18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5EYLÜL 1988 HABERLER CUMHURİYETA7 REFERANDUM '88 REFERANDVM '88 REFERANDUM '88 Erbakan: Üçü de ıskarta Geri Dönen Senaryo ğÖzal, Inönü ve Demirel'in birbirinden farklı ğolmadığını söyleyen RP Genel Başkanı, hmit'teki ^/salon toplantısından önce, partililere "referandum yfyemini" ettirdi. Erbakan, Özal'ın aldatmaca demokrasisine son vermek ve doğru dürüst bir seçim sistemi getirilmesi için hayır oyu kullanılmasını istedi. AHMET KURT İZMtT Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, bugün Türkiye'deki yürüyen duzene, demokrasiye ve rejime 25 eylüldeki referandumda "hayır" diyeceklerini söyledi. Önceki akşam İzmit'te partisinin düzenlediği salon toplantısına katılan Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, bugünkü düzeni kahvede oturan vatandaşın bilmediğini, esas sonınun bu olduğunu belirterek, "60 milyon kişi>e bu düzeni anlatınak lazım" dedi. Erbakan, milletin pahahlıktan inim inira inlediğini, Türkiye'nin faiz, haksız vergi, darphane, kambiyo ve batık kredi mikroplarıyla hasta olduğunu, giderek ateşinin yükseldiğini kaydederek "Televizyonu açıyorsun, karşına Özal çıkıyor. Hokus pokus yapıyor, köprü yapıyor, köprii yapılıyor. Tiyatroya bak! Koprüyü kim yapmış. krediyi kim vermiş? Hepsini Japonlar haUetmiş. Ozal ne yapmış? Sadece musaade etmiş. Bu köprüyü Türk mühendis ve işçisiyle yap KARS'tan YALÇIN DOGAN 1 R P Genel Başkanı, "Televizyonu açıyorsun, ğkarşına Özal çıkıyor. Hokus pokus yapıyor, köprü ^/yapıyor. Tiyatroya bak!" dedi vensöyle konuştu: ^/Köprüyü kim yapmış? Japonlar. Özal sadece *müsaade etmiş. Bu köprüyü Türk mühehdis ve işçisiyle yapsın, Özal'ı alnından öpeyim. Izmit Belediye Başkanı Necati Gençoğlu, Erbakan'ın toplantısına katılarak, kendisine "Hoş geldin" dedi, elini optü ve kucaklaştı. Erbakan da konuşmasına başlamadan önce eskiden "milli görüş" saflarında olan Necati Gençoğlu'nun kendisini çok iyi dinlemesini istedi. Eski genel baştorenlerine katılacak ve kent turu atacak. (16.30) İNÖNÜ: Ankara DEMİREL: Çanakkale ERBAKAN: Bursa, Orhaneli, Gemlik. kanının konuşmasını baştan sona dikkatle dinleyen Gençoğlu, Erbakan'ın konuşmasının sonunda partililere, "Referandumda hayır yemini için kalk" komutuna uymayarak, yerinde oturdu. Durgun bir şekilde yemini dinleyen Gençoğlu, toplantı sonunda salondan sessizce ayrıldı. sın, Özal'ı alnından öpeyim" dedi. Erbakan, İnönu ve Demirel'in de Özal'dan farkı bulunmadığını vurgulayarak, "Bunlann üçü de aynı makinenin ıskartasıdır" ded"i. 12 Eylul oncesi MSP Kocaeli II Başkanlığı yapan, daha sonra ANAP il kuruculuğunda çalışan ru (H.30) İNÖNÜ: Ankara DEMİREL: Ankara ERBAKAN: Manisa, Demirci Bugün Lıderler nerede? ÖZAL: Ambarlı Termik Santrah'nın acılışı (11.00), Hamitabad Termik Santralı'nın açılışı (13.30), Kırklareli'de halka hitap ve kent turu (15.30), Tekirdağ'da halka hitap ve kent tu Yarın ÖZAL: Balıkesir'de kurtuluş Konfederasyon ~REFERANDUMKULİSÎ Erbakan'dan koptu Hakİş ANAP'a kaydı RP Genel Başkanı 'nın referandumda hayır çağrısma karşın, Hakİş, ANAP'a açık destek vererek, evet için kampanya yürütüyor. ANKARA (ANKA) Kurulduğu günden bu yana, 12 yıldır, "Selametçilerin" etkinliğinde olan ve bu süre içerisinde halen Refah Partisi Genel Başkanhğı'ru yürüten Prof. Necmettin Erbakan ile yakın ilişki içerisinde bulunan Haktş Konfederasyonu, ANAP'a, kayıyor. Siyasilerin yasaklannın kaldınlmasına ilişkin referanduma dek Erbakan ve ekibine yakın tutumunu sürdüren ve ANAP'a muhalefet eden Haktş yönetiminin son zamanlarda bu partiyle işbirliğine girdiği gözleniyor. ANAP yöneticileriyle iki aydır sık sık bir araya gelen HakIş yöneticileri, son olarak geçen hafta ANAP Genel Başkanı Yardımcısı Ali Talip Özdetnir ile ortak basın toplantısı düzenledi ve ardından referandumda "evet" oyu verilmesi çağrısında bulundu. HakIş'in genel merkez ve şube yönetimlerinin ANAP'hlarla birlikte "evet" kampanyası yürüttüğü bildiriliyor. RP Genel Başkanı Erbakan ise "hayır" kampanyasını sürdürüyor. Sendikal çevrelere göre ANAP, kendisine karşı sürekli muhalefet eden Türktş'e karşı Hakİş'i güçlendirerek yaruna almak istiyor. Haktş de, Türktş'e karşı guçlenmek için iktidann desteğini arkasına almak istiyor. Bursa Yüzde 16'ya bayram BLRSA 20 araçhk konvoy Demirci Koyu'na giriyor. Araçlardan inenlerin tümü takdim ediliyor. Namaz vakti olduğu için komışma yapılmıyor. Bu sırada konuklara çorba, tavuklu pilav, şeftali, incir, üzüm ve ayran ikram ediliyor. Yanımızda yaşlı bir vatandaş ayran içiyor. Soruyoruz: "Araca ayranı içtin ama kahveyle aran nasıl?" Soruya soruyla karşılık veriyor: "Hangi gazete?" Yanıtı alınca da kuiağımıza eğîliyor: "Oğlum. bu köyde 46'Iann nıbu vardır. Dededen oğula Demokrat Parti, Adalet, şimdi de Dofcru Yolcudur buralar. (Maliye ve Gümriik Bakanı Kurtcebe Alptemocin'i gösteriyor). Bunlar gdmiş gitmiş hiçbir sey degişmez. Hepsi 478 oy var burada. Bunlar 78'ini alsıniar bayram etsinkr." Köyde ANAP'ın sadece bir üyesi olduğunu öğreniyoruz. "SHP nasd?" "Eskiden Ecevit'in partisi 2. DENtZLİ 10 bin ortaklı işçi şirketi Uygar Motor A.Ş.'de işçilerin isteğine uyularak, çalışan 350 kişiye kahverengi elbise diktiritdi. Artan zamlar, toplusözleşrnelerde yctersiz iicret artışları karşısında işçiler hükümete karşı ortak eylem tavn aldı. Giydikleri kahverengi elbiseyle 25 eylüle kadar, hükümetin tumünü böylece protesto etme olanağını bulacaklarını belirten işçiler, "bizi ekonomik açıdan ezenlere karşı direndigimizi partiydi. Ama şimdi kaimadı. kanıtlıyoruz" dı>e Bir kısmı Doğru Yol'a, bir konuşuyorlar. İşçilerin bu kısmı da SHP'ye geçti." tutumundan memrtun olan Bu sırada Alpıemoçin şirket yönetıcileri de konuşmaya başhyor. "kahverengi elbiseler, beyaza "Ben buralann böyle olduğunu karşı daha dirençli, bizler de bilmezdim. Böyle olduğunu kirlıyız*' yakla>ırnım bilseydmı. Bu ikram, bu getiriyorlar. Oylarının da giysileri gibi kahverengi tezabürat. daha önce olacağmı belirten işçiler, geürdim." "politik moda\a" önculul Bir köylü bu sözler üzerine, yapmak istediklerini de "Tabii yaa vsnılttılar seni. İhmal ettiniz bizi. ihmal " dıye belirtiyorlar. Ömer Yurtseven bağınyor. Denizli İşçİye kahverengi elbise Erbakan, dun de Afyon'da az sayıda bir topluluğa hitaben yaptığı konuşmada, RP olarak referandumda hayır diyeceklerini söyledi. Hakkı Merdivenci'nin Afyondan bildirdiğine gore, Erbakan, Özal'ın faiz ve zam düzenine hayır denmesi, Özal'ın aldatmaca demokrasisine son verilmesi, memlekete doğru durust bir seçim sistemi getirilrpesi ve TRT'de tüm partilerin eşit olarak seslerini duyurma hakkının verilmesi için "hayır" oyu kullanılmasını istedi. Türkeş Trabzorida konuştu: KARS/SAMSUN Turgut Özal istifa edecek "Hayır" çıktığında değil, halkoylamasında "evet" çıktığında... Eğer, halkoylamasıpda "evef'ler fazla çıkarsa, Başbakan Turgut Özal istifa edecek. "Evef'lerin fazla çıkması, gerçekleşmesi herr>en hemen olanak dışı bir durum. Ama Özal'ın kafasındaki senaryo galiba başlangıçta böyle kuruluyor. Eğer "evef'ler fazla çıkacak olursa, Özal başbakanlıktan neden istifa edecek? Cumhurbaşkanlığına giden yolun açılmış olduğunu düşünerek... Çünkü, "evet" fazla çıkarsa kendi oyunu en az yüzde 51'de bırakmış olacak. Eh, yüzde 51 oranındaki bir oy kendisinin önüne çıkabilecek her türlü engeli aşmaya yetecek. Halka dönecek, "Yüzde 36 diyordunuz, bakın işte yüzde 5 1 " diyecek ve tamo noktada Başbakanlığı bırakacak. Halktan yüzde 51 oy alan bir liderin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasına artık ondan sonra kim karşı çıkabilir? Muhalefetin bir yıldır haklı olarak dilinden düşmeyen yüzde 36 oy oranı bir anda geride kalacak ve Çankaya yolu Özal'a açılacak... Başlângıçtaki senaryo işte galiba bu. Özal'ın referanduma gitmesine başlangıçta kimse bir anlam veremiyor. Partisinin yönetimi büyük çoğunlukla halkoylamasına gidilmesine karşı çıkıyor. Ama Özal direniyor. Ve nerdeyse tek başına karar veriyor. Daha sonra öne sürülen gerekçeler arasında ekonominin birkaç ay sonra varacağı nokta ön plana geliyor. Ancak, referandumun arkasındaki siyasal senaryo, en azından bugünkü biçimiyle, uzun süre gözden kaçıyor. Yani, cumhurbaşkanlığı olasılığı ve de yüzde 51'lik bir oy çoğunluğuyla... Milliyetçi, düşmanını azrail gibi korkutur Özal'ın, sırf partisinin iktidannı gözeterek erken seçim kararı aldığını öne süren MÇP Genel Başkanı, "Başarılı olamayınca da referandum emrivakisini getirdi" dedi. TRABZON (AA) MÇP Ge nel Başkanı Alparslan Türkeş, milletin parasını çarçur etmeye hiçbir iktidarın hakkı olmadığmı kaydederek, "Devlet bu iktidarın elinde tasarrufa değil, israfa mankumdur" dedi. MÇP Genel Başkanı, millet düşmanlarını, azrailden korkar gibi korkuttularını da belirtti. AYPIH'dan HIKMET ÇITJHKAYA Traktörler Satılıyor Tek devlet yatırımı yok Aydın'a. Tariş'in 70 bin ortağının önemli bir bölümü bu yörede. 76 milyarlık kâr payı bugüne dek dağıtılmamış. incir taban flyatı 800, pamuk 870 lira. DSİ suiama fiyatları ise, geçen yıla oran/a 3 kat fazfa. AYDIN Aydın beyliğinde egemen oları An Bey, 1987 genel seçimlerinde işi iyice azıtıpkale burçlarındaki sancak beylerini değiştirince siyasal yörüngede sarsıntılar duyulmuş. Kolay değil, tam 25 yıl kale burçlarında tek bir değişikliğe izin vermeyen kır atın seyisi çileden çıkmış, başını duvardan duvara vurmaya başlamış. Bu öyküyü anlattılar önce. Sonra "ANAP'ın Aydın'da işi zor" dediler. Kuşadası'nda bir gece kahve toplantılarında şu slogan atılıyordu. Bir duş gibi geldi kimilerine. Ama gerçekçti duyduklarımız: Eski solcu, şimdi Doğru Yolcu, huzurlarınızda Lütfi Suyolcu... 12 Eylül 1980 öncesinin CHP'li belediye başkanı Lütfi Suyolcu, önce Anavatan limanına demir atmış, sonra da Doğru Yol kavşağından sağa dönüp park etmiş. Politikabu, olur. Suyolcu, şimdi SHP'li Engin Berberoğlu'nu belediye başkanlığından devirmek için Doğru Yol'un adayı olarak ortaya çıkıyor, "Beyaz beyaz, bembeyaz" diyerek Kuşadası sakinlerini "evet" oyu vermeye çağınyor. Doğru Yolcular bu işe ne diyorlar bilmeyiz, ama bu eylem biçimi ANAP'ın işine yarıyor. Biz sorduk, "Niye ANAP'ın işi zor" diye. Oysa Suyolcu'nun propaganda yöntemi beyaz oylara gönül verenlerin işine yarayacaktı. Kuşadalı sosyal demokratlar atıldı bu kez: "Bu eylem ANAP'ın işini zorlaştırır, SHP'yı ise güçlendirir." Pek bir şey anlamadık. SHP'li Engin Berberoglu, Kuşadasıspor'u birinci lige çıkarmak için uğraştığından bele Çıkarlar Haktş Genel Başkanı Necati Çelik, konfederasyona egemen olan yeni anlayış ile ilgili sorulan yamtlarken, gerek referanduma, gerekse işçi sorunlanna, partilerarası tercih olarak bakılmasının doğru olmayacağına inandıklarını belirterek şöyle konuştu: Herkes kendi kmrumunun meufaatine göre çalışır. Biz de kuruluşumuzun menfaatini burada görmüş olabiliriz. Referandumda hayır oyu kullanılmasımn hiçbir mantığı yoktur." Türkeş, partisinin Trabzon il kongresinde yaptığı konuşmada, •referandumun devleti milyarlarca diye hizmetlerini unutmuştu. Ku lira masrafa sokacağını öne süreşadası, turizmin son basamağın rek şunları söyledi: da dönüşü olmayan bir yolculu"Özal, sırf partisinin iktidanğun içindeydi. Geceleri külhan nı, parti içi problemleri gözeterek beylerin nara attığı, bir sandviçin erken seçim kararı almaya kalkış3 bin liraya satıldığı bir sahil ka mıştır. Bunda başarı sağlayamasabasıydı. Dükkânların aylık ki yınca da referandum emrivakisirası, metre karesi 650 marktan ni getirmiştir." başlıyordu. Lapis denilen kuru"Ülkenin referandum hengaluş, Kuşadasıspor'a kiralık futbolcu alıyor, bu arada yerli esnaf mesine sıirüklenerek işlerin bir keda kan ağlıyordu. Lapis'in yıllık nara bırakıldığını" da one süren cirosu ise 50 milyarı aşıyordu. Türkeş, şöyle devam etti: Kuşadası'nı çelişkiler yumağı "Meclis açıldığı gün tatile soiçinde bırakıp Aydın'a vurduk. kulmuştur. 'Evet' fazla çıkacak Aydın'a tek bir devlet yatırımı olursa, üç ay daha toplanmayayok. Tariş'in 70 bin ortağının cak demektir. Hiçbir iktidann önemli bölümü bu yörede. 16 memleketi böyle keyfiliklerle, milyarlık kâr payı bugüne dek meclissiz yönetmeye hakkı yokdağıtılmamış. İncir taban fiyatı tur. Bütun bunlar milletimizin re800 lira, pamuk ise 870 lira. ferandumda kahverengi oy verDSİ'nin suiama fiyatları ise ge mesine ve iktidarın başıboş gidiçen yıla oranla üç kat artmış. şine 'dur' demesine sebep olacakÜreticiler sıkıntılı. Banka faiz tır." leri onlan köşeye sıkıştırmış. Türkeş, misyonlannı kaybettikTraktörler satılıyor. Nazilli, Söke, leri yolundaki iddialann da tamaGermencik'te oto galerileri satı men asılsız olduğunu ifade edelık traktörden geçilmiyor. Köylü rek, Türk milletinin düşmanlarıler, "Hayır diyeceğiz" sözünü nın azrailden korkar gibi milliyetaçık açık vineliyorlar Aydın'da. çilerden korktuklarını söyledi. 1976'da Kars Havaalanı'nın temeli atılıyor. Ancak o günden bu yana çok fazla bir inşaat göze çarpmıyor. Dun Başbakan Özal tarafından açılan Kars Havaalanı'na da "havaalanı" demek biraz guç. işte, dün iniyoruz. Prefabrik küçük bir binanın üzerinde "Kars Havaalanı" yazıyor. Başka da bir bina yok. Sadece uzun bir asfalt pist. Pistten bir adım attığınızda hemen toprak arazi başlıyor. Ne kule, ne terminal... "Havaalanmda" düzenlenen "açılış töreninde" toplanan halk, havaalanının durumunu zaten elinde taşıdığı pankartla yeterince dile getiriyor: "Havaalanımıza yakışır terminal ve kule istiyoruz". Beyaz balonların uçuştuğu "havaalam'nın hemen yanıbaşında tören için düzenlenen bir tak var. Ulaştırma Bakanı Ekrem Pakdemirliye yanaşıyor ve soruyoruz: Sayın Bakan, burada bitmemiş bir havaalanı var. Siz de halkovlaması nedeniyle gelip bu alanı alelacele açıyorsunuz. Doğru mu? Pakdemirli tereddütsüz: Size de birşey beğendirmek mümkün olmuyor. İşte daha ne olacak? Terminali falan da yaparız, bitiririz. Sorumuzu sürdürüyoruz: Buranın daha kulesi bile yok, uçaklar buraya gündüz hadi görerek inecek, peki gece ne olacak? Pakdemirli kararlı: Canım mutlaka gece gelmesi şart mı? İşte gündüz de görerek iner. Son ikiikibuçuk yıl içinde bitirilmeye çalışılan Kars Havaalanı'na şu ana dek 3.5 milyar lira harcanıyor. Küçük, tek katlı bir prefabrik bina ve pist için... İşte "Kars Havaalanı" bu. Pakdemlrli'ye Gerçekte Özal hükümeti döneminde Türkiye1 yanaşıp, nin dört bir yanına çeşitli alanlar, inşaatlar, fabsoruyoruz: "Saym rikalar, barajlar yapıldığı ya da bunlann yapımına başlandığı bir gerçek. Ancak biz bunlar arasınBakan, burada da bir tanesini şöyle cımbızla çekmek ve ön plabitmemiş bir na getirmek istiyoruz. Aynı zamanda bugünkü havaalanı var. Siz iktidann ilginç bir mantığını sergilemek üzere... de halkoylamast Birkaç gün önce Giresun'da "öğretmen nedeniyle gelip evinde" geceliyoruz. Ertesi sabah Başbakan bu alanı a/e/ace/e Özal'la sohbet ederken "Biz gazetecilerin öğretmen evinde kaldığını" söyleyınce, Özal'ın açıyorsunuz. bize çok çarpıcı gelen bir karşılığına tanık Doğru mu?" Pakdemirli tereddütsüz: "Size de bir oluyoruz: Dikkat edin öğretmen evi... Öyle değil şey beğendirmek mümkün olmuyor. mi?... Her yerde orduevi yapıldı yıllar yılı, onİşte daha ne olacak? Terminali falan dan sonra bunları polisevi takip etti... Biz de düda yapar, bHiririz.:' şündük, Türkiye'nin her yerinde, en azından büyük illerden başlamak üzere öğretmen evleri Dolayısıyla Ozal, siyasal bir kumara soyunu yapmaya karar verdik. yor. "Hayır" çıkarsa, belediye seçimlerindeki Bize çarpıcı gelen bu mantık düşünce olarak sonucu beklemek... Oy arttırıcı şansını bir kez son derece doğru. Ancak, işin bir de uyguladaha denemek... "Evet" çıkarsa kendini he ması var. Örneğin Giresun'da kaldığımız öğretmen kenara çekmek ve 1989 ekimine dek yüz men evinde odalarda bir "talimname" asılı. de 51'i dondurmak. Kendisine göre kurallar getiren "talimname" Ne var ki bu senaryo şu anda geri donmüş artık modası geçmiş bir disiplinin özentisini hâlâ görünüyor. Çünkü haftalardır Türkiye'nin her ta taşıyor. Buna göre, "öğretmen evlne kot panrafında vurgulandığı gibi, "evet çıkması bir mu tolonla ve kravatstz girmek yasak". Burası öğretmen evı mi. kışla mı?.. Herkesin kendini dacize". Karadenız'i dün sabah geride bırakıyoruz. Sa ha serbest hissetmesı gereken bir döneme kır şakır yağmurlu bir havada Ünye'den helikop adımlarını çabuklaştırdığı bir sırada, hâlâ öğretterle Samsun'a uçuyoruz. Samsun'dan Başba men evinde kışla zihniyeti! kanın özel uçağıyla Kars'a uçuyoruz. Oradan ErBaksanıza artık "polis komandolar" bile sazincan'a gidiyoruz fakat şiddetlı yağış nedeniy kal bırakıyor. Dört gündür Özal ve berabenndeki ie inemiyoruz. Oradan da Ankara ve İstanbul'a heyetı korumakla görevli "polis komandolar", hani Güneydoğu için eğitılmiş komandolar, aruzanıyoruz. Doğu Anadolu'ya geldiğimizde hava çok de tık rahatlıkla sakal bırakabıliyor. Ve görevini o ğişiyor. Karadeniz'in yeşilliği çok gerilerde ka şekilde yürütüyor. lıyor. Kars'ta bizi kuru bir soğuk, sert bir rüzgâr Ne garip bir Türkiye! Üniversitelerde öğretim üyelerine sakal bırakmak yasak, asker mantıkarşılıyor. Hafif yazlık giysiler içinde herkes ğıyla yetişen ve hemen hemen benzer görevi titriyor. Başbakan Kars'ta havaalamnı açıyor. Gerçek yürüten polis komandolarına sakal bırakmak serbest! Aslında güzel bir gelişme! Eeee, öğten Kars'ta havaalanı yapılması pcojesi 1970'lere retmen evinde kravatsız dolaşmanın yasaklandayanıyor. Hatta Demirel'li, Erbakan'lı, Türkeş'li "Milliyetçi Cephe Koalisyonu " döneminde, ması da nereden çıkıyor? Develi'nin Saraycık köyündeki maden ocağından dün sabaha karşı çıkarılan işçilerin ilk isteği "su ve ekmek" oldu. KAYSERİ (AA) Develi ilçesinin Saraycık köyündeki maden ocağında mahsur kalan 3 kişi, 60 saat sonra kurtarıldı. Umut ışığını gören işçilerin ilk istekleri, su, ışık ve ekmek oldu. Saat 24.00 sıralarında işçilerin kaldıkları 7 metre uzunluğundaki tünele ulaşıldı. Bellerine ip bağ 3 madenci kurtarıldı Alı Ooğan Abdullah Yener Nesim Yağışman lanan işçiler teker teker yukarı çı re getirildiler. İşçiler burada bir karıldı ve kendilerine şekerli ılık süre sağlık kontrolünden geçirilsu verildi. diler. , İşçilerin kurtarılması üzerine Şok geçirebilecekleri ihtimali maden ocağının çevresi tam bir dikkate ahnarak yakınları ile göbayram yerine döndü ve hüzün, rüştürülmeyen Ali Doğan, Abdulyerini sevince bıraktı. Kurtanlan lah Yener ve Nesim Yağışman, işçiler arkadaşlarının desteği ile daha sonra Develi Devlet Hastayürüyerek tesislerde kurulan revi nesi'ne götürüldüler. Ambarh Doğalgaz Santrah enerji üretimine başladı Başbakan Özal tarafından bugün hizmete açılacak olan santral, tamamlandığında günde 32 milyon kilovat/saat enerji üretecek. açıhyor. Doğalgaz santrallanmn SERPİL GÜNDÜZ fueloille çalışan santrallara göTürkiye'nin ikinci doğalgaz re ucuz, yüksek randımanlı ve yasantralı Ambarlı, enerji üretimi kıt naklinin çok basit olduğu bene başladı. Santral, şu anda Tür lirtildi. kiye'deki elektrik ağına bağlı olaDünyadaki doğalgaz santralları rak çalışıyor. Ambarh Doğalgaz arasında en büyuk ihale paketi Santralı, Türkiye'nin yaklaşık 10 olarak nitelendirilen Ambarlı Dobin megavat olan toplam kurulu ğalgaz Santralı; Kutlutaş, Siegücünün 9'da birini karşılayacak. mens, SGP ve Etmaş'tan oluşan Yaklaşık 1 aydan bu yana dene bir konsorsiyum tarafından inşa me üretimi yapan Ambarlı, bugü edildi. Proje Müdürü Erol Bayne değin 51 milyon kilovat saat ramcı, santralın 140 megavat güDÖRTLÜ KONSORSİYUM Dünyadaki doğalgaz santralları arasında en bü elektrik enerjisi üretti. Samralın cünde 6 gaz tribunünden oluştuyük ıhale paketi olarak nitelendirilen Ambarlı Santralı, Kutlutaş, Siemens, tarnamlanan iki ünitesi, bugun ğunu belirtti. BayTamcı'run verdiBaşbakan Turgut Özal tarafından ği bilgilere gore, toplam gücü saSGP ve Etmaş tarafından inşa edildi. (Fotoğraf. Mehmet Demirkaya) atte 1350 megavat olan santralda, 6 adet artık ısı kazanı, 3 adet 160 megavatlık" buhar tribünü buiunuyor. Santral, tüm üniteleri devreye girdiğinde, günde 32 milyon kilovat saat enerji üretecek. Başbakan Ozal, bugün ayrıca, Hamitabat Santralı'nın tamamlanan yeni unitelerini de işletmeye açacak. Ambarlı Doğalgaz Santralı'nın yapımı tamamlanan iki ünitesinin yani sıra, açılıstan 20 gün sonra üçüncü ünitesi devreye girecek. Ambarlı Doğalgaz Santralı Proje Müdürü Erol Bayramcı'ya gore, doğalgaz santrallarının diğer santrallara gore birtakım ustünlükleri bulunuyor. Bayramcı'ya göre, doğalgazla çalışan santrallar, hava kirliliği yaratmıyor. Yapım süresi kısa, randımam yüksek, yakıt nakli çok basit ve ucuz. Fueloil ise doğalgaza gore pahalı, stok için korunması, sevkedilirken de ısıtılması gerekiyor. Bilgisayar kontrollü Ambarh Doğalgaz Santrah'nda, yangına karşı da her türlu önlem alınmış duruında. Bu arada fueloille çalışan santrallarda yangın çıkması durumunda, söndürmenin çok zor olduğunu söyleyen yetkililer, doğalgazla çalışan bir santralda, yangın tehlikesi durumunda, vanaların kapatıldığı an yangımn kontrol altına alınabileceğini söylüyorlar. Santralın hemen yanında, doğalgaz stokunun bitmesi durumunda devreye girebilecek fueloil depoları da inşa ediliyor. İstanbul ve Ankara'da görevlendirilmek üzere: • Yeterli düzeyde İngilizce bilen • Mekanik ve elektronik bilgisi 61an • Askerliğjni yapmış • Bilgi İşlem Bakım Onarım Teknik Uzmanları İstanburda görevlendirilmek üzere: • İyi derecede İngilizce bilen • Yükseköğrenimini tamamlamış • Askerliğini yapmış (erkek adaylar için) • Mali İşler Memuru alınacaktır. İsteklilerin, bir fotoğraflarıyla birlikte en geç 12 F.vlül 1988 Pazartesi akşamına kadar • İstanbul'da: İnönü Caddesi 96/1. Avaspasa 80090 • Ankara'da: Cinnah Caddesi 3. Kavaklıdere 06422 adreslerimize başvumıalarını rica ederiz. Tabiplere toplu davranış çağrısı Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Fişek, hükümeti rahatsız edici toplu davranışlara ihtiyaç olduğunu belirterek, tabiplerin günde 30'dan fazla hastaya bakmamasını istedi. Haber Merkezi Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Nusret Fişek, "hükümeti rahatsız edici toplu davranışlara ihtiyaç olduğunu" söyledi. Prof. Fişek, SSK'da günde 100'den fazla hastaya bakan doktorların '•özverili" olarak nitelendiğini hatırlatarak, hekimlerden günde 30 hastadan fazlasına ba kılmamasını istedi. Temsilciler Medisi'nin olağanüstu toplantısında yaptığı konuşmada hukumeti sert bir dille eleştiren Prof. Dr. Nusret Fişek, Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı İmren Aykul'un hekimler hakkında söylediği öne sürülen "aegözlii" sözu üzerinde durdu. Hukumetin SSK'nın butçesini denklemek içni hekimleri asgari ucretin altında bir ücretle çalıştırdığını bildiren Prof. Fişek, "SSK'nın büjçesini dengelemesi, hekimleri sömürerek mi olur?" diye sordu. Prof. Fişek, Bakan Aykut'la ilgili olarak da şöyle dedi: "Ben Sa>ın Bakana inandım; ama bir söz vardır, bir işin duyulması, olmasından da beterdir. Sa)in Bakanın hekimler ve odalar hakkındaki ithamları gereksiz ve serttir. Rüzgâr eken, fırtına biçer. Bu sözleri bize söyleyenler, unulmamalıdıriar." Hükumetlerin politika olarak "sağlığa önem vermiyoruz" diyemeyeceklerini, "Önem veriyoruz" diyerek de vatandaşı avutmaya çalıştıklarını öne suren Prof. Fişek, "Artık anladık ki. konuşmakla, larlışmakla hekimleri n ve ülkenin sağlık sor'uııları çözüme kavuşturulamtyor. Bu nedente, hükümeti rahalsız edici toplu davranışlara ihtivaç vardır. Bugüne kadar hiçbir bakanlık müsteşannın beni evimden arayarak, 'Yarınki toplantıda ne yapacaksınız?' diye sorduğunu hatırlamıyorum. Ama dün, iki bakanlığın müsteşarı da gece vakli e>imden arama gereği duydular" dedi. r^^= = (International Business Machines) ^ = ^ ? i = Türk Limited Sirketi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle