26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 25 OCAK 1989 Yeşilyurt Köyünde Yaşanan... (Baştarafı 1. Sayfada) dikkat edilmesi gereken bir dizi kural vardır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti, demokratik bir hukuk devletidir; insan haklarına saygı göstermekle yükümlüdür; zira bunlar hem anayasasında hem de altına imza koyduğu uluslararası sözleşmelerde yazılıdır. Onun içindir kı devlet, "gücünü" gösterirken, demokrasinin, hukukun temel ilkelerine ve en temel insan haklarına saygı göstermek durumundadır. Eğer bu saygıyı göstermezse ne olur? O zaman devlet gücü, "devlet terörü"r\e dönüşür; ne haktan ne hukuktan söz edilebilir; toplum düzeninde giderek "orman yasaları" geçerli olmaya başlar. Devletin kendisini, kendi vatandaşına yabancılaştırmaya başlaması ya da vatandaşın içine "devlet korkusu"nur\ düşmeye yüz tutması, nereye varacağı bilinmeyen bir kargaşa ortamına kapının aralanması demektir. Bugün bu satırtarı alt alta sıralayışımızm tek bir nedeni var: Mardin'in Cizre ilçesinin Yeşilyurt köyünde, 14 ocağı 15 ocağa bağlayan gece yarısından sonra neler yaşandı? Bu sorunun karşılığının tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarılmasını istıyoruz. Köy muhtarı Abdurrahman Müştak'la arkadaşlarının Cizre Cumhuriyet Savcılığı'na verdikleri şikâyet dilekçesinde yer alan ıddialar eğer gerçekse. insanlık adına utanç vericidir. Geçen pazartesi günü bu köşede tümünü yayımladığımız dilekçenin bir yerinde şöyle deniliyor: "... Köy muhtarına sen devletin değil PKK'nın muhtansınız denilmiş, yere yatınlan köylünün sırtında, karda kışta saatlerce güvenlik güçleri gezmiş, kabadayak atılmıştır. (...) Çevreden insan pisliği toplatılarak, muhtarın amcast Kâmil MÜŞTAK'a zorla tek tek yaşlı genç demeden pislik ağızlarına verilmiştir. Daha sonra bu insan pisliğini Kâmil MÜŞTAK'ın oğlu olan Bahattin MÜŞTAK'a zorlan babasının ağzına veritmiştir. Yaşlı olan Kâmil MÜŞTAK yaralanmıştır, Abdurrahman MÜŞTAK yaralanmış, Abdullah GÜNDOĞAN yaralanmış. (...)" Adalet Bakanlığı, Mardin ve Cizre savcılıklanna suç duyurusunda bulunmuştur; Cizre Cumhuriyet Savcılığı da soruşturma açmıştır. Gerçek neyse ortaya çıkarılmalıdır. Hem de en ufak bir zaman yitirilmeksizin. Disiplin Kurulu nda SHFÜ Aksoy'a 4 Kürt' cezası geliyor Strasbourg'daki Karma Parlamento Komisyonu toplantısında "Kürîlere kültürel özerklik verilmeli" dediği ileri sürülen SHP Malatya Milletvekili Aksoy, parti Disiplin Kurulu'na verildi. ANKARA (Cumhuriyet Büro "SHP Tiirkiye'yi yönetemez, parsu) Strasbourg'da geçen hafta çalar" sözlerinin anımsatılması yapılan Karma Parlamento Ko üzerine ise şu yanıtı verdi: misyonu'nda "Kürtlere kültürel "Biz ulusal bütunlüğe herkesözerklik verilmelidir" ve "SHP ten daha fazla bağlı olan bir pardemokrasiye şası bakıyor" yolun tiyiz. Turkiye'yi ileri göturmek, da görüş belirttiği öne sürülen halkımızı mutlu yaşatmak, butünSHP Malatya Milletvekili İbrahim liik içinde demokrasinin butün niAksoy'un ihraç istemiyle disiplin metlerinden yararlanmak amacıkuruluna verilmesi kararlaştınldı. mızdır. Kim hata yaparsa onu MYK'nın dünkü toplantısında diizeltiriz, cezasını veririz. Bizim yerei seçimlerin yani sıra, İbrahim için bu tür karalamalann hiçbir Aksoy'un Strasbourg konuşması anlamı yoktur. Şimdi zaten konu, da ele alındı. Yaklaşık dört saat iktidann yaptığı büyük hatalar suren toplantıda Aksoy'un kesin halkın zaranna olan işlemler, büihraç istemiyle merkez disiplin ku tün bunlann belgeler ile ortaya ruluna verilmesi berrimsendi. Parti çıkmış durumu var. Bunun kartüzuğüne göre merkez disiplin ku şısında devletin organlannı görerulunun bu isteği ele alarak iki ay ve çağınyoruz. Sayın Başbakan içerisir.de sonuçlandırması gereki bu konularla ilgilense çok daha iyi yor. Disiplin kurulu Aksoy'un sa eder. Kendisine baksın." vunmasını aldıktan sonra gerekli İbrahim Aksoy, seçim bölgesı soruşturmayı yaparak ihraç isteMalatya'da "istenmeyen kişi"ilan mini karara bağlayacak ve tüzük uyarınca gereken işlemi yapacak. edildi' Malatya SHP il örgütü, AkGenel Sekreter Yardımcısı Ad soy'un yaptığı konuşmanın onaynan Keskin toplantıdan sonra Ak lanamayacağını belinerek, "Aksoy'un Kürtçülükle ilgili sözlerinin soy, bu fikirleriyle bizleri temsil parti tuzüğüne göre suç sayıldığı edemez" göruşünü dile getirdi. nı belirterek oybirliği ile disiplin Türk halkının bir butun olduğukuruluna verildiğini söyledi. Kes nu vurgulayan SHP İl Başkanı kin, "ihracın sürekli mi yoksa belli Necati Büker, Türkiye sınırları bir sure için mi istediği" yolundaki içinde KürtTürk sorunu yaratsoruya ise "Biz ihraç istemiyle ha manın yanlış olduğunu vurgulavale ettik, artık onu disiplin ku yarak "Adı geçen milletvekili, serulu karara bağlayacak. Disiplin çildigi günden bu yana bölücü hakurulu bakarsın affeder" dedi. reketlere devam etmektedir. KoDisiplin Kurulu'na verilen Ma nuşmalanyla tepkileri üzerine latya milletvekili İbrahim Ak çekmektedir" diye konuştu. soy'a parti tüzüğünün ilgili madIbrahim Aksoy'un Avrupa deleri uyannca "kınama"dan Parlamentosu Karma Komisyonu "geçici ihraç"a kadar değişen ce Toplantısı'nda yaptığı konuşmazalar verilebilecek. MYK'nın ge nın onaylanamayacağım belirten rekçeli sevk işleminden sonra top Büker, düzenlediği basın toplanlanacak Merkez Disiplin Kurulu' tısında, Aksoy'u destekleyen il ve nun geçici çıkarma cezası verme merkez ilçe başkanlannın gorevsi halinde Aksoy parti üyeliğinden lerinden alındıklarını, bu nedençıkarılarak bunlara tanınan hak le Aksoy'un konuşmalarıyla Malardan yararlanması askıya alına ıatya'yı temsil edemeyeceğini becak. lirterek şunlan söyledi: "Türkiye halkı bir bütündür. Kararda çelişki Bu bütünlüğu zeddeyici davranışANKA'nın haberine göre, tbra ta bulunanlan b«nimsemediğimiz him Aksoy'un "kesin ihraç" iste gibi SHP olarak karşısındayız. miyle merkez disiplin kuruluna Tesadüfen milletvekili olan bu şasevkedilmesi kararı, SHP tüzüğü hıs, bizleri ve Malatya halkını nün 79'uncu maddesiyle çelişiyor. temsil edemeyecegi gibi bundan tbrahim Aksoy'un disiprtn kuru sonra kendisini temsilci olarak taluna sevkedilmesine neden olan nımıyoruz. SHP kokeni konuşması 79'uncu maddenin (a), Kuvai Milliye'ye dayanan Milli (b), (c) bentlerine uyuyor. Ancak Misakçı bir partidir. İbrahim Akbu bentlerde öngörülen "en fazla" soy gibi şahıslarm davranış ve fiyapurım, geçici çıkartma. Bu du kirleri bu temel felsefeye aykırırumda MYK'mn "kesin ihraç" is dır. SHP. Turkiye'yi yüceltmek temiyle parti tüzuğunün 79'uncu isteyenlerin partisidir. Aksoy'un maddesi arasında bir çelişkiye ne fikirlerini benünseyecek olan parden oluyor. tiye kayıtb uyelerimizi Yüksek Diİbrahim Aksoy'un disipline sev siplin Kurulu'na sevk edecegiz." ki kararımn daha once açıklandjğı MYK aynca merkez yoklamagibi oybirliğiyle değil oy çoklu sı yapılacak yerlerdeki adayları ğuyla alındığı öne surüldu. Kara saptaması için parti meclisinin ra MYK uyesi Cumhur Keskin 1516 şubat tarihlerinde toplanmakarşı çıktı. sım kararlaştırdı. Merkez yoklaEdinilen bilgiye göre, komisyon masıyla saptanacak adayların 5 toplantısında İbrahim Aksoy ile şubata kadar genel merkeze başbirlikte bulunan Genel Sekreter vurmaları gerektiği bildirildi. Deniz Baykal da merkez disiplin MYK'da Genel Sekreter Deniz kurulu soruşturması sırasında Baykal Avrupa Parlamentosu'nolayla ilgili "tamklık" yapacak. daki temaslar hakkında bilgi verBaykal'm vakın çevresine, ibrahim di. Aksoy'un gazetelere yansıyan sözlerinin doğru olduğunu söylediği bildirildi. Halen Federal Almanya'da bulunan ve akrabalarının bulunduğu Bremen kentine giden İbrahim Aksoy ıse "Genel Başkan İnönü Doç. Dr. Yalçın Küçük, ile göriıştükten sonra bir açıkla Ankara DGM'nin hakkında başlattığı ma yapabilirim"dedi. Yeşilyurt Soruşturma yazdığı belirlendi. Yazıya henüz KOZAKÇIOGLU Bana mü yanıt gdmediği için şikâyetle ilgi racaat olmamıştır. Bana vatandaş li olarak söz konusu binbaşının gelir de aynca muracaat ederse ifadesinin alınamadığs öğrenildi. ben şuna maruz kalıyorum, buna maruz kalıyorum diye, onun hak Kozakçıoğlu: Sadece kında aynca bir soruşturma yapa iddia rız. Ankara Buromuzun görüştüğu Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, jandarmanın Yeşilyurt köylülerine insan pisliği >edirmesi olayını "bir iddia olarak" niteledi. "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüriitıilen soruşturma sırasında işkence iddialan ortaya atılıyor. Bölgede neler oluyor?" sorusuna "İyi şeyler oluyor" yanıtıru veren Kozakçıoğlu, Cumhuriyet muhabirinin konuya ilişkin sorulanna şu yanıtlan verdi: " Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bir yurttaş kendisine insan dışkısı yedirildiğini söyledi. Bir iraam da ağzına rakı döküldüğunii iddia etmişti. Bunlann doğruluk payı nedir? KOZAKÇIOGLU Savcıya gitsinler. Memlekette savcı var. Şikâyetçi olan şikâyeti konusunda >a dilekçe verir, veya olmazsa savcıya şikâyette bulunur. Siz o bölgenin en iist diizeyde yöneticisi olarak, basında da yer alan bu iddialan inceleme konusu yapacak raısınız? KOZAKÇIOGLL Basınddki konularla savcı ilgilenir. Herkesin bir görev bölümü vardır devlet içinde. Ben adaletin, adli mercilerin görevine müdahale edemem. Bu konuda yetkili olanlar cumhuriyet savcılandır. Cumhuriyet savcıları iddialan kabul edip soruşturma açabilirler. Sizin bir araşurmanız olacak mı? Size böyle bir başvunı olmadı mı? KOZAKÇIOGLU Bölge valiliğine boyle bir başvuru olmadı. İnsan dışkısı yedirilmesi, imamın ağzına rakı dökülmesi gi 'Dövüp kaptya bıraktılar' Sacide Imret bir gece yarısı babasının evinden kardeşleriyle bırlıkte gözaltına alındığıbi iddialan, bu işkence iddiaları nı. üstünüekiler cıkartılıp dövüldukten sonra yan baygın, evının kapısına bırakıldığını söyluyor (Fotoğraf Cumhuriyet) nı genel olarak siz nasıl degerlendiriyorsunuz? KOZAKÇIOĞLU Sadece iddia. Dognıluk payı nedir? (Baştarafı 1. Sayfada) ması üzerine boşalan evdeki bir torba muhtara gösterilerek, "Aç bunu" dendi. Muhtar, kendi anlatımına gore torbarun içerisinde elbombalan çıkınca, "Ben bunu açamam, korkanm" dedi. Bunun üzerine güvenlik guçleri torbayı açarak, içinden 5 adet elbombası ve birkaç tane tahrip kahbı çıkardılar. Daha sonra düzenledikleri tutanağı muhtar Abdurrahman Muştak'a imzalattılar. SHP milletvekilleri Cıineyt Canver, Ahmet Türk ve Fuat Atala>, bu ola\ı Cizre Kaymakamı Necati Küçükdumlu ve Cumhuriyet Savcısı Mustafa Sağıroğlu'na aktararak bunun bir senaryo olduğunu, "insan pisliği yedirme" şikâyetinden sonra başta muhtar Abdurrahman Müştak olmak üzere köylülerin zan altmda bırakılma amacını taşıdığını ve şikâyet üzerine "muhtarın başına çorap örülmek istendiğini" anlattılar. 14 ocağı 15 ocağa bağlayan gece, Cizre'ye 5 km uzakhktaki Yeşilyurt Köyu'nü basan, köylüleri alanda topladıktan sonra erkekleri yere yatırarak uzerlerinde postallann topuklarıyla askerleri dolaştıran ve kadınlann ustunu arattıktan sonra köyun en yaşhsı Kâmil Muştak'a toplattığı insan pisliklerini, bütün köyiülere yedirttiği öne sürülen ve bu konuda savcılığa hakkında şikâyet yapılan binbaşının, Cizre'de Güvenlik Komutanlığı Tabur Komutanı Cafer Çaglayan olduğu öğrenildi. Cizre Cumhuriyet Savcılığı'nın, binbaşının açık kimliğınin saptanması için güvenlik komutanlığına şikâyetten ancak bir hafta sonra yazı NOTLAR den bir şey söylenebilir mi? SHP, bu gözaltıyı yerel seçimler öncesinde kendilerine gözdağı verilraesi olarak niteledi. Siz ne düşünuyorsunuz bu konuda? KOZAKÇIOĞLU Hiç ala kası yok. Bunun seçimle bir alakası yok. Dağdaki eşkıya kar yağdığı için şehre inmiştir. Şehirde operasyon sürecektir. Bizim seçimle bir alakamız yok ki. Yani seçim mayısta da olsa biz aynı şeyi yapacaktık. Biz iki ayda bir, üç ayda bir verdiğimiz raporda, kışın bu adam aşağıya inecektir diyoruz. lndi, biz de yakaladık işte. Yakalandığı da ortada. İstanbul'da da Ordu'da da vüzlerce kişi yakalandı. Gözaltına alınanlar arasında SHP'lilerin olmasını nasıl degerlendiriyorsunuz? KOZAKÇIOĞLU Biz, hak kında işlem yapılacak kişileri topluyoruz. Onun hangi partiden olduğu bizi hiç ilgilendirmez. Biz ANAP il genel medisi üyelerini de tevkif ettirdik. Yani hangi partiden olduklan önemli degil diyorsunuz? KOZAKÇIOĞLU Biz şahısları partilerine göre değil, doğrudan doğruya şeylerine göre topluyoruz. Başka bir açıklamanız olacak mı bu konuda? KOZAKÇIOĞLU Gözaltına alınan kişiler açıklamadır. Kimler gözaltına alınmışsa, onlann pozisyonlarını incelersiniz, açıklama odur işte." KOZAKÇIOCLL Inceleme Inanılmaz gözaltı öyküleri ki komşusu Nuriye Oğlak vardı. Taybet ile gözaltına alınmıştı. Oğulları Salman ve Ahmet, gelini Leyla da gözaltındaydı. Nuriye'nin önunde oğullannı ve gelinini soymuşlar, su sıkıp elektrik vermişlerdi. Yediği tekme ve yumrukların sonucu burnundan akan kan bir türlü durmamıştı Nuriye Oğlak'ın. Kafasına soğuk su dokulüp betonun üzerine yatırılmıştı. Mehmel Erol 52 yaşında, sekiz çocuklu bir bakkal. Çerkezkoy'de asker olan oğlunu ziyarete gitmiş, donuşte rahatsızlanınca eve gelip yatmıştı. Bir gece evi basılmış, hasta yatağmdan alınıp götürülmuştü. Kendisini gözaltına alanlar, paltosunu ve ceketini çıkartıp Kalaşnikof dipçikleriyle göğsüne vurmuşlardı. Dört kaburgası kırılmıştı şu anda evinde yatan Mehmet Erol'un. Sacide İmret 25 yaşında. Cizre'de operasyonlar başlayınca kocası Abdülvahap tedirgin olup ılceyi terk etmiş, Sacide de babasının evine gitmişti. Bir gece Imret ailesinin evi basılmıştı. Ancak içeride kimse yoktu. Kapı kınlıp eve girilmiş, sonra konu komşuya, biraz da döverek Sacide'nin nerede olduğu sorulmuştu. Baba evi basılan Sacide, kardeşleri Hiisnii ve CELAL BAŞLANGIÇ CİZRE iki yaşındaki oğlunu sağ eliyle sıkıca kucağına bastırmıştı. Sol elini uzatıp parmak uçlarındaki elektrik yanıklarını gosterdı. Hiç Türkçe bilmiyordu. Bir kez daha baktı parmak uçlarına, sonra havada kalan elini sekiz buçuk aylık hamile karnının üzerine koydu. Taybet Dadak, yirmi iki yaşındaydı. Bir gece once e\leri basılmış, kocası Abdurrahman gözaltına alınmıştı. Daha "Abdurrahman* a ne olacak"ın telaşım yaşarken, bir gece sonra iki yaşındaki oğlunu annesıne bırakıp evi basan polislerle bilmediğı bir yere gitmişti. Taybet'i gözaltına alanlar en çok, kocası Abdurrahman'ın ne iş yaptığını, PKK olayına karışıp karışmadığını merak ediyorlardı. Abdurrahman işsizdi \e polise "inandırıcı hiçbir şey söylemediği" için "bir de kansına soralım" deyip getırmişlerdi Taybet'i. "Belki biliyordur" olasılığını netleştirmek için once tazyikli su tutulmuştu sekiz buçuk aylık hamile Taybet'e, ardından da parmak uçlanna elektrik \erilmişti. Taybet'in yanında 65 yaşında Olağanüstü hal bölge valîleri toplandı ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) Günevdoğu Anadolu BöU gesi'nde son iki ay içinde meydana gelen olaylann ele alındığı "olağanüstü hal bölge valileri toplantısı" dun yapıldı. Bu yılm ilk toplantısı, Istanbul"da bulunan tçişleri Bakanı Mustafa Kalemli'nin uçağının "hava muhalefeti" nedeniyle kalkamaması üzerine Bakanlık Müsteşarı Vecdi Göniil'un başkanlığında başladı. Kalemli'nin daha sonra katıldığı toplantıda, önümuzdeki iki ay için bölgede alınacak onlemler de belirlendi. Toplantının açılışında konuşan GOnüI, son iki ay içinde Bölge Valiliği'nin ve bağlı valiliklerin yaptıkları saptama ve değerlendirmelerin gözden geçirileceğini kaydetti. Gönul, bu saptama ve değerlendirmelerin bakanlık merkezinde görevli üst kademe yöneticilerinin de yardımıyla topluca değerlendirileceğini belirterek "Geçen 2 ay zarfında vuku bulan olaylann bundan sonraki gelişmeleri incelenecek, aynca önümuzdeki 2 ay içinde alınacak tedbirter belirlenecek" dedi. Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu ile Diyarbakır MİT Bölge Baskanı Galip Tugcu'nun da bilgi verecekleri toplantıya, Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Tuncer Perçinler, Emniyet Genel Muduru Sabahattin Çakmakoğlu, Yardımcısı Hüseyin Çapkın, Terör Daire Başkanı Mete Altan, İstihbarat Daire Başkanı Yavuz Elbirler, Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Daire Başkanı Tuğgeneral Yalçın Erten, Jandarma Asayiş Komutanı Korgeneral Hulusi Sayın, Olağanüstü Hal Kurulu Genel Sekreteri Şerafettin Tarhan, İller Idaresi Genel Müdürü Mehmet Özgun ile Bingol, Diyarbakır, Elazığ, Hakkâri, Mardin, Siirt, Tunceli, Van, Adıyaman, Bitlis ve Muş valileri de katıldı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, dun Içişleri Bakanı Kalemli'yi kabul ederek bir süre görüştü. Kalemli'nin bir saat kadar süren göruşme sırasında Güneydoğu Anadolu bölgesinde son günlerde yaşanan olaylara ilişkin bilgi verdiği sanılıyor. Cemalettin'le gözaltına alınmıştı. Gözaltındayken üzerinden pijaması çıkanlarak silah dipçikleriyle eöğuslerine ve yüzune vu Ailmuş, yan bayılmış halde evinin kapısına bırakılmıştı... Bunlar Cizre'deki "inanılmaz gözaltı öyküleri"nden, ancak yaşayanlan tarafından anlatüabilenler. tlçedeki SHP milletvekillerinin yaptıkları ev gezilerinde bizzat dinledikleri ve yerinde saptadıkları, bir kısmı da SHP milletvekillerinin ilçeye geldiği duyulunca çocuğunu kucağına, anasını yanına alıp parti binasına gelenlerin anlattıkları. Bunca işkence savına karşm, Cizre Cumhuriyet Savcılığı şu ana kadar bu anlatılanlarla ilgili tek bir soruşturma açrruş değil. Insanlar bir başlarına gidip işkence raporu almaktan korkuyorlar. Acaba adli yetkililer işkence savlannı ihbar kabul edip harekete geçmek yerine kendilerine başvurulmasını mı bekliyorlar? Bu savlar karşısında, klasik yöntemler kullanılıp "Bunlann hepsi yalandır. bölüciilerin uydurmasıdır. Gazeteciler de bunlara alet oluyor" denmesin diye işkence gördüklerini söyleyenler ad ad yazıldı. Milletvekilleri de tüm bu savlan tanıklanyla birlikte saptadılar. Acaba, hiçbir araştırma yapmadan bu savlan "peşinen yalanlamak" yerine güven verici bir araştırma yapıp gerçeği ortaya çıkaracak bir yönetici olacak mı? lalçın Küçük gözaltında soruşturma uyannca dün gözaltına alındı. İşkence olaylan İki polis memurunun 13 ocakta öldürülmesinin ardından yoğun gözaltı olaylarının yaşandığı Cizre ilçesinde çok sayıda yurttaşın yapılan sorgulamaları sırasında işkence gördükleri yörede görevli SHP milletvekilleri tarafır.dan da belirlendi. Milletvekilleri Ahmet Tiirk, Cuneyt Canver ve Fuat Atalay, iki polis memurunun öldurülmesinden sonra gözaltına alınan, bu sırada kendileıine işkence yapıldığını soyleyen çok sayıda yurttaşla göruştüler. İçlerinde 8,5 avlık hamile kadınlann da olduğu çok sayıda kişi gözaltında kaldıkları sure içerisinde kendilerine elektrik verildiğini, tazyikli su sıkıldığını. dipçiklerle dovulduklerini ve soyunmak zorunda bırakıldıklarını anlattılar. Kendilerine işkence yapıldığını one suren yurttaşlar, korktuklan için hiçbir yere başvuramadıklarını soylediler. Cizre"deki olaylann üzerinden kuşku bulutlarının henüz kalkmadığını belinen milletvekilleri, güvenlik guçleriııce kapıları kırılarak evlerine girilen tmret ailesini ve gözaltındayken kaburgaları kırılan Mehmet Erol'u ziyaret etti. Ilçede SHP milletvekillerinin olduğunu duyan çok sayıda yurttaş, parti binasına gelerek işkenceİeri anlattılar. Milletvekilleri burada yaptıkları konuşmalarda, işkencecilerden, halka kötu muamele yapanlardan hesap soracaklannı ve bu olayın peşini bırakmayacaklannı soylediler. 18 ocak günü terörist diye iki kişinin oldürülmesini, gorgu tanıkları, milletvekillerine şöyle anlattı: "İki polisin öldürülmesinden sonra ilçede lerör havası estirildi. Yuzlerce kişi gözaltına alındı. Bu arada kefyeli ve eli silahlı bir si\il polis, bir kadına ateş etti. Ona müdahale etmek isteyen marangoz Mehmet Emin Elçitorunu adlı yurttaş once ayağından vunıldu. Teslim olmasına rağmen mermiler yüzune boşaltıldı. Daha sonra cesetleri kahveci Ramazan Uğurun evine attılar. Evi taradılar. Vatandaşın paniğe kapılması üzerine bir anda ortaya çıkan polisler binlerce el silah attılar." Demirel (Baştarafı 1. Sayfada) haberler, insanlara bok yedirmenin, demokratik bir ikna ve sorgnlaına yöntemi olarak benimsendiğini çıglıklıyor" dedi. Erdost, sorumlular hakkında geniş bir tahkikat açılmasıru isteyerek, Yeşilyurt olayına ilişkin gorüşlerini şoyle dile getirdi: "Hele, oğul babasına bok yedinneye zorlanarak, insan bakian da yeni ve özgön bir boyut kazanmış bulunuyor. Tam da bu olaylann yaşandığı gıinlerde ve yörelerde. yetkililerin, sorumlulara arka çıkarcasına, Kutsal Kitab'a dayanârak, 'Allah'ın ipine sanlın' öğudünü yineleyerek, ulusu, İslami biriiğe çağırması, kaygımızı daha da arttınyor. Anayasada ve yasalarda yer almayan ve dolayıayla kaynağını ve yetkisini yasalardan almayan bu tür olaylar zinciri, bize, halkın demokratik yollarla oluşmuş iradesi dışında ve iıstünde, kendiııi :ılusun tek ve büyük koruyucu iradesi olarak algılavan ve algılatan kişi ya da kuruluşlann variıgını çagnştınyor. Bu tür olaylan, yalnızca demokrasi ve insan haklan açısından değil. ulusal biriigimiz ve toplumsal esenliğimiz açısından da ciddi sorunlar yaratacak niteiikte buluyor. onlenmesini, sorumlular hakkında kapsayuı bir tahkikat açılmasını istiyor ve beklirornz." DGM Savcısı Ulkü Coşkıın hakkında şikâyet ANKARA (AA) Ankara Barosu'na kayıtlı 31 avukat, DGM Savcısı Ülkü Coşkun hakkında Milli Savunma Bakanhğı'na şikâyet dilekçesi verdi. Milli SavunmaB'akanhğı Adalet Işleri Başkanlığı'na verilen şikâyet dilekçesinde, geçen hafta tutuklanan avukat İbrahim Açanın, savcılık ifadesi sırasında Savcı Yuzbaşı Ülkü Coşkun'un. İbrahim Açan'a karşı iki polis memurunun onünde, kuçük duşürücu sözler sarf ettiği ileri surüldu. Milli Savunma Bakanlığı'na verilen ve 31 avukatın imzasını taşıyan dilekçede, Savcı Coşkun hakkında idari soruşturma yapılması ve kamu davası açılması isteminde bulunuldu. Bayanlar çocuk bakarak Ingilizce öğrenmeyi AuPairlik yaparak gerçekleştirebilirsinız. 1.158 53 42 4.213 68 67 Ortaya çıkartılması gereken bir gerçek daha var elbette: "Gözaltı fırünası"mn ardından operasyon yapıp "basılan örgüt evi"nde iki kişinin nasıl öldürüldüğü. Bu araştırma yapılacak olursa milletvekillerinin gorgu tanıklarından dinledikleri gibi "inanılmaz gözaltı öyküleri" ne bir de "ilginç bir operasyon öykusü" eklenebilir. "İki polisin öldürülmesinden sonra ilçede terör havası estirildi. Yuzlerce kişi gözaltına alındı. Bu arada kefyeli ve eli silahlı bir sivil polis, bir kadına ateş etti. Ona müdahale etmek isteyen marangoz Mehmet Emin Elçitorunu adlı yurttaş once ayağından vunıldu. Teslim olmasına rağmen mermiler yüzune boşaltıldı. Daha sonra cesetleri kahveci Ramazan Ugurun evine atlılar. Evi taradılar. Vatandaşın paniğe kapılması üzerine bir anda ortaya çıkan polisler binlerce el silah attılar." Kınlan kaburgalar Cızre'dekı operasyonlar sırasında hasta yatağmdan Günün erken ışıması gibi, kakaldırılıp gözaltına alındığını ve Kalaşnikof dıpcığı darbelerıyle dört kaburga ranhk da daha çabuk basar Gusının kırıldığını anlatan Mehmet Erol. SHP Mılletvekılı Atalaya 'Korkudan neydoğu'ya. Cizre'de insanlar evsikâyetcı olamadım" dıyor (Fotoğraf Cumhuriyet) lerine erkenden çekilivor artık. Malatya milletvekili İbrahim Aksoy'un Strasbourg'daki komisyon toplantısında yaptığı konuşma hakkında önceki gece Genel Başkan L'rdal İnönü, buradan donen Genel Sekreter Deniz Baykal ile de göruştu. SHP adına Karma Komisyon toplantısına giden milletvekillerinin de Aksoy'un konuşmalarını "genel olarak onaylamadıklan" bildirildi. Ote yandan komisyon toplantısında hazır bulunan SHP Ankara milletvekili Tevfik Koçak ise Aksoy'un göruşlerine katılmadığını, kendi ağzından da herhangi bir şekilde "Kürt" sözcüğünün çıkmadığını söyledi. Koçak, aynca Turkiye'de işkence yapıldığı, ANAP'ın 12 Eylül uzantısı olduğu ve 1982 Anayasası'nın da SHP iktidara geldiğinde değiştirileceğini soylediğini ifade etti. SHP Genel Başkanı Erdal İnönu, Başbakan Turgut Özal'ın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazi Üniversitesi eski öğretim üyesi, Toplumsal KuTtuluş Dergisi yazan Doç. Dr. Yalçın Küçük, Ankara DGM Savcılığfnca hakkında başlatılan soruşturma uyannca dün gözaltına alındı. Toplumsal Kurtuluş Dergisi'nde yer alan üç ayrı yazısı nedeniyle hakkında "komünizm propagandası" ve "Kürtçülük" savlarıyla soruşturma açılan Yalçın Küçük'ü gözaltına alan .Ankara Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube elemanlan, Küçük'ün evinde de arama yaptılar. Yalçın Kuçük, dün öğleden sonra soruştunna uyannca sorgulanmak uzere DGM Savcılığı'na götürüldü. Burada sorgusu yapılan Yalçın Küçuk hakkında, DGM Savcılığı tutuklama isteminde bulundu. IIIÖMÜ: Devlet düzeni laçka mektir. Eğer devletin organları usulsüzluk olaylannı ortaya çıkardıklan sonra yetkililer bunun üzerine gitmezlerse, kuçüktur büvüktur, hiçbir şey fark etmez. O zaman bu yöneümin yapacağı bir şey kalmamıştır. Üzerine gittiğimiz olaylar en onemli olaylardır. Devletin lcmelidir." Başbakan Turgut Ozal'ın, Bulent Şemiler için "Onun uzerinde niye bu kadar duruyorsunuz? Kaç tane banka genel muduru istifa etti" sozlerine de dikkat çeken İnonu, Başbakan Yardımcısı'nın istifa etmesinin onemli bir olay olduğunu vurgulayarak, "İyi ama, şimdiye kadar bir banka genel müdürü istifa etliğinde başbakan yardımcısı da beraber istifa elmedi. İlk defa oluyor" dedi. tnonu, Devlet Bakanı Yusuf Özal ile Başbakan arasında anlaşmazlık olduğunu da kaydederek, Yusuf Özal'ın "Başbakan yardımcısının Utifası dışandan gelmiş bir şevdir, bizim meselemiz değildir" derken, Başbakan Özal'ın, "BaşbaMahkemesi'ne başvuracaklannı, aynca esnaf ve sanatkâr kuruluşlarırun siyasete katılmamalarının doğru olmadığını söyledi. İnönü, bu amaçla anayasayı iktidara geldiklerinde değiştireceklerini anımsattı. Federasyonun yönetim kurulu toplantısına katılmak için gelen uyeler ise SHP liderinden daha aktif muhalefet yapılmasını istediler. Aynca peşin vergi, SSK primi ve burokrasiden yakınarak sorunlarının TBMM'de dile getirilmesini ıstediler. Konya'dan gelen Halil Lamcı adlı berber, mesleğini "Akşama kadar çat çat, sabaha kadar aç yat" şeklinde tarif ederken "demokrasi forumlanna" benzetti. Ve buralan kâğıtsız, sanSHP Genel Başkanı Erdal İno sürsüz gazeteler diye niteledi. Bernu, oğleden sonra Türkiye Berber ber dernekleri temsilcileri ise siyaBirliği ve Kuaförler Federasyo set yasağı nedeni ile seslerini dunu'nu ziyaret etti. Federasyon yuramadıklannı bildirdiler. Başkanı Seyit Gürol'dan çalışanların sorunları hakkında bilgi aldı. SHP'den genelge SHP lideri, peşin \ergi uygulaSHP yerel secim öncesinde yemalarınııı iptali için Anayasa ni bir girişimde bulunarak ilçe orkan Yardımcısı'nın istifası iç meselemizdir, kimse kanşmasın" dediğini belirtti. Inonü, "Yani Sayın Başbakan Yardımcısı dışarda mı içerde mi, nerede olduğu belli olmayan bir mesele yarattı. Yani istiyorlar ki, böyle bir olay olmamıştır, boyle bir insan yaşamamıştır. Bu olaylar unutulsun gitsin. Eğer hukümel bu kadar saçma yaklaşımlar içinde ise demek ki, bu meselelerin arkasında çok önemli şeyler var" dedi. İnönü, 24 Ocak ile başlayan girişimlerin geldiği noktarun bugun ortada olduğunu da belirterek, "Devlet düzeni tamamen laçka olmuştur, halka verilen sözlerin hepsi unutulmuştur" goruşunu sa\undu. gutlerine gönderdiği bir genelgeyle yorede kamuoyu yaratmada belli gucü bulunan kişilerin parti üyesi olmasa da genel merkeze bildirilmesini istedî. SHP Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Keskin imzasıyla gönderilen genelgede şöyle denildi: "İlçemiz merkezinde belediye örgutü bulunan kasabalarda ve köylerde durüstlüğuyle. saygınlığıyla bilinen, yörenin nabzını tutabilen ve kamuoyu yaratmada belli gücü bulunan yurttaşlar arasında uygun gordüklerinizi en kısa sürede genel merkezimize bildirmeniz yapılmakla olan bir çalışma için gerekmektedir. Bu kişilerin politikayla doğnıdan ilişkisi bulunup bulunmaması partimizin üyesi ve sempatizanı olup olmaması önemli değildir. Tam tersine partimiz uyesi olmayan kişilerin veya herhangi bir kırgınlık nedeniyle parti çalışmalanndan uzakta kalmış parülilerimizin adrrsi bu çalışma için onemlidir." (Baştarafı 1. Sayfada) de artmasından başka sonuç vermedi" dedi. SHP liderı, geçici diye alınan bu onlemlerin sonradan ekonomik model haline getirildiğini de belirterek. "Bu önlemleri getirenler hâiâ başımızda. Başbakan hâlâ bu pahalılık içinde ve geçim derdinde 'kemerleri sıkın' diyor. Ama kendisi ve ailesi lüks içinde yaşıyor" diye konuştu. "Şemiler krizi" ile ilgili olarak SHP'nin Yüksek Denetleme Kurulu raporlannı ele geçirerek açıklamasına Başbakan Turgut Özal'ın "küçük şeylerle uğraşıyorsunuz. Bunları bir tarafa bırakın" dediğini anımsatan İnönü şoyle konuştu: "Eğer hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük olaylannın üzerine gilmek küçuk işler ise, eğer bunlara hiç onem verilmeyecekse, o zaman devlette hiçbir şekilde duzelme olmaz. Ne pahalılık, ne gelir dağılımı, ne ekonomi düzelir. Çünkü iş temelinden bozuk de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle