25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 1989 CUMHURİYET/7 GÖRÖŞ Sanat Sanat; gençlığe terbıye, yaşlılığa avuntu, yoksullara zengınlık ve zenginlere de sus verır. Friedrich von Schlller E İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ SHP KURULTAYINDAN YUZDE 25 KOTA ÇIKACAK Ml? Kadınlar dikkat kesildiler DÜNYANIN en uygar ulkesi diye bilinen lsviçre'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği tarih 1971, Isvıçre Anayasası'nda cinsiyetlerin eşitligjni belirleyen bir maddemn yer alma tarihi ise 1981. nun ikı meclısinde 244 üye yer alıyor. Bunun yuzde 14.5'ini kadın uyeler oluşturuyor. Son seçimlerde kadın adaylann oranı yuzde 29. Parlamentodakı kadın üyelerın dağılımı ıncelendiğinde yuzde 50 sol parti, yüzde 33 yeşiller, yuzde 30 sosyahst, yuzde 26 bağımsız uye görulüyor. Sağ partilerin kadın sayısı yüzde 10 kadar. pozyumda bu örneği verdi. ERBAKAN AVRUPA'YA DERS VERIYOR bazı eğilimler de bulunuyor. SHP'li kadınlar ve politikanın Kadınlara siyasal yaşamda ko kapılanmn kadınlara da açılmata tanıma olayı şimdı de Turki sım isteyen her kesimden kadın ye'nin gundemine geldi. tlk ola da dikkatle bu kota olayıru rak SHP, ocak ayının sonunda izliyor. toplanacak tuzuk kurultayında Kota bilindıği gibi tepeden inkadınlara yüzde 25 kota ayıran meci bir kontenjan olayı değil. Kadınlann Isviçre'de poütik bir maddeyi oylamaya sunacak. Parti organlannda en az yuzde yasama çok geç girmesi, parlamento ve parti bürolarında kaSHP içi hesaplaşmalar sürer 25 oranında kadın bulunmasını dın sayısının çok az olmasına yol ken erkekler kendi tasfiyeci tu öngörecek bir madde tuzuğe koaçtığı için üç yıl önce yeni öntumlan içinde kadınlara hak ta nulacak. Aday olacak kadınlar lemler aramışlar. Sol parti İsviçre örnegi nınacak bu maddeye karşı bazı da kendi aralannda yanşarak bu POCK, kadınlar için yüzde görüşler de ileri surmeye başla görevlere seçılecekler. Eskıden 6OTık bir kota tanımış. Sosyalistdılar. Genel Başkan Erdal lnö olduğu gıbi erkekler kadın isimBern Ünıversitesi Sosyoloji ler ise yüzde 30 kota tanımışlar bölumunden Aogela Grosso genıi'nün katı bir tavırla savunma lerini lıstelerden sılerek tüm parti kadınlara. Son seçimlerdeki du çenlerde yapılan kadınlann siyasına rağmen yine de kotayı tanı yönetim kurullannı silme rum şöyle: Ulusal parlamento sal yaşama katıümı ile ilgili semmamak veya daraltmak yolunda "bıyıklılarla" dolduramayacaklar. SHP tabanında yülarca politika yapan, kendi çabalan ile belediye meclislerine, ilçe yönetim kurullanna seçilen Dr. Rana Beşe, Av. NUgün Taşan, Hulya Kara gibi parti tabanını oluşturan kadınlar kota fikrine şöyle >^aklaşıyorlar: "Kadınlara kota tanınması dbette geçici bir araçtır. Kadınlann polilika>3 ısınmasını sağlayacak bir onlemdir. Türkiye'deki ataerkil aile >apısı >e kocanın baskısını kaldıracak siyasetler uretilip toplum ilerledikçe bu rur kotalara bile ihtiyaç duvulmayacaktır. Kadın da sivasette eşit bir yer alacakür. Ancak o zamana kadar kota gibi ozendirici ve parti içi erkek hegemonvasını geriletki bir yöntem getiriimesi çok iyi olacaktır." Bir aylık süre içinde SHP'li kadınlar, kota hakkmı elde etmek için büyük bir çaba içindeler. Ankara'ya gidecek delegasyona etki edecek çeşitli metotlar geliştirıyorlar. Slogan şöyle: "Haydi kadınlar, poütjkaya." gören Semra Ozal, 26 Mart yerel seçım 1987 yılında Turkiye'ye üç günlük resmi bir DAYAD sonuçlarından sonra bu heveslerinden zıyarette bulunan Romanya Cumhurbaşkanı Bu arada Çağdaş Yaşamı DesNikolay Çavusesku ve eşi Romanya Başbakan vazgeçtı. lyi de yaptı. Şimdi sarayları dolaşıp tekleme Derneği ve SHP politiÇankaya Köşkü'ne eşya seçiyor. Etena ile Birind Yardıracısı "Elena Çavuşesku", o kalan ile yoğun biçimde uğraşan Nikolay ise malum. Her gece TV gunlerın Başbakanı Turgut Özal ve eşı Semra bir bayarun geçen akşam eve gelekranlanmızdan akıbetlerini seyTedebilirsıniz. Özal'ı camlı köşkte kabul ederek bir sure diğinde kızı Ayşe ile anneanneNe yazık kı arşıvleri yaktılar. Yoksa dunya göruşmuştu. Ekirn 1987'den 1989'un son si arasında gözledıği bir telefon kamuoyu haklarında ne çok şey öğrenecektı. gunlenne dünyada ne değişikhkler olmuş konuşması da şöyle: Iki yıl önce sayın cumhurbaşkanı eşi olarak düşunelim. O zamanın başbakanı Turgut Anneanne, annem bep derAnkara'da ağırlanan başbakan birinci Özal şimdilerde cumhurbaşkanı oldu. O nek işleri ile uğraşıyor ya, bir yardırncısı Elena'ya bugün basında "katiller gunlerde Elena'dan öğrendıği uzere kendini dernek de ben kuracağım. Derkraliçesi" ismi takıldı. 2 yılda dünya ne çok başbakanhk gıbi siyasi bir göreve negin kısa yazıuşı. DAYAD. Asıl hazırlamakta olan ve bazı basından da destek değişiyor... ismi de şovle: Dernekçi Annelerin Yardımamuhtaç Açcocuklanyla Dayanışma Derneği. Vab evladım, annen yemek pişirmeıniş mi sen kalk bize gel, ben seni doyurayım». P İ K N İ K PİYALEMADRA H I Z U GAZETECİ \ECDET Ş£iV SAPBCB 0ASKAN TOFV ORĞOTE ESKIDOSTLAR VE YENİ DURUMLAR 6BNBL KAFAPAM Bı? Jes QKlYo, SİZ HAW6ı SESIN SOZCUSUSÖNÛZ'" OUSCBK 8ÎUYO Kı SOL 8İÇ TARTt$MAYA ĞİRİSıRSE MİLYoti PARÇAYA 8OLUNU? &ENEL BASKAKI/AJ COK KiSMAK "/$T AĞAÇ YAŞKEN EĞÎLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES oRdyn . • beyjenfcey'ne... 1987'den 1989'a ik m.dedı:.. önce sustuk b»*. <vt m Son/?a. Yeni bir nizama doğru YELL0W CAB Heytaksi...GARFIELD TV ekranlannda her akşam bir lastik reklamı izliyoruz. tstanbul'da havaalanına inen üç genç ve güzel bayan sıra sıra dizilmiş sarı taksilere sesleniyorlar: "Heey taksü..." Sıradan üç tane taksi fırlıyor, aynı anda dans eder gibi birer fren yapıp ters dönüyorlar ve iki tekerleklerinin üstunde şahlanarak verevine bir biçimde üç güzel hanımın önüne gelip park "ediyorlar. Bayanlar da taksilere atlayıp mutlu bir biçimde kente doğru yola çıkıyorlar. Bu reklam. Bir de işin gerçeğine dönelim. tstanbul'da, Ankara'da ve hatta Kıbns Girne'de bile rastladığımız Türk tipi taksi görünumleri. 1 Hey taksi diye bağudığmızda, sizin kendisine ihtiyacınız olduğunu anlayan taksi şoförü boş olsa bile özellikle yağmurlu ve kalabalık akşamüstü saatlerinde başını havalı bir biçimde geriye atacak ve omuz silkecektir. Nasıl olsa plaka sırurlaması var ya. Tüm taksiler tıklım tıkış dolu da olsa yeni plaka verilmesin diye de kıyametleri koparacaklardır. 2 Yağmurlu bir akşamüstü değil de daha serbest bir saatte tesadufen bulduğunuz taksiye bindiğiniz anda ensenizde bir haykınş patlar. Arka camın içine gömülü 200 vvatlık hoparlörden Coşkun Sabab avaz avaz bağırmaktadır: "Ağlamak isüyoruum"' 3 Koltuğa oturduğunuz anda yere kadar çökersiniz, yaylanfırlamış arka koltuğun kültablaları da ağzına kadar doludur. Arabamn içindeki pisliği ve çamuru genellikle görmeniz mümkün değildir. Çünkü şoför bey yeni söndürduğü sigaranın bulutlan arasında nereye gideceğinizi bile sormadan önce yeni bir Marlboro yakmaktadır. Sizin bu pis kokuya tahammülunüz olup olmadığını hiç takmaz. 4 Genellikle bir kanş sakalı uzamış, kentin hiçbir semti hakkında bilgi sahibi olmayan şoför size bir de ne müthiş şoför olduğunu anlatmak istercesine trafıkte akrobasi yapmaya da bayılır. Mavi otobuslerin rengini turuncuya boyarken 22 bin kaza yapan bu şoförleri de denetleyecegini açıklayan trafik komisyonu nedense, şu rengi bir süre önce sarıya boyandığı ve ABD dıliyle "yellow cab" olduğu sarulan taksilerin durumuna hiç el atmaz... ? JM DA VIS NOE REFAH Partisi Başkanı Prof. Necmettin Erbakan, bir zamanlar "kadavıfın altı henuz kızannadı" sözü ile ünlenmiştı. Türkiye'de o kadayıf tepsisınin altı bir turlü kızarrnadı, çünkü tepsi tümuyle yandı, ama aradan bunca zaman geçtikten sonra hocamıza göre dunyada kadayıfın altı kızarmış. Kapitalizm ve komünizm çökmuş. Şimdi insanhğa saadet getirecek yeni bir nizam aranıyormuş, işte bu yeni nizamı yani Islamı, Avrupalı bilim adamlarına tanıtmak üzere kalkmış Almanya'ya gitmiş. Stuttgart'ta düzenlenen "Birinci tslamın Avnıpa'ya Tanıtılması Konferans"na katılmış ve yurda dönmüş. Böylece Avrupalılar Haçlı seferlerinden bu yana ikinci kez Islam ile karşılaşmış oldular herhalde. Neyse biz dönelim kadayıfçı hocamızın Batı'daki zulmün kaynağıru irdeleyen ve bugünkü iktıdan da bu kapsamda değerlendiren bilimsel görüşlerine: "Ban'dakiler ne di>or? Bizim kiıirur kokenimiz eski Roma'ya dayanır. Eski Roma eski Yunan'a, eski Yunan da eski Mısır'a kadar uzanır. Eski Mısır dediğin FiravnnJardır. Hiçbir Firavun zuliim vapar l opIE,,SEW Bİtfe Cypı fcOŞ V BUL/ O ^S ^ y S RİNDE/ SN ü SNIFF ; SNIFF I SNIFF I SMIFF \Z ÛZE 0 ÎM //A ) ken. bcn zulüm yapıyornm diye ortaya çıkmaz. Hakkı kendisinin savunduğuna inanır. Bunlara göre bak, dört verden dogar. Kavvetten, coğunluktan, ÇJkardan ve imtiyazdan. tste hükumel ben güçlüytım, ben çoğunlugum, istediğim vergiyi alınm diyor. Alamazsın.. Alırsan zalim olursun. Allata zalimieri sevmez. Bir de bunun ahireti var.." Profesör Erbakan'ın bu görüşlerini dinleyen Batılılar kuşkusuz yeni bir nizam olan îslamı benimsemeyi kabullenmişlerdir. Zulüm gibi vergi salan bizim iktidara gelince. Anlasınlar bakalım ahirette nasıl cayır cayır yanacaklarım.. 9 1221 Kimeyutr? TÜRKİŞ Genel Kurulu sağ yönetim ve Şevket Ydmaz liderliği ile sona erdi ama genel kurulun zavallı olaylan halen anlatüıyor. İşte bunlardan traji komik bir örnek: Genel kurulda geleceğe yönelık kararlar aiınırken, Kıbns Türk Konfederasyonu'ndan gelen delegelerin imzaladığı bir önerge geldi. Önergenin okunmasmın ardından eski genel sekreter, sağ ittifakın pekişmesine konuşması ile önemli katkıda bulunan Emin Kul kürsüye fırladı. Söz konusu onergenin red edilmesi gerektiğini öfkeli, anlaşılmaz, ağır suçlayıcı cumlelerle savundu. Kıbns Rum kesimi ile aynı paralele düşmekten, Turkiye'nin çıkarlarına ters görüş savunmaktan... falan söz etti. önergeyi dinlemeden Emin Kul'un soylediği ile karar veren sağ eğilimli delegelerin " y u h " sesleri de katılınca, ortaya çoğu delegenin anlayamadığı, kanşık bır tablo çıktı. Kıbrısh sendikacılar nerdeyse, "düşmanU işbirliği yapan, karanlık kişiler" kımlığıne gıreceklerdi. Gurultu ve protestolar arasmda Kıbrıshlar adına zar zor KamuSen Başkanı Niyazi Dıizgun söz alabıldi. Kıbns' ta sigortalı 12 bin işçı çalıştığım, ayrıca 10 bin kaçak Türk vatandaşının çalıştınldığuu açıkladı. Asgari ücretin uçte biri ucretle çalıştınlan bu işçilerin somürüimesine karşı Türkiye'deki sendikacılarla dayanışma yapmaktan öte bir amaçlanmn olmadığını anlattı. Olaya çok uzulen KıbrısL delegeler, kulislerde Emin Kul'un sendikacılık değil Kıbrıs'ta kaçak ışçılerın başında işveren nöbetçiliği yapmasının uygun düşeceğini söylüyorlardı. TURKIŞ AHLAYIŞI TARİHTE BUGÜ1V MÜMTAZ ARIKAN 26 ARALIK 1989 İNÖNÜ. CHP'NİN DEĞİSMEZ BAŞKANt OLUYORL 1938'DE SUSUN, CUMHURiYEr HALK PART7ÇI OLAGANUSTU ; ISMET INÖNU'NUN'DEĞlÇMEZ BAfKAN"LIĞINA KASAR \/ERlLATATÜRK'UN VEFATfNPAM SONRA CUMHUK8AŞKANUĞINA SEÇILEM ISJÖNU İÇİN, KONGGE GUNPEMtNDEKl ONERl OYA SUHULMUfTLJ. Bl)\jA GOfiE, PARTI/JIN KURUCUSU KEMAL ATATUR./C'TU. İSMET INONÜ'NUN DE DEĞIŞMEZ. GEAJE/. &4ÇKAN OLMASl İ£!E.NMEK7~EyDı • KU&ULTAy BAŞKAUt CELAL BAYAR. (SAĞDA), TASAR.INIM OYgltZUĞtYLE ONAYLANOIĞtAJS AÇIKLAMIŞ77 CJJMHURfYET HALK PARTİS'l'M/N DEGİÇME2 GENEL. SAÇKAMUĞfs YALNtZCA) ÖLUM, ıSrıFA VEYA GOREI/f AMCAf<£, YtLLAS SON&4 (i9?2), BULENK KAN SEÇILEREK tMÖNÜ'NUN ĞÖ&EYIN( ECEK/r GENEU USTLENEC£<r//S.. TÜRK ve DÜAYA KARİKATÜRÜNDEN Ünü yıilar öncesinden sınırlarınuzdan taşan "Dünya Romancımsz" Yaşar Kemal, tıpkı roınanlanmn kahramanları gibi içinde taşıdıgı insan sevgısinı, doğa asktm, dost sıcaklığını dışa vurmaktan yüksunmez. Sesenı çoktur. Sohbetine de doyum oimaz. Naçizane, bendenızde ''onun" hikâyetlerinı anlatmaya bayılınm. Ama şimdi durduk yerde " o " hikâyelerden bırinı anktacak değüira. Çünku bir başiadı rru ardı önu kesilmez. Dahası, bunlann buyuk bir bölumu "off the record" sınıfma girer ki, saît çok dar bir çevrede, o da, sözlu olarak anlatıkr. Her neyse bu ayn konu. Bu kez hikâye Onat Kutlar dostumuzdan. Ünlü romancımız, bir bahar akşamı, Onat Kutlar ve sevgili Can Yncd'e, iki kadeh arasında, onuruna \enien bir yemekte Polonya Büyükelçisine ülkesıyle ilgili nasıl serzenişte bulundugundan söz eder ve büyukeiçiyk aralarmda geçen konuşmayı nakfcder: Eksdans, olkenize kırguum. Saym Yaşar Kemal. ne oldu, neden kırgsnsınız? Biliyorsunuz Polonyalılar sızi çok sever, takdır eder. Yoksa romanlannızın basırm ile iigılı bır sorun mu var? Eksdans olkenize kırgınım, çunkü romanlarımı kısaitarak basmak istediklerini sovlediler. Hbetle ki, böyle bir şeve nza gösteranem. Bu vüzden ülkenizle maalesef titm "edebi Uişkiierimi" kesmek zorunda kaldım." Hikâs eyı dmieyen Can Yucel, dayanamaz, biraz da Yaşar Kemal'i teselli babında, şu ınce yorumu yapar: "Vay b«, Lehistan, şimdi, senin için Alevhislan oldu, dese Can'lı yayın Hayati Bey'in Deöinmeleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle