23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 SİNEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR tsMAtı GÜLGEÇ ANLAPIK % 36 ARTı BİR BiZDENP. ANLADIk. 40. ölüm yıldönümünde Sovyet yönetmen Sergey Ayzenştayn Sînemayı sanat yapan Ayzenştayn, sinemayı sanat yapan bir avuç yönetmenderı biri. belki de (en azından kronolojik olarakönem ayrı sorun) birincisi... Çünkü ilk kez sinema uzerinde yoğun ve kapsamlı biçimde düşünen, kurgunun önemini ve sinema dilinin temeli olduğunu kavrayan, kuram ve pratik arasında ilk kez (ve sinenıada çok nadir olarak) gerçek bir bağ kuran, alabildiğine ideolojik olduğu ve kaldığı, sinemasını Sovyet devriminin temel düşüncelerine ve propagandasına adadığı halde, hiçbir zaman ve hiçbir anında didaktik, şematik ve slogancı olmayan bir yönetmen... Ve ölümünün 40. yıhnda etkileri hâlâ süren. yalnızca 8'de kalan sinema verimi kadar, sinema kuramı, düşüncesi ve göruşu içeren binlerce yazısı dünyanın her yerinde hâlâ yayımlanan, okullarda, universitelerde öğretilen bir gerçek deha... Kurgunun önemi daha önce de anlaşılmıştı: Griffilh'in 1910'lardaki filmlerini düşunseııize... diyebilirsiniz. Ama Ayzenştayn'a göre: "Amerika (ve Griffith) kurgunmı önemini kavramatnıştır. O, sadece bir hikâye anlatır, olup biteni goslerir. Figiiratif görüntüleri filmin bütünü içinde yerleşlirntek, dağıtmak aklına gelmez". Böylece, Griffith'te "yakın plan" dediğimiz şey, aslında bir "biiyütiilmüş plan"dır. Gerçek "yakın plan" içinse, Ayzenştayn"] ve "Polemkin ZırhlısT'nı beklemek gerekecektir: O merdiven sahneÇARPICI İNŞAN PORTRELERİ Sergey OYPA NE Ayzenstayn. yaşamının başından ben sinemada kurguya buyük önem verdi ve bu Konuda pratiğin yanı sıra meslek KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK önemli kuramlar geliştırdi Ancak, plan" ıçin "Potemkın Zırhlısı"nı merdiven sahnesındeki insan portrelennı. yerde beklemek gerekecekti. 0 gerçek "yakın ustünebasılan gözlüğü ve çığlık atan kadını. sindeki insan portrelerini, yerde üzerine basılan gözlüğü, çığlık atan ağzı, vb. anımsaymız... Ayzenştayn, her gerçek sanatçı gibi, sanatının kaynaklanm. insanlığın çok zengin birikiminden ve bu birikime ulaşmasını sağlayacak çok yönlü bir ilgi. eğiüm »e araştırmadan ahr. "Grev" ve "Polemkin"de kurgunun "çarpıcılıklar kurgusu" diye adlandırdığı yepyeni bir kullanımını örnekler. Gösterilen değişik sahneler, aralannda yönetmenin ön düşüncesiyle bir bağ kurar. bu bağ da seyircinin zihninde o Ayzenştayn'ın "Korkunç îvan" filminin ikinci bölümü 1946'da Stalin tarafından yasaklanmıştı. Geçen hafta bir Sovyet dergisi, film konusunda Stalin, Kültür Bakanı Jdanov, Ayzenştayn ve tvan'ı oynayan Çerkassov arasında geçen konuşmaları yayımladı. Sergey Ayzenştayn ve 'Korkıınç Jozef Kültür Servisi Sergey Ayzenştayn'ın başyapıtlarından "Korkunç tvan"ın ikinci bölümünün çekimleri ve kurgusu 1946'da tamamlandı. Ama bu bölüm ilk kez ancak 1958'de gösterilebildi. Bunun nedeni, 1946'da başlannda Jozef Stalin ve Kültür Bakanı Jdanov'un bu Mkalay Çerkassov 'Korkunç Ivarî. lunduğu Sovyetler Birliği Komünist Partisi yöneticilerinin "Kor bat gecesi Kremlin'de yapılan kunç İvan"ın ikinci bölumunu konuşmaları notlar halinde gün"sakıncalı" ve "halalı" bularak cesine geçirmişti. mahkum etmeleriydi. DolayısıyFilmin yasaklandığı 1946'da la, bu bölüm ancak 1958'de yapılan açıklamada şöyle denilKnışçev döneminde Moskova mişti: "Tarihsel olaylann anlada gösterilebildi. lılışındaki bilgisizlik >e gerçekSovyetler Birliği'nde yayıınla te iradeli, güçlü bir kişiligi olaıı nan haftahk dergi "Moskova tvan'ın zayıf iradeli bir zavallı giHaberleri" geçen hafta 1947'de bi gösterilmesindeki yanhşlık." Çerkassov'un güncesindeki filmle ilgili olarak Stalin, Jdanov, Ayzenştayn ve filmde Kor notlara göre, Kremlin'deki "sohkunç İvan'ı oynayan Nikolay bef'te Stalin ve Jdanov'un göÇerkassov arasında geçen ko rüşleri şöyle belirir: nuşmalardan bazı notlara yer STALİN Sizin Çarınız beverdi. Sovyet sinemasımn gelmiş lirsizlik içinde. Hamlet'e benzigeçmiş en büyük oyuncuların yor. Herkes ona ne yapması gedan Çerkassov, 1947'nin 25 şu rektiğini söylüyor. İvan, kendi başına hiçbir karara varamıyor. JDANOV Ayzenştayn'ın yarattığı İvan sinir hastası. STALİN Tarihsel olajjlar gerçek gündelik yaşamla bağlantılı olmalı. Örneğin filmin ilk bölümünde İvan'ın karısına sarıldığı uzun bir sahne var. Oysa o dönemde böyle bir şey olanaksız. İvan gerçekten acımasız. Bu acımasızlığı gösterebilirsiniz. Ama niçin acımasız olduğunu da göstermelisiniz. İvan, birini idam ettirdikten sonra uzun süre pişmanhk duyar, dua eder. Oysa sizin fılminizde tann ona sıkıntı veriyor, rahatsız ediyor. Biraz daha korkusuz ve gerçekçi olmak gerek. Bu konuşmalardan sonra Ayzenştayn ve Çerkassov, eğer Stalin isterse bazı değişiklikler yapabileceklerini söylerler. Ancak Stalin'in yanıtı basittir: "Ben size hiçbir lalimat vermiyorum. Yalnızca bir seyirci olarak göriişümü belirtiyorum." Konuşma sırasında Ayzenştayn'a getirilen başka bir "suçiama" da han'ın sakalıyla ilgilidir: "Siz Çar'ın sakalıyla halkın dikkatini dağıtmaya çalışıyorsunuz. Filmde İvan kafasını hep abartılı bir biçimde yukarı kaldınyor." Ayzenştayn, bu konuda da "esnek" davranarak han'ın sakalını kısaltmayı kabul eder. Ancak bu kez Stalin ortaya başka bir gorüş atar: "Aslında Korkunç İvan'ın dış göninüşiı daha güzel olmalıydı." sahnelerden daha ötelere giden yepyeni düşünceler uyandırır. Kurgu, bu haliyle, hızlı, sinirli, iş HIZLI GAZETECt SECDETŞEIS levseldir, anlam yüklüdür... Filmin içerdiği "mesaj", sinemanın "dili"nc yedirilmiş olmalıdır. Kurgunun dinamikliği, bu ikisine. (mesajla anlatıma) bir sentaks sağlar... Filmin ritmi üzerinde düşünür, sesli sinemayla birlikte müziği düşünce sistemine sokar, kimi filmlerinde önceden (Prokofiev'ce) hazırlanmış bir muziğe uygun bir ritm ve kurgu geliştirir... Ama ülkesinde de (özellikle Stalin başa geçer geçmez), çağrılı olarak gittiği Batı'da da (Avrupa ve ABD) isteklerini kolay gerçekleştiremez. ABD'deki "Que Viva MeMCo" serüveni yarım kaldığı gibi, Sovyetler'de de bir filminin ("Bejin Çayın") yok edildiğini, ÇİZGİLİK KÂMÎL MASARACl birçok projesinin ise hiçbir zaman gerçekleşemediğini görmek talihsizliğine uğrar. Ne var ki ancak 2 bölümünü gerçekleştirdiği (aslında 3 bölüm olacaktı) "Korkunç tvan", onun hem görkemli bir "vasiyetfilmi" olmuştur hem de bu fîlm, ilk filmlerindeki hızlı ve işlevsel kurgu anlayışının zaman içinde onun kafasında bile nasıl değişikliklere uğradığını göstermektedir. Evet, çünkü sinema sanatı da her sanat gibi sürekli değişmektedir. Kurgu olayı günümüzde çok başka biçimde anlaşılmakta, kimi zaman (Bergman, Antonioni, Angelopulos, Tarkovski, vb. orneklerde olduğu gibi). çeşitli planla' rın, film karelerinin surpriz ve şok etkisi yapacak biçimde kurgulanması yerine, kesintisiz bir çekimle ve çok daha uzun zaman dilinıleri içinde, seyircinin perdede gördukleri arasında kendi seçimini yapması, kendi ritmini bulması \e kendi sonucunu çıkarması yeğlenmektedir. Ama bu bile Ayzenştayn'ın kurgu anlayışının ne denli önemli olduğunu gostermez mi aslında? Eğer onun kurgu üzerine duşunceleri ve kuramları olmasaydı, kurguya başka türlü vaklaşan günümüzün bu ünlu sinemacılarının bu çabaları bir anlam taşıyabilir, hatta var olabilir miydi? Ayzenştayn kurgusunu "modası geçmiş" sayanların bu soru üzerinde biraz düşünmelerini dilerdim. İST£/*EZ KBNOİMİ ENT£UEKTİ/U 3 O YUZPEN PE TIK ertmj.tR, eiB KEÇİSİ O! AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAÎS GÜRSES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ 19S5'TE 8U6ÜN,ÜMLÜ ALMAN YAZARI THOMAS MANN, ZÜRİCH'TE ÖLOÜ. I/ARUKU BİR A İLEDEN GELDİĞİNDEN, ÇOCUKLUĞUNDA /Yİ ÖSRENİM GÖRMÜf,AMA BABASl ÖLÛP DURÜMİA Rl BO2ULUNCA, ÜN/V£RSJ7EYı' BÎDREtoEMÎÇTl'. 13Of'PE İLK ÖNEMLİ YAPlTI *8UODENB8OO>CiAIZl YAZOl'• BURJUVA AHLÂKtMA VE ALIfKAAILIKLARINA KARÇ/ OLAN MAA//V, BU f?OM4NDA,ÇÖKEN BİR BURJUVA AİLESiNİANLAT/YORDCJ. V/~Tt£/?'/'A/ ÎKT/DARA SELİŞİYLE YURT DlŞINA Ç/K^R/LJAN VE VA7ANDAŞL/K7AN /4TILAN YAZA/?, İSVİÇRE'YB, SONRA DA YA GİTTİ.ÇAS/N OIAYLAR/N4 AÇ/A GETİRMEK AMACtYLA ÇOK BSK/ ALIP YENİDEN İ$LEDİ.(YUSUF VE KARDEÇLERİ 12 Ağustos THOMAS MANN Que viva Ayzenştayn Yıllar önce bir sinematekın rahatsız koltuğunda yakalandığım büyü, bugün de sürüyor. Benimle birlikte ve benden sonra ülkemizde ve yeryüzünde milyonlarca benzerim için olduğu gibi. Dilerim bizden sonraki kuşaklar için de aynı güçle "Yaşasın Ayzenştayn!" ONAT KUTLAR Sergey Mihayloviç'in yaşamındaki en acılı, öfkeli deneylerden biri olan "Yaşasın Meksika"yı düşünüyorum Ayzenştayn hakkında bu birkaç satırı yazarken. L'pton Sinclair'in ve Amerikan sinema çevrelerinin çeşitli oyunlan yüzunden tamamlanamayan, uzun yıllar yanlış, eksik kurgularla ve başka adlar altında piyasaya sürülen ve büyuk sanatçımn ülümüne kadar göruntulerini bile göremediği bu "yarım kalmış başyapıtı." Ayzenştayn, ölumunden kısa süre önce yayımladığı yazılarından birinde, bu filmi çekmek için Meksika'ya gittiğinde yaşadığı duşünsel serüveni olağanüstü bir imajla anlatıyordu. Maya, Aztek, İspanyol uygarlıklarının, Pagan inançların ve Hıristiyanlığın, so\luların, kölelerin, köylülerin, toprak sahiplerinin, askerlerin, yoksulluğun ve akıl almaz zenginliklerinin, ihtilallerin ve kanlı baskı dönemlerinin şaşırtıcı zenginliğini ve çeşitliliğini taşıyan bu büyük ülkede bir baş dönmesine uğramıştı Ayzenştayn. Büyük ölçude belgesel ozellikler taşıyacak olan filmine bir temel "imaj", bir ana yapı özelliği, bir platform bulmak istiyor, ama konusunun zenginliği karşısında çaresiz kahyordu. Ayzenştayn'ın o yazısı şu anda elimin altında olmadığı için aynntılarını tam bilemiyor olabilirim. Ama hatırladığım kadarıyla bu çare, bir rastlantıyla önüne çıkıveriyordu. Oturduğu ve derin duşüncelere daldığı bir kafeteryanın karşı kaldırımında uzun süredir kıpırdamadan duran bir Meksika yerlisine takılıyordu gözleri. Meksikahnın sırtında, hani hep bildiğimiz o yol yol çarpıcı renklerden oluşan dokuma pelerin vardı: "Serape." "Buldum" diye bağırıyordu içinden, Ayzenştayn. "Filmim bir 'serape' olacak." Birbirine karşıt renklerin birbiriyle uyum sağlaması için en lcuçük bir çabanın gösterilmediği, olanca çarpıcılığı ile yan yana yaşadıkları, ama gene de inanılmaz bir güzellik ve zenginlik oluşturan o "serape", "Yaşasın Meksika"nın anahtarı oldu. Sinema sanatının anıtlanııdan birinin. Sergey Mihayloviç Ayzenştayn, bizim için bir "serape"dir. Onun "atraksiyon kurgusu" dediği çarpıcı kurgu bir "serape"dir. İki görüntünün "eklenmesi" ile değil, "çarpışması" ile üçuncü bir imajın doğmasına yol açan, diyalektiğin sinema sanatındaki en >etkin örneği olan o buyuk kurgu kuramı başka türlü açıklanamaz. Yaşamı bir *tserape"dir. Baltık kıyılarında bir burjuva ailenin çocuğu olarak doğan, kendi babası Beyaz Ordu saflannda çarpışırken, yirmi yaşının olanca coşkusuyla Kızıl Ordu'ya katılan, başta "Potemkin Zırhhsı" olmak üzere verdiği büyük yapıtlarla Devrim'in yetiştirdiği en önemli sanatçı duzeyine yükselen, ama buna karşıiık sekreterliğin \e Staünizmin ağır yıllarında yerin dibiııe batırıian, kapitalizmin sinema başkenti Hollywood'da Marksist L'pton Sinclair'den "kapitalist" kazıklar yiyen, aynı 1946 yılında "Birinci Sınıf Büyük Devlet Ödülü"nu kazanıpgene aynı yıl ilk enfarktüs krizini geçirmesine yol açan "Korkunç İvan" bunahmıııı yaşayan Ayzenştayn'ın ömrü bir "serape"den başka nedir ki? 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 12 Ağustos 1938 19381988 tarafından tefıış edilmiştir. Maarif l'ekâleti tarafından daha geniş bir organizasyona Şehrimizin muhtelif bağlanacak olan çocuk mtntakalannda açılacak kamplart için Kızılay gençlik çocuk bahçelerı için teşkilâtı da ayrıca kaymakamların letkikaı yapmalarına ve çocuk bahçesi yardımlarda bulunacaktır. leşkiline mıisaid olan yerlerin Gelecek sene adedleri yirmi de bir heyet tarafından beşe çıkarılacak olan çocuk göriilmesine karar verilmişıi. kampları A vrupa 'daki Bu heyet belediye Reisi emsaline uygun olmak üzere muavini Rauf, Fen heyeti her türlü oyun ve eğlence müdürü Hüsnü, İmar bürosu şartlarım haiz olacaktır. ınüdürü Ziya, Maarif müdürü Maarif Vekâleti gelecek Düşünsel ilgileri de. Marx ve Tevfik ve dokıor İhsan seneden iıibaren çocuk Lenin'le, Viyana Mantık Okulu' Saıniden mürekkeb olmak kamplarını diğer vilâyeılere nun kuramcıları ile Freud ve Dar üzere teşekkül etnüştir. de teşmil edeceklir. vin'le, Lorca ve Joyce'la, Griffilh Eyyübdeki Sokullu İstaııbul ve İzmirde iki ve Hokusai ile Stanislavski, Me ınedresesile çocuk senedenberi tecıübe yerhold ve N6 tiyatrosu ile Eski kütubhançsiııin ve önündeki mahiyetinde ıtçılmıs olan Ahid ve Chaplin'le aynı kısa ya bahcenin çocuk bahçesi şam çizgisi içinde derir.lemesine il haline konulması muvajık gilenmiş, ölümünden kısa süre ön olacağı heyete bildirilmiş ve ce "Liysses"i film yapma>ı düş heyeı de dün ilk defu lemiş bu büyük sanatçıyı başka faaliyete geçerek buraya nasıl lanımlayabiliriz? gitmiş, mahallinde U'i'kikat ÇIKOLATASI Çağımız kadar zengin ve çeliş yapmışiır. kili, sinema sanadnın kendisi kadar yeni, hareke\li ve renkli bir ya Bundan sonra kazahır şamdı Ayzenştayn'ın yaşamı. Yıl larajından çocuk bahçesi lar önce bir sinematekin rahatsı/ olnıağu mıisaid yerler lıeyeie koltuğunda yakalandığım buyu, bildirildikçe hepsi birer biıvr bugün de sürüyor. Benimle birlik görülecekıir. Sokullu te ve benden sonra ülkemizde ve medresesi hakkınduki ru/ıor HAKKETIİ VE RENKLİ BİR YAŞAM Sergey Ayzenştayn ın (1898 1948) yeryüzünde milyonlarca benzerim bugünterde verilccektir. yaşamı, çağımız kadar zengin ve çelışkılı, sinema sanatının kendisi kadar ye için olduğu gibi. Şehrimizin 'ınuhtelif ni, hareketlı ve renklı bir yaşamdı Babası Beyaz Ordu saflanndayken, Kızıl Dilerim bizden sonraki kuşak semtlerinde açılun çocuk Ordu'ya 'atılan Ayzenştayn verdiğı büyük yapıtlarla devrımın yetıştırdiğı en lar için de aynı guçle "Yasasın a> kumplurı son günlerde ISTANBULTÜRKİYE önemli sanatçı düzeyıne yükseldi. zenşlayn!" alâkudar ınüfeltisler Çocıık bahçeleri çocuk kamplarmdan alınan netice memnuniyet bahş bir vaziyerıedir. 938939 ders yılı sonunda açılacak olan çocuk İkiısad Vekâleti tç Ticaret kamplannm bazısı Husıısî L'mıım Müdürü Mümtaz Muhasebeler bütçesinden Rek. İzmirde 20 ağustosta yardıın gorecektir. vapılacak olan üzüm ve palaınut sıaııdardizasyon toplantılannda haztr bulunmak üzere onümüzdeki hafıa içinde Izmire gidecekıir. Mümtaz Rek\ tznııre gidecek Romanyudan meşhur bir rpvii heyvti geliyvr ROYAL Dorduncu İslanbııl fesıivuli münasebetile Romanyanm ıneşhur Tanasa revii heyeıı yaktnda İstanbul'a gelerek temsillerine başlıyacakıır. Çok kudretli bir arıist olan Tanasa tarafmdan idare edilen bu revü, temsilleri itibarile Paris ve Londradaki emsaline faik olarak tanınmiftıı: Bundan başka meşhur musikisinas Dandirinc larajından idare edilen ıııusıki kısıııı da revuye ayrı bir ehemmiyel vvrdirmek tedir. Revıı heyeti, Istanbula yiiz kısılik zengin bir kadro ile gclmek tedir. Bilhassu hıırada fioslcnlecek rıımba ve Rumeıı dan.sltın heyecanlı birer ııımnım teşkıl edeceklir. liıı gıızel sahne kadmlarından Diyaını ile nnızıkli komık Sıroe ve I urilas da kadroya dahildır. Bakla rpkoltesi Mitrmara havzasmda yapılan tahıninlere göre, bu sene bakla rekoltesi, Tekırdağı mınıakasmda 817 hektar, İzmir havalisinde 20 bin ton olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle