23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/6 DİZİRÖPORTAJ 22 KASIM 1989 Noel ağacına çıkan 'sosyal refah' şoförken... AYDIN ENGtN "Kendımle yapılmış" bu roportajlan gerçekten Hıldegart'la bıtırmek ıstıyorum Neden' Bılmı>orum Ama Hıldegart'ı hatırladıkça, şımdıden dokuz yılımı geçırdığım bu ulkede, yeryüzünün bu en gelışmış, "sosyal refılTın üst basamaklanna ulaşmış, galıba "»ç mezan" kalmamış bu ulkesınde yureğırae bır şeyler tıkanıyor İnsanhğın tümünün mutluluğuna gıden yolunun daha ne kadar uzun, ne kadar engebelı olduğunu düşunuyorum Hıldegart yureğımı acıtıyor Noel, Hırıstıyan dünyasının en buyük bayramı Almanlaı "VVeıhnacht" derler Hazırlıkları haftalar önceden başlar Olağan gunler de zaten ışıl ışıl, pırıl pınl olan dukkânlar, buytık mağazalar, dev boyutlu vıtnnler, genış ve bakımlı kent meydanları ışıklarla, çam ağaçları ıle donatılır Alman>a'run sınırsıza benzeyen zengınlığı o günlerde lyıden lyıye göze batar olur Insanlar bır alışvenş hummasına tutulurlar Sonunda 24 aralık gunu gebr Oğlene kadar son alışverış çılgınhğı yaşanır Öğle saatlerınden ıtıbaren ınsanlar kucaklar dolusu armağan paketlerı ıle evlerının yolunu tutarlar Geleneksel çam ağacı evın en göze çarpacak Hava soğuk Orta Avnıpa kara ıkhmıne özköşesıne yerleştırılmış ve suslenmıştır lnsan gu o yıldırıcı kuru soğuk Ortalık kararmaya lar bayramlıklannı gıymışler, yaşlı nıneler ya yuz tuttu Kar yok (Oysa ne güzel yaraşırdı da hamarat ev kadınlan geleneksel Weıhnaht JDU Noel akşamına ) Havaalanında topu topu yemeğını hazırlamışlardır Hındı ya da ördek 1520 taksıyız Ama ortalıkta muşterı fılan da kızartması yok O ayazda arabalanmızın ıçıne büzülmüş, Alman taksı şoförlerının çoğu o gun çalış motorları arada sırada çalıştınp ıçenyı ısıtamaz Zaten öğleden sonra pek ış de olmaz rak beklıyoruz. Arabanın camlan çoktan buz Ama ben gene de çıktıydım ışe öğleye kadar tuttu Dışanyı görmek ıyıce zorlaştı Beklıyoarmağan paketlerının ardında gorunmez ol ruz muş muşterılerı bır mağazadan ötekıne, maİçımı keder sardı Kederın tadını çıkararak ğazalardan evlerıne taşıdım Son muşterımı beklıyorum Çocukluğumda da Ramazan ya havaalanına bıraktım da Kurban Bayramı sabahlan, bız bayramlık Yaşamında ilk kez taksiye binen Hildegarfın dokunaklı hikâyesi Ben Frankfurt'ta Beceriksizcegüldü. Kısaca 'danke'deseydi, 'teşekkürederim' deyiverseydi üstesinden gelirdi elbet. Ama daha uzun bir cümle kurmayı yeğledi. "Sana ne kadar minnettar olduğumu dille tarif etmem olanaksız..." gibisinden bir cümle denedi. Yüzüne gözüne bulaştırdı. Bu çirkin, bodur, yüzü soğuktan morarmış kadın ağlatabilir bu akşam beni. luluk tablosu' yayilıyor Soğuktan büzulduğum arabanın ıçınde sıranın bana gelmesını beklıyor ve keyıfle saçmalıyorum Annağanlar ustune kıt bır fantezı ıle oyalanıyonım Sıra da bır türlu gelmı yor, karınca hızıyla ılerhyor. Hıldegart'ı gordum Herkesın geldığı termınal yönünden değıl, tersı yönden gelmıştı Dev boyutlu yeraltı parklarının, otobus duraklarının, Shareton Otelı'nın personel kapısının bulunduğu yön den geldı Kısa, bodur, çırkın ve bakımsız. Elınde ucuz mal satan bır mağazarun plasttk torbası, aya ğında çamurlanmış lastık çızmeler ve soğuktan morarmış vuzuyle geldı, şoför kapısının onunde duvdu Boğuk, hınltılı bır sesle sordu Boş musun? Almanya'da 'sen' sözcuğünu sık duymazsınız Hele tanımadığınız bırınden hemen hıc. Ustelık sırada ya dörduncüyum ya beşıncı Ama gene de kadın, yuruduğu yönde önune gelen ılk taksiye yanaşmıştı Sanınm salt *meslek sezgısı' ıle duşundum Bu kadtncagız dedıra, yaşamında ilk kez (aksi)e bınecek. One yollamadım onu Doğal olanı en ön dekı taksıyı ışaret etmem, oraya gıtmesım söylememdı Bın dedım Şofonın arkasındakı kapıyı açıp bındı. Plasnk torbayı ayaklanrun dıbıne bıraktı Ayru boğuk, hınltılı sesle, "ZeppeBnheim"a dedı Arabayı çalıştırdım Kendı kendme konuşur gıbı Rahatmıs dedı NC Taksı, Mercedes. sı şoförunun çıleden çıkması ıçın yeter de ar tar bıle, ama bu kez bu 'muşleriye' kızmıyorum nedense Dokuz yılımı geçırdığım ve do kuz yıldır her gun bu kadar zengın oluşuna bıraz kıskançlıkla, bıraz öfke ıle şaştığım bu ulkede, zengınlığın göze batarcasına somutlandığı bu Noel akşamında, bu kısa, bodur, çırkın, bakımsız, suratı soğuktan morarmış kadın yureğımde bır yerlerı acıtıyor Çamur lu çızmelerı, hınltılı, boğuk sesı ve yuzunun her vanına yerleşmış smırsız yorgunluk Otoban bomboş Beş şerıtlı Frankfurt Darmstadt otobanında yol alan tek araç benım taksı, ama zaten fazla kalmayacağız otobanda İlk çıkış Zeppelınheım'dır Şunun şurasında 78 yuz metre ya kaldı ya kalmadı Gırmemızle çıkmamız bır olacak yanı öyle olmayacakmış meğer Zeppelınheım çıkışında çekıcısı ıle bırlıkte dev bır TIR kamyonu ters dönmüş yatıyor Az ötedekı Amenkan askerı ussünun ışıklannın yumuşattığı karanlıkta, bomboş otobanda sankı bır dınozor yolu kesmış Kamyonun dıbınde tkı polıs arabası Döne döne yanıp sönen ışıklan ıle gelen araçları (aslında benı, Hıldegart'la beni) bır sonrakı çıkışa yöneltıyorlar Çaresız yola devam ettım Sonrakı çıkış on on beş küometre ötede, LangenRusselsheım çıkışı Oradan bır yolunu bulup bır tür " U " dönuşu yapmam gerek Yanı otobana ters yönden gınp yenıden Zeppelınheım sapağına gelecek ve oradan Zeppelınheım'a çıkacağım Kadınm boğuk, hırıltısı sesını duydunv Yanlış dedı, çıkışı geçtik. Zorunluyuz dıye >amtladım, polıs çıkış vermıyor Aynadan yüzunü gördum Bana değıl, yola değıl, Taksının saatıne bakıyor Korkuyla, endışeyle, ürkerek. Haklı da Olağan koşullarda havaalanı Zeppelınheım olsa olsa 17, bılemedın 18 mark tutar Oysa şımdı saaı en az 3540 mark yazacak Noel akşamında, bomboş otobanda ılerlıyoruz Kısa bır sessızlıkten sonra gene o boğuk, o hınltılı ses Çok para tutacak, çok... Sustu gene. Uzandım, düğmesıne basıp kapattım taksı saatını Unut dedım, unut parayı Aynadan goruyorum Şaşkınlık, kuşku, endışe. Kuçuk, çıpıl gozlennı bana dıkmış Aynada goz goze geldık Güldum Bır yalan kıvırdım Unut, çunku ben de Zeppeiinhcim'da oturuyorum Zaten paydos edip eve gklecektim. V\eihnacht akşamında... Evde bekliyorlar. beni. Evde bekliyorlar, evet. Kısa bır sessızlıkten sonra yenıden sordır Panı odemevecek mıvım? Hayır, ("Hemşerıyız bız Aynı köyde oturuyoruz" dıyemedım Almancasını çıkaramadım o anda) Becenksızce guldu Kısaca 'danke' deseydı, 'teşekkür edertm' deyiverseydi üstesinden gelırdı elbet Ama daha uzun bır cümle kurmayı yeğledi "Sana ne kadar minnettar olduğumu dille tanf etmem olanaksız..." gibisinden bır cumle denedi \ uzune gözune bulaştırdı.. Bu çırkın, bodur, yuzu soğuktan morarmış kadın ağlatabilir bu akşam benı Zeppelınheım çıkışından köye yöneldık Çoğu bırbırıne benzeyen, tekduze, koyu, sıyaha çalan tuğla ve kıremıtlerıyle ıç karartan Zeppelınheım sokaklarından bınnde ılerlıyoruz Sokağın sonuna doğru gene o boğuk, o hınltısı ses Tamam dedı, geldık. Burası. lanmızı gıymış buyuklere 'el opmeye' gıder ken terzı, şekercı, kalaycı dukkânlannda son anda gelmış ışlen yetıştırmek ıçın çabalayan akranım çıraklar kederlendırırdı çocuk yüreğımı Tramvay vatmanlan, bıletçıler, uzun yol otobuslennın suruculen, muavınlerı Tek tuk gehyor yolcular Telaşlı, gecıkmış ışadamlan, pılotlar, hostcs kızlar Herkesın eb paket dolu Armağan paketlerı Gözalıcı am Kızamıyorum bala]ları ıle mutluluğu çağnştıran armağan paketlerı Paketlerı taşıyanlar telaşlı, acelecı, Yola çıktık Aslında berbat bır ış O kadar hatta sınırlı de görunseler ambalajlan bıle ser beklemeden sonra havaalanının burnunun dıvet değenndekı paketlerden çevreye bır 'mut bındekı Zeppelınheım Köyü'ne gıtmek bır tak Annecik Arabayı durdurdum Aynı anda tek katlı, yoksul görunuşlu, bakımsız evın sokak kapısı açıldı önce kuçuk, san bır kafabelırdı Küçucuk, altı, bılemedımz yedı yajlannda bu kız çocuğu Arkaj>ında rengı atmış, lacıvertten pathcan moruna dönmüş, yenlen ıyıce bollaşmış eşofmanı, çıplak ayaklarında plastık terlıklerı, avurtlan çökmuş yuzunde ikı günlük sakalı ıle bır adam Kız Muttilein dedı, annecik!.. Adam, o çökük avurtlu, cılız, umutsuzluk verecek Kadar cılız, bellı kı aylardır ışsız ve bdkı de hasta adam olağanustu yumuşak, olağanustu sevgı dolu Hildegart dedı, Hıldegart geldin işte... Hıldegart (demek adı Hıldegart'mış) arabadan ınerken fısıldar gıbı yanıtladı onları Pırzola aldım. Kalın kalın, herkes* iki tane Telaşla eğıldı, ayaklarmın dıbıne koyduğu plastık torbaya uzandı Yardım etmek ıçın ben de eğıldım Torbayı aldım, ona uzattım Pırzola paketının yanında bır dolu patates var torbada Çaraurlu Taze çamurlu patatesler Eteklerıne sanlmış kuçücuk kızı, ona hâlâ sımsıcak bakan kocası ıle evırun kapısından gırmek uzereyken durdu, bana döndu. Frohe VVeıhnachten dedı, ivi NoeUer. tyı Noetler dedım Otobana çıktım gene. Kar başladı lçımde keder tçımde sevınç. Hıldegart'ı sevıyorum. Hıldegart'ı, Hıldegart'ın kuçucük kızını sevıyorum Kar hızlandı. Bense arabayı ınadına yavaşlattım Bır sıgara yaktım (Ne çok sıgara yaktım ben yol boylannda 9 ) Arap prensler neden taksiye binemedi? Frankfurt lntercontınental Otelı, kentın en luks ve kocaman otellerınden bındır Hatta bırıncısı Önundekı buyük ve rahat taksı durağı da bızım pek sevdığımız bır duraktır lyı ışler Gece gunduz ı>ı ış venr Telsız bağlantısı olmayan duraklardan bın olduğu ıçın de bıraz kafa dınlemek ısteyen taksı şoförlennce pek tutulur Ben de bu durağın abonelerınden bırı>ım Bır öğleden sonra tşın durulduğu saatlerden bın Guneşlıce, güzel bır gun Sırada yedı sekız taksıyız Gelen gıden, taksiye bınen pek yok Çiçeklerın yanına sıralan mış aramızda sohbet edıyoruz General unıformasına benzer paltosu ıle otelın kapıcısı yaklaştı yanımıza sırı tarak İyisınız haydı gene, dedı, sıradakı ılk ikı taksi gelsın bakalım Arap petrol prcnslerı Heıdelberg'e gıdeceklcr İkı saat Heıdelberg'ı gezecek ve gerı donecekler Vay canına' Bır ış kı tadından yenmez Heıdelberg'e gıdış gelış, ikı saat bekleme ıle bırlıkte en az 400 mark tutar Ben ıkıncı arabayım Bırıncı durumdakı Alman arkadaşla bırlıkte doğrulduk, kevıften dört köşe gıttık, arabalanmızın kapısını açtık ve kapıcıya dönup Buvursunlar bakalım prenslerimız, dedık Bızım 'prensler' otelın görkemlı "cumle kapısı'nın önunde dıkılıyorlar Kapıcı gıttı, elıyle bızı göstenp, "Buyrun efendiler" dercesıne bır ışaret yaptı Herıfler arabalara geleceklenne, kapıcıya bır şeyler söyledıler Bız ızlıyoruz. Kapıcı önce şaşaladı, ensesını kaşıdı, omuzlarını sılktı "mnallahı maasabırın" dercesıne kafasını sailayarak bıze yaklaştı Gulmekle sövmek arası bır sesle Onlar gelmeyecekmış dedı, sız kapının tam onune kadar gelecekmtşsınız... Haydaaaa' Alman arkadaşla bırbırımıze bakıştık Haklıyız da Otelın kapısı ıle bızım arabaların arasında sadece ve sadece on adırn var Yanlış yazmıyorum On Arabalann buraya gelebılmelen ıçin butun bır adayı dolanmalan gerek. tkı uç adımcık atacaksınız efendiler. Petrol prensı olacak yağ tutumlarının en ırı kıyım görunenı omuz sılktı, kapıcıyı Ingılızce yanıtladı Biz taksılenn buraya gelmesını isli>oruz. Kapıcı bıze baktı Alman arkadaş ofkelendı Akıcı bır îngılızce ıle doğrudan henfe seslendı Bizim 'prensler' otelin görkemlı cumle kapısının onunde dıkılıyorlar. Kapıcı gitti, eliyle bizi gösterip, 'buyrun efendiler' dercesıne bir işaretyaptı. Herifler arabalara geleceklenne, kapıcıya bir şeyler söyledıler. Biz izliyoruz. Kapıcı şaşaladı ve gulmekle sovmek arası bır sesle şoyle dedi: "Onlar gelmeyecekmiş. Siz kapının tam önune kadar gelecekmişsinız... Otelin kapısıyla bızim arabaların durduğu yerin arası tamı tamına on adımdı. adım var, on bır değıl Ustune ustlük tek yonlu bır sokak burası Ya o yoğun trafikle tehlıkelı manevralan göze alıp gerı gerı gıderek ana kapıya yanaşma>ı deneyeceğız ya da ikı uç sokağı, yanı tam bır adayı dolanarak Neresınden baksanız saçmalık Kapıcıya donduk Saçmalamasınlar. Topu topu on adım alacaklar, belki de dokuz. Kapıcı bakışları>la bıze hak verıp yenıden adamlara gıttı 'Gitti' abartma olur tabu, adamlara dondü Herkes bize guler sır dedı, bu durakta taksiye boyle binılır. Yağ tulumu sınek görmuş gıbı baktı Arkadaşıma yanıt vermeye "tenezzul" etmeksızın gene kapıcıya seslendı Sıradaki oteki taksılerden ikisinı çağınn... Al başına belayı Arkadaşla bakıştık Benım de kanım beynıme sıçramış Gitmiyonız heriflerin a^gına tamam mı? Tamam. Kapıcı çaresız arkadakı ikı arkadaşa gıttı Durum bırden gergınleştı Frankfurt Intercontınental'ın önunde saçma sapan bır şeyler olmakta Kapıcının yanlarına gıttığı ikı arkadaş bıze geldıler, "Ne oluyor?" dercesıne baktılar Ajilattık Kısa, çok kısa, 400 marklık bır ışı kaçınp kaçırmamaktan kaynaklanan bır duraksama geçırdıler, ama toparladılar kendılennı Biz de gılmooruz oraya dedıler Arap çölunun şımarık yağ tulumlarını yenmıştık Herıfler hazmedemedıler yenılgıyv Kapıcı telefon ettı Adamlara döndu, "Hemen gelıyor efendım" dedı Kıralık araba servısıne telefon etmıştı Hep bırlıkte beklıyoruz. Kıralık araba gelene kadar otele yolcu getıren her taksiye dunımu yenı baştan anlatıyoruz, ama artık hem kendımıze güvenımız gelmış hem de keyjfhyız Nelerden sonra otelın önüne ünıformalı şoförlen ıle ikı tane gıcır gıcır, sıyah 550 SEL Mercedes yanaştı Ama geçen süre ıçınde henflen o hale getırmıştık kı genne gerıne, gonene gönene değıl, süklüm puklum bındıler sarav yavrusunu andıran Mercedes'lenne. Savaşı bal gıbı bır savaştı bu bız kazanmıştık Coşku ıçınde bırbınmızı kutladık Mercedes'ler ağır ağır hareket ederken Turkçe, Almanca, Yugoslavca, Farsça, Italyanca, "Yurnıuu taş arabası... Yurruuu vavnım, anca gıdersin" gibisinden çokseslı bır koro da yaptık BİTTİ Oknllara gazete sokma yasağı Balıkesir Mılli Eğıtim Mudur Vekili Nevzat Koçak, 12 Eylul deyayımlanan bir genelgeye dayanarak okullara gazete, dergi vb. yayınların sokulmasını yasaklayan biryazı gonderdi. Yasaklama yerel basının tepkisineyol açtı. BARIŞ KUDAR k e n Ü S E 2'DE OKUTV1H] YOR gazete, broşur gıbı yayınlann yatakhaneİZMİR Kıtaplar yakılır, ye, dersancve sokulmamasım" okuyan genç oğrencıler hakkında ıstedı dava açılırken şımdı de okullara Edınılen bılgıye göre olay, Bagazete, dergı sokulması yasaklan hkesır Mılh Eğıtim Müdür VekılAltında Valı Yardımcısı'nm dı Balıkesir Valıhğı, mıllı eğıtim hğı'ne, daha önce hakkında "Memudurluklerı kaııalıyla okul >o muriyet mevkı ve nufuzunu sıya ımzası bulunan ve konusu "okul netımlenne gonderdığı genelge ıle sı saıkle suüstımal etmek" ıddıa lara gazete sokulmaması" olan "Kıtaplıklarda bulunması gere sı ıle dava açılan Nevzat Kocak' 315/17833 sayıyla bır genelge ü ve ın getınlmesıyle başladı Koçak, göreve başladıktan bır a> sonra 1980 Eylülu'nde yayımlanan 315 / 29577 sayılı genelgeyı anımsayarak okullara sokulacak kıtap, gazete konusunu gundeme getırdı Bu konuda hazırladığı bır bel geyı V alı Kemal Esensoy'un ızın lı olduğu bır sırada Valı Yardımcısı Y Yaşar Kırımlı'ya ımzalat tı Böylehkle Valıhk kanalı devreye sokuldu ılçe mıllı eğıtim mudurluklerı ıle Valılıkten bu yazıyı alan mıllı halk eğıtim mudürluklenne 27 eğıtim mudurluklerı de okullara Ekım 1989'da gönderıldı Bu ya yazdıklan yazıda "Okuilara gazı da şöyle denılıyordu: zete sokulmaması ıle ilgili yazüar 'İlgı: 26.9.1980 tarih ve aynen yukanda çıkanlmıştır. Geregının buna gore yapılmasını \e 315/29577 sayılı genelgemız. tlgı genelgemızde okullanmıza okulunuz personelıne teblıg edılEğıtim ve Oğretım araçları dışın mesını rıca edenm" dedıler Olay duyulduğunda öncehkle da kutuphanelerde, kıtaplıklarda bulunması gereken kitaplardan öğretmenler tepkı gösterdıler baska gazete, broşur, dergı vb. Adım açıklamayan bır oğretmen yayınlann okula, yatakbaneye konuyu şö>le özeüedı. dersaneve sokulmaması belirtıl"Şimdı çağ atladık diyenler gamişür. Gereğırun buna gore >apıl zete, dergı vasaklamakla mı bumasının ılgılılere tebligını onem nu gerçekleşnnyorlar anlamak le rıca edenm." mumkun degıl. Çocuklanmıza gazete diye resmi gazete, dergi dive teblıgler dergisinı mi okutacagız? Sayın Mıllı Eğıtim Mudur Vekili Nevzat Koçak'ın geçmişi herkesçe bilınmektedır. Vah'nin olmadığı bır donemı fırsat bılıp 1980 koşullanna göre duzenlenmış genelge fiılen ortadan kalkmışken bunu yeniden hortlatmıştır. Bu gelişmeyı kınıyoruz." Gazetelenn okullara sokulma sının yasaklanması yerel basında da buyük tepkılere neden oldu Yem Haber Gazetesı sahıbı Ekrem Balıbek tepkısını dıle getınrken "Beüı bır takım zıhruyetler ışlerine geldığı gıbı hareket etmektedirler. Yaptıgımız ıstihbarata gore yazıyı onaylattıklan Vali Yardımcısı'na >anyı dığer belgelenn arasında ımzalatüklannı oğrendik. Bir çocugu arabası) la ezen bovlesi bir Mıllı Eğıtim Mudur Vekılı'nden de başka bir şey beklenmezdi" dıye konuştu Tarih kitabmda şeriat propagandası HAKAN AYGÜN ANKARA Lıse ıkıncı sınıf lar ıçın hazırlanan tanh kıtabımn 1988 yılı baskısında "şeriat propagandası" yapıldığı saptandı Eskı Mıllı Eğıtim Bakanı Hasan Celal Guzel dönemınde tartışma konusu olunca, bakan tarafından yasaklanacağı açıklanan kıtabın, "şeriat propagandası" yapılan bölumunun 1989 yılı baskısından çıkanldığı, ancak satışının halen surduğü ve bazı okullarda okutulduğu behrlendı 1988 yıhnda basılan ve Yüksel Turhal tarafından kaleme alman lıse ıkıncı sınıf tanh kıtabında yer alan bır "okuma parçası"nda Emevılenn Horasan Valısı ıle henuz Islamıyetı kabul etmemış bır Turk hakanı arasındakı konuşma venlıyor "Şeriatın ne kadar geçerli" olduğu vurgulanan okuma parçasında, "Zina edenlere neler yapılması gerektiğı" şoyle anlatılıyor "HAKAN Zına eden bir kunse hakkındaki gorusunuz nedır? CUNAYD Evh olmayana yuz sopa atanz Aynca bu cezayı takbık ederken, büyuk bır ka labalığı hazır bulundururuz Evlıyı öldürunceye kadar taşlanz HAKAN İyi ve guzel, buyuk bir tedbir." IİSE2 YUkSelTURHAL IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA Ya vermezlerse IZMIR Ulkemızde polrtıkacı, sporcu, geden haberdar edıldı O zaman konuşamazlar ışadamı, mafya kısaca her kesımden her Gazete yasağı genelgesının arkasında Izlıyoruz, okuyoruz ve duyuyoruz O ınsan gazetelere, gazetecılere kızıyor, elbet bırılerı var Mıllı Eğıtim Mudur Vekılı Nevzat Koçak, goreve başladıktan bır sosyaldemokrat partının ust düzey yet^ ateş puskuruyor BırANAPmılletvekılı 'Gazetecıler ke ay sonra bu yasağın gerçekleşmesınde kılılerı kürsuden gazetelere, gazetecılene gıbı ezılmelı' dıyor bır başkası hızını ne bılelım onemlı katkısı vardır 197980 re ateş puskuruyor Gazetecıler ve yazarlar partımız dönemınde hakkında aslıye ceza mahkealamayıp bağırıp çağırıyor Bütun gazetelerı kapatacaksın en mesınde dava açılan Nevzat Koçak ın el aleyhınde yalan yanlış yazıyorlar, bızım 1 bet destekçılerı de bulunmaktadır Bu kı ıktıdara doğru yurümemızı engellıyorlar lyısı ANAP'lı bır mılletvekılıyle sosyaldeGazetelerı kapatıp kıtap okuyanları şıler de ANAP Mılletvekıllerı Edıp Uğur, mokrat partının sozculerı arasında ne fark okuldan atacaksınız, sonra da AT kapı Ismaıl Dayı, Necat Tunçsıper olabılır var 9 Ya da Balıkesir de okullara, kutupDüşuncenın suçu olur mu' sını çalıp şoyle dıyeceksınız 141, 142 ve 163 e para cezası getırdık Avrupalı dostlarımız, haydı bızı AT Gazeteter, gazetecıter doğruyu yazacaklardır Doğruyu yazdıklan ye alın ıçın de mabkeme kapılannı aşındırmayacaklardır Dusüncenın de Onlar da "Hosgeldınız" dryecekler, ya suçu olmayacaktır. Duşunce suçuna para cezası getırmek bıle en naklarımızdan ' şapur şupur" öpup AT büyuk ayıptır. Duvariar yıktlırken, gazete yasaklamak mye' kapısını açacaklar Balıkesir'de okullara eğıtim ve oğretım araçları, kutuphanelere de gereken kıtap Sıyasal partı lıderlerının tumu Olmaz" hanelere gazete yasağı koyan valı yarlar ın dışında gazete dergı vs yayınlann yanrtınıverıyor Hatta Cumhurbaşkanı dımcısı arasında ' demokrası" ve sokulması yasaklandı Aynı yasak okul Turgut Özal da boyle söylüyor Inonu.Ak çağdaşlık' adına ne fark var? yatakhanesı ve dersaneler ıçın de ge bulut, Demırel, Ecevıt, Erbakan da aynı Gazeteler ve gazetecıler olayları kamuçerlı Valı adına Yardımcısı Y Yaşar Kı tümcelerı yınelıyor oyuna aktarmak zorundadırlar Yalan Bır sosyeldemokrat partı "düşuncenın yanlış yazmadan ve çarpıtmadan nmlı ımzasıyla yayımlanan genelgenın suçu olmaz" mesajını verıyor, ama kensayısı 315/17833, konusu ıse şöyle Futbol Federasyonu uyesı eskı sosyaldı uyelerının duşünme ve söz özgürlüğu demokrat yenı ANAP lı Engın Berberoğ Okullara gazete sokulmaması lu ve Dr Mehmet Ataç "ruşvet almak ve Bu genelge merkez ve koy ılk ve orta ne telefon buyruğuyla yasak getırıyor ilçe kuruttaylannda konuşacak olan vermek" suçundan tutuklandılar Kuşaderecelı okul mudürluklenne, ılçe Mıllı Eğıtim Mudurluklerı'ne 7 11 1989 gunü lar düşüncetennı ve eleştırılennı onceden dası eskı Beledıye Başkanı Berberoğlu'nun bugüne dek yaptıklarına ılışkın söygönden'c! Kaymakamlıklar da bu oe«el yaz'P ıtçc başkan'na versınler Gazete Yasağı 7 lentıler çok yaygındı Kımı gazetecılerle ılışkılerı, hem SHP'lı hem ANAP'lı poiıtıkacı ışadamlarıyla 'yeşıl alan 'ların ımara açılması ıçın yaptıkları pazarlıklar da bılınıyordu Aylar once yazmıştık, bır SHP'lı ust düzey yonetıcısıyle "arsa alım satımı" konusundakı sürtuşmesını 250 mılyonluk' ruşvet çek"ı olayını Yenı Astr'dan Ender Coşkun başarılı bır gazetecılık örneğı vererek "suçüstü" yaptı Dr Mehmet Ataç'ın ' tıp uzmanlığı" dışında başka ışlerle de uğraştığını böylece öğrenmış olduk Şımdı asıl konu, Mehmet Ataç'ın kımler hesabına 250 mılyonluk çekı verdığının ortaya çıkması Onümuzdekı günlerde başlayacak duruşmada Dr Ataç'ın arkasında kımlerın olduğu, hatta bu kışılerın 26 Mart yerel seçımlerınde hangı partının adaylarına parasal destek verdığı anlaşılacak Kısaca kıtaba, gazeteye yasak konularak bır yerlere vanlmayacağını artık anlamalıdır yönetıcıler Gazeteler, gazetecıler doğruyu yazacaklardır Doğruyu yazdıklan ıçın de mahkeme kapılannı aşındırmayacaklardır Düşuncenın de suçu olmayacaktır Duşunce suçuna para cezası getırmek bıle en büyük ayıptır Duvariar yıkılırken, gazete yasaklamak nıye? Vali: Yasağı kaldı rtacağım Gelışmelerden dun haben olan Balıkesir Vabsı Kemal Esensoy, "Cumhuriyel" muhabınnın sorusu üzenne "Hemen soruşturma başlatıyorum. Boyle çagdaş eğıtıme aykın bır uygulama olama/. Hemen bır >azı vazıp bır onceki yazıyı ıptal ertireceğım" dedı Soz konusu genelgenın 12 Eylül 1980'den sonra o gunün koşullan dıkkate alınarak hazırlandığını anımsatan Valı Esensoy, şunları söyledı "Bu yazı Mıllı Eğıtim Mudur Vekili tarafından Valı Yardımcısı'na getınlmış. 'Efendım bu genelge hâlâ )ururlukte' denılerek ımzalattınlmıştır. Boylesı onemlı bır olayın bıze yanı bana intikal ettınlmesı gerekırdı. Ancak o donemde ben ızınlı olduğum ıçın Valı Yardımcısı'na ımzalatılmış Konu)u bugun (dun) oğrendım. Hemen soruşturma başlauyomm. Bır yazı yazarak ük yazıyı ıptal ettıreceğım." bir kimseyi oldururuz." Okuma parçasının, suçlulara verılecek cezalarla ılgılı konuşmaların yer aldığı son bölumunde ıse şu göruşlere yer verıbyor. "HAKAN tnsan olduren ve burun, kulak gıbı şeyler kesen kimse hakkındaki hukmunoz nedir? CUNAYD Bu hususlardakı hükmumüz cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dışe dış, yaralamalarda ıse kısas (aynı cezayı tatbık)tır HAKAN 1yi ve guzel. Buyuk bir tedbir. Yalancı, kovucu, saygısız kimse hakkında ne dersıniz? CUNAYD Bız, böyle kımselere surgun, ahalıden uzaklaştıraıa, hor bakma gıbı cezalar verırız Şahadetlenru kabul etmez, verdıklerı hıçbır hukmu muteber saymayız HAKAN Sadece bu mn? CUNAYD Duumıze göre verılecek cevabırruz budur HAKAN Bana gore kovucu, ınsanlann arasını tutuşturan kımsedır. Boyle bır ınsanı, biçbır kimseyi göremeveceği yere hapsedenm. Yalancıya gelınce, sızin hırsızın elını kestıgınız gıbı, ben de onun yalan soyleyen azasını keserim. Kısasa kısas Okuma parçasında Hakan'ın hırsız hakkında neler yapıldığmı sorması uzerıne verıkn yanıt ıse şöyle "CUNAYD Bize gore hırsız iki kısnndır. Birincisi duvarlan delerek veya evlerin uzerınden sarkarak başkalanın muhafazalı yere koyduklan malı almak içın yol bulan kimse ki, onun... ebnı kesenz. Dıgen ıse yol kesen, sılah çeken ve mal sahıbı malını mudafaa edecek olursa onu olduren kımsedır. Boyle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle