27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TEMMUZ 1988 HABERLER CUMHURİYET/13 İtlıal çöp için geçit çp Yabancı ülkelerin çevreye zararlı sanayi atıklannın, Türkiye'ye sokulmasını kontrol altına alan 5 Haziran 1988 tarihli tebliğin iptal gerekçesi olarak 'numara kanşıklığı' gösterildi. ANKARA (Cumhuriyel Buro le yurda sokmakta guçlük çeken su) Yabancı ülkelerin sanayi demirçelik sanayicilerinin yoğun atıklannın Türkiye'ye sokulabilme baskılarımn etkili olduğu ileri süsi için Çevre Genel Müdurlüğü'n rülüyor. den ön izin alınması koşulunu ge"Çevre Koruması Yönünden tiren 5 Haziran 1988 tarihli tebliğ Tehlikeli ve Zararlı Maddelerin ttiptal edildi. Söz konusu tebliğ, "it haDerinin Kontrolu Hakkında Tebhal çöp" olarak bilinen, çevre ko Kg"in iptal kararı dun Resrni Garuması yönünden tehlikeli madde zete*de yayımlandı. İptal gerekçelerin ithalinin kontrolünü ve bu si olarak "numara uyuşmazlığı" maddelerin yurda sokulması için gösterildi. Çevreden Sorumlu Devözel belgeler duzenlenmesini öngö let Bakanlığı 5 haziran tarihli tebrüyordu. Tebliğin iptalinde, bazı liği yayımlarken, ekli listedeki hammaddelerini bu tebliğ nedeniy maddeleri numaralamıştı. Bu nu Tehlikeli atıkların yurda sokulmasını engelleyen tebliğ iptal edildi İptal edilen tebliğ, Büyüktemiz firmasımn Karadeniz Ereğli ve İzmit'e yurtdışından "demirtozu", "sanayi kumu" adı altında getirdiği çöplerin geri gönderilmesini sağlamıştı. Hem karada hem denizde kirlenme hızla artıyor Marmarada büyük tehdît Klrlenmiş kaynaklann durnmn: Bölgedeki bütün büyük yerleşim birimlerinde çevre kirliliği kritik boyutta. önemli akarsuların tümü kirli. Kıyı ve körfezler, kanalizasyon ve sanayi atıklarıyla insan sağlığım tehdit edecek derecede. rimi olan Adapazan ovaya doğru yayılarak verimli tarıra arazilerini yok ediyor. Adapazan'nın en önemli sorunu ise kanalizasyonunun olmaması. Çoğu sızdırmalı olan fosseptikler devamlı taşıyor ve kendine yatak açarak yayüırken son derece sağlıksız koşullar yaraüyor. Bu nedenle Adapazan son yıllann en yüksek sarıbk olayının görüldüğü kent haline geldi. Sakarya Irmağı, Porsuk Çayı yoluyla kirlenirken, Osmaneli ilçesinin evsel atıklan ile sanayi atıklannı toplayarak Çark Suyu'nun da kanşmasıyla kirliliği artarak, kuzeyde Karadeniz'e dökülüyor. Denize döküldüğü Karasu ilçesi, turistik bir ılçe. Ancak Sakarya Irmağı'nın taşıdığı kirli sularla kıyılaMarmara ve Boğazlar Belediyerı her gün biraz daha kirleniyor. ler Birliği'nin, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü'ne tznik Gölü, tznik kentinin kahazırlattığı "Marmara Bölgesi nalizasyonu, askeri kamp ve mezÇevre Kiriiliği Eovanter Çalışma baha atıklan ile kirleniyor. Gemsı", bölgede yaşayan nüfusun ge lik'in tüm evsel atıklan doğrudan leceği açısından tüyler ürpertici Gemlik Körfezi'ne boşahrken, bir gerçeği ortaya koyuyor. Trak Mudanya ve Zeytinbağı'nda kirliya lstanbul Sakarya Bilecik liği gıda sanayünin atıklan oluş Bursa Balıkesir ve Çanakkale turuyor. alt bölgelerini içine alan envanter Bursa kentinin içme ve kullançalışmasında, bölgedeki kentlerin ma suyunu sağlayan Nilüfer Deve doğal kaynaklann nasıl sorumsuzca kirletildiği ortaya konuyor. Araştırmada, kirletici unsurlar ve kirlenmiş kaynaklann durumu şöyle özetleniyor: Istanbul Haber Servisi Marraara Bölgesi'nde denizde ve karada meydana gelen kirlilik, insan sağlığım ciddi biçimde tehdit etmeye basladı. Marmara Denizi'nde yaz başından beri yoğun biçimde görülmeye başlanan kırmızı lekeler, dikkatleri deniz üzerinde toplarken karadaki çevre kirleıımesinin kritik bir noktaya doğru hızla ilerlediği belirlendi. Çerkezköy*de sıklaşan hayvan ölümleri, ciltlerde açılan yaralar; Adapazan'nda gitgide artan*sanlık, Bursa'da Ulubatlı Gölu'ndeki kerevitlerin ölümü; Manyas Gölü'nün hızla zehirli bir bataklığa dönüşmesi, Marmara Bölgesi'ndeki tehdit unsurlarmdan sadece birkaçı. • Bölgedeki bütün büyük yerleşim birimlerinde çevre kirlitigi kritik boyutlarda. • Bölgedeki önemli akarsuların tümü kirli. • Kıyı ve körfezler, kanalizasyon ve sanayi aüklan ile insan saglıgını tehdit edecek derecede kirlenmiş. • Evsel atıksu arıtma tesisleri bir yana, birçok il ve ilçede tamamlanmış bir kanalizasyon bile yok. • Yakında yürürlüge girmesi beklenen su kirliliği kontrol yönetmeliğindeki limitlere ve esaslara uygun deşarj ve altantma tesisi yaptınp işleten kuruluş. parmakla sayılacak kadar az. • Bu genel gorunümden sonra Marmara'daki alt bölgelerin durumu şöyle: Edirne, Tekirdag ve Kırklareli'ni kapsayan Trakya alt bolgesınin kirlenme odağı Ergene Çayı ve bunun kolları, bolgenin sanayi ve evsel atıklannı adeta açık bir kanalizasyon gibi Meriç Nehri'ne taşıyor. Ergene Havzası'm sulayan bu çay, havzamn ortasındaki hızlı sanayileşmeyle kirlenmekte. Kirlilik birçok yerde kritik noktayı da aşarak tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda. Tarım sahası olan bu yörede, pancar ve ayçiçeği için gereğinden fazla kullamlan suni gübre ve tarım ilacı, toprak ve sularda kirlilik oluşturuyor. Çerkezköy, Murath, Babaeski, Lüleburgaz ve Alpullu önlem ahnmazsa, bu su ve toprak kirlenmesinin acısını kısa süre sonra çekmeye başlayacak. Ereğli'ye gemi 8 Mayıs 1988 günu gelmiş, ancak al<cı bulup indirilmeyi beklerken tebliğ çıkınca "gemi yükü" onada kalmıştı. Çevre Genel Mudurlüğu, Büyüktemizden incelenmesi istenen demir tozlarımn analizlerinin yaptınlması maralama Gümriık Tarife ve İsta masının Karadeniz Ereğli'ye Hol için ucret istedi. Firma bu parayı tistik Pozisyonları belirtilmeden landa'dan getirttiği 19 bin 776 ton vermedi ve çöpleri de 17 haziranyapılmış bu da gümruklerdeki iş "demir tozu" denilen ithal çöpü da geri götürmek zorunda kaldı. lemlerde aksamalara neden olmuş nun boşaltılmasına bu tebliğ nedeEreğli'de bu gelişmeler olurken tu. Maliye ve Gümruk Bakanlığı, niyle izin verilmedi. Gemiden alıGümrükler Genel Mudurlüğu, teb nan örnekler Başbakanhk Çevre Buyuktemiz'in ikinci bir gemiyle liğin açık olmadığı goruşünü sa Genel Mudurlüğu tarafindan mce Avusturya'dan Tüna Nehri yoluyvunmuşlardı. Ancak tebliğ, Türki lerneye alındı. Tebliğe göre, ithalatı la İzmit'e de ithal çöp getirdiği orye'ye sokulmak istenen zararlı sa yapacak kişilerin tebliğ kapsamı taya çıktı. Yine 5 haziran tebliği nayi atıklannın ortaya çıkarılma na gıren maddelerin fiilı ithalatın nedeniyle yüku boşaltmak için izin dan önce, çevre korunması yonun verilmeyen Buyuktemiz'in getirttiği sına yardırncı olmuştu. gemideki 1176 ton 726 kilogramKasım '87'de Kütahya'nm Tav den uygunluğunu teminen ön izin lık "sanayi kumu" denilen "ithal alması için, Çevre Genel Mudurşanlı ilçesine ithal çöp getirme giçöpleri" de 28 Haziran 1988 gecerişimi engellenen Büyüktemiz fır lüğü'ne başvurmalan gerekiyordu. si limandan aynlmak zorunda kaldı. Buyuktemiz'in 28 haziran gecesi Izmit'ten ayrılan ikinci gemisi, iki gun daha bekleyebilseydi, 1176 ton 726 kilogramhk "çöpü" ulkemize boşaltabilecekti. İthal çöplerin getirilmesi için Çevre Genel Müdurlüğü'nden "ön izin alma" zorunluluğunun kaldınlmaresi'ne Bursa kenti içindeki 7 deEmet, OrhaneU, Kemalpaşa çay sı ile bundan sonra gelebilecek ğişik noktadan kanalizasyon de ları, Tunçbilek Termik Santralı ve çöplerin belirlenmesinin zor olacaşarj ı yapılıyor. Yan dereleri, küçük Garp Linyitleri tşletmesi'nden ge ğı bildiriliyor. Çevre korumacılar, sanayi kuruluşiarı tarafindan, len kömür tozu ve krom ihtiva "Tebliğin iptali yönünde degil, yekent girisinde de oto tamirhane eden atık sularla kirleniyor. niden duzenlenmesi yolunda karar :xi tarafmdan kirletüiyor. Bir akü Emet Çayı, ilçedeki kolemana alınabilirdi" şeklinde görüş belirfabrikasımn ağır metaller içeren tit işletmesinden gelen atıklarla tiyorlar. atıklan ile tehlikeli biçimde kırle yüksek oranda bor ve arsenik konnen NUüfer Çayı, Geçit köyunden santrasyonu taşıyor. Çayın dökül5 haziran tebliği 'ithal çöplere" sonra adeta siyah bir sıvı halinde düğu Emet Gölü de bu yoUa kir engel oluyordu, ama hurda demiakıyor. Çayın geçtiği bölgede yüz leniyor. ri hammadde olarak kullanan firlerce motopomp, çevredeki sebze maların getirttikleri gemiler de Balıkesir'de ise daha ilginç bir yüklerini boşaltamıyorlardı. Cunıbahçelerini sularken, köylülerden alınan bilgilere göre verim giderek durum yaşanıyor. Kentteki 75 sa huriyet Ege Bürosu'nun haberine düşüyor. Kullamlan suyun ağır nayi kuruluşunun atık suları, göre tebliğin iptalinden sonra Alimetal içermesi, sebzelerin insan Üzümcu Çayı'na akıyor. Ancak ağa Limanı'nda bekleyen Metaş'a saglığı açısından incelenmesini ge çay yazın kuruduğu için, yatağı, ait hurda demir yüklü geminin boatık suları taşıyan doğal bir kanal şaltılmasına başlandı. Metaş yetrektiriyor. görünümu alıyor. kilileri bu karan beklediklerini beManyas Gölü'ndeki tehlike bir lirtirken, tDÇ Genel Müduru Esat Ulubatlı Gölü'nde çok kez raporlarla ortaya konmuş Ozalp, hatanın düzeltilmesinde geç kerevitler ölüyor tu. Son araştırmada, gölün duru kalındığını söyledi. Tebliğin iptamunun kritik olduğu, tedbir alın linde DemirÇelik Üreticileri DerUlubatlı Gölü (Apolyon), çevre mazsa 10 yü içinde gölün zehirli neği'nin etkili olduğu öğrenildi. sindeki 7600 dönüm alanı sular bir bataklığa dönüşeceği belirtiliken, Türkiye'nin kerevit uretiminin yor. 9 Eylül Üniversitesi Çevre Muyüzde 30'unu karşılıyor. Dahası, Bandırma Körfezi'ni kirleten en hendisliği Bölümü öğretim üyelegölün gelecekte, Bursa kentinin iç önemli kuruluş boraks ve asitbo rinden Doç.Dr. Ertnğrul Erdin de me suyu kaynağı olması düşünü rik fabrikası, yüksek oranda asit dışardan getirilen her türlü atığın lüyor. Ancak tarım arazilerinden ve fosfor her gün denize döküldü ayrı bir kurumca incelenmesi gegelen fosfat, evsel atıklarla gelen ğü için çevrede aşın bitki üremesi, rektiği gönişunde olduğunu belirtdeterjanh sular kerevitleri öldürii oksijen azlığı ve septik ortam olu ti. Doc.Dr. Erdin, "Gelişmiş ulkeyor. özellikle suda artan toksik şuyor. Suyun üst kısmı yağ taba ler, gelişmekte olan ve az gelişmiş metaller gelecekte kerevitlerin ke kası, dip ise çamurla kaplanıyor. iilkelere adeta çöplük gözü ile basin sonu olarak görülüyor. Göl şu tstanbulluların hâlâ temiz oldu kıyorlar. Bu hurdalann tekrar üreanda içme suyu kullanımı için de ğu gerekçesi ile akın ettiği Erdek timde kullanıldıgı savlanna karşı uygun bulunmuyor. Mustafa Ke sahillerinde ise kanalizasyonların l>en de şu gorüşü ortaya atıyonım: mal Paşa ve Karacabey'in evsel denize verilmesi, fosseptiklerin ise Madem bu mallar iyi bir hammadatıklan da göldeki kirliligi her gün sızdırması ile halk sağlığı tehdit al de, niçin gelişmiş ülkeler kendileri arttınyor. tında. kullanmıyor?" dedi. İSTIMtTMlUM' 2000'e Doğru Dergisi'nde yayımlanan "Kürt sorununa çozüm. Kritik karar" baştıktı yanda yer alan açıklamalanndan dolayı yargılanan Mehmet Ali Aybar, kaz Nesin ve Fatma Yazıcı, lstanbul DGM'deki dünkü duruşmada savunmalannı yaptılar. Aziz Nesin savunmasını, "Benim korku çağım geçti. aklanmamı da istemiyorum. işte ben, işte savcı. Ne istiyorsanız onu yapın" sözlenyie tamamladı. (Fotoğraf: Ali Tevfik Berber) Aybar, Nesin ve Yazıcı, yayın yoluyla milli duyguları zayıflatmak iddiasıyla yargılandı M e k a e t Ali Ayitar: İnsan haklan batıda ne kadar uygulanıyorsa, doğuda da öyle uygulansın; doğuya altyapı hizmetleri de götürülsün, yaşam koşulları açısından Turkiye'nin doğusu, batısı, ortası arasında fark gözetilmesin dedim. Gene aynı görüşteyim. Aziz Nesla: Ben, Kürt halkının kultürel varlığı tanınmalıdır, eğitim, öğretim yapılmalıdır derken 'resmi dil Türkçe olmamalıdır' demedim. Kürt sorunu tabudur ve bHimsel bir gerçektir. tstanbul Haber Servisi Turkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Aziz Nesin ve TİP eski genel başkanlanndan Mehmet Ali Aybar ile 2000'e Doğru Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdurü Fatma Yazıcı'nın yayın yoluyla milli duyguları zayıflatıp yok edici propaganda yapmak savıyla yargılanmalarına devam edildi. TCK'nın 142/36. maddelerine aykın davrandıkları ileri sürulerek 7.515 yü arasında hapisleri istenen sanıİdar, dunkü son savunmalarında dava konusu sözlerinin, milli duygulan zayıflatmaya değil, aksine bütünluğu, dayanışmayı sağlamaya yonelik olduğunu anlattılar. Kürt halkının.varlığının bilimsel bir gerçek olduğu vurgulanan duruşmada, tarihi sureç içinde birçok örnek verilerek "bu halk şimdi nereye gitti" diye soruldu. Ve "Kiirde Kürt demekle Türk ulusu bolunmez. Kürt halkından bahsetmekle bütünluk ölmez" denildi. Duruşmada ayrıca davanın "ynkanlardan gelen dayatmayla" açıldığı ileri sürüldü. DGM'de Kürt sorunu " \ ğu gibi kabul edilmeden, Turkiye'nin menfaatleri savunulamaz dedim. Ve insan haklan batıda ne kadar uygulanıyorsa, doguda da öyle uygulansın, altyapı hizmetleri götürülsün doguya, yaşam koşullan açısından Turkiye'nin doğusu, batısı, ortası arasında fark gözetilmesin diye ekledim. Gene de aynı gonişteyim" diye konuştu. Anadili Kürtçe olan vatandaşlar var demenin milli duyguları zayıflatıcı bir suç sayılamayacağını savunan Aybar daha sonra şunları söyledi: "Türkiye'de milyonlarca Kürt vatandaşımız >aşadığına göre bunlann varlıgını kabul ederek eşitsizliklerinin ortadan kaldırılmasını istemek, bu iki etnik grup arasındaki ilişkileri guçlendireceği, dayanışmayı pekiştireceği için milli duygulann zayıflamasına degil, guçlenmesine neden olur. Faşist ideoloji, milletin tek bir gnıptan oluştugu inancını savunur. Türkiye'de Kurt halkı yoktur demek, bu ideolojinin belirgın bir örnegidir... Uluslar darda kalınca hareketlenir, akıllamr. Bir ikinci kurtujuş hareketi oluşuyor toplumumuzun derinliklerinde. Siz sayın yargıçlar, sizler de bu oluşumun içindesiniz. Çagdaşlık yolunu kesen yasalan, yorumlanmzla işlemez hale getirebilirsiniz. Bey ve paşalar takımı somurü düzenini bu yasalarla ajakta tutuyor." Aziz Nesin ise konuşjnasına, Kurt somnunun Turkiye'nin gündemindeki en önemli sorun olduğunu belirterek başladı. Turkiye'nin en ciddi kurumlarından olan Genelkurmay Başkanlığı'nın 12 Eylül 1980 öncesinde Kürt sorununu anlatmak için Turkiye'nin çeşitli yerlerine gönderdiği kurmay subaylann, "Dogu Türkmenleri, altı yumuşak üstü sert karlara bastıklannda ayaklannda kart kurt ses çıkardı. tşte bunlara bu nedenle Kürt denilmiştir" diye anlattığını anımsatan Nesin, "İşte ben karlara bastıklannda kart kurt sesler çıkaran Türkmenlere Kurt dediğim için, onlann kultürel haklannı savunmuş olduğum için sanık olarak karşınızda bulunuyonım" dedi. söyledi. Nesin, haklannda dava açılmamış olsaydı dava konusu yazıları birkaç bin kişinin ancak okuyacağını, fakat dava açılmasından sonra basında çıkan haberlerle daha geniş kişinin olaydan haberdar olduğunu belirtti ve iddia ve savunmaları daha ileride kitap halinde yayımlayacaklannı bildirdi. Nesin, "Bize gül serpilmiyor, gül ablmıyor. 1015 yıl hapsimiz isleniyor. Savcıresmidil dışında egitim öğretim yapılmasını istemekle benim propaganda yapmaktan cezalandınlraamı istiyor. Turkiye'nin birçok yerinde yabancı dille egitim yapılıyor. Öyleyse eyvah buhın Türkiye'de ulu, sal duygular zayiflıyor. Salt Kürt* çe ulusal duygulan zayıflatıyorsa yasalar ona gore degiştirilmelidir. Ben 'Kürt halkının kultürel varlığı tanınmalıdır, eğitim öğretim yapılmalıdır' derken 'Resmi dil Türkçe olmamalıdır' demedim. Kdrt sorunu tabudur ve bilimsel bir gerçektir. Bilimsel gerçekler yasaklarla gizienemezler. Bu tabuyu el birligiyle ortadan kaldırmaya çalışmalıyız. Çunkü loplumsal gerçek kabugunu çatlatmıştır" dedi. Her insanın ulusal kimliğini ve kişiliğini yine kendisinin belirleyeceğini belirten Nesin sozlerini, "Benim korku çagım geçti. Aklanmamı da istemiyorum. tşte memleket, işte savcı, işte ben, işte Kurtler ve işte siz. Ne istiyorsanız onu yapın" diyerek noktaladı. Radyasyonlu çaylann imhası için Artvin'den vazgeçildi RtZE (AA) Çay İşletmeleri Genel Müdürü Nejat Ural, radyasyonlu çaylann gömülerek imhası için Artvin'de belirlenen yerden vazgeçildiğini açıkladı. Ural, dün duzenlediği basın toplantısında, ÇayKur'un depolarında bulunan radyasyonlu çaylann TAEK'in imha edeceğini bildirdı. Nejat Ural, ÇayKur'un depolarının tamamen dolu olduğunu belirterek şunları söyledi: "2. sürgün alımlanna çok az bir zaman kala depo sıkmtısı çekmeye basladık. Depolanmızda bulunan radyasyonlu çaylann imhası için Artvin'de belirlenen yerden vazgeçildi. Çaylan TAEK imha edecek. 15 gün içinde bu çaylann gömüleceği yerin belirlenmesi şarttır. Bu çaylar kuru çay satışını da etkilemektedir. Tüketiciler radyasyonlu çay yüzünden yeni ürun çay almaya çekiniyor. Radyasyonlu ça>ın yeni ürun çaya kanştınldığı zannediliyor. Bu yüzden kuru çay satışımız azaldı." Aybar, Nesin ve Yazıcı hakkında 2000'e Doğru Dergisi'nin 32. sayısındaki "Kürt sorununa çözüm: Kritik karar" başlıklı yazıda yer alan açıklamalardan sonra TCK'mn 142/36. maddelerine aykın davranmaktan dava açılmıştı. İstanbul DGM'de, tüm sanıklann katıldığı ve son savunmaların yapıldığı dünku duruşmada Fatma Yazıcı, dava konusu yazı içinde Turkiye'nin seçkin kişileri.nin görüşlerinin yansıtıldığını belirterek eski savunmalannı tekrarladı. Avukatların ve diğer sanıklann yapacaklan savunmalara da katıldığını kaydeden Yazıcı beraatıru istedi. Daha sonra söz verilen Mehmet Ali Aybar, hukukun Türkiye'de "oldum olası bey ve paşalara hizmet ettigini" belirterek, halkla hukukun birbirinden kopuk olduğunu öne sürdü. Yaşamı boyunca hep gerçeği aradığını ve savunduğunu vurgulayan Aybar, "Anadili Kiirtçe olan yurttaşlarımız, anadili Türkçe olan >urttaslann hemen ardından gelen bir etnik gruptur. Bir takım gruplar, Kürdistan için silahlı mücadele verdiklerini söylüyorlar. Masum insanlan öldürmeleri tasvip edilmez. Ama Sayın Ozal'ın dedigi gibi bunlar bölücu eşkıya degildir. Soruna böyle yaklaşılırsa bir çozüm bulunamaz. Gerçekler oldu Kendileri hakkında davanın, doğrudan İstanbul DGM Savcılığı'nca değil, İçişleri Bakanlığı'nın Adalet Bakanlığı'na, onun da DGM Savcılığı'na bildirmesi üzerine açıldığını ifade eden Nesin, Duruşma sanıklardan Nesin ve olayla "İçişleri Bakanlığı'nın ar Yazıcı'nın avukatı Veli Deveciogkasına gizlenmiş, kısa adı MİT lu'nun da savunmasını yapması olan orgütün de ilgili olduğunu" için 11.8.1988tarihineertelendi. Aybar ve Yazıcf nın avukatı • Turgut Kazan da diğer avukatlar adına yaptığı ortak savunmasındaTCK'daki 141 ve 142. maddelerin ttalya yasalannda karşılığı olan 272. maddenin tamamının anayasaya uygunluğu kabul edilirken yalnız "milli duygulann zayıflablmasıyla" ilgili fıkrasının düşünce özgürlüğunü kısıtlayıcı bulunarak iptal edildiğini vurguladı ve 142/3'ün doğru yorumlanması gerektiğine işaret etti. Tartışmayı yasaklayarak ve tartışanı zindanlara atarak soruna doğru çözüm bulunamayacağım söyleyen Kazan, Kürt sorununun Türkiye dışında başka parlameuto ve kunıluşlarda tartışma konusu olduğunu belirterek "Asıl tehlike budur" dedi. "Dayatmayla milli duygular ayakta durur mu" diye soran Kazan, Kurtlerle ilgili bazı belge ve bilgilerden örnekler vererek "Önceden varlıgı belirtilen bu halk şimdi nereye gitti. Kürde Kürt demekle Türk ulusu bölünmez. Kurt halkından bahsetmekle bülunluk olmez. Muvekkilimin kastı açık. Söylenen sözlerin tümü ele aluursa bu kast hemen anlaşılır. Kendisi daha gerçekçi bir bütunlük istiyor" dedi ve müvekkillerinin beraatlerine karar verilmesini istedi. Halkalı Çerkezköy Sanayi Bölgesi'ndeki büyük tekstil kuruluşlan içinde antma uygulayanı yok. Zehirli sular Ergene'nin kolu olan Çorlu S8TC T*RTIŞMALAR ÇIKTI Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Inanç'ın işı oMuğu gerekçeayle toplantıdan ayDeresi'ne doğrudan akıtıîıyor., nlmasından sonra Seyrekevlıler, belediye meclisı üyesı Selahattin Ofluoğlu ile görüştü. Konudan haberdar olmadığını Çorlu Murath Çerkezköy çev söyleyen Ofluoğlu ile mahallelıler arasında sert tartışmalar oldu. (Fotoğraf: Mehmet Demirkaya) resinde, Sanlar ve Aşagı Sevindikli yörelerinde hayvan ve bahk ölumlerindeki artış aşın derecede yükselmiş durumda. Muratlı'run ınallı köyunde suya giren insanların 25 yıldır oturdukları evlerin yıküacağmı öğrenen ması için belediyeye başvurduklaciltlerinde yaralar açıldığı görülürını, imar durumunda bir yanlışyor. Yakında aşın su kirliligine ge Yeşilova Seyrekevler Mahallesi halkı, Bakırköy lık olduğunun kendilerine iletildiBelediyesi'ni işgal etti. Belediye önünde toplanan be bu bölgede içme sulanndaki ğini, hazineye değil, ozel şahsa ait mineral oranları da değişiyor. kadınlı erkekli 200 kişilik grup, Başkan Naci Ekşi ile araziye altyapı çalışmalannın ya 2. Boğaz Köp prüsü'ne sabotaj ihbarı Haber Merkezi Pazar günü açılacak olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne sabotaj yapılacağı yolundaki ihbarlar Dışişleri Bakanlığı'nca doğrulandı. AA'nın haberine göre Dışişleri Bakanlığı'ndan ust düzey bir yetkili, "Bazı tehditlerin mevcut olduguna dair bize bilgiler ulaşmıştar. Bu bilgiler, gerekli önlemlerin alınmasını teminen ilgili makamlara iletilmiştir" dedi. Emniyet Genel Mudürluğü yetkilileri de ihbarlann değerlendirildiğini, tstanbul Emniyet Müdürluğü'nün uyarılarak önlemlerin yoğunlaştınlmasının istendiğini bildirdiler. AA'mn haberine göre, Japon terör örgütü "Kızıl Ordu"nun açılış töreni sırasında sabotaj yapabileceği Interpol tarafindan Türk makamlarına iletildi. Sabotaj düzenleyebilecek olası örgüt elemanlarının kimlik ve eşgalleri de Interpol'ün bilgi notunda yer aldı. Açılış töreni sırasında görev yapacak partililerin kimlikleri ve araç plakalan Karayolları Bölge Mudur.'üğu'ne bildirilecek. Boğaz, 0911 arası trafiğe kapatılacak. 4 bin konutun temelini Ozal atacak Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı tdaresi Başkanlığı'nca planlanan 40 bin konutluk proje, arsa bedeli de dahil olmak üzere 120 milyar liraya mal olacak. Temel atma töreni pazartesi günü. Ikşilovahlar tapu derdinde leceğini soylemesı uzerine, Yeşilova Seyrek Evler Mahallesi halkı, "Biz söz istemiyoruz, tapu istiyoruz, hep soz veriliyor ama bir tıirlu tapulanmızı alamıyoruz" diyerek tepkilerini dile getirdi. İşi olduğu gerekçesiyle toplantıdan ayrılan Hamdi Inanç'tan sonra vatandaşların sorunlanyla ANAP'lı belediye meclis uyesi Selahattin Ofluoğlu ilgilendi. Mahalleh Ahmet Ölmez, "20 seneden bu yana aynı yerde oturuyorum, duzenli vergimi veriyorum, beyannamemi veriyorum, neden şimdiye kadar bize bir şey soylemedi'er? Kvlcrimizin yıkılacağını şimdi oğrenijoruz" dedi. Mahalle halkı, sokaklannın yapıl Sapanca tehlikede Yapılan araştırmada, lstanbul 1 un gelecekteki büyük su rezervi olarak görülen Sapanca Gölu, Sakarya Irmağı ve Çark Suyu'nda önemli ölçüde toprak ve su kirliliği görülüyor. Çevresindeki endüstri ve yerleşim birimlerine içme suyu temin eden Sapanca Gölü çevresinde hızla artan yapılaşma bunlann atıklan, ayrıca çevredeki tarım alanlannda kullamlan yapay gübre, yağmurlarla göle taşınıyor. Daha fazla endüstrileşmeye izin verildiği takdirde Sapanca'nın elden çıkması kesin görulüyor. görüşemeyince sorunlannı Başkan Yardımcısı Hamdi İnanç'a anlattı. lstanbul Haber Servisi Istanbul'da, Yeşilova Seyrek Evler Mahallesi halkı, 25 seneden bu yana oturdukları yerlerin bir baskası tarafindan sahiplenilmesi üzerine, dün Bakırköy Belediyesi'ni işgal etti. Bakırköy Belediyesi'nin önunde toplanan kadınlıerkekli 200 kişilik grup, Belediye Başkanı Naci Ekşi ile göruşmek ıstediklerıni belirtti. Ekşi ile gorüşemeyen vatandaşlar, sorunlannı belediyenin konferans salonunda başkan yardımcısı Hamdi İnanç'a anlattılar. tnanç"ın tartışmalara neden olan mulkiyet Adapazan'nda sarılık arazinin sorunun sorunu olduğunu, bu halledilmesiyle Bölgenin en önemli yerleşim bi mahailenin somnunun da halledi pılamayacağını söylediklerini öne surdu. Ofluoğlu, bu konuşmalardan sonra, konudan haberdar olmadığını söyleyerek halkın dağılmasını istedi. Bu arada, Ofluoğlu ile vatandaşlar arasında sert tartışmalar oldu. Seyrekevler'de oturan Muslum Bozatlı adlı kişi. 7 amcasının Çanakkale savaşlarında şehit düştüğunu anlatarak "Biz bu vatan için askerlik yaptık. Kendi paramızla satın aldığımız yeri, bize çok mu goruyorlar? Evlerimizi yıkıp, yerlerimizi bir başkasına verecekler" diye konuştu. . Vatandaşlar, Bakırköy Belediyesi'nde dertlerine çozum bulamayınca, İstanbul Anakent Beledivesi'ne gitmeye karar vererek dağıldılar. haziran çekilişinde 500 milyonluk büyük ikramıye Halit Sami Degırmenci'nın 1/5 biletıne çıktı. Açıköğretim 1. sınıfta okuyan Değirmenci, bu yıl ünıversıte sınavına girmtş, ama birinci basamak sınavını kazanamamış. 100 mılyonunu Milli Piyango'nun Bahçekapı Şubesı'nden alan Değirmenci. "Şımdılık Reno 11 almak ıstıyorum, diğer parayla ne iş yapacağımı düşünmedım" dedi. Bahçekapı'ya babası ile gelen Halit. biletı seyyar Mıllı Pıyangocu'dan aldığını söyledi Bir kucak dolusu mutluluk^ ;^ tstanbul Haber Servisi lstanbulHalkalı'da 895 hektarlık arazi üzerinde kurulması planlanan 40 bin konuttan 4 bininin temeli, pazartesi günü Başbakan Turgul Özal tarafindan atılacak. Başbakanhk Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, ihalesi yapılan 4 bin konut 1989 yılı ortalannda tamamlanacak. Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı'nca lstanbulHalkalı'da planlanan 40 bin konutluk proje, altyapı, sosyal ve çevre tesisleriyle, arsa bedeli de dahil olmak üzere yaklaşık 120 milyar liraya mal olacak. Verilen bilgilere göre, konutlar, 50 metre kare ila 148 metre kare arasında değişen tiplerden oluşacak. Konutlarda ortak uydu anten donanımı, merkezi ısıtma, merkezi su deposu, doğal gazla çalışır sıcak su şofbeni de bulunacak. E5 Karayolu, Halkalı köyü ve Küçukçekmece golu arasında kurulacak Halkalı yerleşim bölgesinden lstanbul hafif metro guzergâhı da geçecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle