27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 1989 EKONOMİ CUMHURÎYET/9 TÜRKİYEUen ANKARA (ANKA) Ticari bankaların serbest döviz mevcutlan aralık ayının üçüncii haftasmda 149 milyon dolar daha çoğaldı ve 2 milyar 922 milyon dolara yükselerek 3 milyar sınırınu dayandı. Geçici verilere göre özellikle yılın ilk yarısında düşük düzeyde seyreden, ancak ekimden ilibaren önemli çoğalma gösieren bankaların döviz mevcudundaki artış eğilimi sürüyor. Bankaların dövisleri DPTMüsteşarı Ali Tigrel Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı '89\la ilk hedef enflasyon 1989'da ihracatta parasal teşvikler kalkıyor. Ekonominin daralma sürecine girdiği de dikkate alınırsa ihracatta 10 milyar dolar sınınnın altına düşme tehlikesi doğar mı? TİGREL 1988 yılında ihracat hedefinin altında kalmış olacağız. Orası kesin gözüküyor. 12 milyar dolar civarında bir hedefimiz vardı. Gerçekleşme ise 11 milyar dolar ila 11.3 milyar dolar arasında kalabilir. Aralık ayı rakamları bu açıuan önemlidir. 1989 programında 12.5 milyar dolar dolayında bir hedef konuldu. Bu hedefe ulaşılabilmesi için elden gelen gayret gösterilecektir. Vergi iadeleri kaldırıldı, ama bütün dış kısıtlamalara rağmen destekleme primlerinin ödenmesine devam edilecek. Avrıca üretim vadeyi feda eimemek lazım. 1989'da daha küçük rakamlarla kurulacak dengelere kamu maliyesi de ayak uydurabileeek mi? Bir önceki yılın yüksek iç borçtan fiyatlar üzerinde baskı yaratmayacak mı? TİGREL Enflasyonun tek nedeni olarak kamu maliyesini görmemek gerekli. Kamu açıklarının enflasyon üzerinde çok büyük etkisi var. Belki de birincil etki budur. Bunu kabul etmek lazım, ama Tüı k ekonomisinde yapısal birtakım faktörler de var. Merkez Bankası bir açıdan haklıdır. Makro hedefler çerçevesinde belirleyeceği parasal programı titizlikle izlemesinde sayısız fayda vardır. Bu bakımdan Sayın Saracoğlu'na katılmamak mümkün değil. Ancak, olaya salt parasal TİGREL 1988'de enflasyon yüksek bir oranda gerçekleşli. 1989'un en önemli hedefi enflasyonun düşürülmesidir. Ekonomide ortaya çıkafı dengesizliklerin enflasyon düşmeden giderilmesinin mümkün olmadığı kanısındayım. Bankalar bu yılın son üç ayında yüzde 85 faizle para lopladılar. Gelecek yıl enflasyon düşse bile bu pahalı kaynağı kredi olarak ekonomiye enjekte edecekler. Bu gelişmenin fivatlan yükselten bir etkisi olmayacak mı? TİGREL Bankalar yüzde 85 faizle epey para topladılar. Bu doğrudur. Ama kredi faizleıi yüzde 130140 düzeyindedir. Yani arada 5055 puanlık bir marj vardır ve bu oldukça yüksektir. Bu çok yüksek marjın düşmesi için kredi dikkate alındığında meseleyi kolay finanse edilir bir açıkla götürmesinde yaraı vardır. Yılın özellikle son üç ayınd? ithalatta gözlenen yavaşlama üzerine biz ekim kararları ile getiıilen freni imalat sanayii için biraz gevşettik. Yılın ilk aylarındaki gelişmeye bakarak ithalat freninin biraz daha gevşetilmesinde büyüme açısından fayda görüyorum. Hem büyüme açısından hem de ithalatihracat arasındaki doğal ilişki açısından. 1989 perspektifiniz ne olacak? TİGREL Büyüme hızının yüzde 5'in altına pek düşmemesi lazım. Merkez Bankası büyüme ve enflasyon hedeflerine uygun bir parasal program hazırlamıştır. Buna uyulması gerekli. Aynca yeni çıkarılan ve önemli bir vergi paketi vardır, harcamaları kısma kararı vardır. DPT olarak belediyelerin yatınm ve hatta harcamalarını denetim altına aldık. Para ve maliye politikaları ile kamu açığını azaltabilirsek, Hazine'nin borçlanma ihtiyacı ve buna bağlı olarak da faizlerde düşüş sağlanır. Bir de ihracatın sadece kurla desteklenmesi artık mümkün değildir. Çünkü kur artışı, maliyet artışı ve dışarıya kaynak transferini beraberinde getiriyor. 1989'da yeni ekonomik pakeller var mı? TİGREL Yeni radikai kararlara ihtivaç yoktur kanısındayım. Artık ekonomide 'hassas ayar' dönemi başlamıştır. Yani yeni paketler gelmeyecek mi diyorsunuz? TİCREL Evet, ekonomi belirli bir yapıya ulaşmıştır. Merkez Bankası, Hazine ve DPT arasında bir koordinasyon kurulmuştur. Maliye Bakanlığı da bu koordinasyona uyum göstermiştir. Mahalli seçimlerin ve Cumhurbaşkanı seciminin ek«ınomi yönetimine olutnsuz bir yansıması olabilir mi? TİGREL Belki dc bu sorunuzun yanıtı bir bürokraı'olarak bize verilen yetki ve sorumluluğu aşabilir. Sayın Başbakanın verdiği beyanatlardan seçimlerin ekonomi yönetimine etkide bulunmayacağı anlaşılıyor. Bu konuda bir yorum yapmak istemiyorum, ama seçimlerin ekonomi yönetimine bir etki yapacağını da zannetmiyorum. Biz muslukları açmayacagız" 9 OCAK 1989 Döviz Satış 1839.42 1586.50 144.38 1014.57 48.42 262.96 436.09 297.52 899.69 295.37 1189.02 138.51 14.56 6511.22 3277.85 490.64 Efektif Alıs 1835 74 1556.41 144 09 1012.54 47 50 262.43 427.82 296.92 897.89 294.78 1186.64 135.88 14.28 6387.73 3271 29 481.34 Efektif Satış 1858.00 1602.53 145.84 1024.82 48.91 265.62 440.49 300.53 908.78 298.35 1201.03 139.91 14.71 6576.99 3310.96 495.60 OSMAN ULAGAY EKONOM NOTLARI Tütün dış ticareti ANKARA (AA) Tütün ihracatı, 1988 yılının ilk on ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 46 azaldı. Aynı dönemde, Türkiye'nin Şark tipi dışındaki yaprak tütün ithalatı ise 16 kat artıı. Devlet tstatistik Enstitüsü'nce derlenen verilere dayandarak yapüan hesaplamalara göre geçen yılın ilk 10 ayında ihraç edilen 48.1 tonluk tütün karştlığı 142.2 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. ASKARA (UBA) Türkiye İş Bankası aylık ekonomik raporunda, "Petrol fiyatlarının önümüzdeki günlerde yükselme eğilimini sürdiireceği" bildirildi. İş Bankası 'nın "Uluslararası Para Piyasaları" raporunda Amerikan Doları'nm 1989 yılında da değer kaybedeceği; 1 dolann 1.65 ınark paritesine ulaşacağı bildirildi, "ABD'de Bush yönetiminin bütçe ticaret açıklannı kapaıma konusunda göstereceğı performans paralelinde dolar, 1991'den itibaren yeniden güçlenmeye başlayacaktır" denildi. İş Bankası: Petrol fiyatı artacak Altın Rehber'in dokuzuncıısu Ekonomi Servisi Altın Rehber'in dokuzuncusu tanıtıldı. Yayıncı ITTBilka, İstanbul'da 1 ile başlayan iş telefonlarından oluşan İstanbul birinci bölge rehberinin tanıtımt için bir resepsiyon düzenledi. PTT ile yaptığı anlaşma uyannca üike çapında il ve bölge bazmda rehberter hazırlayan ITTBilka, bu rehberleri ev ya da iş adreslerine ücretsiz ulaştırıyor. ENİS BERBEROĞLU BİLAL ÇETİN ANKARA Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Ali Tigrel. bu yıl ekonomide yeni önlem paketleri açılmayacağını, bunun yerine "hassas ayariama"lara gidileceğmı söyledi. 1988 buyüme hızı rakamının yüzde 5'in bile altına düşebileceğini kaydetti. "1989'da bu trendi düzeltmemiz la/ırn. Çünkü yüzde 5'in allında kalan bir bü\ümenin Türkiye'nin sosyal sorunları açısından makbul olmadığını düşünüyorum" diyen Tigrel, "1989'un en önemli hedefi enflasyonun düşüriilmesidir" biçiminde konuştu. DPT Müsteşarı'na yönel tilen sorıılar veyanıtları şöylt: " Yılın ikinci yarısında bıhüme hızı düşcrken fiyatlar artlı, işsizlik rakamı yükseldi. Bu gelişmenin 'stagflasyon' ortamı anlamına geldiğine katılıyor musunu/? TİGREL Bu tür sonuçlara çok çabuk varmamak lazım. 1988 büyüme hızı yüzde 5'te kalsa bile, hesaplamaiarımız işsizlik rakamının 1987"ye göre azalacağını gösteriyor. 1988'in ikinci yarısında ekonomide hissedilir bir yavaşlama olduğu açıktır. Verilerde belirli bir yavaşlama trendi olduğu için biz de programı DlE'nin yiude 7.2'lik ilk tahminine göre değil, yüzde 6.5'lik bir tahmini esas alarak hazırladık. İşin ilginç taraf\, DİE'nin ilk 6 aylık verilerine göre yüzde 7.2 olarak hesapladığı büyüme hızı, üçüncü î aylık dönemin etkisiyle yüzde 5.2'ye düşüyor. Bu aslında oldukça çarpıcı bir düşmedir. Yılın son üç aylık döneminde de bir iyileşme beklenmiyor. O bakımdan kesin büyüme hızı biraz daha düşebilir. Yüzde 5'in altına düşebilir mi? TİGREL Düşebilir. O ihtimal vardır. Ama yüzde 5'in çok altına düşeceğini de sanmıyorum. Demek ki ekonomide 4 Şubat Kararları ve ekim kararları ile getirilen ciddi frenlerin etkisi olmuştur. Önemli olan 1989 yılında aşağı doğru giden büyüme trendini düzeltmektir. Böylece büyüme hedefi olan yüzde 5'i yakalamarmz lazım. Çünkü yüzde 5'in altında kalan bir büyümenin Türkiye'nin sosyal sorunlan açısından makbul olmadığını düşünüyorum. Zaten onun için yatırımlarda birtakım ek teşvikleri gündeme getirdik. "Fildişi Konurtan Ekonomi Yönetimi "Fildişi kule" ya da "sırça köşk" deyimlerini kuşkusuz duymuşsunuzdur. Bu ilginç mekânlar bizde daha çok aydınlara yakıştınlmıştır sanki. Toplumdan kopmuş, kendi "fildişi kulesi"neçekilmiş, oradan toplumu kurtaracak çözümler üretmeye kalkışan aydtnları anlatmak için kullanılmıştır bu deyim. Hiç değılse benim belleğimde öyle yer etmiş. Bu deyim, aydınlar dışında, ülkeyi sarayından ya da köşkünden yöneten, toplumdaki tepkilere aldırmadan bitdiğıni okumaya devam eden yöneticiler için de kullanılmış zaman zaman. Yalnızca ülke yöneticileri için değil, parti yöneticileri, şirket yöneticileri için de kullanmak mümkün aynı deyimi. "Fildişi kule"ye çekılenlerin en önemli özelliği, galiba en zor konuların, en çapraşık sorunların çözümlerini yalnızca kendilerinin ve "kule"de birlikte oldukları dar çevrenin bildiğini sanmaları. Bazen bu sanı doğru da olabiliyor ve "fildişi kule"deki kimseler birikimleriyle, olaylara dıştan bakabihnenin avantajıyla gerçekten de en iyi çözümü ortaya koyabılıyorlar. Doğruluğu belki çok sonra anlaşılacak öncü çözümler üretebiliyorlar. Ancak bu "binde bir" bir olasılık. "Fildişi kule"lerde üretilen çözümler çoğu kez gerçeklerden kopuk, "kule" sakinlerinin dogmalarını, takıntılarını, toplumdan kopukluklarını. anlamsız inallarını yansıtan çözümler oluyor. Bu çözümlerin topluma zorla benımsetilmesi, empoze edilmesi ise çoğu kez kimseye yarar sağlamıyor, bazen felaketlere de yol açabiliyor Ankara'da yaşanan son gelişmeler ister istemez bunları düşündürüyor Bir yanda hiçbir sekilde sözleri, tepkileri, uyarılan ciddiye alınmayacak kimseler var. Bu kimselerin listesi giderek kabarıyor. Öteden beri bu listede yer alan, kötümser tahminleri doğrulandıkça daha da göze batan, yazarlar, gazeteciler, öğretim üyelerinin yani sıra listeye katılanların safları genişliyor Muhalefet zaten listede. Onların "gözünü şer bürümüş". Hiçbir söylediklerini dikkate almamak gerekiyor. iş âlemine danışmaya tabii ki gerek yok İşini bilenler "fildişi konuf'a nasıl olsa erişiyor. Diğerleri ise zaten "adam edilmesi" gerekenler. Bunlara dersleri verilecek, "batan batar" düzeni bir oldu bitti olarak empoze edilecek. Seçmen çoğunluğu neredeyse "nankör yığını" Kendilerine bunca hizmet veren iktidara "zam yapıyor" diye utanmadan tepki göstermeye kalkışıyorlar En iyisi, "biz halkın iyiliği için lıberal ekonomiye geçiyoruz ama onlar anlamıyor" deyip bu "iyiliği" sonuna kadar yapmaya devam etmek. Halkla, seçmenle temas halindeki politikacılar, ANAP'lı politikacılar da mı zaman zaman halkın diliyle konuşuyor, seçmenin tepkisini dile getirmeye çalışıyorlar? Yapılacak şey bu gibi bozguncuları da tespit edip hemen kara listeye almak. Halk için iyi olanı "fildişi konut"takiler bılmeyecek de seçmenle temas halindeki mılletvekılı mi bilecek? Hele hele bürokratlar. Özal usulü liberalleşmeye baştan Karşı çıkanlar zaten çoktan saf dışı kaldı. Şimdi sıra, bu işi bir noktaya kadar götürmeye angaje olanlara geldi. Anlaşılan Özal usulü liberalleşmenin yeni aşaması o kadar bilimsel, o kadar karmaşık bir şey ki bunu daha da dar bir seçkinler kadrosuyla götürmek gerekiyor. Ayak uyduramayanlar hemen kapı dışarı. Bir yanda tüm bu insanlar var. Ekonominin sorunlarınm şıp diye çözümlenmesi için gerekli "sihirli çözümleri" bir türlü kavrayamayan bir "gafiller kitlesi." Toplumun tepkilerini yansıtmalart, kendi konularında bilgiii olmaları talan hiç önemli değil. Bunları hiçbir şeye karıştırmayacak, ekonomiyi bildiğin gibi yöneteceksin. Diğer yanda ise "fildişi konuf'takiler ve onların dar çevpesi. Onlara hizmet sunmaya devam eden "prensler" var. Şimdi sanıyorum ki niyet, ekonomiyi artık tamamen "fildişi konut'tan yönetmek. Özal usulü liberalleşmeyi sonuna kadar götürmek. Bunu yaparken de onun bunun tepkisine kulak asmamak. Kimseye taviz vermemek. Kimseden görüş almamak. Dar bir ekiple bildiğini okumak. Ülke içinde kimsenin tepkisine aldırmazken IMF ile Dünya Bankası ile ABD yönetımiyle telekonferansı ise sürekli açık tutmak. Doğruları, "memleket ve millet için hayırlı olanı", nasıl olsa onlar biliyor. Bu "doğrular" kimsenin gözünün yaşına bakılmadan uygulanırsa sonundadüzlüğe çıkılır. Şimdi "fildişi konuf'takilerin kıymetini anlayamayanlar da o zaman anlar. Millet geçim sıkıntısıyla boğuşurken biz altın ithaline izin verir, konvertibiliteye geçer, birkaç KİT'i yabancılara satarız, olur bıler Gerisini piyasa halleder. Ekonominin "fildişi konut"tan yönetimi, milletimize, memleketimize ve özellikle de demokrasimize hayırlı olsun. Ekonomi bu şekilde "fildişi konut'tan yönetilir, "Biz kimsenin gözünün yaşına bakmadan bildiğimizi okuyalım" denirse, çok "eğlenceli" günler yaşayabiliriz. "Prensler"in bu süreçteki rollerini ve olayın bazı diğer boyutlarını yarınki yazımda ele alacağım. Tigrerden: l'Ekonomide ortaya çıkan dengesizliklerin enflasyon düşürülmeden giderilmesinin mümkün olmadığı kanısındayım. 2 Ekonomide yeni paket yok, Hassas ayar dönemi başlıyor. 3 Büyüme hızı 1988 sonu itibanyla. yüzde 5'in de altına inebilir. Ama bu yıl büyüme hızını yüzde 5 dolayında tutmaya çaltşacağız. 4 Teşviklerde imalat sanayiine öncelik verdik. aşamasında yeni bazı teşvikler getirilmiştir. E\imbank kredi olanaklannın arttırılması için her türlu kaynak seferber ediletektir. Bu bakımdan özellikle yılın ilk aylannda ihracatta bir duraklama olacağı kanısında değilim. Hatta bir canlanma da olabilir, çünkü bağlantısı yapılan ihracatlar için vergi iadesi ödemeleri nisan ayına kadar surecektir. Olaya bir de orta vadede bakmak lazım. imalat sanayii yatırımlannı bsklenen düzeye getirmek gerekli. Bu çabalarımız sonuç verirse, yeni yatırımlar yapılabilir, daha yeni teknoloji ile donatılmış bu yatırımlar Türkiye'nin orta vadedeki ihracat potansiyelinin daha iyi değerlendirilmesine yol açabilir. Başka deyişle kısa vadeyi kurtaracağım diye orta ve uzun açıdan bakmak, sorunun önemli, ama sadece tek bir parças.nı görmek demektir. DPTde yapılan bir dizi analiz gösıermiştir ki, salt parasal denklemlerde 1988 yılı için bulunan enflasyon oranı gerçekleşmenin çok altında kalmaktadır. Her ülkede erıflasyonist baskı vardır. Bunların bir bölümü teknolojik yapıdan kaynaklanıyor. Batıda gördüğümüz bir olay var: Teknolojik yeniliklerle maliyetler üzerindeki enflasyonist baskılar gideriliyor. Türkiye'de bu olgu ne yazık ki henüz ortada yoktur. Özel sektörümüz alınmasın, ama ben hiçbir kuruluşumuzda araştırma ve geliştirme yolu ile maliyetleri ciddi olarak düşürmeye yönelen bir çabaya rastlamıyorum. taizleri uzerinden alınan fon kesintileri ile banka ve sigorta muameleleri vergisinin gözden geçirilmesi lazımdır. Yüzde 130140 faizle kredi alıp bunu ödemek kolay olmasa gerek. Nitekim bankaların da bu faizlerle kredi açmada çekingen davrandıklannı duyuyoruz. Özellikle 1989 enflasyon hedefinin tutturulması için bankacılık kesimindeki bu sorunun çözümü gereklidir. Gelişmekle olan bir ülkede ödemelcr dengesinin fazla vcrmesi sizce olumlu bir gelişme midir? TİGREL Ödemeler dengesinin fazla vermesi en azından Türkiye'nin uluslararası finans çevrelerindeki konumu açısından olumlu bir gelişmedir. Makroeko 1989'da ekonomik öncelik nomik açıdan bakıldığında ise Türkiye'nin kaynak yetersizliği hangi alana verilecek? Iş Bankası Genel Müdürü suçlamaları yanıtladıDOVIZ KURLARI Korukçu'dan Aksoy'a tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İş Bankası Genel Müdürü Ünal Korukçu, Dışbank Genel Müdürü Vecdi Aksoy'un önceki günkü açıklamaları için "Emeklilik psikolojisi altında verilmiş. lalihsiz ve gerçek dışı bir açıklamadır" ifadesini kullandı. tş Bankası Genel Sekreteri Ahmet Mullu tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, şöyle denildi: "İş Bankası Genel Müdürü Sayın Ünal Korukçu bugünkü (dün YONETIM GELİŞTİRME MERKEZİ MANAGEMENT DEVELOPMEIMT CEIMTER SÜRATLİ VE ETKİLİ OKUMA SEMIINfERI (1620 OCAK 1989) Ocak 1989'daki diğer seminerlerimiz: YARAT1CIYÖNETİM (913 OCAK) YÖNETÎMDE ETKİN TAKIM ÇALIŞMASI (913 OCAK) DURUMSAL LJDERUK (2327 OCAK) MÜŞTERİİÜŞKİLERİ .(2327 OCAK) Barbaros Bulvarı No. 20/2 Balmurncuİstanbul Tel. 174 88 4849 2 Ocak'ta 30 bin üst düzcy yöneticisine ulaşarak " vazgeçilmez " kü) gazetelerde Dışbank'la ilgili haberler karşısında, Emeklilik psikolojisi altında verilmiş talihsiz ve gerçek dışı bir açıklamadır. Çok üzüldüm, bankamız ve iştiraklerimizde uzun yıllar görev yapmış eski bir mensubumuz hakkında başka bir şey söylemek istemiyorum' demişlir." Sınai Yatınm Bankası Genel Müdürü Orhan Allan da, "İş Bankası'ndan bize fon nakli konusunda teklif gelmedi, gelmiş olsa yönetim kurulunda görevli otan Vecdi Aksoy'un da haberi olurdu" dedi. Orhan Altan, ,AA muhabirine yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Vecdi Bey'e yanlış bilgi aktanlmış. Bana İş Bankası yönelicilerinden fon aklanlması konusunda bir teklif gelmemiştir. Gelmiş olsaydı. böyle bir teklif yönetim kurulunda görüşülürdü. Adımın kanştırılmasını u/üntuyle karşılıyorum." Aksoy'un, tş Bankası'nın baskısıyla bankaya para verdiğini öne sürdüğü Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.'den yapılan .içıklamada da "Obyın gerçekleri yansıtmadığı" görüşüneyerverildi. Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 İsveç Kronu 1 İsyiçre Frangı 100 italyan Lıretı 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Dınarı 1 Sterlin 1 S.Arabistan Riyali Döviz Alıs 1835.74 1583.33 144.09 1012.54 48.32 26243 435 22 296.92 897.89 294.78 1186.64 138.23 14.53 6498.20 3271.29 489.66 Fotokopi makinaları Psıanbul 133 03 49 133 (n g Ankara. 117 21 15 5 hdi lımıı 22 56 î t SHana 1 33 91 Ekonomik Bülten Geleneksel Ekonomi Panelleri 10 Ocak 1989 1988'den 89'a geçerken "Beyaz eşya ve elektronik sektorü" Yöneten L z e y i r G a r i h : Alarko Holding Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Panelistler yayın hayalına giren BAROMtlKE, büyiik ilgi gördü. Amacı : Türkiyc'ye yön verenler için bir b i k i ve habcr kaynağı olmak. BAROMETRE, iş farkh bir gazete. H a s a n Subaşı: Arçelik Genel Müdürü Tahsin K a r a n : Vestel Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Orhan İyiler: Protilo Holding Pazarlama Grup Başk. Yard. alcminc, ekonomiye ve dünyaya farklı bir açıdan 2.sayısı çıldı. ^ ^ ^ bakıyor. Ahşageldiğinizden BAROMETRE'yi okumadan işinize yön vermeyin. 11 Ocak 1989 1988'den 89'a geçerken "Bankacılık sektörü" Yöneten Doç.Dr.Oztin Akgüç : Panelistler Ali K o c a t ü r k : Hazine ve Dış Ticaret Musteşarlığı I b r a h i m B e t i l : Garanti Bankası Gene! Müdürü Biilent Şenver: Pamukbank Genel Müdürü \ ural Akısık: Turk Merchant Bank Genel Müdürü 12 Ocak 1989 1988'den 89'a geçerken "Türkiye Ekonomisi" Yöneten Prof.Nuri Lnıan: Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi BAROMETRE Panelistler Ali Tigrel: Devlet Planlarna Teşkilatı Müsteşarı Biltekin Ozdemir: Maliye \e Gümrük Bakanlığı Müsteşarı Ali Çoşkun: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Prof.Yüksel Ülken: İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi. "TÜRKİYE'YE YÖN VERENLERİN GAZETESİ" " kendimizi tazeleyelim " Yer: İstanbul Hilton Oteli Balo Salonu Saat: 14.0018.00 Tüm okurlanmız panellere davetlidir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle