19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 1988 HABERLEK CUMHURİYET/7 Istanbul 'sol kanat'ın Bu ay içinde yapılacak SHP büyük kurultayındaki hesaplaşmalarda delege sayısı ile önemli bir yer tutan Istanbul ll Kongresi, liste delinmelerine rağmen "sol kanat" ağırlıklı olarak noktalandı. tslanbul Haber Servisi SHP Istanbul ll Yönetim Kurulu'na giren 14 Uyeden 6'sı il başkanlığını azanan Erean Karakas'ın, 8'inin de Doğan Öztunç'un lıstesinde yer aldıklan anlaşüdı. Kurultay delegelerinin çoğunluğunu Ercan Karakaş'ın listesi alırken Öztunç'un listesinden 10 delege Ankara'ya gidebilecek. tl Başkanı Karakaş, "listeyi dden" arkadaşlarının da "sol kanat" savunucusu olduklanıu ve örgütteki çalışmalarda herhangi bir problemle karşılaşmayacaklarını bildirdi. Seçimi yitiren Doğan Öztunç, Istanbul'daki yapılaşmanın yönetim kurulunda sıkıntılar yaratabileceğini söyledi. Bu ay içinde Ankara'da toplanacak büyük kurultaydaki hesaplaşmalarda delege sayısı ile önemli bir yer tutan tstanbul ll Kongresi, liste delinmelerine rağmen "sol kanat" ağırlıklı olarak noktalandı. tstanbul milletvekilleri Abdullah Baştürk, Mehmet Mogultay, Kenan Sönmez, Mehmet Ali Eren'in de desteklediği "sol kanat" il başkanı adayı Ercan Karakaş 7 oy farla il başkanlığını kazanırken Baykal, Topuz ve Timisi'nin de destek verdiği Doğan Öztunç'un listesi il yönetim kurulunda 8/6 oranında çoğunluğu sağladı. ll yönetirn kuruluna, Öztunç'un listesinden, Şevket Kılıç (Eminönu), Kemal Parlak (Bakırköy), Ali Rıza Gülkanat (Bakırköy), Celal Alpnkaya (Bakırkoy), Mehmet Altuncu (G.Osmanpaşa), Selami Öztürk (Kadıköy), Musa Çulha (Bakırkoy), Asım Karataş (Kartal) seçilirken il başkanı seçilen Karakaş'ın listesinde, Hamdi Gülpınar (Şişli), Z«ynel Sağıroglu (Bakırkoy), Dursun Bulut (Şişli), Aslan Güzel (Kadıkoy), Cemal Ozen (Beyoğlu) ve Ali Yılmaz (Sarıyer), yönetim kurulu üyeliklerine getirildiler. 90 kurultay delgesinden, 76'sım Ercan Karakaş'ın listesi kazanırken her iki listede de yer alan 4 delege ile Öztunç'un listesinden 10 delege Ankara'ya gitmeyi garantilediler. tl başkanlığına seçilen Ercan Karakaş, karşı listenin çoğunlukta olduğu bir yönetim kurulu ile nasıl çalışabileceği yolundaki sonıya şu karşılığı verdi: "Yönetim kurulunda birieşen iki grup, esasen ilce kongrelerinde zaten sol kanat listelerinden çıkmış arkadaşlanmızdı. Ancak il kongresinde, bazı nedenlerle ayn listelerde yer almak durumunda kaidılar. Delege, bu biriigi sagladı. Onun için hiçbir sıkıntımızın olabileceğini sannuyorum. L'yumlu bir çalışma içerisinde SHP'yi yücdterek halkımıza etkin bir hizmet verebilecegimize inanıyonım." öte yandan, seçimi kaybeden eski il başkanı Öztunç ise *'Listeden bir adayın çekilmesi ile seçim kurulu tarafından yeniden dıizenlenmesi islenen listede matbaadaki baskı sırasında değişiklik yapıMığını" iddia ederken şöyle konuştu: "Listelerin yeniden baskısı sırasında daha iyi olur düşüncesiyle bazı değişiklikler yapıldı. Ancak listeler açıklandığında adlan okunan arkadaşlanmız, yeni listede yer almadıklanııı görünce, bize oy vermediler. Bu bize 72 oy kaybettirdi. Her şeye rağmen SHP kazanmışbr. Ancak bu yönetim kurulunda zaman zaman anlaşmazlıklar çıkabilir. Bu demokratik bir hizmet yanşıdır. Bu da böylece ortaya çıktı. Kazanan arkadaşlanmızı kuüuyor, başanlar diliyorum." Bu arada, "sol kanat" adına tl Başkanı Karakaş'ı destekleyen İstanbul Milletvekili ve DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, kurultayla Ugili sorulanmız.ı yanıtlarken şöyle konuştu: "Ciddi çalışmalarla hazırlanan bir programımız var. Bu programı nayata geçirecek canlı bir yönetim gerekli. Halkımızın beklentilerine, içinden geçmekte oldugu bu dönemin eetirdigi ekonomik DUYDUK/GORDUK YALÇINPEKŞEN sosyal sıkıntılara SHP'nin koyacağı alternaüf politikalaria soluk alabileceği guvenini kendisine verecek bir kurultay geçirmek mecburiyetindeyiz. Kurultaydan çıkacak kadrolann bu dogrultuda etkin bir çalışmayla SHP'ye iktidann >olucu açacağına inanıyonım." Baştürk, "sol kanaf'ın kurultaydan, galip çıkamaması halinde nasıl bir tavır alacakları yolundaki soruya da "Patinin dinamik kesimi sol kanattır. Bunu pasif bir konuma getirmek mümkun degildir. Kurultayı oluşturan delegasyon, partiyi pasif izme degil, etkin calışmaya, ciddi mücadeleye götürecek olanlara görev verecegine inanıyorum" şeklinde yanıtladı. tstanbul Milletvekili Aytekin Koıil, Ercan Karakaş'ı kutlarken sol kanadın ülke genelinde delegelerin çoğunluğu sağladığı yolundaki göriişlerin doğnı olmadığını ileri sürdü ve "Baykal gnıbu ile genel merkezciler kurultayda çoğunluğu saglar" dedi. Kotil, "İnonu'nun Baykal grubuyla birlikte harekel edecegi inancındayım" diye konuştu. Ruh Hastası Maıtı P azar günü "Dünya Çevre Giinii" kutlandığı, pazartesi günkü gazeteleri de "çevre haberleri" kapladığı için, dün sabah Kadıköy'den vapurla geçerken gazete okumak yerine "çevre"me bakmakla yetindim. SHP'de hesaplar kuruUaya yöneldi FÜSUN ÖZBtLGEN Pazar günü tamamlanan il kongrelerinden sonra SHP içindeki hesaplar 2526 haziran tarihlerinde Ankara'da yapılacak büyük kuruitaya yöneldi. Son olarak tstanbul'da yaşanan il kongresi de büyük kurultayda kimlerin hangi saflarda mücadele edecekleri konusundaki ayrışmalara giderek netlik kazandırdı. Sol kanat ile Tiisi Baykal Topuz ittifakı ara,aıda kıran kırana mücadele ile geçen tstanbul kongresinde güçlerin denk olduğu, iki listenin aldığı oylarla belli oldu. Bu arada seçimi yitiren eski il başkanı Doğan Öztunç'un adaylık için son yaptığı konuşmada siyasi rakiplerini suçlamak isterken kullandığı sözcükler kendi oy sayısıru arttırmak isterken duşürmesine yol açtı. Delegeler, öztunç'un sözlerine oldukça öfkelendiler ve tartışma çıkardılar. tstanbul kongresi büyük kuruitaya dönük hesaplaşmada şu çizgileri belirginleştirdi: Daha önceki yapüanmalarda sol kanatla birlikte hareket eden Alevi kesim bu kez kendi içinde ikiye ayrıldı. Aleviler arasındaki yol aynmı bir grubun sol kanatla, bir grubun Baykalcılarla birlikte hareket etmesine yol açtı. Baykal, tstanbul'da yaptığı konuşmaaa Kendısı ile birlikte hareket eden Timisi taraftarlanna "Geiin canlar bir olalım" mesajını vererek bu işbirliğini perçinledi. Kuruitaya katılacak iki ayrı gücün birbirini tasfiyr edemeyecek kadar denk kuvvetlerle yanştığı da ortaya çıktı. Ankara, Istanbul, Adana, Bursa gibi büyük ve delegasyon sayısı fazla kentlerde sol kanat, küçük kentlerde ise çoğunlukla Baykalcılar yönetimi alarak birbirine yakın sayıda delege ile kuruitaya yöneldiler. Deniz Baykal'ın Istanbul konuşmasında tasfıyeciliğe karşı çıkan ve "Tasfiye, savcının mantıgıdır" diyen konuşması takdir topladı, ancak Baykal taraftarlannın delegasyon listelerini oluştururken, örneğin lzmir'de bir Şeref Bakşık ismine ve partili belediye başkanlarına, tstanbul'da kongre başkanı yapmalarına karşın Ahmel lsvan'a yer vermemeleri "Kurultay delegderi, ne olnrsa olsun bizim adamımız olsun" mantığı ile hareket etmelerine bağlanarak eleştiri topladı. Sol kanadın kendi içindeki bütünlüğu konusundaki tartışmalar, Timisi grubunun aynlması ile doğrulandı. Ancak bundan sonra aynı sorunun Baykalcılar kanadında ne tür tepkilere yol açacağı kurultayda anlaşılacak. Demirel: MİT raporunu ciddi bulmadım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, kamuoyunda uzunca bir süredir tartışılan "MtT raponı" ile ilgili olarak dün sabah 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade verdi. Demirel, mahkemenin 2000'e Doğru Dergisi hakkında açtığı somşturma ile ilgili olarak verdiği ifadede, raporun kendisine posta ile geldiğini, hem de birkaç adet gönderildiğini anlattı. 2000'e Doğru Dergisi'nin bu konuda kendisiyle yaptığı görüşmede, "Bu rapor zaten bizde vardı" sözleri üzerine ifadesine başvurulan DYP lideri Demirel, raporun kendilerine dergi tarafından gönderilmış olacağını tahmin etmediğini bildirdi. Demirel, ifadesinde şunları söyledi: "Rapor elime gectiginde fazla ciddiye almadım. Rapor kişisd ve insanlann özel hayatlanyla ilgili saçma sapan suçlamalarla doluydu. Hatta raporu tamamıyla okuma ihliyacını bile duymadım. Belgeyi ciddi bulmadıgım için dikkate almadım. Devlet ciddi işlerle uğraşır." Göriilecek fazla bir şey yoktu. Deniz yine "maviye benzer" bir renkteydi. Ressamlann artık yeni bir deniz mavisi rengi bulmaları gerekiyordu. Ne tam mavi ne tam yeşil ne tam gri... Üçünün ortası bir renk... Ve martüar dolaşıyordu havada... Haydarpaşa mendireğinin önünden geçerken, uzun kuyruklar oluşturduklannı da gördüm... Gördüklerim ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ son günlerde oku Martılar eğer duğum Jonathan sadece karınlannı Livingston'un "Marü" adh kita doyurmaya çalışan bı ile birleşince aklırna bu kuşla degil de, kafalan nn ruhsal durum işleyen, düşünen ve lan ile ilgili bir ya duyan yaratıklar zı yazmak geldi... Livingstone ünlü olsalardı, Kadıköy yapıtında bir mar vapurunun tının düşünebildi çevresinde ğini varsayarak, bazı insan sorun dolaşırken neler lannı irdeliyordu. düşünürlerdi "Aynı işi neden ben de yapmaya acaba?.. 'Dünya yım" diye düşün Çevre Günü'nün düm... Veaknları fikirleri aslında ardından dün karın doyurmak Kadıköy vapuru ile olan martılara karşıya geçerken başka bir gözle bakmaya başla bunları dım... düşündüm... vaş yavaş onun da sinirleri bozulduğu için o gtin ilk kez ilgi duydu. Ne ki, karnının açlığı bu düşüncelerini çabuk dağıttı. Bir gün önce denizde bütün bulabildiği, akşam üstü bahkçılann denize dökrnek zorunda kaldığı bir kaç kilo bayat hamsiden payına düşen ikiüç hamsi balıği olmuştu. Bunlar dişinin kovuğuna bile gitmemişti. Üstelik eskiden bu balığın tazesini bile yemez, martılardan çok insanlara layık görürdü, ama devir değişmişe benziyordu. Taze balığın tadını neredeyse unutmuştu. Bayat hamsiyi bulunca bile haline şükreder olmuştu. "Erken kalkan kuş yem bulur" düşüncesiyle kanatlannı gerdi. Martı usulü gerinerek sabah mahmurluğunu üzerinden attı. Sonra Kadıköy vapurunun kalktığı yere doğru ağır kanat vuruşlarıyla yola çıktı. Kuşbakışı herşey daha iyi görünüyordu. Bir kaç metre sonra denizde kırmızı bir şey görür gibi oldu. Yüreği hop etti. Yoksa bu bir barbunya mıydı? Neredeyse çocukluğundan beri barbunya balığı yemediğini düşündü. Yine de kendini şanslı sayıyordu. Çünku genç martılar bu balıği tanımıyorlardı bile. Martı okulunun biyoloji kitaplannda "nesli tükenen hayvan" olarak geçiyordu adı... Bayat hamsiden, daha iyisi henüz kokuşmarruş istavritten anası ağlamakta olan martı, bir yandan bunları düşünürken bir yandan da denize ilk dahşuu yaptı. Tam suya girerken, gözlerini yumdu ve açık ağzını dolduracak barbunyanın artık unutmuş olduğu nefıs lezzetini hayal etti. Hayal kınkuğı da aynı anda geldi. Ağzındaki tat ne barbunyaya ne de başka bir balığa benziyordu. Tam yutmak üzereyken çıkarıp denizin üstüne bıraktı. Ne olduğunu yeniden havalanmadan önce görebildı ancak. Üzerinde "Marlboro" yazılı buruşuk bir sigara paketiydi bu... Sinirleri daha da bozulmuş olarak hızla yükseldi. Küçük bir tur attıktan sonra gözlerini yeniden sulara dikti. Bir kaç saniye sonra ise yeni bir hedefi vardı. Bu kez gördüğü beyazımsı büyük bir şekildi... Aklından bu buyüklüğe uygun tüm balık türleri hızla geçti: Palamut, lüfer, levrek veya iri bir uskumru... Olabilir miydi? Hayır... Gördüğü şekil bu balıklardan hiçbirine tam olarak uymuyordu. Acaba bu denizlere yabancı, yolunu şaşırmış yem bir balık türü olabilir miydi? Yıldınm hızıyla aklından bunları geçiren kahramanımız aynı anda dalışa geçmişti bile. Yine aynı anda büyük beyaz cismi ağzına girerken duyumsadı, Fakat o ne? Bugüne kadar tatmadığı lezzette bir balık tadı beklerken ağzında duyduğu garip bir sertlikti... Ne tam sert ne tam yumuşak... Yenir yutulur bir şey değildi. Denize bırakıp yukselirken üzerindeki yazıyı okumaya çalıştı: "Hayat suyu..." Martımızın o gün sabahtan öğlene kadar yaptığı bütün dalışlar benzer şekilde sonuçlandı. Her dalışta ağzında ya bir gazete parçası, ya bir naylon torba ya bir sigara izmariti ya da bir tahta parçası bulunuyordu. Kahramanımız sabah kahvaltısının ardından öğle yemeğini de ıskalamış olarak yorgun argın Haydarpaşa mendireğine doğru uçarken artık karannı vermişti; o gün öğleden sonra ruh doktoru martıdan bir randevu almaya kararlıydı... "Eğer sadece kannlannı doyurmaya çalışan degil de, kafalan işleyen, düşünen ve duyan yaratıklar olsalardı, diye geçirdim içimden, Kadıköy vapurunun çevresinde dolaşan bu martılar neler düşiinürdii acaba?.." Vapur iskeleden kalkarken içlerinden birini gözume kestirerek, hareketlerini izlemeye başladım. Martı hiç durmadan havada daireler çiziyor, sonra denizde gördüğu bir şekil üzerine dalışa geçiyordu. öyküyü yavaş yavaş kurmaya başladım. Bir martının yaşamı Kahramanımız martı bu sıcak haziran sabahında Haydarpaşa mendireği üzerinde gözlerini açarken kendini çok yorgun hissetmişti. Bütün gece açlıktan ve sinir bozukluğundan gözüne uyku girmemişti. Sabaha karşı biraz dalar gibi olmuş, fakat daha "kargalar kahvaltısını yapmadan" geçen ilk vapurun dudüğu ile yeniden uyanmak zorunda kalmıştı. Gözünü açar açmaz gördüğü, mendireğin üzerinde meydana gelmiş uzun bir kuyruk oldu. Bu kuyruğu epey zamandır görüyordu. Duyduğuna göre, martılardan biri kendini "ruh doktoru" ilan ederek mendirekte bir muayenehane açmıştı. Bir istavrit karşılığında sinirleri bozuk martılan iyileştirivordu. Önceleri gülüp geçmişd bu duruma. Fakat ya SHFNtN YENt İL BAŞKANLARI Ziya Yergök, Adıyaman: Nevzat tmset, Atyoa: Ahmet Toptas, Agrr Kasım Akdeniz, Aaasya: Cundttz Türem, AnkAra: Uğor Cifesun, AaütJK Yusuf öztop, Artvin: AM UğuTçaSal, A J * K Tunç Aytur, Btdıkesir MubtarKsfkasyah, BüccBc Mustafa Yumaz, BiagM: Suleyman Ertuğrul, KOR Vahap Kalfu, B o t e Ahmet özcan, Boriır. Kadir Kankurt, Bnrsa: Kemal Ekinci, Çankkair. Tamer Balçık, Çudon; Hasan Aydınb, Çoı m Salih Koçak. Dc^sH: AU Masım, DiIMfcriuı; Nurettin Aydm, Edtne: Aytbn Ertngnıl, Etaat: Sinan öztürk EnSmam Ali Scyitoglu, EnaratK Mahmut Caferoğtu, Eskijrtir Niyazi Onal, G«xt«atep: Hakfa Hosaifoğiu, CÂrcıaK Mustafs Hotmanoğiu, G*omslıanc: Mustafa Demir, Hakkâri: Abdurrahman Keskin, H a u r Hüseyin Açtkalın, Ispmrta: tsmet Tas, İçei: Rcmzi Birim, tstaaİMd. Ercan Karakaş, hcmkr. Kemal Karata*, Kan: Necati YaJuşırer, KatfaBMHM: Mehmet Yıldınm, Kayserfc Mustafa Karsh, KırUareU: Kadir Gökçe, Kırjete. Sabri Yavuz, Ko> eacB: Mustafa Kürkçü, Koaya: Recai Ersoy, KütmkyK Fevzi Eserdemir, Mâtetya: Feridun Dryarbakırhoğlu, Huim Hüdai Fazhlar, İUhnBanmaras: Mehmet ParUkyiğit, Mardin: Mehmet Avdar, M s ^ a : Tuncer Besi, f ChıUri Sakik, Nevşehk: Fahri Ertik, Nigde: Bülent Kjvanç, Orda: Haluk Türkmen, Kacti Murat Kumbasar, Sakajy»; Enver Şükür, Saauao: Hamza Türkpençe, Sibto Zübeyir Aydar, Stoop: Ali Galip Ergun, Sıvas: Ayhan Yılmaz, lektrdag: Sami Eren, Tbkat: Rıfat Doğu, Trabzon: Durukai Çulha, itaceH: Ali Demir, Şulrarfa: Feridun Yazar, Uşak: tsmet Çalık, Van: Abdurrahman özbek, Yozgat: Harun Kurt, d«k: Kamil Papila. Not: Bingöl delegeleri, yapılan bir itiraz nedeniyle Büyük Kurultay'a katılamayacak. AnaBritannica Şimdi kapınızda! VA ALMANAGI AnaBritannica. 'Dünyanın 1 nıımaralı ansiklopedisi" Encyclopaedia Britannica' nın en son basımı temel alınarak hazırlanmıştır. Britannica. modern ansiklopedicilik geleneğini kuran, 220 yıldır bu alandaki büyük yeniliklere öncülük eden benzersiz bir bilgi hazinesidir. ca'nın yayımına katkıda bulunmaktadır. Britannica'nın yazarlan arasında 6000'i aşkın bilim adamı, edebiyatçı, düşünür,siyaset adamı yer almıştır. dilde yayımlanmaktadır. Bu eşsiz bilgi kaynağına sahip olan 7 dilden biri Türkçedir. Evrensel bilginin temel kaynagı 150 ülkede yüz milyonlarm başvuru kaynagı. Britannica, bugüne kadar 150 ülkede yüz milyonlarca aileye, kuruma ulaşmıştır. Dünyanın tanıdığı "en mükemmel bilgilenme sistemi" Britannica'dır. İşadamları, doktoıiar, mühendisler, araştırmacılar, eğitimciler, öğrenciler... Yurdumuzda bugün 150.000 aile ve kurum AnaBritannica sahibi. Her meslekten, her eğitim düzeyinden, her yaştan okur, aradığı bilgiyi AnaBritannica'da en kapsamlı ve en son gelişmelerin ışığında bu lur. Ev ödevlerinde, araştırmalarında, yazılannda, mesleki incelemelerinde AnaBritannica'dan yararlanır. Siz henüz AnaBritannica sahibi olamadınızsa üzülmeyin. AnaBritannica şimdi uygun koşullarla kapınızda! Bizi hemen şimdi arayın... Evinize, işyerinize gelelim. Hem AnaBritannica'yı yakından tanıyın, hemde bir an önce ansiklopedinize kavuşun. Siz de kapınızı "evrensel bilginin temel kaynağı"na açın. 6000 bilim adamı... Başta Chicago Üniversitesi olmak üzere, 23 üniversitenin öğretim üyelerinden oluşan danışma komiteleri Britanni 7 dilden biri Türkçeî Britannica, dünyada sadece 7 • 22 cilt • 14.000 sayfa • 85.000 madde • 20.000 harita, fotoğraf, çizim • Ücretsiz özel ekler: Karşılaştırmalı Ulusal İstatistikler, Dünya Ülkeleri 1987, 1988 Dünya Almanağı. Basın/Yayin/Dağıtım Pazarlama ve Tic. Ltd. Ştj. Sumer Sok. 8'5 KızılayANKARA Tel: (4) 229 83 63230 82 76 Klodfarer Cad. iletışim Han No: 7, 34400 CağaloğluİSTANBUL Tel: (1)520 14 53512 17 32 İLETİŞİM YAY1N PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle