25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 1988 • • • • CUMHURİYET/B Ağır sıklet ABD'deki Colombıa Hayvanat Bahçesı'mn bakıcılanndan Richard Elgin, tonlarca ağırlıktakı ftlleri tartmak gerektğınde buna uygun bır tartı aletı bulamamaktan yakınıyordu Sonunda eyalet karayolu Izmîr'e uçak seferleri ANKARA (AA) Türk Hava Yollan, ağustos başından itibaren Ankaratstanbul arasında uygulamaya başladığı saat başı uçak seferlerinden sonra İzmir'e yapılan tarifeli uçak sefer sayısını da dünden itibaren arttırdı. Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Ertan Yulek, " B n seferler, THY'nin mevcut imkânlannı daha verimli kılmak suretiyle gercekleştiriliyor"dedi. Yülek, bu seferler içın ek uçak ahnmadığı gibi, öteki şirketlerden de yararlanılmadığını kaydetti. THY'nin 4 e eylülde de Helsinki'y tarifeli uçak seferlerine başlayacağını hatırlatan Müsteşar Yulek, Singapur'a yapılan uzakdoğu seferlerinin de yakın bir tarihte haftada 2'den 3'e çıkanlacağını bildirdı. Renkli plakaya bakan onayı ANKARA (ANKA) Trafikte renkli plaka kullanımı ve uygulamasına ilişkin esaslar, tçişlerı Bakanı Mnstafa Kalemli tarafından onaylandı. Renkli plakalarda kullanılacak harflerin karakteri, yazım biçünı ve plakalann dizaynına ilişkin esaslar, Kalemli'nin onayından sonra tum illere gönderilmeye baslandı. lllerdekı trafık şube müdürluklerine başvuran araç sahipleri, koyu yeşil, lacivert, kırmızı ya da kırli san renkteki zemin üzerine, ad, soyad, unvan veya tıcarı rumuzlarını yazdırabılecekler. tçişlerı Bakanlığı'nca belırlenen esaslara göre plakalarına ısim veya sözcük yazdırrnak isteyenlerin 2 milyon 240 bin lira odemeleri gerekecek. Renkli plaka ücretleri, her yıl Bakanlar Kurulu'nca saptanan memur maaş katsayısının belirlenecek bir gösterge rakamıyla çarpımı sonucu elde edilecek. Katamaran tekneler ABOde eylül ayında yapılacak Amerika Yelken Kupası yanşmaJarma yelkenciler daha hıziı, daha çevık ve modern dizaynlı tEknelerfe katılmak içın hummalı bır faalıyet ıçındeler. 20'şer metre boyunda iki teknenın 10 metrelik kirişlerle birbinne bağlanmasından oluşan "Stars and Stripes" adlı bu katamaran teknelenn yelken dıreğı uzunluğu da bır Boeing 757"nın kanadı kadar. devnyesı yardımına yehştı ve filler karayolu denetimı sırasında kamyonlann tartılmasında kullanılan özel bir aletle tartıldılar (Fotoğraf AP) Ünlü Amerikalı pop yıldızı Mıchael Jackson'ın ayakkabıları önceki gün Londra'da yapılan bır müzayedede 6700 dolara (10 milyon 600 bın T l ) satıldı Ayakkabılar Mıchael Jackson'ın imzasını taşıyordu (Fotoğraf. Reuter) Jacksoıfın ayakkabıları, HABERLERİN DEVAMI Borçla borç takası tDRİS AKYÜZ Türkiye'nin haziran ayında Ounya Bankası'ndan aldığı 400 nilyon dolarlık kredıyi "borç taksidi ' olarak IMF'ye ödediği 3ne sürüldu. Eskı CHP hukume:inin Işletmeler Bakanı ve halen [MF'de sözleşmelı uzman olarak şörev yapan Prof. Kenan Bulutoglu, Türkiye'yi uluslararası kreü konsorsiyurnlanrun "şımank ;ocuğu" biçimmde nitelerken, "IMF Turkiye'yi kollamaya ve knrtannaya mecburdnr. Yoksa dünyaya örnek gösterdikleri modelleri iflas etmiş olur" dedı. "Uluslararası Kama Maliyeti Enstitusu"nun uç gun önce tstanbul'da toplanan kongresine "tarttşmaa" olarak katılan Prof. Kenan Bulutoghı, Türkiye'nin genel ekonornı ve dış kredi durumu ıle ilgilı göruşleriıu Cumhuriyet'e açıkladı. Halen IMF'de "sözleşmeti uzman" olarak çalışan Bulutoğlu, Türkiye'nin Dünya Bankası'ndan geçen haziran ayında aldığı 400 milyon dolarlık krediyi "el degmeden" IMF'ye borç taksidi olarak odediğini soyledi. Prof. Bulutoğlu bu konuda daha sonra şöyle dedi: "Türkiye, uluslararası kredi kunımlanna, bundan sonra yatınra yapmayacağım diye söz verdi. Bu sozu haziran ayında Dünya Bankası'ndan 400 milyon dolan alırken verdi. Bu kredi proje kredisi değiidi ve dogrndan doğnıya IMF'ye borç taksidi olarak ödendi. Kredi haziran ayında onayiandı. Turkiye, bunan için de 4 Şubat tedbirierini ve ondan sonrakileri belirtti. Yabancı bankalar, kredi vennivorlar, kredi akışı durdu. Ta ki, IMF'den bir program alınır ve mevcut borçlar ertelenene kadar. Turkiye, borçlannı odeyebilmek amacıyla. >eni bir takvim yapmak uzere IMF'ye eidebilir." özal hukümetinin 1991'lerde enflasyonu yüzde 20'lere çekmesınin çok güç olduğunu anlatan Kenan Bulutoğlu, petrol fiyatlannın düştuğü ve dış yardımlarm aktığı dönemlerde, enflasyonun neden düşurülemediğinin araştırılması gerektığını söyledi. Bulutoğlu bu konudaki göruşlerini de şöyle açıkladı: "198386 döneminde enflasyon indirilebilirdj. Özal'ın o zaman çok büyuk bir şansı vardı, inandıncıhğ] vardı. Yani halk arkasındaydı ve inaruyordu kendisine. Şimdi sayısal gucıi var, ama artık inandıncılıgı kalmadı, milleti inandırması zor. Enflasyonu oolemek için alınan tedbirler bir kere alınır ve sonra biter. Oysa hnkumet, ikiuç yılda bir yeni yeni onlernler alıyor, onun için de inandıncı olmuyor." Yüksek enflasyonu ihracattakı vergi iadesini önemli ölçüde köruklediğuü belirten Bulutoğlu, aynca denetimsiz "fonlar" ıle "yerel yönetim" harcamalarının "mali laubalilik ve laçkalık yaratogıru" bildirdi. Hayali ıhracatla katlanarak artan vergi iadelerinin bütçe dışı ve anında ödeme ile yapıldığına dikkat çeken Kenan Bulutoğlu, "thracatta vergi iadesj, butçede para aynhp oradan odenen bir para degil. Merkez Bankası ihracatı yapana bunu doğnıdan kendi kasasından, kendi kaynaklanndan, yani para basarak \eriyor. Bunun enflasyona onemli oiçude etkisi oldu" dedi. Turkiye'de son yıllarda buyuk yatırımlara girişildiğini, ancak bunlann üretimi arttoan ve istıhdam yaratan yaonmlar olmadığım öne süren Prof. Bulutoğlu, bu nedenle Türkiye'nin "yol alıp" sermaye birikirai sağlayamadığını belirtti. Bulutoğlu, Türkiye'dekı büyümeyi ithalatın pompaladığını belirtti. Ozal canımıza nasıl okuyacakmış bilelim (Baştarafı 1. Sayfada) tasımaktadır. Giderek bozulan gelir dağılımından dolayı sosyal faturajı da geniş halk kitMeri 'ortadirek' odemiştir. Banlara karşın sanayici direnmeye çalışmaktadır. Zamlar surekli olarak sanayicinin lepesine binmişür.'" fthalat serbestisi diyerek Türk sanayiınin "canına okunduğunu" kaydeden Faralyalı, "Serbest bırakılan ithalatın sonucu birçok gözide Turk sanayicisi ve tabii o tesiste çalışanlar, yaratılacak katma değer yok olmustur" dedi. Hukumetin yerel yönetimlere Turk sanayicisinin ürettiği araç ve gereçleri almamaları, dışandan almaları yolunda telkinlerde bulunarak guç dururna duşurdüğünü öne süren Faralyalı, "Şimdi halka açılınız denmektedir. 'Bız sizi mecbur etmek içın bu politıkaya devam edeceğız' diyorlar. Bunu söylemek gerçekleri bilmernek, gormemek veya başka duşuncelerin neticesidir. Sonuç takip edilmekte olan politikalann yanlışlıgının ortaya çıkmış olraasıdır" diye konuştu. odamızın adresini ve kapısını 6ğretmemiz lazım. Yan komşuda 2 ^ saat kalan bir bakanın sanayi odasını unutması duşunulemez" dedi. Beşe, toplantı sonrası oy renginın "kahverengi" olduğunu bildirdi. Sanayici Mehmet Soyer de yaratılan referandum ve seçim ortamıyla hayat pahalılığı, enflasyon, dış borçlar, bütçe açığı, dış ticaret dengesızhği, hayali ihracat patlaması gibi konulann arka plana itilmek istendığiru belirterek şöyle devam etti: de kurulu bulunan odalann "ev sahiplığinı" yaptığı ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt özal ile Kuveyt Ticaret Bakanı'nın davetli olduğu yemeğe, odalann üst düzey yöneticilennden yalnızca 6 kişinin katıldı1 ğı göruldu. Yusuf Bozkurt Özal ın "sonınlannı dinlemek üzere" sanayici ve işadamlanna çağnda bulunduğu yemeğe tanumuş yöneticilerin katılmaması "sessiz protesto" olarak nitelendirildi. Yemeğe katılmayanlar arasında yer alan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Faralyalı, "Mazeret bOdirdim. Katdnuyonım. Odamızın yerini bile bilmeyenlerle oturup ne konuşacagız?" dedi. EBSO Meclis Başkanı Şinasi Ertan da "Mazeret bildirdim" demekle yetindi. Meclis Başkan Vekili Jhsan Balioğlu ve ömer Beşe de yemeğe "Ayran içmek istemiyoruz" diyerek katılmadılar. öğleden sonra thracatçı Birlikleri i!e Yeni Asır Gazetesi'nin dü^enledıği ihracat yarışmasının ödul törenine katıldı. Başbakan Turgut Özal'ın da katılacağı bildirilen toplantı öncesı yapılan bomba ihbanm değerlendıren göverdik güçleri Ataturk Kültür Merkezi'ni baştan sona aradılar. Atatürk Kültur Merkezı'ne Devlet Bakanı Kâzım Oksay ile birlikte gelen Yusuf Bozlcurt Ozal burada Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ersin Faralyalı ile bir süre yanyana oturarak sohbet etti. Yusuf Bozkurt özal'ın, Faralyalı'ya, "34 giindür buradayım, göruşemedik" dediğı, Faralyalı'run da "Sayın bakanım, sizlerden bir hareket beklerdik" yanıtını verdiği öğrenildi. Daha sonra toplantıya Tanm Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnii Dogan ile gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem yaptığı konuşmada, "İhracat olayında meydana gelen zihnijet degişikliginden son derece memnunum" dedı. Kahverengi Buluşma (Baştarafı 1. Sayfada) Bu nedenle de hiç kimsenin referandum konusunda söyleyeceği fazla bir şey olmadığı için kamuoyunun karar beklediğı bu konu Başkanlar Kurulu'nda çok az konuşuldu. Konuşmacılar arada sadece "elbette referandumda hayın savunacagız" anlamında birkaç sözcukle konuyu geçiştirdıler. Sonra uzun uzun gerçekte ne söylemek istediklerıru saklayan bırtakım konuşmalar yaptılar. Kımse ağzındakı baklayı çıkarmak istemiyordu. Sendikacılann söyleyebildikleri kadarıyla, Türktş'in, sendika başkanlannın sorunu referandum üzerinde bir karar alabilmek değildi ki. Sorun karar almdıktan sonra referandum kampanyasının nasıl, kimler tarafuıdan yurütuleceği idi. Olay uzun yıllardır geçiştirile geçiştirile yığılan, birkaç aydu da sendıkal faaîiyetın tatile sokulması ile kangren olan sorunlar, sendikal işlevsizlikte odaklanıyordu: Sendikalar, TürkIş nereden başlanıp nasıl harekete geçirilebilecekti? Çok daha önemlisi bu zor ışleri kimler üzerlerirıe alacaktı? Kimler almaya niyetliydi? Bunca yılın deneyli, profesyonel sendikacüan milyonun uzerinde işçiyi temsil ettikleri halde, bu kadar güvensiz nasıl olabilirler? Türktş Başkanlar Kurulu'nda çıplak sözcüklere dönüştürülemeyen, dolaylı anlatımlarla dile getirilmeye çalışılan kaygılar, korkulardan en çok üzerinde durulanları sıralamaya çalışalım.. Çalışma ve yaşama koşullanndan bunalan işci son avlarda do7u giderek artan olçulerde ofkesinin bir bolumunu de sendikalara, sendikacılara yoneltmeye başlamıştı. Başkanlar Kurulu'nda açık olarak hiç soyienmese de çoğu sendika liderinin uzunca bir suredir işçinin karşısına çıkamadığını, işyerlerine gilmeyi. hatta seminerlere kaülmayı goze alamadıgını herkes biliyor. başlayan itirazlan vardı. Daba once ahnan eylem kararlanuda ve uygulanan eylemlerin tumunde sorumluluk onlara kalmıstı. Sendikalar hem alınan kararlara gereken destegi vermemişler, hem de surekli eleştirerek işçi tabanlanna karşı suçu Turktş yonetimine atmayı seçmişlerdi. Yonetim, yeniden hem somralulugu ustlenen hem de başansızlıklann besabını veren olmamak istiyordu. Toplantıya onerisiz gelerek topu sendika başkanlanna atmısn. "Siz önerin, sorumluluk alırı ve siz yapın" yaklaşımındaydı. En hakh görunen gerekçeleri arasında ise sendikalann aidat yukumlülıiklerini dahi geürmeyip Turklş'e taktıklan milyonlarla Turklş'i mali sıkıntı içinde bırakmış olmalanydı. Örnegin eylemlere kaJınan yerden devam karan verilse, bölge mitinglerinden başlansa, sadece bunlar için bayağı ciddi para gerekiyordu ve bu para da TürkIş'in kasasında yoktu. Sendikalar genel alışkanlıkları içinde sol ve sağ muhalefet olarak pek çok yönden ve pek çok hakh neden bularak Türktş yönetiraini eleştiriyorlardı. Ancak onlar acısından da durum hiç parlak değiidi. Türktş meydandan çekıldiğinden bu yana, sendikal faaliyet adeta felç olmuştu. Sendikalar çok sınırlı bazı özgün sorunlan dışında, etkili hiçbir sendikal işlevde göz doldurabilecek olumlu hiçbir eylem, hiçbir iş yapamamışlardı. Sözun kısası kimsenin bir diğerini daha fazla eleştireceği, fazlaca sozu olamayacak bır ortamda yapılan Başkanlar Kurulu'nda herkes uzun uzun anlaşümaz konuşmalar yaparak, başını beladan kurtarmaya çabahyordu. lsteksiz, sıkınülı,raoralsLzhavada yapılan konuşmalar ister istemez, az hesaplaşıp ucundan da olsa bir işlerden başlama gereğinı daha bir belırgin ortaya çıkardı. Bu nedenle dunku Başkanlar Kurulu'nun saatler süren ve pehiivan güreşlerindeki peşrevleri andıran işlevsiz konuşmalan aslında bir işe yaradı. OLAYLAMN ARDBNDAKI GERÇEK (Bastarafı 1. Sayfada) almak isterken, ulkeyı bir referandumun eşiğine getirmiştir. Oysa hakçasına bır seçımin koşullanm DYP ile konuşmaya razı olsaydı, konu çoktan parlamentoda çözumlenmiş olurdu. Neyazık kı böyle bir diyalogtan ve uziaşmadan yoksun kaldık; Turkiye "Dört ay önce mi, dört ay sonra mı yerel seçim istersiniz?" sorusuyla referanduma gitmeye hazırlanıyor; mılyarlarca lira referandum masrafınuı yam sıra, ekonominin dengelerini altust edecek bir sürecin çalkantısınt yaşıyor. Üstelik, muhalefet bu halkoylamasım "ANAP iktidanna haytr na, evet mi?" sorusunun kapsamına oturtmayı başarmış görunüyor. Kamuoyu yoklamalarına bakarsanız, fıaytr"çıkacağı anlaşıhyor. Bu durumda özal yönetiminin butün çabası "evet" oylannı yüzde 36'nın üstune çıkarmaya çalışmak olacaktır kı bu da iktıdann referandumu artık bir guvenoyu niteliğtnde kabul ettiğinin gostergesidir. Olaym siyasal boyutu budur ve özal iktidan için iyımseryorumlar yapmaya kalkısmak guçtur. Çünkti olaym ekonomik yani daha karamsar bır tabloyu sergilemektedir. Saym özal, iktidara özel kesimin tam desteğını alarak gelmiş bir politikacıdır. Oysa şimdi durum değişmektedir. Başlangıçta Ege Sanayi Odası'ndan yukselen muhalefet sesleri artık tstanbul'da da yankısını bulmuştur. Hemen butun işadamlan hükumete ağır eleştıriler yoneltmeye başlamışlardır. TOBB Sanayi Konseyı Başkanı Ertan bu alanda "resesyon" sozcuğunu de kullanarak ekonominin ıçınde bulunduğu bunalımı anlatmaya çalışmıştır. Resmi verilere göre yuzde 75 oranında enflasyon ıle birlıkte ekonomı durgunluğa duşmuşse, tehlikenm en buyuğu eşikte demektir. Işadamlarınm alarm zillerıni çalmalan, elbette siyasal nedenlere bağlanamaz; gerçekte çok yakın bir geçmişte ANAP iktıdanm destekleyen bu çevrelerin eleştirıleri en çok Başbakan Özal'ı duşundurmelidir. Referandum, işte bu ekonomik ve siyasal ortamda gerçekleşecektir. Eğer bir mucize olmazsa ve büttin öngöruler tersine çıkmazsa, ANAP iktidan halkoylamasından yenik çıkarak sonbahara baslayacak, ktşı göğüsleyecektir. Eğer göğusleyebilirse... Çünkü bütun çırpmmalanna ve zorlamalarına karşın, ANAP'ı iktidarda tutan destekler çoküyor. İşadamlan ve işçı kesimi, resmi kuruluşları vesözculeriyle protesto seslerıni yukseltiyorlar. Bır de referandumda büyuk oranda "hayır" çtkarsa, her yönden gelen muhalefetın ağır lığı altında ANAP hukümeti ne kadar dayanabılır? • * * "Seçim ekonomisi kuşkusu sardı diyorlar. tki yıldır uygulanao ekonomik model, seçim ekonomisi degil de nedir? Saym Yusuf Özal, 'Hukumetın beceremediğı tek konu enflasyondur' diye ikrarda bulunmuş, ama bunu onemsizmiş gibi soylemiştir. Yanlış değerlendirmedir. Borç >iğidin kamçısı deıierdi. Şimdi ortalıkta yiğit kalmadı. Parayı kapan kaçü." Soyer de toplantı sonrası "Kahverengi guzel renk" dıyerek oy rengiıu açıkladı. Sanayici Ahmet Pnştina ıse "Sanayiciyi acil servise duşurenler, referandumda kendilerini Yanlışın ikran daha zor dururaa duşürecekler. Faralyalı 4 Şubat Kararları'nın İktidar ya bizi dinkmeli ya da yenne daha ağır benzeri kararlar gitrrrelidir" diye görüşünü açıklaalınacağının gundemde olmasını dı. "Bu, ekonomik politikalann yanIış olduğunun hukumet larafın Özal'a sessiz protesto dan ikrandır" diye nıteledi. HüBu arada önceki akşam tzmirkümetın programında sektör olarak sanayıciye hiçbir öncelik vermedığim de anımsatan Faralyalı, "Bir özel firmaya 2.5 saat ayırabilen ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı, sanayi odasının adresini bilmezse Sanayi \e Ticaret Bakanlıgı gjbi bir kuruluşun var olup olmadığı belli degilse, bunun üzerinde iyice duşunmek gereklidir. Bir makine bozulduğu zaman yedek parçasıyla onanlabilir, ama moral bozulduğu zaman ise onu duzeltmek çok zordur" dedı. Egebank ile göriiştü Sanayicilenn tepkılerine yol Toplantı sonrasında Ersin Faaçan Yusuf Bozkurt ö z a l ' ı n "komşo" ziyaretini Ege Bölgesi ralyaü'nın, Yusuf Bozkurt özal'a Sanayi Odası'run bir bina dtesin bir akşam önce Meclis toplantısındekı Egebank'a yaptığı öğrenıldi. da yaptığı konuşma metnini verdiği göruldu. Yusuf OzalFaralyalı Turgut Özal'ın "Yabancı konuklarla gorüşmem var" diyerek sohbeti katılmadığı toplantı sonrasında Sanayıciler tarafuıdan eleştiri baa işadamlarının da ö z a l ile len ekonomiden sorumlu Devlet kendi özei konulamu göruştukleri Bakanı Yusuf Bozkurt Özal dün öğrenıldi. Oylar hep kahverengi EBSO Başkanı'mn bu konuşmasmda/ı sonra söz alan sanayici Ertuğrul Doğuç'un "Saym Başbakan 'Referandumda hayır çıkarsa bunu bir ikaz olaıak kabul ederiz' diyor. Birçok kez ikaz etmemize karşın ekonomide gelişmc olmadığına gore benim oyum kahverengi olacak. Bir de böyle deneyerek ikaz edelim" demesi üzerine Mecbs Ba$kanı Şinasi Ertan bu sözlerin zapta geçirilmemesini istedi ve "pou'tika yapılmama&ı'' konusunda uyeleri uyardı. Sanayici ömer Beşe de Faralyah'nın göruşlerine tumuyle katıldığını belirtti ve "EkoDomi ile ilgili bakanlara Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın konuğu olarak bir süredır Turkiye'de bulunan Cezayır Dışişleri Bakanı Ahmet Talep Ibrahımı, dün Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarfından kabul edıldı Akşam onuruna verılen yemeğe katılan konuk bakan bugün Sultanahmet Camii ve Türk Islam Eserlen Müzesi'nı, yann da Barboros Hayrettın Turbesını ziyaret edecek Cumhurbaşkanı Evren dün aynca emekJıya ayrılan Denız Kuvveöen Komutanı Oramıral Emın Göksan, Hava Kuvverjen Komutanı Orgeneral Cemıl Çuha ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Adnan Doğu'yu kabul etti Emeklıye ayrılan komutanlar Evren'e veda ayaretınde bulundular Evren, Jbrahimi'yi kabul etti. Şimdi referandum kampanyası, sendikalar içinde ve sendikalar arasında tamamen kopmuş Sendikacılanmız itiraf etmeseler görünen iletişim için iyi bir baş de üç aşağı beş yukan sorumluluk, daha doğrusu sorumsuz senlangıç olabilirdi. dikacılıkta paylan olduğunu ka Ancak yapılacak işler ve bul etmek zorunda kahyorlardı. kimlerin neyi yapacagı noktasına gelince, işte herkes bu noktada İşlevsiz hale gelmiş sendikal haduruyordu. Turkİş yonetimi ken reket, Türktş kıpırdatılacaksa di ustune alacağı birtakım eylem birlikte kıpırdatılacak, en genel lere kararh olsa, bunlan açık one çizgilerle bır yerlerden işe başlariler olarak Başkanlar Kurulu'na nacaktı. Bakalıın "kahverengi"ngetirecek ve kolayca da geçirebi de de buluşma Türktş'i harekelecekti. Yonetimin bu noktada te geçırebilecen ını? Perîşan ortadirek fırsatı kaçırmayacak (Baştarafı 1. Sayfada) lerı ıle karşı karşıya kaldığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Çahşanlara, başka bir ifadeyle, ulusumuzun iktisaden güçsiiz durumdaki çoğunluğuna mümkun olan en azı veren, gelir dağılımında giderek vahimleşen adaletsizliklere göz yuman, sosyal adaletçi ilkeleri ve onlemleri surekli olarak erteletne yolunu seçen, işsizliğin yuzde 20'lere dayaıımasından hiçbir kaygı duy mayan hukumet, tek kelime ile ortadireği yıkmıştır, perişan etmiştir. Enflasyonu geriletme hedefini sozde yuksek oranlı kalkınma politikası adına terk eden hıikümet, kamu finansman açığının gavri safi milli hasılanın yuzde 10'una ulaşmasındaıı, Hazine'nin ihtiysçlannın emisyon yoluyla karşılanmaya calışılmasından, devlet butçesine gelir sağlayacak fonların denetimsizliginden, hayali ihracattan, işçi çalıştıran çoğu sanayicinin ciddi çıkmazlarından, bugun yaşanan olumsuz tablodan kaygılı degildir. Aksioe tüm bu sakatlıklar çoğu zaman iktidar partisinin siyasal çıkar aravışına uygun olup olmamasına bakılarak teşvik de edilmektedir. IMF bile gelir dagılımındaki adaletsizligin ciddi boyutlara ulaştıgını ve bunun sakıııcaiannı gizleyemez durumdadır. Buna aynı siyasal çıkar kollama anlayışı ve yaklaşımı içinde, Turk milletini surekli olarak seçim orramında tutma çabası eklenmelidir. Seçim, bugunkü siyasal iktidar ve yandaşlan için adeta bir 'geçiın aracı' olup çıkmıştır. Siyasal çıkar arayışının surekli olarak on planda tutulmasının başkaca izahı yoktur." siyasal çıkarları oyle gerektırdiğı için ikinci referanduma yöneldığini belirterek, şoyle devam etti: "Dikkat buyunılursa. 1982 Anayasası'mn siyasal, sosyal ve ekonomik çıkmaziara yol açan. demokrasiyi demokrasi olraaktan çıkaran hiçbir hukmu değiştirilmek istenmemektedir. İstenen; sadece Özal iktidanna yarayacagı dıişünulen değişikliğin gerçekleştirilmesinden ibarettir. Gozunun içine baka baka demokrasi adına Türk milleti ile alay edilmektedir. Tum olumsuzluklanna rağmen bu gelismelerin Turkiye'yi iktisaden guçlu durumdaki bir azınlığın ve bu azınlığın çıkarlannı temsil. edenlerin ekonomik ve siyasal ipoteginden kurtarılmasına imkân hazırlayabilecegi açıktır. İktisaden guçsuz dnnımdaki çoğunluk bu fırsaU akılcı bir şekilde değeriendirebilir ve değerlendirmelidir. Ulusan imkânlanmn ve kaynaklannın bu azınlık elinde ve onlar çıkarına kullanılmasına karşı çıkmak başla lurkl$ uluıak uzere, demokratik tüm baskı gruplannın ortak odevi halini almıştır. Bu durumu başkanlar kunılumuzun en iyi şekilde değerlendirecegini ve gerekli onlemleri alacağına inanıyorum. işçi emeklilerini super olan olmayan çatışmasına suruklemiştir. Aynı sorunlardan kaynaklandığına göre aynı sonuçlar vermesi beklenen ücret ayarlamalannda, ucreti enflasyon karşısında koruma onlemlerinde, asgari ucret belirleme ve uygulamalannda strateji hep aynıdır. Çelişkileri, adaletsizUkleri koruklemek ve sistemli bir biçimde yaratılan, teşvik edilen ay nmlarla, ayncalıklarla kişileri ve orgutleri meşgul etmek; ortak çıkarlan unutturmak, yekdigeri ile mucadeleye, iç hesaplaşmaya sevk etmek ve kendine rahat nefes alacağı bir ortam yaratmak... Strateji budur. Zaman zaman bizim de etkilerini yaşadıgımız bu stratejiyi nygulanamaz hale getirmek mecburryetindeyiz. Bunu, temsil ettigimiz kitlelere mal edebildigimiz olçude başan kazanabüeceğimiz bilinmelidir. Sendikal disiplinin şn ya da bu etkenle zedelendigi, sarsıldığı her ortam bugunku siyasal iktidann aradıgı, gerçekleştinneye çalıştığı ortamdır. Buna meydan verilmemesi birinci derecede onem taşımaktadır." TurkIş Yönetim Kurulu'nun bugun başkanlar kuruluna sunacağı önerıler arasında, halkoylaması tarihine değin miting yapılmaması, ancak illerde komiteler olu^turularak "hayır" kampanyasına gınşilmesi de yer alıyor. halka anlatmak zorunda olduğunu da bildırdi. Turklş Genel Başlcam Şevket Yümaz, İnönü ıle söyleşuken "Arkadaşlar diyor ki yerel seçimler 6 ay sonra yapılsın. Zamlar da 6 ay sonra yapılır" dedi. Teksıf Genel Başkan Vekili Necdet tnaadıoglu da tnönu'ye dönerek, referandum "ANAP iktidarının musalla taşının başı olacak" diye konuştu. Turkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreten Ziya Sonay'ın gazetelerde çalışan işçilerle ilgili toplusözJeşme uyuşmazlıklar çözülmezse grev aşamasına gelinecegini söylemesi uzerine İnönü, "Şn anda greve gidilmesi gazeteler açısından iyi olmaz" diye konuştu. tnönu, "Turklş'in eylem planını destekliyor mosunuz?" yolundaki bır soruya da "Genel grevi destekleriz. Ama karan Türklş alacakür" yanıtım verdi. İstanbul ve Ankara'da fiörevlendirilmek üzere: • Yeterli düzeyde İngilizce bilen • En az lise mezunu • Hızlı daktilo yazabilen • Sekreterler alınacaktır. İsteklilerin bir fotoğraflanyla birlikte, en geç 5 Eyltıl 1988 Pazartesi akşamına kadar • İstanbufda: İnönü Caddesi 96/1, Ayaspaşa 80090 • Ankara'da: Cinnah Caddesi 3, Kavakhdere 06422 adreslerimize başvunnalannı rica ederiz. s ~ s ^ " ^ S j ^ ^ : (International Business Machines) SP'den eleştiri Sosyalist Parti (SP) Genel Başkanı Ferit Ösever, uzun sııredir bir araya gelmesi beklenen Türktş Başkanlar Kurulu'nun ancak dün toplanabilmesini eleştırdi. ^^âJh Türk Lîmited Sirketi Siyasal iktidarın degişmeyen stratejisi 'bol, parçala, yönet' yonteminin işleriiğini korumaktır. Böyle bir stratejinin en çok, sonınlannı ancak birliktelik ve dayanışma ile çozebilecek kesiraler üzerinde etkili olabilecegi açıktır. tktidar işçi ile sendika >oneticisi arasına girmeyi denemiş, başan kazanamayınca çalışanlar arasında ornegin devlet memurlan ile işçi statusunde olanlar arasındaki yapay ayrımı koruklemiş, anayasaya aykın olmusına rağmen geŞe\ket Yılmaz, özal iktidarının İiştirdigi sozleşmeli personel staılk referandumda siyasi rakiplerilusu ile her iki kesimi hedef almış. nı bertaraf etmek istediğıni, yine İnönü, kokteyl verdi SHP Genel Başkanı Erdal İnonıi, dün akşam Turktş Başkanlar İIUIUİU u j v l u i u v uu <wu.^»*yi VC1 di. İnönü, kokteylde yaptığı konuşmada, Türklş gibi bir kuruluşun anayasa değışıkhğı ile ilgili duşuncelerinı vatandaşlara duyurmasınm gayet normal olduğunu söyledi. TRT'nin tutumundan da yakınan tnönu, TRT'nin niçin anayasa değı^ıkliğıne gidildiğinı TOM KASETÇİlfRDI Bu bıt Bülenl Ortoçgll Fıkıet Kııılok (ÇEKIRO€K) orfok yapımfdır DAĞITIM KAVNAK MÛZlK HC To/voıecı ) Mehmet Alı Bev Sok â'4 Şıjll I T < 131 35 74 e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle