25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 1989 KULTURSANAT StNEMA ATILLADORSAy CUMHURİYET/5 Tîınıır Selçuk konseri • AN KARA (AA) Timur Selçuk, 3 arahk günu Ankara'da bir konser verecek. SBF'nin kuruluşunun 130. yıldonumü etkinlikleri çerçevesindeki konserde • Timur Selçuk'a Anadolu Oda Orkestras: eşlik edecek. 3 aralıkta Beşevler Milli Eğitim Bakanhğı Şura Salonu'nda düzenlenecek konserde, çeşitli oda muziği eserlerinin yanı sıra Timur Selçuk, sevilen eserlerinden örnekler sunacak. Korkular, düşler ve gerçeküstü milyar liraya Picasso • PARİS (Cumhuriyet) Paris DrouotMontaigne müzayede salonunda yapılan açıkarttırmada Picasso'nun "Pierrette'nin Düğünü" adlı yapıtı, Nippon Autopolis adh bir Japon şirketi tarafından alındı. Dün düzenlenen müzayedede 48.9 milyon dolara (yaklaşık 112.5 milyar lira) satılan tablo, Fransa'da şimdiye kadar satışı yapılan en pahalı sanat eseri oldu. "Pierrette'nin Düğünü" tabîosu en pahalı resimler sıralamasmda Van Gogh'un yaklaşık 123 milyar liraya ahcı bulan 'trisler' adh tablosunun ardından 2. sıraya yerleşti. 'Kâbus'u Salvador Dali ve Luis Bunuel de ilginç bulabilirdi Kâbus (Hayal Çocuk) / (Nightmare on Elm Street5) / Yönetmen: Stephen Hopkins / Oyuncular. Robert Englund, Lisa Wilcox / Bir Rew Line Cinema yapımı (As, Ocak, Renk). ^Yasemirf filmi gösterimde • Kültiir Servisi Başrollerini Ayşe Romey, Uwe Bohm ve Şener Şen'in paylastıkları "Yasemin" adlı film önümüzdeki günlerde tstanbul sinemaJannda gösterime girecek. Berlin'de Bundesfilmpreis ödülünü alan fılmin oyuncusu Ayşe Romey de Zuhal Olcay'la birlikte Altm Kurdele ödülünü paylaşmıştı. Yönetmerüiğini İstanbul Sinema Günleri'ne konuk olan Hark Bohm'un yaptığı film, bir Alman genciyle bir Türk kızı arasında geçen aşk öyküsünü konu ahyor. Film son olarak Federal Almanya'daki Gençük Video yarışmasında da ikincilik ödülü kazandı. Tarean'ın Varşova başansı • Kültiir Servisi Haluk Tarcan Polonya'nın başkenti Varşova'da bu ay bir konser verdi. Chopin Salonunda 15 kasımda gerçekleştirdiği konserde Tarcan, Mozart, Chopin, Liszt, Debussy'nin eserlerinin yanı sıra babası Bülent Tarcan'ın Opus 11 piyano suitinden "Efe", "Karadeniz" bölümlerini de yorumladı. Büyuk beğeni toplayan konserden sonra sanatçı bir kez daha Varşova'ya davet edildi. Bulent Tarcan'ın "Karadeniz"i yoğun alkış ahrken sanatçının Claude Debussy'den 12 Prelüdıin tamamını çalması "cesaret" olarak nitelendirildi. Birlik Yakfı programı • Kültiir Servisi Birlik Vakfı İstanbul Şubesi Sinema Kulübü'nün aralık programında yer alan fılmler belirlendi. Başar Sabuncu'nun "Zengin Mutfağı" 3 aralıkta, Kamil Renklidere'nin "Yalnız Efe"si 10 arahkta, Kartal Tibet'in "öğretmen" adlı filmi 17 aralıkta, Halit Refığ'in "HanınV'ı 24 arahkta, Salih Diriklilik'in "Gençlik Köprüsü" adlı filmi 31 aralıkta saat 14.00'de gösterilecek. Vakıfta cumartesi gösterileri kapsamında ise 2 aralıkta "Çağrı", 9 aralıkta 'Metropolis', 16 arahkta "Günes Ne Zaman Doğacak" 23 aralıkta "İsyan", 30 aralıkta ise "Kader Değişmez" adlı filmler yine vakfın Yeniçeriler cad. No. 13 Çemberlitaş adresinde yer alacak. Kimi seri filmlerin garip bir yazgısı var bizde. Örneğın "Cebennem Silahı"nın ilk 2 böhımunü aynı mevsim ust üste izliyoruz. Oysa korku sinemasının ünü oldukça yaygın "Elm Sokağı K&bnsu" (Nightmare on Elm Street) serisini ise ancak beşinci bölümüyle ilk kez tanıyabiliyoruz. Gerçi meraklıları bu seriyi daha Önce videoda keşfetmiş olabilirler. Evet, Freddy dönüyor. Yangından arda kalmış korkunç komik karışımı yüztt, şekilsiz, ama bir kedi kadar çevik bedeni ve sivri kancalara dönüşmüş elleriyle, ancak kurbanlarının "doşlerinde" var olabilen ve düşler, karabasanlar aracıhğıyla yaşarlık kazanıp, kötülükler yapabilen Freddy Kreuger, bir kez daha perdede seyirciyi korkutmaya çalışıyor. Freddy'nin öykıisu, 1984'te fantastik sinemanın ilginç adı Wes Craven'in yazıp yönettiği "A Nightmare on Elm Street" filmiyle başladı. Kurbanlarının surekli duşlerine giren ve sonunda onlan bu düşler aracıhğıyla birer birer öldüren Freddy, bir zamanlann psikopat bir katilidır ve bir genç kız (fılmin kahramanı Nancy'nin annesi) tarafından yakılarak yok edilmiştir. Yani, edüememiştir. FUmin sonunda bu kez Nancy tarafından yakılan sevimli (!) kahramanımız, ateşe artık iyice bağışıklık sağladığından, bu kez de varlığını sürdürmeyi başaracaktır. 'Mississippi yanıyor? • Kültür Servisi Yönetmenliğini Alan Parker'ın yaptığı, başlıca rollerini Gene Hackman, \Villiam Dafoe'nin üstlendiği "Mississippi Burning" (Mississippi Yanıyor) filmi 4 aralıktan itibaren sinemalarda gösterilmeye başlanacak. Avşar Film tarafından getirtilen 'Mississippi Yanıyor' Istanbul'dan başka Ankara ve Izmir'de de gösterilecek. Sahte tablolar • Kültür Servisi ttalyan polisi, geçen günlerde 3637 adet sahne yağlıboya tablo ele geçirdi. Frankfurter Allgemeine Gazetesi'nde yer alan bir habere göre De Chrrico, Dali, Picasso, Monachesi, Sassu, Manzu, Brindisi, Fiume, Ligabue ve Corneil gibi ressamların taklit imzalannın bulunduğu tablolar, Roma'mn ve Orta İtalya'mn bazı gözde galerilerinde ele geçirildi. BEŞ FİLMDE DE OYNADI "A Nightmare on Elm Street" dizisinin beşinde de rol alan tek oyuncu, Freddy'yi canlandıran Robert Englund oldu. Gerçek yüzünii pek az gösterebilen oynncn, çoğunlukla, agır ve nztın bir çaba gerektiren Freddy makyajıyla görünüyor. kuşkusuz kendi türü içinde oldukça özgün bir yere oturmasından kaynaklanıyor. Bu yeni ve son bölümünün de belirlediği gibi film, turün benzer serileri gibi bir dizi kanh ve korkunç cinayetin birbirıni izlemesinden oluşmuyor. Kan ve şiddet yok degil, ama her şey sanki bir tülün, gizemli bir örtünün altında. Bu "tüT dUşlerin, hayallerin tulü. Gerçekten de film, anlattığı ürkünç olayları hemen tümuyle düşlere bağladığı, duşsel bir havayla verdiği için, surekli gerçeküstü bir atmosfere kayıyor. Bilmiyorum diğer bölumler de böyle miydi (serinin başansı goz önüne alındığında, olasılıkla evet), ama fılmin tüm "korkunçlugu", stilize bir estetiğin dokunuşuyla sanki yumuşuyor, çozüluyor, dehşet alanından düş alanına, korku alanından estetik alanına kayıyor. "Kâbııs" ya da "Hayal Çocuk", korku sineması türünJe çok önemli bir yapım, bir doruk değil. (Bunun için, belki önümüzdeki günlerde gösterilecek olan "Evil Dead"i beklemek gerekiyor.) Ancak, abartılı biçimde de olsa, insanın bilinçaluna inmeyi deııeyen bir tur "korku estetizmi" yaratmayı deneyen, 196070'lerin "popart" ve "pscyhedelic" akımlarından da çsintiler taşıyan bu film, merakhlan için ilginç olabilir. Dali ve Bunuel de gorebilselerdi bu filmi ilginç bulurlardı sanınm. tıpkı "Friday tbe Thirteen" gibi bir seriye dönuşen bu olayla, "Wes Craven'Mn ilişkisi, yapımcı ve senaryo ortağı olarak sürdü, ama yönetmenler zaman içinde değişti. Değişmeyen şeylerden biri de Freddy'yi canlandıran Robert Englund oldu. Gerçek yüzünu pek az gösterebilen oyuncu, agır ve uzun bir çaba gerektiren Freddy makyajıyla, 5 fîlmde de rol alan İlk filmin başansı üzerine, he tek oyuncu oldu. Serinin ilginçliği ve başansı, men her yıl bir yerüsi çekilen ve ABD kitap ödülleri • NEW YORK (AA) ABD'de, Pulitzer Ödülü'nden Ibnra kitap dünyasının en önemli ödülü sayılan Ulusal Kitap ödülü, bu yıl roman dalında "Spartina" adh kitabıyla John Casey'e, inceleme dalında da "Beyrut'tan Kudüs'e" adh kitabıyla Thomas L. Friedman'a verildi. "Amerikan Yazınına Üstün Katkı ödülü"ne de tüm yaşamı boyunca Amerikan edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı emekli profesör ve kütüphaneci Daniel J. Boorstin değer görüldü. 'Cehennem Silahı'nın iki kafadarı meraklılarını bekletmedi birlik tartişmaları' kitaplaşıyor • Kültür Servisi İletişim Yayınları, Birlik Tartışmalarını Düzenleme Kurulu'nun (BTDK) Yuvarlak Masa Toplantıları adı altında düzenlediği "Demokrasi Mucadelesi ve Devrim Perspektifi" konulu ilk toplantısında yapılan tartışmaları derleyerek aynı adla yayımladı. Kitap, toplantınm bant kayıtlanndan çözülerek hazırlandı. BTDK, ağustos ayında sosyalistler arası birliğin teorik ve tarihsel arka planı, olanak ve koşullarını tartışmak uzere toplanan 172 sosyalist tarafından kuruldu. BTDK, bu amaca uygun konulan saptamak, tebliğli toplantılar, paneller, konferanslar vb. düzenliyor ve topiantıların tutanağını yayınhyor. Ideolojik polisiye Cehennem Silahı>2 (Fatal Weapon2) / Yönetmen: Richard Donner / Oyuncular: Mel Gibson, Danny Glover, Joe Pesci, Joss Ackland, Derrick O'Connor, Patsy Kensit / Bir Warner Bros filmi (Atlas, Yıldız, Sur, Yumurcak). ilk bölümünü geçen haftalarda izlediğimiz "Cehennem Silahf'nın iki kafadar dedektifi, meraklılarını hiç bekletmeden dönüyor. "İntihar" eğilimleri taşıyan "çılgın" Riggs'le, filmdeki deyimiyle "marsık" (yani zenci) ve "iyi aile babası" Murtaugh, yine aslında oldukça klasik bir gerilim entrikası içinde karşımıza geliyorlar. Bu kez, uyuşturucu ve altın kaçakçıhğıyla ortalığı birbirine katan ve sinek öldürür gibi adam öldüren katillerin bir özelliği var: Bunlar, diplomatik bir kılıfın ardına gizlenmiş kişilerdir. Diğer bir deyimle, bu gözü dönmüş çetenin başı, ABD'deki bir buyukelçidir: Güney Afrika Cumhuriyeti elçisi... Bu, öngörebileceğiniz gibi "yüksek" düzeyde kimi engeller yaratacak, kimi diplomatik sürtüşmelere yol acacaktır. Ama sırasında alabildiğine sevimli, yeri geldiğınde ise görülmemiş biçimde vahşi olaBÜYL K HASILAT "Cehennem Silahfnın ikincisi de bütün dun bilen biri ak, oburü kara ikilimiz için bu engeller yada buyük hasılat yaptı. Dahası, Güney Afrika açısından bir tur yenilmeyecek şeyler değillerdir. "Geceyansı Ekspresi" oldu. "Cebennem Silahı", Atlas'ın yeni düze"Cehennem Silahı", bu tür filmler için bile parninde keyifle izlenen bir polisiye. lak sayılacak görkemde takip, vuruşma ve şiddet bolümleri içeriyor. "Kehanet", "Superman", " I h e Goonies" \b filmlerin yönetmeni Richard Donner, gerçekten de "zehir gibi" bir film kotarmış. Film, bu tür filmler için kaçınılmaz biçimde, Ali Hakan dostumun "şiddetin ideolojisi" diye adlandırdıgı şeyi içeriyor. Şiddeti, silahı, kaba gucu, yuceltme, yetersiz kalan "resmi" ve "yasal" yollara karşm, bireysel intikamı yüreklendirme... Ne var ki filmin "kötüleri", çağımızda "apartheid" uygulamasının, yani siyah beyaz ayrımının ve siyah ırk uzerindeki baskının en koyu örneklerini veren bir ulkenin, Güney Afrika'nın (hem de diplomatik) temsilcileri. Hem de kökenleri, davraruşlan ve adlarıyla hepsi de Alman / Nazi çağrışımh!.. Böylece film, kaba güç, şiddet yanlısı ve temelde ırkçı tutumunu, tarihe ve gunümüze ırkçılığı en koyu harflerle yaymış olan iki topluma yöneltmek akılhhğında bulunarak kendisini bir anlamda temize çıkanyor. Kuşkusuz, ustelik tüm dünyada büyuk hasılat yaparak izlenen bu füm, Güney Afrika için bir tür "Geceyansı Ekspresi" olmuştur. Allah insanı Hollywood'un eline düşmekten korusun! "Cehennem Silahı", şiddetin doruklarında gezinen ustalıkla çekilmiş, hele benim izlediğim Atlas Sineması'nın yeni göruntu / ses duzeninde keyifle izlenen bir polisiye. Michael Kamen / Eric Clapton / David Sanborn uçlusünün imzasını taşıyan müziği de ilginç. AFSAD sergisine son katılrm • Kültiir Servisi AFSAD tarafından her yıl gerçekleştirilen Ulusal Fotoğraf Sergisi'ne son katılım tarihi 18 aralık olarak belirlendi. Bilim ve sanat dünyasında uğraş veren kişilerin geniş bir panorajnasını çizmek ve geleceğe arşiv bırakmak amacıyla düzenlenen sergi yanşma ve çağnh sergi olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Seçici kumlunu Kemal Cengizkan, Nevzat Çakır, lsa Çelik, lbrahim Demirel, Mürşide İçmeli, Tosun Terzioğlu ve özcan Yurdalan'ın oluşturduğu yarışmayla ilgili aynntıh bilgi isteyenler Fevzi Çakmak Sok. 14/12 Kızılay adresine başvurabilirler. Kadmlara seçme hakkı • Kültür Servisi Türkiye"de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin 55. yıldönümü amacıyla Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından düzenlenen "Kadınların Siyasal Yaşama ve Karar Mekanizmalanna Katılımı" konulu seminer, 56 arahk tarihleri arasında Harbiye Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenecek. Sah ve çarşamba gunleri saat 9.3017.00 arası, açılış ve kapanış oturumları da dahil olmak üzere toplam 6 oturumda gerçekleşecek olan seminere, aralannda Prof. Dr. Aysel Ekşi, Prof. Dr. Necla Arat, Prof. Nermin Abadan Unat, Doç. Dr. Şirin Tekeli, Bülent Ecevit, Erdal İnonu, Süleyman Demirel ve birçok ypbanc. konuğun da bulunduğu bir konuşmacı grubu katılacak. Nantes ÜçKıta Şenliği'ninyanşma bölümünde bir Türk filmi Karadana seı^isi • Kültür Servisi Ressam Selim Karadana, Sanfa Sanat Galerisi'nde bir sergi açtı. 1988 yıhnda MSÜ Resim Bölümü Prof. Özdemir Altan Atölyesi'nden mezun olan sanatçı halen yüksek lisans oğrenimini sürdürüyor; resmin yanı sıra tiyatro, sahne dekoru, plastik makyaj, heykel ve şiirle uğraşıyor. "Yapıtlarımın odak noktası insandır" diyen sanatçımn ilk kişisel sergisi 19 aralık tarihine kadar görülebilir. Ifeni bir yönetmenin doğuşu mu? "A Ay", 29 yaşındaki Reha Erdem'in ilk uzun filmi. Çok dar bir bütçeyle çekilen film, Türk sinemasında seksenli yıllarda görülen kökten değişim çizgisi içindeki doğal yerini alıyor. Nantes Şenliği yöneticilerinden Alain Jalladeau, gerçek bir sinema yapıtıyla karşı karşıya olduğu görüşünde. M E H M E T BASUTÇU NANTES Daktüonun önüne geçtiğinde, "Bu yazıya nasıl başlamalı acaba?" diye düşünüyorsa insan, ya istemediği bir konuda yazmaya zorluyordur kendini ya da belki olumlu, belki de olumsuz, ama sonuçta kendince çok önemli bir göruşü iletmek, bir düşunceyi savunmak ya da bir kişiyi tanıtmak istiyordur. Tuşlar önünde bir an duraksamamın nedeni bu ikincisi. Nasıl etmeli de sizleri bu yazıyı sonuna dek okumaya inandırmah? Reha Erdem'in yöntemini kullanmak galiba en iyisi olacak. Çünku, Onun ilk uzun filminden, "A Aj"dan söz edeceğim. Onun, kişilerini önce ayaklarından göruntuleme>e başlayarak tanıtması gibi, ben de işin tabanından başlayacağım. Reha Erdem yirmi dokuz yaşmda. lstanbul'da tarih oğrenımi gördükten sonra 19831987 yılları arasında Paris Üniversitesi'nde sinema lisansı hazırlamış. Sonra, yine Paris'te plastik sanatlar dalmda oğrenimini surdurmus. Kısa filmler yapmaya başlamış. Ve geçen yıl, lstanbul'da ilk filmini çekmiş. Olağan olarak, "A Ay" / göstererek bireye yönelen, insanoğlunun iç dünyasmı biçimleyen o karmaşık yumağın düğümlerine yepyeni bir yaklaşım getiren, aslında o duğumleri çözmeyi değil de, kalınlıklanru, inceliklerini ya da ıslak sıcakbklarını duyumsatmayı amaçlayan bir film bu... Bir zamanlann ulusal ve yerel renklerle süslu "Batı ülkeieri için kotanlmış Türk filmi" örneklerinden fersah fersah üerde olan bu çağdaş ve özgür denemeyi içten alkışlıyoruz. '\ahya Kemal Günleri' • Kültür Servisi Yahya Kemal, doğumunun 105. yıldönümunde anılıyor. Kültür Başkanlığı İstanbul ll Kültür Müdürlüğü ve İstanbul Fetih Cemiyeti'nce düzenlenen "Yahya Kemal Günleri" bugun başlıyor. Şairi çeşitli yönleriyle tanıtmayı amaçlayan etkinlik kapsamında bugün saat 18.30'da Beyazıt Devlet Kutuphanesi'nde "Yahya Kemal'in Şiir Anlayışı ve Fikirlerinin Geleceği" konulu bir açıkoturum yapıhyor. Konferansa Hilmi Yavuz, Beşir Ayvazoğlu konuşmacı olarak katılıyorlar. Yahya Kemal'in Eserleri ve Hakkındaki Yayınlar Sergisi de 7 aralığa kadar aynı yerde görülebilecek. Yarın multivizyon eşliğinde Yahya Kemal'den Şiirler ve Klasik Türk Musikisi Topluluğu'nun sunacağı konser, saat 2O.3O'dan itibaren Taksim Ataturk Kültür Merkezi'nde izlenebilecek. Pazar günu ise, İstanbul Fetih Cemiyeti önünde toplanılarak saat 13.00'te Yahya Kemal'in mezarı ziyaret ediliyor. Aynı gun öğleden sonra 16.00'da ise, "Yahya Kemal'in Iman Anlayışı" konulu bir açıkoturum duzenlendi. Reha Erdem ne mi anlatıyor? On bir yaşındaki Yekta'nın, ilki ar• Kültür Servisi tık çurumeye başlayan aile yalısınGülhane Parkı'nın kapısı da, ölüm döşeğındeki dedesiyle oturan, diğeri de Burgazada'da ya yenilendi. Tanzimat şayan iki halası arasında gidip ge Fermanı'mn okunuşunun 150. yılı dolayısıyla len yaşaraını anlatmaya hem de sözcüklerle anlatmaya calışmak Gülhane Etkinhkleri gerçekten yersiz. Çunkü, Yekta, Organizasyonu tarafından kimsenin anlayamadığı bir duş yeniden yapılan kapı, ashna sadık kalınarak demir dünyasında yaşamaktadır. Küçük kız her gece annesini duşler, göz döküm, pik döküm, pirinç leri açık... Annesini görur. Yıllar döküm, kurşun döküm önce, yeşil bir sandala binerek Bo süslemeleri ve fenerleriyle ğaz'a açılan annesi de onu gör yenilenerek yerine monte YEKTA'NIN DLŞLER DÜNYASINDA Reha Erdem'in "A Ay" adlı ilk filmi, 11 yaşındaki Yekta'nın mektedir. Boş yere, bir tanık arar edildi. Yekta, bu gizli ve kutsal randevu düşler dunyasını anlatıyor. Erdem'in yapıtı, çağdaş ve özgör bir deneme niteliğinde. için... "İnsanın dili uçuklar nu?" çok dar bır bütçeyle, belki de dost kınmarun kolayhğı dunyanın her nereden çıktığından hiçbir şey an diye sorar fılmin bir yerinde. Ve lann katkıları>'la gerçekleştirilmiş. yerinde olduğu gibi ülkemizde de layamayanlann bir çırpıda dışla ekler: "Dilime dügüm düsmüş..." dıkları bir film... "A Ay"ı ParisAlabildiğine kişisel, şürsel, sağ yaygınlaşmıştı. Gösterilemeyen ya da görunme te, montaj masasındaki yarım bi• 'Mississippi Yanıyor' lam bir kurgu ve ozgun bir sineNantes Şenliği'nin Alain Taontr masal bakışla kotardığı bu yapıtı yen şeyleri gostermeyi, anlatılama çimiyle gören Nantes Şenliği yö başkanlığındakı seçici kurulunda Oscar ödtillü "Mississippi tamamlayabilmesi için yaklaşık yan duyguları iletmeyi denemiş neticilerinden Alain Jalladeau ise gorev alan ve Polonyalı oyuncu Burning"in galası saat 20.00'de bir yıl beklemesi ve yapımcıbğa Reha Erdem. Ve başarmış. En açık gerçek bir sinema yapıtıyla karşı Grazyna Szapolowska dışında, tü Beyoğlu Lale Sineması 'nda yeni başlayan birkaç Fransızın gerçekleri bile göremeyenlerle, en karşıya olduğunu hemen gorerek, mü Batı Avrupa sinemasıru tem yapıhyor. sıradan duygulann titreşimleri Reha Erdem'i 11. Nantes Üç Kıta sil eden beş üyenin de dudakları kendisine inanması gerekmiş. • Fotoğraf Günleri 5. Ancak ne olağan zorluklar ve karşısında bile duyarsız kalanla Şenliği'nin yarışmalı bolumune al uçuklayacak mı acaba? Yoksa, Üç İstanbul Fotoğraf Günleri sıkıntılar ne de bılinea olanaksız nn, kuşkusuz, siyah/beyaz görun dığı on bir yönetmen arasına ka Kıta Şenliği'nin odülunü alacak Fransız Kültür Merkezi'nde saat lıklar, yoğun bir iç zenginliğin si tülerinde hiçbir şey göremedikle tıvermiş. filmden, yine bilinen gerçeklerin 19.00'da Ersin Alok'un saydam nemaya özenle aktarılmasını hiç ri bir yapıt bu. Belki de Burgaza"A Ay", Türk sinemasında çarpıcı renklerle anlatılmış olmami hiç engelleyememiş. Bu temel da'daki manastır yıkıntısının 1980'li yıllarda izlenen kökten de sını mı beldeyecekler? Yine, hoş gösterisıyle başlıyor. gerçek, ne vazık ki Turk sinema önünde denize kucak açan çıplak ğişim çizgisi içindeki doğal yerini gorulu, sevecen \e biraz da bur• Odabaşı sergisi Hatice sındaki bunalımın giderek doruk ağacın dallarında Vjvaldi'nin bir alıyor. Güncel gerçeklerle, top nu havalarda bir yaklaşımla, iyi Odabaşı'nm resım sergisi saat lara urmanmasıyla unutulmuş, konçertosundan yayılan hüznll lumsal ya da kültürel çelişkilerin niyetlerin ödullendirilmesi gerek14.00'te Ümıt Yaşar Sanat koşulların elverişsizliğinden ya dinleyen çocuk başlı martının da kolay zinciri dışında kalmaya özen tiğini mi savunac?kur? Galerisi'nde açtlıyor. Gülhane'nin kapısı BüGÜN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle