18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 ARALIK 1989 Piyano yarışması 100 yaşında • Kültür Servisi Viyana'daki Bosendorfer Piyano Fabrikası'nın düzenlediği piyano yarışması 100 yaşına bastı. llk kez 1889 yılında duzenlenen yarışma iki yılda bir gerçekleşiyor ve yanşmaya Viyana Müzik Okulu mezunları katılabiliyor. Yarışma sonucunda birinci gelene büyük bir kuyruklu konser piyanosu armağan ediliyor. Bu yılki yarışmada birincilik ödülü genç Viyanalı piyanist Matthias Fletzberger'e, Beethoven'in "Hammerklaviersonate" ve Mussorgski'nin "Bir Sergiden Tablolar" yorurnlarıyla verildi. lkincilik ödülünü ise Federal Alman Sibylla Joedicke kazandı. 1889 yılından bu yana Bosendorfer Yarışması'nda birer konser piyanosu kazanmış olan sanatçılar arasında Alexander Jenner, Hans Petermandl, Rudolf Buchbinder gibi adlar bulunuyor. Yılın cazcısı Bay Sponsor İstanbul Festivali bu yıl da akla hayale gelmedik müzisyenlerin yolunu İstanbul'dan geçirtti. Parliament Super Band konserleri müzikal açıdan olduğu kadar belgesel açıdan da önem taşıyordu. SADETTİN DAVRAN 1989 kulaklarımızda nasıi bir yer etti? Kuiaklanmız ne kadar iyi durumda olurlarsa olsunlar işitme yetileri sınırlı. Müzik dınlemek, en azından algılamak için kaynağı azami uzaklık olduğu varsayılan noktalarda, ne yazık ki hâlâ ya gişeler ya asgari giriş ücretleri ya da mülkiyeti henüz satıcıya ait müzik dinleme aygıtları bulunuyor. özgürlükler tarihine bütün 89'lann en köktencilerinden biri olarak gecmek üzere olan !989 bu alanda hiçbir yenilik getiremedi. Bu kurumların hepsi ayakta. tstanbul Festivali her yıl olduğu gibi bu yıl da akla hayale gelmez müzisyenlerin yolunu İstanbul'dan geçirtti. Her zamanki gibi hem her kulağa hoş gelecek hem de bu raüziğin en tepedeki müzisyenlerini yüz yüze dinleme olanağı veren gerçekten bir seçki niteliğindeki caz bölümü ile 1989"un da en önemli etkinliği idi. İstanbul Festivali beş altı konserle yaşamında caz dinlememiş herhangi bir dinleyicide bile bu müzikle ilgili şok da olsa belirli birikime yol açabilecek bir caz bölümü düzenliyor. Stephane Grappelli ile Stanley Clarke George Duke ikilisi, Stan Getz ile Spyro Gyra, Ahmad Jamal ile Cbaries Lloyd, Bobo Stenson, Palle Daniellson, Jon Christensen Dörtlüsu bir arada ancak gelişmiş bir caz festivalinde dinlenebilir. Geçen yıllar tstanbul Festivali yönetimine profesyonel bir orgageçmiş yıllarda çok ünlü müzisyenlerden oluşan birden çok sayıda topluluğun aynı akşam peş peşe bir geçidi niteliğinde idi. Philip Morris bu yıl ise yine aynı akşamda, ama bu kez hepsi aynı topluluğa sığdırılmış bir ünlüler geçidi niteliğindeki bir Big Band çıkardı dünya turuna. Aralannda artık geçmişte kalan Big Band dönemini yaşamış; ama sadece bu dönemin değil, bütün zamanların en saygın müzisyenlerinden birçoğunun da bulunduğu Parliament Super Band konserleri müzikal açıdan olduğu kadar belgesel açıdan da önem taşıyordu. Bir araya getirilmeleri ciddi finansal güç isteyen, her biri sazında bu müziğin belli başlı basamaklannda oturan bu müzisyenlerin sahneye dizilmeleri bile tiryakilerin tüylerini havaya kaldırmaya yetti. Başlıbaşma bir okul olan basçılar basçısı Ray Brown, gelmiş geçmiş en parlak trompetçilerden Harry Sweels Edison, gitar doruğunun üç üyesinden biri olan Herb EDis, büyük tenorcu GELİŞEN BİR CAZ ŞENLİGt GtBt Bu yılki Uluslararası İstan Frank Wess, altocu Jerry Dodgibul Festivali'ne katılan caz müzisyenleri, ancak gelişmiş bir caz fes on, trompetçi Johnny Coles, tivalinde bir araya gelecek nitelikteydi. Ünlü piyanist Ahmad Jamal tromboncu Urbie Green... (solda) ve yıllann caz kemancısı Stephane Grappelli de tstanbul FesParliament konserleri tam bir tivali'ne katılan büyüklerin basında geliyorlardı. sponsorluk gösterisi idi. Eksiksiz sürdürdüğü karışımın ölçulerine topluluğu, Bobo Stenson'lu Rena konfor. Her şey "büyük" paransadık kalmasında sayısız yarar gö Rama, Alman flütçü Michael He tezine alınmıştı. 1989'da caz her zamankinden upd gibi. Emektar uluslararası caz rüyorum. ABD dışında yetişen nadide çi yıldınmız Oka> Temiz'le son yıl daha fazla dinlenildi. TRT de caçeklere en az benimle aym düşün iarda adı uluslararası alanda çok za alışılmadık genişlikte yer vercede olmayanlar kadar hayranlık sık duyulan birkaç müzisyenimiz meye başladı. Hatta işi, Arnavutduyuyorum, ama caz çiçeği ne ya den biri olan Arto Tunçboyacı'nın köy'de açılan caz kulübü Naimazık ki gerçek renkleriyle sadece ve ikili olarak şenliğe katılmaları nın kapısına naklen yayın arabahâlâ anayurdunda açıyor. Bu ül görsel açıdan ilginç olmakla bir sı dayandırmaya kadar vardırdı. ke de ne yazık ki uzak, parası da likte bu iki çok değerli müzisyeBurada TRTye önümüzdeki yıl müzisyenleri de pahalı. Tam bu nimizin gerçek kimliklerini yansıt için bir naklen yayın önerisinde rada "1989'nn Caz Adamı" ada maktan uzaktı. bulunmak istiyorum. Böylelikle yımı da açıklıyorum: "Bay SponPhilip Morris Indın 1985'ten bu 1990 yıhnın "<az olayı"m da şimsor." yana sürdürdüğü geniş ölçekli diden açıklayarak küçük bir 1 BlLSAK'ta her zamanki "BİL dünya turlanna geçen yıl Türkiye "kehanetle" bu yıl sonu yazısma SAK olmasa Istanbul'a gelmez" yi de katışı ile ülkemizin caz tak geleneksel bir son vermiş olacatürden müzisyenler bu yıl da yok vimindeki Önemli günlere bir ye ğım. Uzun yıllardır çalışmalannı ABD'de sürdüren piyanist Aydın değildi. Başta sıradışı muzisyen, nisi eklendi. Ülkemizde Parliament konser Esen ve davulcu Can Kozlu 1990 ünlü tubacı Bob Stetvart ve birinci sınıf müzisyenlerden kurulu leri olarak sunulan bu konserler Nice Caz Şenliği'ne katılacaklar. 1989 KULTÜRSANAT YILINDA TÜRKİYE'DE CAZA BİR BAKIS CUMHURİYET/5 Miro'nun 2 4 tablosu çalındı • STOCKHOLM (AA) Katalan Asıllı gerçeküstücü ressam Joan Miro'nun 485 milyon dolar değerindeki 24 tablosunun, Stockholm'deki Couleur Sanat Galerisi'nden çalındığı bildirildi. Galeri sahibi Curt Enstrom bugün yaptığı acıklamada, 5 taşbaskısı ve 19 adet kurşun levha üzerine yapılmış tablonun önceki gece çerçevelerinden çıkanlarak çalındığını açıkladı. Enstrom yaptığı acıklamada "Hırsızların uzman olduklan belli" dedi. Viyana Dans Festivali • Kültür Servisi Viyana Uluslararası Dans Festivali'nin beşincisi, 1990 yılında 16 şubat 25 mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu yılki festivale Belçika'dan "Monnaie Dance Group Mark Morris", Frankfurt Balesi, Stuttgart Balesi, İngiliz Ulusal Balesi, lsrail'den gelen "Kibbutz Contemporary Dance Company", Amerika'dan Stephaine Skura ve Dans Grubu, Ralph Lemon ve Grubu, Fransa'dan "Compagnie Preljocaj", Avusturya'dan Viyana Devlet Balesi ve Hintli dans sanatçıları katılıyorlar. Bunlarm yanı sıra Gertrud Bodenwieser, Gertrud Kraus, Dore Hoyer ve Harald Kreutzberg, "Ekspresyonizm ve Çağımız" başlığı altında çeşitli dans üsluplarını sergileyecekler. Ayın fotogran • Kültür Servisi tstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (İFSAK) tarafından her ay duzenlenen Ayın Fotoğrafı Yarışması'nın aralık ayı sonuçlan belli oldu. Mustafa Kocabaşı'nın seçiciliğini yaptığı siyahbeyaz baskı dalında Kazım Zaim, Muammer Yanmaz, Semra Yılmaz ve Sevil Uzrek'in yapıtları, Çağatay Karaçizmeli'nin seçiciliğini yaptığı renkli baskı dalında Sabri Ece, Muammer Yanmaz, Yüksel Ersertel'in yapıtlan, saydam dalında ise Sadık Üçok, Yusuf Darıyerli, Kazım Zaim ve Mehmet Abasıyanık'ın fotoğrafları ayın fotoğrafı seçildi. Levent, Tlyatrolar Birligi'nde • ANKARA (AA) Devlet Tiyatrosu sanatçısı Tamer Levent, Uluslararası Amatör Tiyatrolar Birliği (IATA) Eğitimde Drama Komitesi yetkili üyeliğine seçildi. Tiyatro alanındaki yeniliklerin ve tiyatronun çağdaş gelişiminin kültürel yaşamdaki önemini araştıran Uluslararası Amatör Tiyatrolar Birliği Eğitimde Drama Komitesi, 1970 yılından beri değişik ülkelerde dramatizasyon eğitimi uzmanlarının katıldığı seminerler düzenliyor. Komite üyeliğine seçilen Devlet Tiyatrosu sanatçısı Tamer Levent de nisan ayında F. Almanya'nın Lingen kasabasında yapılacak olan komite toplantısıyla, ağustos ayında lngiltere'de Warwick Üniversitesi'nde dttzenlenecek "1990'larda nereye gidiyoruz?" konulu toplantıya çağrıldı. Bu toplantılara, dünyaca Unlü sanat eğitimcisi, Warwick Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ken Robinson ile Uluslararası Drama Komitesi'nde bulunan çeşitli ülkelerden 9 üye katılacak. nizasyon kıvraklığı da getirdi. Geleceği çok önceden duyurulan, ancak son anda rahatsızlanarak bütün Avrupa turnesini iptal eden Sarah Vaughan'ın yerine zamana karşı yanşarak Stan Getz Astrud Gilbeito konserlerini yerleştirmeleri yüın en ilginç program değişikliği idi. 1989, Uluslararası BİLSAK Caz Şenliği'nin adını Orta Avrupa Deneysel Caz Şenliği olarak değiştirmeyi ciddi olarak düşünmesi gereken bir yıl oldu. Orta Avrupa ülkelerinde bu müziğin ulaştığı düzeyi öteden beri heyecan verici bulmakla, deneyselliği ise cazın varhk nedenlerinden biri saymakla birlikte BİLSAK Caz Şenliğii nin en azından geçen yıla kadar Ünal Cimit sergisi • Kültür Servisi Seramik sanatçısı Ünal Cimit'in seramikheykel sergisi, 2 ocak tarihinde Türkiye Iş Bankası Sanat Galerisi'nde açılıyor. Sanatçının "Toprağı Sevgiledim" adını taşıyan sergisi 19 ocak tarihine kadar açık kalacak. Sergide, Cimit'in son dönem seramik panoları ve heykellerinin yanı sıra vazo ve çeşitli çanakları da yer alacak. "Cumhuriyet Kızı" Ankara'dan sonra İstanbul Şehir Tiyatroları'nda Webber, 4 0 milyara ev aldı • LONDRA (AP) Geçen aylarda "Evita" adlı müzikali Türkiye'de de sahnelenen ünlü İngiliz besteci Andrew Lloyd Webber'in, Londra'da ünlüEaton Meydanı'nda 10.S milyon sterline (yaklaşık 40 milyar Turk Lirası) bir malikâne satın aldığı bildirildi. lngiltere'de yayımlanan "Sun" Gazetesi'nin verdiği habere göre Lloyd VVebber'in satın aldığı ev, 6 katlı bir 18. yüzyıl evi. Malikânenin 10 yatak odası, bir kapalı yüzme havuzu ve bir de bilardo salonu bulunuyor. Evin, Buckingham Sarayı ile Chelsea semti arasında yer aldığı belirtiliyor. Evin eski sahibesinin, uluslararası silah tüccan Adnan Kaşıkçı'nın eski kansı Süreyya olduğu bildiriliyor. "Evita", "Cats", "Operadaki Hayalet" gibi müzikallerin yaratıcısı Andre Lloyd Webber'in, yine Eaton Meydanı'ndaki "çatı katı"nı 1 milyon sterline (yaklaşık 4 milyar Türk Lirası) satmayı tasarladığı ileri sürülüyor. fc Maçöluğun eleştirisi Memet Baydur'un Ankara'da çok tartışılan "Cumhuriyet Kızı" adlı oyunu 10 ocakta Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde perde açacak. CELAL ÜSTER "Tahtaknrulannın çiftleşmesi ilginçtir bir de Erkeğin cinsel organı vardır da disi tahlakurusunnn cinsel organı yoktur. Erkek tahtaknnısu, dişi tahtakurusnnun gövdesinde müsait bir noklayı deler. Sevişmeden sonra bu yara yavaş yavaş kapanır, tamamen iyileşir, ama bir iz kahr elbet geriye. Dişi tahtakunısunun sırtındaki yara izlerine bakarak bütün sevişmelerini çıkartabiliriz ortaya..." Şu sıralar Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Yttcel Erten'in sahnelemesiyle oynanmakta olan "Cumhuriyet Kın" adlı oyunu tstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nda sahnelemekte olan Cüneyt Türel, oyundaki profesörlerden birinin söylediği bu sozleri vurgulamadan edemiyor. Hemen ardından da açıklık getiriyor: "Bu durumdaki çeJişkiyi fark etmeden hâlâ tahtakuruluğunda ısrarlı olmaktır bir anlamda 'maço'luk zaten. Bunun uzantısı olarak da Türkiye'de nerdeyse bütün ilişkiler bir yara izi bırakır insanda. Tabii bu izler gövdekrde değil de başka bir yerlerdedir kuşkusuz." Memet Baydur'un "Cumhuriyet Kızı" adlı oyunu geçen ay Ankara'da ilk sahnelendiği günlerde 1402'lik öğretim üyelerinden bazılannın tepkisini almış, YÖK'le birlikte üniversiteden uzaklaştınlan kimi öğretim üyelerince ağır bir biçimde eleştirilmişti. Oyunda ele alınan 7 profesörün konumu, özellikle 12 Eylül sonrası dönemde belli bir duyarhhkla karşılanmıştı. "Cnmhuriyet Kızı"nın provalarım Fatih'teki Reşat Nuri Sahnesi'nde sürdüren Cüneyt Türel ise oyuna "kesinlikle" böyle bakmıyor. Oyunun yazarı Memet Baydur'un da böyle bir "altanlam" peşinde koştuğunu sanmadığını belirten Türel'e göre oyundaki en önemli yan, "maçoluk" meselesi: "Benim ilgimi çeken Türk erkeğinin kadına bakışı, kadının karşısındaki erkek hakkında ne düşunduğunu her zaman ikinci plana atma egilimi oldu. Bu konunun aslında Türkiye'de çoktan gundeme gelmiş olması gerekirdi. Ama gecikmiş bir gündeme gelis de olsa çok cüretkâr. Baydur'un bu cüretini seviyorum. Zaten cüretin dozunun fazla oluşu da belki bu gecikmeyi kapatmak içindir." Peki, 1402'likler olayırun Türkiye'de sıcaklığını koruduğu bir dönemde, oyundaki profesörlerle YÖK kurbanlan arasında bir ba^ıntı kurulması olanaksız mı? Bir sanat yapıtında bu türden güncelliklerin sakıncaları da göz önüne alınmalı mı? "Göz önüne alınsa, otosansüriin bir başka turü gündeme gelir. Söz konosu olan, aydınlann Yeraltmda bir tiyatro • Kültür Servisi Avusturya'nın Steiermark • bölgesinde sayfiye yeri Altaussee*de yeraltmda bir amfitiyatro kuruluyor. Altaussee'deki tuz madeninde, 4 bin 300 metrekare genişliğinde olan ve yerin 250 metre altında bulunan Sola Gölü'nde kurulan amfitiyatro 300 kişi alacak. BüGÜN • 'Gençlik Köprüsü' Yönetmenliğini Salih PROVALAR SÜRÜYOR "Cumhuriyet Kızı" adlı oy unu n provalan Fatih Reşat Nnri Sahnesi'nde süriı Diriklik'in yaptığı, yor. Cüney t Türel'in (sağda) y önettigi oyunda Macit Koper. Fuat lşhan, BUge Zobu, Tomris tncer, Ersan Uysal, başrollerinde Salih Kırmızı ile Necla Nazır'ın oynadığı Yalçın Akcay, Ersan Barkın ve Ersin Sanver rol alıyorlar. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) "Gençlik Köprüsü" adlı film 'erkekçe dnruş'lannın irdelenme "Bu teatral bir iddia tabii. Ama Baydur'un "Cmnhuriyet Kızı" Birlik Vakfı Sinema si. 1402'liklerin de birer aydın ol ben bu iddiaya katılıyonım. Bu oyunu bir süredir Ankara Devlet Kulübü'nde (Yeniçeriler Cad. malan tamamen bir rastlantı. nu sergilemekte de çok fayda gö Tiyatrosu sahnelerinde. Yazarın No. 13 Çemberlitaş saat Yoksa 1402'liklerin bu konuda bir rüyonım." "Yamızugın OyuncakJan" adlı ya 14.00'degösterilecek. malzeme olarak kullanılmalan "Cnmhuriyet Kızı", Cüneyt Tü pıtı Kent Oyunculan'nda sergiledüşünülemez. Baydur'un da böy rel'in Şehir Tiyatroları'ndaki be niyor. "Yangın Verinde Oriddeier" le bir yaklaşınu olabileceğini san şinci yönetmenliği. Daha önce adlı oyunu ise İstanbul Devlet Ti BİLSAK'TA mıyorum. Ben oyuna hiç öyle bak SainlExupery'nin "Küçük Prens'i yatrosu'nda prova aşamasında. madım. Bakılabilecegi de aklımın ni, Sean O'Casey'in "Kırmızı Cüneyt Türel'in Şehir Tiyatrolan'n BU HAFTA ucundan geçmedi." Güller"ini, Sermet Çağan'ın da sahnelediği "Cumhuriyet Km" 2 Ocak Salı: Ama akla takılan bir soru da "Ayak Bacak Fabrikası"nı ve Çe da 10 ocakta perde acacak. 19.00 OKUYUCULARLA ha var. "Cumhuriyet KızT'nda hov'un "Deli Bal"ım yöneten TüŞehir '1 ıyatrolan'nın sahneye çı SOHBET: Türk erkeğinin "maço"luğu, ka rel, şu sıralar Sam Shepard'm "Aç karacağı "Cumhuriyet Kızı"nda Variık Dergisi: dınlara yaklaşımı irdeleniyorsa, Sınıfın Laneti" ve "Vahşi Baü" Peri Pakize rolünü Tomris tncer 19.00 TİYATRO: neden toplumun başka bir kesimi adlı oyunlannda ve Çehov'un üstleniyor. Yedi profesörü ise Fu"Kontrabas" Adnan TÖNEL almmadı da yedi profesör alındı?, "Vişne BataçesT'nde oynuyor. at tşhan, Macit Koper, BUge Zo 3 Ocak Çarşamba: Türel'e göre toplumun aydınlan19.00 KONFERANS: Oyunun yazarı Memet Baydur bu, Ersan Uysal, Yalçın Akçay, mış kesiminde böyle bir tutumun ise içinde bulunduğumuz günler Ersan Barkın ve Ersin Sanver oy Tarihi Eser Kaçakçılıgı: olmazlığı beklenirken, bu duru de belki de en çok gündeme gelen nuyorlar. Dekorunu Gürel Yon Erhan AKYILD1Z 19.00 BtLlM DİZİSİ: 1 mun nerdeyse aydınlanmamışlar Türk oyun yazarı. Daha önce İs tan'ın hazırladığı "Cumhuriyet Yapay Zeka, Daniel daki oranda onlarda da görülme tanbul Devlet Tiyatrosu'nda Kızı"nın kostümlerini Canan NAHUM. si işi daha da dramatikleştiriyor: "limon" adlı oyunu oynayan Göknil gerçekleştirdi. 4 Ocak Persembe: 19.00 SEMİNER: Edebiyat, Tarih, Zaman. Yön: Enis BATUR. 5 Ocak Çuma: 19.00 KADIN ÇEVRESİ: Bedenimiz Bizimdir, Cinsel Tacize Hayır. "tşyerinde Bedenimiz Bizimdir." 19.00 TİYATRO: "İşte Baş, "tlk kez Beaumarchais bunu ko nu, metnin kimi zaman yokmuş nin zorunlu olduğunu söyleyen İşte Gövde, İşte Kanatlar." Yekta Kara, "Sevil Berberi"nin mik opera olarak düşünmüş. An gibi varsayıldığmı belirtirken, Yazan: Sevim Burak. cak bir tüıiu muzikkndirilemeyin operanın en geniş anlamıyla bir ti çok oynanmış, çok bilinen bir ya Oynayan: BİLSAK ce bir tiyatro metnine dönüştür yatro olayı olduğunu, müzik ka pıt olmasına karşm, kadronun ça' TİYATRO ATÖLYESt miiş. O zaman 'Sevil Berberi'ni dar metnin de önem taşıdığını hşmalar sırasında yepyeni bir 6 Ocak Cumartesi: yalnızca Rossini'nin üriinü olarak söylüyor. Kara, "Sevil Berberi" "Sevil Berberi" yaratıyormuşça14.00 ÇOCUK görmemiz mümkün değil. Beau nin bir "enlrika komedi" oldu sına coşkulu olduğunu anlatıyor. TİYATROSU: marchais, Aydınlanrna Çağı'nın ğunu vurgularken, bir yandan da "Karagöz, Hacivat, Yekta Kara operaların özgün bir yazan. Hatta o dönemin en yuzeysel bir entrika komedisi ol dilleriyle oynanmasmdan yana Okulda". Mehmet BAYCAN. Dededen Toruna ünlü komedi yazan. Getirdiği pek maktan öte çok önemli bir top değil. "Türkiye koşullannda, Geleneksel Kukla, Karagöz çok yenilik var. Hiçbir kuruma, lumsal eleştiri getirdiğini de belir opera izleyicisi sayısının bu kadar az olduğu bir ortamda bu müm tiyatrosu. 16.00 KONSER: CAZ kün değil" diyor. "Ne olursa olGUARTED: Gökhan Sevil Berberi / Besteci: Gioacchino Rossini / sun sahnede olup bitenin anlaşılÜLKER, Yavuz AKYAZICI. ması gerek. tnsan anlamadığı bir Metin: C.Sterbini / Sahneye koyan: Yekta Kara / 19.00 TİYATRO: "tşte Baş, Orkestra şefi: Renato Palumbo / Dekor: Erkut Uzelli şeyi üç saat boyunca izleyemez. İşte Gövde, tşte Kanatlar". Çeviriden degil, kötü çeviriden / Kostüm: Figen Koyunoğlu / Kont Almaviva: Timur Yazan: Sevim BURAK kaçmak Doğanay Süha Yıldız, Dr. Bartolo: Nejat Boren Ali tü, eldengerekir. Çeviriler çok kö Oynayan: BİLSAK geçirilmesi lazım. Kötü TİYATRO ATÖLYESİ îhsan Onat, Rosina: Suna Korat Oya Atay Alis uygulamalardan yola çıkılarak Manukyan, Figaro: Mesut İktu Mete Uğur / İstanbul opera sanatı idama mahkum edi GÖRSEL SANAT ATÖLYELERt lemez." Devlet Opera ve Balesi yapımı Mehmet GÜLERYÜZ'le Bu yıl geçen mevsim sahnelediResim Çalışmaları hiçbir meslege, hiç kimseye ayn tiyor. Abartmaya oldukça açık ği "istanbul Gülü" opereti de yePerşembeCuma cabk lanımıyor ve acımasızca eleş güldürü öğesini nasıl kullandığı niden sergilenen Yekta Kara'run, Ta'i Chi Chu'en tirebiliyor. Bu dünya göriişu, bü nı, çerçevesini nasıl çizdiğini de 4 yıl önceki bir çalışması, MoHareketli Meditasyon Uhan GÜNGÖREN'le tünüyle 'Sevil Berberi'ne yansı şöyle anlauyor sanatçı: "Ben il zart'ın "Sihirli Flüt" operası da Her Salı. mış. Öylesine bir metin ki müıi ke olarak tuluat sevmiyorum. ocak ayından itibaren yeniden iz10.0001.00 arası CAFEğin gerisinde, Beauraarchais'den Sahnede stil önemli. Seyirciyi tav leyici karşısına çıkacak. Oldukça FOYERBAR ve Aydınlanma Çagı'ndan kopa lamak, buyuk reaksiyonlar almak yoğun bir tempoya giren sanatçı, BtLSAK Herkese Açıktır. rılamaz. Bu yüzden bir anlamda adına işi duzeysizleştirmek ol şubat ayında Ankara'da Mozart'BtLSAK Sıraselviler, oyunu ait olduğu çağa geri taşı raaz." ın "Cosi fan Tutte" operasını Soğancı Sok. No. 7 dım." Dekorda "gerçeküstücü" bir sahneye koyarken, martta da lzCtHANGlR Yekta Kara genelde operada tavrın var olduğunu ve her yeni mir'de "tstanbul Gülü" opereti143 28 79 143 28 99 müziğin birinci planda tutulduğu yapımın yeni bir soluk getirmesi ni yeniden sahneleyecek. Maça Kızr* başladı • Kültür Servisi İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Çaykovski'nin "Maça Kızı" operasıru dün akşam sahnelemeye başladı. "Dünya Çaykovski Yılı" dolayısıyla repertuvara alınan "Maça Kızı"nı sahneye Devlet sanatçısı Aydın Gun koydu. Ünlü Rus şair ve yazar Puşkin'in aynı adlı yapıtından yola çıkarak Çaykovski'nin bestelediği "Maça Kızı"nda orkestrayı Elşad Bagırov yönetiyor. Başlıca rolleri Erol Uras, Mesut tktu, Mete Uğur, Ruhsar Öcal, Meral Manizade, Gülgez Altındağ, Işın Güyer, Belkıs Aran, Zuhal Dinçer, Lynn Krepel Çağlar paylaşıyorlar. Koregrafısini Geyvan McMillen'in gerçekleştirdiği "Maça Kızf'nın dekorlarını Selçuk Tollu, kostümlerini Şanda Zıpçı hazırladılar. Koroyu Gökçen Koray çalıştırdı, ışık düzeni ise Ertekin Kulan'ın. TtirkAlman kültür ilişkileri • Kültür Servisi 1990 mayısına kadar TürkAlman kültür ilişkilerinde yeni çıkış noktaları önermek üzere 1820 Aralık 1989 tarihlerinde ilk toplantılannı gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler EnstitüsU, İstanbul Alman Kültür Merkezi, Bonn Türkiye Araştırmaları Merkezi ve Berlin Dünya Kültürleri Evi'nin yıl boyunca düzenleyecekleri kültür etkinlikleri 6 ana grupta gerçekleşecek. Alman ve Türk uzmanlardan oluşan çalışma grupları, kültür kavramı ve kültürel kimlik, eğitim ve öğrenim poliükası, politik kültür, kitle iletişim araçları ve film politikası, dil ve yazm alışverişi ve çevre politikası başlıklı konularda gerçekleştirecekleri sempozyum, seminer, sergi ve film gösterileri yoluyla kültürel ve toplumsal alanlardaki anlayış sorunlanna çözüm getirmeyi amaçlıyorlar. Seyirciyi tavlamaya karşıyım Kültür Servisi İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Rossini'nin en tanınan ve sevilen komik operasım, "Sevil Berberi"ni sergiliyor. "Sevil Berberi" 18. yüzyılınen önemli komedi yazarlarımn başında gelen Beaumarchais'nin "yeni bir çag"ı müjdeleyen, hatta Prof. Dr. Berke Vardar'ın deyişiyle "toplumsal çalkantımn giderek hangi aşamaya ulaştığını gösteren, soylulann yenilgisini önceden bildiren birer tarihsel belge niteliği taşıyan" iki oyunundan biri (diğeri "Figaro'nnn Düğünü") olarak değerlendiriliyor. tlk kez 1775'te sergilenen ve olumsuz eleştiriler alan "Sevil Berberi", kısa sürede yazarı tarafından yeniden düzenlenmiş, birtakım değişikliklere uğratılmış ve böylelikle büyük bir başan kazanmış. Her iki oyunda da olayların ekseninde yer alan uşak Figaro tiplemesi hem Beaumarchais'nin hem de geniş bir çevrenin sözcülüğünü yapıyor. "Yergi" ağır basıyor Beaumarchais'de. Çeşitli mesleklerden insanlar, değişik kurumlar korkusuzca eleştirilip alaya alınıyor. Uşak Figaro, efendisini alt ediyor. ni'nin yazdığı libretto ile oluşmuş. "Sevil Berberi" nin konusu Rossini'den once ve sonra pek çok besteciyi ilgilendirmiş. Tam 13 besteci bu metni raüziklendirmiş. Ancak en kalıcı, en yetkin örneği Rossini yaratmış. "Sevil Berberi", İstanbul Operası'nın 30 yıllık geçmişinde bugüne dek üç ayrı yapımla sahnelenmiş. Son sahneİenişinden 11 yıl RossinVnin 'Sevil BerberV operasını sahneleyen YektaKarcu Hokka'nın ocak sayısı çıktı • Kültür Servisi Kıyı Yayınlan tarafından hazırlanmakta olan Hokka Dergisi'nin ocak 1990 tarihli üçüncü sayısı çıktı. Derginin bu ayki sayısında Samuel Beckett'in kısa bir oyunu, Aries'in "Modern Ailenin Doğuşu" incelemesi, Ionescu'nun ve Anais Nin'in günlüklerinden seçmeler, Nadolny'nin "Yavaşhğın Keşfı" romanının giriş bölümü, Benjamin ve Laing'in yazıları, Metin Göz'ün şiirleri, Mario Levi'nin "Karşı Çıkmaları", Mürekkep Lekeleri bölümünde Lorenz'in meslektaşlan ve kendisi adına bilim adamlığını sorgulama çabasını içeren yazılar yer alıyor. Japon Halk Dansları Türkiye'de • ANKARA (AA) Japonya'nın ünlü egzotik dansları, otantik gösterileri Ankara ve Istanbul'da duzenlenen iki gösteride izlenebilecek. Dunyaca ünlü Japon Halk Dansları Topluluğu gösterilerde bulunmak üzere Türkiye'ye gelecek. Topluluk, 8 Şubat 1990 günü Devlet Opera ve Balesi'nde, 12 şubat günü de tstanbul AKM'de birer gösteri sunacak. Dışişleri ve Kültür Bakanlıkları ile Japon Dış tlişkiler Bakanlığı'nın katkılarıyla düzenlenecek "Japonya'dan güzellikler ve esintiler" adlı gösterilerde, Japon dans ve gösteri sanatı tanıtılacak. Topluluk, "Kabuki Tiyatrosu Dansları", "Şeytan'ın Kılıcı Dansı", "Örümcek Dansı", "Tanrılar Savaşı'nın Davullan" gibi ünlü Japon gösterilerinden örnekler sunacak. sonra "Sevil Berberi"ni sahneye koyan bu kez Yekta Kara. Yekta Kara, yapıtı sahnelerken özellikle Beaumarchais'yi gözardı etmemeye çalışmış. Rossini'nin "Sevil Berberi" operasında dönem 1600'leri yansıtırken, Yekta Kara yüz yıllık bir sıçramayla yapıtı 18. yüzyıl ortasına taşımış. Rossini'nin 23 yaşında bestele "Sevil Berberi operasını Beaudiği "Sevil Berberi" operası, işte marchais'nin yapıtından soyutlabu oyundan yola çıkarak Sterbi mak olanaksız" diyor sanatçı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle