Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 OCAK 1989 * • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Böbrek skandah btiyüyor (Baştarafı 1. Sayfada) mek istedi. Beni Londra'daki işinde çalıştıracağını söyledi. Hemen pasaport çıkarmamı istedi. Kütügiim Doğubeyaat'ta oldugu için oraya gittim. 100 bin lira verdi. Pasaportumu üç gıinde çıkartıp döndüm. Çapa'daki Özel Özben Hastanesi'nde iki tüp kanımı südılar. Daha sonra binip havalintamna gittik. Giderken bana 250 bin Hra daha verdi. Londra'ya giderken beni hasta, kendisini ise refakatçi olarak tanıttı. Gümrükten öyle geçtik. Londra'da havaalanında bizi kardeşi Ata Nur Kunter karşıladı. Bir villaya gittik. Daha sonra bana otel olarak tamttıklan, ancak Londra yakınlannda Humana Hastanesı oldugunn öğrendiğim büyük binanın içinde doktor kontrolünden sonra ameliyata alındım. Alınan bobreğim Libyalı hasta doktor Ali'ye takümıştı. Bunların karşıugında bana 8 milyon lira verdiler. Rahatsızlıklannun artması üzerine Türkiye'ye dönüşümden sonra tekrar Tunç A) Kunter'e başvurdum. Bana daha para vermesini istedim." Yapılan araştırmalar sonucunda böbrek ücaretindeki kilit adamların, Beyoğlu'nda 'tnci Pazarlama' adıyla emlak bürosu görünümünde çalışan şirketin sahipleriyle, kendisini emekli albay olarak tarutan Tunç Ay Kunter ve kardeşi Ata Nur Kunter olduğu saptandı. Çetenin tstanbul ile Londra arasında kurduğu böbrek trafiğinin tngiltere ayağının da, operasyonları gerçekleşüren Dr. Raymond Crockett olduğu belirlendi. Olaya el koyan Ingiltere Sa|hk Bakanlığı'mn hastane ve nikli gerçekleştiren doktor Crockett hakkında soruşturma başlatması, konuyu Avam Karaarasında tartışmalara kadar götürdü. Bu arada 37 yaşındaki H.A. adh ikiçocuk annesinin itirafları çeteye, üçüncü bir isim olarak Kuıter kardeşlerin büyüğü Rıza Nur Kunter'i de ekledi. ortaya çıkartılmasından bu yana îngiliz basını konuyu hem yasal hem ahlaki açüardan değerlendirmeye devam ediyor. Bu konuda son haber "Sunday Telegraph" Gazetesi'nde yayınlandı. Gazete "Rainer Rene Graf Adellman" adlı Bat» Almanyahrun, kendi ülkesinde ve Fransa'da icra iflas mahkemelerinin kayıtlanna bakarak, haklarında iflas davası açılanlara "böbreklerini satan almak için bas/vurduğunu" yazdı. Haberde Kontun "bu konuda gösterilecek muhalefet beni ilgilendirmiyor. Herkesin istediği gibi hareket etmeye hakkı vardır" dediği ve bürosunu Birmingham'da kurmayı düşündüğü aktarıldı. Öte yandan böbrek skandalı ile ilgili soruşturma sürerken, soruşturmaya son olarak "Ulıısal Böbrek Merkezi" de dahil edildi. Böbrek nakli için Türklere tıbbi muayeneyi yapan Dr. Raymond Crockeet ile böbıek vermek üzere Londra'ya gelen Türklere havaalanında muhaceret yetkilileri tarafından "güçlük çıkartılmasını engelleyecek şekilde" yazüı belge sağladığı öne sürülen Kan Westall bu merkezde çalışıyorlar. Sağlık Bakanhğı Ulusal Böbrek Merkezi'nin de skandala karıştığı iddialannın da soruşturulmaya başlandığı açıklandı. Türkiyede organ nakli çalışmaları göre tngütere'nin önde gelen ürologlarından Dr. Michael Bewick, organlarını satmak üzere Londra'ya getirilen üç Türkün böbreklerini ameliyatla kendisinin aldığını itiraf etti. The Times Gazetesinin mansetten verdiği haberinde, Dr. Bewick'la yapılan bir görüşme yer aldı. Ünlü ürolog Dr. Bewick, Ulusal Böbrek Merkezi'nin tıbbi direktörü Dr. Raymond Crockett'in, "Türk vatandaşlanmn böbrelüerinin satın alınmadığı" sözüne inanarak hareket ettiğini söyiedi. Türk vatandaşı Ferhat Usta'run böbreği nakledilmeden bir gün Önce Usta'yla bir görüşme yaptıgını belirten Dr. Bewick şöyle konuştu: "B«n insanlan tedavi için para alınrn, sorgu'amak için degil. Eğer ben bu insanlan eni konu sorgulamaya kalkarsam hiç kimseyi ameliyat edemem. Ben, başkalanaın yapacağı yogun mülakaüara bel bağlanm. Bunu da Dr. Raymond Crockett yapar. Ferhat Lsta ile ameliyattan bir gün önce konuştum. İngilizce bilmiyordu. Ben de tngilizce bümediği için anlayabileceği şekilde herhangi bir baskı ve zoriama altında olup olmadığını ve böbreğini para karşılığı satıp satmadığını anlamak için kendisine bir S pound uzatarak bu gerçeği tespit etmeye çalıştıra. Ancak Ferhat l s t a kendi nzasıyla böbreğini vermeye bazır göriindü. Kuşkusuz, böbreğini satan bir kişinin bana doğnıyu söyleceğini bekJeyemem. Ama bu vakada Usta'nın İsrailli muhasebeeinin akrabası olmadığmı anladım." Ünlü Ürolog Dr. Michael Bewick, böbrek skandalının ortaya çıkması, ardından Dr. Raymond Crockett'le dört saat süreyle konuştuğunu belirterek, "Bu görüşme sonunda inandım ki, Türklerin Londra'ya getirilmesi ve onlara para ödenmesiyle Dr. Crockett'in hiç bir ilgisi yok" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) 1975'te, 2238 sayüı yasanın çıkmasından sonra 27 Temmuz 1979'da trafik kazasında ölen bir vatandaşımızın böbreği alınarak ilk yerli kadavra böbrek nakli yine ekibimiz tarafından yapılmıştvr. Ülkemizde transplantasyon çalışmalannın başladığı yülarda konu ile ilgili bir yasa yoktu. Bu yıllarda sadece bif inci derecede akrabalardan muvaffakatname ile böbrek alınabilmekte idi. Halbuki birçok hastanın organ verebilecek bir akrabası olmayabiliyor; olanlar arasında ise dokv uyuşmazlığına rastlanabiliyordu. Bu durum karşısında biz, bir yandan Avrupa Transplantasyon Bırliği "Eurotransplant"tan ölü böbrekleri temin ederek birçok hastaya tedavi imkânı sağlarken, bir yandan da ülkemizde organ naklini mümkün kılabilecek yoğun bir çahşmaya ve eğitim kampanyasına giriştik. Bu çalışmalara özellikle parlamenterler, basm, radyo ve televizyon ile Diyanet İşleri Başkanlığı büyük katkılarda bulundular. Transplantasyon yapılan hastalar tüm bu kurumlara gösterilerek ölü böbreklerinin ne denli önemli bir tedavi yöntemi olduğunu ve bu yolla insanların yaşama döndükteri gösterilmeye çalışıldı. Tüm bu faaliyetler sonunda Türkiye'de nihayet 3 Hazirsn 1979'da 2238 sayılı Organ Nakli Aşüanması ve Saklanması'na ilişkin yasa yürürlüğe girdi. Yasanın yürürlüge girmesi toplumda organ nakli konusundaki önyargüan yok edememiş ve organ bağışı konusu istenilen zemini bulamamıştır. Dinsel bazı önyargılan silebilmek amacıyla dönemin Diyanet tşleri Başkanlığı bir beyanatta bulunarak organ naklinin dinen hiçbir sakıncası olmadıgını bildirmiştir. 1975 yılı kasım ayında başlattığımız transplantasyon, kronik böbrek hastalanna gerçek tedavi kapısını açmış ve yeniden hayat kazanmalarını sağlamıştır. Fakat, birçok sosyal ve ekonomik problem de ortaya çıkarmıştır. O kadar ki, hastalannuz birçok zorluklar içerisinde gerek akrabalanndan ve gerekse yurtdışından getirtilip takılan böbreklerle bir müddet sonra ilaçları alacak maddi güçleri olmadığı için yeniden eski hasta durumlanna dönmüşlerdir. Bu durum hizi kendi imkânlanmızla bir fon kurmaya ve yakın akraba ve dostlannuzdan sağlaınış olduğumuz maddi ve manevi destekle hastalann ihtiyacını karşılamaya yöneltmiştir. Bu sırada, fon gelirlerinin ve bağışlannın giderek çoğalması bizleri daha kapsamlı bir organizyona yöneltmiş ve bir vakfın kurulmasına karar verilmiştir, 4 Eylül 198O"de kunüan Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı'mız bugün ulaştığı noktaya gelirken kendi olanaklan ile yarattığı ekonomik kaynaklan amacı doğrultusunda optimum bir noktada kullanmış ve devlet bütçesinden hiçbir yardım almamıstır. Rekor İngiltere'de Bu arada böbrek skandalının patlak verdiği tngiltere'nin de Avrupa ülkeleri arasında en çok böbrek nakli yapılan ülke olduğu ileri sürüldü. Bu nedenle skandala ilişkin yayınlara rağmen, böbrek ya da başka organların satılmasında yasal herhangi bir engel olmadığı vurgulanıyor. "Ingiltere Organ Nakli Dernegi" tarafından hazırlanarı yöneTgede, "nakiBerin akrabalar arasında yapılması" gerektiğine işaret ediliyor. Ancak böbrek verecek ve alacak kişilerin akrabalık derecelerinin "heı zaman" ince elenip sık dokunmadığına da dikkat çekiliyor. Öte yandan Avam Kamarası'nda da yapılan gündem dışı konuşmalarda da konu ele alındı. Bazı milletvekiUen, "para karşthğında organ saulmasınt" önleyecek yasa hazırlanmasmı önerdiler. Tanınmış başbakanlardan VVinston Churchiİl'in milletvekili olan oğlu Winston Churchill yaptığı açıklamada, "Son haberler endişe vericidir. Buna bir son verilmelidir" dedi. "Kraliyet Tıp Dernegi Ahlak Komitesi" de, "organ nakillerinde göz önünde bulundunılması gereken yönergeye itibar edilseydi bu skandal da olmazdı" şeklinde yorumda bulundu. Yarınlarda yasamak Ote yandan Londra muhaiirimiz Edip Emil Öymen'in veıdiği habere göre, "Böbrek skamklı" Avam Kamarası'nda tanışılııken Adelmann Van Addlamansfeklen adlı bir Batı Alman Kontu^iun Central TV adlı kuruluşa yaptığı açıklamalar Ingiliz kamuoyında büyük tepkilere yol açtı. Öynen'in haberine göre Addlemansfelden'in lngiltere'de böbrek alım satım rnerkezi kuracağını aşklaması ve îngiliz böbreklerine 20 ile 30 bin sterlin (yaklaşık 85 milyon üra) ödeyeceğim belirtmesi, Ingiltere Milli Böbrek Araştırm» Fonu tarafından büyük bir tdüike Şaşırtan açıklama olarak nitelendirildi. Birmingham kentinde yayımla"Bazı Türklerin para kwşıh nan televizyon programında konuğında böbreklerini sattıkltnnın şan Adelmann Van Addlamansfelden'in açıklamaları tngiliz kamuoyunda şok tesiri yaptı. Addlamansfelden konuşmasında yurtdışında düzenlediği her böbrek nakli için yaklaşık 8850 dolar kazandığını vurgulayarak, önümüzdeki yıl içinde yaklaşık 100 böbrek satmayı planladıklannı belirtti. Açıkoturum şeklinde yapılan televizyon prograrrunda organ pa1 8 gün tatil yapan zarlamasından hiç bir suçluluk TBMM'nin yeniden ne duymadığını sözlerine ekleyen zaman tatile gireceği Adelmann, "İsim zor, çünkii ahbugün kararlaştırılacak. laki değerler bana karşı. Ama politikacılarla doktorlar dışında nerANKARA (Cumhuriyet Bürokes memnun. lngiltere'de böbrek sn) Türkiye Büyük Mdlet Mec isteyen herkese yardımcı olabililisi (TBMM), 18 günlük t&tüden rim. Böbrek bulmakta hiç sıkıntı sonra yasama çalışmalarına bu çekmiyorum. Çalışmalanm için gün başlıyor. ANAP'ın TBMM'yi paranın yüzde yirmisini ben alıönümüzdeki haftadan itibaren ye yorum. Çok da kolay niden tatile sokma eğiliminde ol kazanıyorum" dedi. duğu öğrenildi. Konuyla ilgili açıklamada buTBMM'nin bugün açümasıyla birlikte ANAP, SHP ve DYP lunan Böbrek Araştırma Fonu gruplan toplanacak. TBMM Ge Başkanı Jaraes VVellbeloved da nel Kurulu'nda da demiryollannın Adelmann'm tngütere'de çalışmabugünkü durumu konusunda sımn engellenmesi gerektiğine dikMeclis araşurması açılmasına iliş kati çekti. James Wellbeloved şunları kin önerge görüşülecek. ANAP'ın dün yapılan grup yö söyiedi: "Nakil için böbrek alıp satmak netim kurulu toplantısında, TBMM'nin yeniden tatile girme son derece yanlıştır. Bu tip opesi konusu da görüşüldü. Toplan rasyonlar kişinin tıbbi gerekstmtıda kesin karar alınmamakla bir lerine göre diizenlenmelidir. Ne likte, bu hafta sonundan itibaren kadar parası olduğuna göre degil. TBMM'nin 15 gün tatile girmesi, Mevzuat bunu önkmek için değişbu tatil sonrasında 14 man tari tirilmelidir." hine kadar kısa bir süre çalışüması Îngiliz Sağlık Bakanlığı ise yave 14 marttan da yerel seçimin ya şayan kişilerden organ pazarlanpılacağı 26 mart tarihine kadar ça ması fîkrinin hükümet tarafından lışmalara ara verilmesi görüşü nefretle karşüandığıru belirtti. Baağırlık kazandı. TBMM'nin tati kanhk yetkilileri lngiltere'nin iııle girmesi konusundaki kesin ka san organlarını ticarileştirmeye rarın, bugün Başbakan Turgut karşı koyan bir Avrupa Konseyi Özsl'ın da katüacağı AN.AP Grup karannın taraftarı olduğunu vurYönetim Kunılu toplantısında ve gulayarak, "Bu tip organ alımlarilmesi bekleniyor. nna adı kanşan hastanelerin izinTBMM'niu tatile girrae öneri lerini ellerinden alacağız" şeklinsine muhalefet partileri karşı de konuştular. Öte yandan AA'nın haberine çıkıyor. Meclis bugün açıbyor • Zaman... Âkıp giden zaman. Eserler... Zamana meydan okuyan... yüzyıllara damgasını vuran. • Ve Akbank... Akbank 41. yılına, ciddi ve istikrarlı yönetimi, güçlü özkaynakları, sevgi ve güveninizle bütünleşen çağdaş bankacıhk anlayışıyla ulaştı. Çağımızdan yarınlara kalıcı bir eser oldu. • Kuruluşımun 41. yılında sermayesi 500 milyara yükseltilen... özkaynakları 750 milyara varan... mevduatı ise 3.7 trilyona ulaşan Akbank, bugünlere ulaşmada en büyük desteği olan siz değerli halkımıza teşekkürü borç biliyor. Vakfın kuruluşundan itibaren başlattığı etkin ve yaygın çalışmalar sonucu ülkemiz de böbrek transplantasyonu ve dializ tedavisi konusunda sesini duyurmakla kalmamış, bilinçli ve inançh bir kadro üe yürüttüğü ekip çalışması sonucu ülkemizde, çağdaş tıbbın uygulama olanağı bulduğu ABD ve Avrupa'daki üniversite ve tıp kurumlan arasında sağlıkiı köprüler kurulmuştur. Kuruluşundan sonra geçen kısa süre içinde Ankara Dializ Merkezi, İstanbul Dializ Merkszi (Ocak 1985) ve Ankara Organ Nakli Hastanesi (Eylül 1985) gerçekleştirilerek toplumun hizmetine sunulmuştur. Bugüne değin merkezimizde tamamen yasal çerçeve içerisinde 1. ve 2. derece yakınlardan, Avrupa ve Amerikadan getirttiğimiz ölü böbrekleri ile 700"e yakın böbrek naklini gerçekleştirdik. Dünyada ilk ve başansız karaciğer nakli Dr. Thomas Starzl tarafından 1%3'te gene ABD'de yapılmıştır. 19631967 yılları arasında yedi kere tekrarlanan karaciğer nakli tümünde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Nihayet, 1967'de yi ne Dr. Starzl tarafından ilk başanlı karaciğer nakli gerçekleştirilmiştir. 1988 yılına değin dünyada birçok kere başarıyla gerçekleştirilen karaciğer nakli, ülkemizde ekibimiz tarafından yine 21 yıl sonra ilk kez 9 Aralık 1988 tarihinde gerçekleştirilmiştir. 23 yaşında beyin tümöründen ölen bir vatandaşırruzın ailesinin izni alınarak karaciğeri, 30 yaşında kronik bir karaciğer hastasına takılmıştır. Bu ilk karaciğer nakli başarı ile sonuçlanmıştır. Daha önce de söylediğim gibi teknik açıdan karaciğer nakli bundan en az 5 yıl önce gerçeklesebilirdi. Bu gecikmenin sebebi organ bağışlarımn maalesef istenilen düzeyde olmamasıdır. Son yıllarda erişilen toplumsal bilinç düzeyi, organ bağışı çahşmalarını daha güncel ve daha yaygın kılmıştır. Bu durum böbrek transplantasyonunun yanı sıra diğer organlann da transplantasyonunun nihayet gerçekleşmesine yol açmıştır. Kadavradan organ naklinin gerçekleştirilmesi için beyin ölümünün sağlıkiı olarak saptanması geTekir. Dolayısıyla bu tip hastalann bütün tıbbi tedavi imkânlannın bulunduğu merkezlerde takibi zorvmludur. Son gtolerde basında yer alan b a a haberterden konunun istismar edildiği v« insan organlarmın bazı çevrelerce ticari meta haline getirilmek istend^ini üzüntü ile öğrendik. İnsan org&nları asla bir ticari meta haline getirilemez! Bu konu 2238 sayüı yasa ile Vcesin belirlenmiştir. (Madde 3). Üttcemizde bütün uygulamalar da bu vasa çerçevesi içinde yapılmaktadır. £«sında ortaya çıkarılan bu üzücu durum bütün toplumlar için umarım bir uyan olmuştur. Çünkü bu konular Dünya Transplantasyon Derneği'nin toplantılarında da zaman zaman tartışma konusu olmuş ve kadavra transplantasyonunun yapılamadığı ülkelerde bu tip uygulamalara yöneldiği saptanmıştır. Dolayısıyla, ülkemizde "kadavra" transplantasyonu ve organ bağışı yoğunlaşmalı ki hem bir çok hastayı tedavi edelim ve hem de bölgemizde örnek ülke durumumuzu sürdürelim. Aynca kesin bir rakam olmarnakla beraber her yıl toplumumuza katılan 3000 (yani milyoııda 60 kişi) yeni kronik böbrek hastasını da tedavi etmek zorundayı:. Çünkü bu hastahğın en etkin tedavisi böbrek naklidir. Şüphesiz organ bağışı sadece böbrek ve göz için yapılmamaktadır. Bugün dünyanın birçok merkezinde karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve bağırsak nakilleri de yapılmaktadır. Bizim ülkemizde de organ bağışı yeterince yapıldığı ve bunlardan yararlanılabildiği zaman bütün bu ameliyatlann yapılabileceğini son karaciğer nakli göstermiştir. Bir vatandaşımız 5 kişiye yeniden hayat kazandırmıştır. Bağışta öncmli olan bir durum, bağış kartınm kişinin yanında bir hüviyet kartı gibi taşınmasıdır. Bunun sağlanması için de en etkin uygulamalardan biri ehliyet ve belki de doğrudan nüfus kâğıtlarına bunun işlenmesidir. Çünkü bağış kartı eğer ölüm anında bulunmaz ise yine problemle karşılaşılabilir. Organ bağış işlemleri uzun yıllardan beri merkezlerimizde yani Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Ankara ve İstanbul hastanelerinde yoğun bir şeklide yürütülmektedir. Bugüne dek 75.000 kart bütün ülke düzeyine dağıtılmış fakat bunlardan ancak 7.500'ü bizim kayıtlarımıza geçmiştir. Çunkü kartlar merkezlerimize ulaşmamaktadır. Ben bu vesile ile toplumun tüm bireylerine seslenmek istiyorum: "Yaşama dönmek için organ bekleyen binlerce hastamıza, organ bağışlarımız aracüığı ile yardım elimizi uzatalım'.' DUTN^ADA BUGUN ALİSİRMEN (Baştarafı î. Sayfada) olursa ve bu düşünce her gün radyodan, basından bu nefretini haykınr, genelgelerde bu tür bir biçem kullanırsa, polis de kesinlikie acımasızlık hoyratlık çizgisine kayıyor. İşçi düşmanı, emek karşıtı, aydın fobisi içinde yaşayan bir iktidarın poüsi de, bu paranoyanın etkisinde kalarak biçimleniyor. Ondan sonra da gelsin, haklı davası için eylem yapan öğrenciye ve olayları izleyen gazeteciye copdayak, grevdeki işçiye sopakötek, karakola giren yurttaşa kötü davranış ve küfür. Acaba, üç gündür mandallama eylemi yaparak, telsizleri allak bullak eden istanbul polisinin içinde kaç kişi, bu eylemleri sırasında, kendilerinin işçinin, öğrencinin, aydının, bağrı yanık anababa, kardeşin, eşin eylemlerinde nasıl davrandıklarını düşünme olanağını buldular? Eylem sözcüğünü duyar duymaz belindeki copa sarılan, "hak yok vazife var" sloganıyla yetiştirildiğinden hak sözcüğünü duyunca tüyleri diken diken olan, hukuk ve hukuk devletine bıyık altından gülen kimileri, bari haklannı korumak için eyleme girdiklerinde (yasal olmayan bu eyleme destekçi olduğumuz gibi yanlış bir düşünceye kapılınmaması gerektiğini de burada hemen vurgulayalım ki, zaten şu sırada iyice can sıkıcı durumda olan polislere yeni işler çıkarmayalım), şimdiye dek c»playıp yerlerde sürükledîkleri demokrasinin sınırlan içinde eylem yapanlarm neler düşündüklerini, neleri amaçladıklarını bir nebzecik olsun anlayabilmişler midir dersiniz? Tanju'nun (Baştarafı Soor'da) lamak düşüncesinde. Bu düşünceler futbol alanına yöneldiği an kuşkusuz futbolcunun yetenekleri daha da geüşecektir. Tanju Avrupa gol kralı olarak futbolda zir\eye çıktı. Şimdi Tanju ilgi alanını futbol dışına yöneltti. İlgi alanını genişletmek her insanın doğal hakkı, fakat mesleğini askıya almamak ve bunun zamanlamasmı iyi yapmak da bir diğer görevi. Bir futbolcunun performansının aşamalı olarak düşmesi doğaldır. Ancak daha Avrupa gol krallığı ödülünü almadan düşüş söz konusu ise bir yerde yanl'şlık var demektir. AKBANK "Güveninizin Eseri"