25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
75 KASIM 1989 HAVA DURUMU Meteoroloji Genel Müdürlüğu'nden alınan bilgiye göre butun bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara'nın batısı ile kıyı Ege dışında tüm yurt yağışlı geçecek. Yağışlar yağmur yer yer sağanak şeklinde olacak. H/W SICAKLIĞI: Oeğişmeyecek. RÛZGÂR: Kuzey ve batı yönAflaraı Adapaan Mıyaman Afyon AJn Ankara Antekya y B Y Y Y Y Y Y Y Y B Y Y CUMHURtYET/17 TÜRKİYE'DE BUGÜN 16° 10° DıyartMkır 8 ° 4°Edıme 14° 9°Emncan 8° 2°Erzurum 6° 0° Eshsehi' 9° 3°Gazamep 16" 11° Sresun 12° 9° 3°K.Maraş 10° «°M«sn 6° 0°MuJla 8° 3°Muş 12° 8°Kı0de 15° 11° <Wu 17° 10° Gümuşhane Y 10° 4°Ffe 1<° 7»Hald<âri Y 6° 0°Samsun 13° S°lsf»ra V 10° 2°Siirt 9° «"İstanbui V 10° 6°Snop 8° 3"iaraf B 13° 6°S.vas 11» 6°Kars Y 6°f> fekirdağ 12° 6°Kasamonu Y 7° 3°Trateon 8° 4°Tunce« 7° fKaysen 9° 4°Uşak 16° 14° Kıridareli 9° 4°Van 10° 4°Konya 8° 2°Yozgat 8 ° 5°Kutahya 12= 7°Zonguldak 11° 5°Malatya 6 Y Y 8 Y Y Y Y Y Y Y Y B Y Y Y Y Y Y 12= 5° 14° 7° 16° 11° 11° 4° 10° 5" 8° 4° 14° 11* 16° 12° 14° 11° 13» B° 12° 10° 7° 4° 10° 5° 16° 12° 11° 6° 8° 3° 10° 2° 8° 3° 11° 8° OUNYA'DA BUGUN Amsterdam B Ammsn B Aona B BaOdat Y Barceioıu Y Baseı S Bdgral B 6»rtin S Bonn S Bruksel B Budapesle S Cenevre S Cea»u A Cidde A Dubayı A FranlÂın S Giroe B Y Hetsi^ Kattire B Kopenhag B Kutn S Leftoşa B 12° 21° 15° 24° 20° 9° 11° Antalya S c ? e S e o t n ™ e ™ e ** taba «** «**• «"«a y « g i 1 ila 2 m.. göruş dfoun bate"vetodosötekrdenız *ar G01"'"* h a v a : ^ 1 Whua1f i1t u a"a s^ı rm u rrt1a uk u3**°*sRuz• ^ wette e e Mnühwkta »taraSrtPn7 8 9 3 un( * * ** V** *" ' r a o ' V S d e ^ i S " £ * 8" ^ da^ı. g*ruş uzak.,* 10 km. do.ay.nda buradeniz'de yer yer 3340 denız mili hızta esecek OENİZ: Mutedil, yer ^j. açık ^ ^ buiutiu ^yajmuriıı lunacaK Artvin Aydm Bdılesir Ktedk Btnçul Bıtts Bdu ÇanaMele Y Y Y Y 8 Y Y Burea 12° 25° 29° 32" 12° 21° 9° 12° 12° 7° Corum Demzli Cezâyır '^ X Tunus Atın a KahTe» 5° 23° mısot >?ian< Aacık Bbulutlu Ggüneşlı Kfcaru Ssısh YyaJmurlu 10° 12° 21° B 6° B 11° Y 18° B 9° Y 19° B 5° S 12° He» foı*. B 19° Y 7° Osk> Paris S 16° Prag S «° A 31° %%) ftoma A 18° B 10° Sofya Sam B 20° WA»ıv A 28° A 29° linus S 5° VtmdHı B 17° Y 18° Vıyam nB 21° ZuhH S 12° Lemvad Londra Madnd Milano Montreal Moslova Münıh POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Paşalar Üstüne... Balığın erkeği ile dişisi nasıl bilinir diye bir fıkra vardır. Başta aşçıbaşı olmak üzere herkese sormuşlar, kimse altından kalkamamış. Sonunda aşçıbaşı, "Paşa bilir" diye kestirip atmış: "Nasıl bilir?" "Çünkü onun dediği dediktir." Bunu Bal Mahmut anlatır, mizah dergileri yazar, biz de yazdık. Sen misin yazan? Soluğu günlerce Selimiye'de aldık. 12 Eylul paşalarına dokunmuş. Bir daha balığın erkeği, dişisi mi, tövbe!... Bereketli yazar Muzaffer İzgü dostumun da değil bir öykü, koskocaman, "Siz Bilirsiniz Paşam!.." diye bir kitabı vardır. Korku, bela savuştuğuna göre Muzaffer'in bu öyküsünü özetleyebiliriz... Konuklar gelmiş, evin beyini de çağırmtşlar. Girmiş içeri, başlamış hal hatır sormaya: "Nasılsınız hanımefendi?" "Sağ olunuz paşam." Şaşırıyor. Yanlış mı duyuyor, kadın paşa diyor. İkinci bayana, "Nasılsınız efendim?" diyesi oluyor. "Sağ olunuz paşam..." Öksürüyor, "Geçmiş olsun paşam." Hapşırıyor, "Geçmiş olsun paşam!.." Paşalığı benimser gibi oluyor. Benimsiyor da bu paşalık nereden gelesi?.. Boyundan mı, bosundan mı, kaç gündür tıraşlı olan yüzünden mi, tam dökülmemiş saçlanndan mı, devlete otuz iki ytl hizmet etmiş memur oluşundan mı? Bir türlü çıkaramıyor, ama bir yandan noşuna da gidiyor. "Aman efendim mahallemize onur verdiniz" diyor sarışın bayan... "Ne mutlu bize, apartmanımızda sayın paşam oturuyortar" diyor esmer olanı... Çocuklar fısıltıyla soruyorlar, "Anneciğim beyamca paşa mı?" Kadınlar çocukları çimdiMiyor, "Elbette paşa, dedeniz paşa..." Konuklar arasında geçen olay dilden dile dolaşmaya başlıyor. Evden çıkıyor, sokağı, mahalleyi. yakın semtleri dolaşıyor. Herkes artık onu paşa biliyor Paşalığa kendi de alışmıştı. Ama kanıtlamak da gerekıyor. istanbui Bitpazan'nda dört tane paşa resmi buluyor. Biri gülümseyerek bakıyor. Öteki üçünun kaşları çatık. Bunlardan birini almak gerekıyor. Birini gözu kesiyor. "Usta bu resim kaça?" Bir fiyat söylüyor eskici... "Usta bu çok pahalı değil mi? Ne olsa brtpazan malı değil mi?" "Beyamca, onbaşı resmi satmıyoruz, Osmanlı paşası satıyoruz" "İyi de arkadaşım, hani bu kadar eder mi?" "Canın isterse." Sonunda dört resmi de alıyor. İkisi hanımın dedesi oluyor, ikisi beyin... Duvartara asıyorlar Gelen konuklar resimlerin önünde saygıyla eğiliyorlar. Sokağa çıkıyor, kasap etin en iyisinden veriyor, manav her şeyi bir bir seçiyor, bakkal desen öyle... Mahallede bir paşadır gidiyor. Arada bir kartveye uğrayacağı tutuyor, daha kapıdan görünür görunmez "gürf diye kahve halkı ayaklanıyor. Herkes hazır ol durumunda... "Buyurunuz paşam, şöyle buyurunuz!" Gezgin satıcılar, paşa rahatsız olur diye o sokaklarda bağırmıyor. Çocuklar top oynamıyor. Kadınlar sokak kavgası edemiyor Akıl danışanlar da var. "Sizin sorduğunuz aslında şudur." "Baş üstüne paşam." Muzaffer İzgü, paşa öyküsünü akıl danışmadan, 'danışma ücreti'ne kadar çıkanyor. Bankerlik de kuruyor Sonunda her banker gibi batıyor. Komşulara, "Ben battım.." dedikçe, komşular, "Siz bilirsiniz pa?am." diyorlar. Paşanın bildiği de bu kadar... BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/Vurularak çalınan bir dizi çelik dilden oluşan çalgı. 2/ Patika... Sözsüz oynanan köy seyirlik oyunlannın genel adı. 3/EIi işeyatkm, becerikli... Eskiden tugay anlamında kullanılan sözcük. 4/Kaynar suda haşlanıp üzerine yağ gezdirilen mısır unu yemeği. 5/Tarla sınırı... Yumurta verimi çok bir tavuk ırkı. 6/Eski dilde tuz. 7/Donuk renkli... Proton verebilen rnaddelerin genel adı. 8/Bir renk... Koku. 9/Kuvars, mika ve feldispattan bileşmiş kayaç... Şöhret. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/Bankacılıkta, bir kişinin hesabtndan başka bir kişinin hesabına para aktanlmasına verilen ad... Magnezyum elementinin simgesi. 2/Belırü... Daglalesi de denilen ve çan biçimi tüylü çicekleri olan bitki. 3/Bir kâğıt oyunu... Güney Amerika'nın çöl bölgelerinde yaşayan memeli bir hayvan. 4/Toplumun duygularını inciten olay ya da durum. S/Bir renk... Arnavutluk'un para birimi... Bir spor takımının gözde oyuncusu. 6/Takımlar grubu... Güzel sanat. 7/Çok sayıda satıcıya karşılık az sayıda alıcının bulunduğu piyasa sistemi. 8/Havaalanlarında bulunan ve etraftaki uçuşları denetlemeye yarayan sistern... Kinaye. 9/Bir nota... Pilotlar ve havacılar için yayımianan bülten. TARTTŞMA Her Şey Politika mı? Büyük yatın önünde bir çift ayakkabı, "güven ve huzur"la akşamdan bırakılmış dışarıda. Bayrağa bakıyorum Avusturya. Sadece politik ortamlan "yerleşmiş" ülkelerin insanlan mıdır böyle güvenli ve huzurlu? Marmaris Marinası'm geziyorum bir sabah erkenden. Ertesi gün yeni cumhurbaşkanı seçilecek ülkemizde. Her yanımız buram buram politika. Bitmemiş marina birçok eksiği olsa bile bambaşka bir dünya bize. Yaz mevsimindeki yoğun yanaşan/aynlan yatlann trafiği olmasa bile boy boy iskelelere bağlı yüzlerce yatın kimilerinde bir sürü insan var. Bu yabancılar hiç politika düşünmeden, politaka yiyip içmeden nasıl yaşarlar diye geçiyor içimden. Saat sabahın yedisi daha. Bir ressam sehpasını kurmuş sabah ışığında Marmaris'in resmini yapıyor, uzaktan gülümsüyor bana. Tek tük insanlar dinginliği bozmamaya çahşıyorlar gibi. Duşların bulunduğu binadan çıkan kadın bornozuna sarınmış, yatına doğru gidiyor. Şıpıdık terlikleri sarı, bornozunun renginde. Taze, buğulu vücut düşüncesi ürpertiyor insanı. Izliyorum uzaktan, küçük bir yata atlayıp içinde kayboluyor. Fransız bayrağı çekili teknede. tçindeki diğer kişi ile"Danielle Mitterrand'ın ABD Temsilciler Meclisi insan haklan grubundaki "Kiirtler" konulu toplantıda,Türkiye'ye yönelik eleştirileri ve bundan Ankara'nın son derece rahalsız olması"nı konuştuklarını hiç sanmıyorum. Bir Amerikalı sabah kahvesini içiyor elindeki koca fincandan, içinde bulunduğu küçük yat her rindeki okullann sınavlanna girip diploma da alıyorlardır. Bizdeki bırakın Müslüman olanlan, azınlık çocukları bile zorunlu din dersinden sınıf geçmek zorunda iken. Eski ahşap yelkenliden beyaz saçh, burma bıyıklı, spor gömlek ve kravatlı yaşlı İngıliz çıkıyor. Tam eski bir sömürge subayı. Çantası elinde. "ülkeye döniiş" herhalde. Hepsi bir yana, bu mister bir özel Londra kulübünde, Başbakan Thatcher'ı eleştirecek ya da savunacaktır mutlak. Ama zevk için, uğraş gibi değil. Marmaris Marinası'ndaki turumu bitirirken, mor giysisiyle saçları uçuşan kız aceleyle gelip geçiyor, dalgalanan parîüm kokusu bırakarak ardında. Ne millettendir, hangi siyasal kanattadır dersiniz? Geldiği yöne bakıyorum iki büytik yat var. Birisi bizim görmemişlere özgü; iri, kaba, bol kromajlı, şekilsiz. Diğeri eski, asil, görmüş gecirmiş tipiyle yabancı bandıralı. Morlu kız hangjsinden acaba? Güçlü olasılık yelpazedeki yerinin "Bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya" ölduğunu gösteriyor. Dönüş yolunda gördüğüm bizden iki balıkçı konuşuyorlar, kayıkları eski, kınk dökük. Giysileri eski, yırtık pırtık. " . . . bak, bu Özal var ya. cumhurbaşkanı oldugunda..." " . . . . ah abi, ben tnönii'nün yerinde olsaydım.." lşte demokrasi diye diye politika ve poütikacıların esiri olan bizler ile gerekmedikce politikanın adını anmadıklanna inandığım ama demokrasisi, yerleşik ülkelerin insanlan. 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet Hanedan tevkifatı 15 KASIM 1929 Polisin siyasi kısmı, Paris konsolosumuzu iğfal ederek şehrimize giren eski hanedan azasından Ahmet Tevfik Efendinin haremi Şadiye Hanımı tevkif etmiştir. Şadiye Hanımın, Ahmet Tevfik Efendiden iki tane de çocuğu vardır. Eski hanedan azası milli hudud haricine gönderilirken, Ahmet Tevfik Efendi, Şadiye Hanımın valdesine emlakin idaresi için bir vekaletname vermiştir. tddia edildiğine göre bu vekaletnameye istinaden Tevfik Efendiye ait bazı kıymettar mücevharat bankadan aJınmış ve bir kısım eşya ve emlak de satılmıştır. Bunun üzerine, Pariste bulunan Ahmet Tevfik Efendi ile Şadiye Hanımın arası açılmış ve nikahın feshi için Pariste mahkemeye müracaat etmişlerdir. Bu müracaat üzerine mahkeme devam ederken, Şadiye Hanım, Paris konsoloshanemize müracaat ederek bir pasaport almaya muvaffak olmuştur. Şadiye Hanımın İstanbula geldiğinden haberdar olan Ahmet Tevfik Efendi, konsoloshaneye ve bilvasıta hükümete müracaat etmiştir. Keyfiyet, Dahiüye Vekaletince nazarı dikkate alınarak tahkikat icrası emredilmiş ve neticede DahiJiye Vekaleti, Şadiye Hanımın, hududu milli haricine tardını İstanbui Polis Müdüriyetine bildirmiştir. Şadiye Hanım, siyasi polis tarafından te\kif edilmiştir. Bu kadın eski hanedan kadınlarının en güzelidir. Şadiye Hanım hudud haricine çıkmak için yol parası olmadığını iddia ettiğinden, yapılacak muamele, Dahiüye Vekaletinden sorulmuştur. haliyle "okyanus aşın." Dolayisıyla sahibi de "Gorbi'nin 'Baltık'ı nükleer silahlardan anndıralım önerisini ve bu öneriyi Beyaz Saray'ın 'NATO'nun caydıncılık kapasitesini etkilemeye yönelik' diye nilelemesini" değil, yakın gelecekteki açıic deniz rotasını düşünüyor denebilir doğal olarak. Büyük yatın önünde bir çift ayakkabı, "göven ve huzur'Ma akşamdan bırakılmış dışarıda. Bayrağa bakıyorum Avusturya. Sadece politik ortamlan "yerleşmiş" ülkelerin insanlan mıdır böyle güvenli ve huzurlu? Yandaki tngiliz motoryatının üstünde "Open School" yazıyor, "Açık Okul". Bahse girerim ki, yatlarda yaşayıp büyüyen tngiliz çocukları, bu "okul"da öğrenim görüp, mektupla ülkele ORAL GÖNENÇ Bodmm AQKAYBIMIZ TÜBİTAK Ankara Elektronik Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Bölüm Başkanlarından değerli insan ENSTİTÜMÜZ BÖLÜM BAŞKANLARINDAN DEĞERLİ İNSAN BÜLENT KERFV1 AEEVTı kaybetmiş bulunuyoruz. Ailesine, yakmlarına, ODTÜ ve TÜBİTAK camiasma başsağlığı dileriz. TÜBİTAK BAŞKANLIĞI KAYBIMIZ Değerli çalışma arkadaşımız, dostumuz, iyi insan Doç. Dr. kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi 15.11.1989 Çarşamba günü ODTÜ Mühendislik Fakültesi'nde saat 10.00'da yapılacak töreni müteakip Maltepe Camii'nde kıhnacak öğle namazından sonra toprağa verilecektir. Ailesine, yakınlarına, ODTÜ ve TÜBİTAK camiasına başsağlığı dileriz. TÜBİTAK ANKARA ELEKTRONİK ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ r BÜLENT K KRİM ALTAY'ı ÇAUŞANLARIN SORULAR1/SORUNLARI YILMAZŞİPAL m "Bu ^ ş h İnsanlar?" SORlj: Ben ortaokul mezunuyum. 657 sayılı Devlel Meoıurtan Yasası yiiriirliiğe girdiginden bu yana bizim durumumuzda olan ortaokul ve ilkokul mezunlan, bir tek iist derece veren yasadan >ararlanabildiler. Bunun dışında, hiçbir yasadan yararlanabilmiş değiliz. Daha doğnısu ilk ve ortaokul mezunlan için bir tek düzenleme yapılmamıştır. Bütün iyileştirmeler meslek sınıflan ve yüksekögrenim görenler için yapılmıştır. Benim göstergem 1165'tir. Neredeyse benimle aynı fşi yapanlar, bunu ek gösterge olarak almaktadır. Kaldı ki bazı meslekler dışında, genellikle herkes aynı işi yapmaktadır. Dantştay karanndan, basında çıkan haberlere göre, 30 bin dolayında memur yararlanacakmış. Eğer Danıştay karannın dışında da kalacak isek, bu çok büyük haksızlıktır. Çünkü ek gösterge almayan çok az kimse kalmıştır. tleri yaştaki ilk ve ortaokul mezunlan, Cumhuriyetin ilk ya da ikinci kuşaklandır. Bu kuşaklar, büyük Atatürk'e ve onun yolundan gidenlere hizmet etmiş kuşaklardır. Benim babam da memurdu. Ögrenim çaglanmızda, ortaokuldan sonra okumak için lise ya da bir başka okul, babalanmızın memurluk yaptığı yörelerde, henuz açılmamıştı. 657 sayılı Devlet Memurian Yasası'na göre ilkokul mezunlan 7. derece 9. kademeye, ortaokul mezunlan ise 5. derece 9. kademeye kadar yükselebilirler. Vükselebilecekleri bu derecelere gelenler için artık yükselme şansı kalmamıştır. Yıllarca ve yıllarca yerlerinde sajarlar. Kaldı ki ana göstergeler, ek göstergelerin yanında "devede kulak" kalmıştır. Emeklilerin sorunlanna egilecek, başvurulanna giileryüzle karşılık verecek bir kunım yoktur. Yaptığımız başvurulara aylarca yanıt verilmez. Çoluk çocuğun ceplerinde "telekart" taşıdıklan ve günün her saatinde para çekebildikleri bir ortamda, biz emekli insanlann her türlü olumsuz iklim koşullarında banka kuynıklarında saatlerce bekletilmeleri nasıl yorumlanmaktadır? Bu yaşlı insanlar için ne düşünülmektedir? Biz emekliler. bankamızın kunılmasıru istiyor ve bekliyoruz. Biz emeklilere borç para verilmez. Recetelerimizin %10'unu ödemek durumundayız. Paramız yoksa hastalığı mızı erteleriz. Bakıyorsunuz bir yasa çıkıyor ve yorum gerektiriyor. Uygulay ıtılar değişik uygulama yapıyor. Sonuçta kimileri yargı yollanna başvunıyor. Oysa ki herkes yargı yollanna başvuramıyor. Bunlar benim ve benim çevremdeki emekli arkadaşlanmın yaygın diişünceleridir. Size açıimak istedim. Sorumsa şöyle: Eşim ilkokul mezunu, 6. derece 5. kademeden, ben ise ortaokul mezunuyum ve 5. derece 5. kademeden ayiık aiıyoruz. Danıştay İçtihadi Birleştirme Karanna göre, ek gösterge alır mıyız? TEŞEKKUR Sevgiü Dışardaki emlak Dahiüye Vekaleti tarafından vilayetlere gönderilen bir tamimde Balkan Harbinden sonra Yunanistanı terkederek Türkiye'ye gelmiş bulunan şahıslara ait olup Yunan hükümeti tarafından işgal edilmiş olan malların sahiplerinin Türk heyeti muru ahhasasına başkanlığına •süratle müracaatlerinin temini bildirilmiştir. BÜLENT KERİM AEDff'ı elim bir trafik kazası sonucu kaybettik. Ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz. TÜBİTAK Ankara Elektronik Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü ve ODTÜ ElektrikElektronik Mühendisliği Bölümündeki ARKADAŞLARI ALPAY'ımın hastalığı süresinde ve sonrası ilgilerini esirgemeyen Prof. Dr. Hasan Yazıcı, Dr. Adrian Timothy. Doç. Dr. Bingiir Sönmez, Doc. Dr. Ahmet Öber, Dr. Fazilet Öner, Dr. Meriç Şengöz, Dr. Mehmet Şen, Dr. Alpaslan Ma>3dağlı, ağrılarını dindiren Doç.Dr. Işık Aydınlı, Uzm. Dr. Mine Sun, Göniil, Sacide, Aysel hemşireler ve radyasyon onkolojisi başhemşiresı Asuman Adan'ın şahsında tüm hemşirelere, Cerrahpaşa Hastanesi'ne ve bütün can dostlarımıza teşekkür ederim. Ailesi adına AYSEL İZER 3 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet Satır'ın cevabı 15 KASIM 1959 Bu sabah Mucur'a gelen C.H.P. Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Satır, ilçe kongresinde uzun bir konuşma yapmış, iktidann iktisadi politikasını tenkit ettikten sonra, iki gün evvel Beypazarı ilçe kongresindeki konuşması etrafında | yapılan radyo neşriyatını cevaplandırmışrjr. Genel Sekreter Or K e m a l Salır Yardımcısı şunları söylemiştir: ' Dinliyorsunuz, son iki günden beri benim Beypazar kongresindeki konuşmalarımı radyo günün hadisesi haline getirmiştir. İktidara bağlı matbuat Ankara ve İstanbuldaki mümessilleri ile 'Doktor Kemal Satır, millete ihtilal metodlarını, zor metodlarını tatbik etmeyi tavsiye etmiştir' diyecek kadar bir fikrin, bir iptidai zihniyetin mümessili olmuştur. Doktor Kemal Satır, Beypazarında ne demiştir sevgili arkadaşlarım. Biz madem ki, demokratik bir idareye kavuşmuşuzdur. Biz madem ki, iktidarların vatandaşın reyi ile değişeceği fikrine inanmışız, iman getirmişiz ve onun mücadelesini yapıyoruz. O halde bunun aksini düşünen insanlann maruz kalacaklan muameleyi söylemekle de vafizemizden başka bir şey yapmış değiliz." Kemal Satır, durup dürurken ipten kurşundan bahsetmediğini söylemiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir: " İktidarı sükunetle düşünmeye davet ediyorum. Ve şuna inandığımı söylüyonım ki vatandaş onlara rey vermediği takdirde iktidarı sükunetle devredeçeklerdir" DARUŞŞAFAKALI KARDEŞLERIMİZE DUYURU Kıymetli kardeşimiz (341) Prof. Dr. KEMAL ERGUVAJNLTyı TURSEM'IN REHBER.UĞINDE kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi çarşamba günü (bugün) öğle namazından sonra Teşvikiye Camii'nden kaldınlacaktır. DARÜŞŞAFAKALILAR DERNEĞÎ CHESTER'DE BRIÛHTON, HASTINGS/^ETERVE 5EÇKİN DİLOKULLAWNDA YAZK!^ "/A DA BÜTÜN YIL II^ÛİLİZCE: ÖGRENİN VEFAT Samsum Katipadili Mahmut Takıyittin ve Zeliha kızı, Şefika Çağatay'ın kızkardeşi, Cner Gözen'in teyzesi, Naile Güdel ve Alev Özkan Quinonez'in büyük teyzeleri, Bizden ve Salim Çağn Öztoksoy'un anneanneleri, Sanyer llk Noter'i M. Cemal Yazgan'ın eşi, Sanyer Lisesi Resim Öğretmeni Tomris Yazgan'ın annesi, NECMİYE YAZGAN 12 HAFTA KUR5, AİLE YANINOA KONAKLAMA YEMEKVE KİTAPLAR.DAİ4İL: AYDA 1 7 3 İ T A K 5 İ T L E 13.11.1989 günü Hakkın rahmeüne kavuşmuştur. Merhuma Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz. AİLESİ VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Üyemiz m YANIT: Genel Idare Hizmetleri Smıfından emekli aylığı alanlara yalnızca ilk dört derece için ek gösterge uygulaması yapılmaktadır. 5. ve onun altındaki derecelerden aylık alanlara ek gösterge bugün için uygulanmamaktadır. Bir başka yazımızda konuya değineceğiz. GEÇEN YIL BUÖUNCumhuriyet Filistin Devleti 15 KASIM 1988 Cezayir'de üç gündür çalışmalarım sürdüren Filistin Ulusal Konseyi (FUK) "Bağımsız Filistin Devleti"ni ilan etti. FKÖ lideri Yaser Arafat, Filistin Devleti'nin başkentinin kutsal Kudüs ölduğunu açıkladı. Arafat, FUK'nın sabaha kadar süren toplantısında yaptığı konuşmada, "Bağımsız devlet, Filistin halkının doğal, tarihsel ve yasal haklarına uygun olarak ve Arap doruklarında alınan kararlar ile BM'nin 1947'den bu yana aldığı kararların ortaya koyduğu uluslararası eşitlik temeli üzerinde ilan edilmiştir." dedi. tıırsem İNGİLİZ LİSAN OKULLARI DANIŞMA MERKEZİ Cumhuriyet Cad. 173/4B Elmadağ 80230 İstanbui Hılton Oteli Karştsı Tel: 148 39 77 148 79 43 148 28 49 Fax.: 132 97 29. Tlx.: 27498 tusm tr Prof. Dr. A. KEMAL ERGUVANLTyı TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 12.11.] 989 tarihinde elim bir trafik kazası sonucu yitirdik. Ailesine, yakınlarına ve Jeoloji Mühendisleri topluluğuna başsağlığı dileriz. ÇİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 198989 Davacı Halil Teke tarafından davalı Enbiya Teke aleyhine ikame olunan boşanma davasının ara kararı uyarınca: Tüm aramalara rağmen sarih adresi tespit edilemeyen davalı Enbiya Teke'nin duruşmanın atılı bulunduğu 4.12.1989 günü saat 9.00'da Çine Asliye Hukuk Mahkemesi kaleminde hazır bulunması aksi takdirde HUMK 510 ve 511. maddeleri uyarınca duruşmanın davalının gıyabında yapılacağı ve gıyabında karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 36402 KOMPLE SATILIK MATBAA 1985 model kayın bıçak 1953 model Roland Parva 2 ofset Tel.: 9511 36 34 İstanbui
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle