25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 SUBA T 1989 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 İsraiVde yıımuşama KUDÜS (AA) İsrail Savunma Bakanı Izak Rabin, Filistinlilenn işgal topraklanndaki "politik varlıkları" konusunda seçilmiş Filistinlilerle görüşebileceklerini söyledi. Rabin, önceki gün İsrail televizyonunun Arapça yayınında Filistinlilere hitaben yaptığı konuşmada, "Sizin politik varlığınızı tanıyoruz, barışı gerçekleşıiren taraflar biz olalım" dedi. Türkiyeden esnek tutum UFUK GÜLDEMİR VVASHINGTON ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın kısa süreli Ankara ziyareti, Washington'un kısa menzilli nükleer silahların (SNF) modernizasyonu konusunda Ankara'nın görüşlerini bizzat en üst düzeyde dinlediği bir platform oldu. Ziyaretin verimliliği konusunda Türk Dışişleri Bakanlığı'nın resmi açıklamaları ile ABD Dışişleri'nden alınan duyumlar birbirir.i tutuyor. Turkiye bu ziyaret vesilesiyle ek nükleer yükümlülük almamak hususundaki kararlılığını bildirdi. ABD resmen böyle algılıyor. Ancak bu arada ilginç bir gelişme oldu ve ABD Dışişleri Bakanı Baker'a eşlik eden gazeıeciler, başta CNN'nin diplomatik muhabiri Ralph Baegletier olmak üzere "Türkiye modernizasyonu kabul elti" şeklınde haberler vermeye başladılar. Bu durum iki olasılığı gıindeme getiriyor; a. Baker ile birlikte seyahat eden gazetecilerin haber kaynağı bakan ve çevresi olacağına göre demek ki Amerikan makamlarında bu izlenim uyand:. TürkAmerıkan ilişkilerinde Başbakan Turgut Özai'da daha önce de bazı sorunlan tavanda çözme eğilimi görüldüğü hatırlamrsa, Baker'ın son seyahati sırasında da bu kapsamda kendisine bazı beyanlarda bulunulmuş olunabileceği olasılığı belirdi. James Baker Baker'ın modernizasyon konulu Ankara görüşmelerinin Washington yankıları DUNYADA BUGUN ALJSERMEN Olayın ayrmtısına girmeden önce, bir noktayı ı/urgulayarak başlayalım. Türkiye'de hâlâ yargıçlar var. Onuria, görevin gerektirdiği ağırbaşhlıkla adalet dağıtma işini kılı k.rk yararak özenle uygulayan yargiçlarımız var. Hatta asgari adaletle bağdaşmadığını sandığımız askeri yargı içinde bile r.ıce değerli yargıçlarımız var. Onlarla doğallıkla onur duyuyorjz. Ama bir virüs top'umsal yapıya b,r kez girdi mi, o yapının her yanını kaplıyor. Bugün TürKİye'de yargı erkinin bir değil birden çok sorunu var Yargıçların yetiştiği hukuk fakültelerinde bir yandan eğıtim düzeyinin düşmesi, öte yandan hukuk düşüncesiyle bağdaşmayacak baskıcı YÖK düzeninin getirdiği karanlığa, dosyaların çokluğunu. kadrclann boşlüğunu ve enflasyon yüzünden sürekü eriyen maaşların, öbür devlet memurlarınınkinden görece yüksek olmasına karşın yine de yetmezliğinı ekleyin, üstelik artık lafta kalmış olan yargıç güvencesinin yokluğunun doğurduğu tehöidin, binbir dert ile dolu olan yargıcın başında Demokles'ın kılıcı gibi sallandığını da unutmayın. işte bütün bu öğeleri gözönüne aldığınızda. Türkiye'de adaletin neden sancılı olduğunu görürsünüz ve artık hâlâ var olan hâkimlerin sayısının neden azaldığını kolayhkla anlayabilirsinız. Hatta insanların neden yargı yolundan zaman zaman umut kestiklerini de... Yargıya güveni. halkın adalet mesleğine umutla bakmasını sağlayacak en önemli etken, yargınm taratsız, hızlı ve adil biçimde yürütüimesidir ki. burada birinci görev yargıçiara düşmektedir. Eğer herhangi bir yargıç görevini yürütürken, sanıklardan ya da davanın taraflarından bırine ayrıcalıklı davrandığı izlenimini uyandırırsa, o ülkede yargı, onulması güç bir yara alır. Konkordato isteminde bulunmuş olan ünlü bankerinşaatçı Kastell''nin (Cevher Özden) önceki gün ifadesinin alınması sırasında meydana gelen olaylar ne yazık ki bu izlenimi yaratmış bulunmaktadır 9. icra Tetkik Mercü Hâkimi M Baki Yüksel genelde saat 8.30'dan önce görevliler dışında kimsenin içeri alınmadığı adliye binasına, saat sabahın 7.20'sinde gizlice girmiş olan Banker KasteHi'nin dinlenmesi sırasında, kapının tokmağını içevden çektirerek ve salona kimseyi sokmayarak duruşmaların aleni olması ükesıni çiğnemiş, gazetecilerin görev yapmasını engellemiş ve dahası. ne yazık ki. adaletin herkes için eşit dağıtılmadığı, hernese eşit davranılmadığı izlenimini uyandırmıştır. Gazetecilere, sanki olayın tarafıymışçasına. bilgi vermekten kaçmmanın ötesinde KasteHi'nin sorgusunun hangi odada yapılacağını soran gazetecilere, "Benim dü:uşmam var. Bilmiyorum. Daha 1azla burada beklemeyin" diye yanlış bilgi vermiştir. KasteHi'nin gizli olarak dinlenmesinden sonra, gazetecilerin soruları karşısında M.Baki Yüksel, "Borçlu biraz rahat ifade vermek istedikten sonra ben ona bir şey diyemem" demiştir. Yargıca sorgunun aleni olup olmadığı sorulduğunda ise yanıtı şu olmuştur: Hayır hayır, aleni değildir. Yasa yalnız borçlu dinlenir demiştir. Duruşma değildir bu. Yalnız ifadesi alınır. Doğrusu sayın yargıç yanılmaktadır. İcra iflas Yasası'nın 285 ve 286. maddeleri uyannca yapılan bu borçlunun dinlenmesi duruşma prosedürüne tabidir, duruşma prosedürüne tabi olduğu için de aleni olması kaçınılmazdır, Hukuk davalannda, ceza dayalarının tersine esas olan, ilk aşamadan başlayarak aleniyettir. İcra İflas Yasası'nda da gizlilik ile ilgili hiçbir hüküm yoktur. Gizlilik ile ilgili hüküm Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 149. maddesinde mevcuttur. 149. maddeye göre, "Muhakeme alenen yapılır Alenen icrası adap ve ahlakı umumiyeye mugayir olan hallerde mahkeme esbabı mucibe beyanıyla muhakeme hafiyen (gizli olarak) icra olunur." Bu denli açık bir hüküm karşısında KasteHi'nin ifadesinin gizli olarak alınmasındaki gerekçeyi anlamak çok güç, hatta olanaksızdır. Önceki gün İstanbul Adliyesi'nde cereyan eden olaylar, kamu vicdanında da, yargı düzeninde de onulması güç bir yara açmış tzlenimini vermektedir. Evet, virüs toplumsal bünyeye bir kez girmeyegörsün... "Rabta" tesisine Japon ynrdımı TOKYO (AA) Japon Toshiba Jlrması, Libya 'da kimyasal silah üreteceği öne sürülen Rabıa ilaç fabrikasına elektrik leçhizatı gönderildiğini açıkladı. Kimiiginin açıklanmasını isıemeyen bir ftrma yetkilisi, Rabta tesisinin, su antma projesini gerçekleştirmek amaayla kurulduğu düşüncesiyle malzeme gönderdikierini söyledi. Öte yandan kimya fabrikasının yapımına katılmakla suçlanan Alman İmhausenChemie fırmasının bir yetkilisinin önceki giin intihar ginşiıninde bulunduğu büdirildi. Washington'daki diplomatik çevreler, Ankara'yı "yukarıya karşı" son derece hassas buluyorlar. Turkiye, Doğu Bloku ile masaya oturulmasın fikrine sempatiyle bakıyor. Ankara'nın kısa menzilli nükleer silahlarda "seçmeli" bir modernizasyona evet demesi, Baker'a eşlik eden gazetecilerce "Turkiye modernizasyonu kabul etti" seklinde yansıtılıyor. b. Baker'a gavet nüanslı olarak anlatılan Türkiye'nin nükleer modernizasyonu konusundaki görüşleri. Amerikan nıakanılannca gazetecilere \eriien brifıngie nüanslı olarak ak^ettirilmediyse Amerikan basınıuda modevnizasyon konusunda yanlış bir izlenim doğdu. Örneğin Turkiye. Baker'a •NATO zirvesinde alınacak ortak karara ters düşmeyiz" dedi. Bu, nüansı verilerek analiz edilmezse Türkıye'nin NATO zirvesinde alınacak modernizasyon kararları uyannca yeni kuşak kısa menzilli silahları konuşlandıracağı gıbi bir sonuç çıkar. Cst düzeyde bir sey olmuşsa bu ayrı. ancak bu seyahatte Amerikan makamlannın •'resmen'" aigıladığı Türk tutumu dört noktada uç verdi: 1. Turkiye NATO zirvesinde alınacak karan. 1979'da olduŞıı gibi destekleyece ğini bildirdi. Ancak aynı zamanda nükleer yükümlülüğünü de avttırmayacağını vurgııladı. Bunu şöyle çozumlemek gerekiyor: "Obıis bataryalarımızı ve mühimmatımı/t moderni/e ederiz, çünkü bunlann metuilleri zaten en fazla 30. 40 mildir. Bazı uçaklarımızın yerçekimli atom bombası kapasitesi var. Bunu da modernize ederiz. Ama bunun olesinde Lance 2 ve TASM (menzili 200 mile kadar olan taktik füze) almayız." 2. ABD görüşmelerde aynca şu mesajı aldı: Avrupa. Sovyetler Birliği'ne karşı nükleer tehdidi azalurken, Türkiye'nin fazlalaştırması doğru olmaz. Bunun nedeni de şu: Sovyetler'le örneğin Batı Almanya arasında iki ülke var. Turkiye ile Sovyetler Birliği arasında hiçbir şey yok. O hal de Turkiye söz konusu silahlarla Sovyet hcdefleri derinlemesine vurma yeteneği kazanır. Avrupa INF'lerin sökülmesiyle bu yetenekten kurtuUırken, Turkiye neden bu yeteneğe sahip olarak daha fazla nükleer risk alsm? ?. ABD kanadı, Ankara'dan Türkiye'nir, '"risk paylaşımı" konusunda son derece hassas olduğu izlenimi ile de ayrıldı. Bu da şu demek: VVashington, Norveç ve Yunanistan hiç almazken Türkiye'nin ek nükleer silah almasının sakıncalarından bir kez daha haberdar oldu. 4. VVashington. Baker'ın seyahati sayesinde Ankara'da aynı zamanda Gorbaçov'un reformlarına karşı yüksek bir ilgi bulunduğumı da öğrendi. Amerikan Dısişk'ri Bakanı zaten Ankara seyahati arifesinde TürkSovyet ekonorr.ik ilişkileriniıı son yıtlarda kazandığı ivme konusunda ayrıntılı bir bilgi bombardımamna tabi tutulmuştu. Baker, Ankara'yı "yukarıya karşı" son derece hassas buldu. Amerikan kanadının izlenimi şu ki, Turkiye "iiç sıfır" boyutunda olmasa dahi en azından kısa menzilli nükleer silahlardaki 1 'e 9 oranındaki eşitsizliğin ortadan kaldınlması için Doğu Bloku ile masaya oturulması fikrine sempaıik bakıyor. Ankara buna istekli, çünkü halen Turkiye topraklannda bulunan SNFİer (kısa menzilli nükleer silahlar) aslında etki itibarıyla SNF değil, DNF (savunma hattı nükleer silahlar) gücünde. Gizli Yargı 200 bin kişinin katıldığı izinli gösteride SSCB'den ayrılma talep edildi Yugoslavyu'da merkez komitesi BELGRAD (AA) Yııgoslavya Komünist Panisi Merkez Komitesi dün toplandı. Basına kapalı olarak yapılan toplantıda, merkez komitesi üyelerinin üçte birinin değiştirilmesinin tartışıldtğı bildiriliyor. Toplantıda, Bosna daki bazı komünist liderlerin kanştıklan iddia edilen mali ve siyasi yolsuzlukların da ele alındığı kaydediliyor. Merkez komitesinin ayrıca federal başkanlığın, çeşitli nedenlerden dola.vı istifa eden 5 üyesinden boşalan yerlere yeni üyeleri de seçmcsi hekleniyor. Litvanya'da "özgürlük" andı KaJolik Kilisesi'nin başkanı Litvanya'yı SSCB'den ayrılmaya çağırdı. Gorbaçov, önceki günkü konuşmasmda Litvanya'daki milliyetçi akımdan endişelendiğini söyledi. VILMLS (Ajanslar) SSCB'nin Litvanya Cumhuriyeti'nde yapılan iki büyük gösteride, 200.000 dolayında kişi "özgur bir Litvanya" için ant içti. İlk gösterinin düzenlendiği başkem Vilnius'ta. 1918'de Litvanya'nın bağımsızlığının ılan edilmesinin yıldönümü dolayısıyla kısa bir süre önce ibadete açılan Katolik kılisesinin önünde düzenlenen gösteriye, aralarında Eîtonya, Kanada ve F.Almanya'dan gelen Litvanyalıların da bulunduğu 100.000 dolayında kişi katıldı. Litvanya ulusal bayraklarını taşıyan göstericilere, "Ulusun özlediği bir Litvanya kurulsun. Hedefimiz, ozgur ülvanya. kaderimiz, Ljtvauya. Taıuı ve turn iyiniyelli insanlar bize yardımcı olsun" seklinde ant içtiler. Litvanya'ya 19201939 yılları arasında başkentlik yapan Kaunas'ta da, aynı büyüklükte bir gösteri düzenlendi. Litvanya'nın bağımsızlığı için mücadele eden "Özgürlük Birligi" adlı hareketin yetkililerinden Antono Mtergeçkas, önceki gün yapılan gösterinin bir kutlama olmadığını, çünkü "işgalcinin kızü bayrağının hâlâ ülke üzerinde dalgalandığım" söyledi. Litvanya Komünist Partisi Başkanı Algirdas Brazauskas ise, yapılan gösteriye katılmadı, ancak ülkenin bağımsızlığını kazandığı 16 Şubat 1918'in yıldönümü dolayısıyla düzenlenen diğer tören'erde yer aldı. Bağımsızlık için kurulan Sajudis hareketinin üyelerinden Alvydas Guozaitis, Brazauskas'ın bağımsızbğın açıkça istendiği bir gösteride konuşma yapmaktan çekindiği görüşünü savundu. *•* \ 'OLONYA Dayanışıııa örgütlenmeye başbyor VARŞOVA (AP) Polonyada Dayanışma lideri Lech VValesa yuvarlak masa toplantılarında kapatılan sendikanın yeniden yasallaştırılması doğrultusunda vanlan ilke anlaşmasından memnun olduğunu belirtti. Hükümet yetkilileri ile Dayamşma heyetinın de dahi! olduğu muhalefet lideıleri arasında, 6 şubatta başlayan yuvarlak masa toplantılarında önceki gün taraflar, siyasa! ve ekonomik reformlar konusunda uzlasma sağlandığı takdirde Dayanışma1 nın yasallaştırılması konusunda ilke anlaşmasına varnıışlardır. Dayanışma Sendikası liderlerinden Henryk Wujec devlet televizyor.una verdiği demeçte sendikanın yeniden örgütlenmesi için işçilere işyerlerinde çalışmalara başlamaları çağnsında bulundu. VV'ujec, "Dayanışma'nın varlığının gelecekte >~asal olarak tanınacağını arlık biliyoruz" dedi. Taraflar arasında vanlan anlaşmadan telefon ile haberdar olan Dayanışma lideri \Valesa1 da 'Bu çok iyi, hatta çok çok iyi bir karar. Çok önemli büyük bir karar' dedi. Sendikal konulan görüşen çalışma grubunun hazırladığı karar tasarısı yeni iş yasasının parlamentoda onaylanmasının ardından Dayanışma'nın ülke çapında yasallaştırılmasını öngörüyor. Schonhuber, korkuyvr MÜNİH (AA) Batı Berlin parlamento seçimlerinde sürpriz bir biçimde 11 milletvekili çı kararı yabancı düşmanı "Cumhuriyetçiler Partisi"nin lideri Franz Schonhuber, kendisine suikast düzenlenmesinden korkuyor. Schonhuber, dün Münih 'te düzenlediği bir basm toplanıısır.da, "Şahsıma karşı kasıtlı tahrikler var. Bu böyle devam ederse, bir suikasta kurban gideceğim" dedi. Schonhuber, Bana ne kadar çamur atılırsa atılsın, büyümemiz engelienemiyor" seklinde konuştu. Schonhuber, ülkesinde yasayan yabancılar hakkmdaki düşüncelerine rağmen, "Bugün bir uçağa atlayıp Turkiye 'deki yazlığına gitmekten çekinmeyeceğini" söyledi. Çarlık Rusyası'nın yıkılmasından sonra bağımsızlığına Kavuşan LıKanyada olaymyıldönümü keskin milliyetçi sloganlar atılarak kuflamiı. izinii gösteride. Litvanyalılar gerçek taleplerinin Sovyetler Birliği nden ayrılıp yeniden tam ba§ımsız olmak olduğunu gizlemediieı. (FotoğrafTASS) Litvanya'yı SSCB'den ayrılmaya çağırdı. Vilnius'ta ise Piskopos Julijionos Steponavicius, katedralde bulunanları "Mahalma Gandi" görüşünü izleyerek Liıvanya'mn bağımsızlığı için "banşçı bir mücadele" sürdürmeye çağırdı. Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov da önceki gün Pravda'da yayımlanan demecinde, Litvanya'daki milliyetçi hare^ /\ ry^> A ATfÇTA \J 4\.r\Jf\L Vio l/\rs kelin sertleşmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Gorbaçov. Litvanya'yı SSCB'den ayırmak isteyen ve sosyalizmi kabul etmeyen, kişisel çıkar hırsına kapılmış aşın görüşlülerin isteklerine kesinlikle karşı olduğunu vurguladı. Gözlemciler, Gorbaçov'un bu sözlerle Litvanya ve yetkililerini uyardığını ve milliyetçi istekleıe başkaödün vermeyeceğiniimaettiğini bildiriyorlar. Önceki gün yapılan gösteriler, Litvanya'nın SSCB tarafmdan ilhak edildiği 1940 yılından bu yana izin verilen ilk gösteri oldu. Geçen yıl aynı günün yıldönümünde, ordu başkentte önlemler almış ve gösteri düzenlemek isteyen yüzlerce kişiyi tutuklamıştı. Yetkililer, 26 ocakta aldıklan bir kararla 16 şubatı tatil günü ilan etmiş ve böylece milliyetçilere bir "hoşgörü jesti" göstermişlerdi. Toplumlararası görüşmeler Kıbrıs'ta gündemi Cuellar belirleyecek NEVV VORK (AA) BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cuellar, Kıbrıs'ta iki toplum arasında suren görüşmelerde gündem belirlemek için gelecek hafta durum değerlendirmesi yapacak. Genel Sekreter'in Kıbrıs özel temsilcisi Oscar Camilion, bu amaçla hafta sonunda Nevv York'a geliyor. Camilion, aynı amaçla önceki hafta New York'a gelmiş, ancak yüklü BM gündemi nedeniyle Genel Sekreter ve kıırmaylarıyla ayrıntılı görüşme yapamamıştı. Genel Sekreter de Cuellar'ın ise görüşmelere yeni bir hava vermek için "larafların dikkatlerini bundan sonra belirli konular üzerinde yoğunlaştırmalannı" isteyeceği sanılıyor. "Belirli konular" kapsamında ise "anayasa, federal devletin yapısı, organlan" gibi başlıklar sıralanıyor. Gelecek hafta, taraflar arasında değiştirilen belgeler üzerinde çalışması beklenen Genel Sekreter'in. Rauf Denktaş ve Yeorgios Vasiliu'nun bundan sonra daha sık bir araya gelmesini istediÖzel temsilci. Nev. York'takı ği de öğrenildi. Görüşmelere yakalış süresince. Türkiye'nin BM kın BM kaynaklan ise tarafların Daimi Delegesi Büyükelçi Mus hâlâ en temel ilkelerde birbirintafa Akşin ve KKTC Nevv York den çok ayrı tezler ileri sürdükTemsilcisi Özer koray ile ayrı ay lerini hatırlatıyorlar. Bu ayrıhkrı bir araya geldi. Camilion'un lar sürerken, Genel Sekreter'in Rum yönetimi ve Yunanistan'ın yönteme ilişkin önerilerinin büBM temsilcileri ile de görüştüğü yük bir ilerleme sağlamayacağı öğrenildi. Camillion'un bu kez öne sürülüyor. Rum tarafının Genel Sekreter ile yapacağı gö görüşmelerde Kıbrıs Türklerinin rüşmelerde, "Kıbns'ta süren gö "siyasal eşillik" hakkına ilişkin ruşmelerin bundan sonraki bütün öğeleri reddettiği ve Rumgündemi" ele alınacak. Görüşme ların "egemen çogunluk" olarak süresince her iki tarafça sunulan kalmasını sağlayacak tezler sabelgelerin, var olan görüş aynlık vunduğu bilinivor. KKTC, bu larının giderilmesinde etkili ol aşamada Rum tarafının kaypak tutumuna dikkati çekiyor. madığı bilinivor. Barış için Gorbaçov'dan çağrı Dış Haberler Servisi Afganistan sorununa bir çözüm bulunması için girişimler sürerken, SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov ABD Başkanı George Bush'a kişisel olarak çağn yaparak işbirliği onerdi. Bush mücahitlere yardımın süreceğini söylerken. Afganistan Başkanı Neeibullah yakında barış sağlanacağına inandığını söyledi. Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mikhail Gorbaços'un, Afganistan sorununa barışçı bir çözüm bulunması için ABD Başkanı George Bush'a işbirliği çağnsında bulunduğu ve Bush'a bir mesaj yolladığı büdirildi. Sovyetler Birliği'nin konuya bir çözum bulunması ve At'ganistan'da kan dökülmesinin önlenmesi için öteki bazı ülkelerle, BM ve tslam Konferansı gibı örgutlerle temasa geçtiği büdirildi. Afganistan Başkanı Neeibullah, Italya'da yaşayan devrik Kral /ahir Şah'a temsilciler gönderdiğini, mücahitlerle de temasa geçtifini ve kısa sürede Afganistan'da barış sağlanacağına inandığını belirtti. Gorbaçov'un çağnsından önce bir basın toplantısı düzenleyen ABD Başkanı George Bush ise Afganistan'dan çekilen Sovyet birliklerinin Kabil yönetimine büyük bir silah stoku bıraktıklanns bu yüzden Afgan mücahitlerine yardımın kesilmeyeceğini söyledi. Bush, Afgan mücahitlerine yardımın kesilmesinin bir güç dengesizliği yaratacağını, bu yüzden yardımı kesmeyeceklerini, aynca Afgan halkına insani amaçlarla da yardımcı olmaya devam edeceklerini ve Birleşmiş Milletler'in bu amaca yönelik her türlü girişimini destekleyeceğini belirtti. Öte yandan. Sovyetler Birliği Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Kabil Büyükelçisi Yuli Vorontsov, Pakisıaıı'ı, Afganistan'ın Celalabad çevresine silah yerleştirmekle suçladı \e bu ülkenin müdahalesine "kayılsu kalmayacaklanm" söyledi. Vorontsov, Yeni Delhi'de dün yaptığı basın toplantısında şunları söyledi; "Pakistan, Celalabad çevresine top yığıyor ve burada askeri person«li bulunuyor. Bu silahları kullanmıyorlar, ancak kullanmaya başladıklannda tepkimizin ne olacağını görecekler. Pakistan'ın müdahalesi ve Afganistan'ın bağımsızlığına karşı düzenlenen hiçbir oyuna kayıtsız kalmayız." Sovyet Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Valentin \ arennikov da Afganistan'da halen 30 Sovyet askeri danışmanın buluııduğunu söyledi. Varennikov, Sovyet resmi haber ajansı TASS'a verdiği demecinde, bu danışmanlann, Afganistan'la SSCB arasında vanlan ikili anlaşma gereğince ülkede kaldıklarını bildirdi. PinocheVnin çekilme kararı ! SANTİAGO (A A) Şili Devlet Başkanı Agusto Pinochet, arahk ayında yapılacak devlet başkanlığı seçiminde adaylığını koymayacağını açıkladı. Pinochet önceki gün Lonchoche kasabasında yaptığı konuşmada, hükümeti destekl yenleri, kendilerinden birini devlet başkanlığına seçrnek için birleşmeye çağırdı. Pinochet, "14 arutık tarihinde yapılman planlanan devlet başkanlığı seçiminde aday olamayacağım" dedi. "Mersi, mersi..." Gösteride bir konuşma yapan KP Merkez Komiıesi üyelerinden Brolislav Zaikauskas, ülkenin "bir federasyon içinde ekonomik yönden egemen olmasını" istediği şeklindeki sözleri, kalabalık tarafından "mersi, mersi" seklinde tepki görünce kürsüyü terk etmek zorunda kaldı. Kaunas'taki gösteride, Litvanya Katolik Kilisesi'nin başkanı Kardinal Vincento Sladkeviciaus, YıUNANISTAN Büyükelçi Gündüz Aktaırdan u Davos mînıarlığı" sohbeti SON BEŞ YIL!E1 TOPLAM AKTIFLER Havacılıkta yvni önlemler MOSTREAL (AA) Uluslararası Havaahk Örgulü, üye 160 ülkeden terorizme ve sivil havacılık alamndaki sabotajlara karşı daha geniş önlemler alınmasım istedi. Örgütün bu kararı, bir PanAm uçağının 21 aralıkta İskoçya'nm Lockerbie kasabasına 258 yolcusu ile birlikte düşmesinden sonra, ABD ve İngiltere'nin isteği üzerine önceki gün yapılan yönetim kurulu toplantısında alındı. Toplantıda, havacılık alanında güvenliğin sağlanması için gerekli önlemlerin uygulanması ile teknik, mali ve malzeme kaynağına sahip ülkelerin diğer Ulkelere yardım etmesi ve sabotajlarda kullanılan paüayıcı maddelerin tespit edilmesi, istendi. "OzaiPapandreu' bu işi yürüttuier. Ancak bu iş sonuç verdiğinde, hazırlayanlanıı adı anılmaz. Türkçede bir söz vardır, zor işleri. ince uzun bir yol olarak tammlanz. Biz şimdi bu yoldayız. Bu yol, ince olması itibanyla dönüşü de olmaz, sağa sola sapmasını da iır.kânsız kılar. Bu yolun dışına çıkarsan düşersin. Ama bu yolun ince ve uzun olması da iyidir. Çünkü geriye dönemezsin. Hele arabayla gidiyorsa hiç dönemezsin. Bu ince ve uzun yolu sizlerle birlikte, banş ve dostluk uğrunda katedeceğiz." Gündüz Aktan'ın kendıni Davos'un tek miman STELYO BERBERAKİS olarak göstermesi Etnos ve Pontiki gazeteleri taraATİISA Türkiye'nin Atina'ya yeni tayin edi fından alaycı bir dille aktarıldı. len büyükelçisi Gündüz Aktan, geçen aralık ayınÖte yandan, Yunan basınında son haftalarda dan bu yana büyükelçilikte verdiği ilk davetinde DaAtina ile Ankara arasında perde arkasında birçok vos ruhundan söz etti. görüşme yapıldığı ve bu görüşmelere AmerikalılaTürkYunan dostluğunun pekiştirilmesini öngö rın aracılık ettikleri öne sürüldü. Yunanistan'da yaren 'Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülleri'ni kaza yımlanan eıkili Pontiki Dergisi. son zamanlarda cenanların onuruna önceki gün büyükelçilikte düzen reyan eden bir dizi olayın diplomatik kanallarla çölenen davette, büyükelçinin yaptığı kısa ancak öz zümlenmemesi halinde gelecek aylarda Ege'de balü konuşması davellilerin ilgisini çekti. Konuşması zı "garip gelişmeler" olabileceğini iddia etti. süresinde Davos ruhunun "tek miman " olarak kenPontiki, Yunan hükümetinin bir Batı kanahndan disini gösteren Aktan, son zamanlarda kendirerini Mersin konusunda ödün vermesi gerektiği yoluııDavos miman olarak gösterenlere seslenircesine, da mesaj aldığını iddia ederek şöyle dedi: "Çünkü "Davos ruhunun asıl miman benim. Benden baş Türkiye'nin bu konuda kesinlikle ödün vermediği belirtildi. Özal ile diyaloğa başlamak amacıyla her kası değildir" ifadesini kullandı. Aktan'ın ilgi çeken konuşması şöyleydi: "Ben de taraftan Yunanistan'a baskı yapılmaktadır. Bu basbir gün hatıralanmı >nzacağım. Burada söyleyecek kılar da Yunan»stan°ın Türkiye ile sadece kıla salerimi unutabilirim. Davos ruhunun asıl miman be haniığı konusunu görüşmekte ısrar etmemeai gereknim. Baskası değildir. Ama labii ki, iki başbakan tiği anlamına gelmekfedir." Türkiye'nin yeni Atina büyükelçisi basına verdiği ilk davette, Davos'tan "geri dönüşü olmayan bir yol" olarak söz ederken kendisini de Davos'un perde gerisindeki "tek mimar" olarak gösterdi. 1988 Yılında toplam aktiflerimiz 1987 yılına göre % 139 artış göstermiştir. Bu rakamlar Esbank bilançolanndan alınmıştır. Esbank bilançolannın uluslararası muhasebe ükelerine uygunluğu bağımsız bir denetleme kuruluşu tarafından denetlenmektedir. ESBANK (MilyonTL) 1984 1985 1986 1987 1988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle