25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ARALIK 1989 Malta zirvesinde süper pazarlık ması nedeni ile karşılama törenınin iptal edildiği güvertede el sıkışan iki lider, kısa süre fotoğrafçılara poz verdikten sonra içeri girdiler. tçeri girerken Bush'un "Çalışmaya başlayalıra" dediği duyuldu. AP'nin haberine göre Gorbaçov'la Bush, toplantı odasında dar uzun bir masada oturdular. Gorbaçov yerine otunırken, "Bu masa o kadar dar ki Başkan Bush'la anlaşamazsak birbirimizi tekmeleyebiliriz" diye espri yaptı. tki lider görüşmelere başlamadan önce gazeteciler Gorbaçov'a, aralannda anlaşmaya varıp varamayacaklarını sordular. Gorbaçov bu soruyu, "Da, da" (evet, evet) diye yanıtladı. Sovyet lideri, anlaşmaların hangi konuları kapsayacağına ilişkin bir soruyu da "Omnogovo" (birçok konu) şekJinde yanıtladı. Gazeteciler aynı soruyu Bush'a yönelttiklerinde, ABD Başkanı da Gorbaçov'u taklit ederek "Omnogovo" diye cevap verdi. Bir gazeteci Gorbaçov'a, görüşmelerde Doğu AvTupa'nın ele alınıp ahnmayacağını sordu. Sovyet lideri bu soruyu, "Her seyi görüşecegiz; Dogu Avrupa da dabil" şeklinde yanıtladı. Görtışmelerin ilk turunun ardından ABD Başkanı Bush'un, SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'a, iki ülke arasında ekonomik ve siyasi ilişkilerin üerlemesi konusunda fikirlerini açıkladığı bildirildi. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitzwaier yaptığı açıklamada, Sovyet Maksim Gorki gemisinde yapılan ilk toplantıyı "yapıcı vc verimli" olarak nitetendirdi ve Baskan Bush'un toplantıda, Doğu Bloku'nun ekonomik durumu, silahsızlanma ve Orta Amerika konularından söz ettiğini belirtti. Fitzwater, "Başkan Bnsh, ABDSSCB Uişkilerinde ekonomik ve siyasi ilerleme sağlanması için doşündüklerini açıklatnıştır. Başkan Bush, refah ve banşın işlemesine yardımcı olacağına inandığı iki ülke ilişkileri için işbirliği konusundaki fikirlerini de belirtmiştir" dedi. SSCB Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Gennadi Gerasimov ise Sovyet Maksim Gorki gemisinde duzenlediği basın toplantısında, BushGorbaçov görüşmesinin "çok iyi ve mükemmel" olduğunu söyledi. "Soguk savaş sona erdi" diyen Gerasimov, baa Sovyet yetkililerinin zirveden önce bu tahminde bulunduklannı hatırlattı. SSCB Yüksek Sovyet Sözcüsü Arkadi Maslennikov, zirve hakkındaki görüşlerini "Bana fena degilmiş gibi geliyor" sözleriyle açıklarken, Gorbaçov'un danışmanlarından Georgui Arbatov, "Çok iyi, çok iyi" Uiye konuştu. ABD tarafı, zirvede, Başkan Bush'un iki ülke arasındaki işbirliği yolunda fikirlerini genişçe açıkladığını belirtirken Sovyet tarafı, yaklaşık 5 saat süren zirvenin içeriği konusunda şu ana kadar hiçbir açıklama yapmadı. Gerasimov, bir gazetecinin, fırtına nedeniyle zirvedeki ikinci toplantının ve akşam yemeğinin yarına ertelenmesi konusundaki fikirlerini sorması üzerine, "Eger bizim iki savaş gemimiz. kuvvetli bir denize alışkın degillerse, savaşa nasd hazır olacaklar? DIŞ HABERLER CUMHURÎYET15 Dış Haberler Scrvisi Bütün dünyanın merakla beklediği BushGorbaçov zirvesi, beklenmedik bir şekilde hava koşullarının engellemesiyle karşılaştı. Buluşmanın ilk günkü programı, şiddetli fırtına nedeniyle yarıda kaldı. Dün TSİ 11.00'de başlayan ilk turun ardından Bush, Gorbaçov'a ABD'de haziran ayının son iki haftasında yeni bir zirve yapılmasını önerdi. ABD'li bir yetkilinin açıklamasına göre, Bush, aynca Gorbaçov'a, kısa adı GATT olan Gümruk Tarifeleri Anlaşması Birliği'nde gözlemcı statüsu de önerdi. Malta açıklarındaki Sovyet savaş gemisi Slava'da yapılması tasarlanan göruşme, olumsuz hava koşulları nedeni ile Marsaxlokk limanında demirli Sovyet yolcu gemisi Maksim Gorki'ye alındı. Havanın kötü ol O balde, bu gemilerin kaldınlması galiba en iyisi" şeklinde karşılık verdi. Fitzwater, Gorbaçov'un ise "perestroykadan ve reform programırun amaçlanndan" söz ettiğini söyledi. Fitzwater, Başkan Bush ve Gorbaçov'un, gelecekte ekonomik ve siyasi durumun, Doğu Avrupa'ya bağlı olduğu konusunu kabul ettiklerini ve gelişmeler sonucunda ortaya çıkacak durumu incelediklerini kaydetti. Yaklaşık 5 saat süren göruşmede, iki saat heyetler arası toplantı yapıldığını, iki liderin yaklaşık 1,5 saat başbaşa görüştüklerini ve 1.5 saat de kahvaltı sırasında bir araya geldiklerini belirten Fitzwater, ortak çıkarlar konusunun çok geniş olarak ele alındığım söyledi. Zirve erteleniyor Fitzwater, bu arada ilk gorüşmeden sonra ABD gemisi Belknap'a donen Başkan Bush'un gemide mahsur kaldığını söyledi. tkinci buluşma için Başkan Bush'un Belknap'tan ayrılmadığını belirten Fitzwater, hava koşullarının çok kötü olması ve fırtına nedeniyle, alınan yeni bir kararla, Sovyet Maksim Gorki gemisinde yapılması öngörülen ikinci toplantının ve akşam yemeğinin ertelendiğini bildirdi. Beyaz Saray sözcülerinden Roman Popaiduk, yaptığı açıklamada, kötü hava koşulları nedeniyle ertelenen görüşmelere, bugün sabahtan itibaren devam edileceğini söyledi. Popaiduk, fırtına nedeniyle Maksim Gorki gemisine gidemeyen Başkan George 1 Bush'un, geceyi kendi gemisi olan Belknap da geçireceğini belirtti. ABD Başkanı Bush gibi Amerikan Belknap gemisinde mahsur kalan Beyaz Saray Sözcüsü Merlin Fitzwater, gemi telsizi aracılığı ile yaptığı açıklamada, "Belknap gemisinde olması kararlaştınlan akşam yemeğine, fırtına nedeniyle Sovjet heyelin gelemeyeceğini öğrendik. Biz de ikinci görüşme için Maksim Gorki'ye gidemediğimize üzgnniiz" diye konuştu. Birinci görüşmenin ardından, Başkan Bush'un Belknap'a geri dönüşünün çok zor olduğunu hatırlatan Fitzwater, saatte 100 kilometre hızla esen rüzgârın, kamaralar dıSinda bütün hareketleri engellediğini belirtti. Fitzwater, ABD Başkanı George Bush1 un Belknap'ta, SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un ise Maksim Gorki'de geceyi geçireceklerini söyledi. İTALYA Gorbaçov fethetti NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un ttalya gezisinin yankıları sürüyor. Geziyi "Gorbaçov Roma'yı büyakdi", "Gorbaçov Roma'yı baştan çıkarttı", "Roma Gorbaçov'u kucakladı" başhklarıyla veren basın, Kremlin liderinin ttalya'dakı ağırlanışını karşıt bloka mensup bir devlet başkanından çok, bir müttefîk Olke başkarunın ağırlanışına benzetti. Sovyetler Birliği ile ortak yatınma, "Joint Venturt" giren ilk Batı ulkesi olan ttalya, her zamanki gibi değişen şartlara hemen uyum sağlamaktaki çabukluğunu gösterdi ve AT içindeki diğer partnerlerinden önce "aslan payını" alraayı başardı. ttalya, Gorbaçov'un Roma ve Milano arasında geçirdiği uç gtin boyunca Sovyttler'le iki siyasi deklarasyon ve 20'ye yakın ekonomik ve endüstriyel anlaşraa irazaladı. 1990 ve 2000 yıh arasında 10 yıllık bir döneme yayılacak olan ekonomik projelerin tutan 3 milyar doları buluyor. Sovyetler Birliği'ne teknolojik uzjnanlık ve tüketim sanayisini götürmekte önderlik rolü oynayacak olan ttalya'nm "R«sya çıkannası" bir yıldan beri hazırlanmaktaydı. Bir yıl önce Moskova'da tüm büyük ttalyan şirketlerinin katıldığı büyük bir fuarla kolları sıvayan ttalyan sanayicileri, önceki gece Milano'da Gorbi'yi dinlemek üzere gene bir araya geldiler. Başta Fiat'm sabibi Agnelli, Ago Kimya Endüstrisi'nin bir numaralı ismi Gardini, lastik sanayiinin temsilcisi Pirelli, özel televizyon imparatorluğunun sahibi Berlusconi ve Olivetti Grubu'nun Başkanı De Benedetti olmak üzere sanayiciler tam kadro Sovyet liderine kulak verdiler. Yollara taşan Milano'lulann gösterdiği sevgi tezahüratları ile karşılaşan Gorbaçov, bu arada kentin sosyalist Belediye Başkanı Paolo Pillitleri ile şakalaşmak fırsatını da elden kaçırmadı ve bu coşkuda "Gorbimanya" için, "Uzun zamandır bu gezi icin hazırlanmış olmanız laznn, bu karmaşa beBİ pek şaşırttı" dedi Gorbi'nin gezisinden en çok memnun kalanlar Sovyet liderini "çok sempatik" bulan ttalyan işadamları oldu. Sovyetler Birliği'nde yılda 300.000 araba üretmek için anlaşan Fiat'm 1.4 milyar tutanndaki dev anlaşmasından sonra ttalya'mn tüm önde gelen kamu ve özel şirketleri Sovyetler Birliği ile JointVenrure" (ortak yatırım) anlaşmalan imzaladılar. Bunlann arasında en önetnlilerinden bazıları AgroKimya Endüstri Grubu Femızzi'nin imzaladığı 2 milyar dolar tutanndaki bir ekonomik anlaşma ve Ariston buzdolaplannı yapan Merioni gnıbunun yaptığı 500 milyon dolar tutanndaki anlaşma idi. Enerji sektöriindeki holdinglerden " E n i " ise gaz ve petrol araması için 4 ortak yatırım anlaşması imzaladı. Malta'ya uçmadan önce Sovyet liderinin Milano'da yaptığı son basm toplanusı da gene gazetecileri çok heyecanlandırdı. Çekoslovakya'da Komünist Parti'nin 21 yıllık politikasını tersyüz eden bir şekilde "Sovyet işgalini" kınamasının hemen arkasından Milano'da Gorbaçov da Kremlin'in müdahalesini eleştirdi. Milano'da gazetecileri şaşkınlığa düşüren husus Sovyet liderinin sözleriyle Çek Politbürosu'nun kınamasının arasındaki yakınhk oldu. NOTLAR Gorbi'nin esprisi MALTA (Ajanslar) Dünyada heyecanla beklenen ABDSovyet zirvesi, Mihail Gorbaçov'un bir esprisi ile başladı. Bush ve Gorbaçov, saatteki hızı 70 küometreye ulaşan fırtınaiı bir havada, lüks yolcu gemisi Maksim Gorki'de el sıkışırken Sovyet lideri "Kötü hava, Amerikan 6. Filosu'nu yok etmeye yönelik gizli Sovyet planımn bir parçası" dedi. Başkan Bush ise bu espri üzerine kahkahayı patlattı. • Bush'un gemiye gelişi sırasında SSCB lideri Gorbaçov ile Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, ABD Başkanı'nı Maksim Gorki'nin güvertesinde sık sık saatlerine bakarak bekledller. • Hızı saatte 70 km'ye ulaşan rüzgâr ve bardaktan boşanırcasma yağan yağmun nedeniyle, zirvenin naklen yayın için her türlü donanınun hazırlandığı ve kameralann yerleştirilmiş olduğu Sovyet gemisi Slavadan Maksim Gorki'ye alınması, yayıncıların hesaplannı altüst etti ve naklen yayın gerçekleşemedi. • Basın Merkezi, denizi tam cepheden gören Malta Şövalyeleri Oteli'nde bulunuyor. Ancak, kıyıya vurunca 10 metre yükselen dev dalgalar, deniz suyunu otelin içjne dek getiriyor ve gazeteciler "ıslak bir ortamda" görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. • Dün son anda fırtına nedeniyle yer değiştiren süper liderler buluşmasının ilk raundunun yapıldığı Maksim Gorki, Sovyetler'in en lüks yolcu gemisi. 210 metre uzunluğunda ve 25 bin ton ağırlığında olan Maksim Gorki, geçen haziranda Kuzey Denizi'nde bir buzula çarparak büyuk hasar görmüştü. • Doğu Avrupa'daki gelişmelerden Orta Amerika'daki iç savaşlara kadar birçok konunun ele alınmasının beklendiği zirveden en iyi ve en renkli haberi gecme savaşı veren ABD televizyonlan birbirleriyle yanşıyorlar. Gemilerin görüntülerini en iyi şekilde vermek için bir Katolik kilisesinin çan kulesini gözlerine kestiren televizyoncular, gerekli izni aldıktan sonra kilisenin rahibinin, "anı olarak kalması koşuluyla" fotokopi makinesi, televizyon isteği talebiyle karşı karşıya kaldılar. • Malta'da zirve buluşması öncesi yaşanan ilginç bir olay da Sovyet yetkililerin Malta'da bulunan 20 Mercedes Limuzin'in' tamamını kiralamasıyla gelişti. Haber ve göruntü geçebilmek için harcama yapmaktan kaçınmayan ABD televizyonculan, bu durum karşısında "Sovyetler Birliği, piyasada tekel uyguluyor" şeklinde yorumlar yaptılar. Fırtınamn getirdikleri Öte yandan, fırtınamn getirdiği güçlükler, gazetecileri de çok etkiledi. Açık havaya kurulan TV yayın istasyonlannın, fırtınadan yıküdığı ve parçalandığı belirtiliyor. TV sunuculan, otellerin içinden yayın yapıyorlar. Zaman zaman ABD ile uydu bağİantısı ya da ses düzeni bozuluyor. ABD TV istasyonları, fırtınamn görüntülerini verirken, "Denizin ortasında buluşmak kimin fikriydi" diye alaycı sorular soruyorlar. Malta'da buluşma önerisinin Başkan Bush'tan geldiği biliniyor. Başkan Bush'un gemisinin, Gorbaçov'un gemisine göte fırtınadan daha çok etkilendiğı ve Belknap'm, Malta limanına bağlı duran Sovyet Maksim Gorki adh lüks yolcu gemisinden daha çok "dalga" yediği ifade ediliyor. Bayan Gorbaçov Öte yandan, iki lider dalgalarla uğraşırken, Bayan Raisa Gorbaçov da sabah Malta'da dolaştı. Bayan Gorbaçov, büyük bir meraklı kalabalığı eşliğinde Saint Jean Şovalyelerinin unlü katedralini gezdi. Bu arada yağmur altında Limuzin'den inen Raisa'nın kendi şemsiyesini taşıdığı dikkati çekti. BUSHGORBAÇOV Fırtınaiı bir havada lüks >olcu gemisi Maxim Gorki'de ABD Başkanı Bush'un elini sıkan Sovyet lideri, "Kötü hava, Amerikan 6. Filosu'nu yok etmeye yönelik gizli Sovyet planımn bir parçası" esprisini yaptı. (Fotoğraf: AP) AT, 'pazarlığı' kuşkuyla izliyor AT'nin 12 ülkesi, hem ABD hem de SSCB'nin Doğu Avrupa'da olup bitenleri "denetleme ve yönlendirme" çabasıyla kendilerini de bağlayacak kararlar almamalannı istiyorîar. Gorbaçov'un Avrupa zirvesi önerisi, iki Almanya'nın birleşmesi konusunda inisiyatifi Kohl'den alma girişimi olarak değerlendiriliyor. YASEMtN ÇONGAR BRUKSEL Hafta sonunu Malta'daki BushGorbaçov buluşmasını izlemekle geçiren NATO ve Avrupa Topluluğu diplomatlarını yanndan itibaren yoğun bir çalışma bekliyor. ABD Başkanı Bush'un diğer on beş NATO ülkesinin liderlerine bilgi vereceği NATO Zirvesi'nin hazırhkları sürerken topluluk üyesi ülkelerin dikkatleri de şimdiden 89 aralık gunlerinde Strasbourg'da yapılacak zirve toplantısına çevrflmiş durumda. Gerek yarın Brüksel'deki NATO zirvesinde, gerekse hafta sonunda Strasbourg'da bir araya gelecek olan Batı Avrupalı liderler, iki Almanya'nın birleşmesi unsuru başta olmak üzere, Doğu Avrupa'daki gelişmelere ilişkin girişimler üzerinde duracaklar. Başkan Bush'un bu akşam Brüksel'de Federal Almanya Başbakanı Kohl ile yiyeceği yemekte ve yarmki zirvede anlatacakları Batı Avrupalılar için büyük önem taşıyor. On iki Avrupa Topluluğu ülkesi de hem ABD hem de SSCB'den Doğu ve Batı Avrupa'da olup bitenleri "denetleme ve yönlendirme" çabasıyla kendilerini de bağlayacak kararlar almamalanm istiyor. Kanada ve ABD'nin katıumıyla, Arnavutluk dışındaki tüm Avrupa ülkelerinin Helsinki'de bir araya gehiıeleri önerisi, Brüksel'deki NATO ve topluluk merkezlerinde olumlu karşılandı. Bu önerinin, Federal Almanya Başbakanı Kohl'ün on maddeli birleşme planını açıklamasmın hemen ardından yapılması, "Moskova'nın inisiyatifin Bonn'un elinc geçmesini önleme girişimi" olarak değerlendiriliyor. Ancak bu yorum, girişimin "olnmsuz" karşılandığı anlamına gelmiyor. Çünkü Batı Avrupa ülkeleri Moskova ve Washihgton'un olduğu kadar Bonn'un da "gelişmelere tek başına müdahaie etmesini" istemiyorlar. İki Almanya'nın birleşmesi AT ve NATO'nun resmi açıklamalanna bakılırsa "kaçınrimaz" görülüyor. Ancak Kohl'ün planımn daha bir haftasıru doldurmadan, ilk başta destek gördüğü sosyal demokratlar tarafı ndan eleştirilmeye başlanması've Demokratik Almanya'da hem komünistlerin hem de en büyük muhalefet grubu olan Yeni Forum'un birleşmeyi istemedikleri yolundaki açıklamalan bu "kaçımimazkk" konusunda bazı soru işaretleri yaratıyor. Gerçi örneğin tspanya'nın Bonn'daki Büyükelçiliği'nin onanmından vazgeçerek maİi kaynağını "Berlin'de kunılacak yeni büyukelçUik binasına ayırması" yolundaki haberler, Avrupa Topluluğu ülkelerinin birleşmeye olan inançlannı yansıtıyor, ama bu gerçek, "büyuk Almanya" korkusunu ortadan kaldırmıyor. Topluluğun "zengin" ülkeleri Doğu Avrupa'daki gelişmelere ilişkin ekonomik önlemler konusunda da Washington ve Bonn'u yalnız bırakmama çabası içindeler. Başkan Bush'un Polonya ve Macaristan'a yardım için önerdiği 500 milyon dolarhk paket, daha sonra ABD Kongresi tarafından 900 milyon dolara çıkanldı. Federal Almanya'nın yalnızca Polonya'ya açtığı ihracat kredisi ise 1.6 milyar doları buluyor. Bonn ayrıca Macaristan'a 500 milyon dolar yardımı kabul etmiş durumda. Diğer topluluk ülkelerinin yarınki NATO zirvesinde Başkan Bush'un yeni bir Marshall Planı önerisini gündeme getirmesi durumunda, buna olumsuz tepki göstermemeleri bekleniyor. Ancak Paris, Roma ve Londra'da hukumetlerin Washington ve Bonn dışı girişimler için kolları sıvadıkları da bildiriliyor. Bu çerçevede, Fransa, Strasbourg zirvesine 11 milyar dolar sermayeli bir Avrupa Kalkınma Bankası kurulması önerisini getirecek. ttalyan hükümeti aynı amaçla Roma, Viyana, Belgrad ve Budapeşte dörtgenine dayanacak yeni bir ekonomik birliğin ilk adunlannı atıyor. Geneleksel olarak yakın ticari ilişkilerini sürdüren bu dört ülkenin yeni bir ekonomik anlaşma yapması, Avrupa Topluluğu'nun üçüncü büyük ekonomisi olan ttalya'mn Doğu Avrupa'ya yönelik girişimlerde güç kazanmasım sağlayacak. Malta Zirvesi'nin sonuçlan yanndan itibaren önce Brüksel'de, sonra diğer Avrupa başkentlerinde tartışılmaya baslanacak. Bu tartışmalann " B o n n " unsurunu ön planda tutması kaçınılmaz görünüyor. Nitekim NATO karargâhlarında çok kullanılan bir deyişle ittifakın iki temel işlevi de sarsılıyor. Daha çok Amerikan bakış açısını yansıtan bir tanıma göre NATO, SSCB'nin askeri denetimi olarak özetlenebilecek birincil işleviyle Federal Almanya'oın siyasal denetimi olan ikincil işlevini artık çok daha farkh koşullarda yerine getirmek zorunda. BRÜKSEL Sürpriz beklenmiyor UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON Bush ve Gorbaçov zirvesinin ilk gününden Washington'a yansıyan haberler, Malta randevusunun şu ana kadar bir "şahin" doğurmadığım gösteriyor. tki liderin de tutumu uzlaşmacı ve karşı tarafta güven uyandırıcı, taraflarda tek yanlı sürprizlerle karşı paniyi kamuoyu önünde güç durumda bırakmak çabası da görülmüyor. Malta zirvesinin belki de dünya banşına en büyük katkısı bu pasif tema olacak. Washington Post Gazetesi'nin Malta'yı izleyen dıplomatik muhabiri Don Oberdorfer, zirveden bir sürpriz de beklemediğini yazıyor. Bush, Reagan'ın aksine metodik bir politikacı. Son dakika sürprizlerden mümkün olduğunca kaçınıyor. Ayrıca Bush, zirve henüz planlanırken, Malta randevusunu her iki liderin de "ayaklannı uzaap rahatca sohbet edebileceği" bir atmosferde tutmak istiyordu. WASH1NGTON ÇEKOSLOVAKYA Seçimler '90 ekiminde PRAG (AA) Çekoslovakya Sosyalist Parti Başkanı Bohuslaw Kucera, serbest seçimlerin haziranekim 1990 arasındaki bir dönemde yapılabileceğini söyledi. Çekoslovakya Başbakanı Ladislav Adamec ile muhalefet lideri yazar Vaclav Ha• e arasında yürütülen göruşmelerde önemli vl bir rol oynayan Kucera, bütün örgütlerin bundan sonra kendi yollannda mücadele edeceklerini söyledi. Slovekya'nın başkenti Bratislava'da 100'den fazla kişi, muhalefet hareketi Halk Kornitesi'nin çağrısı üzerine, dün bir açıkhava toplanusı düzenledi. Açıkhava toplantısında konuşmacılar, şiddeti protesto ederek tanklara ve silaha ihtiyaçlan olmadığını, sadece dostluk istediklerini vurguladılar. Statükç sürmeli SABETAY VAROL PARİS Malta zirvesi, Fransa'da hem iyimser bir heyecan hem de belli bir kaygı ile izleniyor. Genel kanı, ABD ve Sovyet liderlerinin dunyaya yeni bir düzen empoze etmek yerine, eski düzeni en az 45 yıllığına daha yaşatmak için bir araya geldikleri şeklinde. Özellikle Avrupa kıtasının son gelişmelerle birlikte tam bir çalkantı içine girdiği fark ediliyor. Ancak, sürecin daha da hızlanması isükrar bozucu rol oynayabilir. Bunu engellemenin yolu statükonun birkaç yıl daha sürmesi. Bu yaklaşım, Fransa'daki iyimser beklentiyi dile getiriyor. Çunkü olayların kontrolden çıkmasını Paris de istemiyor. Gorbaçov'un önceki gün Roma'da yaptığı, 35 ülkeyi bir araya getiren yeni AGtK zirvesinin, 1990 yıh sonundan önce toplanması önerisine, en soğuk bakan ülkelerden biri Fransa oldu. Çünkü şimdiden, 1975 Helsinki toplantısına atfen Helsinki2 »eklinde adlandınlan bu olası toplantı, ister istemez Fransa'nın bağımsız nükleer vurucu gücunü pazarlık masasma getirecek içerikte. PARİS BULGARtSTAN SOFYA (AA) Bulgaristan'ın 1944'ten bu yana en ağır ekonomik bunalımla karşı karşıya olduğu bildirildi. Sofya Ekonomi Enstitüsü üyesi Dimitar tvanov, sendikalann yayın organı Troudda çıkan yazısında, ekonomik sorunların "dağ gibi" yığıldığını belirtti ve 19811985 arasında, ulusal gelirin 1947'den beri en alt düzeyde arttığıru kaydetti. 1984 ile 1986 yılları arasında sosyalist olmayan ülkelerle Bulgaristan arasındaki ticaret dengesinin Sofya aleyhine 1.4 milyar dolar bozulduğunu belirten ekonomist, ayru dönemde ülkenin döviz borcunun ise 2.6 milyar dolar arttığını bildirdi. Ağır ekonomik bunalım Yöneticilerin gizli hesapları Demokratik Almanya'da aralarında Honeçker'in de yer ^^^ aldığı eski Komünist Parti yöneticilerinin, İsviçre'deki gizli hesaplarında 100 milyar nıark bulunduğu ortaya çıktı. D . Alman Komünist Partisi'nin yeni lideri Egon Krenz, yolsuzlukların komünist partinin suçu olduğunu, ancak partinin yeni yönetiminin bu yolsuzluklarla ilişkisi bulunmadığını söyledi. DOGU BERLİN (AP) Bulgaristan^ dan sonra Demokratik Almanya'da da, Komünist Parti yöneticilerinin kirli çamaşırları ortaya dökülmeye başladı. Önceki akşam yapılan parlamento oturumunda, daha önce görevlerinden alınmış olan eski Komünist Parti liderlerinin yolsuzluklan gündeme geldi. Komünist liderlerin lsviçre bankalarındaki hesaplarında, en az 100 milyar mark (54 milyar dolar) olduğu açıklandı. Açıklama, halkta şok etkisi yarattı. Önceki akşam yapılan ve oldukça taıtışmalı geçen meclis oturumunda, eski komünist liderler hakkında, rüşvet alma ve görevlerini kötüye kullanma suçlamaları ortaya atıldı. Eski devlet başkanı ve Komünist Parti lideri Erich Honeçker'in da içlerinde bulunduğu yöneticilerin, lüks içinde yaşadıklan, lüks konutlar ve av koşkleri için aşın harcamalarda bulunduklan, ruşvet olarak ve diğer yollarla elde ettikleri büyük meblağlardaki paraları da yurtdışına kaçırarak lsviçre bankalarındaki hesaplanna yatırdıkları belirtüdi. Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı Heinrich TöpUtz, tsviçre bankalarındaki hesaplarda bulunan miktann, 100 milyar marka ulaştığını açıkladı. Komünist Parti lideri Egon Krenz, parlamentoda yaptığı konuşmada, yolsuzlukların, Komünist Parti'nin suçu olduğunu, ancak yeni parti yönetiminin, bu yolsuzluklar ve diğer suiistimaUerle ilgisinin bulunmadığını söyledi. Demokratik Alman resmi haber ajansı ADN, Komünist Parti Merkez Komitesi'nin DEMOKRATİK ALMANYA bugün toplanarak durumu görüşeceğini ve gerekli önlemleri tartışarak karara bağlayacağım bildirdi. Merkez Komitesi'nin, eski devlet başkanı Erich Honecker ve diğer pek çok eski lideri partiden atma kararına varabileceği bildiriliyor. Demokratik Almanya Başbakanı Hans Modrow ise Federal Almanya'da yayımlanan haftalık Der Spiegel dergisine verdiği bir demeçte, Demokratik Almanya'da Komünist Parti'nin şu anki oy potansiyelinin, yüzde yirmiden öteye geçemeyeceğini söyledi. Modrow, ülkede bir seçim yapılması durumunda, Komünist Parti'nin, oylann ancak yüzde 20'sini alabileceğini söylediği konuşmasında, seçimlerin 1990 sonbahanndan önce yapılmayacağını da açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle