25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 1989 Nüfus her saat Her ay yeni bir 22 kişi artıyor „ kasaba ekleniyor AHALIESIYLE UHTARIYLA NAS1L HAZIRLANDI? Bu çahşmaJar her yıl İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü'nde yapılan sahaya dayalı araştırmalardan biridir. Araştırma Ekim 1986 Haziran 1988 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Veriier sahadan 1987 yaz aylarında toplandı. İstanbul'un metropoliten alan içinde kalan 553 mahallesi tek tek gezilerek ve her mahallenin muhtarıyla ayrı ayn mülakat yapılarak toplandı. Araştırma ekibi, Antropoloji eğitimi alan ve sosyal araştırıcı olarak yetiştirilen 55 öğrencidir. Çalışma bölüm öğretim elemanları yönetim ve denetiminde konu seçimi, soru formunun hazırlanması, mulakat uygulanması ve toplanan verilerin analizi vb.aşamalardan, adım adım geçerek tamamlandı. CUMHURİYET/7 TEŞEKKUR Çalışmarıın gerçekleşmesındekı katkılarından dolayı eskı Valı Nevzal Ayaz ve Yardımcısı Şenol Engin'ın şahsında tum görevliiere. göruşme yaptığımız Istanbul muhtarlarına burada teşekkur ederiz. Çalışmanın her saftıasında yanımda olan meslektaşım ve çalısma arkadaşırn Yüksel Kırımlı'ya ve aşağıda ısımlen olan İ.Ü Ed.Fak. Antropok)|i Bölümü 198788 son sınıf öğrencılenne de şükranlarımı sunarım Serdar Akbıyık Mehmet Akçay Mehmet Aksoy Ayten Aktuğ HaKan Baysar Haadaa Botasun Hatıce Bu du MuhtttİK Civetek SevtaD Cağlayaner Sibel Çelebi Pınar Celıner Bayram Dönmez Nısa Emıralp Mete Erol Ogün Gönül EBI GulhakaMğtu Esın Masırcı Reccp Hetetei Hıkmet Horasan Kemal Kantekia Mehtap Karacak Hayret Karakoc Rüya Kaya Kenal 0. Kıdıl Suheyla Kırca İnayet Koç Sümer Köse Ha$im Oz Haîıce Ozcan Yusuf Özçiçek Necla Oztük Şadan Rabat Mustafa Sayın Attan Sevim Emel Sünnetcı Zeynep Şahin Mine Sükur İbraNn Tarhan Zuhan Taşezen Derya Tay Hüseyin Tekcan Nitufer Toka Oya Torun Hora TrakyaM M Pınar Turtıanlı Başafc Turaaçağkı Setta Tuzün ttksal Uaan Sıbel Ustabaş Vasmkı H. U n w t e Berin Valım hker Tenel Suheyla Yonal İstanbul'da ortalama mahalle nüfuslan (1985) TOPLAM Adalar Bakırköy Beşiktaş Beykoz Beyoğlu Eminönü Eyup Fatih G.0.Paşa Kadıköy Kartal Sanyer İSTANBUL Prof. Dr. TAYLAN AKKAYAN DUnyada ve Türkiye'de îstanbul'un özel bir yeri var. Bu özellik İstanbul'un kendisinden ve ona gösterilen ilgiden kaynaklanmaktadır. Istanbul'u bilmek, Türkiye'yi anlamayı en azından kolaylaştıracaktır. Kuşkusuz, insanın fırsatlaıını de|erlendirdiği yer olan kenti ve bunun güzel bir örneği olan tstanbul'u anlamak ve anlatmak kolay değildir. Ancak "kent insandan başka nedir?" sözünden hareketle günümüzde Isianbul'da yaşayanlann özelliklerinden, yaşadıkları raahallelerden ve mahalle yöneticilerinden söz ederek; kısaca insan ve yaşantısından kesitler vererek bir nebze olsun İstanbul'un anlaşılmasma katkı yapılabileceğine inanıyoruz. Dünya şekillenmeye başladığından bu yana 4.5 milyar yıl geçti. Ilk tek hucreli canlı 3.5 milyar yıl önce yaşadı. Balıklar, sürüngenler, memeliler detken 3.S milyon yıl önce ilk hominidler ve 45 bin yıl önce modern insan (homosapiens) diinya yüzünde görüldu (Johnston 1982:213,305). Diğer pekçok canlıya göre genç diyebileceğimiz insan, yasamında yaptığı değişikliklerle kendini eşsiz bir platforma oturtan tek canlıdır. Uzun yıllar avcıtoplayıcı olarak yaşadı, aşağı yukan 10 bin yıl önce bitkileri ve hayvanları evcilleştirerek doğa ile kooperasyona girdi (Barnouw 1975:86). Böylece gıdasını elde ederken rastlantılara daha az yer kalıyordu. Seçilen bu yaşam tarzma, gerçekleştirilen bu kühürel devrime Neolitik diyoruz. Neolitikle birlikte tükettiğinden daha fazlasını üretebilen, yeni uğraşıların ortaya çıkmasını olanaklı kılan insan, köy yaşamından; yazının icadjyla birlikte şehir yaşamına da M.Ö. 4000'lerde geçmeyi başardı. Neolitikle, birinci derecede teknolojikekonomik bir devrimi gerçekleştirirken; kent devrimiyle de sosyopolitik organizasyonda değişim sağlandı (Gamst 1974:9). tnsan kentleşme süreci ile değişmez doğasının değişme olduğunu (Güvenç 1976:34) kanıtlarcasına, artan bir ivmeyle yeni seçtiği bu yaşam tarzını benimsedi. • Şehir ve şehirleşmeyi, diinya ve insanlık tarihiyle birlikte düşününce, bu olgunun insan var oluşunun son birkaç dakikasını kapladığını fark ederiz (Davis 1955:429). Ayncarhalen yaşanan modern şehrin geçmişini ancak 100200 yıl geriye götürebiliriz. Bu nokta sorunu daha da ilginc ve dikkat cekici yapmaktadır. Kuşkusuz bugünün şehirleri, ilk şehirlere hiç benzememektedir. Ne şehirsel yerleşmelerin sayılan ne banndırdıklan nüfus ne de yaşananlar eskinin aynıdır. Fakat süreç hızla devam etmektedir. Dünyada 1800'lerde 100 binin üzerinde olan sadece 50 şehir varken (Barnouw 1975:376), bugün bu sayı 2500 civarmdadır. (Ana Britannica Karşılaştırmalı Ulusal Istatistikler 1986:1621). Dünya nüfusu 18001850 arasında %29.2'lik bir artış gösterirken; 20 bin ve fazla nüfuslu yerleşmelerde nüfus artışı % 132.3 olmuş, 100 bin ve fazla nüfuslu yerleşmelerde ise aynı artışın %76.3'le sınırlı kaldığj görülmüştür. Oysa 19001950 döneminde aynı yüzde arüşlan sırasıyla 49.3; 239.6; 254.1 olarak saptarunıştır (Breese 1966:17). Değerler, insanoğlunun eliyle yaptığı şehirlerin dünyayı nasıl gün geçtikce sardığıru açıkça göstermektedir. Üstelik şehir dediğimiz bu yerleşmelerde kendine has kurallan olan bir hayat yaşanmaktadır. İlk şehirler kırsal alanlardan göç eden insanlarla, beslenmiş büyumüştür, ama buralarda kırsallıktan uzak, yoğun, heterojen, fırsat ve imkânları farklı, dengeleri değişik, ilişkileri daha karmaşık bir yaşam tarzı oluşmuştur. tlginç olan, bir yandan emniyeü, istikran aızulayan insan, değişmenin adeta kaynağı olan şehre koşmakta, şehirleşmeyi hızlandıracak bütün yoüarı denemekte, geleceğini bu hayat tarzında aramaktadır. Genel hatlanyla dünyada görülen bu eğilimin Türkiye'de de benimsendiğini rahatça söyleyebiliriz. Uskudar Zeytinbumu 5.000 iaooo 15.000 2Q0O0 25000 İstanbul'un nüfusuna her saat 2223 kişilik bir grup, her gün 500 kişiyi aşkın bir köy, her ay 16 bin kişilik bir kasaba ekleniyor. Türkiye nüfusunun % 10'unu barındıran İstanbul'un 2000 yılında 10 milyon olması beklenmekte. aşmayan nüfuslanyla adeta farklı olduklannı söylemektedirier. Adalar yaz aylannda yoğun bir nüfusa sahne olurken, Eminönü iş merkezi kimliğiyle gündüzgece nüfuslan arasında büyük farkların yaşandığı ender bölgeler arasında yer almaktadır (Şekil: 2). Kadıköy'den sonra, ortalama mahalle nüfusu 10.000'in üzerine çıkmış ilçeler Bakırköy, Eyup, Gaziosmanpaşa, Şişli, Zeytinbnrno'dur. Bu görünüm hemen yoğun gecekondulaşma eğilimini akla getirmekte, ne tarz olursa olsun iskânın buralarda henüz bir düzerıe kavuşmadığını adeta vurgulamaktadır. Kuşkusuz buralar yeni nüfus grupları için en uygun alanlar gibi gözükmektedir. Ayrıca buralardaki mahalle örgütü, hızlı büyümeye ayak uyduramayarak bölünememiştir. Başka kelimelerle İstanbul'da ortalama mahalle nüfusunun çok üstünde kalan yerlerde zaman içinde yeni mahalleler oluşacağı bir gerçektir (Şekil: 3). Aile kavramının ifa ettiklerine zaman zaman eş düşen hane kavramıyla yaklaşacak olursak, mahalle nüfuslan gibi ortalama hane büyuklüklerinin de ilçeden ilçeye farklar ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. tstanbul ortalaması olan 4.23'ü ayraç olarak kullandığımızda, bu değerin altında Adalar, Beşiktaş, Kadıköy, Fatih, Beyoğlu, Eminönü, Şişli'nin kaldığını, diğerlerinin bunun üzerinde bulunduğunu görüruz. Eğer kentleTde hanelerin küçülduğünü, hane büyükluğunün kırsallık, gelenekçilik olduğunu bir an varsayacak olursak, Istanbul Uçelerini yalnız bu faktör açısından bir sıralamaya da almış oluruz. Kuşkusuz ihtiyatlı kullanmak kaydıyla doğru olan bu genellernede, gelenegin kaynağı Anadolu, taşıyıcı organizasyon göç ve taşıyanlar da göç edenlerdir. tstanbul'da temel nüfus artışı bu mekanizma ile sağlandığına göre nüfusu luzlı artan yerlerde, yeni gelenlerin yığıştığım düşünebiliriz. Bunlar henüz geldikleri yörelerin görünümünü taşıdıklanndan, hem kendileri gelerek nüfusu arttırırlar hem de hanelerinin büyümesine yardımcı olacak kültürel potansiyelle kolayca gerekeni yaparlar. Kısaca ilçelerin konservatiflik düzeyleri açısından bu faktörün gözönünde bulundurulması hatalı bir yaklaşım olmayacaktır. tstanbul'da manallelerin yaklaşık %60'ı 10 bin ve daha fazla nüfusludur. Bazı ilçelerde bu nüfus grubunun üzerinde kalan mahalle oranı %90'ı aşmaktadır. Bunları büyuklük sırasına göre dizersek Kadıköy ve Zeytinbumu %91.7'lik oranlarıyla ilk sırayı alır. Bunları Gaziosmanpaşa (V»83.3), Bakırköy (%95.0), Kartal (%74.6), Eyüp (%65.5), Şişli (65.0) takip eder. Bilindiği gibi kırkent aynmı yapmak için nüfus kriterinden hareket edildiğinde 10 bin ayraa kullanılmaktadır. Bu değer toplam yerleşmedeki nüfusa uygulanır. Görüldüğü gibi burada her bir mahalle bu değerin üzerinde nüfus gruplarına sahiptir. Kısaca her bir mahalle adeta bir şehir, bunlardan ilçeler seviyesinde büyük şehirler oluşmakta, onlar da metropoliten alanı oluşturmaktadır. Dolayısıyla burada şehir yaşantısımn karesi değil küpü yaşanmaktadır demek, bilmem hatalı olabilir mi? Adalar (%0.0), Eminönü (%11.5) ve Beyoğlu (Vo23.3) ilçelerinin ise toplam mahallelerinin %25'ten daha azı, 10 binden fazla nüfusludur. Bu yapıyla çok değişik bir görünüm sergilerler. Sözü edilen üç ilçe, metropoliten alan içinde önceden işaret edildiği gibi, burada da özellik gösteren yerlerdir. Ayrıntıda fonksiyonlan farkh olmakla birhkte Beyoğlu da, Eminönü gibi iş merkezi olraak üzere hemen helen yolun sonuna gelmiş durumdadır. Beşiktaş, Fatih, Üsküdar, Sanyer ve Beykoz'un 10 bini aşkın nüfuslu mahalleleri, bütünün %50 ile %35'i arasında bir değere sahiptir. Bunlar içinde Beşiktaş ve Fatih'in doyum noktasında olduğunu, diğerlerindeyse kısa zamanda 10 bin nüfuslu mahallelerin artacağı bir gerçektir. Bu arada, 10 bin sımrırun çok üzerine bugün bile çıkıldığmı, 20 bini aşkın nüfuslu 120'yi aşkın mahallenin var olduğunu, bunlar içinden 10 tanesinin de 50 binden fazla nüfus barındırdığını belirtebiliriz. Verilerin Türkiye genel şehir sayısı ve banndırdıklan nüfus gruplannı hatırlayarak gözden geçirmenin düşünenlere yeni sonuçlar çıkarmalan için yardımcı olacağını hatırlatmakla yetiniyoruz. 20 bini aşkın nüfuslu mahallelerin ilçeler düzeyindeki dağılımlarında ise, ilk üç derecede Bakırköy (%27.3), Kadıköy (%15.7) ve Kartal (%13.2) ile Üsküdar (%13.2) ilçeleri dikkat cekmektedir. Gerçekten 20 bin ve fazla nüfuslu mahalle sayısı ile şehir nüfus artış oranımn yükselmesi arasında ihmal edilemeyecek bir ilişki vardır. Bu sonuç çok nüfuslu mahallelerin artışına işaret etmekte ve sonınun önemini vurgulamaktadır. Nüfus yığılması yarunda, gözden kaçınlmaması gereken bir nokta da, tstanbul ölçülerine göre az nüfuslu sayılan mahallelerin sayısal durumları ve ilçeler arasındaki dağıhmlarıdır. Bu özellikteki mahalleler, iki değişik yapıda, fakat aynı sonuç şeklinde karşımıza cıkmaktadır. Bir kısmı Eminönü, Beyoğlu gibi iş merkezleri olup nüfuslanmayı kesen yerlerdir. Diğerleri ise Üsküdar, Bakırköy gibi geleceğin büyük mahallelerinin süratle ortaya çıkacağı ilçelerdir. Nüfusu çok az ve çok fazla olan mahalleler için söylenenleri birleştirdiğimiz zaman Bakırköy'ün her iki grupta da hissedilir bir ağırlığa sahip olduğunu görmekteyiz. Bu da nüfusu sayısal yönden heterojen özellikler gösteren yerlerin, büyük nüfus grupları çeken yerler olmayı sürdüreceği veya zamanla böyle bir eğilim içine gireceği anlamına geimektedir diyebiliriz. Gümöşhane, lçel, Ordu, Siirt, Urfa, Trabzon olduğu saptanmaktadır. Bu durum şehirleşmenin daha önce durağan olduğu yerlere nasıl el attığını göstermektedir. Dolayısıyle kent ve kentliyle ilgilenmek, yalnız problemin ağırlıklı hissedildiği yerlerde değil, potansiyel alanlarda da gözden kaçırılmadan topluca yapılmalıdır. Ancak, kentleşme hızının yüksek olması burada yaşayanlann oranının yüksek olması anlamına gelmediğine göre, yaklaşımlarda öncelik sıralaması yapmak üzere kentlerde yaşayanlann miktar ve oranlan gozden geçirilmelidir. Böyle bir girişim nufuslarının %60 ve fazlasının kentlerde toplanmış illerin saptanmasıyla yapılabilir. Bunlar 1985'te Adana (°7o66.2), Ankara (*'o82.8), Bursa («o63.5), Eskişehir (^o67.7), Gaziantep (%66.5), tstanbul (°7o95.2), Izrair (Vo77.7)'den oluşan 7 ildir. Görüldüğü gibi bu iller, Türkiye'de gelişme çizgisinin ileri götürülmesinde lider durumundadır. Bazı şanssızlıklar, zaman zaman duraklamalar olsa da bu yerleşmelerdeki şehırli potansiyet her zaman en büyük güvencedir. Söylenenler eşliğinde lider iller arasından Istanbul'u ele alacak olursak, bu ilin diğerlerinden çok farklı olduğunu rahatça söyleyebiliriz. İSTANBUL'UN NÜFUSU ~ Geçmişte Istanbul nüfusunun savaş ve işgal dönemlerinde gerilediği, sosyal ve ekonomik problemlerin yoğunlaştığı dönemlerde artış hızını yavaslattığı olmuştur. Ancak 1945'ten bu yana milyonu aşkın nüfus banndınp yaklaşık ortalama <Ç»5'lik bir nüfus artış oranına sahiptir. 1985'te 5.842.985 olarak saptanan il nüfusunun 1990'da 7.1 milyona, 1995'te 8.7 milyona, 2000 yılında da 10.7 milyona ulaşacağı hesaplanmaktadır (Şekil: 1). dıracak yasal duzenlemeler yerinde değil midir? Böylece kentin daha demokratik, daha güçlü olması sağlanacaktır. Kuşkusuz günümüzde mahalle ve yönetimine, işlevini yitirdi görüşüyle bakarak, son vermek mümkündür (Sencer 1986: 314). Fakat bu idari bölünüşün, Selçuklulardan bu yana gelenekleşmiş bir yapıyı yansıttığı da hatırlanmalıdır (Ortaylı 1979: 71). Çoğunlukla nüfus, tapu vb. daireler, askerlik şubeleri, polis vb. pek çok kuruluş halen kentsel yerleşmelerde mahalle bölünüşünü esas almakta, bu aynma dayanmaktadır. Sonuçta mahalle ve mahalle örgütünün. toplumun güçlü temellere oturtulmasında birleştirici bir rol üstlenebileceği düşünülmelidir. ihtiyaç ve isteklerini yeterince duyuracak ve gereğinde kendi kendine çözebilecek yasal ve maddi olanaklarla donatılması geıeklı ve yerinde olacaktır. Üstelik böyle bir yaklaşımın yapıhnasında zaman olarak da biraz gecikilmiştir. Bundan sonra lstanbul'la ilgili ifadelenmizin metropoliten alanla ilgili olacağını, ilçeler seviyesinde yapüacak açıklamalann da mutlaka metropoliten alan içinde kalan parçaya ait olacağını beiirterek, çalışmamızın sınırlannı daha kesin hale getirelim ve sözümüze mahalleler ve sayılarıyla devam edelim. Çalışmanın başından beri verilen rakamlara ve bunların ait olduğu yıllara bakıldığında, yasayanlarla ilgili hemen hemen bütün özelliklerde bir dınamizm görülecektir. Dolayısıyla Istanbul'daki ilçe ve mahalle sayılan da bu dinamizm içinde yer almaktadır. Bu yüzden aşağıda söz edilen tüm verilerin tarih verilmediği takdirde 1987 yılına ait olduğunu, o tarihten sonraki ilçe ve mahalle sayılarında ortaya çıkan değişmeleri kapsamadığını burada bildirmek yerinde olacaktır. * İstanbul'un ilçeleri yüzölçümü olarak birbirine eşit olmadıgı gibi bünyelerinde yer alan mahalle sayılan da eşit değildir. Ortalama bir mahaüeye düşen alan da değişmekte olup, en dar alana sıkışİstanbufun nüfus artışı KENTLEŞME VE TÜRKİYE Metropoliten alanın ortasında kalan ve yüzölçümleri hiçbir şekilde değişmeyecek olan ilçelerde oturanlar, dar alanlardaki yoğun nüfus baskısından şikâyetçiler. Ancak Şişli'de ve Kadıköy'de oturanlar, kendilerini biraz daha sıklaşmaya hazırlamalılar. Bilindiği gibi Türkiye nüfusu hızla artan bir ülkedir. Birçok biİstanbul'da ortalama hane büyüklüğü (1985) lim adamının kabul ettiği gibi 1950'ler, sosyal değişmenin hızlanTOPLAM dığı bir başlangıç noktası anlamına geimektedir. Kentleşme de bu Adalar dönemden balayarak hızlanmış ve Türkiye tarihinde ilk defa, nüBakjrköv fusunun yansından çoğu 1985'te şehiılerde yaşar hale gelmiştir. HaBeşiktaş len 55 milyonu aşkın nüfusun 30 milyonu aşkın kısmı şehirlerde Beykoz , 1 yaşamaktadır. Daha önce de işaret edildiği gibi, kişiler kırsal koBeyoğlu nm l şullardan farklı bir ortam içinde geleceklerinin daha iyi olacağını Emınönu duşünmektedir. Üstelik tercihlerini yapmış ve bunu uygulamaya da Eyup koymuşlardır. Bu gercek, şehirlerin dünden daha dikkatli, ihtiyath Fath ~m L=l bir şekilde ele alınması gerektiğini açıkça vurgulamaktadır. Aksi takdirde kent; yol, su, kanalizasyon, çöplerin toplanması vb. altu.u raşa B KadiKöy yapı ve hizmetlerde; polis, itfaiye vb. teşkilatlann görevlerinde; park, ^Kartal oyun alanlan, eğlence yerleri vb. gereksinimlerde; okul, kütüphaz. J Sanyer ne, müze, hastane vb. kurumlarda; iletişim ve ulaşım araç ve sis! . Şişli temlerinde önetnli problemlerin kaynağı olacaktır. 1 Uskudar ~~g Aynca kentlerde toplanan nüfus belli özellikler gösteren bir grupZeytinbumu . J tur. Örneğin: 25 15 35 05 • Kentleşmenin ileri adımlarında olan ülkelerin, kentlerinde kadınlar oranca erkeklerden daha fazladır. Türkiye gibi henüz iç göç M a k a M e r kent giM Her geçen gun biraz daha kalabalıklaşan Istanbul'öa mahalteter kuçuk bir kent, ilçeler ise büyükşehir gâruntusünde. Mahallelerin lerin etkili olduğu ülkelerde, kühürel faktörlerin de katkısıyla bu yuzrJe 60'ının nüfusu 10 binin üzerinde. Bu sayı Kadıköy'de 25 bine kadar çıkıyor. YuzulçCımü olarak genişlemesi mümkün olmayan ilçelerde yoğunluk İSTANBUL'DA MAHALLELERİM MÛFUS GÜUPLARINA BÖRE DAĞIUMI yapı erkek fazlalığı olarak ortaya cıkmaktadır. fliderek artacak. NUFUS GflUPLARI • Kentleşme oranı arttıkça, kaba doğum oranlan düşmekte, genel doğal artış oranı azalmakta ve nüfusun iki katına çıkma süresi 9999 VE TOPLAM 20 BİN V I 10.000 Halen Istanbul nüfusuna her saat 2223 kişilik bir grup; her gün mış mahalleler, metropoliten sahanın ortasında kalan, yüzölçümuzamaktadır. Halen Türkiye nüfusu 28.5 yılda bir mish' artmaktadır. 500 kişiyi aşkın bir köy, her ay 16.000 kişilik bir kasaba eklenmekDAHA AZ MAHALLE BAHAFAZL. 19.999 leri hiçbir şekilde değişmeyecek olan ilçelerdir. Başka bir deyişle • Gene kentleşmeyle sıkı bir paralellik gösteren özellik, ortala tedir. Türkiye'deki şehirsel yerleşmderin %4O'ı aşkın kısmının bunlar, İstanbul'un en eski yerleridir. Buralarda mahallelerin orH'si SAYISI %'si Wsi ma ömürle ilgilidir. Kentlerde yaşam süresi artmaktadır. 15.000 ve daha az nüfuslu yerleşmeler olduğu hatırlanınca, tstan talama yüzölçümleri kilometrekarenin %14'üne kadar inebilmek41.7 00 TOPLAM 553 24.4 35.8 • Doğumlann azalması, ömrün uzaması ve göçler kentlerdeki nü bul'un bir aylık büyüme hızı ve eklenen nüfusunun hayatta kala tedir. Bu yaklaşımla en dar alanlı mahallelerin yer aldığı ilçeleri, 0.0 100.0 6 0.0 01 ADALAR fusun yaş kompozisyonunu etkilemekte, 1564 yaş grubu arasm bilmek için zorunlu taleplerini şöyle bir düşünmek bile, verilen daha ortalama mahalle yüzölçümleri ni kilometrekare olarak sıralarsak, daki iktisaden faal nüfus artmakta, bağımlılık oranı düşmektedir. anlamlı yapmaktadır. 25.0 [ 31.7 Fatih (0.14), Eminönü (0.15), Beyoğlu (0.20), Beşiktaş (0.52), Zey02 BAKIRKÖY 104 43.3 • Aynca kentleşme arttıkça, kişi başına düşen gayri safi milli haGünümüzde Tüıkiye nüfusunun %10'luk kısmı İstanbul'da ya ünburou (0.84), Şişli( 1.12),Kadıköy (1.37) ve diğerlerindenoluşan 47.6 42.9 03 BEŞİKTAŞ 21 9.5 sıla; hane halkı başına yühk net gelir; kişi başına düşen gazete, radyo, şamaktadır. Yapılan tahminler 2000 yılında bu oranın %15'e ula bir diziliş elde ederiz. Daha büyük, en azından kırsal alanlarından TV, telefon sayısı ve ok.uryazarlık oranı artmaktadır. 66.7 18 5.6 27.8 04 BEYKOZ şacağı yolundadır. Halen kilometrekareye 1023 kişi düşen, nüfus yer alarak genişleyebilecek ilçeler ise daha rahat ve sıranın sonlaKısaca değinilen noktalann ışığmda sözü toplayacak olursak, kent yoğunluğu en yüksek il olan İstanbul'un, 2000 yılında bu oranı da nndadır. Bu diziliş 2000'lere doğru tstanbul'un nüfus baskısının 76.7 43 4.7 18.6 05 BEYOĞLU insanı üreten, talepleri olan, zorlayan bir kişilik gösterir. Anlaşıl ikiye katlayacagı ortaya cıkmaktadır. Üstelik metropoliten alan için nerelere doğru kayacagını göstermektedir. Daha açık bir ifadeyle, 88.5 33 0.0 11.5 06 EMİNÖNÜ ması ve ulaşılması çok kolay değildir. Üstelik kentleşme sürecinin de yoğunluğun bu değerden çok yüksek olduğu ve onun da iki kat birçok kişi Fatih, Eminönü, Beyoğlu ile ilgilenmeli, ders almalı, bubütün özellikleri ve potansiyeli de bilinmemektedir. Bu açıdan bi veya daha fazla artacağı düşünülünce 2O00'li yıllara özel olarak ha ralarda yaşamanın ne demek olduğunu öğrenmeye çalışmalıdır. Sa34.5 44.8 29 20.7 07 EYUP lim adamlarına ve yöneticilere çok iş düşmektedir. zırlanma zorunluluğu kendiliğinden gündeme geimektedir. Aksi tak nuım Şişli'de, Kadıköy'de oturanlar da dar bir alandaki yoğun nüfus 38.8 49.3 69 11.9 08 FATİH Şimdi Türkiye'deki kentleşmeye biraz daha ayrıntılı bakalım ve dirde doğanın bu kadar nüfus baskısırun etkisini dengeleyemeyeceği baskısından şikâyet etmektedirler, fakat biraz daha sıkışıp sıklaş16.7 18 33.3 50.0 09 G.O.PAŞA lider özellikler gösteren yerleşmekri belirlemeye çalışalım. unutulmamabdır. Bu arada nüfus büyüdükçe sosyoekonomik den maya hazır olmalarının faydalı olacağını rakamlar soylemektedir. Sözü edilmeyen diğer ilçelerde de zamanla tek tek aynı sorun gün79.2 12.5 Türkiye il, ilçe, bucak ve köy adı verilen idari birimlere ayrılır. gelerin hassasiyetinin daha ön plana çıkacağı da hatırlanmalıdır. 24 10 KADIKÖY 8.3 deme gelecektir. İstanbul'da yaşayanın sık ve sıkışık, ama ferah yatl merkezleri veya merkez ilçe diye isimlendirilen kent yerlesmeleri 25.4 27.1 47.5 11 KARTAL 60 şamanın yolunu iyi bilenlerden olduğunu, bu konuda eğitimine ve ilçelerin vnerkez yerlesmeleri kentsel alanlan oluşturur. tl ve ilçe İSTANBUL MAHALLELERİ 53.3 13.3 33.3 16 12 SARIYER devam ettiğini ve edeceğini söylemek herhalde abartma olmayacakmerkezlerinin kentsel alanlarımn dışında kalan yerleşmelerse bucak, köy ve kır altı iskân şekilleri olup bunlar da kırsal alanlardır. 35.0 41 25.0 40.0 13 ŞİŞLİ Mahalle Arapça kökenli bir isimdir. Bir kentin, kasabanın hatta tır. Kuşkusuz bunlar Türkiye yüzeyine ve illere sayısal olarak eşit da bir köyun idari açıdan bölünmüş en küçük parçasını anlatraak için Istanbul mahallelerinde 1985 itibarıyla ortalama 9902 kişinin ya51.7 20.7 27.6 14 USKUOAR 58 ğılmadıkları gibi banndırdıklan nüfus, şehirleşme hızları vb. özel kullanılır. Mahalle yerinden yönetim esasına göre örgütlenmiş en şadığını genel nüfus sayımı sonuçlarını kullanarak saptayabiliyo91.7 8.3 0.0 13 15 Z.BURNU likler açısından da önemh' farklar sergilemektedirler. örneğin, kuçük yerleşme birimidir. Ancak yönetim organırun tüzel kişiliği ruz. İlçeler düzeyinde soruna baktığımızda 24078 kişilik 1985'te şehir nüfuslarında maksimum artış gösteren (V»50 ve daha ve bütçesi yoktur. Oysa ileride görüleceği gibi günumuz mahallele mahalleleriyle, Kadıköy'ün en kalabalık birimler oluşturduğunu gofazla) il suyısı 10 olup bunların Adana, Adıyaman, Agn, Antalya, ri on binlerce kişinin toplandığı yerlerdir. Bu ünitelere güç kazan rüyoruz. En düşük nüfuslu mahalleleıiyle Adalar ve Eminönü 3000'i fPf =. • 3 • SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle