23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/16 ROMANTİK GÜZELLİK Fransız modacı Lejaby'nin iç çamaşın kolleksiyonu, Paris'te sergilendi. Lejaby'nin modellerinde, belli bir romantizm göze çarpıyor. Üst kısmı ve kolları zarif bir dantelle süslenmiş beyaz jarse leotard, Lejaby çizgisinin bütün özelliklerini ve inceliğini taşıyor. (Fotoğraf: AP) 22 KASIM 1989 Amerîkan bıız revüsü Ankara'da ANKARA (UBA) Moskova buz revüsünu izlemeye doyamayan Ankaralılar bu sefer de Amerikan buz revüsünu izleme olanağı elde edecek. Bugüne kadar 250 milyon kişinin izlediği revü Ankara'da 14 gösteri sunacak. Holıday On Ice adlı revünun dev kadrosunda Lisa Bryant, Alasdair Efliot, Hathalia Magne. Alfredo Rastelli, Dion Beleznay, Charles Grean, Diane Simpson gibi ünlü isimlerin yanı sıra, Fransa'nın en ileri gelen tiyatro yapımcılan Jacques Chazot, Robet Nossein, Raymond Ronlean ve Jerome Savary gibi isimler de bulunuyor. İlk gösterisini Ge > orgia'nın Atlanta şehrinde yaptıktan sonra dunyayı dolasan ilk buz , revüsü olan Haliday On Ice, Hin ' distan, Malezya, Belçika Kongosu, Güney Amerika, Avustralya ve SSCB ile Ortadoğu'da gösteriler sundu. "UPO" heyecanı bu kez Adana'da ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bıirosu) Son günlerde Türkiye'nin çeşitli yerlerinde görülen ve "uçan daire" olduğu ileri sürülen gökcisimlerinden biri Rize'den sonra da dün akşam da Adana'da izlendi. Adana'da kısa süre önce de görülen gökcismi, dün 18.30 sıralannda yeniden ortaya çıkü. Bir saat kadar gökyüzünde sabit olarak duran ve çevreye turuncukırmızı ışıklar saçan niteliği belirsiz cisim, daha sonra hızla batıya doğru hareket ederek gözden kayboldu. Gökcisminin, ilk durumunun ışık saçan bir topu andırdığı uzaklaştığı sırada kuyruk yıldıza benzeyen değişik şekillere dönüştügü bildirildi. Meteoroloji yetkilileri, cisim hakkında yeterli bilgiye sahip olamadıklarını, ancak bunun "sabah yıldızı" olabileceğini söylediler. HAZIRLIK Kış mevsimi, Güney Kore'de sert geçer. Güney Koreliler, yaklaşan lcışın etkilerinden korunmak için hazırlıklara başladılar. Hazırlıklar sırasında, ağaçlar da unutulmadı. Başkent Seul'deki ağaçlar, tek tek 'saman palto'larla kaplanarak, dondunıcu ayazlara hazırlandılar. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERIN DEVAMI BAŞKENT'TEN AHMET TAN (Baftara/ı 1. Sayfada) bağlanırlarsa başlannın ağnyacağı. Kabinenin vansı devlet bakanı. Ayrıca aralarında hem bilinmedik (Hüsamettin Örüç) hem de "çok bilinen (Mustafa Taşar) isimlerin olması bürokratların endişelerini katmerlendiriyor. Ama işi şakaya vurup birbirlerine takılanlar da eksik değil: "Duydun rau, Emlak Bankası Taşar'a bağlanıyormuş." Bilindiği gibi Bakan Taşar'ın kayıp kardeşinin bu bankaya 2 milyar lira borcu var. Ya da bankayı batağa soktu diye eleştirilen Ziraat Bankası eski Genel Müduru ve yeni Devlet Bakanı Kemal Akkaya'nın emrine Ziraat Bankası verilecekmiş, diye söylentiler yayılıyor. Kabinede eski ve yeni kuşak devlet bakanları var. Eski kuşak tan Mehmet Yazar'a, Meclis koridorunda soruyoruz: Kim kime bağlanacak? Biz de bilmiyoruz. Kabinenin yansı devlet bakaaından oluştuguna göre yeni gelen devlel bakanları işsiz kalır raı? Hayır, bazı bakanltklara bağlı kuruluşlar ayrılır, yenılerine bağlanır. Bakan Yazar, dolaylı da olsa, içtenlikle, yeni kabinenin "işe göre adam" ilkesine göre değil, "adama göre iş" ölçüsune göre kurulduğunu itiraf ediyor. Bürokratların endişeleri yersiz değil. Olmayacak birisine teslim edilmemek için Çankaya veya çevresinde kulise girenler bile var. DPT'cilerin gönlünde ekonomi için Hüsnii Dogan yatıyor. Hazinecilerin emeli ise Güneş Taner'in pozisyonunu koruması. Bu arada Işın Çelebi'ye kaydınlmaktan yana olanlar da var. Ama asıl korku, Keçeciler'in ya da Vehbi Dinçerler'in sırf siyasetten uzak kalsınlar diye ekonominin başına getirilmeleri. Ama bu olasılığa da "tevekküT gösterenler var. Muhalefetteki, kadere nzanm benzeri, bürokratlara da yansımış durumda. Dun sabah, Başbakan Akbulut'un ANAP grubunda verdiği bir haber ise bürokratların uykusunu kaçıracak nitelikte: Başbakan Akbulut, "Bakanlar Kurulu'ndaki arkadaşlannın mazeretleri yoksa. grup toplantılanna katılacaklannı ve milletvekillerinin sorularını vanıUayacaklannı" bildirdi. Böylelikle ANAP grubu, bir hesap sorma yeri haline getirilecek ya da en azından bu göruntü verilmeye çalışılacak. Bunun nedeni, ANAP içindeki muhalefetin, Meclis salonuna sıçrayıp, SHP ve DYP ile birlikte davranma olasılığını ortadan kaldırmak. Önümuzdeki bütçe oylaması bu konuyu daha da guncel kılıyor. Tınaz Titiz'in geçen yılki Turizm ve Kültür Bakanlığı bütçesinin muhalefet oylan ile reddedilmesi hâlâ anılarda taptaze. Bakanlar, ANAP grubunda milletvekillerine "Hesap verir hale gelirlerse ne olur?" Bürokratlar, bu konunun parti içi demokrasi yanı ile hiç ilgili değjller. Onları endişelendiren, köşeye sıkışacak bir bakanın, "Günah keçisi" olarak, kendilerini harcaması. 103 milletvekilinin Güzel'i desteklemesi ANAP'ta bir çatlağa yol açabilecek nitelikte gözüküyor. Güzelciler'in, açıkça "Meclis'teki ikinci biiyiik güç biziz. SHP'nin 91 milletvekiri var. Biz 103 kişjyiz" demeleri, Çankaya'yı ve Akbulut'u yumuşak ve uzlaşmacı olmaya zorluyor. (Dunkii Meclis Başkanlığı oylamasında Özal'ın adayı Emiroğlu'na karşı, Guzel ekibinin Erdem'in adı çevresinde muhalefetle birleşmesi bunun ilk göstergesiT Akbulut'un izleyeceği yumuşama ve uzlaşma politikası ANAP grubunu güçlendirecek. Güçlü bir ANAP grubu karşısında ise sırtı Çankaya'ya dayalı bakanların tutunması gıderek zorlaşabilir. Milletvekillerinden gelecek tepkileri savuşturmak için bazı bakanlar emirlerindeki yüksek bürokratları harcama yoluna biie gidebilirler. Ankara'da kime bağlanacağını merakla bekleyen burokrasinin bir başka kaygusu da bu... 6 Kutlu ve Sargın'dan 141,142yorumu Bu maddeler Ttirkîye'nin ayıbı' larla önlemeye yönelik olduğunu vurgulayan Dr. Sargın ve Kutlu bu konuda şöyle dediler: "Gerçekten, 141, 142. maddeler Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük ayıbı olmaya devam etmekledir. Herkesce biliniyor. uzun boylu yinelemeye artık gerek yok. Güya genç cumhuriyeli bir dıs tehlikeye karşı koruma babanesi arkasında fasist ttalya'dan aktanlan bu maddeler zaman içinde yapılan değişikliklerie her seferinde biraz daha ağırlastınlmış, diğer ynâ n nygulamada madde kapsann, başlangıç niyetini de kat kat aşacak biçimde genişletip yaygınlaştınlmıştır. Böylece solun serbestçe örgütlenmesi çok agır yaptınmlarla önlenirken, ülkemizin dıisün, sanat ve kültür yasamı da agır bir ipotek altına alınmıştır. Eğer oreutlenmeler yeniden olduysa ve sürdüyse, uluslararası üne sahip. öviinç kaynağnnız, cumhuriyetimizin yıiz akı düşün ve sanat adamlanmız olduysa ve varsa; bu, 141, 142"ye karşın bu maddelerle çatışa çatışa nice ceza, hapis. surgiin, işsizlik. açlık ve hatta ölümler pahasına olabilmiştir. Yeniden, iieriden, iyiden. guzelden yana hemen hiçbir yazanmız, çizerimiz, düşün ve kültür adamımız yoktur ki, bu maddelerin hışmına uğramamış, nice acılara göğüs germek zonında kalmamtş olsun. Nâzım'ından Eyuboğlu'na, Ruhi Su'dan Yılmaz Güney'ine, Boran'ından Berkes'ine kadar." Dr. Sargın ve Kutlu, 12 Eylül rejiminin hukuk anlayışı ile söz konusu maddelerin kapsamının istenildiği gibi genişletilebileceğinin görüldüğunü ve yaşandığını vurgulayarak görtlşlerini şöyle açıkladılar: "Diişnncenin örgütlü biçimde açıklanmasını önlemede bu maddelerin kapsamının ne olçüde genişletilebilecegini 12 Eylül sıkıyönetim yargılamalan bir kere daha bütün çıplaklığı ile ortaya koymadı mı? TİP, TSİP \e TtKP, DİSK ve bağlı sendikalan, Banş Derneği ve Türkiye Yazarlar Sendikası ve hatta Köy Koop gibi kooperatif ticarel ortaklıgı yöneticileri hep 141. maddeden yargılandılar ve ağır cezalara çarptınldılar. Kimilerinin davalan hâlâ sürraekte. Bu maddelere ilişkin tn son gelişme iki yıl once ortaya çıktı. Bizler 141. maddeden idaro Ulebiyle yargılanmaklayız. 21. füzyıla girerken düşuncesinden dolayı idam istemi, yeteri kadar açık bir tavırdır." gelen ayıbı olduğunu" soylediler. TCK'nın 141, 142 ve 163. madANKARA Türkiye Birleşik delerinin kaldırılmasına yönelik Komünist Partisi (TBKP) yöneti * TRT televizyonunun girişimini cileri olmalan nedeniyle yargıla nasıl değerlendirdiklerine ilişkin maları tutuklu olarak süren Dr. soruyu şöyle yanıtladılar: Nihat Sargın ve Haydar Kutln, "Televizyondaki son açıkotuTUrkCeza Yasası'nın 141, 142 ve nım, TBMVI'de temsil edilen si163. maddelerinin kaldırılmasına yasi partiler arasında TCK'nın bu ilişkin partilerarası mutabakatın ünlü maddelerinin kaldırılmasına sağlandığını belirterek, "Toplu yönelik bir mutabakatın nihayet mumuzun demokrasi biliıtci ve oluşmakta olduğunu gösterdi. Bu, hukuk anlayışı bu maddeleri çok ozellikle MeclLsle çoğunlugu elintan aştı" dediler. de bulunduran iktidar partisi açıAnkara Merkez Kapalı Cezae sından önem taşımaktadır. Bu givi'nde iki yıldır tutuklu bulunan rişim umanz bundan önceki sayıTBKP Genel Başkanı Dr. Nihat sız beyanlar gibi lafta kalmaz, bir Sargın ile Genel Sekreter Haydar sonuca ulaşır. Ve ulkemiz de bu Kutlu, savunma avukatları aracı >üz luzartıcı çağdışılıktan artık lığı ile Cumhuriyet muhabirinin kurtnlur." sorularınj yanıtlarken, Ceza Yaozellikle 141, 142. maddelerin sası'nın söz konusu maddelerinin siyasal yelpazenin solunda yer "Türkiye Cumhuriyeti'nin süre alan örgütlenmeleri ağır yaptınm ERBİL TUŞALP İNÖNÜ CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştaraft 1. Sayfada) askıda. Sonunda parlamentoyu başkan, genel sekreter gözlerini da tersine çevirdı. Muhalefet iktoaşkana dikmış, toplantıyı açma tidarın, iktidar muhalefetin yerisını bekliyor. Başkanın gözü ara ni aldı da bir salona kayıyor, toplantı zili Ert<en seçim kaygısına, halkın çalıyor, çalıyor. Çoğunluk var mı, dertlerine düşen muhalefet. iktiyok mu? Gecikmiş milletvekılle darda tam bir vurdumduymazlık. ri içeri koşuyor, üç veya beş. İktidar hem halktan hem seçimToplantı açılabiliyor. den uzakta, 1992'de gözleri. Bir Zoraki alkışlar. Lider kürsüde. bıtkinlik sarmıştı dün her yeri. İnce uzun. Klasik konuşmalann Demokratık kurumları ve işleyiş;dan birini yapıyor. leri kıvamında kuramayan ülke* İkinci koridor: Kalabalık grup de olayların varacağı nokta, ellar Gruplar arasında gidip gel bette buydu. Tek ele teslim olameler. Bir neşe, yar bana bir eğ caktı dıreksiyon. Oldu. lence. Daha bir aydınlatılmış, da* • * ha ışıklı, daha derli toplu insanKürsüde İnönu: "Vatandaş solar. Yorgun değil, karamsar çizgiler yok yüztennde. Hedefsız bir ruyor bize, bu işi ne zaman bitıreceksiniz?" diyor. Bir siyasal ;avarelik. i Lider geliyor, çevresinde da "zuhurat" görülmez, halk baskı*ha çok koruma. Siyahlar gıyin sını Meclis duvarlarına kadar getiremezse muhaiefet... Belki ya;miş, saçlar siyah, gözler de. .' Birinci koridor muhalefetin. rın ve kuşkusuz yarından yakın Enflasyon altında ezilmiş, siya değil erken seçim. "Vatandaş sal açmazlara çare bulamamış devlet kademelerindeki değişikbir iktıdar partisi koridoru sanki. likten huzursuzmuş. TÖ'nün Binlerce ton ağırlığındaki sorum parti başkanı gibi davranmasını luluğu üstlenmiş, halka mutluluk sindiremiyormuş". Âlâefendım, aşılamayan siyasal bir toptuluğu pek mükemmel ve de lakin, bilinen gerçeğı kabına oturtmadık.yansıtıyor. J İkinci koridor, iktidar partisinin. ça halkın sızlanmasını her gün İktidar yetmezliğinin altında ezi değil, saat başı söylesen ne yazar? len siyasal kadro değii gibi. Turkiye'de her şey tersine * * * dönmüş. Muhalefet karamsarlıKürsüde Demirel: "Türkiye, ğı sırtlamış, altında eziliyor. İkti şaşkınlık dönemi yaşıyor" diyor. dar sorumluluğu bir yana atmış, Kimin hesabına, iktidarın mı yokgününe gün katıyor. sa muhalefetin mi? O da İnönü • * * gibi "kitlelere ulaşamadıklarınİstediği bu değil miydi? Parla dan" yakınıyor. Neden? TÖ'nün mento zaten biçimsel olarak var güdümüne girdi TRT. 198389 dı, şimdi hükümetle birlikte tek arası yıllarını içeren muhalefet ele indirgendi. Kurumlar var, re eleştirilerini halka yansıtması yajimi hedefıne götürecek işlerliği sak! TRT, son altı yıla dokunmayı, "TÖ'ye dil uzatmak gibi alryor" ve 158. yayın aracıyla uyguluyor. TÖ'den inen bu zorlamaların bir nedeni olmalı. Elbette, "ihdas edilen fiili durumu" kitlelere sindirmeye yönelik. Grup toplantılarında, gazete demeçlerinde TRT'nin tutumundan yakınmak ne getirir ne götürür? "Fiili durumun" halk mantığında perçinleşmesine ön ayak olur. Yaptırım gücünden yoksun muhalefet ise gün gelir, kendi söyler kendı dinler. * * * Kürsüde Akbulut: Demirel'in "çöp kaldırmaya takati olmayan hükümet" diye tanımladığı başbakan, "Vatandaş bize güveniyor" diyor. Unutulmaya bırakılan 26 Mart gerçeğini anımsamayan bir taktik. ANAP'ın yeni lideri, 'Sjyıkolduğumuz yeri muhafaza edeceğız" diyor kı herhalde 21.8'e dünden razı. "Daha ileriye gideceğiz" diyor ki herhalde hayali çok geniş. Çölde suya.nasret bir grup ANAP. Bakanların grup toplantılarında hazır bulunacağını söylüyor Akbulut. Bir alkış ki TÖ'ye bile nasip olrnamış Grup dağılırken olmayacak duaya amin diyenlerı yanıtlayacak manzaralar. Vehbi Dinçeler ki hasmı biâmanı olan Mesut Yılmaz'ın iki yanağını öpüyor. "Tam destek" vaadinde bulunuyor. Dinçerler ile Yılmaz aynı kabın içinde? Bakın, neler oluyor, bireylerin dünyaları nasıl tersine dönmüş. Kaya Erdem ile Metin Emiroğlu şap şup öpüşüyorlar. Foto muhabirleri istiyor, bir şap şup daha. Kulis fiskosu işliyor. Başkanlık divanı karar almış, salı iki tur, sonucu saptayacak üçüncü tur çarşamba Karar, genel kuruldan geçmemiş. Bir yönetici, "Vaziyete bakar. Erdem kazanır gibi görünürse sürgit yaparız, ilk günde üçüncü turda çıkanrız başkanı sandıktan" diyor. Emiroğlu yaniıları da aynı yargıda. Semra Hanımla Sevil Hanımın tarihi barışlarından sonra... İlginç beklentiler, sahneler. Sayısal mantık Erdem'i gosteriyor, ama tepe ne diyor, ona bakılacak. ANAP koridoru şen şakrak. Muhalefetse karamsar, yorgun, dağınık. MeclisKızılay arası yol: Başbakanlığın biraz ilerisinde gazete kâğıtlarını sermiş adam, üzerine kazaklar, çoraplar yığmış. Ucuza. İnsanlar işportanın başında, karıncalar örneği. Biraz ötede petek teknesini elektrık direğine dayamış yaşiı bir köylü, bal satıyor. Yollar kalabalık. Suratlar asık. Brytklar aşağıya düşmüş, kara bakışlar, cüzdan hesabı yapan insanlar. Petek balın kilosu, Başbakanlığın önünde on bin liraya. Bal satarım, bal satarım, ustam söyler ben yaparım! Bakın suratlara: Meclis başkanının kim olacağı kadınlı erkekli bu insanların sanki umurunda. 163 korkusu yersiz Başkentte KunınİL, tekbirli gösteri: 50 gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitelerde uygulanan türban yasağını protesto etmek isteyen 150 kadar türbanlı başkentin en işlek yerlerinden Kızılay'da, Kuran'lı, sloganlı gösteri yapmak istedi. Göstericilere polis müdahale etti, çoğunlugu kadm 50 kişi gözaltına alındı. Çevrede toplanan bazı kişilerin, sloganlar atarak göstericileri desteklemeye çalışmalan üzerine polis cop kullandı. Kızılay'da dün gerçekleştirilmek istenen türban yasağını protesto eylemi, saat 12.30 sıralarında başladı. Ellerinde Kuranı Kerim'ler olduğu halde 150 kadar türbanlı kadm ve kız, gökdelen binasmın h.emen yanındaki Gama işhanının önünde toplanmaya başladılar. Bazı erkek göstericilerin de katılımıyla sayiları bir anda 200'ü aşan göstericiler, tekbir getirip, "En büyük Allah, başka büyük yok" sloganlan atarak Sıhhıye tarafına yürümek istediler. Burada polis gostericilere ilk müdahaleyi yaptı, çevik kuvvet ekibinin de müdahale etmesi üzerine bazı göstericiler dağıldılar. 30 kadar türbanlı kadın ve kız ise Gama işhanının önünde çember içine alındılar. Bu arada erkek göstericilerden 20 kadarı da polis tarafından gözaltına alındı. Çevik kuvvetin oluşturduğu çemberin içinde bir saate yakın bekleyen türbanlı eylemciler, tekbir getirerek Kuran okumaya başladılar, bu arada sık sık da slogan attılar. Bazı gösterici kadınlann yanlannda küçük çocuklarının bulunduğu da göziendi. Polisin dağılmalan konusundaki ısrarlarına karşın oturma ve slogan atma eylemlerini sürdüren kadınlar, polis tarafından zor kullanılarak orada bekleyen bir çevik kuvvet otobüsüne bindirilmek istendiler. Bu arada eylemci kadınlann, kendilerini otobüse bindirmeye çalışan polislere ellerindeki Kuranı Kerim'leri uzatarak engel olmaya çalıştıklan göziendi. 30 kadar kadın gösterici daha sonra otobüse bindirilerek Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüler. Kadın eylemcilerin, otobüste ellerindeki Kuranı Kerim'leri cama yaslayıp, yumnıklannı havaya kaldırarak protesto eylemle ÇEMBER Türbanlı eylemciler, slogan atmalan üzerine çember içine alındılar. Bu arada göstericileri çevrede bulunanlardan bazılannın desteklediği görüldu. (Fotoğraf: AA) rini sürdürmeye çalıştıklan da göziendi. Eylemcilerin otobüste de slogan attıkları duyuldu. Kadın göstericiler otobüse bindirilirken, Güvenpark çevresinde toplanan bir grup erkek eylemcinin de tekbir getirip slogan atarak gözaltına alınan kadınlara destek verdikleri görilldü. Polis, bu göstericileri cop kullanarak dağıttı. Bu gösteri nedeniyle Atatürk Bulvan'nda trafik bir süre aksadı, göstericiler otobüse bindirilirken yaya kaldınmı da bir süre trafiğe kapatıldı. Bu arada çevrede biriken başkentlilerin şaşkınlık ve korku içerisinde olayları izledikleri görüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Türk Ceza Yasası'nffi, 141, 142 ve 163. maddelerinin gecikiTmeden kaldınlmasını istedi. İnönü, "163. madde var diye kendimizi avutuyoruz. Yapılacak şey bunun tam tersidir, yasadaki engel i kaldıraıa, konu üzerinde serbest düşunceyle toplumumuzun direncini güçlendirmektir" dedi. SHP lideri, Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in TCK'nın üç maddesinin kaldınlması konusundaki "Yavaş yavaş bu işe girecegiz" sözlerinin de "doğrudan işi surüncemede bırakmak i ç i n " söylendiği görüşünü savundu. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, düşünce özgürlüğünü engelleyen TCK maddelerinin kaldınlması yönünde partisinin verdiği yasa önerisi üzerinde durdu. Erdem Meclis Başkanı (Baftarafı 1. Sayfada) desteklejrn Trabzon Milletvekili Eyüp Âşık ise geç kaldığı için oyunu kulianamadı. TBMM Başkanhğı seçimi için ilk tur oylamada muhalefet milletvekillerinden bir bölümünün Kaya Erdem için oy kullandığı öğrenildi. Ozellikle Doğulu milletvekilieri ise Metin Emiroğlu için oy verdiler. tkinci tur oylamaya da 401 milletvekili katıldı. Bu turda Erdem'e 262, Emiroğlu'na 123 oy çıktı. 1 oy geçersiz sayıldı, 15 oyun da boş kullanıldığı görüldü. tlk iki tur oylamadan sonra TBMM Geçici Başkanı Halim Aras, turlara devam edilmesi konusunu açık oya sundu. Milletvekillerinin turlara devam yönünde oy kullanmaları üzerine üçüncü tura geçildi. Üçüncü tur oylamaya toplam 386 milletvekili katıldı. 270 oy alan Erdem, TBMM Başkanı seçilirken, Emiroğlu 94 oy alabildi. 21 oyun boş çıktığı üçüncü turda bir oy da geçersiz sayıldı. Erdem bu turda, TBMM Başkanı seçilirken 250 oy alan Yıldırım Akbulut'tan daha fazla oy aldı. ANAP milletvekülerinin ve muhalefetin alkışlanyla kürsüye gelen Erdem yaptığı teşekkür konuşmasında "pariamentonun çabalannın etkin ve verirali olması yolunda gay retlerini hiçbir etki alünda kalmadan surdureceğini" bildirdi. "Üstlendigim bu gorevi yerine getirirken, sayın parti başkanlarının, parti grup yöneticilerinin ve ayn ayn tum milletvekillerinin, yardım. destek ve uyanlanna ihfi.vaç duyduğumu ifade etmek isterim" diyen Erdem, "TBMM'nin yurtiçinde ve yurtdışında itibanaı, her türlü düşünce ve kaygının üstünde tutarak bunu korumanın başlıca görevi olacagım" söyledı. Başbakan Yıldınm Akbulut da, sonuçtan mutluluk duyduğunu bildirdi ve başarılar diledi. Akbulut, "Gerek Meclisiraiz, gerekse ANAP, demokrasimizin en güzel örneklerini veriyor" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Meclis Başkanlığı seçimine karışmadığını belirten Akbulut, özal'ın, Emiroğlu'nu desteklemesinin de katiyen söz konusu olmadığım savundu. Seçimi kaybeden aday Metin Emiroğlu da "Demokratik bir seçim oldu. Oy verenlere de, vermeyenlere de teşekkür ederim. Sayın Erdem'i kutlarım" biçiminde konuştu. Seçimin sonuçlanmasından sonra Erdem'i her kanattan milletvekili ve bakanların genel kurul salonunda kuliste ve Meclis Başkanlığı odasında öperek kutladı, Akbulut da Erdem'i ilk kutlayanlar arasında yer aldı. Akbulut'un yer aldığı devir teslim töreninde geçici başkan Halim Aras, seçim mazbatasını Kaya Erdem'e verdi. Cumhurbaşkaru Turgut Özal da Erdem'i bir mesajla kutladı. w Eski dosdar' geliyor nı dinleyeceğiz. Zefirelli'nin yönettiği Othello filminde Desdemona'yı canlandıran ttalyan soprano Katia Ricciarelli, Musica di Milano Topluluğu ile geliyor İstanbul'a. Medki ve Arditti dörtlülerı ise şu sıralarda oda muziği alanında çok ün yapmış iki topluluk. Geçen mart ayında açılan İstanbul Belediyesi Konser Salonu'nda bir resital veren dunyaca unlü çellist Heinrich Schiff, piyanist Rudolf Buchbiııder eşliğinde katılacak festivale. Romen asıllı piyanist Radu Lupu ile siyah Amerikah baba ve Macar annenin çocuğu olan ünlü Amerikah piyanist Andre VV'atts da festivalin yıldızlan olmaya aday. Andre VVatts tstanbul'a ilk kez 1960'h yıllarda Los Angeles POannoni Orkestrası'yla gelmişti. Türk dinle>icisinin yakından tanıdığı Giiher ve Siiher Pekinel'in yanı sıra genç piyanist Mebveş Erneç de birer konserle festivale katılacak. Bu yıl Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma Operası 18. kez tekrarlanacak. ttalya'dan gelecek olan I Madrigalisti di Venezia ise ftalyan müziğınin ve ttalyan Rönesansı'nın en iyi temsilcileri ve yorumcuları arasında. Kültür Servisi Her yıl olduğu gibi 1990'da da haziran ve tenımuz aylarının onemli bir bolümünü kapsayacak şekilde düşünülen Uluslararası tstanbul Festivali etkinliklerine katılması beklenen "senfonik orkestralar" belli oldu. 1 Uluslararası tstanbui Festivali nin 18. yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Korosu'yla birlikte Beethoven'in 9. Senfonisi'ni yorumlayacak. Bu yılki festivale gelmesi beklenen en önenıli orkestra olarak nitelenen Leningrad Filırmoni Orkestrası'nı tarumruş Sovyet Şef Alexandre Dimitriev'in yönetmesi bekleniyor. Programda, Ingiltere ve tskoçyadan iki orkestra var: Oxford Ş«hir OTkestrası'nı Türk şef Cem Mansur, bkocja l'lusal Orkestrası'nı ise Br?don Thomas yönetecek. Oda orkestraiarında, ttalya'nın en iyi topluluklarından biri olan I Musici Oda Orkestrası'nı; Yugoslavya'nın unlü Zagrep Solistleri'ni; tstanbullularm sevgilisi Vladimir Spirakov'un yönettiği Moskova Virtüözleri'ni; Iona Brown'ın yönettiği Academy St. Martia in the Fields Orkestrası 163. maddenin kaldırılmasıyla ilgili olarak, "Laikliğe aykın davranışlan özendirir mi?" diye bir korku olduğunu ammsatan İnönü, "Ama işte milli egitimimizin hali.. Milli eğitinıin gözetiminde bulunan okullarda verilen egitimErzunım'da eylem de laikliğe aykın yaklaşım ve dia istisman yapılıyor. 163. madde Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde de bir bunlan engellemiyor" dedi. Inögrup türbanlı öğreıjci, ölüm orucuna katınü, sözlerini şöyle sürdürdü: lan 14 öğrencinin yargılanmasını protesto et"Asıl tehlike de burada, bir tamek amacıyla dün derslere bir süre raftan, bugünku kuşaklan Turkigirmediler. ye'de laikliği bir gün ortadan kaldıracak dogrultuda yetiştiriyoraz, PORTRE KAYA ERDEM bir taraftan da 163. madde var diye kendimizi avutuyoruz. Yapılacak şey bunun tam tersidir. Yasadaki engeli kaldırma, ama esas tarihlerde Erdem, Hazine Genel konu üzerinde serbest düşunceyTurgut Özal'ın, "kader le toplumumuzun direncini güçSekreteri'ydi. arkadaslıgı"nı ABD'den gelen lendirmektir. Bunu sağlayacak Erdem Başbakan Yardımcılığı bir prensin noktalaması görevinden ayrıldıktan sonra da şey de, çalışmamız ve halka gerherkeste şok etkisi yaratmıştı. yılların dostluğunu göz önünde çekleri anlatmaktır." Bülent Semiler'i, Başbakan tutarak özal hakkında Yardımcısı ve can arkadaşı SHP Genel Başkanı, "Biz konuşmaktan. kaçınmış. Ancak Turkiye'de demokrasinin eksikkKaya Erdem'e tercih etmesi bir Özal'a muhaiif olan süredir dolmakta bulunan rini anayasadan başlayarak duKaraduman grubuyla birlikte bardağı taşıran son damla zeltmeye hazınz. Ama öncelikle hareket etmeyi yeğlemişti. olmuştu. özal ile Erdem TCK'nın düşünce özgürlüğünü Son ANAP kongresinde parti arasındaki uzun yılların engelleyen maddelerinin kaldınldisiplin kuruluna seçilen ve bu masını istiyornz" diye konuştu. dostluğu Erdem'in Başbakan kurulun başkanlığını yürüten Yardımcılığı'ndan bu yılın Erdem, 1928 yılında başlannda istifasıyla bir süre Safranbolu'da doğdu. 1952 dondu. Erdem istifa yıhnda Türkiye Şeker mektubunda özal'la "devlet Fabrikalan Genel yönetimi anlayısında ters diiştügünü" belirtiyordu. Ancak Müdürlüğü'nde memur olarak ANKARA (Cumhuriyet Büroçalışmaya başladı. Daha sonra Özal'ın, cumhurbaşkanlıgına su) RP Genel Başkanı Necmetadaylığım koymasının ardından bu kuruluşta genel müdürlüğe tin Erbakan, 141, 142 ve 163. kadar yükseldi. 1978 yılında buzlar çözülmeye başladı. maddelerin kaldırılmasıyla ilgili CHP hükümeti döneminde Geçen cuma günü eşi Sevil olarak SHP'nin yasa önerisi verHazine Genel Sekreterliği'ne mesi nedeniyle SHP Genel BaşkaErdem'in Cumhurbaşkanı'nın nı Erdal İnönü'ye bir mektup atanan, 12 Eylül öncesinde eşi Semra Özal ile samimi göndererek, duydukJan memnun"CHP'ye yakın" diye bilinen pozlannı, "yeni dönemin luğu belirtti. Erbakan, "Bu madKaya Erdem, 12 Eylül'den başlangıcı" olarak delerin varlıgını "vahşi kabilelersonra Özal'ın isteğiyle değerlendirenler oldu. de yamyamlann kazan etrafındaMaliye Bakanı oldu ve bunu 12 Eylül döneminde kabinede ki dansı" olarak niteledi ve "Bu Londra'dayken Özal'dan "biriikte büyük işler başaran" telefonla öğrendi. 1983 yılında maddeler kaldınlmazsa bunlan ÖzalErdem ikilisinin başını fasist ilan edeceğız" dedi. ünlü "banker skandah" yemişti. ise, ANAP'tan Jzmir "Halk bankerlere para yatırarak Milletvekili seçildi. Ardından RP Genel Başkanı Erbakan, kumar oynadı" sözleri, siyasal, Devlet Bakanhğı ve Başbakan dün parti genel merkezinde düYardımcılığı görevine getirilen ekonomik ve sosyal zenlediği aylık basın toplantısında, iktidarı ve muhalefeti eleştirliteratürumüze geçen Erdem'in, Erdem, liberal kişiliği ve özal'la dostluğu Hazine Genel yumuşak başlılığı ile tanınıyor. di. Parlamentodaki muhalefetin sinei millete dönmeleri için zamaErdem, 29 kasımda yeniden Sekreteri olarak görev yaptığı tzmir Milletvekili oldu. Evli ve nın geçmediğine işaret eden RP li1980 yıhnda 24 Ocak deri, gazetecileri de sinei millete iki çocuk babası olan Kaya Kararlan'mn hazırhkları dönmeye çağırdı. Erdem, Ingilizce biliyor. sırasında başlamıştı. O Arkadaşlıktan vekilliğe Erbakan: Faşist ilan ederiz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle