Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ŞUBAT 1989 • * • * HABERLERIN DEVAMI CUMHURİYET/19 Acısız arabesk'formülü tepkiyamttı Bulgaristan'ın Benazir Butto'su ANKARA (Cumhuriyet Büro>u) Fransa'da yayımlanan "Le Monde" Gazetesi tarafından "Bulgaristan Türkleri'nin Benazir Butto'su" olarak adlandırılan Bulgaristan Bağımsız İnsan Hakları Derneği yönetim kurulu üyesi Zeynep Ibrahimova İstanbul'a geldi. Dışişleri Bakanlığı'ndan verilen bilgiye göre Bulgaristan'ın sınırdışı kararından sonra Bağımsız İnsan Haklan Derneği yönetim kurulu üyesi Zeynep İbrahimova, Yusuf Hüseyinov ile altı yakını iltica talebinde bulundular. Bunun üzerine Türk asıllı 8 kişinin Avusturya üzerinden 11 şubat günü Türkiye'ye getirildiği bildirildi. İbrahimova ve Hüseyinov Sirkeci'de bir otelde kalıyorlar. lar, ancak olayın Fransız basınında yer alması üzerine serbest bırakmışlardı. Bulgar makamları daha sonra Zeynep İbrahimova, Yusuf Hüseyinov ve altı yakınlarını Avusturya'ya göndereıek sınırdışı etmişti. ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı I. Sayjada) ğini belirtiyor. Bizim protokolü acele ter basıyor. Musavi acaba "Şeytan Ayetleri" kitabının Türkiye'de de bulunup bulunmadığını mı görmek istiyor?.. Sonra akla başka olasılıklar geliyor. Musavi, bir mühendis olduğu için belki de "Mühendislik kitaplarını görmek istiyor olabilir" düşüncesi geçiyor bizimkilerin aklından. Uçüncü bir olasılık da doğrudan doğruya "Türkiye'de basılan kitaplar hakkında genel bir bilgi sahibi olmak" eğiliminde olamaz mı sorusu üzerinde duruluyor. Musavi'nin kitapçıları gezmek istemesi ve sonra da hem Hacı Bayram çevresinde hem de eski kitapların satıldığı Zafer Çarşısı'nda kitapçıları sıradan bir okur olarak doiaşması, protokolü rahatlatıyor. Oysa bizim Dışişleri Bakanlığı'nın telaşlanması için çok daha ciddi nedenler var Türkiyeİran ilişkilerinde.Örneğin, Türkiye'nin üzerinde durduğu bazı siyasal konularda, Tahran benzer duyarlığı göstermekten uzak bir tavır içinde. Hatta, sözcükler biraz zorlandığında, "Türkiye ile İran arasında siyasal anlaşmazlıkların varlığından" bile söz edilebılır. Böyle bir gözlemin iki tipik örnegi, Başbakan Turgut Ozal'ın Musavi onuruna verdiği akşam yemeğindeki konuşmada açıkça ortaya çıkıyor. Özal konuşmasında Kıbrıs sorununa değinirken şunu söylüyor: "Dostumuz iran ve diğer Müslüman ülkelerin KKTC'yi desteklemelerini ve yalnız bırakmamalarını bekliyoruz." Özal bu sözleri söylerken, iran'ın bir kararını aklından çıkarmıyor. Tahran'ın Kıbrıs Rum Yönetimi ile diplomatik ilişki kurmak ve oraya bir maslahatgüzar göndermek kararı, Özal'ın canını sıkıyor. Musavi aynı yemekte yaptığı cevabi konuşmada, dolaylı yoldan dahi olsa, Kıbrıs konusuna tek bir sözcükle bile değinmiyor. Başbakan Özal yemek konuşmasında Bulgaristan sorununa değinirken şunu söylüyor: "islam Dünyası'nın ve İran'ın Müslüman Türk azınlığının haklı davasını desteklemeye devam etmesini ve böylelikle bu insani sorunun bir an önce çözüme kavuşturulmasına katkıda bulunmasını temenni ediyoruz". Musavi'nin konuşmasında Bulgaristan konusunun da teyet geçildiği gözleniyor. Tek sözcük yok bu konuda da... Yemekte "gerginlik" demesek bile hafif soğuk bir havanın estiğini tahmin etmek hiç de güç olmasa gerek. Siyasal açıdan esen soğuk rüzgârlar ekonomik içerikle doldurulmaya çalışılıyor. İki ülke arasında her yıl olduğu gibi yeniden bir ekonomik anlaşma imzalanıyor. Toplam iki milyar dolar hacmindeki ticaret anlaşması, karşılıklı birer milyar dolar mal satışını öngörüyor. Ancak burada Türkiye'nin başka isteklerini düşünmek gerek. Türkiye savaş sonrasında Iran'da çok daha büyük inşaat işlerine girmek eğilımini karşı tarafa iletiyor. Belli ölçülerde uygun görülen bu istek, her şeye rağmen, yine de frenleniyor Tahran tarafından. Sekiz yıl süren bir savaşın sonrasında Türkiye iran'da en azından ononbeş milyar dolarlık inşaata girebilir. Ama iş, imzalanan iki milyarlık ticaret anlaşmasıyla noktalanıyor. Dolayısıyla, Ankara ekonomik alışverişte de istediğini pek elde edemiyor. Musavi'nin kitabında, Türkiye ile çok yakın siyasal ve ekonomik anlaşma ortamı yaratmak yatıyor. Onun kitabında yazılı olanlarla Türkiye Cumhuriyeti'nin kitabı arasında dağlar kadar fark var. İran Başbakanı Ankara'da aradığı kitabı bulamıyor. O zaman da iki ülke arasında istenilen kitabın yaz.lması güçteşiyor. 'Arabesk yasakl a ortadan kalkmaz' Ibrahimova IstanbuTda Kültür Bakanlığı'nın bir arabesk sanatçısına 'feryaî dozu azaltümış' bir arabesk beste yapiırması ve arabeski bu yolla ortadan kaldırmaya yönelmesi müzik çevrelerinde tepkiyle karşılandı. Kültür Servisi Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, halkı aşama aşama arabeskten uzaklaştırmak için başlattığı "acısız" alternatif arabesk uygulamasına sanatçılar değişik tepkiler gösterdiler. Bu arada Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Tiliz'in isteği üzerine arabesk müzik sanatçısı Hakkı Bulut'un Esin Engin'le birlikte yeniden düzenlediği "Seven Kıskanır" adlı parçanın önümüzdeki günlerde, ayda bir kez ekranlara gelen "Beşinci Mevsim" adlı programda yer alacağı öğrenildi. Söz ve müziği Hakkı Bulut'a ait olan "Seven Kıskanır" adlı parçanın yeni düzenlemesinde eııstrümanlann Batı üslubunda çalındığı ve temponun hızlandırıldığı belirtiliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, halkı çile ve mazoşizm izleri taşıyan müzikten uzaklaştırmak için başlattığı bu yeni uygulamaya ilişkin olarak besteci Atilla Özdemiroğlu, "Devletin kendi yasaklamaları sonucunda ortaya çıkan. olumsuz müzik politikasının bir üriinii olan arabeske, yani devletin kendisinin varattığı muziğe karşı savaş açması bu" dedi. "Ben arabesk müziği savunmuyorum, ama arabeskte makam oldugu için halka bando müziğinden daha yakın olduğunu söyleyebilirim" diyen Atilla Özdemiroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "TRT denetiminde yer alan iktibas maddesi halen yelkililerce ve Kültür Bakanlığı'nın müzik danışmanı Cavidan Selanik tarafından savunuluyor. Yani Türk halk müziğinin, Türk sanal müziğinin yeni düzenlemesine karşılar. Yeni araşormalara izin verilmezse, kendi kültürümüz gelişemezse Arap ağırlıklı müzik ön plana geçecektir ve bu tur. bize Amerikan muziğinden daha yakındır." Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın müzik kongresine katılan besteci İlhan L'smanbaş ise bakanlığın bu girişiminin sağlıklı olup olmadığı yönündeki sorumuzu şöyle yanıtladı: "Arabeskin nispeten iyi olanlan da var. Eğer kötii olanlara karşılık iyi olanlar sayıca artarsa belki bu seviye düzelebilir. Ancak bu yöntem sağhklı olsa da sürekii olabilir mi onu biletnjyorum. Çünku Hakkı Bulut'un çalışması tek bir şarkı oluyor." Arabesk sanatçısı Hakkı Bulut'un "Seven Kıskanır" adlı parçasının yeni düzenlemesiyle ilgili yapılan toplantıya da katılan İlhan L'smanbaş, bundan sonra böyle bir çalışmaya katılmayacağım ve kendisinin tek başına hüküm veremeyeceğini söyledi. Besteci Usmanbaş, "ğer L'nkapanı'ndakilerin kafasında 'daha iyi şeyler yapma' yönünde bir düşünce mek mümkün değil" dedi. Bakanlığın arabesk müzikle ilgili bu uygulaması için "Komik bir uygulama" diyen araştırmacı yazar Murat Belgc şöyle devam etti: "Türkiye'de eksik olan iyi müzik. O olmayınca bir başkası orgelişirse bu tfdbir işleyebilir. Ba talığı kaplıyor. Bence mesele iyi kanlığın bu lavrı arabeske karşı müzik üretiminin hirtakım yolladeğil, arabeskin biraz kendisine rını geniş çapta düşünmek olmagelmesine yönelik bir tavır" dedi. lı. Ne yasaklayarak ne de böyle doz azaltarak bu işler çözümleneMazharFualOzkan üçlüsün mez." den Fuat Güner bakanlığın bu uyBakanlığın girişimini yararsız ve gulamasını vahşi bir atın ehlileş tehlikel; bulduğunu bildiren mütirilmesine benzetti. Fuat Güner, zik yazan Üner Birkan, konuyla "Ama belki de at ehlileştiği zaman ilgili olarak, "Altı yıl önce 'araeski cazibesi kalmayacak" diyerek. besk, müzikçinin işi değildir' dearabesk müziğin değiştirilmesiyle miştim. Temel dusüncem değismeortaya çıkan yeni ürünün arabesk di. 'Arabesk' müzikçiye sorulacak olmayacağını söyledi. Devletin bir sonı değildir. Arabesk toplummüziği kısıtlamalarla yöniendir sal bir problemdir ve her kesimmesine tamamen karşı olduğunu deki kişiler uğraşmalıdır. Müzik belirten sanatçı, "Herkes kendini alanında arabeski düzeltmekten bağımh ve kısıtlı hissederse yara önce yapmamız gereken çok datıcılık ortadan kalkar. Bu işin so ha önemli işler var" dedi. nunda TRT'deki denetim işine döOrkestra şefi Hikmet Şimşek ise nüşeceğinden kuşkuluyum. Hakkı Bulut ve Esin Engin'in çaÖnemli olan arabesk Uültünin de lışması sonucunda ortaya çıkan ğişmesidir. O zaman bu müzik de yeni kaseti dinlemediğini belirtekendiliğinden orladan rek, "Mahiyetini bilmcden bir şey söylememe olanak yok" dedi. kalkacaktır" dedi. Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası Müdürü Yusuf Güler Aksöz de bakanlığın "acısız arabesk" politikasıyla ilgili görüşlerini dile getirdi. Arabesk müziğin ne yapılırsa yapılsın bir sanat seviyesine kavuşturulabileceğini düşünmediğiııi belirten Aksöz, "Hiç sanat değeri olmayan bir şeyi daha seviyeli bir hale getirmek çabasını anlayamıyorum. Arabesk müziğin kendine özgü bir yapısı var, onu ne kadar allasan pullasan da değişmez" dedi. Bakanlığın "seviyeli arabesk"i oluşturmak için başlattığı girişimiyle ilgili olarak şarkıcı ve besteci Gülbeniz Şentay "Alternatif beste yaptırmak devletin görevi olmamalı" dedi. "Önemli olan arabesk yaşam biçimini degiştirmek" diyen Şentay, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Alternatif arabesk beste yaptırmak yerine Unkapam'nda neler olup bitiyor. bakanlığın buna bakması gerek. Bu ülkede en kolay yapılan şey yasaklamadır, denetimdir. İstedikten sonra Unkapanı da denetlenebilir. Alternatif bestenin çözüm olduğuna kesinlikle inaıımıyorum. Yeni yapılan alternatif bestenin dinleyicisi olmayacaktır. Öncelikle insanlann arabesk düşünce yapısından annmalan gerek. Bu işe ormandan başlamak gerekiyor, orman ise Unkapanı." Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız araştırmacı ve besteci Özdemir Erdoğan ise ısmarlama sanatın başanya ulaşmasmın mümkün olmadığını belirterek, "Taşıma suyla değirmen döndürmeye kalkıyorlar. Eğer Türkiye'nin müziğine sahip cıkmak istiyorlarsa, yapacak ilk iş TRT Denetim Kurulu'nu ortadan kaldırmaktır. Denetimler ve sansurler sanatçının başında bir Demokles'in kılıcı gibi sallandığı siirece hiçbir sey i düzelt Naim'in ailesi Türk vatandaşı Milli halterci Naim Süleymanoğlu'nun Bulgaristan'dan gelen 7 kişilik ailesi Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığına alındı. Bakanlar Kurulu kararına göre Yugoslav, Romen, Hindistan ve Bulgar uyruğundan toplam 162 kişi Türk vatandaşlığına alındı. Öte yandan Bulgaristan'daki Türk ailelerin Bulgarların çoğunlukta oldukları bölgelerde ikamete zorlandıkları bildirildi. Bulgar hükümetinin izniyle hafta içinde Türkiye'ye gelen Mehmetoğlu ailesi Göçmenler Yardımlaşma Derneği'nde düzenlediği basın toplantısında Türklere baskının sürdüğünü söylediler. İdris, Sabriye, Ayten ve Gülten Mehmetoğlu Bursa'ya yerleşecekler. 1988 yılı ocak ayında kurulan Bulgaristan Bağımsız İnsan Hakları Derneği'nin yönetim kurulu üyesi Zeynep İbrahimova ve Yusuf Hüseyinov Fransa Cumhurbaşkanı François Milterrand'dan 1920 şubat tarihlerindeki Bulgaristan ziyaretinde dernek adına görüşme talebinde bulunmuşlardı. Bulgar makamları dernek yöneticilerini bu nedenle tutuklamış Çifte kazanç!.. Hem televizyonunuz y Hemde", armağanınızı alıri! Musavi, Türkiye'den ayrıldı Iran'dan5 milyon ton petrol l ANKARA (Cumhuriyet Büro düzeyine yükseltilmesi ve Türkisu) İran BaşbakanıMir Hüse ye'nin bu yıl içinde İran'dan 5 milyin Musavi, üç günlük resmi ziya yon ton petrol alması öngörülüretini tamamlayarak dün Türkiye1 yor. den ayrıldı. Musavi'nin ayrılışın KEK Eşbaşkanı Iran Ağır Sadan önce kısa bir açıklama yapan nayi Bakam Behzad Nebavi, karBaşbakan Turgut Özal, Türkiye' şılıklı ticaretin 2 milyar dolar dünin İran ile Irak arasında barışın zeyine çıkartılması kararının iki sağlanması için harcanan çabala ülke arasındaki ilişkileri bozmara katkıda bulunmaya hazır oldu ya çalışan çevrelere en iyi yanıt olğunu söyledi. Özal, Türkiye'nin duğunu söyledi. İran'ın yeniden imar atılımına da Protokolün imza töreninde bir katkıda bulunmak isteğini de di konuşma yapan Devlet Bakanı le getirdi. Musavi ise Kıbrıs konu Özal, protokolde iki ülke arasınsunda esnek ifadeler kullanarak daki ticaret hacminin 1989 yılınbu konuyu Başbakan Özal ile gö da 2 milyar dolara çıkarılmasının rüştüklerini belirtti. Bu görüşme öngörüldüğünü bildirdi. Türkiye1 nin "Her iki ülkenin ve Muslü nin bu dönemde İran'a 1 milyar manların ve özellikle Kıbns'ın ya dolar tutannda mal ihraç edecerarına olacağını" belirtti. ğini belirten Özal, başlıca ihraç Musavi'nin ayrılışından önce ürünleri arasında demir çelik maTürkİran Karma Ekonomik Ko mulleri, tekstil ürünleri, kimyevi misyonu 7. dönem protokolü im maddeler, gübre, sanayi makinezalandı. Protokolde iki ül'.:e ara leri ve yedek parçaları yer alacasındaki ticaretin 2 milvar dolar ğını belirtti. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) bir askeri darbe ile devrilmiş ve General Pinochet devlet başkanlığına getirilmişti. Amerikalı gazeteci Chartes Hormar, Şili'de P/noc/>er'nin basını çektiği darbenin ABD tarafından hazırlandığını kanıtlayan belgeler elde etmiş; darbeden beş gün sonra Şili'nin başkenti Santiago'daki evinden alınıp götürülmüştü. O günden sonra gazeteci Horman'öan bir haber alınmadı. Horman, büyük olasılıkla, Şili'nin kanlı diktatörlük döneminde Pinochet cuntacılarının sorgu odalarında can vermiş; daha sonra da cesedi gizlice bilinmeyen bir yere gömülmüştü. Kayıptı Horman... Türkiye'de özellikle olağanüstü dönemlerin siyasal nitelikli davalarında işkence vazgeçilmez bir yöntem oldu. 12 Mart günlerinde istanbul'daki o ünlü "Ziverbey Köşkü", Ankara'daki "Marmara Köşkü" birer işkence karargâhı olarak kullanıldı. 12 Eylül döneminde işkenceli sorgular daha da yaygınlaştı. 12 Mart bir "prova"ydı; 12 Eylül ise bir "resmi geçit..." Sendikacılar, eski milletvekilleri, belediye başkanları, öğrenciler, genç subaylar işkenceli sorgulardan geçirildiler. 12 Mart'ın işkenceli sorgularını, İlhan Selçuk'un "Ziverbey Köşkü" adlı anı kitabında, emekli Tümgeneral Celil Gürkarfm gazetemizde yayımlanan anılarında, emekli Kurmay Yarbay Talat Turan'm savunmalarında, yazar EmilGalip Sandalcı'mn yazılarında ve o günlerin dava dosyalarında okuduk. O günleri hem cezaevinde yaşadık hem de okuduk bu işkence öykulerini... O günden bugüne görüyoruz ve tanık oluyoruz, işkenceciler ödüllendiriliyor. Yayıncı ilhan Erdosfun 12 Eylül döneminde gözaltına alındıktan sonra Ankara Sıkıyönetim'inde dövülerek öldürülmesi olayına karışan asker yetkılılerin nasıl korunup kollandıkları da biliniyor. İşkence emirlerini verenlerin kimi milletvekili oluyor, kimi devlet şirketlerinde yönetim kurulu üyeliği kapıyor, kimi de yine devlet kuruluşlarında koltuklara oturtuluyor. Olan, bu emirlere uyarak işkence yapan polis neferlerine oluyor. Bunların bir kısmı cezalandırılıyorlar, mesleklerinden atılıyorlar. 12 Mart dönemi işkencecilerinden hesap sorulmadığı için 12 Eylül günlerinde işkencede daha da ileri gidildi. 12 Eylül işkenceleri, Erbil Tuşalp'm "Bin Tanık" ve "Artık Derpokrasi Isteyin" adlı kitaplarında belgeleriyle yer aldı. Kürşat İstanbullu'nun "Gözaltında Kaybolanlar" adlı kitabı gözaltında kaybolanlaria ilgili olayları belgeledi. Her biri acı öykü. Her biri roman... Türkiye'de "hukuk devleti" ile "polis devleti" arasında ince bir duvar örülü. Devletin, ne zaman "hukuk devleti" ve ne zaman "polis devleti" olduğunu bu dava dosyalarından örülü duvarlar ortaya koyuyor. Hüseyin Kıvançfm "Ben Devletim İşkence Yaparım" adlı kitabı da siyasal tutuklular dışında "adisuç" diye adlandırılan suçlar ile ilgili işkenceli sorguları belgelıyor. Türkiye'de gözaltına alındıktan sonra kaybolanlardan birinin adı, Nuretttin, soyadı Öztürk. Nurettin Öztürk, 12 Martöncesi DevGenç örgütünün merkez yönetim kurulu üyesi. Öztürk, 12 Mart muhtırasından sonra yurtdışına kaçmış, yıllarca da İsveç'te yaşamış. 1984 yılında Türkiye'ye gizlice dönen Öztürk, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce "Partizan Yolu" adlı örgüt üyesi olduğu gerekçesi ile yakalanmış. Bu gerekçeyle yakalandığı, aynı davanın sanık anlatımlarıyla belli oluyor. Örneğin sanık Mustafa İnan arkadaşı Öztürk'ün siyasi polisçe yakalandığına tanık... Ama o günden bu güne Öztürkten ses yok. Ailesi 5 Nisan 1984 gününden bu yana Öztürkten haber alamıyor. Ne oldu Nurettin Öztürk'e? Öldü mü? Öldürüldü mü? Belli değil, Öztürk kayıp. İzi bulunmuyor. Uluslararası Af Örgütü hükümete işkenceden geçen 144 kişi ile ilgili soru soruyor. Kimi yaşıyor, kimi ölmuş bu 144 kişinin. Yetkililerimiz 32 sanığın işkenceli sorgularda öldüğünü açıklıyor. Devlet, 12 Eylül'den bu yana işkenceli sorgularda ölenleı ile ilgili kesin sayı bildiremiyor. Bir açıklama, öbürü ile çelişiyor. Demokratik ülkelerde bir kişiye yapılmış haksızlık butün topluma karşı işlenmiş suç sayılır. Ya bizde!' SUTOPU Ifeşilyıırt, son saniyede sevindi Galatasaray: 11 Yeşilyurt: 11 HAVUZ: Burhan Felek HAKEMLER: Ümit Oğuzoğlu (6), Mustafa Tuncer (6) GALATASARAY: Esen (5)Berk (4), Hakan (7)4, Tansel (7)2, Mehmet (5), Taylan (5)1, Turgut (4), Nis (6)2, Sarpel (6)2, Tolga (4) YEŞÎLYUKT: Murat (7)Eren (5)1, Rıfat (4), Levent (6)3, Tolga (4), Koray (7)4, Nejat (5)2, Avdm (i), Mehmet (3) DEVRELER: 24, 22, 43, 32 ARİF KIZILYALIN Türkiye Büyükler 1. Kürae Sutopu BirinciliğTnin ilk devresi dün Burhan Felek Yüzme Havuzu'nda başladı. Murat Çakır, Levent Helvacı gibi milli sutopçuları kadrosunda bulunduran Yeşilyurt, Galatasaray karşısında son saniye golü ile yenilgiden kurtuldu. Murat'ın başarılı kurtarışlan ile son devreye kadar önde giden Yeşilyurt, Hakanın gollerine engel olamayuıca 1110 yenik duruma düştü. Ancak son saniyede gelen gol eşitliği sağladı. Günün diğer maçlarında alınan sonuçlar şöyle: ASSK İYJK: 79, KSK Enka: 1511. Adana'dan AHMET ÖZASLAM 1. KOŞU: F: Kentbatur (2), P: Şefika 17 (5), S: Sipahi (1). 2. KOŞU: F: Neame 27 (6), P: Dilara 2 (4), P: Dalaman (5), S: Cennethatun (2). 3. KOŞU: F: Egemen I (4), P: Yıldıray (2), P: Melikehan (1). 4. KOŞU: F: Şahaner (2) P: Nilüfer (5), P: Damat (6), S: Semra 46 (4). 5. KOŞU: F: İzzet (2), P: Erdoğdu (1), P: Şenay IV (10), S: Setvet I (5). 6. KOŞU: F: Burçak I (8), P: Moğolhan (4), P. R. River (5) S: Semuş (2). 7. KOŞU: F: Lğurhan (6), P: Zaferyıldıa (2), P: Toruntay (9), S: Ceylan 335 (3). G.1 G2 G.3 G.4 G5 G6 1 2 31 4 (Baştarafı Sporda) uygulama getirdik. Boksörlerimizin kampta bulunduklan süre içinde, teknik ve kilo olarak hazır hale gelmelerini sağlamak için bu sistemi ilk kez uygulayacağız. Türkiye genelinde kampa çağnlan 75 boksörümüze, birer kilo toleransla eteme yapacağız. Tarlılardan sonra, bir kilodan fazlası olan boksörlerimizi kampa almavacağız. Bu sislemle birlikte, hem boksörlerimizin fazla kilo almalannı önleyeceğiz." Boks Ergenç (Baştarafı Sporda) Ismail Akçay yönetiminde 22 şubat günü Bursa Divan Otel'de kampa ahnacağını belirtti. 12 martta yapılacak şampiyona için 10 mart günü Yugoslavya'ya hareket edecek milli takıma Zeki Öztürk yedek olarak alındı. Federasyon Başkanı Ali Ergenç, madalya şansımızın orta gençlerde hayli fazla olduğunu kaydederek "Öteki branşlarda da madalya için ugraş vereceğiz, ancak Haydar Doğan'la yanşacağımız orta gençler 8 bin metreue ben madalya şansımızın çok daha fazla olduğuna inanıyorum. Zeki Öztürk'ün de büyüklerde koşması halinde bu mesafede de madalya şansımız fazlalaşacak" dedi. • Daha fazla gecikmeyin! ' Almayı düşündüğünüz Philips Televizyon çeşitlerinden herhangi birini şimdi seçin. İster peşin... İster taksitle. Şimdi bir Philips Televizyon alan herkese, Philips'ten tam 150 bin liralık "Altın Çek" armağanı var! Hem istediğiniz gibi bir PhilipsTelevizyon'a kavuşun,hem de hemen parayaçevirebileceğiniz "Altın Çek"inizi kazanın... Yeter ki, gecikmeyin... Hemen bir Philips yetkili satıcısına uğrayın, daha geniş bilgi alın, zamanı değerlendirin. 1 2 3 4 5 6 7 1 [ 2 S 6 7 C » K 4 s| 3 » 8 9 5 6 7 8 L^ 5 6 7 1 » 1 2 3 i S 6 7 8 V V a 9 . s 1 2 3 4 S 6 7 X V Kısa bir süre için. 18 Şubat 1989tarihınden ^tibaren kampanyamızsonuna kadar alacağmız her PhiUps renkli televizyonu için Philips Yetkili Satıcısı'nın size vereceği faturanın fotokopisıni ve Türk Philips Ticaret A.Ş.'ne ait garantı belgesinı açık adresinizle birlikte PK12 80641 Gültepeistanbul adresine gönderin. Derhal 150 000 lira tutarındakı "Altın Çek"inızadınızayazılı olarak, televizyonunuzu aldıgınız yetkili satıcımıza gönderilecek ve bu konuda sıze bilgi verilecektir. Daha fazla bilgi için 164 96 28 nolu telefondan Philips Tüketici Masası'nı arayın. İzmir altılısı 2.6 milyon verdi Spor Servisi 1621989 (perşembe İzmir at yarışlan neticesinden): 6'h ganyan: 652/5644 kombinesini bilenler: 2.680.262,15, 3'lü ganyan: 2/564: 47.186,60, 3Mü bahis: 4511 nolu atları sırası ile bilenler: 55.354,05 lira kazandı. PHİUPS