19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER "Silahh kuvvetlerin kullanılmasına karar verebilir" (Anayasa madde92/2). Devlet Başkanı bu arada yasama, yürütme ve yargıyla ilgili burada sayüamayacak kadar çok "görev ve yetki" üstlenraiştir. (Anayasa madde104). Yüksek öğretim Kurulu (YÖK) üyelerini, üniversite rektörlerini, Anayasa Mahkemesi üyelerini, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek tdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcüar Yüksek Kurulu üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini Cumhurbaşkanı seçer. Bu yüksek hizmet yerlerine yapılacak atamalann bir kısmım doğrudan gerçekleştirir. öbürlerinde kurumlarınca gösterilen üçer (bazen beş) aday arasından seçimıni yapar. Sayın Devlet Başkanı'nda politik yönlendirme eğilimi varsa, belli zaman süreci sonunda kamu yönetiminde, üniversitelerde ve yüksek yargı yerlerinde ulaşılabilecek boyutları kestirmek güç olmayacaktır. 1989 sonunda, bu statüde bir cumhurbaşkanının seçimidir söz konusu olan. na, onun hak ve özgürlüklerine saygıyla başlar. Insancıl ve çağdaş olması yanında, cumhurbaşkanlannın her aşamada, çoğulcu demokratik düzenin bir numaralı savunucusu olduklannı da unutmamaları gerekmektedir. Toplumsal yaşamda "bugün" hiç erken sayılmaz, ama yarın belki geç olabilir. önemli konulara zamanında bilinçle eğilmenin sayüamayacak kadar çok yararı vardır. Bu ülkede artık olağanüstü dönem yöntemleri, yerini hukuk devleti anlayışına ve arayışına bırakmaJıdır. Beğeneüm beğenmeyelim, yürürlükte olan bir anayasa hükmünü ihlale ya da askıya almaya kalkışmanın sonuçlannı görememek anlaşılır şey değildir. Türktslam sentezinden başlayıp kutsal ittifaklarda saydamlaşan yöntemlerle ülkenin nerelere götürülmek istendiğinin bilinmez yanı kalmamıştır. Türkiye'nin beklentisi ise cumhurbaşkanında sembolleşen "demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti "nden geçmektedir. Hukukumuzdan bu temel ilkelerle çelişen düzenlemeler ayıklanmalı; benimsenen çağdaş kurallar yaşama da yansımalıdır. Doğrusu yarının cumhurbaşkanına düşen çok şey var. Yedi yıl uzun bir süredir. Yukanlarda yapılacak her partizanlık, sergilenecek katılık, ancak geniş boyutlu sosyal bunalımlara neden olur. 8 AĞUSTOS 1988 Yaraıın Cıuııhurhaşkanı... Türkîslam sentezinden başlayıp kutsal ittifaklarda saydamlaşan yöntemlerle ülkenin nerelere götürülmek istendiğinin bilinmez yanı kalmamıştır. Türkiye'nin beklentisi ise cumhurbaşkanında sembolleşen "demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti"nden geçmektedir. Hukukumuzdan bu temel ilkelerle çelişen düzenlemeler ayıklanmalı; benimsenen çağdaş kurallar yaşama da yansımalıdır. Doğrusu yarının cumhurbaşkanına düşen çok şey var. OKURLARA. OKAY GONENSİN >TEN Yerel Basın ve İngiltere Örneği KÂZIM YENİCE Hukukçu Cumhurbaşkanı seçimine şunun şurasında ne kaldı. Yine de konunun gündemde olmasını erken bulanlar var. Bir kesime göre de, seçiciler ve seçim prosedürü belli; öğeleri oluşmuş denklemin nasıl çözümleneceğini tartışmanın ne anlamı olur? Oysa, sosyal olayların matematiksel formülleri yoktur. Nostradamus düzeyinde de olsa, önbilicilere kolay inanılmıyor. Aristoteles'ten beri, cumhuriyet rejimi için nitelemeler yapılır. Çok farklı uygulamalar bir yana bu rejim kaba çizgilerle: "Genel yaran ama bu arada herkesi gözeten halk yönetimi" olarak tanımlanabiliı. Demokratik curnhuriyetler, dengeli ve düzenli ayn erklerden oluşur. Cumhuriyette devlet başkanı belli silre için seçilir. Başkanın devleti temsil niteliği belirgin, yetkileri ve sonımluluğu smırIıdır. toplantıya" çağınr (Anayasa madde104). Sıkıyönetim ve başka olağanüstü durumlarda cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu yetki yasası aranmaksızın kanun hükmünde karamameler çıkarabilir. Yasamanın üstilnde bir yetkiyle çıkanlan bu tür kanun hükmünde kararnamelerin ayrıca "şekil ve asas bakımından anayasaya aykınhğı" ileri sürülemez; iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurularaaz (Anayasa madde121/3, 122/2, 148/1). Buraya kadar söylediklerimizden sonuç çıkarmak gerekirse denebilir ki: tktidarla içiçe kapsamlı, esnek ve geniş takdire dayalı böyle bir çalışmada, özellikle düne kadar partinin liderliğini yapmış bir cumhurbaşkanı için "tarafsızlığını korumak" kolay olmayacaktır. Daha ilginç uygulamalara, anayasada alabildiğine geniş bir çerçeveye oturtulan "olağanüstü haller"de rastlanacaktır. "Kuvvetler birliği" anlayışı içinde cumhurbaşkanı başkanlığındaki Bakanlar Kurulu, bu alanda kesin ve sınırsız bir yetki ile donatılmıştır. Demokratik kurallar ve hukuk devleti gerekleri tümüyle unutulmuştur. Bu dönemlerde "partidevlet" Ozdeşliğine engel de yoktur. T Parti liderliğinden cumhurbaskanlıgıııa Tarafsızlık Bizde 1961 ve 1982 Anayasalanna göre, yedi yıl için seçilen cumhurbaşkanının "tarafsızlığı ve bağımsızlığı" asıldır. Seçilen cumhurbaşkanı ilk günden tarafsız çalışacagına "Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namus ve jerefi üzerine ant içer". Bu tarafsızlık ve bağımsızlık uğruna, partiliyse "partisiyle ilişiği kesilir". Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi ise "üyeliği sona erer" (Anayasa madde101 ve 103). Cumhurbaşkanı tarafsızdır, ama "taraf" olan, belli programın ilke ve ideolojisinin savunuculuğunu yapan ve onu gerçekleştirmeye çalışan iktidar partisinin oluşturduğu Bakanlar Kurulu ile birlikte "yürütme yetki ve göreviyle" donatılmıştır (Anayasa madde8). Cumhurbaşkanı "gerekli gördükçe" bakanlar kuruluna başkanlık eder ya da Bakanlar Kurulu'nu " b a ş k a n l ı ğ ı altında Bir siyasal parti genel başkanımn cumhurbaşkanlığına aday olmasına elbette yasal engel yoktur. Bu olabilirliği vurgulayan anayasal kuralların farkmdayım. Ne var ki, başanlı parti lideriiği ile misyonunun bilincinde cumhurbaşkanlığı ayn şeylerdir. 19501960 dönemi, yaşanmış olumsuz örneklerle doludur. Tarafsızlığını, partiler üstü kişiliğini, elinden eksik etmediği DP damgau bastonunun büyüsünde unutan Sayın Celal Bayar, sonunda demokratik bunalımın ilk akla gelen sorumlusu sayılmıştır. Yürütmeye yönelik eleştirilere, "dereyi geçerken at değiştirilraez" yanıtını verenin; genç üniversitelilerin 1960 başlanndaki haklı tepkilerine, bulunduğu postla bağdaşmayacak biçimde "tenkil edin, tenkil!" karşılığını verenin, dönemin cumhurbaşkanı olduğu çokça yazılmış ve konuşulmuştur. Üstnnltikler Partizanca zaaflar, önyargılar devlet başkanh1982 Anayasası'nda "başkanlık sistemi"ne gj ğıyla bağdaşmayan niteliklerdir. Halk, herkesten dilmemiştir, ama buna özenmekten de geri kalın çok cumhurbaşkanının adil, yansız, anlayışlı ve mamıştır. O kadar ki, cumhurbaşkanına tanınan. hoşgörillü olduğunu var sayar. Çünkü cumhurbaşbazı yetkiler, ne Fransa'daki "yan başkanlık" ne kanı bütünü gören, kavrayan devlet adamıdır. de ABD'deki "başkanlık" sisteminde görülür. Onun için evrensel değer yargılan, ülke çıkarları, Cumhurbaşkanının "vatan ihaneti" dışında so Türk ulusunun onuru ve mutluluğu; kişisel, zümrumlulugu yoktur. Tek başına yaptığı işlenilere kar resel, partisel çıkarların çok üstünde yer alır. şı yargıya gidilemez (Anayasa madde125/2). Atatürk'ten bu yana, Türkiye'nin yönü Doğu'TBMM'nin tatilde ya da ara vermede olduğu dö ya değil; kesinlikle Batıya'dır. tnançlı Atatürkçttnemlerde koşullann gerçekleştiğine inanıyorsa lük; onun devrimlerine, en yüce değer olan insa Sonuç Yannın cumhurbaşkanı, büyük olasılıkla değişik iktidarlarla çalışma durumunda kalacaktır. Ülkenin yazgısını elinde tutan politıkacıların görevi, olumsuzluklara tutarlı çözümler getirmektir. Cumhurbaşkanlığı için aday saptamada, Meclisteki üyelerle sınırlı kalmama, beşte bir üyenin yazılı önerisiyle dışardan aday gösterebilme çözümlerden birisi olabilir (Anayasa madde101/2). Belli bir siyasal kadronun yasamada biçimlenen parmak sayısı bizi yanıltmamalıdır. Yapılacak seçimin önemi, bunun aynı zamanda sosyopolitik yerindeliğine bağlıdır. Yüzde " 3 6 " oyla Millet Meclisi'nde üçte iki üyeliğe tırmanışm siyasal ayıbının, yeri geldikçe anunsanması herhalde yararlı olur. Bir başka deyişle, elektrik yüklü bulutlar kadar duyarlı, yüzde " 6 4 " e ulaşan, ama Meclise yeterince yansımayan seçmen oyunun ağırhğının da hesaba katılması gerekmektedir. Tarih, dünü unutmamak için sıralanmış belgelerden ibaret değildir. Geçmiş, güruin politikacılarına ibret dersi vermiyorsa, yaap söylemenin ne anlamı olur ki? OKTAYAKBAL EVET/HAYIR "Hayır"lar Üstün Çıkarsa!.. GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI ESKİŞEHİR 3. İCRA VE İFLAS MEMURLUĞU'NDAN 1986/7718 Muflis Anadolu Mobilya Sanayı ve Ticaret A.Ş.'ne ait g.menkul ve uzerindeki binalann saıılmasına iflas idaresince karar verilmiş olup, satılacak g.menkulun: G.menkul Eskişehir ili, Merkez, Akçaalan Mahallesi, Tabakhane mevkii, Pafta 118, Ada 872 ve Parsel 8'de kayıtlı olup toplam alan 2184 metre karedir. tşbu arsa üzerinde bitişik nizamda iki ayn bina bulunmaktadır. 2 Hali bazır durumu: Toplam alanı 2184 metre kare olan işbu g.menkul üzerinde Bodrum, zemin, asma ve teras kattan müteşekkil betornarme karkas bina ile iki kattan oluşan ahşap ve kargir bir bina bulunmaktadır. Her iki bina bitişik nizamda inşa edilmiştir. 3 Kıymeti: Dosyada mevcut 30.6.1988 tarihli bilirkişi raporuna göre: 1 Arsa: 2184 m1 X 50.000 TL / m ! = 109.200.000. TL. 2 Binalar: a) Bodrum, zemin, asma ve teras kattan Dİuşan betonarme karkas bınanın değeri: 350.000.000. TL. b) iki kattan oluşan kargir binanın değeri 50.000.000. TL. olmak uzere TOPLAM 509.200.000. TL. sı kıymet (beşyüzdokuzmilyonikiyüzbin TL.) takdir ve tespit olunmuştur. 4 Satış günleri ve şartlan: Gayrimenkul üzerinde bulunan binalar ile birlikte satışa çıkartılmıştır. Satış 26.9.1988 gunu saaı 14.0014.30 arası Eskişehir 3. lcra Dairesi'nde açık arttırma suretiyle yapüacaktır. Hk antırmada muhammen bedelin % 75'ini ve satış ve paylaştırma giderlerini karşılamak suretiyle en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıramn taahhüdü baki kalmak şartı ile 6.10.1988 günu aynı yer ve saatte muhammen bedelin %» 50'si ile satış ve paylaştırma masraflanmn alıında olmamak şartıyla satılacaklır. Satışa iştirak etmek isteyeceklerin muhammen bedelin ""o 10'u kadar nakiı veya milli bir bankamn teminat mektubunu vermek zorundadır. Satış peşin para iledir, alıcıya istendiğinde 20 gün geçmemek üzere mehil verilebilir. Satış bedeli hemen veya verilen muhlet icersinde ödenmezse İ.l.K.'nın 133. maddesi gereğince ihale kararı kaldırılır. İki ihale arasındaki farktan ve Vo 30 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. Binde üç ihale karar pulu, % 12 Katma Değer Vergisi, dellaliye resmi ve tescil ve tapu harçlan ve sair harçlar alıcıya aittir. Şartname ilan tarihinden itibaren dairede açık olup, masrafı verildiğinde bir örneği gönderilebilır. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi gormüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1986/7718 iflas sayılı dosya numarası ile memurluğumuza başvurmaları ilan olunur. Basın: 8131 FARUKTUNA Sırada sıramızdaydı... ve yanındakinin kanlı başı onun omuzuna eğilince ona sıra gelince sayısını saydı Şubedeki meçhul ölümünün 8. yılında onu unutmadık. (19601980) AİLESt ve İLERlCt ARKADAŞLARI 1 Tapu kaydı ile ilgili bilgikr: Referandum, Türkçedeki adıyla halkoylaması ne demektir? Halkın düşüncesinin somlması... ANAP lideri yerel seçimleri ekimde, ya da kasımda yaptırmak istiyor. Bunu sağlamak için anayasanın ilgili bir maddesini değiştirmek gerek Bunu gerçekleştirmek de Mecliste yeterli oyu sağlamaya bağlı. ama ANAP'ın tüm üye sayısı 291. Bu da anayasada değişıklik yapabilmesine yetmiyor. Oteki partiler boyle bir değişiklikten yana değiller. ANAP çaresizlıkle halkoylamasına gitmek zorunda kalıyor. Halka soracak, 'Anayasanın falanca maddesının değiştırilmesıni ve kasım ayında yerel seçime gidılmesini istiyor musunuz' diye... İktidar partisi bütün ağırlığıyla 'evet'ten yana. Kendini tehlikeye atarak halkoylamasına kaikışıyor. Muhalefet diyor ki; bu halkoylaması Özal ve iktidarına guven duyup duyulmadığının göstergesidir. ANAP'ın sorduğu soruya yurttaşlar 'hayır' derse ANAP iktidarı halkın güvenini yitirmiş olur. Başbakan da Meclisteki yüzde 36 oranda bir oyla seçilmiş 291 'lik çoğunluğuna karşın bozguna uğramış sayılır O zaman yapacağı bir tek iş vardır, görevden kendi istegiyle ayrılmak, en kısa sürede genel seçime gitmek... ANAP durup dururken kendini böyle bir tehlikeye niye atıyor? Kasım yerine mart ayında seçime gidilmesinden niye bu kadar çok korkuyor? Bu korku ile halkoylaması gibi sonu bilinmez bir serüvene atılmaktan nasıl çekinmiyor? Kendi eliyle kendini karanlık bir çıkmaza sokan Bay Özal, durumu tehlikeli görünce "sonuç iktidar partisinin yenilgisi ya da üstün çıkması değildir" diyor. Bunun anlamı şu, halkoylamasında 'hayır' oyları yüzde 50'yi geçti. 'Evet'ler ise yüzde kırkın altında kaldı; Bay Özal 'bana ne' deyip iktidarda kalacak! DYP lideri ise açık konuşuyor: "Bunlar referandumu aşamadıkları takdirde istifa etmeye mecburdurlar. Referanduma giden adam bir iddia sahibidir. Böyle bir iddiası yoksa uzlaşması lazım." Oysa Özal 'dürust ve eşit koşullarda bir seçimin yapılmasını' istemiyor! Koşul istemiyor! TRT'yi istediği gibi kullanacak, fonları oy almak için bol bol harcayacak, devlet olanaklarından alabildiğine yararlanacak... 'Gel dürüst, eşit bir seçim yapalım' diyen Demirel'e bu yüzden 'Peki. kabul' demiyor, diyemiyor. Biliyor ki muhalefet partileriyle.eşit olanaklar içinde yapılacak bir seçimde yenik düşecektir. Bunu göze alamıyor. Çaresizlikle halkoylamasına gitmek zorunda kalıyor. Elbet yine türlü yollardan 'evet' oylarının çoğunluğu alması için çalışacak. Her olanağı kullanacak... 12 Eylülcülenn desteğiyle elde ettiği iktidarı sonuna kadar bırakmamak özleminde... Daha önceki yıllarda koltuğundan kopmamak için her şeyi göze alanların başına gelenleri unutmuş sanki! Ne var ki Özal kimseyi kandıramaz. Halkoylaması ANAP iktidarının vereceği son sınavdır. Bu oyiamada 'evet'ler, 'hayır'lardan az çıkarsa, Özal'ın ve takımının sonu olacaktır. "Bu iş başka, o iş başka" diyerek dört yıl daha iktidarda kalacağını sanmak boş bir avuntudur. 'meşru'luk çizgisinden sapmış bir iktidar ülkedeki tüm etkinliğini, saygınhğını yitirecektir. Referandumda yenik düşen ANAP ve Özal için tek çıkar yol, görevi bırakıp genel seçime gitmektir. Hiç kuşku yoktur; ANAP, halkoylamasını yitirecektir. Bir yıl önceki yüzde 36 oyun da büyük bir olasılıkla yüzde 20'lere düştüğünü göreceğiz. Halkımız oylarıyla bir demokrasi devrimi yapacaktır. ANAP'a 'artık yeter' diyecektir. Halkımız yıllardır bir yaşama savaşı veriyor. Her geçen gün biraz daha geçim sıkıntısının batağına düşüyor. Özal'ın iri iri konuşmaları eski etkinli(Arkası 13. Sayfada) KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI'NDAN DUYURU Bakanlığımızın Ankara, tstanbul, tznür, Antalya ve Ürgüp'te bulunan turizm eğitim merkezlerinde ve işbaşı egitim kurslannda önbüro, mutfak, servis ve kat hizmetleri branşlarında eğiticilik yapmak üzere, 657 sayılı kanunun 4/B maddesine göre mülâkatla sözleşmeli personel alınacaktır. MÜLÂKATA KATILACAKLARDA ARANACAK ŞARTLAR: Otelcilik ve turizm mesleği konusunda yüksek öğrenim görmüş ve en az 2 yıl mesleki tccrübesi olmak, Otelcilik ve turizm mesleği konusunda öğrenim görmüş lise mezunlanndan en az 4 yıl mesleki tecrübesi olmak, Otelcilik ve turizm mesleği konusunda 10 yıl mesleki tecrübesi ve en az ilkokul mezunu olmak, OTEM ve TUREM'lerde açılan meslek kurslanndan mezun olup en az 6 yıl mesleki tecrübesi olmak, İSTENEN BELGELER: İki adet vesikalık fotoğraf Nüfus cüzdanı örneği Öğrenim belgesi örneği Mesleki çalışmalanm belgeleyen evrak Durumlan yukarıda açıklanan şartlara uyan isteklilerin raülâkat için belgeleri ile birlikte 25 Ağustos 1988 Perşernbe günü saat 10.00'da Bakanlığımız Eğitim Dairesi Başkanlığı, Necatibey Caddesi No: 40 adresinde bulunmalan gerekmektedir. Basın: 25415 ürk basın tarihi, biraz da lstanbul basın tarihi demektir. Çünkü, günlük basın ilk olarak lstanbul'da ortaya çıkmış, zaman içinde gerek ülkenin resmi başkentliği döneminde gerekse cumhuriyetten sonra lstanbul basını ülkenin gündemini belirlemiştir. Hep tartışılan bir sorundur, Türkiye'de yerel basının neden güçlü olamadığı. Bugün Izmifde Yeni Asır, Bursa'da Hakimiyet, Adana'da, Kocaeli'nde, Sakarya'da ve Ankara'da yayımlanan birkaç gazete dışında pek etkinliği olan yerel basın organı sayamayız ülkemizde. Oysa Batı Avrupa ve ABD'de yerel basın çoğu zaman ulusal basından daha etkilidir. Örneğin ABD'deki New York ve Los Angeles Times ile VVashington Post yerel gazeteler olmalanna rağmen uluslararası nitelik kazanmış basın organlarıdır. Örneğin İngiltere'de 12 ulusal sabah gazetesine (ayrıca yalnızca pazar günleri çıkan 9 gazete daha var) karşıhk 70 tane sabah ve akşam gazetesi ile 550 tane haftada bir ya da iki kez çıkan yerel gazete var (yalnızca Londra'da çıkan gazeteler bu hesabın dışında). İngiltere'deki yerel gazetelerden en az satanı 11 bin civannda bir satışa sahip. Genellikle satışlar 100 bin sınırında. Ama Manchester"da yayımlanan Manchester Evening News 301 bin, Birmingham'da yayımlanan Birmingham Evening Mail 288 bin, Wolverhampton'da yayımlanan Express and Star 244 bin ve Uverpool'da yayımlanan Liverpool Echo ise 212 bin satıyor. Yalnızca Londra ve banliyölerinde satılan London Standard ise 522 bin satışıyla ülkenin en büyük yerel gazetesi. Biz Türkiye'de toplamı 2 milyon 200 bine kadar inen gazete satışlarıyla yaşamaya devam ederken İngiltere'de toplam gazete satışı ne kadar dersiniz? 1986 yılı verilerine göre yalnızca ulusal gazeteler toplam 32 milyon satıyormuş günde. Buna az önce saydığımız irili ufaklı 70 günlük ile 550 haftalık yerel gazeteyi de eklediğimizde, satış 3840 milyon sınırına dayanıyor. İngiltere'nin nüfusu ise yine 1986 verileriyle 56 milyon 763 bin. Benzer örnekleri Fransa ve F. Almanya'dan da vermek mümkün. Ama ABD örneğine hiç girmemek daha iyi. Çünkü bu ülkede gazetelerin hemen hemen 'tümü (Wall Street Journal ve USA Today dışında) yerel nitelikli. • Haftalık ve aylık dergilerin haziran ayı satışları belli oldu. Dağıtım şirketlerinin rakamları şöyle: Nokta 43 bin 490 Milliyet Çocuk 21.701 2000'e Doğru 12.213 Milliyet Kardeş 25.851 Tempo 12.116 Tarkan 34.445 Gölge Adam 34.316 Karamurat 50.419 Gırgır 379.099 Blue Jean 82.384 Fırt 148.453 Hey Girl 56.332 Çarşaf 45.064 Burda 18.711 Limon 50.484 Elele 26.535 Ekonomik Panorama 3.906 Kapris 5.151 Ekonomik Bülten 17.507 Kadınca 26.624 Hafta Sonu 80.540 Ev Kadını 11908 Haftanın Sesi 17.960 Kadın ve Aile 2.321 Süper Magazin 6.287 Burç 7.058 TV7 31.749 Milliyet Sanat 3.671 Müzik Magazin 16.062 Gergedan 1.712 Hayat 9.261 Gösteri 4.232 Hey 5.498 Yeni Düşün 1886 Playmen 43.530 Şehir 1652 Erkekçe 10.608 A La Carte 2.278 Türkiye Çocuk 40.114 (Karacan Yayınlan tarafından yayımlanmakta olan dergilerin satış rakamları, yayınevinin isteği üzerine dağıtım şirketince gizti tutuluyor). İLAN BURSA 3. SULH HUK.MAH. Esas: 988/818 Karar: 988/888 Mardin ili Merkez, Kabalak köyü, Kayacan Mah., 037/01 cilt, 47 sayfa, 14 kutük sıra numarasında nufusa kayıtlı küçükler 30.10.1977 doğumlu Burhan Ateş, 30.10.1978 doğumlu Emel Ateş, 30.10.1981 doğumlu Ümran Ateş ve 30.10.1983 doğumlu Mehmet Nur Ateş'e Mardin Kabala köyü nüfusunda kayıtlı Mehmet Sait oğlu, 1950 doğumlu olup halen Bursa Teleferik Mah. Çicek Cad. 3 numarada oturur amcalan Mehmet Sait Ateş'in M.K.'nın 354. maddesi uyannca vasi« nasp ve tayinine karar verilmiştir. Alâkadarlılann ilan tarihinden itibaren 10 gun içinde itiraz etmeleri hususu ilanen tebliğ olunur. 7.7.1988 Basın: 25750 MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI'NDAN MALİYE MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GtRİŞ SINAVI Maliye ve Gümrük Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca, 05 Eylül 1988 Pazanesi günü saat 09.00'da Ankara ve lstanbul'da Maliye Müfettiş Yardımcılığı giriş sınavı açılaeaktır. SINAVA KATLLABtLMEK İÇİN a Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci maddesinde yazüı niteliklere sahıp olmak, b 01.01.1988 tarihi itibanyla 30 yaşını doldurmamış bulunmak, c Siyasal Bilgiler, Iktisat, Hukuk, Iküsadi ve tdari Bilimler Fakültelerinden, tktisadi ve Ticari llimler Akademilerinden, (veya eşitleri olan yurtdışı fakülte veya yüksek okullanndan) birinden mezun olmak gerekmektedir. Sınavlara giriş şartlannı ve sınav konulannı gösteren kitapcık ile başvuru fonnu, yukanda belirtilen eğitim kurumlanndan, Ankarada Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan, lstanbul ve lzmir defterdarlıklannda Maliye Müfettişlerinden sağlanabilir. İsteklilerin gerekli belgelerle birlikte, en geç 25 Ağustos 1988 Perşembe günü çalışma saati bitimine kadar Teftiş Kurulu Başkanlığına bizzat veya posta ile başvurmaları (postada vaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır) gerekmektedir. İlan olunur. Basın: 21851 T.C. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI ATATÜRK HAVALİMANI GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ İLANEN TEBLİGAT Altıyol Gaziosmanpaşa Sokak No: 16 Kadıköylsl. adresinde yerleşik Babür özaltay adına gümrüğumuzde ışlem goren 8359/19.3.1986 \e 4375/12.2.1986 sayılı ve tarihli giriş beyannameleri muhteviyatı eşyalardan aranan 612.310.TL. kamu alacağı ile ilgili olarak mukellerın mevcut adresine tebligal çıkarılmış olup, borçlu adresıni terk ettiği gerekçesiyle tebelluğ ettirilememiştir. İşbu alacağın 7201 sayılı yasa gereğince ılanen tebliğine karar verilmiştir. Tebliğ olunur. Basın: 25749 L MflcJBR ÖZGÜN MÜZİK YAPHH SUNAR Üzgürfiîk ve Demokrasiyi Çizmek TAHLİYE OIANIN ARDIMDAN ıNevzat Çelık / Selda Bâgcanı DÛNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLEItİNİ GETİRIN BANA tCeyhun Atıf K a r v j ' Selria Bjgcan) ÖZGÜM.ÜK VE DEMOKRASIYİ ÇİZMEK (llhan Demırastan Selda Bagcan ADALETIN BU MU DÜNYA n™n ,n MAPUSANE İÇİNDE MERMERDEN OİREK lAnonn MAPUSANELERE CÜNEŞ DOĞMUYOR lAnommı SİVAS ELLERİNOE SAZIM ÇAUNIR (Anommi ACIYI BAL EYIEDİK (Hasan Huieyın Kotknuzgfl / Selda Bagcan) SEZER BAGCAN Yönetmen: AN GEÜR (Attıla llhan / Selda Bagcanı BOYACI ÇOCUK (Selda Bağcan / Selda Bagcanı BEN BİR PAPATYAYIM (Onur Senlı Selda Bagcan İLKBAHAR GELDİ (Anonım tAnomm Eşhk Eden: EZCININ u u ^ . . ^ ^ . Eşlık Eden: EZGININ GUNLÜGU) L S1CAK SAKLAYIN GECELERİMI Nevzal ÇeJık / Seîdj Bagcan? ESEN YELLER BİR AVUÇ GÖKYÜZÛ Esc Çelın Altap "•••• « * Sezer Bagcanı •• MEÎRJSTEN BİR HABER GELOİ BAYIIIRIM DÜZENÜ DÜNYAYA Mehh Cevdet Andav / Seldd Bafctan) İMÇ 6. Blok No. 6506 Ünkapanıİstanbul Tel: 512 58 32 MAJÖR PLAKÇILIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle