarlardı, böyie birbirlerine düşmezlerdi" görüşüne katılmak da olanaksızdır. Ayrı etnik gruplardan, ayrı uluslardan, ayrı kültürterden insanların bir arada yaşamalarının en çağdaş ve özgün örneğini Yugoslavya'da Tito bulmuştur. Evet, Yugoslavya bir uluslar ve külturler mozayıği olarak sürdürüyor vartığını. O kadar ki, bu özgün yapıda Müslümanter diye bir ulus bile var (Bosna Hersekliler). Yeryüzünün hiçbir ülkesinde, tüm ulusların ve etnik gruplann kültürlerine, varlıklarına böylesine özenlı bir saygı gösterilmemiştir. Devlet, onların yalnızca varlıklarını sürdürmelerini değil, aynı zamanda kültürlerini gelıştirmelerini de sağlamak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Ne var ki, tüm bu olumlu yanlara karşın, bu uluslar mozayiğinde bugün bazı çatiaklar görünüyor. Kosova'da olanlar ulus(ar çekişmesınin tek örneği değil. 1.8 milyon nüfusu ile Yugoslavlann % 8'inı oluşturan en gelişmiş cumhurryet Slovenya'da da milliyetçı göstehler oluyor. Hatta geçenlerde Slovenler, Kosova Arnavutlarını destekleyen bir gösteri yaptılar ve Sırpları Amavutlara karşı, Hitler'in Yahudilere davrandığı biçimde davranmakla" suçladılar. Aslında sorunlan, yapılan, kültürleri birbirlerinden çok farkh otan bu iki utusu birleştiren tek ortak nokia, Sırplardan duyduklan endişeydi. Vbyvcxlina özerk bolgesinde parti yönetiminin üst düzeyinin değiştirilmesinde de Sırp parmağı olduğunu Voyvodinalılar ileri sürüyorlar. Belki bir tek Makedonyalılar Sırplara tam destek veriyorlar. İşin ilginç yönü, Sırplara yönelen bu milliyetçi duygular 8.1 milyon kişiyle Yugoslavya nüfusunun % 36'sını oluşturan Sırplarda da, milliyetçilik akımını hızlandırmış. Sırbistan Komünist Partisi'nin lideri Slobodan Miloseviç'in, tüm Marksist söylemlerine karşın, ateşli bir Sırp milliyetçisi olduğunu ileri sürenler az değilBelgrad'ın kitapçılarının vitrinlerinde en bol bulunan yayının Miloseviç'in son kitabı olması da, bu politikacının ne denli popüler olduğunu gösteriyor. Yugoslavya'nın iki komşusu, Arnavutluk ile Bulgaristan, Tito^ nun ülkesinde milliyetçi akımlan keyifle izleyip Sırpları suçluyorlar. Bulgaristan yöneticılerinin iki gün önce Sırp millıyetçiligini suçlamasını ve Sırpları kompleksli baskıcılar olarak nitelemesini ise acı acı gülümsemeden okumak olanaksız. Herhalde dünyada aklı başında hiç kimse, Makedon halkının olduğu gibi kendi sınırları içinde yaşayan Türklerin varlıklarını, kuttürlerini yadsıyan, zorla adlarını değiştirmeye kalkan şoven Bulgaristan yönetiminin Yugoslavya'ya ders vermeye kalkmasındaki ikiyüzlülüğü görmezden getemez. Yugoslavya'da uluslararasında, çeşitli nedenlerden, ekonomik farklıhktan, son dönemlerde kalkınmanın yavaşlamış, ekonominin bozulmuş olmasından doğan milliyetçi, zaman zaman şoven akımların başgösterdiği bir gerçek. Ama olayın boyutlarını abartıp da, Tito'nun yapıtının dağılacağını söylemek büyük bir yanlış olur. Yugoslavya, ulusların karşılıklı uzlaşmayla bir arada yaşamasının en parlak örneğini oluşturacak dehaya sahip. Bu gucün, içinde bulunulan güçlüklerin üstesinden gelmesi olasılığı çok büyük. Ustelik, kurulduğundan bu yana Avrupa'da bir barış ve istikrar öğesi olan Yugoslavya'nın varlığını ve birliğinı korumasında yainız o ülkenin insanlarının değil, tüm Avrupa'nın da çıkan var. Ve her şeye karşın, Yugoslavya hâlâ milliyetler sorununda örnek çözümün ülkesi olarak duruyor. Lübnatı'da çatışmalar BEYRUT (AA) Bir süredir HıristiyanMüsluman çatışmasına sahne olan Lubnan'da salı akşammdan bu yana süren ateşkes dün sabah Beyrut Limam'mn top ateşine tutulmasıyla bozuldu. Güvenlik kaynaklan, Michel Aoun başkanhğındaki Hıristiyan hükumetin kontrol altında bulundurduğu bölgelerden biri olan limana en az üç top mermisi düstüğünü bildirdiler. Olayda ölen ya da yaralanan olup olmadığt ise henüz açıklığa kavuşmadı. F. Almanya'da casusluk FRAKKFURT (AA) ABD askeri yetkilileri, bir Amerikalı askerin "ulusal güvenlik" bilgilerini Demokratik Almanya'ya verdiği gerekçesiyle tutuklandığını bildirdiler. Amerikan askeri yetkilileri tarafından basına verilen açıklamada, Michael Peri'nin, Demokratik Almanya'ya haberleşme evrakları ve ulusal savunmayla ilgili bilgileh vermekle suçlandığı kaydedildi. Açıklamada, Federal Almanya'daki Fuldahad kasabasındaki nskeri birlikte görevli Peri'nin geçen ay ve bu ay başında toplam 11 gun Demokratik Almanya sınırmda kaybolduğunu ve kendiliğinden geri döndüğü bildirildi. Peri'nin itin olmadan Demokratik Almanya'ya giderek resmi yolları ihlal ettiği belirtilen askeri açıklamada, Peri'nin Demokratik Almanya'ya hangı yolla geçtiği konusundabilgi verilmedi. Afganistan'ın Celalabad kentıni ele geçtrrnek amacıyla mucahıtler tarafından 6 martta başlatılan saldınlar sürerken. hükumet kuvveüerınin de ağır kayıplar verdiği öne süruldü. Kabıl hükümeti ise 10 gündür süren çarpışmalar sırasında kara ve hava birlıklerınin çok sayıda mücahidi imha ettiğ'mi kayöettı Bu arada. BBC Radyosu'nun Kabıl'deki diplomatik gödemcilere dayanarak verdiği habere göre Sovyetler Bırliğı, Kabil hükumetine destek olarak son güilerde çok sayıda sılah ve malzeme yardımını hava yoluyla Afganistan'a tasıdı. Afgan mucahit biriiklerinin de daha da güçlenerek yeni saldınlara hanrtandıkları ve Celalabad Havaalam'nın bir bölümünü ellerinde tutmaya devar, ettiklerı bildirildi. (Fotoğraf REUTER) Celalabad kuşatması surüyor Piyasa ekonomisi hükümeti onaylandı YUGOSLAVYA Yeni Başbakan Markoviç, piyasa eîconomisi için ' Insanlığın şimdiye dek bir alternatif bulunamayan nihai bir başarısıdır" dedi. BELGRAD (AA) Yugoslavya'nın yeni Başbakanı Ante Markoviç ve yeni hükumet, dün ant içerek göreve başladı. Yugoslavya parlamentosu dün yaptığı oturumda, iki cekimser oya karşı Markoviç'in başbakanlığa atanmasını onayladı. Başbakan Markoviç, parlamentodaki ant içme töreninde yaptığı konuşmada, piyasa ekonomisinin, "insanlığın, şimdiye kadar bir alternatif bulunmayan nihai bir başarısı olduğunu" savundu. Ante Markoviç, yüzde 300'ü aşan yıllık enflasyon oranı ve 21 amacıyla Cezayir yönetimi toplantı öncesi milyar dolarlık dış borç yüküyle ETA lideri Antxon'a gönderdiği bir mesajda, uğraşmak zorunda olan Yugoslav tspanya ile anlaşmadıklan takdirde ETA mi ekonomisinin, düzelebilmesi için litanlannı ilelebet "konuk" edemeyeceğini "temel bir değişikük" yaşamasının gerekli olduğunu söyledi. bildirdi. Markoviç, enflasyon oranının Cezayir hükumetinin Ispanya ile anlaşma yüzde 1000'lere urmanma tehlikeyanlısı bir politika izlemeye ba$lamış olması, si olduğunu da vurguladı. iyi haber alan bazı kaynaklara göre ekonomik "Devleti dönüştürmek gerekikriz içinde bulunan bu ulkeye İspanya'nın son olarak sağladığı "kolay odcmeli" krediler gös yor. Haklar, devletten kurumlaterilmekte. Nitekim tspanya bir süre önce Ce ra ve piyasaya, koraünden fedezayir'e üç yıl boyunca her yü 380 milyon do rasyona aktanlmalıdtr" diyen larlık bir kredi tahsis etmiş bulunuyor. Her yı Markoviç, şirketlerin hisse senelın sonunda yeniden gözden geçirilecek olan di çıkannası, özel teşebbüsler kubu krediler, 10 yü süreyle hiç faizsiz, on yüm rulması ve devletin ekonomiye sonunda da ancak V* 1.5 gibi çok duşük birmudahalesinin azaltümasının düfaizle, daha çok mühendislik alanlannda kul şünüldüğünü kaydetti. Markoviç, bankacıhğın Batılı standartlara lanılmak üzere veriliyor. göre yeniden düzenleneceğini, sermaye piyasası kurulacağını ve zarar eden kuruluşlann sübvansiyonuna son verileceğini bildirdi. Yeni başbakan, AT'yle daha sıkı ekonomik işbirliği yapacaklarıru ve Batı'yla Ûişkilerini güçlendireceklerini de belirtti. Başanlı bir işadamı ve Hırvajstan Cumhuriyeti'nin eski cumhurbaşkanı olan Markuviç, geçen aralık ayında istifa eden Branko Mikuliç'in yerine geüyor. Mikuliç hükümeti, Yugoslavya tarihinde istifa eden ilk federal hükumet olmuştu. ISPANYA MİNE SAULNIER BtLBAO Cezayir devletine, 1980 yılından bu yana kademeli olarak sığınan ETA üst diizey niiiitanlarını, Cezayir hükümeti bir süredir Ispanya ile anlaşmaya zorluyor. Cezayir*in bu konuda yaptığı basküar sonucu 26 marta kadar tek yanlı olarak ateşkes ilan eden ETA, ocak ayından bu yana tspanya'daki terör eylemlerini durdurmuş ve Madrid hükümetiyle görüşmeyi kabul ettiğini açıklâmıştı. Taraflar, şubattan bu yana sürdurülen ilk hazırlıklardan sonra bu hafta ilk kez resmen pazarlığı açıyorlar.,tspanya ve Fransa'da tutuklu bulunan ETA teröristlerinin affı Navarra eyaletinin Bask ülkesine katılması ve bölgenin bağımsızlık konusunda halk oylamasına hak kazanması gibi konuların tartışılacağı toplantılarda Ispanya hükumetinin sözcülüğünü Devlet Güvenlik Sekreteri Rafad Vera başkanlığında üç kişilik bir heyet üstlenirken, ETA örgütünu ünlü terörist şefi Antxon Etxebeste liderliğinde ETA ile olan organik bağıru ilk kez resmen açığa vuran Bask Aynlıkçı Partisi Herri Batasuna (Avrupa Parlamentosu'nda bir milletvekili var) ileri gelenleri temsil ediyorlar. Yazılı basının "ETA örgütünün devlet muhatabı haline gelerek yasallaşbnlması" olarak yorumladığı göruşmeler, Cezayir başkentinden 270 km. uzaklıktakı Moreti bolgesinde Cezayir hükumetinin yabancı konuklara talısis ettiği Espins tatil koyünde yapılacak. Fransa'mn da arabulucu olarak, ETA liderlerinin Fransa Cezayir arası haberleşme ve görüş alışverişine kolaylık gösterdiği uzlaşma masasında sonuç alınmasını çabuklaştırmak Cezayir, ETA'yı MadricTle an laşnıa v a zorluyor 10.000.000.Lira Odül Için Ipucu 2 PROJESİ SEDE Yeni randevu 20 martta Helmut Kohl zor durumda BONN/FRANKFURT (AA) Federal Almanya'da Berlin'deki senato ve Hessen eyaletindeki yerel seçimlerde büyük ölçüde oy kaybma uğrayan ve oylarının önemli bir bölümü aşırı sağ partilere kayan birlik partileri içinde başgösteren huzursuzluk, patlama noktasma geldi. Birlik partileri (CDU/CSU) meclis grubu, Başbakan Kohl'e ilk kez karşı çıktı ve koalisyon gündeminin yeniden belirlenmesini istedL Birlik partileri meclis grubunun önceki akşam 6 saat suren toplantısında üyelerin yoğun eleştirilerine hedef olan Helmut Kohl, gruptan gelen isteklerin hemen hemen tümiine 'evet' demek zorunda kaldı. AEDFKÖ Sıcak Bir Yuva Seni köyünden göçe zorladılar. Şehre geldin. Aç mısın, susuz musun, açıkta mısın diye sormadılar. Sanp sarmalayıp bir gecekondu yaptın, onu da çok gördüler. Su vermediler, elektriğini kestüer. Sonra da onu başına yıktılar. Atalanmız Dünya'da mekan, Ahiret'te iman dediler. Ahiret'i bilmiyoruz ama... seni Dünya'da mekansız bıraktılar. Refah Partisi Olarak Diyoruz ki; Bu düzen değişmeli. Belediyeler köstek değil destek olmalı. Aynca belediyeler arsalarını kat karşıhğı konut yaptırmalı. Emekli, işç, memor, dar gelirii herkese, ucuz kiralarla konut verilmeü. Böylece yoksul zengin herkes başını sokacak bir sıcak yuva bulabilmeli. Mutlu azınhğa değil tüm halka hizmet eden, Hak'tan, Haklıdan yana bir düzen kurulmalı. Bu ursatı iyi değerlendirin. '•* İslam Devrim Muhafızları SAN DIEGO (AA) Körfez'de geçen temmuzda yanlışlıkla ftrlattığı fuzeyle bir Iran yolcu uçağını duşüren Amerikan Vincennes kruvazörünün komutam Albay Will Rogers'm karısına dtizenlenen suikastı, Iran yanlısı "İslam Devrim Muhaftzları" adlı örgüt üstlendı. Los Angeles Radyosu'na önceki gun telefon eden kimliği belirsiz bir kişi, saldırıyı örgüt adına üstlendı. Radyo yetkilileri, Orladoğu aksanı ile konuşan kişinin Albay Rogers ve ailesine karşı başka suikasılar düzenleneceğini soylediğini bildirdiler. İşte RP'nin SEDE Projesi. SEDE'yi iyi tanıyın. Adını bulun bize yaan. Projenin adını bulabilmeniz için ipuçlanm basından izleyin. Çekilecek kurada doğru bilen lkişiye 6.000.000 TL 1 ktşiye 3.000.000 TL 1 kişiye 1.000.000 TL ÖDÜL verilecektir. Not: Cevaplannızı 20 Mart 1989 tarihine kadar bize ulaşacak sekilde P.K.59Fatih/İstanbul adresıne yaan. Kazanın, ödülü alın. Aydmlık Yannlar için, Ampulü Yerine Takın REFAH PARTİSİ İnsanca Yaşamak İçin Çözüm. Dıs Haberler Senisi ABD'nin, tsrail'e yaptığı "FKÖ ile diyalog" telkini tartışılırken, FKÖ ile ABD arasında sürdurülen görüşmelere 22 martta Tunus'ta yeniden başlanacağı bildiriliyor. AA'nın haberine göre Tunus Televizyonu, FKÖ üderi Y«ser Arafat'ın bu açıklamayı Tunus Devlet Başkanı Zeyncl Abidin Ben Ali ile görüşmesinden sonra yaptığını duyurdu. ABD ile FKÖ arasında ilk görüsme, 19 Aralık 1988'de yine Tunus'ta gerçekleşmişti. ABD, FKÖ'nün terörist faaliyetlerde bulunmayacağını açıklaması ve İsrail'i tanımasından sonra FKÖ ile divalog başlatma karan almıştı.FKÖ'nün en büyük kolu olan El Fetih grubu liderlerinden Ebu İyad, ABD'nin terorizmi tanımlamasıru ve FKÖ ile yapılacak görüşmelerde, Ortadoğu konusundaki tutumunu açıkça ıfade etmesini istedi. Ebu tyad, Reuters'a yaptığı açıklamada, ABD ile görüşmelerin derhal başlaması gerektiğirü kaydederek, aşırı uçtaki Filistinlilerin, FKÖ'nün barış stratejisine darbe vurmayı istediklerini bildirdi. Ebu Iyad şoyle konuştu: "ABD ik yapılacak görüşmelerde, önemli konular ele alınmahdır. ABD, Filistinlilerin kendi kaderlerini ta>in etme haklan ve uluslararası barış konferansı yapılması gibi konulardaki lutumunu açıkça ifade elmelidir. Daha sonra göriış ajnlıklannın orladan kaldınlması için lerori/m konusu tanımlanraalı. Biz Fili.stin a>aklanmaMnı, İsrail işgaline kar>ı silahlı mücadeleyi lcrör sa)mı>onız." • diyaloğu Tunus'ta sürecek TlBET Dış Haberler Servisi 1950'den beri Çin sınırları içinde bulunan Tibet'in sürgündeki lideri Dalay Lama Çin'e ülkesinin de Hong Kong gibi bir statü içinde olması çağnsında bulundu. Geçen hafta bağımsızlık yanlısı olan Tibetlilerin protesto gösterileri Çin güvenlik kuvvetlerinin şiddetli müdahalesiyle bastınlmış, Batılı görgü tamklarının ifadesine göre 400'un üstünde kişi ölmüştü. Le Monde Gazetesi'nde yer alan bir habere göre Tibetlilerin "tann lider" olarak kabul ettikleri Budist başrahip Dalay Lama, Tibet'in Çin'in işgalinden kurtulmasının savaşarak değil, uzlaşarak gerçekleşebileceğini savundu. Hindistan'da sürgünde yaşayan Dalay Lama, Çinlılerin Tibet'e sürekli Çinli nüfus yerleştirdiklerini ve Çin'e karşı "bazı radikalleriD önerdikleri gibi" silahlı mucadele vermenin başanlı olamayacağını söyledi. Gerçekçi olmak gerektiğini vurgulayan Dalay Lama, ille de Çin'den aynlmak gibi bir düşünceıerı olmauıgını Delırterek Hong Kong örneğini verdi. Ha Dalay Lamadan Çirfe "uzlasalım" önerisi Dalay Lama len îngiltere'nin sömürgesi durumundaki Hong Kong'un birkaç yıl sonra Çin'le birleştiğinde iç duzenini koruyacağını anımsatan Dalay Lama, Çinli yetkilileri n bu durumu "Bir ülke iki sislem" olarak adlandırdıklarını, aynı şeyi Tayvan'a da önerdiklerini belirtti. Tibet'te de aynı yöntemin uygulanabileceğine işaret eden Dalay Lama "Bu bir uzlaşma olur. Hem biz hem de Çinliier bir seyler almış oluruz. Mantıklı bir yol bu" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle