Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1989 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 :yvtlerniPtnnun <JDRA (Ajanslar) yeiler Birliği, ABD'nin ,.san Hakları Konferansı 'nın Moskova 'da toplanmasını kabul etmesini memnunlukla karşıladı. Sovyet Dışışleri Bakanlığı'nın insan haklarıyla ilgili datresinin başkanı Vıktor Resketov, Moskova'da düzenlediğı basın toplantısında, "ABD'yle insan hakları konusundaki ilişkılerımizde, koklü bir değişime lanık oluyoruz. Bu değışim sayesinde, Vıyana 'dakı AGİK toplantısının da kısa surede sonuçlanacağına ınanıyoruz" dedi. ın Hakları: Sovyet temsilcisi Vorontsov, Pakistan'da temaslarda bulunuyor POKTRE \ecibullah 'gitmeırf diyor Korkunç o Kabil yönetiminin lideri, Sovyet askerlerinin tamamen çekilmesinden sonra da görevinde kalacağını söyledi. Vorontsov, îslamabad'da mücahitlerin lideriyle görüşecek. Dış Haberler Servisi Afganıstan sorununun çözumıi ıçın diplomatik trafik yoğun bir biçimde suruyor. Atganistan'dakı son Sovyet askerinin de çekileceği tarih olan 15 şubata dek sorunun eözume bağlanması için aceleeden Sovyetler Birliği yetkılıleri, mucahitlere yönelik yeni açılımlarda bulunuyorlar. Paris'e gıtmekte olan Kabil hukümetinin Dışişleri Rakanı Moskova'da konaklayarak Sovyet yetkililerı ile goruşurken. îslamabad'da bulunan Sovyet Dışışleri Bakan Yardımcısı, "Geniş tabanlı bir hükümeti tanımava hazırız" dedi. Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS'ın bildirdiğine gore, Kabil hukümetinin Dışışleri Bakanı Abdiil N'akil. Paris'te cumartesi gunü toplanaeak olan Kimyasal Silahlar Konferansı'na katılmak uzere Fransa'ya giderken Moskova'da mola vererek Sovvet yetkilıler ile göruştü. Sovyet Dışişlen Bakan Birinci Yardımctsı Aleksandr Besmemik tarafından kabul edilen Afgan bakanla yapılan goruşmenin içeriği konusunda hiçbir açıklama yapılmadı. Öte yandan AP'nin haberine gore Sovyet Dışışleri Bakan Yardımcısı ve Kabil Buyükelçisi V uli V'olontsov, Afgan mucahil liderleriyle görüşmek uzere Pakistan'ın başkenti tslamabad'a gitti. Gazetecılere demeç veren Vorontsov, Moskova'nın Necibullah yönetimini yalnız bırakmayacağını \urgulayarak şovle konuştu: "Biz Afganistan'da geniş tabanlı bir vönetimi tanımava hazınz. Bu dogal olarak. şimdiki vönetimden bir diğerine geçilmesi anlarnına geiir. Afganistan'dan askerierimizi çekmemizin ardından şimdiki yönetimin çökecegi yolundaki iddialara da kalılmıyoruz. Kabil yönetimi ayakla kalacaktır." Yuli Vorontsov, mücahitleri bolmeye çalıştıkları yolundaki iddıalan da reddederek, "Biz herkesi geniş labanlı bir hukumel içinde birleştirmeve çalışıyoruz. Bu bir birleştirme sürecidir, bölme değil" diye konuştu. îslamabad'da yedi mucahit orgutunun oluşturduğu ittifakın lideri ile bu hafta içinde goruşecek olan Vorontsov, daha önce Tahran ve lran'da uslenen mucahit lıderleri ile de gorüşmuştu. Ingıliz The Times Gazetesi'nc demeç veren Necıbullah, Afganislan Halk Parlisi'nin tanınıp dı ; lanmadığı surece butun taraflarla uzlaşmaya açık olduğunu so>ledi. Necibullah, kendisi hakkında da şoyle konuştu: "Bana gelince: ben, millelvekillerinin irade »e kararıvla devlel başkanlığını seçildim. Aynlmam söz konusu değil" dedi. DUNYADA BUGUN AUSIRMEN Işler şırazesınden çıkınca her şey allak bullak oluyor, rakamlar, oranlar bile anlamlarını yitirıyorlar. Nasıl ki % 35 %65'ten daha büyük sayılabiliyorsa, 20.000 konut da tüm bir metropolden daha büyük, daha önemlı, daha ağırlıklı olabiliyor. Hafta baştnda Milliyet Gazetesi'nin uçüncü sayfasında iki haber çıktı. ikisi de İstanbul ile bu en büyük kentımizin yaşamsal su sorunu ile ılgılı ikt haber. Birinci haberin herkesçe büyük bir dıkkatle okunduğuna kimsenın kuşkusu olmasın. Bu haberde 24 saat suyu kesılecek bolgeler sayılıyordu. Birçok ev hanımı, kendilerinın de bu bölgelerden bırınde bulunup bulunmadıklarına bakmış, eğer oturdukları mahalle sözü edilen bölgelerde ise, plastik leğenlere, kovalara su biriktirmiş, değil ise rahat bir nefes almış olmalılar. Hemen aynı sayiadaki öbür haberin ise yeterince ilgi görüp görmedığini kestırmek güç. Hatta içinde bulunulan korkunç vurdumduymazlık göz önünde bulundurulursa, haberin yeterli ilgiyı görmediğinı söylemek bile yanlış değil. Oysa "20 bın konuta alarm" başlığını taşıyan haber korkunç, yaşamımızı tehdit eden bir gerçeği gözler önüne sermekteydi. Istanbul'a su veren Ömerlı, Elmalı, Alibeyköy, Büyükçekmece Gölü. Terkos Gölü ve Sazlıdere barajları çevrelerı, kanalizasyonlarını kentin su kaynaklarına akıtan kaçak kimi villa, kimi gecekondu olmak üzere 20.000 konutla dolmuştu. Dahası kımı barajların çevresinde sanayi atıklarını buralara akıtan 200 dolayında da labrıka kondurulmuş bulunmakta. İSKİ yöneticileri ve İSKİ'nın yönetim kurulu başkanı olan İstanbul Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan. tehlikenin büyüklüğünü vurguluyorlar ve "ıçme suyu elde edilen baraj havzalan ile ilgili yasal düzenleme için başbakanlığa ve bakanlıklara yazı yazdık... Eğer içme suyu kaynağı olan baraj havzalarıyla ilgili gerekli önlemleri almazsak, daha önce de soylemiştik, uzun vadede Istanbul'dan kaçan kurtulur hale gelecektır" dıyorlar. Hemen belirtelırn, bu suların ıçılmemesı yalnızca temizlik için kullanılması halinde bile söz konusu tehlike ortadan kalkmıyor. Yine vurgulanması gereken bir nokta da, sözü edilen 20.000 kaçak yapı ile 200 fabrikanın bu bölgelere bir gecede kondurulmadığıdır. 10 yıldan uzun bir zaman dılimı içinde gazetelerin zaman zaman uyanda bulunmalarına karşın kaçak yapılan fütursuzlukla herkesin gözünün ıçıne baka baka diktiler barajlar çevresıne Yerel belediye başkanlannın kısır çıkar hesapları, bu yörelerın sanayı bölgesi ılan edilmesine kadar vardı. Ve yıllardır, 20.000 konut ile 200 fabrika 5.5 milyon dolayındakı insan ın su kaynaklarını pisletmeyı sürdürdüler. Bu durum karşısında devletın ne yaptığı sorusuna gelınce: 26 mart yerel seçimlennde ıstedıği sonucu elde etmek amacıyla her yolu deneyen Özal ıktıdarı, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gıren kanun hükmündeki kararname ile barajlar yöresındeki bazı bölgelerde yeni ılçeler oluşturarak, ışleri daha da ıçinden çıkılmaz hale sokmuş bulunuyor. İşın ılgincı, yapılması gerekeni, yani 5.5 milyon insanın sağltğını tehdit eden yapılan yıkmayı ya kimse düşünmüyor ya da düşünüyor da göze alamıyor Nitekim gelişmeden yakınan istanbul Anakent Belediye Başkanı Dalan, tam yerel seçimler öncesi bu tür yıkımlardan kaçınıyor ve topu devlete atıyor. Devletın Istanbuldaki baştemsilcisi, Vali Cahit Bayar ise'775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 18. maddesı gereğince, belediyenın yıkım yetkisı var, gerekırse o yola başvursunlar, gerekirse yıkım mahalline polis ve jandarma gönderilmesi konusunda bizden yine yardım ıstenirse, her türlü yardımı yapmaya hazırız" diyerek sorumluluğu istanbul Beledıyesi'negönderıyor. Belediye belkı de haklı olarak, bu konuda yeni bir yasa çıkarılmasını öneriyor. , Bu gitgel arasında 5.5 milyon dolayında insanın sağlığı sürekli 100150 bin dolayında kışı ile 200 dolayında "sanayicigırişimci!" tarafından tehdit altında tutuluyor. 5.5 milyon, 150 biri karşısında etkisiz ve anlamsız kalıyor başka bir deyişle. Bu işte bir çarpıklık olduğu ve sorumluluğun belediye hatta hukümet yetkililerini de aştığı gün gibi ortada. Eğer sorun yalnızca herhangi bir belediye yetkilisinin yanlışlığı. ışı ağırdan alrnası veya herhangi bir hukumetin sorumluluğu olsaydı, çok daha kolaydu Türkıye'nın eh büyük kentinin insanları tam oylama öncesi ağırlıklarını koyar ve her iki odağı da kesin çözüme yönelmeye zorlarlardı. Ne var ki, Türkiye'nin okur yazar oranı en yüksek kentınin insanları da, kendilerinı doğrudan ilgilendiren yaşamsal bir konuya ya hiç aldırmıyorlar ya da tehlikeyi görüyorlarsa bile tepkilerini dile getirmiyor veya getiremıyorlar, böylece 150.000 açıkgöze yenik düşüyorlar, teslimiyetçı bir sıntışla. Bir toplum bu kerteye gelmişse, tehlikenin eşığini çoktan aşmış demektir. Artık bu duruma düşmüş bir toplumun batıp batmadığını sormak bile anlamsızdır. 20. yüzyılda toplumlar ortadan kalkmıyorlar, ışte böyle batıyorlar. Batmışlığın çağdaşcası işte bu durumdur Çevresi ile ilgısi olmayan, yaşamsal sorununda tepkı göstermeyen insanlardan oluşan bu toplumun politik kararlan olursa eğer, ne derecede sağlıklı olacaktır ki? Bu sayrılığın nedenı ne ola ki? 24 saat süreyle suyu kesılecek bölgeleri özenle okuyup, suyunu biriktiren insanlar bir yaşam boyu sürecek hatta o yaşamı tehdit edecek sorun karşısında ilgısizlerse veya tepkilerini dile getirmekte umarsızlarsa, bu olguyu yalnızca sözü edilen kişilerin 24 saatlik çıkarlarının ötesini görememeleriyle açıklamak da yeterli olmuyor. Sakın bu insanları böylesıne ilgisiz ya da tepkilerınde umarsız hale getirmiş olan, 1980'den bu yana yürütülen düzen olmasın? Televızyonu Turgut düttürüsü haline sokulmuş, basını promosyon denen beleş yarışına dalmış, meslek odaları sindirilmiş, toplantı ve gösteri olanaklan kısıtlanmış, sendikaları ve hatta Türkİş örneği sarı sendikaları bile pıstırılmış, derneklerı cendereye sokulmuş bir toplumda metropolün insanları bile, işte en yaşamsal konuda dahi tepkisiz ya da tepkisi dışa yansıyamayan bir topluluk oluştururlar. Böyle bir toplumun çöp içinde gezip, kazurat içmesınden de daha doğal ne olabilır ki? NECİBULLAH Ortada kaldı Sovyet birliklerinin 15 şubatla çekitecekferinın açıklanması ile dikkatler Moskova'nın adamı olan AfganHtan Devlet Başkanı Muhammed Necibullah'a çevrildı. Sovvet birlikierinin cekilmesinden sonra iktidarda uzun süre kalabilmesi çok kuşkulu olan Necıbullah, 4 Mayıs 1986'da Babrak Karmarın ycrîne Afganistan Komunist Panısi Gencl Sekretcrlığı'nı; getiriidi. 1947 yılında doğan, " P a s t u " kabilesinden gelen Necibullah, 1964 yılında Kabil Universitesi Tıp Fakultesi'ni bitirdi. 1965'ten sonra Afganistan Demokratık Haik Partisi (PEPA) üyesi olan Necibullah, 1978 yılında kı>a bir sure dıplomatlık yaptı. 27 Aralık 1979'daki Sovyet mudahdiesınden .onra parti ieinde hı/la yükselen Necibullah. 1981 yılında merke/ komitesi uvcliğiac seçildi. Daha *onra politbüro oldu. Jfhlesa'yv suçlama VARŞOVA (Ajanslar) Polonya'da kapatılan Dayamşma Sendikası'nm lıderi Lech Walesa'nın, 1981 'dekı sıktyönetım ilamndan bu yana ilk kez, Komunist Partisi'nin haftaltk yayın organı Politıka Dergısi'ne verdiği bir demeç yayımlandı. Walesa, "Yönetim, şu ya da bu şekılde, Dayamşma'yı tanıyacaktır" dedi, Öle yandan Dayamşma Sendikası 'nın 16 eski yoneticısi, sendikanın lideri H'alesa'yı, "Sendıkacılığı bırakıp poliıikacılık yapmakla'' suçlayarak 1981 yılında yapılan ilk ve tek kongrede seçilen yoneiicileri toplantıya çağırdılar. Mücahıtlenn yıllardır sürdürdüklerı silahiı dırenıs Sovyet yönetimince tanınmalarıyla çok önemlı bir aşamaya enştı. Sovyet yetkılı Vorontsov. bu hafta ıctnde Pakıstan başkentinde mücahıt örgütlerın lideri ile bir araya gelecek. Vorontsov. daha once alt düzeyde mücahıt yetkılılerle görüşmüstü Yunan savaş sanayünde kriz ATlNA (AA) Yunan Havacıhk Sanayii (EAB) Başkanı Andreas Kanarahos, görevinden istifa etti. Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Kanarahos'un istifasının sağlık nedenlennden kaynaklandığı belirtildi. Ancak Yunan basımnda verilen haberlerde, Havacılık Sanayii Başkanı'nın hukumetin şirkete gösterdiği ilgisizlik yüzünden istifa ettiğı ileri sürüldu. Bu arada, devtet kontrolündeki Yunan silah sanayii ile Pirmal Mermi Fabrikası 'nda milyarlarca liralık yolsuzluk ve Iran, Irak, Nikaragua, Güney Afnka gibi ülkelere gizlı silah satışı skandallarınm aldığı biiyıik boyutlar karşısmda her iki şirkeün siparişlerinin süresız dondurulduiu bildirildi. KlBRIS Denktaş: Vasiliu yol aynmında basına İZZET R1ZA YALIN LEFKOŞA KKTC Curahurbaşkanı Rauf Denktaş, dun verdığı demeçte. Rum tarafının tutumuvla ilgili olumsuz goruş belirtti. "Rum larafının, henüz iki kesimli, iki toplumlu, Tıirk halkını eşit bir halk olarak kabul ettiğini gosteren, Turk tarafnla >clki paylaşıraına razı olduğunu orta>a koyan bir adım almadığım" belırten Denktaş, "Rum sijasal parti liderlerinin Vasiliu'ya mart avına kadar sure tanımaları ile marta kadar bir sonuç alrnaları konusunun Tıirk tarafını ilgilendirmediğini" söyledi. "Marta kadar biz de gidişatın ne olduğunu görecek. ona gore degerlendirme yapacağız" diyen Denktaş. "Rumların göruşmelere devama kararlı olmaları durumunda, Birleşmiş Milletler'e başvurmalarının akıl işi olmadığını, Turk tarafının konuvu BM'ye göRauf Denktaş Sakin bekliyor. Krai Hasan Polisaryt) görüşmesi IMARAKEŞ \(AA) Fas İKralı 2. \Hasan, önceki Igun Marakeş I kentinde I Polisaryo \Cephesi'nden 13 kişilik bir ' heyeti kabul etti. Batı Sahra sorununun başladığı 13 yıl öncesinden bu yana ilk kez Kral Hasan tarafından kabul edilen Polisaryo heyetinde yer alan Beşir Mustafa Seyit, Polisaryo Cephesi'nin iki numarah adamı, Mahfud Ali Beyba Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti'nin Başbakanı, tbrahim Cali de Savunma Bakanı. Gö'zlemciler, 13 yıl askeri, politik ve diplomatik alanda Polisaryo ile Fas arasında süren amansız savaştan sonra ilk kez yapılan bu goruşmede ortaya konan öneriler konusunda hiçbir bilgi sızmadığını belirtiyorlar. türme ile göruşmeierin birbiriyle bağdaşmadığını daha önce de birçok kez açıkladığını" anımsattı. Denktaş, şoyle devam etti: "Rum Milli Konseyi'ni Makarios geçraişte, Kıbns'ta yaratmış olduğu kanunsuzluğu idame ettir >a çalışırdı. konsevin gorevi bugune kadar bu olmuştur. Kıbrıs'ı Cumhurbaşkanı, Rum tamamen Rumlaştırmak ve en soliderin ya uzlaşmazlığı nunda V unanistan'a mal etmek için bir araç olarak kullanılmıştır. seçip Kipriyanu ve Dolayısıyla ben bu yaklaşımlanLissarides'i memnun nı anlıvorum. Vasiliu'nun elini guçlendirmek istiyorlar." etmeyi ya da diyalog Rumların, iki toplum arasında için kendisini o bir sorun olan Kıbrıs sorununu , mevkiye getirenleri toplumlararası goruşmeler dışına memnun etmeyi tercih taşırmak istediklerını ve bunun manevrasını vaptıklarını bildiren edeceğini belirtti. Denktaş. Kipriyanu ve LissariDenktaş, "Bu, des'in, Ulusal Konsey'de VasiliRumların işi, biz u'ya mart avına kadar sure vermelcrı konusunda da şunları sovmarta kadar bekler, ledı: sonra gerekeni "Sajın Valisiu, >a Kipri>anu yaparız" dedi. ile Lissarides'i memnun edecek ve yahul da diyalogdan >ana olan, mek için kullanmıştı. Kendi yap diyalogdan yana olduğu için kentığı işi 'Konseye sorayım' derdi. disini seçenleri memnun edecek\e Enosis davasında kendisi)le tir. Karan kendisi verecektir. hemfikir olan liderleri çağınp, onAcele etmeleri. marta kadar bir larla konuşur ve 'Konseye kabul ettiremedim ne yapayım' demek netice almalan meselesi, bizi ilgisuretiyle üzerinden baskıvı atma lendirmez.'" KKTC savaş açtı Başbakanı eleştiren 8 gazetenın hesaplarına maliye müfeılişlehelkoydu. KONUK YAZAR Lübnan 1989'a kuşku ile girdi fez'de ateşkes olumlu bir gelişme idi. Ama bu gelişme Lübnan'a İranSuriye rekabetini getirdi." Lubnanlı yetkilinin bu değerlendirmesinde gerçek payı olduğunu belirtmek gerekiyor. Günümuzde Guney Lubnan, ulkenin odak noktası durumunda. Şii EMEL orgutu ile FKÖ uç yıltık kanlı çatışmalardan sonra anlaşma yaptılar. Arafat karşıtı Filistinli gruplarla, radikal Islamcı orgütler arasında gerçekleştirilen ittifak sayesinde Israil me\zilerine saldırılan antırma olanağı bulundu. Buna karşılık Israil'in de miçillemeleri arttı. Tum bu gelişmeler. FKO'nun son zamanlarda attığı adımların bir sonucu olarak değerlendırıhvor. Ama Lubnanlı yetkililer. Krail'in, bu gelışmeleri Guney Lubnan'da geniş çaplı bir askeri harekât başlatmak için bahane olarak kullanmasından korkuvorlar Yetkililere gore Israil, Ortadoğu barış surecindeki son gelişmelerin a'dından içinedu^tuğu yalnızlıktan kurtulmak ve alevhine bozulmuş olan dengeleri değiştirmek için bir saldınva geçebilir. Boylece, aslında olumlu bir gelişme olan ABDFKO dı>aloğu, Lubnan'da olumsuz sonuçlar doğurabilır. Ote yandan uluslararası planda gorulen yumuşamanın ise Ortadoğu'vu da olumlu biçimde etkilemeye başladığı gozleniyor. Körfez savaşının bıtmesinden sonra Mısır'ı Arap Birliği'ne gcri getırme çabaları başan ile yurütüluyor. FKO lideri Yaser Arafat'ın BM Guvenlik Konsevi'nın 242 ve 338 sayılı kararlarını kabul etmesinden sonra Fılıstın sorununun çozümu yolunda hıç olma/sa umut doğdu Ama Lubnan bu gehşmelerdcn nasıl yararlanacak? Buradaki diplomatik çevreler, Lubnan cumhurbaşkanının ılkbaharda seçilebileceğinı tahmin ediyorlar. Bo>lece ABD'de Bush vonetimi de MICHEL NAUFAL BEYRLT Lubnan, 1989 vılına lOOgundur devlet başkanı olmadan, felç olnıuş bir parlamento ve ıkı hukumetle girdi. Dünya ulkelerinın çogu 1989'a umutla bakarken bu ufak. fakat stratejik onemi bu>uk ulke yeni \ılı, korku ve geleceğinın ne gibı surprizlerle doiu olduğuna ilişkin kaygı ile karşıladı. Bir vetkıli, "Lubnan AIDS'e yakalanmış insana benziyor" diyor ve şoyle devam edıyor: "Yoredeki gelişmeler, Lubnan'ı olumsuz yonde etkilhor. 1975'teki iç savaştan once vöredeki gelişmelerden Lübnan genellikle kazançlı çıkardı, hatta olumsuz gelişmelerden bile. Komşu ulkelerden herhangi birinde meydana gelen radikal değişimler, Lübnan'a >a para ya da oradan kaçan avdınların gelmesine vol açardı. O>sa bugun olumlu gelişmeler bile Lübnan'a olumsuz vansıyor. Örneğin Kor Heysel faciası kurbanları BRÜKSEL (AA) 1985 yılında Bruksel'in Heysel Stadı'nda Avrupa Kupası maçmda meydana gelen olaylarda olen 27 İtalyan seyircinin aileleri, ölenlerden her biri için 23 bin dolara yakın tazminat istediler. Ailelerin avukatları, cenaze masraflan ve cenazelehn taşınmasında yapılan harcamaların da ö'denmesini talep ettiler. ARGOS c az ve Sohbet günleri , KABARE'de Onno Tunç, Emin Fmdıkoğlu ATİNA (AA) Yuranistan'da bir suredir devam eden kriz çerçevesinde Papandreu hukumeti ile ulkenin onde gelen gazetelerı arasındaki surtuşme onceki gun veni boyutlar kazandı. Ekonotni Bakanı Dimitrios Covolas'ın emnvle 60 maliye mufettişi dun anı olarak sekiz gazeteye baskın yaparak muhasebe defterlerıne el koydular. Son zamanlarda Papandreu'ya karşı takındıkları tutum nedeniyle Yunanistan Başbakanı tarafından sık sık eleştirilen Etnos, Eleftrotipia ve Proti gibi gazetelere baskın yapıhrken, maliye müfettişlerinin Papandreu'yu desteklemeye devam eden Avriani ve Dimokratikos Logos gibi gazetelere gıımemeleri dikkat çekti. Ana muhalefetteki yeni demokrasi partisi bir açıklama yaparak, soz konusu baskının, hukumetin gazetelerin vön değiştirmelennı sağlamak ıçın uyguladığı tehdit polıükasınm bir bolumunu oluşOrtadoğu konusunda bir politika turduğunu belirtti. Açıklamada, Papandreu huküsaptama zamanı bulmus olacak. Bu tahminler, Lubnan bunahmı metinin tehdit yoluvla gazetelere nın Filistin sorunu ile doğrudan baskı yapma çabasının kabul edilbağlantılı olduğu varsavımına da mez olduğu vurgulandı. Yunanistan'da daha vılbaşı ve yanıyor. Israil FKO'nun jestlerine uç "ha>ır"la cevap verdı. Fi dinı bavram tatilleri bitmeden balistin devletine hayır, FKO ile dı zı gazetelerin muhasebe defterleyaloğa hayır ve ışgal altındaki rinin ani olarak incelemeye alıntopraklardan çekilmeye hayır. So ması ile ilgili olarak Yunan Ganuç olarak, Israil'in bu uzlaşmaz zeteciler Sendikası'nın da durumu protesto etmesınin beklendıği biltutumu karşısında Ortadoğu'da dirildi. ne tur bir barış kurulabilecek? Ve Bush yönetiminin Israil'e baskı yapmak niyetı sar mı? Gelişmeler ne >onde okırsa olsun. Bevrut'ta siyasal çevrelerin en buvuk korkusu, I ubnan'ın, cevresindeki olumlu geliMnelere rağmen çıkmazdan kunulamaması. Devlet baskanlığı koltuğu bo^ kaldığı \e bırlesıniş bir yonetiın kurulamadığı surece Lubnan, vapılacak uluslararavı anlaşmaların dışında k alabılır Bu olgu da aıılaşmaların l.ubnan'ın virtmdan vapıldığı goruiunu guçlcndirir SsCB Stalin'in TroçkVyi oldurttuğu ilk kez kabul edildi ISPANYA ABD uzay mekiği CAPE CASAVERAL (AA) ABD uzay mekiğı Discovery'nm, gerekli hazırhklann tamamlanması halinde 23 şubatta fırlatılabileceği bildirildi. Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi Sözcüsu Lisa Malone dün yaptığı açıklamada, uzay mekiği Discovery'nm beş gün geciktirilerek 23 şubatta fırlatılmasının herhangi bir teknik sorundan kaynaklanmadığını söyledi. 7 Ocak'tan başlayarak her cumartesi 15.0018.00 arası Yeşil Kabare'de Abdülhak Hamit Cad. 1213 Talimhane Taksim/Istanbul Tel: 155 20 20 MOSKOVA (AP) Sovyetler Bırlıği'nde ilk kez Stalin'in Leon Troçki'vı uldurttuğu kabul edıldı. "Literaturnaja Gazeta" da onceki gun bu konuda çıkan ve tarihçi N. Vaşertzkj tarafından kaleme alınan tam sayfa inceleme vazısında. "Stalin, Troçki ile olan kavgalarını, Troçki'nin kendisini hor j>6rme>ini unutamadı ve Troçki') i ortadan kaldırmaya karar >erdi" dedi. Sıalin'in 1917 Devrımi'nin onde gelen liderlerinden Troçki'vi Meksıka'da oldurttuğu, Batılı tarıhçıler tarafından uzun suredir bilınen bir gerçek. Ancak Sovyetler Birliğı'nde bu gerçek. resmen lııçbır zaman kabul edılmemışti. l iteraturnava Gazeta'da onceki gun çıkan yazı ile Stalın'm Troçki'vi oldurttuğu ilk kez resmen açıklanmış oluyor. 1988 >azında Pravda Gazetesı'nde çıkan bir yazıda, Stalin'in yakın yardımcılarından Lavrenl> Beria'nın, Troçki'nin oldurulmesınden hemen sonra terfi ettığine 1 işaret edilmiş ve Troçki'nin Stalin in eınri uzerıne Beria tarafından olduıtulduğu ıma edilmiştı. Ancak. Troçki'nin Stalin tarafından oldurtulduğu açık biçimde belirtılmcmıştı. Bolşevik Parlisi'nde sol muhaletetın onderi olan Troçki, birçok konuda Statın'le surtuşmuş, ozellıklc Stalin'in "lek ülkede sos>ali/m" tezine şiddetle karşı çıkmıştı. MADRİD (Cumhuri)et) i ocak cumanesi günü Madrid'de Avrupa Komisyonu Başkanı Fransız Jacques Delors'un hazır bulunacağı birtörenle. Ispanya'nın AT Donem Baskanlığı resmen başlıyor. Yunanistan'dan sonra 1989 dönem başkanlıklarını sırasıyla 2627 hazirana değin Upanya, bu tarihten yıl sonuna kadar da Fransa üstlenecekler. İspanya'nm başkanlık edeceği altı aylık sürede AT Bakanlar Konseyi yaklaşık 60 kez toplanaeak. 1992'de gerçekleşmesi öngörulen topluluk üyeleri arası ortak para birimi, katma değer vergi eşitliği ve günı Ankarahın AT için umudu MadridVle ruksuz geçiş sisteminin işleTİiği konularında çahşmaların hızlandırılacağı belirtilmekte. İspanya'nm özel etki alanınal giren Latın Arnerika ulkeleriyle; AT ilişkilerinin geliştirilmesine ve< Ortadoğu'da barışın gerçekleşti. rilmesine çaba harcayacağı baş^ kanlık doneminden Türkiye de* toplulukla ilişkileri açısından! olumlu gelişmelerin beklentisi; içinde bulunuyor. Devlet Bakanr Ali Bozer, Ispanyol Tribuna Der1 gisi'ne verdiği bir demeçte,; "Türkiye'nin AT içindeki etkin; liğini eanlandırması yolunda,İspanya başkanhğının diğerierin: den daha uygun niteliklere sahip' olduğunu" belirtti. NVİndsurf: TEKNİK ^ . ^ S ^ ' S ! U OCAK 1 9 8 9 " ' SAVI:57 "DenizdeveEvinizde"