19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 1989 HAVA DURUMU M m ı r a k y Genel Müdüriüjü'nden ahnanbigiyegure; yuıAınlaıZByvetıatıliBsifnleri çok bukıthj Bah AKderaz ve Ege saganak ve guk guruttulü safcırak yaiışt. TraKya. Marmara. Karadeniz ile Iç Anadolu'nun bafta yajmurtu öteki yerier parçalt ve az bulutlu geçecek. Yurdun doğu kesimlerinde yer yer s s görutecek. HAV* SICAKLIĞI: Önemti bir deföikMc otmayacak. R Û Z G A R : Suney ve bat yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette yurdun bab kesicnJeıinde kuvvenîce esecek Denrienrrizde ruzgâr Marmara ve Karaderiz'de yrtte ve kaıayel. utefcj demztenmızde lubte ve keşişlemeden 35 Ege ve 8atı AkdenizMe 77 kuvvetınde saatte 1021 Ege ve Bat Akdeniz'de 2733 deniz miN Y Adana Adapazan Y Adıyaman Y Afyon Y A Antaa B Y Y Amalya Artvın Aydm Bdıtesir Btoc* TÜRKIYE'DE BUGUN 15° 11° Dıyartalor S 1 3 ° 2 ° M a n i s a 6° t°K.Maraş 11° 8°Edime 4°8° MeıSn 12° 3°Erancan 1° 4° M u j f c 8° 2°Eraırum 9° 2°Muş 4 ° 3° Esldşehif 13° f N i J d e 10° 4 ° G a r a ı * p 12° 6°0nJu 12° 4°Giresun 1°Rıa M ° S°Gumu$IUfwY 9° 8°3° Samsun 12° 3°HakMri 9° 2°Siin M ° 6°!sparta 10° 7°S»wp 9° 4°jsanbui 14° 7°Sr*ıs 10 7°İ2mir 7»1° Kars 7°i° Kastamonu 8° 2°Trate)n 10° 5°Kayseri 9° 0°Tuncel 12° 8Kırtdan* 11° 3°Uşak 10° 7°K0Dya 10° 2°Van W > 2°Kutahya 9° 2°Yeegat 8° 3°Ma«tya 8° 2°Zongul<Jak Y Y Y Y B B Y Y Y Y Y B Y Y S Y B B Y 11° 6° 12° 16° W10° 11° 3° 7°1° 13° 4° 11° 8° 12° 6° 12° 7° 13° 2° 12° 9° 7° 0° 6° 1° 12° 6° 8° 0° 10° 5° 8°3° 8° 1° 12° 9° DUNYA'DA BUGÜN fuslo f ff \] Kopenhag/2 y 5° B 8° Y 13° B 9° Y 17° B 8° Y 17° B 3° Y 5° Y 4° Budapeşte B 4° Cenevte B 8° Ceaytr Y 18° Gdde B 9° A 2V Dubayi B S» Frankfurt Gin» Y 16° Hetemki B 4" B 21° Kahire Kopenhag B 6 ° Koin B 5° Leflosa Y 16° Amslerdam Amman Atna Bajdat Barcelona Basel Beigrat Berlin Bonn g Umdra Madrfd Montrea! Moskon Mutıh N e w Ybrk ChJo Paris Prag ftyad Roma Sofya Şam lunus vjrşova Venedık Viyana Zurih K 10° Y 10° Y 14° Y 10° B 11° K 2° B 2° B 3° B 4 ° Y 10° B 1 ° * 20° Y 15° Y 4 ° A 16° S 18° B 13° B 8 ° Y 13° B 10° 11° B 9 ° ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU CUMHURİYET/17 e £Jr; \ \&L*' O :> Madrıd •Lızbon h d a e s e c e k Deniz hafif çalkanhh E g e « Batı Akdeniz a ç i H a r m d a kaf ? b a dalgalı otacak. Dalga yükseMKjt 0 5 1 5 Ege ve Batı Karedenız açıkirL larmda 254 m. dobyırKta bulunacak. Van GMü'nde ha»a: Parçalı ve c a S d a l e az bulutlu gececek. Göruş uzattıgı 10tandolayinda bulunacak. Göl Conım küçük dalgalı olacak. rjenzi yajmurtu ^ ask 1 Aacık Bbulutlu Gguneşlı Kkariı Sssiı VyaOmunu BULMACA SOLDAN SAĞA 1/ Yunusbalığının iri biı türü. 2/ Uroslararası Basın Enstitüsünün simgesi... Derinliği aynı olan s ı | su alanı. 3/ Bir cins reçinc ile cilalanmış olan mobilyalar için kullanılan sözcük... Veri. 4/ Gebelikte kimi yemeklerden tiksinip olmayacak şeyler için aşın istek duymak. 5/ Hz. Muhammed'i övmek ve ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside... Kalın bükülmüş sicim. 6/ Dahil... Manganezin simgesi... Aniatış yolu. 7/ Ekin. 8/ Hekimlikte kullanılan cıva bileşimlennden zehirli bir madde. 9/ Şırası alınmış üzüm posası... tçinden damar, sınir ya da bir sıvı geçen yol. YUKARIDAN AŞAGlYA 1/ Keten dövmeye yarayan tokmak. 2/ Büyük kent serserisi... Odun, kireç gibi ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan iki yüz elli kiloya eşit ağırlık ölçüsü. 3/ Kaşındırıcı bir deri hastalığı... Seıgen. 4/ E>ul kadınlar. 5/ Bağışlama... Sıcak ülkelerde yetişen büyük bir ağaç. 6/ lyi yaşamak için gerekli her şey... Gözleri görmeyen. 7/ Üst yanı açık boru... Yemişlerin yenilen bölümü. 8/ Ateşli süahlaıda namlunun içindeki helisin çıkınlı kısmı... Bayram... Bir nota. 9/ Soyu tükenmiş bir yaban atı cinsi. Kahire « TAKITŞMA Törkiye'de Kadın Feminizme aşın anlamlar yüklenmesi veya 89 TÜYAP Kitap Fuarı'nda olduğu gibi, bayanlara sembolik veya işlevsel görevi olan iğneler satılması yerine, daha anlamlı yaklaşımlara gidilmelidir. Tiirkiye'de kadının toplum içinde sahip olduğu konum, Avnıpa ülkeleri gibi gelişmiş ve daha medeni saydığımız ülkelere göre çok farklıdır. Toplumumuzun büyük bir çoğunluğunun Müslüman olmasının ortaya çıkardığı etkiler dışında (olumlu veya olumsuz), Müslümanlık öncesi Törk toplumlarının kadına bakış biçiminden bugüne kadar gelen yansımalann da kadımrmzın konumuna etkileri olmuştur. Fakat kadm haklan konusunda en köklü değişiklik, Cumhuriyet'ten sonra Atatürk tarafmdan yapılmışnr. Toplumumuzdaki ana çelişki de buradan kaynaklanmaktadır. Avnıpa'da ve özellikle Fransa'da, 1789 Devrimi'yle birlikte, kadınlar (özellikle işçi kadınlar) haklannı aramaya başlamışlardır. Gerçek anlamda feminizm hareketi de Frahsız Devrimi ile ortaya çıkar. Kadınlar haklannı ararken birçok engelle karşılaşmışlardır. 1848'de Seneca Falls'de, 1871'de Paris'te, 1910'da Kopenhag'da yapılan kongrelerde, kadın hareketi ve özgürlük, eşitlik istekleri ortaya konmuştur. Bütün bu rnücadelenin sonucunda, örne^in lngütere'de, kadınlar ancak 1928'de oy hakkı elde edebilmişlerdir. O>'sa Türkiye'de durum böyle değildir: "Atatiirk, BaO'nın yiizyıllar boyunca gerçekleştirdiği sanayi devrimi ve onn izleyen düşüntürlt devrimleri açısından Türk kadını da gerekli bilince sahip olmadan, tarihsel olarak zorunlu gelişme ve özümleme aşamalannı geçmeden en çağdaş baklara sahip oldu." Arna bu haklan kullanamadı. Doğrusu, Anadolu kadınımn böyle bir talebi zaten yoktu. Dolace akımlan çerçevesindeki toplumsal kültür yısıyla bu haklann onlara verilmiş olması sematılımlannı birkaç on yıla sıgdırmak istiyor bolik bir göriinümden başka pek fazla anlam du." Böylece toplum ve tabii ki kadınlar bir taşımıyordu. mücadele vermeksizin kendilerine sunulan 1990'ların Türkiyesi'nde ise durum daha haklara sahip oldular. Sonuç olarak, "Ata farklıdır. Türk kadını elbetteki daha bilinçli ve bir kısmı, toplumun yansını oluşturan bir güç olduklannın farkında. Ama bu güç yapıcı işlere yönlendirilmeli. Bence feminizme aşın anlamlar yüklenmesi veya 89 TÜYAP Kitap Fuan'nda olduğu gibi, bayanlara sembolik veya işlevsel görevi olan iğneler satılması yerine, daba anlamlı yaklaşımlara gidilmelidir. Esas konu, çalışan kadınların aldıklan ücretin, aynı işi yapan bir erkeğin ücretine oranla neden düşük olduğunun araştırılması ve sorgulanması; tum erkekleri kadın düşmanı görme yerine, bir toplumun insanlannın iyi yanlarmın yanında kötü yanlarının da olabileceğinin, bu kötü yanlann düzeltilebilir olduğunun ve bu işlemin kültürel ve ekonomik gelişmeden ayn tutulamayacağının bilinmesı; daha güzel bir geleceğin ne üstün kadm, ne de üstün erkekle değil, eşit insanlarla mümkün kılınabileceğinin anlaşılmasıdır. BORA ERYILMAZ Üniversite ögrendsi 1920'lerde doğduğuma sevinirim çoğu zaman. İlginç olaylar yaşadı benim kuşağım, ülkemizde de dünyamızda da. Kurtuiuş Savaşı'nı başarmış bir ülkede açtık gözlerimizi. Yorgun savaşçılar değil mutlu, coşkulu kişiler vardı çevremizde; evde, okulda, sokakta bu coşkuyu soluduk her zaman. Atatürk'ü tanıdık, İnönü'yü tanıdık. Derken savaş rüzgârları esti dünyamızda, Hitler'i, Mussolini'yi tanıdık, Stalin'in, Roosevelt'in, Churchil'in resimleri çivilendi gözlerimize. Sıcak savaşı yaşadık uzaktan, soğuk savaşı yaşadık çok yakından. 1950'leri yaşadık, CHP iktidarının sonaerişini, 1960ları yaşadık, sonra 1970'leri, 1980leri... Ülkemizde çok az şey değişti, özlemler dinmedi, ileriye değil geriye gittik, ama dünyamızda neler oldu! Bilimde, teknolojide ne büyük atıUmlar kutlandı! Aya giden ilk adamı izledik TV'de, uzay yolcularını, hasta kalplerin sağlığa kavuşmasını, organ nakillerini, insanın ölüme meydan okumasını. Öte yanda silah yarışmasını, bu yarışma doğrultusunda bitmeyen savaşları, kan ve gözyaşını, yoksulluğu, açlığı... 1950 yılında Lüneburg'da tanıdığım ressam Seelenmeyer'in bir tablosu var duvarımda. Bir yol, kenarında kan ve gözyaşı, ufukta iki dünya var. O günkü Almanya, Königsbergli ressam bölünmenin hüznünü yansıtıyor. Yaşıyorsa bugün nasıl tablolar yapıyor kimbilir! 1980'lerin başında Sayın Evren ile Bükreş'e gittiğim zaman Çavuşesku'nun kanlı sonucunu düşünebilir miydim? 1970'lerin sonunda Nâzım Hikmet'in evinde vera Hikmet ve Babayev ile konuşurken Moskcva'da gelişecek olayları aklımdan geçirir miydim? Gorbaçov'u tanımıyorduk o zaman, şimdi tanıyoruz. Kuşkusuz Başkan Bush'u, ABD'yi de tanıyoruz. Bir büyük devletin küçük uğraşlarına da tanık oluyoruz! Çok yaşayınca neler görüyor insan, neler öğreniyor, asıl önemlisi herkesi yerli yerine oturtuveriyor. Geçen hafta Pembe Köşkte eski CHP'lilerden Necdet Uğur'u dinlerken bir kez daha hissettim bu gerçeği. Bir devlet adamının portresini çizmenin güçlüğünü düşündüm. Güzel bir portreyi oluşturan çizgileri. Belli çizgilerin zaman aşımına uğramadan derinleşmesini... 1920'lerden 1990'lara geliyoruz. Paşa'nın çizgileri giderek derinleşiyor. Necdet Uğur'un anlattıkları benim de yaşadıklarım. 195060 dönemı, 27 Mayıs Devrimi, anayasa çalışmaları, seçimler, o günkü koşullarda İnönü'nün başbakanlığı üstlenmesi, sonra 12 Mart, 1961 Anayasası'nı değiştirmek çabaları, İnönü'nün direnişi ve karşı çabaları daha çok yerine oturuyor bugün... Kızı Özden Toker'i de kutlamak gerekiyor. İnönü'nün ölüm yıldönümleri kutlamatörenleriyle yaşanıyor her zaman. Ölümü değil yaşamı hissediliyor. Pembe Köşk, yaşayan bir müze olarak açıyor salonlannı, çaylar, yemekler, konferanslar, söyleşilerle İnönü ile birlikte yaşıyoruz. Onu yakından tanıyorum; ailesi, dostları, çalışma arkadaşları arasında. Atatürk'ün müzik devrimini çok içten yaşayan bir devlet adamı İnönü, konser salonlarının 1 No'lu dinleyicisi yıllar boyunca. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası o 1 No'lu dinleyiciyi unutmuyor yıldönümlerinde güzel bir konserle anıyor onu. Boş koltuğunda çiçekler, çağdaş bir yapıtla selamlıyorlar. Bu yıl Gürer Aykal yönetiminde piyanist Gülsin Onay'a eşlik etti CSO, değerli besteci Adnan Saygun'un ikind piyano konçertosunu ilk kez seslendirdiler. Güzel bir gece yaşadık Devlet Konser Salonu'nda. inönü'yü anma konserinde Adnan Saygun'un yeni bir yapıtını çalmak rastlantının ötesinde bir olay bence. Saygun çoksesli müziğin öncülerinden biri, müzik devrimini içten yaşayan bir sanatçı. İnönü anısına bir konserde yapıtını çalması değerli bestecimizi de çok mutiandırdı. Konserden sonra Pembe Köşk'te verilen yemekte coşkulu konuşmalar yaptı durmadan. İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde bir konuşması var. Çok kişi belki de ilk kez Saygun'dan duydu o konuşmayı. Sanatçıları savaş alanında görev yapanlara benzetiyor İnönü, onlann da saygıdeğer bir savaş yaptığını söylüyor, o savaşla karanlığı aydın'attıklarını, güzellikler ürettiklerini. Galiba 1930'larda Adana'da bir konuşma bu. Adnan Saygun genç bir besteci o zaman, bu sözleri gazetede okuyor, çok duygulanıyor ve çoksesli müziğin gönüllü bir eri olarak görevini sürdürüySr hâlâ. Çağdaş olmak çok önemli değil mi? İnönü çağdaş bir devlet adamı olduğu için ölüm yıldönümleri coşku ile kutlanıyor. Saygun çağdaş bir sanatçı olduğu için düzeyini yitirmiyor, eskimiyor, yaşlanmıyor. Arabesk müziğe karşı ne güzel direniyor, tepkisini, öfkesini ne güzel belirtiyor. Konser salonundaki İnönü sergisi de çok etkiledi kalabalığı. Ozan Sağdıç'ın objektifini saygıyla seyrettim ben de. O konser gecelerini birlikte yaşadık, çoğu belleğimde hâlâ. Necdet Uğur konuşurken düşündüm; müzikte de, politikada da çokseslilikten hoşlanıyor İsmet Paşa. Teksesten hoşlananları, dahası özsesinden başka sese kulak vermeyenleri uyanyor durmadan. Onun kişiliği de çoksesli müzik gibi doğrusu. Yıllar, on yıllar, çeyrek, yarım yüzyıllarla eskimeden yaşiyor. Çağına ters düşmeden yaşamak bir devlet adamı için büyük mutluluk bence. Ters düşenleri tarih de affetmiyor, yaşayanlar da... İktidar sarhoşluğu uzun sürmüyor, güçlerini yitiriyorlar eninde sonunda. Çıktıkları tepeden yuvarlanıveriyorlar! Benim kuşağım çok gördü böylelerini; ülkede de, dünyada da. Kimileri ölmeden karanlığa gömüldü, kimileri karanlık günleri aydınlatıyor hâlâ. İnönü ile ilgili konuşmaları gençler de dinledi bu yıl. Pembe Köşk'te Necdet Uğur, İzmir'de Büyükelçi Osman 01cay ve Necdet Uğur birlikte seslendiler gençliğe. Yankıları çok olumlu, bu tür olaylar tekrarianmalı bence. Yetişen kuşaklar belli gerçekleri öğrenmeli, cumhuriyet tarihimizi yazanlan, inançlarından ödün vermeden yolunu sapmadan yürüyenleri tanımalı. Devlet adamı, diplomat, bilim ya da sanat adamı toplumumuzda böyle kişiler de yaşamış diye onurlanmalı. Yaşamlarını biçimlerken onlardan ışık, örnek almalı. Bir yaşamın güzel ömeklerle güzelleşeceği bilincine varmalı. 1990a girerken örnekler aiabildiğine, ama seçimi yanılmadan yapmak gerekiyor Yaşadıkça 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyei Yıldız Sarayı 29 ARALIK 1929 Şehremaneti ile Yıldız müsteciri S.Maryo Serra arasında yapılan mukavele raucibince Emanet'in mumaileyhe 31.000 lira verdiği anlaşılmış ve Maryo Serra'nın Emanetle alâkası kesilmiştir. Sabık yıldız müstecirinin artık Şehremaneti ile hiçbir alâkası kalmamıstır. Yıldız ve Çırağan sarayları da tamamen Emanete devredilmiştir. Yalnız içlerindeki eşyanm tesellürnü için bir komisyon teşkil edilmiş ve eşyanın tadadına başlanmıştır. Şimdiye kadar sayılan eşyada noksan bir şeye tesadüf edümemiştır. S. Maryo Serra'nın TOZ.IŞTCDOMAN alacaklılannın Emanete müracaat ettikleri yazılmış ise LAKtM de şimdiye kadar kimse ELEKTRfK müracaat etmemiştir. Ü l Şehremaneti müddeiumumilik tarafmdan temhir edilen bazı kısımların açılması için müddeiumumiliğe tezkere yazmıştır. Saray artık Emanet'in malı olduğundan mühürlü yerlerin açılmasında bir mahzur olmadığı zannedilmektedir. Şehremaneti Defterdarlığa ayda sarayların kira bedeli olmak üzere 2500 lira vermektedir. Emanetin Defterdarlıkla 25 senelik bir kontratı daha vardır. Bu müddet zarfında Emanet bu parayı verirse epeyce mutazarrır olacağını düşünmüş ve buna bir şekli hal bulmağa karar vermiştir. Saray bahçesinin park haline konması düşünülmüş ise de bundan istifade edilemiyeceği anlaşılmıstır. Eğer Emanet buradan hiçbir istifade edemeyeceğini anlarsa Defterdarlıkla aktettiği mukaveleyi feshetmeye çalışacaktır. Tutar^ızlıklar Düzeltilmeli Stajyerler için staj yeri olarak; büro açmaları, bir büroya ortak olmaları, defter tutmaları yasaklanan yeminli mali müşavirlerin de gösterilmesinin büyük karışıklıklara neden olacağı kanısındayız. Bagımsız muhasebe ve denetleme mesleğinin düzenlemesi için uzun yıllardır beklenen kanun 13 Haziran 1989 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla yürürlüğe girmiştir. 3568 sayılı kanunun her ne kadar bir boşluğu doldurduğu gerçek ise de, pek çok karmaşayı, haksızhğı da beraberinde getirdiği ayn bir gerçektir. Mesleği "serbest muhasebecilik", "serbest muhasebeci mali müsavirlik", "yeminli mali müşavirlik" olarak üçe ayıran kanun, ruhsat almayı, lise, yüksek okul ve fakültelerde öğrenim görenlere sınav ve 2 ila 6 yıla kadar uzayan staj süreleriyle bağlamıştır. Kanunun 47. maddesindeki meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı fiillerinin niteliğine göre TCK'nın devlet memurlarına ait hükümleri uyannca cezalandınlır ifadesi ise oldukça düşündürücüdür. Kanunun, yürürlüğe girmesinden önce bu meslekleri icra edenleri; "kamu kuruluşlannda çahşanlar" ve "kamu kuruluşlannda çalışmayanlar" olarak ayırmasının yanında, 5. maddede belirtilen hukuk, iktisat, maliye, işletme, muhasebe, bankacılık, kamu yönethnf ve siyasal bilgiler fakültesi'nden raezuniyet şartı aranmaksızın ruhsat vermesini, ayrıca sayılan bölümler içerisinde hukuk ki meslek ile uzaktan yakından ilgili olmayan Roma, ceza hukukçuları gibi öğretim üyelerinin ve mezunlannın kanun kapsamı dışında bırakılmamasırun hakça bir yaklaşım ol duğuna inanmıyoruz. Ayrıca stajyerler için staj yeri olarak; büro açmaları, bir büroya ortak olmalan, defter tutmaları yasaklanan yeminli mali müşavirlerin de gösterilmesinin büyük karışıklıklara neden olacağı kanısındayız. Staj yerinde ise, stajyer için tutulacak gizli rapordaki, kişinin meslek bilgisinin değerlendirilmesi dışında kalan, insan karakterine yöneh'k değerlendirmelerin anlamsız ve gereksiz olduğuna inanıyoruz. Bütün bu tutarsızlıklann düzeltilmesi ve daha açık, daha demokratik bir kanunun çalışma hayatına kazandınlması için 3568 sayılı kanun aleyhine Danıştay'da dava açmaya karar aldık. Kanunla yakından ilgili kişilerin bizleri desteklemesi, davamıza sahip çıkması arzusundayız. Kanun hakkındaki düşüncelerinizi ve dava için yapacağınız katkılanmzı bekh'yoruz. Marmara Üniversitesi tktisadi tdari Bilimler Fakültesi Öğrencileri Adına Mehmet Köse/Bahçelievler CumhuriYet C m ÜÜ CUMHURİYET KİTAP KULUBU YIL SONU KİTAP ŞÖLENİ 15 Kasım31 Aralık 30 YEL ÖNCE CumhuhYet 29 ARALIK 1959 Irak Başbakanı Kasım, ordu mensuplarının tertiplediği müsamerede vaptığı konuşmada, Iranı, Irakın haklarına müdahale etmekle itham etmiş, bunların geri alınacağını söylemiştir. Kasım, Iran General Kasım parlamentosuna da şiddetle çatarak ezcümle şöyle demiştir: "Memleketimize eskiden olduğu gibi, halen de tecavüz edilmektedir. Halkın hakiki iradesi ile seçilmiyen bazı gerileyici parlamentolar emperyalistlerden aldıkları ilhamlarla, banşçı ve demokratik olan cumhuriyetimize hücum etmektedirler. Biz şu ana kadar Şattülarap bölgesine bir tek asker dahi sevketmedik. Biz, tecavüzü nasıl ezeceğimizi, kritik anda bütün imkânlarımızı nasıl hareketegetireceğimizi iyi bilmekteyiz. tranın bölgedeki askeri harekâtı, Ortadoğuda barışı tehlikeye sokmaktadır. Bunun mesuliyeti onlara aittir. Kitap Kulübü General Kasım 31 Aralık 1989'a kadar kitap alacak bütün üyelerimize değerli kitap armağanları veriyoruz. 100 seçkin yayınevinin 5000 kitabı içinden istediğinizi alabilirsiniz. Seçiminizi yeni Genel Katalog'dan ve son Çerçeve'lerden yapacaksınız. En az 25.0OOTL.'hk kitap alan tüm üyeler, her zamanki C.K.K. indirimlerine ek olarak dünya ve Türk edebiyatından seçeceğimiz yılbaşı armağan paketlerine hak kazanacak. D 25.00050.000TL.'lık siparişlerde 17.000TL.'lık kitap D 51.000100.000TL.'lık siparişlerde31.000TL.'lık kitap D 100.000TL'dan büyük siparişlerde 49.000 TL.'lık kitap Üyelerimiz bu şölenden postayla, Merkez Sergi Salonumuzda ve temsilciliklerimizde yararlanabilirler. Yurtdışı üyelerimiz ancak 100.000. TL. 'nın üzerinde siparişlerde yararlanabileceklerdir. 1D C.K.K.'nın No'Iuaktif üyesiyim. Sipariş listem ve karşılığı olan TL.'nin posta çeki fotokopisi ektedir. Kitaplarımı ve armağanlarımı gönderin. 2D C.K.K.'nın No'luüyesiydim. Üyelik yenileme bedeli olan 10.000 TL.'nin/ 30 DM.'nin posta çeki / banka makbuzu fotokopisi ektedir. Yeni geçerli kimlik kartımı, Genel Katalog'u, Çerçeve'yi gönderin. Sipariş vereceğim. 3u C.K.K.'ya üye olmak istiyorum. Üyelik giriş ödentisi olan 15.000TL. / 40 DM.'nin posta çeki / banka makbuzu fotokopisi ektedir. Kimlik kartımı, Genel Katalog'u, aylık Çerçeve'yi gönderin. Sipariş vereceğim. 4D Aşağıdaadı, soyadı, adresiyazılı yakınımı C.K.K.'yaüyeyapmak istiyorum. 15.000TL.'nin posta çeki / banka makbuzu fotokopisi ektedir. Kimlik kartını, Genel Katalog'u, aylık Çerçeve'yi gönderin. (Hesap bu kişinin adına açılacaktır.) İNDİRtMORANLARI 'ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Evlat Edinmek Istiyorum" Emekli Sandığı'ndan 1982 yılında emekli oldum. ÇocukSDZ dulum. İki yıl sonra, annesi Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olacak kız yeğenimi evlat edinmek istiyorum. 1) Ben öldiikten sonra, kız yegenim evlenmedigi sürece, benim maaşımı alabilir mi? 2) Aynı zamanda, başka kızı olmayan annesinin maaşını alabilir mi? 3) Evlat edindikten sonra saghk hizmetlerinden yararlanabilir mi? N V YANrE "" 1) T.C Emekli Sandığı Yasası'na göre a) kan, b) koca, c) çocuklar, ç) Ana, d) Baba dul ve yetim olarak tanımlanmaktadır. Yasamn 73. maddesi ile de çocuk deyiminden kimlerin anlaşılacağı belirlenmektedir: a) Soydanlığı düzgün (nesebi sahih), b) Soydanlığı düzgünleştirilmiş (nesebi tashih edilnıiş), c) Evlat edinilmiş, ç) Anadan ayüğa hak kazanma durumunda soydanlığı düzgün olmayan (nesebi sahih olmayan), d) Tarunmış, e) Babalık davası ile hükmen tamnmış olanlar Emekli Sandığı Yasası'na göre çocuk kabul edilmekte ve yasamn çocuklar için öngördüğü haklardan yararlanmaktadır. Evlat edinilmiş kız çocuklar, evlenmedikleri sürece, emekli aylığı almakta olan evlat edinenin ölümünde, öz çocuklar gibi yetim aylığma hak kazamrlar. Sosyal Sigortalar Yasası da "Sigortalı tarafmdan evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış" çocuklann da yetim aylığı almalanm öngörmüştür. 2) Medeni Kanun Madde 257'de "Evlatlık, kendisini evlatlığa alanın aile ismini taşır ve onun mirasçısı olur. Asıl ailesindeki mirasçılığına da halel gelmez. Ana, babaya ait hak ve vazifeler, evlat edinilen kimseye geçer" denilmektedir. Sosyal Sigortalar Yasası'run "Eş ve çocuklara aylık bağlanması"na ilişkin 68. maddesinde evlatlık "Sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan" kişi olarak görülmüştür. Yetim aylıklan, yasalarca miras kapsamında olmayıp bir hak niteliğindedir. Bu nedenle ve kişisel görüş olarak evlatlık, ancak kendisini evlat edinenden kalan aylığı almaya hak kazanır. 3) Emekli, adi malullük ya da vazife malullüğü aylığı bağlanmış olanlarla, bunların yasal olarak bakmakla yükümlü bulundukları aile bireyleri ile dul ve yetim aylığı alanlann muayene ve tedavilerine ilişkin 28.6.1973 tarihli tüzükte, yetim aylığı alanlann sağlık yardımlanndan yararlanmaları öngörülmüş, ancak "evli olmayan ve yardım edilmediği takdirde, muhtaç duruma düşecek olan kız çocuklann" sağlık yardımlanndan yararlanabilmeleri sağlanmıştrr. SORU: Uçak fabrikası M.K.E. Kurumunun Etimesuttaki uçak fabrikası bugün gazetecilere gezdirilmiş ve fabrikanın çalışmalan etrafında izahat verilmiştir. Verilen izahata göre, halen uçak fabrikasında Almanya tarafmdan sipariş edilen bir kısım hart malzemesi ve bu arada hava ordumuzun tek motörlü öğretiro uçakları ile T.H.K. uçakları imâl ve tamir edilmektedir. Bugünkü toplantıya Tarım Bakanı Nedim ökmen ile Kurum Genel Müdürü Ali Çimen ve Sümerbank Genel Müdürü Mehmet Akın ve işçi mümessilleri de katılmışlardır. Nedim Ökmen bu arada işçilerin dileklerini tespit etmiş ve onlarla birlikte yemek yemiştir. Bildirildiğine göre, uçak fabrikasında gelecek yülarda yeniden uçak imal edilmek üzere bazı yeni teşebbüslere girişilmiştir. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhunyet Nadir Nadi 'Doruk'ta 29 ARALIK 1988 Nokta Devgisi okuyuculannın katılımıyla gerçekleştirilen geleneksel "Doruktakiler 1988" anketi sonuçlandı. "Basın Ödülü" gazetemiz Başyazarı Nadir Nadi'ye verilirken, 'Televizyon Ödülü" Mehmet Ali Birand'a, "Yılın Politikacısı Ödülü" ise lstanbul Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'a verildi. önceki gece Nokta Dergisi'nin Levent'teki binasında yapılan ödül töreninin sunuculuğunu spor yazarı Hıncal Uluç yaptı. 11 dalda verilen ödüllerin tümü, kazananlara Gelişim Yayınları Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Arıklı tarafmdan verildi. Törende bulunamayan Nadir Nadi'nin yerine ödül, eşi Berin Nadi tarafmdan alındı. Berin Nadi, Nokta okurlarına verdikleri ödül için Nadir Nadi adına teşekkür etti. TL. 2550 bin %25 %15 ÇEK İstanbul Sergi Yurtiçi (PTT* ile) Yurtdışı Temsilcilikler BANKA HESAP ve PTT TL. TL. 50100 bin lOObinden yukan <%25 %25 o/o20 <Vo25 %15 %15 ^ ^ ^ ^ Kitap Kulubu « Türkocağı Cad. 3941 Caialoflu, 34334 tstanbul Tel: 512 05 05 (20 hal) CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ GİRİŞ FORMU ADI SOYADI: ADRESİ: TELEFONU: \ot: NO.LARI Banka hesabımız: T.lş Bankası Türbe Şb. Hesap No: 36898/lst. PTTÇekNumaramız: 148784 Frankfurt Hesabımız: T.İş Bankası, Kaiser Str.3, D6000 Frankfurt/Main1, Konto Nummer: 21005010, Biz: 50230600 TürkocağıCad. No: 3941, 34334 Cağaloğluİsıanbul Tel:512O5 05/516 MESLEĞİ: Bu formdttkı bügıierı tçeren yazmız başvuru yenne geçecekur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle