Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 HAZİRAN 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 "Öncü Türk Sanatından Bir Kesit" sergisi 15 hazirana kadar açık HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ SAIIN H;N.T PÜZENİ MiT. A I L OtUR C/UOIM. BENM B.LDİfe.M B,R Hareket Köşkü'nde öncü saııat LALE FİLOĞLU "Öncü Türk Sanatından Bir Kesit sergisi 15 hazirana kadar Hareket Köşkü'nde sürüyor. I. Hareket Köşkü'nün alt katında İsmail Saray, Haluk Gedik, Füsun Onur, Serhat Kiraz, Canan Beykal ve Osman Dinc'in çalışmalan, üst katında ise Cengiz Çekil, Adem Genç, Tomur Atagök, Gülsün Karamustafa, Ynsuf Taktak, Erdağ Aksel, Hale Arpacıoglu ve Bedri Ba>kam'ın işleri sergileniyor. Köşkün merdivenleri ve camlannı ise Ayşe Erkmen kullanıyor. Bu tarihi mekânın alt katmı sağ taraftan dolaşmaya başladığımızda ilk olarak İsmail Saray'ın yapıtıyla karşılasıyoruz. Önceki yülarda da "Öncü Sanat" sergilerine katılan tsmail Saray, "Yakası Bırakılınayan Topraklar" adlı yapıtında demir ızgara, ağaç, kumaş gibi gereçler kullanıyor. Zemini hemen hemen kaplayan boyalı kumaş genellikle izleyicilerde, "üzerine basılıyor rau, basılmıyor mu" gibi bir ikiiem yaratıyor. Sanırız tsmail Saray, uzerine basılmasmı düşünerek böyle bir düzenlemeye gitmiş. Köşkün ikinci odası Haluk Gedik'e ait. Bu yıl ilk kez "Öncü Sanat" sergisine katılan ve ilk kişisel sergisini de bu yıl içinde açan Haluk Gedik, yağlıboya, plastik boya, ayna gibi gereçlere yer veriyor odasında. Kullandığı ayna sayesinde izieyiciyi direkt olarak yapıtının içine sokan Gedik, baişinin diğer işlerine aykırı bir yanının olmadığıru, farklılığın ise bir mekâna yayılmasından kaynakIandığını belirtiyor. Koşkü dolaşmaya devam ettiğimizde merdiven altında duran bir masayla karşılaşıyonız. Bu, Füsun Onur'un masası. Onur, sergi kaıloğunda "Bir masa. bakın ve göriin. Nasıl ve niçin birleştirilmiş" diyor. Sanatçının masada bir araya getirdikleri ise mini heykeller, kumaşlar, zıt renkler, farklı görunümlere sokulmuş araçlar... Onur, ortaokul yıllarında yaptığı ve ablasının müdahalesiyle atmaktan P İ K N t K PtYALE MADRA o myuAyA wıp IHTIVACIN SENIN • ÛST KATTAKkER Öncü Türk Sanatından Bir Kesit SergisTnde Cengiz Çekil in (yukarıda) ve Erdağ Aksel'in (yanda) işleri, Hareket Köşkü'nün üst katında yer alıyor. Sergıyı gezenler, merdivenlen çıkar çıkmaz Çekil'ın briket, plastik örtü, taş ve ftoresandan oluşan çalışmasıyla karşılaşıyoriar. Erdağ Aksel'e aynlan odada ise ilk ağızda, kutudan fırlayan yaylı miğfer göze çarpıyor. vazgeçtiği küçük heykellerine de yer veriyor bu masada. Onur'un işi, yaklaşarak, hatta dokunarak görulmesi gereken bir iş. Alt katın göbeğinde Osman Dinç'in yapıtı yer ahyor. Yapıt "Okyanus Tarafından Anlatılan İhtiyar Bir Yanardağın Hikâyeleri II" adını taşıyor. Dinç'in işi bırbirine yakın olarak sıralannuş, birbirine bağımlı ve birbirinden ayrı parçalardan oluşuyor. Sırada Canan Beykal'ın odası var. Kapkara oda içinde iik goze çarpan obje, içi su dolu beyaz bir kuvet. Duvarda ölum tutanakları, siyah zeminde ise kullanım dışı bırakılmış giysiler... Canan Beykal çalışmasıyla ilgili olarak, "Kıiçucük öraürcükleriyle tarihsel, biyografık varlıklar birer kütük sayısıyla, soyut birer variık konumuna indirgenmişler, oysa onların varlıkları kadar >okluklannın da anlamlı olduğunu düşünüyorum" diyor ve ekliyor: "Benim işim biyografik, enformatif \e sosyolojik bir iştir bu bağlamda." Alt katta girdiğimiz son oda Serhat Kiraz'ınki oluyor. Fotoğraf ve yazıyla bir yapıtın anlatılamayacağı, algının her defasında değişeceği üzerinde duruyor Kiraz ve "Bu ilişkiyi direkt olarak izleyicinin korması gerek" diyor. Serhat Kiraz'a, en çok Andrey Tarkovsky'nin "Mühürlenmiş Zaman" adlı yapıtından katoloğa aldığı ve "Herdönem, gerceği arayışla belirlenir. Sonunda ortaya çıkan gerçek ne kadar korkunç olursa olsun, bir ulusun yeniden sağlıgına kavuşmasına katkıda bulunabiiir" diye başlayan sozler denk düşüyor belki de. Artık merdivenleri çıkmaya başlıyoruz; Ayşe Erkmen'in sayılarıyla birlikte, "157, 256... 562, 571" Penceredeki rakamlar ise binanın içinden görülebildiği gibi dışından da görülebiliyor. Ayşe Erkmen'e göre merdiven çıkmak bir torendir. Bunu, her basamağın iki yanına ince sütunsu metalden formlar koyarak irdeliyor Erkmen. Ve merdivenleri çıkar çıkmaz Cengiz ÇekiPin, briket, plastik örtu, taş, floresan kullanarak oluşturduğu yapıtıyla karşılaşıyoruz. Çekil'in katalogda yer verdiği sözleri şöyle: "Ölüm ihraç edilebilir; ancak en gelişmiş düşnnce ve araçlarla da olsa, ölüm herkese dairdir. Hayat savunulabilir; taşla, lahtayla. briketle, naylonla, beyinle, bedenle ve elle. Hayat kurulabilir; yerlerle, yerlerde ve yerleşerek. Çünkü ölüm kadar hayat da herkese dairdir." Üst katı yine sağdan dolaştığımızda ilk oda Bedri Baykarr.'ınki. "Sanal Anayasası, Madde 16:'... kritikleri okşamak, lokatlamak ' adını verdiği oda kumla kaplı. Bedri Baykam'ın söyledikleri şunlar: "Bu daha önce yapıldı' tümcesini sanata dönüştiirmek de daha once yapıldı. Oda, bu cümleyle oynayor." Adem Genç'in "San lskemlede Oturan Madama Cezanne" adlı resimleri üst katın duvarlarına yan yana ve karşılıklı olarak yerleştirilmiş. Genç'in katalogdaki sozleri de "Resim. resimde kullanılan şekillendirme araçlanna az ya da çok hâkimiyetle gerçeklestirilen ve şematik bir içeriğe uydurulan basit bir kılık değildir..." diye başlıyor. Sonraki odada Hale Arpacıoğlu'nun resimleri var. Arpacıoğln için tuval bir serüven; resim yapuğında o seruvenin içinde buluveriyor kendisini: "Ben dünyaya serinkanlı bakan, rasyonel bir duyarlılıkla yaşa\an ve üreten bir sanatçı değilira. Herkese dair objektif ve teatral bir iş üretmeyip, içe dönük, sübjektif varoluş kaygılanyla ugraşan bir resim yapıyorum." Ve Erdağ Aksel. Gerilim nesnelerini bu odada da surdürüyor. En dikkat çekici olanı ise kutudan fırlayan yaylı miğfer. Mitolojiyle Turkiye'nin geçirdiği bir dönemin simgelenmesi. "Pandora açınca kutunun kapağını / Dağıttı insanlara acılan dertleri / Bir tek utnut kaldı dışan çıkmadık / Kapağı açılan dert kutusundan." Hesiodos'un anlattığı Pandora efsanesinden yola çıkıyor Aksel. Aksel'in yanındaki bölümde Yusuf Taktak'ın resimleri var. Sanatçı "Üçgen, beni uzun zamandır düşündüren bir form. Çadırdan başlayıp, kenarlan bir parlak çizgiyle belirlenen üçgene doğru bir gelişim. Bu süreç neredeyse 10 yılı bulur" diyor. Yusuf Taktak, aynca bu serginin duzenlenişine en çok katkıda bulunan sanatçı. Gülsün Karamustafa'mn karanlık odasında aydınlık bir anıt var. Mahmutpaşa'dan alınan elbiseler, plastik çiçekler, plastik çimenler... Karamustafa iki yıldır "Öncü Sanat" sergisinde anıt dikiyor. Nedenini Karamustafa'dan öğrenelim: "Plastik bu çağın simgesi bana göre. Bu malzemeyle olan yakınlığım, toplumda kemiklesmeye başlayan yoz beğeninin durağan bir hal almasıyla ilgili olabilir." İsmai! Saray'la başladığımız köşk gezisini Tomur Atagök'ün odasında sona erdiriyoruz. Atagök'un odası bizi plastik bombardımanına tutuyor. Sanatçının "Türkiye, düşünmeksizin büyük bir plastik aşkı yaşıyor. KullandığiLiız yoğurt kabından çöp torbasına her yeri plastik sarmış" sözlerine bakıhrsa, odasında yer alan plastikleri, çok da uzun bir sürede toplamadığı söylenebilir. Peki Atagök'un "Plastik Cennef'te asıl gerçekleştirmek istediği nedir? İşte sanatçının söyledikleri: "Aslında yaptığımın ne ölçüde rahatsızlık verdigini bilmiyonım. Sanatta bugün benim için önemli olan bir esletik olguya ulaşmak degil, sanat izleyicisini de sanat ortamına çekip alabilmek. Vermek istediğim mesaj, belki de şu an benim için sanattan daha önemli." 1 BIZ MEPIMIZ SENl' COK SEVlVORUZ. HIZU GAZETEClAECDErşE/v /^EM Ç&USMAK İSTtİORVM ^N AMA tJİAPfM, OFİS'&OY'LvK M YAPALIM ŞU SUHU AHARSİST OIVRKEN Pös'utiÜCEKTıN IVRKEN Pös'utiÜ f KtZCAAZ PAUA S [ GELPİ • EW£ U02Ul?SUZLUK \CAJ$J> EeMı'YplAR^ "/ \5k ^ l ÇİZGILÎK KÂMİL MASARACI Ş'lZ 'tÇERPEYKEN ' 0ENİMNİLER ÇEK77ŞİMİ UlÇ PüŞÜMPU/JÛ'Z MÜ *? O "ISLERE KAlKlŞIRKBN NE1İI* /OKJ YOLiMUU AĞAÇ YAŞKEN ECİLİR KEMAL GÖKHAX D a r i c H o C o r l Eoilr I r i l f l a m a e i Sait Faik in "Un Point Sur La Carte" (Haritada Bir r a l l O I C O a l l I Ö I I V İVUllalliaaİNoktaladlıkıtabımnFransa'daSoufflesYayınevi'nce yayımtanışı, Parıs'te Seine Nehn'nde bir gemıde düzenlenen bir toplantıyla kutiandı. Abidin Dino, Güzın Dino ve Nedim Gürsel'ın de katıldıkları toplantıda, Marianne Auricoste ve Alain Raıs, Saıt Faık'ten öyküler okudular. Gemideki Saıt Faik kutlaması. Ali Dede'nin Istanbul Türküleri'yle noktalandı. (Fotoğraf: Ibrahım Ûğretmen) TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 7 Haziran Fransız fotoğrafmdaıı bir kesit Sergide fotoğraflann tümü teknik kusursuzluklarıyla dikkati çekiyor. Ancak tekniğin öne çıktığı ve bununla yeünildiği oluyor. önümüzdeki dönemde Fransa'da düzenlenecek Türk fotoğrafı sergisi için şimdiden hazırlanılması iyi olacak. MEHMET BAYHAN Yıldız Üniversilesi Güzel Sanatlar Bölumü'nün hazırladığı "Fransa Fotoğraf Federasyonu Sergisi" 17 hazirana kadar üniversite kitaplığında izlenebilecek. Fransa Fotoğraf Federasyonu 1892'de 37 derneğin birleşmesi ile kurulmuş. Bugun 18 bölgesel birliği ve 500'den çok derneği kapsıyor. Aynca bireysel üyeleri de var. 96 yıllık deney birikimi ve alabildiğine gelişmiş örgütlenmenin itişi ile pek çok çalışma yapılıyor. 1984'te bir sergj için Yugoslavya'ya gittiğimde biri "Sorun sistem degil, örgütlenmenin diizeyi" demişti. Gerçekten örgütlenme aşağıdan yukarı tamamlanmışsa sistem üriin verecek ve çoğunluğu tatmin edecek devinimi kazanıyor. Bu işleyişi Fransız fotoğrafında görüyomz. Federasyon her yıl önemli çalışmalar düzenliyor. Bizlerin de, bir yerleri yeniden keşfetmeye kalkmadan bir göz atmamızda yarar olan çalışmaJardan bazıları şöyle; her dalda bölgesel ve ulusal yarış'malar, gençler için yaş gruplarında yanşmalar, dernekler arası kupalar, onur arşivi ve gezici sergiler, kurs ve seminerler. Bu çalışmalardan beni en çok etkileyeni "bir kişinin belirli bir konuda 40 fotoğraf ile katılabildiği bireysel büyiik ödül" oldu. Ne kadar gorkemli bir hodri meydan, acaba her yıl kaç kişi çıkıyor bu çalışmaya katılabilen ki, bence örgütlenmenin ve çalışmalann düzeyini yansıtmakta. Federasyonun bu çalışmaları yanında bölgesel birlikler ve dernekler de bağımsızca yoğun şekilde çabalarını sürdürüyorlar. 1987'de düzenlenen uluslararası yarışma sayısı 16. Sergide fotoğraflann tümü teknik kusursuzlukları ile dikkati çekiyor. Avrupa fotoğrafının ortak ozelliği bu. Özenilmiş, düşunulmüş, hesaplanmış ve rastlantıya bırakılmamış teknik üstünlük. Yapıtlann bu yönü izleyiciyi hemen etkiliyor. Ancak tekniğinöne çıktığı ve bununla yetinildiği oluyor. Batı Avmpa ükelerinin tumünde böyle ve kendileri de bu konudaki endişelerini açıkça belirtiyorlar. Şakir Eczacıbaşı sergiyi gezerken "Hepsi nitelikli, ama nefeS kesici iş pek yok" demişti. Fotoğrana bu kadar içli dışlı olanın nefes kesici görüntüler bulması ne kadar zor. Yıldız Üniversitesi'nde Fransa Fotoğraf Federasyonu sergisi Aynca uretilmesı de zor ve işte ustalik burada başlıyor. Kapayın gözünüzu, büyük ustaların tüm ömürlerini kapsayan binlerce görüntüden kaçını guçlü anımsarsınız. Çoğu kez albümlerde birbirini bütünleyerek senfoniye ulaşıyor görüntüler. Karma bir sergide bu senfoniyi bulmak zor. Fransız ser* gisi de genel duzeylerinden bir kesiti yansıtıyor ve bizleri etkiliyor. Ülkemizde de giderek hızlanan olumlu gelişmeleri vurgulamalıyım. Nitelikli fotoğraflar üretiliyor, çalışmalar yoğunlaşıyor, örgütlenme gelişiyor. Derneklerin sayısı 12'ye ulaştı, ortak çalışmalar başladı. Fedwasyon gundemde, ancak devletin desteği gerekli. Artık, sporda olduğu gibi sanat ve kültur dallarında da örgütlenmenin tamamlanması ve desteğin gerekliliği duşunulmelidir. Ortaya çıkıp bir şeyler söylemek, yazmak durumunda olanlar da hiçbir çabayı küçümsemeden, hafifliklere kapılmadan sadece ve sadece destek sağlamak "zorunda" olduklannı hatırlamahdırlar. Var oluşun çok yonlülüğu içinde ve sonsuza tırmanan sarmal yolda. birbirini bütünleyen adımlarla gelişmeyi sürdürmek görevimizdir. Fransız sergisi için 28 sayfalık bir katalog hazırlandı; tam biryıl önce hazırlanan aynı boyuttaki 60 sayfalık katalog ile eş maliyette. Her zamanki gibi, sanat ve kültur çalışmalannm gereğjne inanan kuruluşların desteği arandı. Türkiye'de 34 Fransız şirketi var, bunlardan 23'ünuri genel müdurü Fransız. Fransa'yı temsil eden bu sergi için hepsine yazıldı, çoğunluğuna gidildi ve (İMTAŞ hariç) kesin bir ilgisizlik ile karşılaşıldı. Çalışmaların yoğunluğu ve düzeyi ile ilgi çeken Fransa'dan bir sergi, Fransız genel müdürler ve ilgisizlik. Kendi ülkelerinde böyle değiller herhalde. Hazırlık aşamasında bilgi vermek için gittiğimiz Fransız Kültur Merkezi görevlilerinin "ilgi duyraadıklanm" belirtmeleri de ilginçti. Bu sergi ile biraz daha deney kazınıldı, ilişkilerimiz geliştirildi ki gelecekteki calışmalarda yansımaları görülecektir. Önümüzdeki dönemde Fransa'da düzenlenecek "Türk Folografı Sergisi" için şimdiden hazırlanılması iyi olacaktır. SÜLEYMANİYE CAMIIACILDI! 1SS7'D£ BUGÜN, İSVŞNgUL'DAKİ SÜLEYMAHİY£ CAMİI AÇILDI. BÜYÜK UŞTA MİMAg SİNAN'IN BAŞYAPinARINDAH &İRİ CLAAJ İ, RİŞ KAHUUİ SUCTAN SÛL£YhOifJ Z4MAHINOA, YEDİ YILOA IHŞA BDlUuKÇTİ. İŞTANgUL 'UN HALİÇ'S BAtCAM ÜÇİJNCİJ TBPeSİ ÜZSIZİUE YAPiLAN SÜ. LEYMANlYE, MEKANM SAĞLANAu BÜTÜNLÜK Ve GeUİŞUK, ÖLÇÜLEROE l'MSAMA . AAUJST/M: ve. KBNTIN siLuenME UYGUNLUK GİBl BlRÇOK OZ£LLJĞI İÇ£RİYOR,TÜf!K MİMARl SlHfrE BıR A$AMA OLUYO&DU.İKİ YARJM KÜ8BEY. LE OESTEKİEMEN 2? METRE ÇAPLI BÜYÜK KLJBBES/YLE P/kJiAr/ ÇEKEN CAMÎ 4 MİNARELİDİR. M/M4eEl££JAJ ÇEREPE £AYt£l, KANUHİ'NİN ONUNCU PADıÇAM OLDUGUMU â İ 50 YIL ÖNCE Cumhuriyeî 7 Haziran 1938 nizamnamesının tesbıt ettiği 6 aylık müddel zarfında müracaatte bulunanların 1055 sayılı tesviki sanayi kanununun bahşettiği müsaade ve muafıyetlerden isıifade etmelerine karar vermiştir. 19381988 sıfatile garb medeniyetine bir hizmet ifa etmek mecburiyetindedirler. Garb demokrasileri, bu hizmeti ifadan âciz bulunuyorlar. Çünkü bunun ne manasını anlamışlardır, ne de lüzumunu idrak etmişlerdir. Garb demokrasileri, daima liberalizmin ölmez fıkirlerinden bahsediyorlar da milletlerin bu yüzden ölmekte olduklarını bilmiyorlar.. Garb demokrasileri, "ideolojilenn mücadelesi"nden bahsederken otoriter milletler, batmak uzere bulunan liberalizm âlemine fevarüs ediyorlar. Führer'in ttalyaya olan seyahati, bu yolda önde gıtmekte olan iki milletin dostane birliğinin dahilî ve haricî kuvvetı hakktnda garb demokrasilerinde birguna tereddüd ve vehme mahal bırakmamak gerektir." Süvarilerimiz perşembe günü geliyor Bu seneki Avrupa müsabakatarmda, şimdiye kadar hiçbir spor şubemize nasib olmıyan parlak zaferler kazanan kahraman süvarilerimiz, perşembe günü öğleden sonra, Köstence yo'lile şehrimize geleceklerdir. Cumhuriyet, birkaç gün evvel, süvarilerimize parlak istikbal merasimi yapılmasınt istemişti. Bu merasim programmın bugün hazırlanacağım haber aldık. Biz, resmi programm ne kadar parlak olursa olsun, halkımızın candan tezahürleri olmadıkça sonuk kalacağı fikrindeyızOnun için, bütün İslanbul halkını, süvarilerimizi karşılamağa davet ediyoruz. Pamuklu mensucat sanayüne verilen yeni muafiyet Ankara 6 Bize verilen malumata göre, metre murabbaının ağırl'ğt 100 gramdan az olan boyasız mensucatla her ne ağırlıkta olursa olsun kasarlı, lopu boyalı, ve hayvanî veya nebaıî elyaf ile karışık olan pamuklu mensucat sanayiimizde fazla istihsal olmadığı yapılan tetkikler neticesinde anlaşıldığından tktisad Vekâleü, bu gibi malumâtı imal etmek şarıile fazla istihsal Almanîtalyun birtiğinin mânası Berlin 6 Alman hukumeti matbuat şefı M. Otta Diyetriç, Führer'in seyahatinden bâhis bulunan bir eser yazdığı mukaddemede Almonttalyan dostuğunu, "kıt'amıza damgasını vuracak olan kahramane bir hareket" diye tasvıp etmektedir. Mukaddemenin muharriri, şu suretle devam ediyor: "Her iki memlekeı, yeni siyasî nizamın mumessileri olmak 'Operadaki Hayalet'e 7 Tony NEW YORK (AP) Her yıl Broadway'de sahnelenen müzikal ve oyunlara verilen Tony ödüllerinde bu yıl 7 ödülle "Operadaki Hayalet" muzikali başı çekti. "Operadaki Hayalet" aynı zamanda en iyi müzikal seçilirken Da.vid Henry Hv*ang"ın egzotik aşk öyküsü "Madam Butterfly" de En İyi Oyun Ödülü'nü aldı. En tyi Erkek Oyuncu Tony'lerini oyun dalında Ron SUver ("Speed the Plow"), müzikal dalında Michael Cravrford ("Operadaki Hayalet") kazandılar. En İyi Kadın Oyuncu Tony'leri ise oyun dalında Joan Allen ("Burn This") ile Joanna Gleason'a ("Into the Woods") verildi. En İyi Yönetmen odüllerini oyun dalında John Dexter ("Madam Butterfly"), müzikal dalında Harold Prince ("Operadaki Hayalet") aldılar. TEKEL ANKARA BİRA FABRtKASI MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Diyarbakır İçki Fabrikası'ndan fabrikamıza aralık 1988 sonuna kadar aylık eşit partiler halinde %25 azalır çoğalır 1.000.000 litre kamyonlar uzerinde monte ettirilecek fabrikamıza ait çelik tanklar içerisinde 100° dökme rakı naklettirilecektir. 2 Yaklaşık bedel KDV hariç 50. TLV litre olup gecici teminatı 2.500.000. TL'dir. 3 Söz konusu ihale açık eksiltme usulü ile fabrikamız Alım, Saum ve İhale Komisyonu'nca 14.6.1988 salı gunü saat 15.00'te yapılacaktır. 4 Geçici açık eksiltme ihalesine katılabilme şartlannı ve aranılacak belgelerini belirtir idari şartname ihale gün ve saatinden önce fabrikamızdan bedelsiz olarak temin edilebilir. 5 Taliplilerin belirtilen gun ve saatte geçici teminatlarını yatırmak suretiyle ve istenüen belgeler ile birlikte komisyonumuza muracaatları gerekmektedir. 6 Tekel 2886 sayılı kanun kapsamında olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta veya kısmen yapmakta serbeşttir. Ilanen duyurulur. Basın: 20474 DUYURU POLYAK S.S. POLİS VE YAKINLARI KONUT YAPIKOOPERATİFİ OLAĞAN GENEL KURUL DUYURUSU Kooperatifimizin 8'inci olağan genel kurulu 16 Temrnuz 1988 günü saat 10.00/19.00 arasında, KABAKUM KÖYÜ POLYAK SİTESİDİKİLİİZMİR adresinde yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde, ikinci toplantı 25 TEMMUZ1988 tarihinde aynı saatler arasında ve aynı yerde yapılacaktır. Üyelere ve ilgililere ilanen duyurulur. GÜNDEM: l)Açılışveyoklama2)Baskanlıkdivanııunoluşması 3) Saygı duruşu 4) Yönetim ve denetim kurullan raporlanrun okunması ve görüşülmesi 5) Hesaplann ve bilançolann görüşülmesi 6) Yönetim ve denetim kurullannın ibrası 7) Konut maliyetleri hakkında görüşme 8) Seçimler 9) Genel kurul kararlan. ÛNİVERSİTE KİTAPIIĞINDA Fransa Fotoğraf Kurulusları Uıusal Federasyoacık kalacak Jacky Vessıer'nın yukarıdakı çalısması da sergide yer alan fotoğnu'nun karma sergisi, Yıldız Umversıtesı kitaplığında 18 hazıran gunüne kadar raflar arasında