25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yasal olaylar da eklenmıştır Cumhurbaşkanhğı seçımıne vaklaşılan gunlerdekı tartışmaJar. daha sonrakı dönemde iktıdar partısi ıçerısındekı genel başkanlık sorunları ve de ana muhalefet partısınden avnlmalar den buyuk sayıda aynlan mılletvekıllennın bu davranışlarına kaışı koyduğu kesın tavırla (ısabethlık tartışmasına gırmıyonız) gerektığınde çok katı olabıleceğını de gostermıştır SHP şu anda genel başkanının etrafında kol kola gözukmektedır Ancak genel başkanının talıhsızlığı, kamuoyunun buyuk dılımı tarafından anlaşılamamış olması SHP'run talıhsızlığı ıse, ANAP'ın kuruluş ve ıktıdara geçışının ilk yıllarında ateşledığı duygulara, kendı felsefesıne uygun ce\ap verebılecek bır program \e hedefler beyannamesını hazırlayacak kadrolara sahıp olamayışıdır Bır zamanlar yuzde kırk kusurlara çıkmış seçmenıne yeniden kavuşmanın yollarını bulamayış yetersızhğıdır BakMım ıç yapısını, onarabılecek ve bu eksığını gıderebılecek mıdır'7 199O'ın gundemi hemen hemen bellidir. Ekonomide yeni zamlar ve vergi yuklemeleri ile alt gelir gruplarının biraz daha bukulecek belleri... İç politikada Anavatan Partisi'nde kamuoyuna yeniden umut saçacak kişi ve felsefe arayışları... Ana muhalefet partisinde DYP'nin altına duşme kaygıları... Dış politikada ise çevre ulkelerle ilgili sorunlarımızda tırmanış olmamasını dilemek, Doğu Bloku'ndaki suratli patlamaları da izleyebilmek ve değerlendirebilmek... AkbulutInönüDeıtıirel 1990. . . PENCERE 30 ARALIK 1989 Partilerde durum 199O'ın gundemi hemen hemen belhdır Ekonomide yeni zamlar ve vergı >uklemelen ıle alt gelır gruplarımn bıraz daha bukulecek bellen Iç politikada Anavatan Partisi'nde kamuoyuna >enıden umut saçacak kışı ve felsefe arayışlan Ana muhalefet partisinde DYP'nın altına duşme kaygılan Dış politikada ıse, çevre ulkelerle ılgılı sorunlanmızda tırmanış olmamasını dilemek, Doğu Bloku'ndaki suratli patlamalan da ızleyebılmek ve değerlendirebilmek iktıdar partısındekı arayışlar, Sayın Yıldınm Akbulut'un ANAP'a prestıj getırecek ya da göturecek olavlardakı etkınlığı ıle orantılı olacaktır İktıdar partısımn ne kadar duştuğunu bılemedığımız. ancak arttıramadığı kanısında olduğumuz o>larının sadece ağırbaşlı ve durust bır genel başkan ımajı ıle çoğalmayacağı kuşkusuzdur lşte Savın Akbulut'un o ağırbaşlılık ve durustluk görunumune eklevebıleceklerının oranı, Anavatan Partısi ıçınde esen ruzgârların yonunu ve şıddetını etkıleyecektır SHP'de ıse hakkı yemlen ve mtehklen zaman zaman görulmek ıstenmeyen uygar bır hderın çektığı çıleyı sevredıyoruz Cumhurbaşkanı seçımıne dek Sajın Özal'ın cumhurbaşkanlığma engel olabılmek ıçın sergıledığı tarzında Savın Inönu, çok hassas bır terazı kullanmıştır Sayın Ozal'ın onune manialar dızebılmek ıçın hareketlendırebıleceğı guçlerı >ola çıkarmanın kolajhğına karşın, bu guçlerı, daha sonra durdurabılme ve de genye çekmede karşılaşacağı sorunları hesaplavarak, oyunu tek başına oynamavı yeğlemıştır Kammızca Savın tnönu'nun özumsedığı bu davranış bıçımı, rejımı zora sokacak olaylara başlama (start) ışaretını vermeme duyarlılığından kaynaklanmıştır Hazırlıklarında sıvıl kesımın de buyuk sorumluluk taşıdığı, dısıplınlı vonetımlere kayma ortamından çıkışın guçluğunü bılen, demokrasıyı anlamış bır sıyaset adamı kımhğıdır bu Sıyaset hayatına atılırken karşılaştığı çok cıddı kısıtlamaların arulan, Sayın lnonu'vu böyle bır ortamın kaşıyıcısı olmaktan uzak tutmuştur Sözlü Kültürden, Hangi Kültüre? Melıh Cevdet "Dılımızı, tarıhımızı hep başkaları ınceledı, yazdı Bız Bızans'ı almışız, ama Bızans'ı bılmıyoruz. Hep Vıyana kaptlan' demışız, ama Vıyana'yı anlatan bır krtabımız yok Yalnız yazmayı değıt, okumayı da bılmıyoruz " Demır Ozlu "Tanhsız, arşıvsız toplumlar kendılerıne özgu gelışme modellerını yaratamazlar. Bız de tam tarıhlı bır toplum sayılamayız " Ben "Demokrasının gehştığı ulkelersözde ve yazıda suç aramayan ulkelerdır Amacımız bızım ulkemızde de sözde ve yazıda suç aramayan bır kultürü yerleştırmek olmalı" Yönetıctmız Alı Sırmen TYS'nın (Turkıye Yazarlar Sendıkası) 15'ıncı kuruluş yıldönumünde duzenlenen açıkoturumda konuşuyoruz Konu "Sözlu kültüründen yazılı kültüre" SonuçtaTürkıye'nın sozlü külturu tam anlamında gerıde bırakıp yazılı kültüre geçemedığı ortaya çıkıyor, belkı bılınen bır gerçek, ama yınelenmesınde yarar var • Ulkemızde yazıya gereken onem verılmez Sanırım okuması yazması kıt bır toplum olduğumuzdan sözu yeğlerız, elınde bır adres ortalıkta dolaşan kışı kımseyı tedırgın etmez, doğal görülur Kardeş, bakar mısın? Buyur abı1 Derınkuyu sokağı nerede bılıyor musun"> Derınkuyu mu1? Adam duşünur başını kaşır, sokağı kestırmeye calışır, bılmıyorum da demez Abı, dosdoğru yuru, aşağı yukan beş yüz metre sonra köşedekı bakkala sor1 Sora sora Bağdat bulunur Sözlü kultur aşamasındakı toplumlann büyük kentlerınde plan yoktur, ayrıntılı bır şehır harıtası da bulunmaz Bır harıta bulsanız bıle, harıtayla gerçek arasında tam bır uyum yoktur Nasıl olsun kı' Kentlerde sokaklar satılıyor, yıkılıyor, kapatılıyor Yazılı kultur duzenıne erışmış bır Batı kentınde taksıye bınıp gıdeceğın yerı söyledın mı, arabanın sürücusu sokağı bılmıyorsa, torpıdo gözünden kente ılışkın kıtabı çıkarır, harıtayı açar, sokağı bulur, sonra gaza basar •*• FEYYAZ TOKAR \navatan ıktıdarımn ekonomık pobtıkalarında sorunlar, sıyasal görünumunde de guven yıtırme 1988'den ıtıbaren behrgınleştı Nıtekım, 1988 >ılı aralık avının son gunu geleneksel yıl sonu yazımıza şu paragraflarla gırmıştık "Yeni yıl umuttur, guzel bır beklentıler \umağıdır. 365 gun once (1987 aralığının son gunu) bu sutunlarda du>gulanmızı dile getırirken, başlayan yılın (1988'in) orta ve alt gelır sınıfındakı vurttaşlanmızarahatsoluk aidırraasını dılı\orduk. Lmutlu>duk, çunku iktıdar partısi genel seçımlerden (1987 seçimleri) elkin bır sandahe sa>ısı\la çıkmanın guvencesi içerisınde, ciddı tedbirlere cesaretle gıdebilirdi. Ilık bir he>ecanla guzel beklentıler içerisınde vdik... Enflasvonun aşağıya çekilecegıne ınanıyorduk. Seçimı aşmış Sn. Ozal'ın gıderek hoşlanma>a başladığı ıç polıtıkadan belırlı bir olçude so>utlarup iktidannın ilk gunlerindeki gıbi, ekonomi katannın sevir programına eğüeceginı duşunuyorduk. Ekonominin kaptan koşkune oturtluğu kardeşinden de beklentilenmiz vardı. Ve bu duygular içensinde 1988'e iyimser giriyorduk. Oysa kı >ılın bu son gumınu kınlmış umutlaria kapaüyoruz. Bu akşam sondureceğimız ışıklarla bır \ıl once aynı dakikalarda başlamış beklentilerimizı karanlığa gomuyoruz... Ve hemen ardından yanacak yeni yılın ilk ışıkiannı ıse karlı bir tepenın dorugunda soken şafagın ısıtan değil, ısıran gerçegını yansıttıgıru biliyoruz." Akbulut ve İnonü... \arın gece başlayacak 365 gunluk yeni bır vılın sahnesınde yukarıdakı değerlendırmelerımızden sonra ıkı kışı onem kazanmaktadır Yıldınm Akbulut ve Erdal Inonu Sa\ın Akbulut Başbakan olarak enflasyon kavgasının galıbı \e zam fırtınalarının hız kesenı olamazsa, hem başarısız bır Başbakan olacak, hem de Anavatan Partısi genel başkanlığı koltuğunda rahat oturamavacaktır Savın lnönu ıse partısımn profılını net çızgılere oturtarak, ANAP'a yönelmış yuzen gezen oyları ve de ANAP'a kaymış eskı CHP oylarının kopuş hızını bakalım arttırabılecek mıdır'' Her ıkı hderın de bu soru ve sorunlara vereceklen yanıt, ses olarak değıl somut sonuçlar olarak basarıya ulaşamazsa bır suredır gulmekte olan Sa>ın Suleyman Demırel'ın haklı kahkahalarını duyacağız Ikı Genel Başkandan bınnın yıtırdığı, öburunun kazanamadığı ov, Sayın Demırel'm torbasına duşmektedır 1990 yılının son gununde de yıne bırlıkte olabılırsek, bu uç çehreden hangısının guldüğunu, vatandaşın ıse nasıl soluk alıp verdığını saptavacağız Esenlık dolu yeni bır vıl dılerken Turkıye'yı yonetenlere ve vönetme arzusunda olanlara Montaıgne'ın şu cumlesını sunuyorum "Bizi yoneten, dunyayı ya da ulkeyı ellerinde tutan kımselerın bızim kadar akıllı olması, bızım yapabilecegımiz kadannı yapması yetmez. Bizden çok nstun degilkrse, bizden çok aşağı sayüıriar. Çok şeyler vaat ettikleri ıçin çok şeyter yapmak zorundadırlar." Aynı kınk duygularla... Boylece, 1987'nın son gunu yazdığımız yazada dı le getırdığımız beklentılerın 1988'ın sonunda gerçekleşmedıklerını görmenın burukluğunu >ansıtı>orduk 1989'a da a>nı kınk du>gularla veda edı>oruz Uzgunuz Turkıye yıllardır gerı kalmışlıktan kunulmanın savaşını verıyor Gerı kalmışlığm klasık tanımlaması şoyledır "Besin yetersizligi, yapısal açıdan geri bır tarımın ekonomi içinde buvuk ağırlık taşıması. sınırlı bır sanayıleşme, ekonominin gelışmiş ulkelere yakından bağırnlı olması. tıcaret kesimınin aşın buyumesi, gızli ve açık ışsizlığın fazlalıgı, ulusal gelirin ve yaşam duzevlerinın duşuklugu, lütle ileüşim araçlanndan >ararlanma duzeyinın duşuklugu, gelir dagılımındakı bujuk adaletsızlık." (*) Bu tanımların bır kısmını halen yaşamasına karşın, bır kısmıru aşmış olan Turkıye, aldığı mesafeye karşın, arada geçırdığı duraksamalar nedenıyle hedefe ulaşamamaktadır Suratıru kesen bu ola>larda rol oynayan çeşıtlı etkenler vardır Koalısyon lardan bu>uk kısmının hukumet ıçı dıdışmelerle kaybettıklen zaman Burokrat kadrolanyla hukumetler arasında uyum sağlanamadığı donemler Kırnı askerı raudahalelerın surecı içerisınde, kımı de o mudahalelerı ızleyen geçış donemlennde >mrılen zamanlar Ya da sayısal gucu olan, fakat yanlış polıtıkalardan sıynlamavan iktıdar dönemlerı Tum bu sıraladıklanmızın faturasını Turkıye'de, dar gelırlıler, ernekhler ve de memurlar gıbı sabıt geiırlı kesım ödemektedır lşte son ıkı yılda daha çok ekonomi polıtıkalanndan kaynaklanan bu sorunu yaşayan Turkıye'nın gunderrune, 89 yılının son çeyreğınde cıddı sı Bıze gore Savın Inonu doğru bır çızgıde \e örnek bır sağduyu ıle yurumuştur Kaldı kı partısın (•) Sıvaset Bılımı OKTAYAKBAL EVET/HAyiR Kültürel Gelişme ve Türkiye 1986'da onaylanan Kültürel Gelişmenin Dunya On Yılı Programı, 19881997 dönemini kapsayacak şekilde ilan edilmiş ve uye ulkelerce UNESCO'nun desteği ve rehberliğinde yaşama geçirilmesi karara bağlanmıştır. Bır hanedan daha çoktu Çavuşesku, eşı, oğlu, tum yakınları, tarıhın kırlı yapraklarında kaldı Tıpkı Kazıklı Voyvoda ya da unlü vampır Kont Drakula gıbı' Şu ınsanoğlu ne anlaşılmaz bır yaratıktır' Bır üst yere gelıp çoreklendı mı bır daha oradan ayrılmayacağını sanır' Sanmak ne demek, buna lyıce ınanır, çevresındekılerı de ınandınr, ulusunu bıle kandırır buna "Benım seçeneğım yok, ben olmasam ışler yurumez, benım, halkın tek kurtancısı" der durur durmadan Herkesten çok kendtnı ınandırmak ıstercesıne ' Mağrur olma padışahım, senden buyuk Allah var" Boyle derlermış Osmanlı padışahlarına En kanlı, en acımasız padışahlar sultanlar, dıktatorler, kendılerını en büyuk, en vazgeçılmez sandıkları anda bırdenbıre tepetaklak olmuşlardı, Tarıhte nıce örnek var Sezar'dan Neron'a, Napolyon'dan Hıtler'e, Mussolınfye, Peron'dan Salazar'a Kımılerı yaşam boyu iktıdar yerınde kalmasını becermışlerdır Ama ölumlerınden sonra her şey değışmış, butün kurdukları yapı yıkılmış, adları anılmaz olmuş, daha beterı nefretle anılır hale gelmıştır Frankolar, Stalınler, Pınochetler, Somozalar bılmem kımler "^eçîrh'yöruyla ya da seçımsiz ulusların tepesıne çıkanlar kısa^urede bırer hanedan oluştururlar. Kızları, oğulları, damatları, yakınlan türlü nımetlere gark edılır Evier, koşkler, arsalar, hısse senetleri özeilıkle de dış bankalarda mılyarlık hesaplar Ne var kı hıçbır şey halktan gızh kalmaz. kalamaz Kulaktan kulağa yayılır söylentıler, elbette kat kat büyutülerek, yaygınlaştırılarak Hanedanların ışlerı gızlı tutulur, ama bırı çıkar, daha düne dek o hanedanın yakını olan bırıdır o, bır kıtap yazar, yazı yayınlar, hanedanın ıç yuzunü açıklayıverır Tarıh, ders alınacak nıce örnekle doludur Ama seçımle ya da seçımsiz ıktıdarın başına gelıp kısa surede bır hanedan oluşturan gafıl kışı o derslerı görmezlıkten gelır "Oyle şeyler bana olmaz, ben akıllryım, ben zekıyım, ben guçluyum" der kendını avutmak ıçın Zordur elde ettığı zengınlıklerden ayrılmak Kendısı ıstese de yakınlan bırakmaz Başta eşıdır, elde ettığı güçten sarhoşa dönen, eşı, oğlu, kızı, yeğenı, bılmem nesı Çavuşesku gozlerı açık gıttı bu dunyadan Bır ay once Romanya'nın taçsız kralı ıdı Hıçbır kral onun kadar buyük yetkıye sahıp olmamıştı Baksanıza, ozel polıs gücu üç yüz bın kışıden oluşmuş1 Ordu ıse yüz ellı bın1 Çavuşesku gıbıler ulkelerını değıl, kendı çıkariarını duşunurler Ama ne yapsalar bır gün gelır kımse onları kurtaramaz Ya asker karşı çıkar ya halk ayaklanır, dunkü dıktatör bır köşeye sıkıştırılır, dune dek kendısıne bağlı olanların kurşunları altında can verır Gözlerını bıraktığı dünyaya açık bırakarak Köşe yazarlığına başladığım gunden bu yana hep bunu yınelemışımdır Zorbalar, zorbalıklar belırlı sürelerı aşamaz, her zorba enınde sonunda bu dunyayı onursuzca bırakacaktır Tek çıkar yol demokrasıdır, iktıdar yerıne belırlı aralıklarla değışık kışılerın, partılerın gelıp gıtmesıdır 82 Anayasası'nın bence en doğru bölümü partilerde genel başkanların ust uste bırkaç kez seçılmelerını önleyen maddedır Bu anayasanın katıldığım belkı tek yanı budur Boyleyken bakıyoruz partı lıderlerı üst uste seçılıyor, kımse o maddeyı umursamıyor' Kışı, hele gereklı zekâ ve kultür bırıkımınden yeterı kadar pay almamış kışı, elde ettığı görevın kendısıne bır baba mırası olduğunu sanmamalıdır Anayasa, yasa yoluyla bu gerçek ona sık sık anımsatılmalıdır Hele hele aılesıyle bırlıkte bır hanedan oluşturmak gırışımlerının en kotu sonuçlarayol açtığı, açacağı da lyıce bılınmelı, bılmeyenlere bıldırılmelıdır Bır halk, yönetım başındakılerı oylarıyla belırler, oylarıyla al aşağı eder Demokrası, halkın gucune ınanmak, o gucun etkınlığıne saygı gostermektır Halk bır ıktıdara ya da o ıktıdarın başına guven duymuyorsa, bunu oylarıyla belırtmış ıse o iktıdar ya da ıktıdarın başındakı kışı, kendını halk önunde yenılmış gormek zorundadır Hayır ben ne yapar yapar şu yoldan, bu yoldan ışbaşında kalırım, daha ust yerlere bıle tırmanırım dıyememelıdır Unutmayalım, 'Kendıme sabık Başbakan dedırtmem' dıye bağıranlann nasıl acı bır yazgının kurbanı olduklarını* Bugün de böyle duşunenler var ıse onların da aynı yolun yolcusu olabıleceklerını Romanya'dakı kanlı olaylar, Çavuşesku ve hanedanının başına gelenler her ülkedekı her zaman var olan dıktatör taslaklarına, 'benım seçeneğım yoktur' dıyenlere, onemlı bır derstır Ama tarıhın verdığı derslerden bır şeyler oğrenmek bır yetenek tşıdır dıyeceksınız Bu soze yanlış demek de güç!. Tüm Zorbalara Ders! OKTAY EKİNCİ Yüksek Mimar Bu yazıda bır suredır sıkça sözunu ettığımız Mımarlar Odası'nm son dönem etkınlıklerınde yoğun olarak gündeme getırdığı, UNESCO desteğındekı "Kulrurel Gelişmenin Dunya On Yılı" programına değıneceğız nı kapsayacak şekilde ılan edılmış ve üye ülkelerce UNESCO'nun desteği ve rehberhğınde yaşama geçirilmesi karara bağlanmıştır Nıtekım UNESCO, bu tarıhsel gorev ının ilk adımı olarak On Yıl Programı'nın temel ılkelerını ve uygulama perspektıflennı ıçeren bır Bırleşmış Mılletlerın Kultur Polıtıkaları "Pratık Rehber" yayımlamıştır Uzerıne Dunya Konferansı, 1982 yılının tem Rehberın neden bugune dek Turkçe'ye çevmuz ağustos aylarında Mexıco'da toplandı rılmedığı ve ülkemız kamuoyunun bu evrenKonferansın sonucunda, "Birieşmış Mıllet sel kalkınma programı hakkında nıçın bılgıler'in kalkınma >olundaki ilk yirmi yılı deger lendırılmedığı aşağıda ozetlenen önermelerın lendınldıgınde, valnız nicel ve maddi bir ge "ıçerığınden" kolayca anlaşılmaktadır lişmeye dayanan kalkınma kavramının sınır Mımarlar Odası'nın kendı olanaklanyla ellannın gorulduğu, oysa ki hedefi insan olan de ederek dıhmıze çevırdığı ve yakmda kıtap Yerel yönetımın yetkılenru guçlendırmek yekalkınmanın onemli bir kulturel boyutunun olarak da kultur yasamımıza kazandıracağı bu var oldugu" uzerınde göruşbırlığıne varıldı önemli belgeye göre, On Yıl Programı; ulus nne merkeze almak, bır kentın uzennde "parln&anlığın geleceğı ıçın vaı olan olumsuz gı lar topluluğu ıçın Bırleşmış Mılletler İnsan sel ölçegıne kadar" hükumet baskjsı kunnak, dışı durdurmak ve dünyayı yeniden ytiksek uy Haklan Evrensel Bıldırısı'mn ılanından son böy lece yöre halklarımn demokratık karar ve garlıklara doğru \öneltmek uzere önenlen ön rakı en önemh "tanhsel donemeç" olarak ka uygulama organlarını "ışlevsız" bırakmak da lem ıse "Kalkınma sureçlerinde kultur bo>u bul edılmektedır Kalkınma stratejılen tumuyle "halkların kendı gelecekleriyle ılgılı kalkınma tunu goz onunde bulundurmak >e yaratma ye yeniden gözden geçmlırken "Kultur, ber bi projelenne kaülımını" tumüyle ortadan kaltenekleriyle kulturel y^samı bir butun olarak reyin ve her toplulugun yaşamında temel dırdığı gıbı On Yıl Programı ükelenyle de çeharekete geçırmek" uzere on yıllık uluslara ogedir" duşuncesı de ılerlemenın ve gelişme hşmektedır. rası kabul görecek bır programı başlatmaktı. nin ana eksenını oluşturmaktadır Yazımızı, Pratik Rehber'dekı şu ılkeyı de Rehberın gırış bölumündekı şu ılkeler çok okuyarak şımdıhk noktalıyoruz 1982 yazında dunya gundemıne getırılen ve çarpıcıdır (1) "... Kultur vaşamına katılım, degerler açıkalkınmada "hedefın ınsan olduğunu" temel "... Refah, kalkınma, mutluluk, onceden sından bakıldıgında, herkesın kamu yasamıalan bu önerıler, uye ulkelenn kendı ulusal saptanmış bir plana ve birornek şemalara göre na ve toplumlann kalkınmasına katılması anplatformlannda da tartışmaya açılarak dışardan getirıleraez. Hiçbir gerçek kalkınma lamına gelir. Bu nedenle kulturel haklar ge"zengınleştırılırken" Turkıye tarıhsel bır ta projesi, dogal ve kulturel ortamın başlıca ozel regince kullanılmadıgında, gerçek bir kultur lıhsızlık olarak ne yazık kı 12 Eylul'un liklerini, gereksinmeleri, ilgili halkların dilek demokrasisinden ve hatta daha da oteye gidi"suskun" ortamını yaşıvordu Demokrası, kul lenni goz ardı edemez..." lerek gerçek bir sıyasal demokrasiden soz editur ve kalkınma konulannın asla onemsenme"... Belırlı bir toplumun dogal ve kulturel lemez..." dığı, halkların ve ınsanlığın özgur geleceğıne ortamını da hesaba katmayan her turlu eko*•• yonelık yeni fıkırlerın uretılmesınde önkoşul nomik ve toplumsal kalkınma projesi başanDemokrası guçlerının, UNESCO'nun olan ozgur duşunce ortamının "askıya sızlığa ugramaya mahkumdur..." (19881997) On Yıl Programına sahıp çıkması alındığı" bır donemden geçılıyordu.. On Yıl Programı'na dayanak olan bu goruş ve hıç değılse kalan yedı yıl ıçınde bu prograBu "kısır" ortam, daha sonra peşıne ekle lerle, ulkemızde gözlenen uygulamalan kar mın ılkelennın onemlı ölçude yaşama geçınnen "demokrasıye geçış(')" yıllarında da pek şılaştırdığımızda aradakı çelışkı ve yaklaşım lebılmesı ıçın ortak savaşım vermesı gerekıyor bır değışıklık göstermeyınce, on yıl programın farkı tum çıplaklığıyla hemen ortaya çıkmak1990'da, ıkı yıllık gecıkmeyı gıderecek çadan, ancak 8 Aralık 1986'da New York'takı tadır baların yukselmesı dıleğıyle Bırleşmış Mılletler Genel Kurulu'nda "onay UNESCO'nun "Pratık Rehben"nı ıncelelandığında" haberdaı olunabılındı meyı surdurehm. Başka bır önemh ılke şoyle (1) "KULTUREL GELİŞMENtN DUNYA 1986'da onaylanan Kulturel Gelişmenin ozetlenmektedırON YILI" için Pratik Rehber UNESCO yaDunya On Yılı Programı, 19881997 dönemı "... tnsanlann valnız emeklerini degil, aynı yını, Çeviren: Deniz Mazlum Aksel Tibet. zamanda dunya gornşlerini temellendiren kulturel kimliklenni de dikkate almak gerektiği açıkça gonıluyor. Demek ki halklann kendi gelecekleriyle ilgili kalkınma projelenne etkin katılımı, bu projelerin uygulanabilır olması için bir dilek olmanın çok otesinde, olmazsa olmaz bir koşuldur." On Yıl Programı bu önermesıyle de kültürel boyutun önemsenmedığı kalkınma modellerınde toplumlann entelektüel duzey.enrun genledığını ve kışıhklenrun yozlaştıgına dıkkatı çekmektedır. Örneğın dar çıkar beklentüennın toplumsal kazanımlardan daha önemli görülduğü, "ulusal kalkınma" yenne "her mahallede bır mılyoner yetıştırme^' anlayışının yeğlendığı, halkı beş yılda bir oy sandığına çağırmanın dışında, toplumun demokratık yaşama etkın katılımı y önunde hıçbır önlemın ahnmadığı, ulkerun geleceğı açısından yaşamsal önem taşıyan proje ve önenlenn" kafalann ıçınde saklandığı" bır model, artık "çağdışılığın" örneğını oluşturmaktadır Demır Özlü "tanhsız toplum" derken neyı vurgulamak ıstıyordu? Elbet her toplumun bır geçmışı vardır, ama o geçmış bılımsel yöntemle yazıya kıtaba dokulmeden tarıhe dönüşemez Pekı, bız tarıhımızı bılıyor muyuz 7 Bılınmeyen şey yok demektır Bır toplum tarıhını ünıversıtelerde öğrenır Ünıversıtelerın YÖK olduğu yerde tarıh bılıncı var olur m u ' Turkıye kâğıt tüketımınde gerı kalmıştır Bu, yazılı kültürde gerı kalmışlık değıl mıdır? 56 mılyonluk ülkede gazetelerın toplam tırajı uç mılyon ıse sözlu kultur donemını aştık dıyebılır mıyız? Gutenberg'ten 250 yıl sonra ülkemıze sokabıldığımız baskı makınesıyle 1928'dekı yazı devrımıne kadar geçen 200 yılda ancak 25 bın kıtap basabılmışız Batıyla aramızdakı farkı Cumhurıyet dönemınde kapatabıldık mı? 12 Eylul'de Selımıye sıkıyönetımınde bır kadıncağıza raslamıştım, oğlu tutukluydu Sordum Suçu neydı? Oğlumun suçu okumaktı Çocuğun odası kıtap doluymuş Kadıncağız yanıyordu, aslan oğlu kıtap yüzünden hapse gırmıştı Kıtapların "suç unsuru" sayıldığı, sıkıyönetım emırlerı ve mahkeme kararlarıyla "ımha edıldığı" bır toplum yazılı külturu benımsemış ve özumsemış sayılabılır mı? * TYS'nın 15'ncı yıldönumünde duzenlenen açıkoturumda son konuşmayı Melıh Cevdet yaptı, o kadar güzel ve sıcak bır konusmaydt kı ne Demır Özlü ne de ben artık söz almak ıstemedık, Anday'ın konuşması dınleyıcılerın damağındatad olarak kalsın dıye duşünduk Ancak bu yazımda bır kaygımı vurgulamak ıstıyorum Bugünkü Turkiye'de çoğu evde kitap yok, ama teTevizyon var" Daha başka deyışle "görsel kültur" dönemı başladı Sakın biz "yazılı külturu" atlayarak, "sözlü kultür"den "görsel kültüre" sıçramayalım'? bilim ve sosyalizm yayınlan Ataç Sokak 36/2 Yenışehır Ankara Tel 131 46 97 BİR DAHA YENİDEN 3 HAZİRAN 1985TE MAMAKTA KÜLLERİNDEN DİRİLMİŞ KİTAPLAR J STALIN V I LENIN DİYALEKTJK VE PROLETER DEVRİM TARİHSEL VE DÖNEK KAUTSKY MATERYALİZM BEŞINCI BASKI 8 500 TL O N U N C U BASKI 3 000 TL YAKILAN 133BİNKİTABIN Sl'S \K DİNLK Sl'S M. DİNLE SÖYLEŞİ Bugün Müzikal Karikatürler Sergisi'nin son günii. GENEL MADEN İŞÇİLERJ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ŞEMSI DENİZER'İN YENİ YIL MESAJIDIR 1980'lıyıllangerıdebırakıp 1990 a ve 9O'lı yıllara gırerken gerıye doğru bakıp son 10 yılın muhasebesını yaptığımızda tüm dar geiırlı kesımlerın ekonomık ve sıyası açıdan kara tablosunu görüruz Son 10 yıla 24 Ocak 1980 ekonomık kararları damgasını vurmuştur Bu kararlar sıyası planda demokrasının rafa kaldırılması ıle desteklenmıştır Kısaca özetlersek bu dönemde Işçılerın alım güçlen reel olarak yarıya yakın düsürülmüş Demokratık duzene son verılmış tum dernekler sendıkalar gıbı demokratık kuruluşlar ışlevsız hale getırılmış Hur sendıkal yaşam ve serbest pazarlık sıstemı kaldınlmış ucret tespıtlerı tek taraflı belırlenmıştır Demokrasının rafa kaldırıidığı tarıhın uzerınden 10 yıla yakın bır sure geçmesıne ragmen demokrasının ulkemızde tam olarak yerteştığını soyleyemeyız Demokrası bıam ekmeğımız, geleceğımız ozgurluğumuzdur Ulkemızdekı yeni sendıkal yapılanmayı Turklş yönettmıne taşımak ıstedık Mevcut Türklş yonetımını mucadelecı ve karatiı bır plarforma çekeceğız 1990 lı yıllar tefecılerın, vurguncuların, aracıların değıl ışçı sınıfının yıllan olacaktır Başaraoağız umutluyuz gelecek güzel gunler emekçılerın demok rası mucadelesı ıle oluşturulacaktır Turk ışçı sınıfının yeni yıllarını kuilar, mutlu başanlı ve aydınlık günler dılerım G PALOCZY HORVATH TOGLIAHI DÜN KÖLEYDİK FAŞİZM ÜZERİNE BUGÜN HALKIZ DERSLER DOROUNCU BASKI 6 500 TL V I LENIN ÜTOPİK VE BİLİMSEL SOSYALİZM 3ASILIYOR Tan Oral Bizimle Saat: 14 oo. 1700 U Ç U N C U BASKI 8 500 TL V I LENIN DEVLET VE İHTİLAL YEDINCI BASK 6 500 TL PAN YAYTSCILIK emeğin bayragı YhR: CİALÜRİ KARE BjrhariK Bıılvarı 74/4 BosikUısTol: 161 X() 72 » Daha Çok Coşku Daha Çok Özven » Işçt Sınıfı Bunu Yanmıza Bırakmaz > 1 Aralık Dırenışçtlen ıle Dayanışma » SB ve D Avrupa Nereden Nereye • Ötu Mılrtanı Dıntttıler • SP'nın Komplocu Çızgısı • Çavuşesku'nun Trajık Sonu • Panama'da Beklenen Son • Şıh'de Değışen Ne? • 1980'den 90'a Geçerken • Yeni Çozum Eleştınsı GÜL DAĞLIOĞLU (DEMİREL) HALUK DAĞLIOĞLU evlendıler 29/12/1989 lstanbui ıle HAREM 89'la BOĞAZ'da YILBAŞI Tarabya San^er Beykoz Bebek Yuzer restoranda ^enı yıla doğa ıe nostaljı ıle gırelım Zengın monu s.nırsız ıçkı (Anı fotoğraflarınız bizden) Gemmm Kuruçeşmeden kalkış saatı 21 30 ŞEMSİ DENİZER GENEL MADENİŞ GENEL BAŞKANI T.C. DÜZCE 2. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No 989 351 Karar No 989/438 Hâkım Orhan Ulusan 20782 Kâtıp Nurşen Çetınkaya Düzce Çay Mah'sıne kayıtlı ve mukım Nurı oğ 1944 doğ iu Gülfiye'den olma saruk ABDULLAH ÖZKASAP hakkında sağlığa zararlı "öz" marka sucukları ımal edıp sattığından bahısle mahkememıze açılan kamu davasının yapılan açık duruşması sonunda ışledığı suç kanıtlandığından eylemıne uyan TCK'nın 398, 647/4, 72, 402 maddelerı gereğınce 32 000 lıra ağır para cezası ıle cezalandırıldığı, 3 ay curme vasıta kıldığı meslek ve sanatın tatıh, 7 gun ışyerının kapatılması, karar özetının kapatma süresı kadar ışyerının göze çarpan bır yenne asılması ve gazetelerde ılan ışlemırun venne getınlmesı ıçın karar kesınleştığınde Cumhunyet Savcılığı'na verılmesıne hükmedıldığı ılan olunur Basın 40586 IŞÇI EĞİTİM A DİZİSİ H C I K T l Cİmİt 21 .SAYI CIKTl TOPIUSÖZLEŞME VE tşçi siNin Emeğin Bayrağı Yayınlan ls B a n k a s ı '? Sanat Galensı GÜNEŞ KAHRAMAN (MEŞE) BÜLENT KAHRAMAN 29/12/1989 Kadıköy Oğlumuz Evlendık mutluyuz Seramık Heykel Sergısı TOPRAĞI SEVGILEDM ParmakkapıIST 219 Ocak 1989 Rezervasyon: 151 88 97 Atelye lcadıye Cad 86 Kuzguncuk Sureklı Sergı Tel 342 36 32 GERÇEK UCUZLUK Laboratuvarımızda renklı amator ışlerınız 225 TL'ye tab edılır KEN COLOR: Muvakkithane Cd. No: 79 Kadıköy Tel: 337 52 35 348 74 65 DENİZ'in doğumunu tum dostlarımıza duyururuz Nüfus huvıyet cuzdanmıı ve îktısat Fakultesı öğrencı kımlık kartımı yıtırdım hukumsuzdur SEDAT BİTEV 00274 sayıh Basın Şeref Kartımı yıtırdım Hukumsuzdur SAMl K4RAÖRE\ KALAMIŞTA Sahıbınden venı 5 oda, salon, 3 banvo bahçe katı Tel: 533 15 78 347 47 16 061641T0 No'lu emeklı cuzdaramı kaybettım Huıumsüzdur ZEK1YE YAVUZ GÜLSÜMÖNDER BİLGER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle