25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Alfonsin'e ateş açıldı BL'ENOS A1RES (Ajanslar) Arjantin Cumhurbaşkanı Raul Alfonsin'e önceki gün Tablada Kışlası'ndaki saldırımn başlatılması sırasında ateş açıldı. Alfonsin'in bu saldırıdan yara almadan kurtulduğu bildırildi. Tablada Kışlası'nı önceki gün ele geçiren silahlı kişilerden biri kadın, 14'ünıin tesliın olduğu belinildi. Operasyon sırasında çıkan çatışmada 4'u asker 24 kişi öldü. Bazı kaynaklar, kışlada en az 15 kişinin daha öldüğünu öne sürdüler. Yetkililer, saldırganlann solcu gerillalar olduğunu ve kışladan silah alıp kaçmak amacıyla bu tür bir eyleme gihştiklerinin sanıldıgını açıkiadı. Baskının sorumlutuğunu 'Darbeye Karşı Demokratik Direniş Cephesi' adh bır örgüt üsılendi. Yımanistaııcla terör Bakanlar Kurulu son terör olaylannı görüştü. Alınan kararlar bugün açıklanacak. Hâkimler görevlerinde boykot ilan ederken savcı ve avukatlar da 10 günlük greve gidiyorlar. STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'ı sarsan skandal olaylarının yanı sıra sor zamanlarda terör de hızla tırmanıyor. Ülkedeki belli başlı üç terör örgütünden biri olan "1 Mayıs Devrimci Örgütii" nün önceki gün savcı "Anastasias Bernardos'u öldurmesi ile son iki hafta da silahlı saldırıya uğrayan savc sayısı üçe çıktı. Hükümet ise dür akşam Başbakan Andreas Papandreu'nun başkanlığında olağa nüstü toplanarak ülkede hızla tırmanan teröru görüştü. Papandreu'nun başkanlığındaki terörle ilgili olağanüstu toplantıda alınan kararlar bugün açıklanacak. 3 saat süren toplantıya Genelkurma> Başkanı Nikolaus Kuris'in de katılması dikkatleri çekti. Papandreu, alınacak onlemlerin genel değil, belirli önlemler olacağını söylemişti. Bir savcının daha vurulması Yunan hukuk çevrelerinde huzursuzluk varattı. Bu çerçevede dun Adalet Bakanlığı'nda olağanüstu bir toplantı yapıldı ve ülkedeki bütün hâkim ve sa\cıların koruma altına alınmasına karar verildi. Ancak Yunan Hâkimler Birliği üyeleri görevlerinde boykot ilan ederken savcı ve avukatlar da 10 günlük aşamalı greve gidiyorlar. Savcı ve avukatlar hükümetin istifasını da isüyovlar. Tüm siyasi partiler, terör olaylannın yayılmasından duydukları kaygıyı dile getirirken muhalefet, PASOK hükumetini istifaya çağırdı ve kurulacak "Milli Birlik Hükümeti"nin gözetimi altında derhal secimlere gidilmesini istedi. Bundan önceki saldırılafı, '17 Kasıtn Devrimci Örgütii' adlı örgüt üstlenmişti. 17 Kasım Örgütü, 1974'ten bu yana I2'den fazla siyasi cinayet, bombah saldırı eylemi ve birçok silahlı saldırıdan sorurnlu olan bir grup. Ancak 17 Kasım Örgütü, 10 gün içinde, saldırdığı her iki savcıyı da yaralama İki hafta içinde 3 savcının vurulması ülkede heyecan yarattı DUNYADA BUGUN AUSIRMEN Turgut Özal hükümetinin tek hanım üyesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı imren Aykut, Ö2enli giyimi ve yumuşak görünüşü ile göreve başladığında oldukça sempati toplamış bir kişiydi. Özellikle işçilerin büyük ekonomik ve politik baskılar altında inledikleri bir dönemde imren Hanım'ın görev alması çok kişiyi sevindirdi. Bir kadının yumuşak, sevecen, ınsanca sıcak yaklaşımı belki de işçiler için yararlı sonuçlar doğurabilecekti. Sosyal ve ekonomik koşullar değişmeden, yabanıl bir sömürünün egemen olduğu bir düzende, yönetici takımın içinde yer alan ve onlarla aynı görüşleri paylaşan kişinin cinsiyetinin değişik olması neyı değiştirirdi ki? İmren Hanım, ezilen kadının sömürüye başkaldıran görüşünün temsilcisi olarak değil, egemen ideolojinin bir üyesi olarak katılmıştı yönetime. Bu durumda somut olaylar karşısında takınacağı tavırlar, ilk görüntüyü kaçınılmaz olarak silecekti. Nitekım öyle oldu. Sayın Aykut, önce işçilerin, ücretleri düşük bulan demeçleri karşısında öfkelenip sert çıkış yaptı. Daha sonra toplusözleşme düzeninde hangi yandan olduğunu açıkça ortaya koydu. Hele hele, ikiidarının yüz karalarından biri olan süper emeklilik çıkmazı konusunda, yürütmenin beceriksizliğinin sonucu doğan karmaşada öfkeyle. devlete güvenip emekli olan sonra da bu inancını pahalıya ödeyen yurttaşları tehdit etmeye kadar vardırdı işı. Aynı imren Hanım önceki gün Uluslararası Lıonness Yönetim Çevresi Görmezler Destek Komitesi tarafından düzenlenen panelde, bir çağrılının süper emeklilik konusunda basmda çeşitli yorumlar çıktığını belirten sözleri üzerine, "Basın, vatandaşı kışkırtıyor, vatandaşın ıçini karartıyor" buyurmuş. İmren Hanım'ın, konuşmasında, yazılı basını amaçladığı kesindir. Çünkü patronunun emrinde otan TRT insanımıza çevreyı güllük güiistanlık göstermek için elinden geleni ardına koymuyor, üstelik iktidarın borazanı olarak da geniş topluluklan uyutmak için olağandışı bir çaba harcıyor. TRT'yi bir yana bırakıp, şimdı yazılı basına geleüm: Basının görevi, halkın haber alma ve dolayısıyla olan biteni doğru dürüst bilip kendi çıkarlanna en uygun kararları verme özgürlüğünün bir aract olmaktır. Görevi bu olan basının şu içinde bulunduğumuz ortamda, halkın içini karartacak diye doğruları yazmaktan vazgeçmesi, kokusu dünyayı tutmuş rezaletleri sergilemekten kaçınması düşünülebilir mi? Eğer basın bu görevini yerine getiremez ise demokrasinın "onsuz olmaz'Manndan biri daha ortadan kalkar ve rejim bir darbe daha yer. Sivil toplum sözünün fazlaca edildiğı, ama sivil toplumun özünün bir yana itildiği bir ortamda, sivii politikacının, sivil olmayan müdahalecıye karşı en büyük gücünün demokrasinin kurumlarını eksıksiz ve sağlıklı işletmek olduğunu Özal iktidarının üyelerinin büyük bir bölümüne de Sayın Özal'ın kendisine de anlatmak olanaksızdı. Nitekim Başbakan, basının birçok büyük tirajlı gazetesini, kimini batık kredilerini geri istemekle tehdit ederek, kimine bazı işlerin pazarlamasından, kimine batık şirketlerini devlet kuruluşlarına satın aldırtarak menfaat sağlayıp etkisizleştirip uysallaştırmakla da yetinmedi. Sonunda kökü dışarda bir sermayenin Babı Ali'de tekel oluşturma girişimlerini çeşitli biçimlerde ustaca destekledi. Dünyada tüm demokrasıler, basında tekelleşme olgusu karşısında kendilerini koruyacak önlemleri almışlardır. Özal yönetimi ise basın düşmanlığını, demokrasinin özünü zedeleyecek bir girişimi destekleyecek boyuta vardırmıştjr. Enınde sonunda bu bumerang Sayın Özal'a çarpacaktır. Artık bu konuda daha fazla bir şey söylemeye gerek olduğunu da sanmıyoruz. Ancak bu gerçeklori vurgularken Sayın imren Aykut'a da bazı gerçekleri anımsatmakta yarar var Sayın Aykut, enflasyonu neredeyse yüzde yüzlere vardıran Özal iktidarı mı karartıyor halkın yaşamını, yoksa herkesin her gün yaşayarak gördüğü bu gerçeği yansıtan basın mı?.. Sayın Aykut, süper emeklilik konusunda halkı ktşktrtan, acaba basın mı? Basın mı "herkese artık işinizi bırakıp da emekli olun! Borçlanıp süper emeklilığin keyiine bakm!" dedi? Süper emeklilik formülü basının bir buluşu ve önerisi mi? Yoksa ıktidarınızın mı? Halkı kışkırtan basın mı? Yoksa, ömrünün buyük böiümünü emeğini satarak yaşam savaşı vererek geçinenlere, öbür emeklilere oranla yüksek maaş vaat edip, işlerini bırakmaya çağıran, "borçlananlara, süper emeklilik olanağı sağladığım" devlet güvencesi altında açıklayan Özal iktidarı mı? Evet Sayın İmren Aykut, insanları, işlerini güçlerini bırakıp emekli olmaları için basın mı kışkırttı, yoksa iktidarınız mı? Devlete güvenip işlerini bırakanlar, ıktidarınızın bir yasayı bile doğru dürüst çıkarmayı becerememesi yüzünden şimdi ortada kaldıklarına göre onların içlerini, hatta içlerini ne söz, yaşamtarını karartan ve kaydıran bu haksızlığı ve densizliği gözler önüne seren basın mı, yoksa tüm bu düzenlemeyi yapıp her şeyi ağzına yüzüne bulaştırdıktan sonra devlete güvenenleri yarı yolda, elleri böğründe bırakanlar mı? Sayın Aykut biraz çevresine bakınca, halkın hayatmı karartanın da halkı kışkırtıp yarı yolda bırakanın da kendi üyesi bulunduğu iktidar olduğunu görecektır. le yetinmişti. Örgüt, silahlı saldırılardan sonra yayımladığı bildirilerde, ülkedeki skandal olaylarından doiayı PASOK hükümetinin yanı sıra tüm siyasal partileri suçlamış, ayrıca aaaletin "aczini" de vurgulamak amacıyla savcıları yol ortasında, kol ve bacaklarından yaraladıklannı belirtmişti. Kim Kışkırtıyor?.. Atina Savcı Yardımcıları Derneği, meslektaşlarına yapılan saldırıyı kınamak amacıyla 10 gun süreyle greve gideceğini açıkiadı. Öte yandan Başbakan Papandreu, dün Aüna'da hastaneye giderek iki ayda bir yaptırdığı rutîn kalp muayenesinden geçti. KabiPe mücahit yardımı Afgan gerillaları, halka yiyecek ve temel ihtiyaç maddeleri göndereceklerin i açıkladılar. Kabil'den kaçışın hızlandığı bildiriliyor. İSLAMABAD (Ajanslar) Afganistan'ın başkenti Kabil'den kaçış hızlanırken Pakistan'da üslenen mücahitler Kabil ve Celalabad'da yiyecek sıkıntısı çeken halka acil yardım göndermeyi kararÖlkesiM laştırdılar. AA'nın Islamabad döneceğl zamaaı kaynaklı haberine göre dırenişçilerin büdirisinde, yiyecek ve diğer Sovyet işgalinden temel ihtiyaç maddelerinin en kı sonra yaklaşık 3 sa zamanda bu kentlere gönderimilyon Afganlı leceği ve halka dağıtüacağı kayPakistan'a göç dedildi. etti Büyük bölümü Peşaver Bu karar, yedi direniş partisinbolgesinde den oluşan ittifakın, Afgan sınırı toplanan yakınındaki Peşaver'de, Afganisgöçmenler tan'ın birçok kentinde halkın açülkelerine lıkla karşı karşıya bulunduğu yodönebilmek için lundaki haberler üzerine yaptığı barışm toplantıda alındı. TASS, daha onsağlanmasını ce mücahitleri, ekonomik abluka uygulamak ve halkı açhğa mah bekliyorlar Ancak Afganıstan'da kum etmekle suçlamıştı. Bilindibanş henüz ği gibi gün Kabil'e Sovyetler de uzaMarda havadan yiyecek yardımı yapıyor. Afganistan'dan gelen yolcular, (Fotograt: Reuter) onbinlerce mültecinin yerleştiği başkentte. halkın fırınların ve akaryakıt bayilerinin önünde uzun kuyruklar oluşturduğunu belirtiyorlar. görunüyor. 36 kadının hatili idatn edildi STARKE <AA) ABD'de, 12 yaşında bır kız çocuğuna tecavüz ederek öldürmekıen idama mahkum edilen, birkaç kez ertelenen infaztnm kesinleşmesi üzerine 36 cinayet işlediğini itiraf eden kadın katili Bundy, elektrikli sandalyede idam edildi. Florida Eyalet Hapishanesi 'nde idam edilen Bundy'nın, son saatlerini dua ederek ve annesiyle iki lelefon konuşması yaparak geçirdiği bildırildi. Hayatı fılmlere bile konu olan Bundy 'nin annesi Louise Bundy, "Sesi, kendisiyle her zamankinden daha barışık gibiydi" dedi. Idamtndan önceki gün öğleden sonra California Hıristiyan radyo programına çıkan Bundy, "büyük vicdan azabı" duyduğunu belirtti. Vasiliu, sınırh eşitlik îstiyor İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Veorgios Vasiliu, "Kıbns'ta federasyon olustunılacaksa, iki esit birimin varlığından her zaman söz ettim, ancak bu eşitliğin her organa yansıtılacağı anlamına gelmez" dedi. Vasiliu'nun 30 ocak pazartesi günü KKTC Camhurbaşkanı Rauf Denktaş ile yapacağı yeni görüşmede alternatif önerilerini "bağlayıcı olmayan seçenekler" şeklinde masaya getireceği sanılıyor. Kıbns'ın Dostları adtı kuruluş tarafından düzenlenen "199O'lı yıllarda Kıbrıs" konulu toplantıdan sonra verilen kokteylde Türk politikacı ve parti genel başkanlarıyla sohbet eden Yeorgios Vasiliu, "New York'ta, çözüm için Kuzey'de ve Güne>'de a>n Türk ve Rum federe devletlerinden söz ettiğinin" hatırlatılması üzerme şunları söyiedi: "Kıbns'ta federasyon oluşturulacaksa iki eşit birimin varbğından her zaman söz ettim. Federasyon iki eşit birim ister, iki eşit birim arasında yapılır. Ancak bu, eşitliğin her organa yansıtılacağı anlamına gelmez." Vasiliu, iki birimde öngördüğü eşitliğin federal merkezi hükümette de eşitlik anlamına gelmediğini de belirtirken, her iki birimin meclisleriyle hükümetlerinin bulunacağını söyiedi. Rum lider, "Kıbns'ta iki meclis bulunacak, birinde eşit temsiliyet, ötekinde ise oranlı temsiliyet olacak" diye konuştu. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından 9 ocakta Rum kesimine sunulan iki ek belgede ise, "Federal mekanizma içindeki yürütme organında tam eşitlik" öngörülüyor. Soz konusu belgelerde "Federal Konsey adıyla bir yürütme organı ile iki meclisli federal vasama organlan oluşturulması. üst mecliste iki toplumun eşit olarak temsil edilmesi" isteniyor. JBRIS Kabirden kaçış Sihanuk Çin'de PEKÎN (AA) Kamboçya'da Vietnam yanlısı yönetime karşı savaşan direniş gruplannın lideri Prens Norodom Sihanuk, Kamboçya sorununa siyasi çözüm bulunması amacıyla görüşmeler yapmak üzere dün Pekin'e geldi. Pekin'e gelişinde düzenlediği bastn toplantısında Prens Sihanuk, sorunun çözümü için Çin'in çabaları sayesinde uluslararası alanda olumlu gelişmeler sağlandığını, ancak Kamboçya'daki iç sorunların hâlâ çıkmazda olduğunu söyiedi. Sihanuk, ülke içi sorunlarda çözüme ulaşmalarının çok uzak gözuktüğünü belirterek Vietnam yanlısı hükümetin başbakanı Hun Sen'i "hain" olarak niteledi. AP muhabiri, Kabil'den gönderdiği haberde Afganistan'ın başkentinden son aylarda kaçışın büyuk ölçüde hızlandığını bildiriyor. Muhabire göre parası olan: lar komşu ülkelere gidebilmek için elçiliklerin önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Aralarında iktidardaki Demokratik Halk Partisi yanlılarının da bulunduğu birçok Afganlı özellikle Hindistan'a sığınmayı tercih ediyor, ABD Elçiliği de başvunılann çokluğu üzerine vize böiümünü kapaıtığını açıkiadı. Bir elçilik sözcüsü, bu ay ABD'ye gitmek için günde 250 başvuru yapıldığını bildirdi. Bu sayı bir yıl önce ayda 5'ti. AP muhabiri, Kabil'i SSCB'ye bağlayan Salang karayolunun başlangıcında Afgan askerlerinin nöbet tuttuğunu bildiriyor. Ka bil'in 5 kilometre dışındaki bu mevziler, Necibullah yönetiminin son savunma hattını oluşturuyor. Başkentin çevresindeki tepeler ise mücahitlerle dolu. Ancak Afgan birliklerinin büyük miktarda silah stoku bulunuyor. Gözlemciler, mücahitlerin de büyük silah stoklanna sahip olduğunu, bu bakımdan Sovyet birliklerinin aynlmasmdan sonra mücahitler başkente saldırdıkları takdirde çok sayıda insanın öleceğini bildiriyorlar. Sovyetler'in dev Eyuşin76 nakliye uçaklan ise düzenli olarak Kabil'e gıda ve yakacak taşıyor. Kabil Havaalanı'na günde ortalama altı tane İlyuşin76 iniyor. Yardım malzemelerini boşaltan uçaklar, Kabil'den yüzlerce Sovyet askerini alarak havalanıyor. Uçaklar inip kalkarken mücahitlerin füzelerini şaşırtmak için elektronik dalgalar gönderiyorlar. Bu arada binlerce Afganlı başkentten ayrılmanın yollarını an yor. Bu arada Sovyetler'in askeri karargâhlannın bir böiümünü Kabil'den Sovyet sınırı yakınlarındaki MazarElŞerife nakletmeye hazırlandıklarına ilişkin söylentiler dolaşıyor. ABD ise Amerikan vatandaşlarını Afganistan'a gitmemeleri yolunda uyardı. Dış işleri Bakanhğı Sözcusü Charles Rednıan önceki gün Washington'da Kabil'deki durumu yakından izlediklerini söyiedi. Deprem Sürgündeki Afgan Krah Zahir Şah, <Te îîlöltdt ' a açıkiadı: ABD bu ülkeye yardıma haztr olduğunu bildirdi. Ermenistan yine saUandı KöNUK YAZAR Halkın vereceği her role hazırun Dıs Haberler Servisi Afganistan'daki Sovyet askerlerinin 15 şubatta tamamlanacak olan çekilmelerinden sonra Kabil yönetiminin kısa sürede yıkılacağına ilişkin öngörüler sürerken "Necibullah sonrası" için bazı siyasal senaryolarda adı geçen eski Afganistan Kralı Zahir Şah, Fransız Le Monde Gazetesi'yle yaptığı söyleşide "Komiinist Partisi geçiş hukümetinde yer alamaz" dedi. 15 yıldan beri Roma'da yaşayan Zahir Şah'ın Le Monde'a yanıtlannın geniş bir özeti şöyle: Afganistan'a dönüşünüz için şartlar saptadınız mı? Hayır kişisel olarak hiçbir koşul ya da talebim olmadı. Benim Afganistan'a dönüşüm sadece halkın iradesine bağımlıdır ve halkın bana vereceği her türlu rolü ya da görevi üstlenmeye hazırım. Batı mücahil liderieri özellikle Hizbi İslami lideri Hikmetyar, Sovyetlerin sizi ziyaret ederek direniş saflannda bölünme varatmak istediklerini ileri sürdüler. Bu tür tepkıler ağızlarına ne gelirse söyleyen kuçük grupçukların işi. Voromsov'un ziyareti Sovyetler'in Afganhlar'la y."pmayı planladıklan bir dizi temas çerçevesi içinde yer alıyordu. Hepsi bu. İlke olarak, kapım çözum için inisiyatif alan herkese açık. kabiTuı konıünist hükümetine Ğe mi? İstese, Necibullah'la da görüşür müsünüz? Hayır. Kabil hükümeti yasal da değil, meşru da değil. Zaten onun için bütun halk ona karşı ayakland\. Necibullah'ı göruşmek üzere kabul etmem imkânsız. Komünistler bir geçiş hükümetinde yer alabilirler mi? Hayır, bu adı taşıyan bir parti şimdiki aşamada bir rol oynar > amaz, çünkü yurttaşlanmızın çoğunluğu için kabul edilebilir değiller. Bir geçiş hükümeti için başannın ilk koşullarından biri >urttaşlannın güvenine sahip ve tutarlı bir yapıda olmasıdır. Peki ne olacak? Demoktasinin temsilcisi olacak bir meclis kurulacak. Bu meclisin açıhşına geleneksel olarak en yaşlı üye başkanlık eder. Sonra meclis kendi içinden birini başkanlığa seçer. Bir tercihiniz de yok mu? Gerçekten yok. Çoğunluk İslam cumhuriyeti isterse benim için sorun değil. Polonyu da asker asaltıyor VARŞOVA (AP) Almanya'nın önceki günkü askeri kuvvet indirimi açıklamalarından sonra Polonya'nın da iki kara lümenini lağvedeceği bildirildi. Polonya resmi haber ajansı PAP tarafından verilen haberde iki tümenin lağvedilmesinin yanı sıra bazı komutanlıkların, askeri okulların ve hava savunma birliklerinin de birleştirileceği kaydedildi. Bush, kürtaja karşı WASH1NGTON (AA) ABD'nin yeni başkanı Ceorge Bush, kürtaja karşı olduğunu ve yasaklanmasını isteyenleri desteklediğini söyiedi. Bush, Beyaz Saray önünde gösteri düzenleyen "Hayat Yanlıları Hareketi" üyelerinin telefonlarmı yanıtladı. Bush, Yüksek Mahkeme'nin 1973 yüında kürtajın yasailaşması yolunda aldığı kararı "kötü" olarak niteledi MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği Tacikistan Cumhuriyeti'nde meydana gelen depremde tümüyle yıkılan 3 köyden birinin sakinlerinin üçte ikisinin, sarsıntıdan kısa bir süre önce kaçmayı başardığt haber verildi. Sovyet Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Genadi Gerasimov, deprem sırasında meydana gelen toprak kayrnasında tonlarca çarnur yığınının altında kalan 3 köyden birinin sakinlerinin önce ölmüş olduğunun sanıldığını söyiedi, "Ancak sarsıntıdan kısa bir süre önce yer altından gelen uğultuları ciddiye alan köy sakinlerinden 3'te ikisinin, yakınlardaki dağlara lırmanarak kurtulmayı başardıkları sonradan anlaşıldı" diye konuştu. ABD, bu ulkeye yardım önerdi. Öte yandan, Sovyetler Birliği Ermenistan Cumhuriyeti'nde de dün sabah 12 dereceli Mercalli olçeğine göre 6 şiddetinde yeni bir depremin meydana geldiği belirtildi. Şii kavgası MICHEL NAUFAL BEYRUT Lübnan'ın güneyinde İran yanlısı Şii Hizbullah örgütü ile Suriye'nin desteklediği diğer Şii örgüt EMEL arasında yılbaşı gecesi yeniden patlak veren ve 200'den fazla insanın öldüğü son çatışmalar durgunluk dönemine girmiş görunüyor. Ne kadar süreceği bilinemeyen bu ilan edilmemiş mütareke, 1 milyonluk Şii toplumunun siyasi ve ruhani liderlerinin üst düzeyde temaslar yapmasını sağladı. Birbirleriyle temas yapan bu liderler arasında Şeyh Muhammed Mehdi Şemsettin, Seyid Muhammed Hüseyin Fadlallah ve "Nebih Berri" bulunuyor. Savaşan taraflann liderlerini Suriye ve İran'ın gözetimi altında buluşturmak amacıyla başlatılan bu temaslar şimdilik çıkmaza saplanmış durumda. Bu olgu da EMEL'le Hizbullah arasında kanlı çatışmaların yeniden başlayacağı korkularını körüklüyor. EMEL, Şii toplumunda karar alma yetkisine sahip olmakta ısrarediyor. Örgut ayrıca Güney Lübnan'da güvenlikten sorumlu tek Şii grubu olduğunu ileri sürüyor. Beyrut'un güney kesimini kontrol altında tutan Hizbullah ise, EMEL'in egemenliğini tanımayı reddediyor. Hizbullah ayrıca Guney Lübnan'da askeri varlığını tekrar kurmak istiyor. Son olaylar 31 aralıkta Beyrut'un güneyinde başladı. Çarpışmalar iki gün sonra başkentin 50 kilometre güneyindeki İklim Al Tojfah bölgesine yayıldı. Bekaa ile Guney Lübnan arastnda stratejik bir bölge olan bu yöıedeki çarpışmalar, Hizbullah militanlarının 8 ocakta EMEL mevzilerine karşı saldırıya geçmeleri ile ansızın yoğunlastı. Hizbullah bu sürpriz saldırısında dort köyü ele geçirdi. EMEL ise düzenlediği şiddetli karşı saldırıda, göğüigöğüse çarpışmalar sonunda köylerden üçünu geri almayı başardı. Hizbullah, dağ tepesinde bulunan stratejik Jbaa kasabasında mevzilendi. Böylece tüm bölgeyi ateş altında tutma olanağına sahip oluyordu. Jbaa kasabası şimdi iki grup arasındaki yeni sının oluşturuyor. Bu stratejik kasabanın kontrolu için yapılan çarpışmalarda ise şimdiye dek en az 200 kişi öldü, 400 kişi de yaralandı. Bu arada, iki örgüt de durumlarını güçlendirmek için yeni ittifaklar kurdular. Örneğin EMEL aralık ayında, FKÖ içindeki en büyuk grup olan El Fetih ile Sayda bolgesinde bir anlaşma yaptı Ispanyada sağ kaııat atağa kalktı MİNE SAULMER MADRİD Ülkenin en önemli sağ kanat partisi Alianza Popular, 1986 yılında uğradığı oy kaybıyla başkanhktan çekilen kurucu lideri Manuel Fraga'yı, geçen hafta toplanan olağanüstu kongrede yeniden başkanlığa seçti. 22 ocak pazar günü sona eren kongrede, PSOE (Sosyalist Parti)'nin artık "Ne sag ne sol; ne sendika ne parti ne devlet ne toplum ne deve ne kuş" olduğunu savunan Manuel Fraga'nın başkan yardımcılığını ise Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marcelino Oreja üstlendi. Fraga'nın parManuel Fraga Sağı birlestırmek ıstıyor tisine gelirken çeyizinde Demokrat Hıristiyanlan da getiren Oreja, Avrupa Parla Alianza Popular (Halk Ittifakı), söz konu nuyoruz; duygularımızı, canımızı ve lekementosu haziran seçımleri için yer.i parti su kongrede adını da Partido Popular siz adımızı..." sözleriyle kürsüve gelen Manuel Fraga, Sosyalisl Parti iktidarı için de (Halk Partisi) olarak değiştiraı. sinde liste başı olacak. Başkan seçildikten sonra. hıçkırıklaria şunları söyiedi: "Biz, lutucu denenler, ülManuel Fraga'nın "yeniden kurduğu" kesilen, "İspanyol halkına her şeyimizi su keyi durduran (genel t cvı kastediyor) ve Ünlü sağcı lider Manuel Fraga yeni kurulan Halk Partisi'nin başına geçti Salvador gerillaları SAN SALVADOR (AA) El Salvador'da yönetime karşı çarpışan solcu gerillalar, altı ay ertelenip, bu süre içinde seçim yasalarının gözden geçirilmesi halinde başkanlık seçirnlerini destekleyeceklerini açıkladılar. "Halk Ittifakı" ile "Hıristiyan Demokrat Parti" birleşerek Halk Partisi'ni oluşturdu. Yeni partinin gündeminde, öteki önemli sağ partiyle birleşip sağı tek çatı altında toplamak bulunuyor. eli böğründe kalan sözde ilericilere karşı eylem cephesi açıyoruz. Sosyalizm, kendi mantığına ters düşmüştür. PSOE artık ne sosyal banşı ne de ekonomik geltsmeyi sağlayacak durumdadır." İspanya'da siyasal bir dinazor sayılan muhafazakâr Fraga'nın "toplumcu" yanı ağır basan söylevler verdiği kongrede, 86 seçimlerinden beri sosyalistlerin yanında yer alan büyük sanayici ve bankacıların yokluğu dikkati çekiyordu. Yeni Başkan Yardımcısı Marcelino Oreja'mn: "1990'da iklidara gelecek partiye ojTiuyorum" bözleriyle göruşlerini açıkladığı eski AP, yeni Halk Partisi PP'nin bundan sonraki hedefi, ulkenin ikinci dönem sağ partisi CDS (Demokratik Sosyal Merkezciler) ve Başkanı Adolfo Suarez'le anlaşarak sarsılan iktidar partisi PSOE'ye ciddi alternatif olabilecek ortak bir sağ cephe kurmak. Emel ve Hizbullah milisleridurumlarını güçlendirmek için yeni ittifaklar kurdular Suriye, bölgede banşın sağlanmadığı şimdiki koşullarda Hizbullah'ın tasfiyesini istemiyor Bu anlaşma FKÖ'nün Filistin dcvletini ilan edip, İsrail'i tanımasının ardından geldi. Anlaşmadan birkaç gün sonra da FKÖ'nün kararını eleştiren tran yanlısı radikaller, Suriye tarafından desteklenen Arafat karşıtı Filistinli gruplarla itlifak kurdular. Şii dünyasındaki bu ittifaklar şunu gosteriyor: EMEL örgütü ile olan işbirliğini bozmak istemeyen Suriye, Ortadoğu'da banş girişimlerinin henuz somut sonuç doğurmadığı günümüzdeki ortamda Hizbullah'a karşı da bir imha savaşı açmak istemiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle