23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU Genel MOdurluöO'nden adnan bik/ye gora, yutdun taısy ve doBu kBSimteri pvçab bukıtkı Trakja, Marmara'nın kuayi, Karadeniz Iç Artadok^ nun kuzeydoGusu ıle Doğu Anadolu bAt»eleri yer yw sauarak ve gök gurOltülü saOamk yafek, 6Md yerler «z bulutkı « ac* geçecak. HAA StCAKLIĞI: DepşmayKak. RCIZGAR Kuzey ve bat A 33° 17° ftyartalar A B Y Y A A 33° 17" Bdncan 27*11" Efzunjm t>° 5°EslowNr 26° 10° Geuntop 32° 18° Oresun 34° 18° GümC^ıane Y HABERLERİN DEVAMI TÛRKİYE'DE BUGÜN 31° 17° K.ktaras 21° 8°Maran U ° 4°MuOU 2S°10°Muş 31° 14° Mjde 23°ie°0rdu 23° 9 ° B n 25° 14° Sjmsun 27°tt°SSrt 28°18°Snop DÜNYA'DA BUGÜN Amsttrtam B 18° Aıımai A 36° Afrvt A 30° A 39» Bvcotons Y 23° Y 21° Basel Y 24° Belgrad Bettn Y 24° Bonn B 24° B 18° Brüksal B 22° Y 21° Onm B 27° A 40° A 45° Ouba B 23° A 32° B 17° A 37» Krtn B 19° B 24° KMn A 32° Lmngrad Londra Y B Y Y B Y B A B B B A B Y A A A B 16° 17° 20° 24° 20° 17° 23° 24° 18° 20° 20° 45° 26° 26° 34° 30° 28° 18° ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKfolOĞLU 17 HAZİRAN 1988 Mosfam Murih NnrYork Osio BaMosir Bilec* BıngAI Bıtts Boki jtoenton taffi orfi kuvve» yafts anında kuwettc« esecek. Denalerde, Marmva üe Karademz'de günbatısı ve bdostan, fjtefci denirierirmzüe gunbaOa ve karayekten 35 zaman zaman 6 kuvvBtnde, saatte 1021, zaman aman 27 denizmilirraia esecek DENIZ: MuiedH (Ugalı dalga yuksekliği 12 zaman zaman 25 m. görü$ uzaklıj 10 (an. do Y A 8 Y Y Y layında bulunacak. Van GöM'nde hava, parçalı bulutlu ve safianak yajışlı gececek. Ruzgâr kuzey ve bab yörılerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek Göl tıafif çalkanttı ohjp göru; u a k l ı j ı 10 km. dotaytnda bulunacak. Buısa Çanaidale 29" 15° HaM*ı 3e°20°lsparta 30°1G°tanM 34°20°S 29°16°bnr 8° S ° ' U M l | 29°11°örs 23° 8°Kasamonu Y 23° 8 ° f * n n 25° 8 ° V « J Y 23° 7°Kays«ri 30°17°Uş«k B 30° 16° KırUarel Y 2S°18°Kon>» Y 23° 8°KüW«a A 34° 18° Matatya Pm Mozaik Memduh Aytür'ü tanryanlar giderek azalıyor. Geçen gün düzenlenen bir toplantıda kimi konuşmacılar onu ancak masalsı kişiliğiyle tanıdıklannı söylediler. Biri Planlama Müsteşan Ali Tigrel. V^ktiyle aynı görevde bulunan Aytür'ü ailesinden. çevresinden dinledikleriyie tanıyor. Birlikte çalışsalardı yeteri kadar tanır mıydı bilmem? O toplantıda kimi kişileri dinlerken biraz kuşkuya düştüm. Anılarla portre çizmek kolay değill Bellekler külleniyor, külleri eşelerken kimi anıları tersine çevirmek olasılığı da var. Kimi zaman ilginç olaylar da yaşanıyor; zaman içinde herkesin belleğinde ha tırlamak istediği anılar kalıyor belki de... Örneğin o toplantıda Ca hit Kayra konuşurken tepki duyanlar oldu; ben de biraz şaşırdım doğrusu. Sayın Kayra'dan 40 yıllık bir dostluğun birikimiyle başka düzeyde bir konuşma bekliyordum belki de... Oysa Cahit Kayra^ nın da bir özelliği var; kimi olayları, hatta başka tanıklar da olsa, kişiliğinin özelliliğiyle anlatmaktan hoşlanıyof. Kuşkusuz herkesin bir konuşma, yaama biçimi var. Türkiye İş Bankası salonunda düzenlenen toplantıda Memduh Aytür'ün kişiliğinde bir bürokrat selamlandı her şeyden önce. Toplantıya başkanlık eden Mümtaz Soysal da çok güzel belirtti, Aytür tipi bürokratlar giderek azalıyor; oysa siyasal olaylann çalkanttsında burokratların görevi, rolü, direnişi giderek önem kazanıyor. Bir kamu görevinin bilincine varmak önemli bir olay. Ülkenin çıkartarına öncelik vermek, o çıkarlar doğrultusunda ödün vermemek, gerekli direnci göstermek giderek güçleşiyor. Ama kamu görevi ancak bu güçlüğü aşarak onurlanıyor Memduh Aytür, bu yolda onurlu savaşlar veren bir kamu görevlisi olarak tanınıyor Yaşadığı olaylar masal türü anlatılıyor. Ama masal yazan bürokratlar az değil ülkemizde. Siyasal iktidarlann tüm tutarsızlıklarına karşın, devleti ayakta tutan da onların varlığı hiç kuşkusuz. Dün de vardı onlar, bugün de var, yarın da olacaklar. Doğruyla yanlışı ayırarak, değişik çıkarlar arasında kamu yararına öncelik vererek, kısa zaman dilimlerine saplanmadan geleceğe dönük kararlar alarak görev yapmak belli çevrelere ters gelse de bu tersliğe karşı çıkanlar da var. Kapalı kapıların arkasında verilen savaşlar kamuoyuna yansımıyor her zaman. Aslında gereği de yok. Bir kamu görevtisinin en büyük tanığı arşivler bence. Üst duzey burokratların ülke sorunlarına bakışını, siyasal rüzgârlara eğilmesini ya da direnmesini ancak arşivler kanıtlar. Gelecekte bir gün arşivler incelenirse çok ilginç tablolar çıkabilir ortaya. Örneğin Ege'de 712 Sayılı Notam'ın kaldırılmasıyla ilgili bir kararın nasıl alındığı, kimlerin karşı çıktığı, kimlerin olup bittiye getirerek yangından mal kaçınr gibi TRT'nin öğle haberterinde karan açıkladığı anlaşılır. Ama ne oldu, tarih önünde o gün direnenler haklı çıktı değil mi? TürkYunan ilişkilerinde kalıcı barışa giden çözümlere yönelmeden tek yanlı ödünlerle nereye geldiğimiz ortada... Elbet tersine düşünenler de var; hiç unutmam ünlü bir büro1' rat kamu görevlilerini sahnede rol alan figüranlara benzetti v& tiyle. Rol seçmeye haklan yok, yalnız verilen rolü oynayabilirler. Bana çok ters gelir bu yaklaşım. Biraz kolay ve ucuz. Bir kamu görevlisi belli bir savaşı göze alamazsa kişiliğini de yitirir, saygınlığını da. Bugün çok geçerli bir deyişle belki "köşeyi döner" ama görevinin anlamını yozlaştırarak. Oysa yozlaşmayı durdurmak gerekiyor. Köşeyi dönmek büyük başarı değil her zaman, tersine dönmeyenler deger yargılarınıza daha olumlu katkılar yapabilir. ödünlerle dönülen köşeler kişileri de toplumları da çıkmaza götürüyor çoğu kez. Ancak bu gerçeği görmekten hoşlanmıyor insanlar. İsteklerine boyun eğmeyen kişileri dışlamak yolunagidiyorlar. "Hayır" diyenlerle değil, "evet" diyenlerle çalışmayı yeğliyorlar. Danışmanlarını bile "evet" diyenlerden seçiyorlar. Danışmanlığı kral soytarılan gibi düşünenler bile var. Her karan alkışlamak, onaylamak eğilimi ağır basıyor. Oysa kararlann tartışarak alınması, evetlerte hayırlann bir çizgide buluşması daha güzel ürünler verebilir. Bir tartışma ortamı açmak her alanda sağlıklı bir yöntem, ama tekseslilikten hoşlananlar çoksesliliğe yönelemiyor bir türlü. Memduh Aytür'ü anarak yapılan tartışmaları bu nedenle çok olumlu buldum ben. Eski Planlama Müsteşan'nı anarken genç Planlama Müsteşan Ali Tigrel'i, Hazine Müsteşan Yavuz Canevii yi, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'i dinlemek olanağını da bulduk. İş Bankası'ndan genç bir uzman Nur Polatkan da bankacılığın sorunlarını ve beklentilerini getirdi gündeme. Bir anma toplantısı giderek boyutlandı. Gün sona ererken Samime Aytür'ün koluna girdim. Memduh Aytür'ün tüm savaşlarını içten yaşamış, güçlükleri birlikte aşmış, özverilere birlikte katlanmış bir kadın Samime Aytür. Yüzünde hüzün vardı, ama gözleri parlıyordu. Memduh Aytür'e dönük anılar ve oyküler gözleri parlatır doğrusu. Ankara'da ve Paris'te yaşadığımız günlere dönerek yürüdük biraz. Chagall sergisinden sonra yaptığımız tartışmalar geldi aklıma. Aytür'ün resim tutkusu da bir başka boyutuydu. Bu ortak tutkumuzun doğrultusunda Oran'a gittim bir akşam saatinde. Gencay Kasapçı'nın galerisinde bahan selamladım. Yemyeşil bir bahçe, ressam dostlar, duvarlarda onlann ürettiği bir başka bahar... Ergin İnal'ın ödüllenmesini kutladık hep birlikte. Dönüste Ziya Müezzinoğlu'nun evinin önünden gecök; perdeler kapalı, çünkü Antalya'dalar. Toplantıda onu ve Hayrettin Ert men'l de aradı gozlerim. Onlar da konuşsalardı keşke. Bir de Hasan Işık. O erken ayrıldı toplantıdan. Oysa Hasan Işık da tonusabilirdi. Anma toplantıları da çoksesli olmalı bence. Bir kişiyi birkaç dostu değil, çok kişi anlatmalı, bir mozaik oluşmalı. Taşlar değişik olsa da gerçek çizgiler, solmayan renkler daha iyi belirir 0 zaman. Prag 2 Sofya $am %IA Ijnus Vıyanj vvasfı Zuntı Çonım Denzi apk buluikı yafrnuriu sei ort Aaçıt B^nrtuöu Gfluneşt Ktelrtı Y 26° B 22° A 26° Y 22° z a m m i VOİda J BtLAL ÇETİN ANKAKA Kl I zamlan baş' ta olmak üzere bazı önemli ekonomik kararlann bu hafta sonunda ' yapılacak ANAP kongresinin sonuçlanmasını beklediği bildiriliyor. 78 gündür zam görmeyen petrol ürünkrine yüzde 8 veya 10 oranında yeni bir zam yapüması için hazırhk yapıldığı öğrenildi. Memur maaş katsayısı ve yakacak "yardunı artışlan ANAP kongresinden sonra Bakanlar Kurulu gündemine gelecek. ) Edinilen bilgiye göre, petrol ı.ürünlerindeki fıyat ve maliyet ge: lişmderi konusunda Enerji BakanUgı ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'nda ayrı ayn çalışmalar yapılıyor. 27 martta yapılan son zamdan bu yana dolar kurunda yaklaşık yüzde U'lik bir artış olduğunu belirten yetkililer, bunun maliyetleri ortalama yüzde 8 civannda yukan çektiğini ifade ettiler. Değişik seçeneklerden oluşan bir fiyat tablosu çıkarıldığını belirten yetkililer, bu konuda kararın Baş. bakan Turgut Özal'ın talimatı doğrultusunda alınacağını bildirdiler. Petrol ürünlerine ortalama yüzde 8 zam yapılması halinde süper benzinin fiyatı 573 liraya, normal benzinin fiyatı 545 liraya, gazya^ı ve motorinin fiyatı 420 liraya, 12 kilogramlık tüpgazın fiyatı da 4 bin 320 liraya yükselecek. Zam karannda fon açıklan için kaynaK yaratmak ve gelecek kur artışlarını da şimdiden fiyata yansıtmak gibi unsurlann da dikkate alınması durumunda süper benzinin fiyatı 600, normal benzinin fiyatı 565, gazyağı ve motorinin fiyatı 440, tüpgazın fiyatı da 4 bin 500 liraya çıkanlacak. Bu arada, haziran zamlannın akaryakıtla sınırlı kalmayacağı. fınansman açığı bulunan bazı KtT'lerde de zam hazırlıklan yapıldığı belirtiliyor. Başbakan Turgut özal'ın "yeşil ışığı"na bağlı olduğu belirtilen diğer zamların ise, elektrik ve THY'nin ücret tarifeleri ile ithal içki ve sigaralarda yapüması düşünülen fiyat ayarlamaları olduğu kaydedildi. Edinilen bilgiye göre önümüzdeki dönemde, Türk Hava Yolları'nın iç hatlarda yolcu taşıma ücretlerinin yüzde 25 oranında arttırılması düşünülüyor. Bu dummda, Ankarafstanbultzmir hattındaki 60 bin lira olan yolcu ücreti 75 bin liraya çıkacak. Elektrik saiış fiyatlarına uzun süredir zam yapmayan Türkiye Elektrik Kurumu (TEK)'in yüzde 2025'lik bir fiyat artışı iizerinde çalıştığı ifade ediliyor. Döviz kurlarındaki artışın ithal içki ve sigaralarda da yeni bir fiyat ayarlamalanm gerektirdiği belirtiliyor. Yerli sigara ve içkilerde bugünkü aşarnada yeni bir zam düşünülmediği ifade edilerek, ithal ürünlerde yüzde 15 veya 2O'lik bir fiyat ayarlamasına gidilebileceği kaydedildi. Memur maaşlanna bu yılın ikinci yansında yapılacak zamla ilgili teknik çalışmalann da Maliye ve Gümriik Bakanlığı'nca önümüzdeki hafta icinde tamamlanacağı belirtildi. Halen 84 olan maaş katsayısı ile 53 bin lira olan yakacak yardımının ne kadar arttınlacağı konusunda kesin karan Bakanlar Kurulu verecek. DGM'den 'Apo'ya yayın yasağı let Güvenlik Mahkemesi Savcılığı, Milliyet Gazetesi'nde yayımlanan Mehmet Ali Birand'ın PKK lideri Abdullah Ocalan'Ia yaptığı röportajın yayınını durdurdu. Milliyet Gazetesi'nde salı günü birinci sayfada, "lşte Apo, lşte PKK" başlıklı PKK lideri Abdullah öcalan'ın fotoğraflannın da yer aldığı bir anons yayımlanmıştı. İki gün süren bu anonsta, Abdullah Öcalan'la yapılan röportajın perşembe günü başlayacağı bildirilmiş, dün de ilk bölümü yayımlannuştı. Ankara DGM Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Ülkü Coşkun, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne Milliyet Gazetesi'nin yayınırun durdurulduğuna ilişkin, tstanbul DGM Savcılıgı'nın karanru bildirdi. Gazeteye tebliğ edilen yazı aynen şöyle: "Milliyet Gazetesi'nin 1415 Haziran 1988 günlü nüshalannda yayımlanan Mebmet Ali Birand'ın 'İşte Apo, İşte PKK', 'Apo'dan teklif var' başlıklı ve 16 Haziran 1988 günlü nüshasında yayımlanan 'Yol KavşağT röportajlan hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcüığı'mn karanyla, bn yazılan takip eden 17 Haziran 1988 günlü baskısuun dağıtımının önlenmesi ve mevcut nnshalanna el konulması karartaştınlmıştır." Ülkü Coşkun DGM Cumhuriyel Savcı Yrd. (El yazısıyla) "tstanbul DGM Cumhuriyet Savcılıgı'nın BasınMuhabere 81 sayılı 16.6.1988 tarihli Milliyet Gazelesi'nin 17.6.1988 tarihli nüshasının dağıdmının durdurulmasına ilişkin karan sayın Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nusret Demiral'ın telefon emrinden tespit edilmiştir." Milliyet Gazetesi'nin Ankara Siteler'deki matbaasında bazı Anadolu kentlerine gönderilecek gazetelerin ilk baskıları saat 2O.3O'da tamamlandı. Yaklaşık 30 bin gazete basılarak dağıtım kamyonlanna yüklendiği sırada Ankara Emniyet Müdurlüğü'nden bir polis ekibi matbaaya gelerek 17 haziran tarihli gazetenin dağıtımının yasaklandığını bildirdiler. Matbaa sorumlusu yazılı bir emir olup olmadığını sordu. Polis yetkilileri emrin daha sonra geleceğini bildirdiler. Ancak matbaa yetkilileri dağıtım kamyonlannı hareket ettirmek isteyince, polis araçlanyla barikat kurdu ve yetkilileri uyardı. Kamyon şoförleri ise araçlarını terk etmeye zorlandı. Saat 23.55'e kadar bu tartışma sürdü. Saat 23.55'te Ankara DGM Savcı Yardımcısı Ülkü Coşkun'un imzası bulunan yasaklama emri matbaaya ulaştı ve yetkililere tebliğ edildi. Milliyet Gazetesi'nin Ankara matbaasında polisce alınan önlem şehir içi baskılannın yapılacağı gece yarısı saatlerine kadar sürdü. Gazete, PKK röportajı olmaksızın baskısını sürdürdü. Marmara Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu'ya dağıtılan gazeteler erken basıldığı için, dağıtım şirketi olan Gameda'ya "Apo röportajı" verilerek teslim edildi. Güvenlik kuvvetleri bu gazetelerin matbaalardan çıkışını engelleyemediler. İstanbul DevHaber Merkezi Istanbul Devm , m,| , " " ^İ^BBB^M Kürtlere (Baştarafı 1. Sayfada) man, Celal Talabani'nin Washington ziyaretinin kendisinden gelen istek üzerine gerçekleştiğini, KUrt liderinin ABD Dışişlerinin Yakındoğu ve tnsan Haklan Dairesi yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğunu sözlerine ekledi. Redman, bir gazetecinin Talabani'nin Washington ziyareti ile Amerika'nın Kütler ile İrak arasında arabuluculuk yapma girişimi arasında bir ilişki olup olmadığıru sorması üzerine "ABD'nin bu konudaki politikasının değişmedigini" söyledi. Redman, bu politikanın Türkiye'deki Kürtleri kapsayıp kapsamadığının sorulması üzerine "Bu politika ile ilgili olarak herhangi bir bolgeyi özellikle vurgulamadım. Tüm Kürtlerin hakkında konuşoyonım" dedi. Bir gazeteci daha sonra ABD yönetimi ile resmi görüşmeler yapan Talabani'nin lideri olduğu örgütün, Amerikalı ve Avrupalı rehineler aldığının bilindiğini hatırlatınca Redman, "Söz konusu kaçırma olayı hakkında bilgisi olmadıgını" söyledi. Redman, ayrıca Irak Dışisleri Bakanı Tank Aziz'in Washington ziyaretinin, Talabani'nin Washington çıkannası dolayısıyla Irak tarafından iptal edildigini doğruladı. Brifingde Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in ziyaret tarihinde bir degişiklik olup olmadığı konusunda bir açıklama yapılmadı. PKK ile Türkiye'ye karşı anlaşma imzaJayan Kürdistan Yurtsever Birligi'nin (KYB) lideri Celal Talabani, geçen hafta, " ö w l " olduğu bildirilen bir ziyaret çerçevesinde Washington'a gelerek Amerikan yönetimi ile resmi temaslar yapmıştı. Talabani, ABD başkentinde "Ankara'nın Irak rejimine destegi sürdiigü siirece KYB'nin de Türkiye'deki rejim aleyhtarı unsurlan destekleme hakkının var olacagını" söylemişti. Talabani, bu "hakkın" sadece Kürt örgütleri için değil " T ü m rejim aleyhtan" unsurlar için geçerli olacagını özellikle vurgulamıştı. Talabani'nin A B D Dışisleri Bakanlığı'nca kabulü Türk hükümeti ve kamuoyunda tepkilere yol açmış ve bu tepki resmi kanallardan ABD makamlanna yansıtılmıştı. Ancak ABD'nin Kürt destegi politikası yeni değil. Kürt lider Mesut Barzani'nin babası Mustafa Barzani hatırlanacağı gibi ABD'de askeri bir hastanede tedavisi vaDildığı sırada öhnüştü. DGM Savcılıgı'nın yayını durdurma emri Milliyet Gazetesi'ne ulaşmadan gazete dağıtım kamyonlarının yola çıkmak istemesine polis engel oldu. (Fotograt: AA) Ancak, bu gazeteleri taşıyan Gameda araçlannın, yollarda çevrilerek nüshalara el konulduğu öğrenildi. Gazetenin Genel Yayın Koordinatörü Altan Öymen, güvenlik kuvvetlerinin matbaalarına saat 20.35'te geldiğini bildirerek "Yanlı bir karar gelmeden yapılan fiili bir müdahaleyi yadırgıyoruz. Karar bize saat 23.35'te gelmiştir. 3 saatlik zamanda yapılan iş tamamen kanunsozdur" dedi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay da yayının durdurulmasını kınadı. Abakay, " B n yasaklamanın ardında iktidann bulundugundan cndişe ettiklerini" kaydetti. Gazetesi'nin 1415 Haziran 1988 tarihli nüshalannda, gazeteciyazar M.AIi Birand imzasıyla yazılan ve Coşkun Aral tarafından fotograflanan "tşte Apo, lşte PKK", "Apo'dan teklif var" başhklan altında, 16.6.1988 Urihinden itibaren başlanacak olan bir seri röportajın duyunısu yapılmış ve bu duyunı bir kısım resimlerie de takviye edilmiştir. 16.6.1988 tarihli nüshada ise "Yol Kavşagı" başlığı alündaki bir seri yazının yaymlanmaya başiandığı gözlenmiştir. 17.6.1988 günlü nüshamn yapılan tetkikinde; Birinci sahifede "PKK, Moskova'nın tutumundan rabatsız TKP'ye Tehdit" başlığı ve hemen üstünde yer alan ve nizami bir ordu göriintüsü verilen birlik resmi olan yazının devamının gazetenin 15'inci sohifesinde ve tüm sahifeyi kapiayan bir şekilde yer aldığı ve gazetenin sol üst köşe manşetinin (tşte Apo, tşte PKK) şeklinde olduğu ve tüm sahifenin örgüt ve liderini tanıtıcı ve ŞD ana kadar Türk ve Dünya kamnoyu önünde katliam yapan ve Türk topraklannın bir kısmını devlet idaresinden ayırarak ayn bir devlet kurmayı amaçlanuş olduğu tespit edilen PKK'yı ve liderini bunJardan soyutlayan, meşru bir hakkın savunucnsu bir örgütmüş gibi göstermeye calıştıgı ve ana tem'asımn bu yolda işlendiği, milli duygulan zayıflatmak amacıyla porpaganda yapıldığı, bu nedenlerie TCK'nun 142/3. madde ve fıkrasına aykın davramlmış olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla; 5680 Sayılı Basın Kanunu'nun Ek Madde l ' e göre Milliyet Gazetesi'nin 17.6.1988 sayılı ve bu sayının içinde yer alıp yukanda değinilen hususlan içeren nüshasının (dağıtımının durdurulmasına) gecikmesinde sakınca goriilerek karar verilmiştir." T5HSİSS UGUR MUMCU (Boftarafi 1. Sayfada) GOZLEM Özal ne demişti? Başbakan Turgut Özal, Atina dönüşü uçakta gazetecilere yasadışı PKK lideri Abdullah öcalan'la yapılan röportajın yayınının rahatsız edeci olduğunu söylemişti. Özal, röportajın yayımlandığı Milliyet Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Altan öymen'le konuşurken, yayından önce ilgili makamlann söyleyeceklerinin de tespit edilmiş olması gerektiğini belirterek, "yayından dışisleri, içişleri ve jandarmanın rabatsız olduğunu" kaydetmişti. Özal, Ankara'ya dönünce konuyu inceleyeceğini ve gerekli görülen kararın alınacağını da ifade etmişti. İstanbul DGM Savcılıgı'nın Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Doğan Heper'e üç polis tarafından saat 01.00'de teblig edilen ve dağıtımı engclleyen İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Birol Kmltan, tstanbul DGM Cumhuriyet Sava Yardımalan Yaşar Günaydın, Günay Kumru ve Cemalettin Çelik irazalı kararda aynen şöyle denildi: "İsUnbul'da münteşir Milliyet geçici tescil işareti ise "GIV".. Uçak, ABD'nin Savannah kentinden temmuzun 29 unda teslim alınacak... Bir aylık eğitim uçuşundan sonra da 29 ağustosta Türkiye'ye gelecek. Eğitim uçuşları için Başbakanımızın oğlu Ahmet Öza/'ı salık veririz... Kaptan pilot Ahmet Özal, yardımcısı Efe Özal... Biliyorsunuz, sevgili Basbakanımız, önce aynı şirket tarafından üretilen "G3" tipi bir uçak almış; ancak saptanan bir teknik arıza nedeniyle "G3" şirkete geri verilmişti. Gulfstmeun şirketi, bu arıza üzerine geçici olarak Başbakanımıza "G2" tipi uçak göndermiş, bu arada da "7CGAP" adı verilen "G4" uçağinın yapımını tamamlamıştı. Akla gelebilecek her türlü lükse sahip bu uçak demek Sayın Başbakanımıza yetmedi ki, "TCANA" uçağı da satın alındı. Alınan ilk uçağın adı "GAP"... Bu ikincisinin de "ANA..." Niçin "ANA?" "ANA" sözcüğü "Anavatan Partisi"n\n ilk iki hecesidir; bunun için mi? Bilinmez ki! "ANA" sözcüğü ile başlayan deyişler ve deyimler de vardır. Sayın Başbakan bu deyiş ve deyimleri de mi kullanmak istedi uçağa bu adı verirken? Peki "GAP" nereden çıktı? "GAP" bilindiği gibi "Güneydoğu Anadolu Pro/esı"nin kısaltılmış adı... "GAP" ingilizcede şu anlamlara geliyor: Yank, rahne, geçit, aralık, fasıla, açıklık... Yolaçmak; yarmak, aralık meydana getirmek... Havacilıkta devlet ve uçak adları için uluslararası kodlar kullanılır. Örneğin Türk uçakları, "Türkiye Cumhuriyeti" baş harfleri aJınarak "Tango Charlie" olarak adlandırılır. Başbakanımızın bu yeni ve lüks uçağinın uluslararası havacılık dilindeki adı da şöyle olacak: Tango... Charlie... Alfa... Novenber... Alfa... Golfstream şirketi, bu süper lüks uçakları, petrol kralları ile Arap şeyhlerine satıyor. Sıraya şimdi de yurtdışında uçan kuşa borcu olan Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı girdi. • • Hem de bir değil, iki süper lüks uçakla! Peki nereden çıkıyor bu uçak paraları? Hangi bütçeden? Başbakanlık bütçesinden elbette... Belki de "örtülü ödenek'ten ya da şu bütçe dışı fonlardan! "FakFukFon"öan olmasın da hangi fondan olursa olsun. Ataturk'ün en yakın silah arkadaşı, Ikinci Cumhurbaşkanı ismet İnönü'nün bindiği "Beyaz Tren" yıllarca dillerden düşmemişti. Neydi "Beyaz Tren?" Cumhurbaşkanına ayrılmış bir vagondu alt tarafı... Ya şimdi? Bunca dış borç yükü altında inim inim inleyen bir ülkede bir Başbakan dünyanın en lüks iki uçağını satın alıyor. Kimseden ne ses çıkıyor ne de bir nefes... Allah'ın hakkı uçtür! Üçüncü "Tango Charlie" uçağı ne zaman geliyor? Keith Jarett'le birlikte (Baştarafı 1. Sayfada) arkadaşımız Tank Ersoy'un sehpası, festival görevlileri tarafından alıkonuldu. Neden çok basitti: "Sanatçımız biraz hassas. tçeride kesinlikle fotoğraf çekilmesini istemiyorlar". Tamam ama benim fotoğraf makinem yok ki... "Şimdi onu da almak üzere sizinle gekceğim". Sonunda görevli bizimle gelmekten vazgeçti, ama yer numaralarımızı öğrenmeden edemedi. Içeride bir deldanşör sesi duyulsa derhal salondan atılacaktık anlaşılan. Içeri girdiğimizde az önce görevliden duyduğumuz sözleri bir anons olarak bu kez kocaman hoparlörlerden işittik. Anons sadece fotoğraf çekimi ile ilgili değildi. Sanatçımız sigara dumanından da hoşlanmıyordu; ara verildiğinde salonun kapıları içeri duman kaçmasın diye kapatılacaktı. Tam o sırada Kürtür Servisi yöneticimiz Celal Üster, arkasında geçen bir konuşmaya tanık oldu. Orta yaşın üzerinde bir bey, hanımına "gördiin mıi" diyordu, "benden daha kaprislileri de varmıs!" • Konsere gelince oldukça tipik bir Keith Jarrett solo piyano konseriydi denebilir. Cazseverler belki umduklan kadar caz bulamadılar, ama Keith Jarrett hayranlan için oldukça ilginç bir konserdi. Jarrett, solo konserlerinde dinleyicisini, kendisiyle birlikte düşünmeye, müzik denilen ve notalarla üretilen problemin altından birlikte kalkmaya çağıran bir sanatçı. Bir küçücük melodi nüvesiyle işe başlıyor, deniyor, olmayınca başa dönüp tekrar deniyor, tekrar deniyor, tekrar deniyor. Arada duruyor, düşünmek için bazı küçük oyalamalar yapıyor ve yeniden denemeye başlıyor. Mükemmel olana kadar. Dün aksam, konserin ilk bölümünde sanatçı girdiği kısır döngüden kendini bir türlü kurtaramadı ve sonunda vazgeçti. Ama ikinci bölümde cana daha yakın olan bir parçayı doğaçtan çıkartıverdi. Jarrett'ın piyano çalış stili için iki yıl önce "piyanosuyla sevişiyor" denmişti. Bu tanım biraz eksik, belki piyanosuyla birlikte doğum sancısı çekiyor demek daha doğru. Çalınan doğaçlama parcanın iyi yolda mı, kötü yolda mı olduğu sanatçının yüzünden anlaşılıyor zaten. İyi bir buluş anında, gözleri ışıldıyor ve bir çığhk kopuyor genzinden. Ama bir de işler kötü gitti mi, iniltiler, kıvranmalar, ağız buruşturmalar, hatta kendi kendine kızmalar... Jarrett'ın yüzü ikinci bölümde daha çok güldü. 45 dakika süren ilk bölüme karşılık tam 30 dakika süren ikinci bölürn, galiba sanatÇiyı daha çok memnun etti. "bis"i ise hiç olmamış varsayalım. CAUSANLAR1N SORULAR1/SORUNLARI YBLMAZ ŞİPAL "Bu boşluğu borçlanarak" SORL 1934 doğumlu olup. halen sigortalı olarak çalışmaktayım. İlk sigortalı oluşum 1974 yılıdır. 1974 yılından bu yana yılda 9 ay çalışan bir işyerinde çalışıyorum. N e yazık ki, sigorta primlerim dogru düriist ödenmemiş. tşveren, cumartesi ve pazar giinlerinin izin ücretini ödememek için ayda 1718 gün prim ödemiş. Ancak, sendikaya üye oldugam dönemlerde bu eksiklik bulunmuyor. 1 Ödenmemiş primler için ne yapabilirim? 2 Gerek 15 yıllık çalışma süresi, gerekse kadın sigor talı olarak yaş durumundan sorunum yok. Ancak, gün olarak çok fazla boşluğum bulunmaktadır. bu boşluğu borçlanarak doldurabilir miyim? 3 tsteğe bağlı sigortaya geçtigün takdirde durum ne olur ve isteğe bağlı sigorta yoluyla borçlanmak mümkün miiHür? ' dür? F.G. İSTANBUL 338 83 10 338 58 47 570 12 70 572 21 44 MSB'ye yanıt Dün bu köşede MSB Basın ve Halkla İlışkiler Şube Müdürü Kemal Bağlum tarafırtdan gönderilen açıklamayı okudunuz. Bu açıklama bakanlığa sınavla alınan Basınla ilişkiler Uzmanı Ali Rıza Kuranel ile ilgili yayınlarımızı doğrulamaktadır. Şöyle ki: 1. Olayın özü, Kuranel'in "mülĞkat'ın yapıldığı gün göreve başlamasıdır. Bu olay açıklama ile doğrulanmıştır. 2. MSB sırtav yönetmeliği madde 22'de "yazılt sınavda başanh olmayanlar mülâkata alınamazlar'' kuralını taşıyor. Yazılı sınava katılan butün adaylar "mul&kata" alınmışlardır. Aynı yönetmeliğin 24. maddesı, sınav sonuçlanmn ilgiiilere yazı ile bildirileceğini içermektedir. Bu kurallara uyulmamıştır. 3. Kuranel ile birlıkte aynı gün başka kadrolar için yapılan sınaviarı kazananlar 31 Mayıs 1988 günü ı$e bâştamışlardır. Kuranel'in mülâkata girdığı gün ışe başlamış görünmesı bu adaya açıkça ayrıcalık tanındığını göstermektedir. 4. MSB tarafından açılan sınavao gün 98 kişi katılmıştır. Bu 98 adayın sınav kağıtlarının o gun incelenmesi ne kadar da kısa bir sürede yapılmıştır? 5. Kuranel sınavdan önce de Bakan Vuralhan'ın yanında görülmüş, kokteyllere katılmıştır. Sınav duyurusunda basınla ilişkiler uzmanlığı için 9. dereceden bir kadro ayrıldığı duyurulmustu. Aynı duyuruda "konusunda tecnjbeli, deneyimli erkek adaym söztesmeA olarak" da atanabileceği kaydedilmekteydi. 6. 4 mart günü sınava giren Kuranel işlemlerinı o gün öğleden sonra nasıl tamamlamış, sözleşme nasıl imzalanmıştır? 657 sayılı yasaya göre ayrılan kadro, hangi gerekçe ile ve nasıl 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası kapsamına kaydırılıverilmiştir? Kaydırılıverilmış ve Kuranel'e 2. derecede memurun alacağı avans ve yolluk ödenmiştir. Not: (1) Ercan Vuralhan'ın gazetemız aleyhine actıgı davalarda MSB başlıklı kâğrtlar kullanılmaktadır. Dava "Bakanhk" adına değil, "Bakan" adına açılmıştır. Bu yüzden Basın ve Halkla ilişkiler Şube Müdürü Baglum'un mahkemelere gönderilen MSB başlıklı kâğıtlara dikkat etmesini salık verirım. Kuçük de olsa bu kâğıtlar da devlet malıdır. Bir gun gelir birileri, Bağlum dan bu kâğıtların bıle hesabını sorarlar. (2) Kemal Bağlum'dan Başbakan'ın özel avukatı Bilgin Yazıcıoğlu'nun OYAK Yönetım Kurulu üyeliğıne kimin tarafından ve nıçin önerildiğlni soruyorum. Tabii göreve başlayış tarihlni de... ENGLISH CENTRES Eylulde 2O Haziran'da YiMt J^şhjpor Hacbovu Cad No 16 Bskırtö? BROŞUR İSTEYIN Kurelanmız Bntısh Counol tarafıAlan onanmıştır ArelsFelco uyesıdcr BTA İNGİIİZÜSANOKULLARI DANIŞMA MERKEZİ CumhuriyetCad. 173/1B'Elmadağ 80230 İstanbul Hilton Oteli Karşısı Tel: (1)148 39 77148 79431329684 Tlx. 27498 TUSMTR Fax: (1)132 97 29 Nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdür. BA YRAM ÇEKtÇ tıırsenı GÖKDİLDE ÖGRENİLJR. ÇYAI DÖMIHİ KAYITIARI İNGtLİZCE ALMANCA DENEMEYE, BEKLEMEYE VAKTİNİZ YOKTUR! fyubanc* Sfil S/uırslun TaksJm ŞuDesl Laleli ŞUD6Sİ Bakırköv Şubesl Kaöıkov Şuuesı TaKsım Caa ryo 71 Tei 150 47 IÜ 150 ıt 49 Kurultay SOk NO 10Beva2ltTel 520 114142 S276214 ıstanDul Cad Danteıacı Sok No 7 Tel 521 27 83 • S83 68 40 KusOılı Cao Dılek Han 67 Tel 338 03 47 345 18 96 DİL SÜRÜYOR) YANIT: 1 Sosyal Sigortalar Yasası uyarınca verilmesi gereken belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çahştıklan Sosyal Sigortalar Kurumu ilgililerince saptanamayan "sigortalılar, çalıştıklaruu hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacaklan ilam üe ispatlayabilirlerse, bunlann mahkeme karannda belirtilen aylık kazanç toplamlan ile prim ödeme gün sayılan" gözönüne alınmakta ve geçerli sayılmaktadır. Üzerinden 10 yıl yıl geçmemiş çalışmalannızı yargı yolu ile kanıtladığımzda bu çahşmalarınız geçerli sayüacaktır. 2 Sigorta primi ödenmemiş çalışma sürelerinin borçlanılabilmesi bugün için olanaksızdır. 3 İsteğe bağlı sigortadan yararlananlar için de borçlanma söz konusu değildir. 315 yıldan beri sigortalı bulunan ve 50 yaşını da doldurmuş kadan sigortalılara yaşlıhk aylığı bağlanabilmesi için gerekli 3.600'den eksik günleri borçlanarak ya da peşin ödeyerek tamamlamak olanaksızdır. OzaFa bir uçak daha (Baştarafı 1. Sayfada) linen süperlüks uçağın yapımını tamamlamış ve "GAP" adı verilen uçak 24 mayıs günü Türkiye'ye gönderilmişti. 24 milyar 700 müyon TL'ye satın alınan uçak, yaklaşık 13.5 kilometre yükseklikten uçabiliyor. Saatte 900 kilometre hız yapan uçak, hiç durmadan 8 bin kilometre yol alabiliyor. 15 ton ya •• kıt alabilen uçak, 15 kişi taşıyor. İçinde müzik seti, video, radyo ve telefonu bulunan GAP, bir aydır Başbakan Özal'ın gezilerinde kullanüıyor. Bir ay önce alınan GAP uçağından sonra başbakanlıkça satın alınan TCANA uçağına da yaklaşık 25 milyar TL ödendiği ileri sürülüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle