28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 HAZİRAN 1988 KÜLTÜRYAŞAM KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK CUMHURÎYET/5 1985>te Arthur Müler'la birlikte ülkemizi ziyaret eden Ingiliz yazar Harold Pinter, "işkence" üzerine yazdığı oyununun doğuş yküsünü anlattı. Pinter, "işkence"nin insanın başına gelebilecek en büyük aşağılama olduğu görüşünde. EDİP EMtL ÖYMEN ~ LONDRA "tki Turk bayanla karşılaştım bir partide, cazip ve akıllı>dı]ar. Banş Dernegi davası hakkında ne duşunduklerini sordum. verilen cezalar yerinde miydi? Eh,' dediler. 'berhalde haketmişlerdi'. "Vani ne demek istiyorsunuz? Neden haketmiş otsunlar?' 'Herhalde komunist bunlar. Komunizmden korunmamız gerek.' 'Herhalde derken neyi kastediyorsunuz? Kanıtınız var mı?' Yokto tabii. Bu konuda tamamen cahildiler. Türkiye'deki askeri cezaevleri hakkında ne bildiklerini sordum. Omuz süktiler. 'Komunist, ber yerde aynıdır' dediler. 'Işkence hakkında ne biliyorsunuz?' dedim. Şöyle bir baktılar, biri, Hayaliniz çok geniş' dedi. 'Ben mi büyütüyonım yani?' diye sordum. Yine omuz silktiler, 'Galiba' dediler. Tiırk bayanlan oracıkla boğmak vardı tabii. ama eve gidip hemen kâğıda kaleme sanldım. Evet, derhal oturdum yaznıaya, ama konu bir süredir zaten aklımdaydı." Harold Pinter, işkenceyi olabildiğince soyut bir biçimde konu Işkence ve nükleer savaş söz ediyorlar. Ama ortada nükleer savaş yok. Ama olabilir! Buna kimse inanmıyor. tşkence de öjle. Gözle görulmüyor, ama var." Turkiye hakkında neler duşunuyor? "İnsanlar sırf görüş belirttikleri için 1520 yü ceza alabiliyorlar. Hem de geriye dönüşlü ceza bunlar. Bu tür ceza, Avrupa İnsan Haklan Bildirgesi'nin 7. ve 10. maddelerine aykırıdır. Bunu ise Tiırk makamlan gormezlikten geliyor, hatta önemsiz addediyor." Ya tekrar bir ziyaret? "Gelecek ziyaretimin daha rahat koşjllarda olmasını dilerim. Orada mukemmel insanlarla tanıştım. Onlan, gerçek bir özgüriuk ortamında lekrar görmek isterim." Nikaragua'ya değinrneden edemiyor. "Donüşumde Miami'de uçak değiştirdün. Dolaşırken yat limanını gördum. Gemi büyuklüğünde binlerce yat. Butun bunlann değeri. Nikaragua'nın tum zenginliğinden fazladır diye düşiindüm. Nikaragua. ABD'den bağımsız olmaya curet etmiştir." "Bir TekDaha Ver"in yazarı Harold Pinter'ın ikikâbusu: 1 M 5 7 E GELMİŞLERDİ Harold Pinter (sağda). Türkiye'ye 1985 yılında Amerikalı yazar Arthur Müler'la birlikte gelmışti Pinter, 'Tekrar gidecek mısinızr' sorusunu, "Gelecek ziyaretimin daha rahat koşullarda olmasını dilerim Gerçek bir özgürtük ortamında" diye yanıtlıyor. edinen "Bir Tek Daha Ver" (One For The Road) oyununun doğuşunu böyle anlatıyor. Pinter'la "Sherlock Holmes'ın gittigi" (!) pub'dayız. Kesik kesik ve dağınık konuşuyor. Aynı fikrin üzerinden değlşik biçimlerde bir daha, bir daha. Nikaragua'dan yeni dönmüş. "Amerika, Şili'yi yıktı. Şimdi aynını Nikaragua'da deniyor. Biz, Batılı olarak ahlaki bakımdan üstıin olduğumuzu sanıyornz. Ama katillerle el sıkışırsanız ahlaki iistünlüğunüz kalmaz. " "Bir Tek Daha" ıçin Thatchercı çizgideki "Daily Telegraph" gazetesi, "tştahınızı kapayacak bir oyun" demişti. "Sessizlik ve duraklamalan ile" topu topu 45 dakika süren bir oyun. "Düşiince en büyük dfişman, en büyük tehlike ve en büyuk suç." Durup durup "bir tek daha" içen işkencecinin elinden geçmiş bir tutuklu, karısı ve çocuğu. Sahnede sadece kısa konuşmalar...îşkence, olmuş bitmiş. Bu sonrası. tşkenceci, "Kanna güvenilmez, kaç kere ırzına geçildiğini hatırlamıyor çunkü" diyebıhyor. Çocuk çoktan ölmüş bile. "Oyun, Birlesmiş Milleller'in işkence yapıldığını söylediği 90 lilkeden herhangi birinde geçebilir." Pinter'ın iki kâbusu: Işkence ve nukleer savaş. Politikacıların, bu iki kavramı da kendi çıkarları doğrultusunda çarpıttıklarına, bizim de gerceklen goremedığımıze ınancı tarn. "tşkence, bir insanın başına gelebilecek en buyuk aşağılamadır. Sözler artık soyut kavramlar oMn. İnsanlar nükleer savaştan P İ K N İ K PtYALE MADRA "Bir Tek Daha"dan sonra Pin y KOCAMAM N Y * ter'ın dört yılı oyunsuz geçti. Yeni COCUK OLDUM. V BAŞIrM TOPU oyunu "Dag Dili" (Mountain Lan ( guage) sonbaharda Londra'da sahnelenecek. "Siyasal nitelikli kısa bir oyun yine." Ruhsal çözümlemelere dönük oyunlarıyla tanınan Pinter, Şili'de Allende yönetiminin devrilmesinden sonra Nükleer Silahsızlanma Hareketi'ne, duşünce özgürlüğü için kampanyalara ve gösterilere katılır oldu. Ama yakında oyunculuğu deneyecek. Bu yıl "Maluller" (Vets) adh oyunda Jack Lemmon ile sahneye çıkacak. Pinter, Vietnam Savaşı'ndan bir rnalul, Lemmon da 1. Dünya Savaşı'nHIZLI GAZETECI NECDET ŞE,\ dan bir malul İSTANBUL FESTİVALİ S£tJ •% HAFK Rezervasyon sonrası bîleüer satışta Kültür Servisi 16. Uluslararası İstanbul Festivali için ayrılan biletlerin satışı sona erdi. Bugün saat 10.00'dan itibaren Atatürk Kültür Merkezi giselerinden, aynldığı halde alınmayan biletler satışa sunulacak. Biletleri tukenen Al Di Meola, Dizzy Gillespie ve Joan Baez konserleri için de 200'er adet numarasız gıriş bileti bugün satılmaya başlayacak. Yoğun ilgi dolayısıyla iki konserinin de biletleri ilk günlerde tükenen Paco de Lucia 20 haziran pazartesi günü Açıkhava Tiyatrosu' nda üçüncü bir konser verecek. 29 ve 30 haziranda iki resital verecek olan piyanist Bruno Gelber, 30 hazirandeki konserinde kendısine eşlik edecek olan piyanist Marcella Roggieri'nin konsere katılamaması yüzunden programında değişiklik yaptı. Bir başka değişiklik ıse Bejart Lozan Balesi programında olacak. 28 haziranda "Bafaar Ayini", Mefisto Valsi, "Kantat 5 1 " ve " B o l e r o " olarak belirlenen program 29 ve 30 haziran günleri yine "Bahar Ayini" ile başlayacak ve mayıs ayında Lozan'da yapılan yarışmada "Philip Morris" ödülünu kazanan genç koregraı" John Mead'in yapıtı ile devam edecek. Uaha sonra ıse Maurice Bejart'ın yeni sahneye koyduğu "Patrice Chereau" adlı yapıt sahnelenecek. Program yine " B o l e r o " ile sona erecek. ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI I feygun: Kızı Ceren'le birlikte Evrensel bir oyun EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA "tlk okudugumda oyun beni sannadı. Türkiye degil. Guney Amerika, herhalde Şili. Ama sonra? Evrensel bir boyutu vardı. Bense Hollanda'da sahneye koyarken belli çağnşımlan yapbrmak zorundaydım." 8 yıldır Turkiye dışında yaşayan, son iki yıldır da Amsterdam Tiyatro Konservatuvarı OyuncuJuk Bölümü yöneticiliğini yapan Meral Taygun, "Bir Tek Daha Ver"i geçen kasımda nasıl sahnelediğini anla"Önce Hollandaca oynandı. Ara'dan sonra da bu kez Türkçe. Kadroda rol değisikliği yaptım. tşkenceci ve tutuklunun rolleri degişti, Türkçesinde polisi biri oynadı, Hollandacasında öbüru. lşkenceciye adapte olmak kolay geliyor diyen oldn. tşkence göreni oynamak zor." Oynayanlar, Vasıf Öngören ve Taygun'la tiyatro yapan bazı gençlerin oluşturdukları "Öngören Tiyatrosu" adlı amatör bir grup. "Aileyi bölünmeden önce gösterdik. Sessiz bir oyunla. Açık mekân ve kendi başına duran bir kapı. Tahta bir bavul, içi kitap dolu. Bir çanta, içinde ço "Bir TekDaha Ver"isahneleyenMeral Taygurv iyor. cuk eşyası. Kaçma ve sürekli bir kaçma havası. Baskı ortamında hep gitme havası." Pinter ın çok yalın oyununa sessiz bir ek: "Kapı kınlıyor. Daha doğrusu boylu boyunca yere düşüyor. Kadının elinde bir tek çocuğun battaniyesi. Biz gerçek bir çocuk kullanmadık. Her gece oynayacak, hem Tiirkçe, hem Hollandaca konuşacak çocuk mümkün değildi. Lateksten bir bebek yapıldı, uyuyordu. Sadece ses olarak vardı. Çocuğun işkence zamanı geldiginde işkenceci, sesi dinliyordu. Çocuk butun oyunda sahnedeydi aslında." Pinter oyunun bu şeklinı görmemiş. Telefonla sürekli konuşmuşlar. Tanışıklıkları 1982'ye dayanıyor. Londra'da bir PEN toplantısına Vasıf öngören ve Demir Özlü ile katıldıklarmda. Taygun'a göre, "Pinter en iyi yazariardan... Günümuzüo Çehov'u gibi bakılan biri." Ya Taygun? "Hollandalı oyuocular yetiştiriyorum" diyor gülerek. 1990'da hocalığı bırakıp oyunculuğa daha çok zaman ayıracak. "Bir Tek Daha Ver", şimdi lsraiPde de oynanıyor. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde olaylar başlayalı neredeyse 5 ay olmuş, Filistinli ölü sayısı 100'ü bulmuşken "Cameri" tiyatrosunun böyle bir oyuna kalkışması anlamlı... AĞAÇ YAŞKEN EĞİÜR KEMAL GÖKHAN Bakanlık çağmyı yanıtsız bırakü LALE FİLOĞLU Geçen mayıs ayında, çeşitli ülkelere ait sanatçüar yalnız seramikten konuşrnak, seramiği görmek ve yaşamak için Avustralya'da bir araya geldiler. Merkezi Cenevre'de bulunan Uluslararası Seramik Akademisi'nin iki yılda bir yapılan genel kurulu, bu yıl Avustralya'run kuruluşunun 200. yılı dolayısıyla Sydney'de yapıldı. 1120 mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen uluslararası seramik kongrelerine seramik sanat çısı Bingül Başarır ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi Seramik Ana Sanat Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Beril Anılanmert çağrılı olarak katıldılar. Başarır ve Anılanmert, bu etkinlikler kapsamında kendi işlerini ve cumhuriyet dönemi Türk seramiğini anlattı lar. Aynca Anılanmert, Avustralya Ulusal Seramik Kongresi'nde "Seramik Eğitiminde Değişen Faktörler" başhklı bir bildiri de sundu. Anılanmert'in Türkiye'ye hayli yorgun ve heyecanh döndüğu gözleniyordu. Uzun yolculufunun yam sıra, Sydney'de geçirdiği günlerin koşuşturması da ayn bir yorgunluk vermişti sanatçıya; ama tatlı bir yorgunluk... Sanatçının söylediklerine göre, hemen her ülkeden temsilcilerin katıldığı kongreler, gösteriler, sergiler inanılmayacak bir dinamiklıkte geçmişti. Oyle ki uluslararası seramik kongrelerinin gerçekleştirildiği Sydney kenti, bes ayn salonda 72 sanatçının konuşmasına, 46 sanatçının uygulamalı gösterilerine ve sergi açıhşlarına sahne oluyordu. Üstelik bunların hepsi tek bir güne sığdıİ: medi. Avrupa'dan bu kongre için gelen seramikçiler de, yapıtlarıyla bu kutlamalara eleştiriler getirdiler. Orneğin, seramik kongresine Almanya'dan katılan Nikolaus Lang, bir çalışmasında yok edilen yerli kabileleri anlattı. Öte yandan Avustralya'nın yerlileri de kutlamalara 200 ölum anıtını bir salonda toplayarak katıldılar. İçi boşaltılmış kütüklerden oluşan her bir mezar taşı, aradan geçen bir yılı simgeliyordu. Bu yılki Uluslararası Dünya El Sanatları Kongresi de yine Sydney'de gerçekleştirildi. Ancak bu kongrede Turkiye temsil edilmedi. Avustralya'daki Ulusal Seramik Kongresi'ne kendi olanaklanyla katılan Anılanmert, bu konudan söz ederken, ulkemize gelen çağrıların bakanhkiarca yanıtsız bırakıldığmı ve bu yüzden de uluslararası sanat bienallerinde, kongrelerde Türkiye'nin temsil edilmediğini belirtiyor. Anılanmert'e gore, ülkemizde büyük bir örgütlenme eksikliği ve iletişim ilgisizliği var. İşte sanatçının soyledikleri: "Olay bizim ayağımıza gelse bile biz bundan yelerince yararianamıyoruz. Çünkü sanatın gücünü bilmiyonız. Bunu bilsek tanılma fonlanna gerek bile kalmaz. Hiçbir sanat bienaline katılmıyoruz, neden katılmıyoruz? Kultur Bakanlıgı'nın daha çok larihsel konular ilgi alanına giriyor. Bakanlığın çağdaş sanata ilgisi olduğunu sanmıyorum. Ama çağdaş dunyada yerimizi almak istiyoruz, AT'ye girmek istijoruz. Ancak, çağdaş yonumüzle girebiliriz AT'ye. Bunu yapmadığımız için çelişkilere duşüyoruz." Dünya El Sanatları Kongresi'nde temsil edilemedik TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 4 Haziran 50 YIL ONCE BUGUN, OSMAUU PAPlÇAUI ASPUL4ZIZ. S/IZ ZısteAs/NpA M/SIS W/H/S/A//A/ tcız/ TEI/HIDB HA GÖfSMÜÇpj.O S(KADA ISTAHguL'DA SULUfJAM MIS/R. 1/ALlSf İSMAIL PAfA, KBMDlSl İÇıKI {/E(2tL€N Sı'e Z.İYAF6TE ZfZINI DA G£Tı£Mİf, PADıŞAHLA TAu/ŞT/tsMrşrr. TEt/UfD£ HAMM V ÇOK seĞeMEM ASDÜLA2./Z ,(AMUES/NlM DE K'Zf "ASLANIMA" UYGUN SULA44S/ üzE&fiJE^) Eİ/LENMEYE /&4&4/ e AMCAK, Du£VMDA/y/ f/ABEKMR ETT/Ğ/ FUAr PAÇA, Bu ai/LILKSE &2/flJ/ PAD/ŞAtfA TAKDlM eOEN iSMAİL UAKLAe KOPARMA VE MISIR'I PAUA BA&MSIZ. BOYLB BıfZ El/LILIK B'RÇoK SOZÜMU OA GET gu KONUDA PreETEK/ AgDULAZIZ, FUAT fVPAM SOfJBA EVÜLİkTE^ VAZ GEÇMlŞTİ I 4 Haziran 1938 Cumhuriyet Tesellum muamelesi Maliye Vekâletı namtna Defterdar Kâzım yapımştır. Deniz koşku, satın altnmış olmakta beraber, Beledtye, oradakı yeni ınşaat ve tesısata devam edecek v.r. Bu arada Florya plajlarının is'ahı için yapılmış olan planın tatbıkine devam edileceği gibı yenıden yollar açılması ve ağaçlandırma işı de takıb olunacaklır. Ileride Floryamn arka kısını, buyük bir orman halını alacak, kuçukçekmece gotıı etrafında da aynca ınesire mahallelen tesis edılecektir. Bu ınesıreliklenıı Yeşilkoye asfalt bir yolla raptı kararlaştırılmıştır. ABOÜLAZİZ, TEMİOE UAMM'f GÖRÛYORL 19381988 tanesı, orta yerdekı açılıp kapanacak kısını teşkıl etmektedir. Bu uç dubanm Balaı atölyesinde bırbirine bağlamnasma başlaıımıştır. Vnkapanı ve Azapkapı aheıındekı kazıkların kısmı azamî yerlerine konımıştur. Köpnt inşaatı buyük bir faaliyeüe ilerlemektedir. Muddetınden bir kaç ay evvel iırşaarın biteceğı talımın ohınınaktadır. Maliyıe, Floryu deniz köşkünü satın aldı Matiye Vekâletı, Florya denız köşkü ile elrafındaki bazı arazi ve binalan, Beledıyeden 370.000 liraya satın almış ve Millî Saraylar Müdurluğü idaresıne devreımışlır. YERLİLERİN PROTESTO SERGİSİ Avustralya'nın kuruluşunun 200. yılı kutlamalarını, yerlıler de bir "sergi'yle protesto ettıler Yertıler 200 ölüm anıtını bir salonda topladılar. Iç1 boşaltılmış kütüklerden oluşan her mezar taşı, aradan geçen bir yılı simgeliyordu. nlabiliyordu. Ve tabii hangi birine yetişeceğini bilemeyen Avustralyalı ve yabancı yüzlerce seramik sanatçısı, hergün, her saat o salondan bu salona, şu sergiden bu sergiye dolaşıp durdu. Avustralya'nın kuruluşunun 200. yılı sergi, konferans ve gösterilerle kutlanırken, bu ulkenin yeriilerinin çalışmaları da göz ardı edilmiyordu. Avustralya yerlüeri, 200. kuruluş yüdönümü kutlamalannı yine bu kutlamalar kapsamında sergiler açarak protesto edıyorlardı. Avustralya topraklanna rastlantı sonucu ulaşan Hollandalılardan sonra, 18. yuzyılda asıl keşfı James Cook tarafından yapılan Guney Avustralya toprakları, 1770'lerde Büyük Britanya'dan gonderilen kürek mahkumlarının mekâru olmuş, 1800'lü yıllardan başlayarak da goçmenlerin istilasına uğramış ve yerlilerin "efsanevi atalan"nın yaşadıkları doğal çevre altust olmuştu. Yeni yerleşim bolgelerinın açılması, kentlerin kurulması çok geçmeden Avrupalılar ile Avustralya yerlilerini karşı karşıya getirmiş ve bu keşif yerlilerin kıyımıyla son bulmuştu. Avustralya'nın kuruluşunun 200. yılı kutlamalan sadece yerli sanatçılar tarafından protesto edil Atatürk inşaatı köprilsü Atatürk kopnısunun Alıııaııyadan gelen yirmi dort dubasımian ııç İLAN T.C. KAYSERİ 4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ 1988/1% Esas 1988/198 Karar Fazla fiyattan gıda maddesi satmak suçundan, Kadir ve Hafıza oğlu 10.7.1971 D.lu Kayseri MerkezTalas Mah. Reşadiye Köyu nufusuna kayıtlı Kılıçaslan Mah. NATO Caddesi Bahar Apt. No: 74/1'de bakkallık yapan sanık Fıkret Deveci hakkında, mahkememızceTCK.'nun 401/1, 522, 55/3, 59, 647 SA: 4, TCK.nun 402/2. maddeleri gerefince neticeden 56.188.TL. ağır para cezası, 4 ay 21 gün curme vasıta kıldığı meslek ve sanatı tatili, 7 gun sureyle işyerinin kapatılmasına, karar özetinin tirajı 100 binin uzerinde yayınlanan bir gazete ile mahalli bir gazetede ilan ettirilmesine karar verildiğinden, TCK.'nun 402/2. maddesi gereğınce ilanen duyurulur. Basm: 20697 NİĞDE İCRA MEMURLUĞU'NDAN DAVET KÂĞIDI İLANI Dosya No: 1987/2405 Esas. ALACAKLI: Nıhat Akpınar Vekili Av. Mehnıet Yuksel. BORÇLU: Mehmet Kocaoz. Şahinali Duran MahaHesı 409 Sokak No: 18 ADANA HAC1ZTARİH1: 17.3.1988 saat 14.30'da. Borcunuzdan dolayı Beko marka buzdolabınız haciz edilerek muhafaza altına ahnmıştır. Adresinıze yapılan davet kâğıdı bila tebliğ lade edilmiş olup. yapılan zabita tahkikatı da netıce vermemiş bulunduğundan daveı kâğıdının ilanen tebliğıne karar »erilmişlir I.I.K.'nun 102 maddesınce tevkifan yapılan hacız sırasında hazır bulunmadığınızdan iş bu kâğıdın neşn tarihinden itibaren adı geçen kanunun 103 maddesi gereğince uç gunluk sureye 15 gun ıla\eten 18 gun ıçeresinde hacız lutanağı tasdik ve bir dıveceğinız varsa bıldırmeniz ıçın memurluğumuza başvurmanız ilanen tebliğ olunur. 11/5/1988 Basııı: 20599
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle