Katalog

31 ARALIK 1989 HAVA DURUMU Adaııa TURKIYE'DE BUGUN DÜNYAOA BUGÜN AmstBnlani Aırnnan Alna Bafrfet Bsei Bom Brtteel Canaıre CSdde Oubayi Fnrtdufi S S Y A S B S S 3° larangtad 19° londr» S 8° 8° S 0° 22° Kbno S «° 0° 11° 2» 2° 9° 8° 2° 20° 21» 22° 2° 18° 0° 22° 4° 2° 18" Müniı NMVM Oslc Pıns Praa fliyad Roma Sofya Şam W/Wıv Ijnus S 1° Y 8° 8° Oıyartukır 8° 0° Manısa Y 6° 2°KMara$ 6° Edırne Mapazar* Y GenefMudürluâu'ndenatoMtfeorotojiC 2°4° Mereın A&yaman ¥ nan Mgiye gure; butun bMoelenme parY 2° *> Mugla 3°Erzunjm Afyon çah yer yer çokbutudu. Mannaıanın baY 4° 2°Muş 12°Eswşetw *fln teı k kıyı Ege dçında lotan tum yuıt yaK 2°Gazamep 10° 2°NıJ0e Aıtoa B 12° 7°0tdu 3°Gıı«sun {Jışlı geçecek Yafrşlar geneüUe yaOmur. AnOkya Y 7" Gumüştıane Y 4°3" Hae Anttya yer yer sajaruk. Batı Karaberaz'in iç keY 15° 3°HaUdn Y 3°2°Samsun Artvın sımten ıle İç ve Doflu Arudolu'nun kuzeB 16° 8°lsparta B 7° 3°S«rt *dın ymde karia kansık yaumuf ve kaı şMdnB 10° 4°lsBnbul BaMıesr Y r 9°Snop de otacak. H a n acaMıOı YUrdun kuzey8 M» Bıleak Y 7 2°bmr TSna bat keantemden başiamak uztre butun Y 4» 1°Kn 4° Bıngol yurtta azaiacak Rizgir doğu bdlgelenY 3° 2° Kasömonu K S° Bıttıs rrazde guney ve bab yAnlerdentofif.araesecek. DenemutecMüalîali. apManla kaba dalgah otocak Oalgayük Bohı K 5» VKaysen 4» ara orta kuvvett, bat bMgatenriate huKrid 6° FUşak Y 10° sakhgı 12. apMarda yer yer 5 melre dotayında obcak. W N GOUJN Bursa zey «c bah yModan kuvvdf otank ese4° 0°V»ı ÇanaMole B 10° 3°Konya DE HMA: Panak çok bubılkı ve yagmurtu geçectk. Ruzglr guney ve 8° 3°ttsgat C * . OENIZLERIMtZDE R Û Z G A R KaraCofum Y 6° 1°Küöhya taü yönlefden hafrf. ara sıra orta kuvvette esecrt. Göl küçuk ıtalgalı 6° 2°ZonguW3k Dendı Y 13° FMaötya dmiz'de yıldız ve poyraz. Marmara. Ege. olacak Goras uaMıOı 10tonss annda 24 km dobymda bukınacak y t t z ve karayetöen, Akbenu'de gunbabsı ve lodostan 46, aman zaman hda Aacık Bbuluilu Gguneş* Kkarl. Sssiı Yyagmurlu yagmurlu ^ sıslı fö kariı aç* ANKARA NOTLAKI MUSTAFA EKMERÇI Bu, 1989'un son yazısını hazırlarken heyecaniandım. Kocabir yılı deviriyoruz demek. İsmet Paşa, bir konuşmasında, "Kısa insan ömründe, çok şaşırtıcı olaylar oluyor" demiş. Yalnız aralık ayında, dunyada olup bitenler yeterince şaşırtıcı değil mi? Romanya'da, Cavuşesku ile eşinin kurşuna dizilmeleri, kim nereden bakarsa baksın, ölüm cezasına karşı olanların onaylayacakları bir olay değildir. Babası üç gün Yassıada'ya gitti diye, 27 Mayıs'a düşman kesilen bir bayan yazarın yorumu okunacak şeydi! Ona göre, "Basın milletin hissiyatına daima tercüman olur, haberleri genellikle halk kitlelerinin duygulan yönlendirir"miş. İnsan, gerçekten gazeteci değilse, böyle de düşünebilir, yazabilir. Oysa doğruyu kişi, yığınlara karşın da yazıp savunabilmeli, onları uyarabilmelidir. Merak ediyorum, bu bayan yazar, bundan sonra 27 Mayıs devrimi için ne yazacak? Bugünleri, gelecekte kurcalayacak olanlar, Romanya'daki olayların en altında da Polonya'da olduğu gibi, Amerika'nın, CIA'nın, parmağı olduğunu bulacaklar mı ne bileyim? Dünya Romanya'ya bakarken Amerika Panama'ya saldırdı. Orada demokrasiyi rayına oturtacakmış! Polonya'da oturttu, Valessa'yı brtirdi ya... Ya Turkiye'de? "Türban" olayının altında ne var, kim var? Kimlerin parmağı var? Çok geçmez, bunlar dökülür ortalığa görürsünüz. Biri, anılarını yazar, anlatır... Aralığın son haftasında, Necdet Uğur, ismet Pasa'yı anlattı. Ankara'da gençlere yaptığı konuşma kanımca daha ilginçti. Bir gencin sorusu üzerine, İsmet Paşa'nın, ölüm cezalarına, hele hele siyasal ölüm cezalarına nasıl karşı olduğunu, Menderes'le iki arkadaşının, Deniz Gezmiş'le iki arkadaşının asılmamaları için nasıl çaba gösterdiğini uzun uzun anlattı. Bunları TV vermedi. ismet Paşa, Turkiye'ye demokrasiyi getiren insan olarak anılır. 1950'de seçimle iktidardan gitmiştir. Ama, demokrasinin yerleşmesi için bu yeterli değildi, partilerde, parti içi dernokrasi de gerekliydi. Bu olmadan, ülkede demokrasinin varlığından söz edilemezdi... Şöyle bakryorum, siyasal partilerimizde, parti içi demokrasi var mı diye. Ne yazık ki yok! Çoğu gazetecilerimiz, yazarlarımız bile kazanmayı, demokrasinin ölçütü olarak görüyorlar. Deniz Baykal'ın bütçe konuşmasım aktaran kımı gazeteler, "Baykal kurultayı kurtardı" diye yazabıliyorlar. Yani, tezgâh, hep tezgâh! Biri birine gol mü attı, tamam bitti o iş! Oysa, Deniz Baykal, SHP'deki görevinden seçimle uzaklaştırılmadan SHP'ye demokrasinin uğramayacağını bir bilseler... Bülent Bey'ie, Deniz Bey'in benzer noktaları var. İkisinin babaları da çok içiyortar. Deniz Bey'in babası Tekel memuru! İki oğul da öyle içen takımdan değil. Bülent Bey, İsmet Paşa'nın yanında daha çok kaldı; dizi dibinde yetişti denilebilir. Ama belli ki parti içi demokrasi dersini hiç almamış. Deniz Bey de öyle. Süleyman Bey de öyle. İçlerinde de en masumu belki Hacı Turgut Bey! O da öyle gördü, öyle sanıyor demokrasiyi. Oysa eskiler derler, "Kötü misal emsal olmaz!" diye. Buna ilişkin halk sözleri de var; Köy Enstitülü Ali Yılmaz'ın babası Hekim Ali Oğlu Mehmet Yılmaz, oğluna: Evleği koca öküz katar! dermiş. Açıklarmış: Danayı da koşarsın sapana, ama hiç belli olmaz, bir an gelir yatagider. Koca öküz oftaya puflaya işi brtirir, evleği tamamlar... Aralığın son haftasında, emniyetin eski "Dal" bölümü hücreleri boş kalmadı. Hücrelerde olaylar,'bir diziye dönüşen "Göz Önünde Gözaltında Aydınlar" yazılarında anlatıldığı biçimdeydi. Değişen hiçbir şey yoktu. Çeyrek ekmek arasına birkaç zeytin konuyor, hücredekilere veriliyordu. Hücreler dolu olduğundan, salona da gozleri bağlı öğretmenler konmuşlardı. Ayakta, bekleşiyorlardı. Bu kalabalıkta helaya nasıl götürüldüklerini sordum, biri şöyle dedi: Yakın hücrelerde kalanlar alınıyorlar, çocukken oynadığımız uzuneşek oyununa benzer biçimde arka arkaya diziliyortar, helaya öyle gidiyorlar! Kimi sanıkların gozleri atkıyla bağlanıyor. Sanıkların, savunmanlarıyla görüşebilmeleri, DGM savcılığının iznine bağlı. DGM savcılığı da "soruşturma sürüyor" gerekçesiyfe, izin vermede tutumlu davranıyor. Hanı Başbakanlık genelgesi vardı? Kim dinler Başbakanlık genelgesinı ki? Sanıklara yapılan suçlama da ilginç; "gizli örgüt"! Ya, örgütlenme özgürlüğünün olmadığı ülkede, gizli örgüt suçlaması olur elbette. Üç kişi bir araya gelmeye görsün, haydi sana gizli örgüt! 16 yıl önce, 30 Nisan 1973'te "Gizli Hamsi Örgütü" başlıklı bir "Ankara Notlan" yazmıştım. Şöyle başlıyordu: "İri gözlü, sivri burunluydular. Karadeniz uşağıydılar. Titrek, ürkek bir halleri vardı koğuşa geldiklerinde. Ne yaptıklarını kendileri de mi bilmiyorlardı ne? Zaman zaman kendi aralarında konuştuktarı oluyordu Karadeniz şivesiyle: Da piz ne yapmişuz? Örgüt kurmuşuz. Nasıl örgüt? Cizlu örgüt. Çok mu cizlu? Çok... Ha pu, cizlu örgüt nerededur? Tenuzun tipindedur da. Ha pu, hamsi midur? Şaka yollu bu konuşmalar, hemen onlara yeni bir adın takılmasına yol açtı. "Titrek Hamsi Ûrgütü..." Ulaaa, Titrek Hamsicular kalkın da... Ne yaptıklarını, neden getirildiklerini kendileri de bilemiyorlardı. Koğuş arkadaşları dalga geçiyorlardı: Karadeniz'e bakarak iç çekmişsiniz. Tenuzun tibinde nasıl iç çekebiliriz? Haydi arkasından gelsin Karadeniz havalan, hemen birleşiveriyorlardı oyuna sıra gelince. Gelirken neden bir kemençe getirmediklerine yanıyoıiardı bazıları. Ha uşaklar ha... Kendilerini ihbar edenler, yan gelip yataydılar şimdi. Siyasi tarihi çok ileride karıştıracaklar, bir Titrek Hamsi Örgütü' ne rastlarlarsa şaşmamalılar..." Titrek Hamsi Örgutü'nün üyeleri hapislerde yatıp çıktılar. Kimi yurtdışında şimdi. *•• Yeni yılı, tutukevlerinde, cezaevlerinde geçirenler var. İşkence odalarında bekleyenler. Yeni yıla girerken, onlara bir "merhaba" demek istedim... CUMHURİYET/15 Uzuneşek... Sm Kahn KDpvthag Nttı Y A A S Y B A S S Y B 7° S 2° A 21* A 12° Y 3° B 20° B 12° B 10» S 2° S 7» viyau Y 8° WUImgtonB 12° Zunh S 2° BUIMACA SOLDAN SAĞA 1/ Düğüne çağnlanlara dttğün sahibince verilen armağan... Bir tür yabanraersini.2/ Hadise... tskambil destesinin en altındaki kâğrt. 3/ Bir nota... Başka bir bitkinin üzcrinde biten, ama asalak olmayan bitki. 4/ Gözyaşı... Çok sert ve tutarsız hareketlerde bulunan akü hastası. 5/ Kurn fah. 6/ Islamda bir mezhep measubu... Kraliçe. 7/ Yemişinden rurşu yapılan gebreotunun bir başka adı... Yemek. 8/ Borda kaplamalarını yerleştirmek için gemilerin omurgalanna açılan yuva... Posta paketi. 9/ Bulaşıcı hastalıklara neden olan asalak böcekierin genel adı... Hatay ilinde bir göl ve ova. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Yaldızlı... Akarsu yatağı. 2/ Hisse, pay... Leş. 3/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Süslemede kullanılan esnek bir kâğıt türü. 4/ Aza... Etek ucuna dogru genişleyen giysi. S/ Orta Asya'da dağlık bir kütle. 6/ Maden ve kâğıt para üstundeki kafa resmi... TürkraOziğindeosul anlamında kullanılan sözcük. 7/ Fazladan kılınan namaz ya da tutulan oruç... Kemiklerin yuvarlak ucu. 8/ Alkolsüz içki, raeşrubat... Yapmaak. 9/ Turlü nedenlerle başanlı olamayan kimse.. Telli çalgılarda telleri yüksekte tutan lahta köprücük. IARTIŞMA Veteriner Hekimlerin Sorunları Veteriner hekimlerin her zaman yineledikleri dilekleri, ülke içinde yaşayanları ilgilendiren her türlü proje ve planlamada mesleki örgütlerin görüş ve önerilerinin alınması ve bilimsel, planlı çalışmaya ağırhk verilmesidir. 147 yıl önce başlarmş olan veterioer bekimlik ögretiıni toplumdaki vazgeçilmez yerini her geçen gün arttırarak yerleştirmiştir. Eski dönemlerde ordu hayvanlannın tedavisi zamanlarının büyük bir kısmını alan veteriner hekimler, günümüzde yoğun gıda üretimi, tüketime hazırlama ve tüketici zinciri içerisinde çok önemli yer tutmaktadırlar. lnsan yaşamında bannma, korunma gereksinmeleri kadar beslenme gereksinimleri de çok önemlidir. Sağhklı gıda uretimi açısından veteriner hekim kontrolü vazgeçihnez bir zorunluluktur. Günümüzün güncel sorunu olan sağhklı çevre oluşumunu sağlamak da aynı şekilde veteriner hekimliğin sorumlu olduğu uğraş alanlanndandır. Sağhklı bir toplum oluşturmak için hayvanlarda görülen ve insanlara geçebilen 200'e yalon hastahğın kontrolü; yüksek miktarda ve ticari olarak üretimi yapılan hayvanlar için kullanılan yemlere katüan antibiyotik, kimyasal veftunungibi maddelerin hayvansal ürünlere geçerek kalıntı bırakmasının engellenmesi ve bilinçli kullanımın sağlanması, sayabileceğimiz mesleki sorumluluklanmızdan sadece birkaçıdır.' Toplumsal yaşamda bu denli önemli sorumluluklan olan ve hayvansal ürün üreticileri ile bunları tüketenler arasındaki uyumu ve kontrolü sağlayacak olan veteriner hekimler ne yazık ki bu sorumluluklannı yerine getirecek rasyonel bir örgüt yapısından yoksundurlar. Tanm, Ormaa vc Köyişieri Bakanlıgı'nda geçen yülarda yapılan reorganizasyon ile Veteriner Işleri Genel Mndürliiğü dağıtılmış, yurt çapında veteriner hekimlerin etkili çalışmalan engellenmistir. Bunu uygulanan hayvancüık poüükalanndan soyutlamak mümkün değildir. Üvey evlat muamelesi gören hayvancıhk desteklenmediğinden bu sektördeki çalısanlar da ekonomik olarak etkilenmektedirler. Veteriner hekimlerin çalışma koşulları ile ilgili özlük ve i? güvenliği sorunlan buna bağlı olarak gittikce kötüleşmektedir. Bunun bir diğer sonucu ise; azalan hayvansal Uretim nedeni ile Avrapa ülkelerinde kişi başına yaklaşık 100 gr. olan hayvansal protein miktannnı, son 56 yü içerisinde ülkemizde 1820 gramiardan 10 gr'ın alü' na düşmesidir. Bu da AT'ye girmeye çalışüğımız şu sıralarda insanlannuzın beslenme açısından karşı karşıya olduğu gelişmişlik düzeyi hakkında bir fikir verrnektedir. Aynca yeterli akademik kadro ve araşürma timleri oluşturulmadan gelişigOzel kunılan fakülteler nedeni ile eğitımin kalitesinin düşmesi ve içinde yasadığı toplumun sonınlanna uzak veteriner hekimler mezun edilmeye devam edümesinin önlenmesi gerektiğine inamyoruz. Veteriner hekimlerin her zaman yineledikleri dilekleri, ülke içinde yaşayanları ilgilendiren her türlü proje ve planlamada mesleki örgütlerin görüş ve önerilerinin alınması ve bilimsel, planlı çalışmaya ağırhk verilmesidir. Dr. ALİ TAŞ Adana Bolgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet Terkos Şirketi 31 ARALIK 1929 Terkos şirketi müdürü M. Kastelno bent sularınm pisliğinden ve kifayetsizliğinden bahsetmiştir. Emanet Fen Işleri Müdürü Ziya Bey, gaztelere bu hususta şu beyanatta bulunmuştur: M. Kastelno, bent sulan hakkında söz söylemeğe salâhiyettar değildir. M. Kastelno, bir mukavele ile taahhüt ettiğini düşünsün, onu yapsın. Terkos suyunun temiz ve kabili şürp olmadığı her vakit tahakkuk etmiştir. Hatta terkos şirketine verilen ilk imtiyaz fermarunda bile göl suyunun temiz olmadığı tasrih edilmiştir. Bu fermanla şirkete doğrudan doğruya Bc.. »z ve saO<am dtşlert« terkos gölünden su almak i r bir ağza malik salâhiyeti verilmiştir. olmak Şirket, göl civarındaki menba sularau toplıyacak, tahtezzemin bentler yapecak, sulan temiz olarak getirtecektir. Bu menba sulan kifayet etmediği takdirde bu sulara terkos gölünden su alarak karıştırmak salâhiyeti verilmişti. Fakat bu su da temiz ve tasfıye edilmek suretile karıştınlacaktır. Halbuki bu şirket bir zaman bunu yapmamıştır. Şirket, göl suyunu, olduğu gibi, 1926 senesine kadar tevzi etmiştir. 1926 da hükümetin ısran üzerine terşih havuzu yapılmıştı. Bu havuzlar bile suyu içilebilecek hale getirmek için kâfı değildir. Her gün su tahlil edilecek, çeşmelerde de temizliğe riayet edilecekti. Halbuki terşih havuzlanna rağmen suyun gene pis olduğu tahliller neticesinde anlaşılıyor. M. Kastelno başka sularla uğraşacağına memlekete karşı vazifesini ifa etmesini kendisine tavsiye ederim. 'Doğıııayaıı Hürrîyet^ ve İki Ayrı Basımı Üzerîne Bir yapıtın, özellikle yakın tarihimize ilişkin bir yapıtın günümüz diliyle hazırlanmasında düşülecek hatalar, üstünden yıllar geçse de silinmez. Doğmayan Hürriyet/Hasan Amca ArbaYayınlan: Doğrusu (Kabacah basımı) nitelendireyim (s. 18) açıklayayım: (s.78) büyükler topluluğu (s.21) en büyük topluluk (s.81) beÜrmede (s.67) oluşumlarda(s.l23) dost(s.75) korkutucu(s.BO) konuştuğunun (s.77) karşılıklı konuşmanın (s. 132) teğmen(s.79) üsteğmen(s.l34) padişaha karşı sultandan yana ayaklanma(s.85) ayaklanma(s.l39) yüksek matematik analitik geometri (s. 146) yegeometri(s.93) modern silahlar (s.94) silah fenni (s. 146) yazar(s.99) muhabir (s. 150) askeri toplamamız yığınağı toplamak için (s. 117) için (s. 166) kişilik(s.l82) yetki(s.221) aşağılık(s.l83) aşağılaşarak (s.222) ulusalonur(s.l94) vatanseverlik(s.231) tane (s.208) gülle(s.244) BİOKS kü bu yapıtı hem Arba Yayınlan (224 sayfa, tarihsiz) hem deCem Yayınevi bastı. (Bir lhtilaJcinin Serüvenleri, Etoğmayan Hürriyet ve Yanda Kalan Ihtilal, tstanbul, 264 sayfa) Cem Yayınevi basımını, Alpay Kabacah hazırladı. KiYakın tarihimizin ilginç kişiliklerinden biri Devrin tçyüzü 19081918) adlı kitabının yeni tabın Kabacah basımında uzun bir inceleme böolan Hasan Amca'nın Dofmayan Hürriyet (Bir basımlan yapüdı. Yeni basımlan diyoruz, çün lümü yer alıyor. tki kitabı karşüaşünnca Kabacalı Dasımının daha kapsamlı ve daha özenli olduğu görülüyor. Bu basımın daha özenli olduğuna ilişkin birkaç notu aşağıda bulacaksınız. Bir yapıtın, özellikle yakın tarihimize ilişkin bir yapıtın günümüz diliyle hazırlanmasında düşülecek hatalar, üstünden yıllar geçse de silinmez. Gelecek kuşaklar bu yanılgılan doğru bilip sürdürürlerse neler olur? Her ne kadar dil ve yenileştirme yanlışlıklan olsa da altı çizilmeden geçilmemelidir. Dileğimız Arba Yayınlan basımmın düştüğü' yanlışhklar başka yapıtlarda tekrarlanmasın ve kitabın yeni basımında düzeltilsin. Şimdi gelelim rasgele seçtiğimiz Arba Yayınlan basımındaki yanlışlıklara... ÖNERKEMAL tstanbul Yapıtın Aslında: tavsif edeyim Camiai Kübera Tezahürler muhib muhaverenin mülazımı evvel hunıcı alel sultan hendesei halüye fenni esliha muhabir tahşidatı ikmal selâhiyet zelilane hamiyet dane Berber tarifesi Berberler cemiyetinin evvelki günkü içtimamda tıraş ücretleri hakkında yeni bir tarife tesbit edilmesine karar verilmişti. • u tarife cemiyet idare heyeti tarafından tesbit edilerek B teşkil olunan heyeti hesabiyeye verilmiştir. Yeni tarife şudur: erkek berberler için; tıraş 10, saç 40, kompres 5, kırem 5, sakaJ başı ve kulak etrafı tıraş 10, su ile tuvalet 5, kolonya ile firiksiyon tuvalet 20, burlaj 10, saç yıkama 20, manikür 50, pedikür 100, elektrik masajı 40, radyo 50, baş tuvaleti 20 kuruştur. Kadın berberler için saç kesme 30, saç yıkama 50, firiksiyon 50, su ile ondolasyon 75, manikür 50, pedikür 100, masaj 100, yüz banyosu 150, kaş 25, ve kirpik boyama 50, burlaj 25 ve gelin tuvaletleri de 1000 kuruştur. Heyeti idarece kabul edilen bu tarife Şehremanetine bildirilecek sonra tatbik olunacak. Hafta tatili meselesinin halli için de Ankara'ya bir heyet gönderilecektir. NOKTA, 1989 YllilĞI VERİYOR Nokta '89, 144 sayfa. tamamı renkli... 1989'da Türkiye'nin ve dunyanın yasadıklarını hatırlamak isteyenlere, kitaplıklarında sakiamaları icin... 365 günun kronolojisi... Cumhurbaskanı seçiminden "soydaş" akınına, Güneydoğu'daki olaylardan AT kapısındaki bekleyise " i c " olaylar... Doğu Bloku'nun yeni yüzu, Lübnan'ın atesi, İran'da yeni dönem, Yunanistan'ın aşkpolitika corbası... 1989un hediyesi, toplumsal muhalefetin renklenen yüzü; çevrecilerin yukselen sesi, "kazıkazan" günlerimiz...Yılın filmleri. yılın kitaplan, ödüller... 1989'da iz bırakan her şey değil ama çok şey, "hemen her sey "... Tekrar: 1989u hatırlamak isteyenlere... 3 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet Saidi Nursi 31 ARALIK 1959 Bediüzzaman adiyle anılan Saidi Nursi hakkında yeni yeni hadiseler ortaya çıkmaktadır. Bu cümleden olarak İsparta eski D.P milletvekili Tahsin Tola, Merkez vaizi Sait Özdemir ve eski bir köy enstitüsü mezunu olan Mustafa Sungur tarafından müştereken tertiplenen "Üstad Bediüzzaman'ın Hayatı, Eserleri ve Melek Meşrebi" adlı kitap Saidi Nursi bundan bir süre önce emniyet makamlan tarafından gizlice toplattırümıştır. Bu kitap uzerinde adli merciler tarafından yapılan uzun boylu tetkikler sonunda kitabın tertipçilerinin ağır ceza mahkemesine verilmesi kararlaştınlrruştır. Tetkikat sırasında kitabın müsveddesinin nadiren kullanılan garip renkli mürekkeplerle ve Arap harfleriyle kaleme alınması adli makamlann dikkatini çekraiştir. AQKAYBIMIZ Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Orhan Mengi'nin sevgili eşi, Bora Mengi'nin biricik annesi, Selahattin Çapraz, Nursel Üçkardeşler ve Yüksel Tonguç'un sevgili kardeşleri, Dr. Levent Üçkardeşler ile Bülent ve Hakan Üçkardeşler'in ve Hilal Sarı'nın teyzeleri, Bora, Figen, Melek, Tülay ve Tayfun'un halaları, emekli beden eğitimi öğretmeni YALANCISİSMANUĞA SON • Türk kadınının ezeli derdine çare: Amerika'da bir anda populerleşen Rosemary Conley'in diyeti, Turkiye'de de kullanılmaya baslandı. • Modacıla;, guzellik uzmanları, Törk kadınının temel sorununu tartıştılar: Kalçalarda ve bacaklarda yoğunlasan bir kalınlık, armut seklinde bir vücut. • Nokta, Conley'in sihirli zayrflama yöntemini açıklıyor. AYSEL MENGİ elim bir trafik kazası sonucu bizleri derin acılar içinde bırakarak aramızdan ayrıldı. Cenazesi bugün öğle namazını müteakip Levent Camii'nden alınarak Zincirlikuyu'da toprağa verilecek. Onun sevgi dolu varlığını hep arayacağız. Onu çok özleyeceğiz. Allah rahmet eylesin. Bİr solukta öldüler! İTÛ, Nokta için Isîanbul'da hava kırlılığinı arastırdr En zengin sokaklar, en sıddetli egzoz gaz» kırlilıği tehdıti altında. Kürtçe baharda serbest Kürtçe uzerıne 12 Eylül dönemınde konan yasağın kaldınlması için SHP ve ANAP'ın Doğulu milletvekillerı el ele Inönü'nün tekiıttne iktidar partisınden de destek var. GEÇEN YIL BUGÜN C ^ Ecevit dönüyor 31 ARALIK 1988 Bülent Ecevit, mart 1988'de aynldığı DSP genel baskanlığına dönüyor. Ecevit, parti örgütünde olağanüstü kongrede genel başkanüğa aday olrnası yönünde istekler gelmeye başladığına dikkat çekerek bu istekleri reddedemeyeceğini söyledi. Ecevit, genel başkanlık görevinden ayrılırken gelecek için kendisini hiçbir şekilde bağJamadığını söylediğini anımsattı ve politikayı bir vatandaşlık görevi saydığını kaydetti. Ecevit, DSP Genel Başkanı Necdet Karababa'mn istifasmı engellemeye çahştığını, ancak bunda başanlı olamadığını söyledi. Nokta Romaıtya'da Temeşvar katlıamından Bükres caddelerindeki yeni yıl hazıriıklarına. zafer sarhoşluğundan acılı cenazelere . Nokta obıektıflerı, Romanyada 24 yıllık korku ıktıdarının sonunu görüntuledı. AİLESİ HAFTALIK HABER DERGİSİ Afrika'da Devrlm ışığı: TİGRE Doğu Avrupa'da neler oluyor Türkfş Kurultayı ÇIKTI