19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZtRAN 1988 EKONOMİ CUMHURİYET/9 TÜRKİYEUen Türkiye'ye eski teknoloji kazığı ÎZMİR (ANKA) Yanlış seçilmiş ve değerini yitirmiş teknolojilerin satın alınması yüzünden Türkiye'de 10 trilyon lira değerinde hurda makine parkı biriktiği belirlendi. Dokuz Eylül Üniversitesi tktisadi ve Idari BUimler Fakültesi (tlBF) tşletme Bölümü'nce yapılan "Kullamlmayan eski teknolojiler" konulu araştırmada, yalmzca fzmir ve çevresinde, küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarının elinde bulunan eskimiş makine parki değerinin 1.5 trilyon liraya ulaştığı belirtildi. Yeni Genel Müdür Coşkun Ulusoy 'eski defterleri'açtırdıEKONOMİ NOTLARI Ziraat Bankası'nda usulsüzlük Eski Genel Müdür Kemal Akkaya'mn engellediği denetimi yeni Genel Müdür Coşkun Ulusoy yaptırdı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporuna göre, 1986 yılında zarar eden banka, 15.6 milyar lira kâr etmiş gibi gösterildi. Raporda, Halit Narin'e usulsüz kredi açılmasından sorumlu olanlar hakkında yasal işlem yapılması istendL ERBİL TUŞALP ANKARA Ziraat Bankası'nın 1986 yılı hesap ve işlemlerinde önemlı "usulsüzlükler" olduğu saptandı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, aralarında Ziraat Bankası eski Genel Müdürü ve ANAP Milletvekili Kemal Akkaya'mn da bulunduğu Ziraat Bankası eski yönetim kurulu üyeleri ve bazı üst yöneticiler hakkında soruşturma açılmasını istedi. Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) raporunda, Ziraat Bankası'nın 1986 yılı bilançosunun gerçeği yansıtmadığı da vurgulanarak 1986 yıhnda gerçekte zarar eden bankanın bilanço oyunlanyla 15.6 milyar lira kâr etmiş gibi gösterildiği açıklandı. Ziraat Bankası eski Genel Müdürü Kemal Akkaya'nın engellediği Yüksek Denetleme Kurulu denetimi, Coşkun Ulusoy'un genel müdürlüğe atanmasından sonra yeniden gündeme geldi. Coşkun Ulusoy, göreve başladıktan sonra Yüksek Denetleme Kurulu BaşkanlığYna başvurarak, bankanın 1986 yılı hesap ve işlemlerinin denetlenmesini istedi. Bunun üzerine başlayan denetim, mayıs ayı sonlannda tamamlanarak yaklaşık 400 sayfalık bir rapor yazıldı. Raporda, Ziraat Bankası'nın 1986 yıhm zararIa kapattığı belirtilerek, bilançoda gösterilen 15.6 milyar Iiralık kârın da gerçek dışı olduğu kaydedildi. Raporun "temenniler" bölümünde yer alan 36 sıra sayılı tetnenni ile ilgili olarak 395 ve 3%. sayfalardaki bilgiler özetle şöyle: 1986 yıhnda Türkiye Göbre OSMAN UIAGAy I Raporu yanıtsn btrakn. raponınu engelledi. Airbuslar THY'yi sarstı ANKARA (ANKA) Turk Hava Yollan'nm (THY) 1984 yılında 27 milyar lira olan kân, giderek azaldı ve geçen yıl 2.6 milyar liraya geriledi. THY Genel Müdürü Yılmaz Oral, konuya ilişkin olarak, "Kârdaki azalma son yıllarda filo modernizasyonuna bağlı olarak alınan yeni Airbus uçaklarınm sigorta, amortisman vefaiz ödemelerinin yüksek olmasından kaynaklanmaktadır" dedi. Bankcdar ilhalatı öğrenemedi ANKARA (AA) Merkez Bankası, bankaları, ithal izinlerinin düzenlenmesi ve <onuçlandınlmasında jptıkları hatalar konusunda uyardı. Merkez Bankası bankalara gönderdiği genelgede, ithal izinlerinin düzenlenmesi sırasmda, belgelerin okunaklı ve eksiksiz doldurulması, ithal belgelerinin numaralarmın doğru yazılması, ödeme şeklinin belirtilmesi ve A T'den yapılacak ithalatta iilke adının açıkça yaztlmasını istedi. Sanayii AŞ'nin (Tügsaş) Ziraat Bankası'nda bnlunan mevduatına verilmesi gereken toplam 13 milyar 600 milyon Iiralık faiz, 1986 yılı bilaıtçostiDda gider olarak işleomedi. Söz konusu 13.6 milyar Iiralık faiz gideri 1987 yılı giderteri içine aktanldı. Raporda yer alan 17 sayılı temennide ise tasfiyeye tabi alacaklarla ilgili bilanço işlemleri üzerinde duruldu. Tasfiyeye tabi alacaklar için yasal olarak ayrılması gereken karşılık tutan 4.5 milyar lira diişük tutuldu. Sadece bu iki kalem, bankanın 15.6 milyar lira olarak gösterilen kânnı 2.5 milyar Iiralık bir zarara dönıistüriiyor. YDK raporunun, Ziraat Bankası'nca 1986 yılında usulsüz olarak açılan kredilerle ilgili değerlendirmelere ilişkin bölümün de Halit Narin, Banker Bako ve Koyuncular Toprak Sanayii AŞ gibi firma ve kişilere verilen krediler üzerinde duruldu. Raporda, usulsüz kredilerle ilgili olarak özetle şu görüşlere yer verildi: "Nariıı: Halit Narin'in şirketlerine yüksek tutarlarla ve sağlam teminata dayandırılmaksızın kredi açıldığı saptandı. Halit Narin'in aldığı kredilerin büyük bölümünü, kendisine ait bir şirketi diğer şirketine kefil göstererek aldığı saptandı. Raporda, Halit Narin'in şirketlerine verilen kredilerin "sağlam teminat" aranmaksızın açılmasında rolü bulunan banka yöneticileri hakkında yasal işlem yapılması önerildi. Banker Bako: Sahte olduğu için dava konusu olan devlet tahvilleri teminat kabul edilerek Ban UUISOTEski defterteri açt. Keflli, kendi şirteti. Sahte tahvilleri teminat lu üyeleri hakkında da soraşturma açılması temenni olunur." 1986 yıhnda ara seçimler, 1987 yıhnda da referandum ve genel seçimler nedeniyle Ziraat Bankası kaynaklannın bir bolümünün "seçim yannmUnnda" kullanıldığı öne sürülmüştu. Aynca bu dönemlerde bankanın birçok firmaya da politik etkilerle kredi açtığı savları gündeme getirilmişti. Bu dönemde Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Kemal Akkaya ANAP'tan milletvekili adaylığı için hazırhklar yapıyordu. Yüksek Denetleme Kurulu, KlT'lerin yıllık denetim programları çerçevesinde Ziraat Bankası'nın 1986 yılı hesap ve işlemlerini denetlemek ve raporunu hazırlamak üzere 1987 yılı ortalannda bir grup denetim elemanını Ziraat Bankası'nda görevlendirdi. YDK elemanlan ilk başlarda bankadan gerekli her türlü desteği görüyorlardı. Bilanço üzerindeki ön çalışmalar tamamlandı. Sıra, bilançonun aynntısının incelenmesine geldi. Bunun içinde banka kaynaklannın hangi alanlara aktanldığının analizi gerekiyordu. Ayrıca kredi ker Bako'ya yüksek tutarlarda kredi kullandınlmıştır. Banker Bako'ya bu kredileri açanlar hakkında yasal takibat yapılmalıdır. Koyuncular AŞ: Hiçbir tecrübe ve ihracatı bulunmayan Koyuncular Toprak Sanayii Ticaret AŞ'ye ve bunun benzeri şirket ve kişilere teminatsız ve usulsüz ihracat kredileri vererek banka zararına yol açanlar hakkında işlem yapılmalıdır." YDK raporunda, ayrıca batık kredilerde sorumluluğu bulunan Ziraat Bankası'nın 1986 yılındaki yönetim kurulu başkan ve üyeleri hakkında da soruşturma açılması temenni ediliyor. Raporun, 1986 yıhnda görev yapan Ziraat Bankası Yönetim Kurulu hakkında soruşturma açılma smı öneven bölümü söyle: "1986 yıhnda knllandınlmış olup geri dönmeyen ve batık kredi durumuna giren krediler nedeniyle banka zararı soz konusudur. Bu nedenle, KİT'lerle ilgili 233 sayılı kanun hiikmünde kararnamenin 46. maddesini gözden uzak tutarak 'banka sermayesi ve bankaya sağlanan kaynakları verimlilik ve kârhlık esasına göre çalıştırmadıklan' için banka yönetim kunı açılan firmalann firma ve kişi bazında da inceiemesi yapılacaktı. Ancak Ziraat Bankası Genel Müdürü Kemal Akkaya, YDK elemanlarına " d u r " dedi. Akkaya, KIT statüsündeki bankaların TBMM'nin KlT komisyonu yerine Plan ve Bütçe Komisyonu'nda denetlemele.ini öngören 3346 sayılı yasa değişikliğini gerekçe göstererek şirket bazı nda hesap ve işlemlerle ilgili aynntıları bilgi ve belgeleri veremeyeceğini bildirdi. YDK, aynı yasanın Anadolu Bankası, Emiak Kredi Bankası, Denizcilik Bankası ve Etibank gibi diğer kamu bankalarını ilgilendirdiğini, ancak bu bankalarda normal denetimin yapılmakta olduğunu hatırlattı. Yasanın YDK denetimiyle ilgili bir hüküm getirmediği, sadece TBMM'de komisyon değişikliğı öngorduğü hatırlatıldı. Ancak, Ziraat Bankası'ndan olumlu yanıt alamayan YDK, durumu bir yazı ile Başbakanlığa iletti. Uzun süre Başbakanlıktan da YDK'ya herhangi yanıt gelmedi. Kemal Akkaya, eylul 1987'de ANAP'tan Samsun milletvekıii ada>ı olarak görevden aynldı. Akkaya'nın yerine vekaleten genel müdürlüğe atanan Genel Müdür Yardımcısı Yahya Aslaner, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'e bir yazı göndererek, bankanın 1986 yılı hesap ve işlemlerinin denetiminin yapılamadığını bildirdi. Kaya Erdem Aslaner'in yazısına herhangi bir yanıt göndermedi. Coşkun Ulusoy, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'ne atandıktan sonra ilk iş olarak bankanın durumu ile ilgili ayrıntılı bir inceleme başlattı. Bankanın 1986 yılı hesaplannın YDK'ca incelenmediğini de gören Ulusoy, YDK Başkanlığı'na bir yazı göndererek, bu denetimin yapılmasını istedi. Mart ayında YDK elemanları Ziraat Bankası'na gelerek denetime başladılar. Geçen günlerde tamamlanan denetimle ilgili rapor yazılarak YDK Başkanı Şükrü Akgüngör'e sunuldu. Akgüngör'ün raporu en kısa sürede Başbakanlığa göndermesi gerekiyor. Pış Borç Ödemek İyi de Içerdekı Fatura Ne Olacak? Türkiye dış kredi itibarı açısından çok önemli olan yıl ortast dış borç servisini yani dış borç ana para ve faiz ödemelerini, bir sorun çıkmadan gerçekleştireceğe benziyor. Ankara'dan ve piyasadan bize ulaşan bütün bilgiler bu doğruttuda. CHdukça büyük hacimdeki bu ödemelert yapmak için gerekli dövizin ödeme tarihlerinden önce hazır edildiği, böylece piyasadan döviz toplanacağı spekülasyona yol açılmayacağ; da bize ulaşan bilgiler arasında. Sayın Başbakan'ın son günlerde gene söylemeye başladığı, "Merkez Bankası'ndaki dövizler taşıyor" gibi lafların kaynağı da, borç ödemelerini aksamadan gerçekleştirmek için yapılan bu hazıriık herhalde. Türkiye yıl ortası dış borç ödemelerini hiçbir aksamaya meydan vermeden gerçekleştirebilirse bu öncelikle dış finans cevrelerinde belirmeye başlayan kaygıları azaltacak. "Acaba Türkiye de dış borç ertelemesine gidecek mi?" sorusunu en azından kendilerine sormaya başlayan bankacılar yıl sonuna kadar biraz raharJayacaklar. Uluslararası finans çevrelerinin kaygılarının azalması ise Türkiye'nin ağır dış borç ödemelerini, çoğunlukla yeni borç bularak gerçekleştirmesini kolaylaştıracak. Oldukça zor koşullar altında, oldukça yüklü bir dış borç ödemesi, dışarda hiçbir aksamaya yol açmadan ülke içinde de yeni bir döviz spekülasyonu yaratmadan gerçekleştirilebilirse, bunu başaranlann hakkını teslım etmek gerekecek. Ancak bu ödemeyi gerçekleştirmek için yapılan döviz tedarikini r'dövizimiz taşıyor" diye ilan eden zihniyet, dış borç ödemelerinin aksamadan gerçekleştirilmesini de "ekonomimiz düzlüğe çıktı" diye millete sunmaya kalkarsa bilerek ya da bilmeyerek gerçekleri saptırmış olacak. Çeşitli yazılarımızda daha önce de değinmiş olduğumuz gibi, dış borç ödemelerini başarıyla yerine getirmek ağır borçlu bir ülkenin ekonomik sorunlarını mutlaka hafifletmiyor, tersine ağırlaştırabiliyor. Eğer bir yıl içinde yaptığınız dış borç ödemelerı alabildiğiniz yeni dış krediden fazlaysa siz dışarıya net borç öder duruma düşüyorsunuz. Bunun ise ülke ekonomisine çok olumsuz yansımaları oluyor. Dış borç ödemelerini düzenli gerçekleştiren ülke "dış dengeyi sağladığı" için IMF'nin, Dünya Bankası'nın, uluslararası bankaların övgülerini kazanırken, aynı ülkenin ekonomisi çok ciddi iç sorunlarla karşı karşıya gelebiliyor. American Express Bankası'nın yayımladığı "The Amex Bank Review"ın 18 Mayıs 1988 tarihli sayısında bu olgu çok güzel anlatılıyor. "Baker Planı" kapsamına alınan dünyanın en borçlu 15 ülkesini ele alarak durumlannı inceleyen Amex Bank Revievv, söz konusu ütkelerin 1982'den bu yana dış dengelerini sağlama yolunda önemli adımlar attıklarını kaydettikten sonra şöyie devam ediyor: "Ne var ki dış dengeyi sağlamada gösterilen başarı iç ekonomide tekrananamadı. Dış dengeyi sağlamak için alınan radikal örvlemlerin maliyeti, iç ekonomide olumsuz biçimde hissedildi. Büyüme hızları düştü ve ağır borçlu ülkelerin çoğu resesyon, yani ekonomik durgunluk olgusuyla karşı karşıya kaldı." Ağır dış borç taksitlerinin kamu açıklannı büyüttüğünü ve kamu kesiminin finansman gereksinimini hızla arttırdığını belirten Amex Bank Revievv, böylece ortaya çtkan kısır dönguyü şöyle anlatıyor: "Kamunun büyüyen finansman gereksinimi bir yandan özel tasarruflara da el koyarken diğer yandan bu ortamın kaçınılmaz sonucu olan enflasyon da kamunun iç borç servisi yükünü arttınr. Böylece kamunun finansman gereksinimi daha da büyür ve yeniden enflasyonu arttırıcı etki yapar. Yüksek faiz oranları ve yüksek enflasyonun yarattığı belirsizlik ortamı özel yatırımcıyı caydınr. Kamu kesiminin ağır iç borç servisi yükü, kamu açığının kapatılmasını zoriaştırır. Çoğu kez cari harcamalannı kısamayan kamu kesimi tek çare olarak yatınmlarını kısmaya başlar. Bu durumda özel yatınmların yanı sıra kamu yatırımları da durunca ekonomide durgunluk kaçınılmaz hale gelir. Bu kısır döngünün içine giren borçlu ülkeler, dış borç ödemek için dışa net kaynak transferi yapmanın iç ekonomide dayanılmaz bir bedeli olduğunu er geç fark ederler." Bu satıriar Türkiye için yazılmamış, ama çeşitli göstergeler Türkiye'nin de böyle bir kısır döngünün içine düsebilecegini göstertyor. Yıllardan beri ilk kez bu yıl büyük çapta dışa net mali transfer yapma durumunda olan Türkiye'nin, bunun olumsuz bedelini iç ekonomisinde ödemesi kaçınılmaz görünüyor. İç borç Hazine dengelerinde çekilen sıkıntılar, parasal hedefleri tutturmakia çekilen güçlükler bunun ilk göstergeleri. Onun için, "dış borcumuzu aksatmadan ödedik" diye bayram edeceğimize bunun iç ekonomideki faturasını nasıl ödeyeceğimizi düşünsek herhalde daha gerçekçi davranmış oluruz. SÎGORTA SEKTORUMÜZ NE ALEMDE? (1) Termik santral projeleri ANKARA (AA) Enerjide kaynak çeşitlendirilmesini sağlamak amacıyla uygulamaya konulması planlanan, hammaddesi ithal kömüre dayalı iki "termik santral" projesine ilişkin görüşmeler son aşamaya geldi. Yaklaşık üç yıldan bu yana Türkiye'nin gündeminde bulunan ve "yapişletdevret" modeli ile kurulması öngörülen aynı nitelikli 5 proje arasında yer alan Izmir Aliağa ve tstanbul Ambarlı santrallan için öniimüzdeki günlerde yapımcı firma grupları ile nihai anlaşmaların imzalanması bekleniyor. Sigortada dünya sonvıncıısuyıız DR. ŞEBNEM DUMAN Türk sigorta sektöründe son bir yıl içinde gözlenen gelişmeler, sigortanın bir mali kurum olarak de alınmaya başlandığı ve sigortacüığın ekonomik işlevinin nihayet önem kazanacağı umudunu verıyor. Kaıurnızca sigorta sektörünün yıllarca ihmal edilişinin temelinde, sigortanın bir mali kurum olarak değil, sadece bazı hasarlan telafî etmek için kurulmuş bir organizasyon hüviyetiyle ele alınması yatmaktadır. Oysa sigorta, hemen hemen bfltun geUşmiş ekonomilerde ve birçok gelişme yolundaki ekonomide, mali kurumlar içinde en önemli yerlerden birini almakta, yatırımlara kaynak olabilecek fonlann yaratılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Gelişme ve büyüme teorilerinin önem kazandığı yüzyılımızda, sigorta sektörü birçok ülkenin kalkınma, gelişme ya da büyümesinde çok yönlü katkılarda bulunmuştur. Bunun bilincinde olan çeşitli kesimler de halk, ulke yöneticileri, yatırımcılar, sigorta şirketleri vb. sektöre gereken önemi vererek kendilerine düsen görevleri yerine getirmişlerdir. Özellikle devlet, sigorta faaliyetlerinin her aşamasında değişik şekillerde devreye girerek denetim ve desteği ile işlevlerin gerçekleştnesini sağlamıştır. Bu işlevler özellikle bızım gibi kalkınmakta olan ülkeler için daha büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü: • Gelişmekte olan ekonomilerde sermaye birikimine duyulan gerek ve zorunluluk gelişmiş ekonomilere oranla daha fazla kendini hissettirmektedir. Sigorta faaliyetleri çeşitli halk kütlelerine ve uluslararasına yayılabilme özelliğine sahip olduklanndan gerek ülke içi, gerekse ulke dışı fert ve kuruluşlara ait gelirlerin bir kısmını rezervuarlan içinde toplamak olanağına sahiptirler. Bu birikimler birçok ülkede mucizeler yaratacak boyutlara ulaşmış, inşaat, tanm, sanayi ve hatta savunma sektörlerinin kalkmmasında yararlanılan fonlar içinde uzun yıllar birinci sırayı korumuştur. • Gelişmekte olan ekonomilerde ödemeler dengesi de özcl bir öneme sahiptir. Sigorta faaliyetleri hem reasürans hem de direkt üretim yoluvla döviz giriş ve çıkışlarına neden olur. • Sigorta sektörü dıreKt ikraz yolu üe kredi hacmini genışlettiği gibi sigorta edilen mal veya can poliçelerine de başka kuruluşların kredi açması olanaklanru yaratır. Bu durum kredi hacmini arttınr, faiz oranlarının aşağı çekilmesine neden olur. Aynca sigorta faaliyetleri yatırımcılann ayırdığı şüpheli alacak, şüpheli borç veya hasar karşılığı gibi karşıhklann da düzeyini en aza indirger. Büyük miktarda sermayenin yatırun alanlarına kanalize edilmesini sağlar. Bütün bu oluşumlar fıyatlann da daha aşağı bir düzeyde oluşmasını sağlar. • Gelişmekte olan ekonomilerde 'güvence' işlevi de gelişmiş ekonomilere oranla daha çok yönlü etkilerde bulunmaktadır. Gelişmiş ekonomilerde sosyoekonomik çöküntüler yaratmayacak meblağlar gelişmekte olan ekonomilerde zincirleme çöküntüler yaratır. Bunlan telafı edecek organizasyonlar da yok denecek kadar azdır. Hasarlar neticesinde kapanan işyerleri, ölen aile fertleri, çalınan, kırılan, çöken, Bankaları zoryıllar bekliyor ANKARA (ANKA) Bankalan zor yıllann beklediği ve bu zorluğun aşılabilmesi için bankaların başta özkaynaklarını arttırmak olmak üzere ciddi önlemler almalarının gerektiği belirtildi. Türkiye tş Bankası Araştırma Grubu görevlilerinden Nur Polatkan, "Türk bankacılık sisteminde 1980'den sonra kaydedilen gelişmeler ve yakın gelecekleki bekleyişler" konulu bir rapor hazırladı. Polatkan raporunda, mevduat ve kredi faizlerinin serbest bırakıldığı 1 Temmuz 1980 tarihinin, Türk bankacılık sistemi için bir dönüm noktası olduğuna işaret ederek, "Türk bankacılık sisteminin, sınırlı tasarruflan mevduata dönüştürebilmek amacıyla yaygın ve küçük şube bankacılığı şeklinde gelişmiş olması, faiz dışı maliyetlerin yüksekliğinde etken olmaktadır" görüşüne yer verdi. Faizlerin serbest bırakılmasından sonra mevduat toplama yarışının bir sonucu olarak kendi faizlerinin de yükseldiğine işaret eden Polatkan, bu durumun da işletmeleri zora soktuğunu belirtti. Nur Polatkan, işletmelerdeki sorunların da bir süre sonra kredilerin geri dönmemesi biçiminde bankalara yansıdığına dikkat çek SUNUŞ Pek çok ülkede sigorta sektöründe biriken fonlann ekonomik kalkınmanın finansmanıada. konut sorununun çözümünde ve güverdi bir iş ortamının yaratılmasında çok önemli roller oynadıklan biliniyor. Türkiye'de ise hisse senedi piyasası gibi, çok geri kalan ya da geri bırakılan bir sektör niteliğuıde sigorta sektörü. Konuyla ilgili bir doktora tezi hazıriamış bulunan Dr. Şebnem Duman'm bugün ve yann, iki bölüm halinde yayımlajacağımız inceiemesi, Türkiye'de sigortacıhk scktörünün ne kadar geri kaldığım ve bu sektördeki büyük potansiyeli ortaya koyuyor. Prim/GSMH oranının gelişimi |°o) 1965 1980 1970 1960 irianda ABO TürkAlman ekonomik iUşkileri ANKARA (AA) Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt özal, F.AImanya Ekonomi Bakanı Martin Bangeman'ın konuğu olarak F.Almanya'ya gitti. Devlet Bakanı özal, Esenboğa Havalimanı 'nda yaptığı açıklamada, Türkiye ile iktisadi ve ticari ilişkisi en yoğun ülkenin F.AImanya olduğunu hatırlattı. Seyahatinin iki Ulke arasmdaki iyi ilişkileri daha da geliştirme amacı taşıdığını bildirdi. donan varlıklann telafi edilemeyişinden doğan işsizlik, yoksulluk, çaresizh'k, sosyoekonomik çöküntüleri peş peşe sıralar. tntiharlar, huzursuzluklar, aile dağılmalan artar, ekonomik ve siyasi istikrar bozulur, guvensiz ortamda yatınmcı sayısı azalır. Sigortanın hasarlan telâfi mekanizması, ekonomiden çekilen güçlerin yerine konmasını sağlar. Dolayısıyla işsizlik ve darboğazlann önünü alır. • Gelişmekte olan ekonomilerde sigorta faaliyetlerinin halka tanıtımı, kabullenilmesi ve uygulanması sırasında gelişmeler, halkın kültürü, eğitimi, ekonomik görüşü, ticari anlayışı ve güvence gereksinimi konulannda da olumlu gelişmelere etken olur. Tevekkel ve kaderci düşünceler, akılcı ve karşılaştırmalı tercihler, kararlar şekline dönüşür. Olaylar berraklaşır. Bilinmezliğin neden olduğu cesaretsizlik ve kaybetme, yok oltna korkusu ortadan kalkar. Kişilerin kendine ve geleceğine güveni artar. Birçok ülkede sigorta faaliyetlerinden elde edilen rakamlar öylesine büyüktür ki yukanda belirtilen konular da ekonomiyi önemli ölçüde etkiler ve ekonomiye yön verirler. Günümüzde sigorta şirketleri de verimliliklerini, faaliyetlerini duyururken, gerçekleştirdikleri yatınmlan, ekonomik işlevleri sergileyerek büyüme ve gelişmeye katkılarını kıstas olarak göstermektedirler. Ve bu şirketlerin teknik kâr/zararlan ise çoğu kez eksi bakiye vermektedir. Türkiye'de ise sigortacıhk sektörünün rakamları, dünya ölçeğinde çok küçük kalmakta, Türkiye çeşitli kıstaslara göre dünya sıralamasında her geçen yıl daha arka sıralara doğru kaymaktadır. PRIM/GSMH oranı sigorta sektöründe en önemli değerlendirme kıstaslanndandır, 1960'ta incelenen 31 ülke içinde, Güney Kore (0.4) ve Tayvan'dan (0.4) önce 29. sırada Türkiye (0.5)Me yer almaktadır. 1970'te incelenen 41 ülke içinde Endonezya (0.2) ile 41. sırada ve Türkiye (0.4)'le 40. sırada yer almaktadır. Tayvan ve Güney Kore ise 1.1 oranına yükselerek üst sıralarda yer almışlardır. 1980'de ise ince,lenen 47 ülke içinde Türkiye 0.3 oranla en son sırada yer almış, Endonezya ise 0.5'e yükselerek daha üst sıralarda yer almıştır. En son 1985'te ise, incelenen 48 ülke içinde Türkiye 0.47 ile 48. sırada ve 0.72 ile Pakistan, 0.76 ile Güney Africa ingiltere Isvtçre Güney Kore Japonya Batı Almanya Hollanda Avustralya Kanada Fintandiya Danımarka İsveç Fransa Avusturya Norveç Belctka Yeni Zelanda braii Matezya Tayvan Portekiz Venezüella halya Luksemburg Kenya Şingapur Ispanya ş* Fas Tunus 9.3 7.5 7.2 7.1 7.0 6.9 6.9 5.9 5.6 5.3 5.1 4.9 4.8 4.7 4.5 4.1 4.4 3.9 3.9 3.0 2.8 2.8 2.7 2.6 2.5 2.5 2.4 2.1 1.9 1.8 1.6 1.5 1.47 tnşaat sektörünün yeri Ekonomi Servisi Marmara Üniversitesi ile TlMSE'nin ortaklaşa düzenledikleri "Inşaat sektörünün ekonomideki yerı ve son gelişmeler" konulu seminer 14 haziranda tstanbul'da yapılacak. Seminere, TÎMSE Başkanı Sami Sarı, Türklnşa Başkanı Mevlut Hamzaoğlu, Kent Koop Başkanı Murat Karayalçm'm yanı sıra bazı öğretim üyeleri ve milletvekilleri de katüacaklar. FıMtşi Sarii Kotombiya RBpinter Hindtstan Peru Yunanistan Taytand Guatemala Kuveyt Meksika Nijerya Mısır Brezilya Endonezya İran Turtdye 1.4 1.3 1.2 1.2 1.1 1.1 1.0 1.0 1.0 1.0 0.9 0.8 0.7 0.5 0.96 6.1 7.2 4.4 5.8 6.1 2.9 5.1 5.3 5.5 4.6 5.1 5.1 4.3 4.2 3.7 4.0 4.0 4.0 3.6 3.7 2.1 1.7 2.8 1.8 2.0 2.4 2.8 2.7 1.8 0.9 1.9 1.4 1.6 1.2 1.4 1.0 1.0 1.1 0. 1.0 0.9 0.8 1.0 0.9 0.5 0.5 0.3 4.0 6.8 4.3 5.4 46 1.1 3.9 4.1 4.9 5.2 4.7 3.0 3.4 3.1 3.3 3.0 3.2 3.4 4.5 2.8 1.6 1.1 2.4 1.5 2.0 1.9 2.0 1.5 1.6 1.1 1.8 1.0 1.0 0.6 0.7 0.7 0.9 0.7 0.2 0.5 0.4 3.8 6.2 4.1 4.5 4.1 0.4 2.4 3.1 4.1 4.4 4.8 2.0 3.3 3.1 2.4 2.2 3.0 3.1 4.1 0.4 2.0 1.1 1.4 1.1 1.8 1.5 1.0 1.0 0.8 0.9 0.5 DAIMLER BENZ MAHKUM OLDU Nazi döneminde zorla çalıştırmaya taznıinat BONN (AA) Federal Almanya'nın en büyük holdingi olan DaimlerBenz, Nazi döneminde zorla işçi çalıştırdığı için, bu işçilerden hayatta kalanlara ve ailelerine 20 milyon mark (11.7 milyon ABD Doları) tazminat ödeyecek. Kızıl Haç yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre MercedesBenz otomobilleri ile otobüs ve otomobil üreten DaimlerBenz firmasırun ödeyeceği tazminatın 5 milyon marklık bölümü, Federal Almanya'nın Kızıl Haç örgütü tarafından Fransa, Belçika ve Hollanda'da bulunan ve o zamanlar Nazilerin zoraki çalışma programına katılmak zorunda bırakılan işçilere ya da ailelerine dağıtılacak. Kızıl Haç, tazminatın diğer bolümünün de, tamamen, NazileTİn eziyet ederek çahştırdıklan kişilere dağıtılacağını bildirdi. Söz konusu zoraki çalışma programı suasında, kendilerine kötü muamele edilen binlerce isçi ölmüş, çalışacak halleri kalmayan işçiler de çalışma kamplannda katledilmişti. Hitler döneminde, üretimi genişletmek ve büyük kârlar elde etmek için savaş tutsaklanru çalıştırmakla suçlanan DaimlerBenz firmasının, Hamburg Sosyal Tarih Enstitüsü'nün elindeki verilere göre sadece 1944 yıhnda 46.300 tutsağı çalıştırdığı belirtiliyor. DaimlerBenz'in pazartesi günü bir basın toplantası düzenleyerek, tazminatın nasıl dağıtılacağı hakkında bilgi vermesi bekleniyor. Dışkrediye sıkı ANKARA (AA) Kamu kesiminin dış borçlanmalarına ön denetun getirildi. Fonlar ve belediyeler dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlan, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın izni olmadan borç görüşmelerine başlayamayacaklar, kredi sağlamak için "temas ve göriiş alışverişinde" bulunamayacaklar. Yüksek Planlama Kurulu'nun 13 Ocak 1988 tarihli karanyla kurulan "Dış Borç Slratejisi Tespit Grubu" ilk duzenlemelerini açıkladı. Grup, kamu kurum ve kuruluşlannın borçlanma girişirnlerinde uymalan gerekli kurallan belirledi. Özel sektörün ise yürürlukteki mevzuat hükümlerine göre dış borçlanmalarını sürdürmeleri kararlaştırıldı. Dış Borç Stratejisi Grubu'nun yeni düzenlemesine göre kamu kurum ve kuruluşlan borçlanma sırasında şu sınırlamalara tabi olacaklar: • Dış borç aranan projenin. ilgili yıl pogramında yer aldığı ve aranan kredinin projenin ihliyacına paralel olduğu Devlet Planlama Teşkilatı'ndan alınacak "uygunluk belgesi" ile kanıtlanacak. • Kredi aranan projenin finansman kaynakları Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na (HDMT) bildirilecek. • Dtş krediler, HDTM'nin ön izni olmadan, Türkiye'den sağlanmasj mümkün olan mal ve hizmetlerin alımı için kullanılamayacak, yerel harcamalar için dış borç alınamayacak. • HDTM, dış kredi talebini incelerken, talep sahibinin vergi borcu bulunup bulunmadığına bakacak. tı. denetim Bl/GttN r V Toplumsal karamsaıiık ekonomik ve Sosyal Etütler Konferans Heyeti'nin düzenlediği "Toplumsal Karamsarhğın Psikososyolojik Nedenleri" konulu toplantı, Maçka Destek Konferans Salonu'nda saat 17.00'de Konferans Heyeti Başkanı Dr. Nejat Eczacıbaşı'nm başkanlığmda toplanacak. Uluslararası Karayolu Nakliyatı Birliği'nin (IRU) 21. Dünya Kongresi'nin oturumları saat 15.00'fe Atatürk Kültur Merkezi'nde başlayacak. Açılış Ox oturumunun başkanlığını IRU Başkanı Ron Whittle yapacak. Petrol karteli zor dönemeçte Ekonomi Servisi Petrol Ihraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) Viyana'da başlayan yarı yıl toplantısı, Iranlrak savaşına sahne oluyor. lran Petrol Bakanı Ağazade, "Artık, günde 2.6 milyon varil nretim yapan Irak'a rağmen bir üretim kotası kabul etmeyecegiz" dedi. Irak Petrol Bakanı Çelebi ise "Ya lran ile eşit üretim olur ya da hiç kota kabul etmeyiz" dedi. OPEC'in Viyana'daki yarı yıl toplantısı dün birkaç saatlik gecikmeyle başladı. Toplantının açılışında konuşan OPEC dönem Başkanı Rihvanu Lukman, kartel üyelerine anlaşma çağrısında bulundu ve "Piyasalara doğru mesajı verelim" dedi. Lukman, toplantıda vanlacak bir ortak sonucun petrol piyasalannda istikrarı sağlayacağını vurguladı. Toplantı öncesi gazetecilere bir açıklama yapan lran Petrol Bakanı Golamrıza Ağazade, "Bu kez, Irak'ın kota dışı bırakıldığı bir anlaşmaya göz yummayacaklannı, böyle bir durumda hiçbir üretim kotasım kabul etmeyeceklerini" vurguladı. Irak Petrol Bakanı İssam Abdül Rahim El Çelebi de, gazetecilerin soruları üzerine, "Ya lran ile eşit üretira kolası ya da hiç" dedi. Uzmanlar, bundan önceki üretim kısıtlaması anlaşmalanna Irak'ın katılmadığına dikkati çekerek, her iki tarafın da katı tutumu nedeniyle sorunun çözümünün çok zor olduğunu belirtiyorlar. Bu arada, Venezüella Petrol ve Enerji Bakanı Arturo Hernandez Grisanti, gazetecilere yaptığı açık Endonezya, 0.85 ile Brezilya, 0.96 ile Guatemala ve 1.1 ile Mısır daha üst sıralarda yer almaktadır. Direkt Prim Üretira'i olarak, 1980'de Dunya Prim Toplamı içindeki payı ile Türkiye incelenen 52 ulke içinde 47. sırada, 1985'te ise, incelenen 55 ülke içinde 48. sırada yer almaktadır. Kişi başına prim (KBP) tutan olarak, 1980'de incelenen 52 ülke içinde 49., 1985'te ise 55 ülke içinde 52. sırada yer almaktadır. Ayrıca Kişi başına Prim/Kişi başına Gelir (KBP/KBG) oranlannı da göz önüne alarak yaptığımız bir incelemede KBG olarak ustünde olduğumuz birçok ülke KBP/KBG sıralamasında Türkiye'nin üstünde yer almışlardır. Bütün bu rakamlar Türk Sigorta Sistemi'nin (TSS'nin) dünya sigorta sektörleri içindeki yerinin en sonlarda olduğunu ve 1%0'lardan sonra ilerleme değil gerileme kaydettiğini göstermektedir. KISA KISA • PAMUKBANK 33. kuruluş yıldonumu etkinlikleri çerçevesinde Belkıs Akkale Türk Halk Müziği konserleri duzenlendi. Konserler 10 büyük ilde yapılacak. • TÜRK Ekonomi Bankası sermayesini 10 milyar liradan 50 milyar liraya çıkanyor. Bankanın Gayrettepe Şubesi de bu av içinde açılacak. DIŞBANK sermayesini 50 milyar liraya çıkarıyor. Halen 25 milyar Ura sermayesi bulunan Dışbank'ın sermaye arttmmına ilişkin karan bugünkü olağanüstü genel kurul toplantısında ele alınacak. TÜRKİYE Metal Sanayicüeri Sendikası (MESS) Yönetim Kurulu Başkanı Bahri Ersöz, Batı Avrupa Metal Sanayicileri Örgütü'nün (WEM) 19881990 dönemi başkanı seçildi. TLRİZM Bankası'nın ortaklığı ile fuar ve tanıtım konulannda faaliyette bulunacak Anadolu tanıtım şirketi kuruldu. Istanbul 133 03 49 U ! tnkan: 117 21 15 ' S k» lımlr 22 31 S3 U « U JSÎS1 Fotokopi makineleri DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şılini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı • 1 Hollanda Florini 1 İsveç Kronu 1 isviçre Frangı 100 italyan Lireti 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Dınan 1 Sterlin 1 S Arabıstan Riyali Döviz Alış 1333.60 1077.95 110.58 776.45 37.14 204.20 328.03 229.89 691.52 £22.53 930.31 104.39 10.68 4841.53 2424.48 355.63 Döviz Satış 1340.27 1083.34 111.13 780.33 37.33 205.22 329.67 231.04 694.98 223.64 934.96 104.91 10.73 4865.74 2436.60 357.41 I3HAZHUJMMS Efektif Alıs 1333.60 1056.39 110.58 776.45 36.40 204.20 321.47 229.89 691.52 222.53 930.31 102.30 10.47 4744.70 2424.48 348.52 Efektif Sans 1353.60 1094.12 112.24 788.10 37.70 207.26 332.95 233.34 701.89 225.87 944.26 105.96 10.84 4914.15 2460.85 360.96 • IRU Kongresi lamada, yılın ikinci yansında geçerli olacak günlük petrol üretim kotalarının belirlenmesinin "çok kannaşık bir iş" olduğunu, bu konunun çözümü için toplantı süresinin yetmeyeceğini söyledi. Öte yandan, kartelin teknik ayrıntılarıru içeren inelemelerden sonra OPEC toplantısına yarına kadar ara verildi. OPEC Başkanı Lukman'm konuşmasından sonra başlayan incelemeler kısa sürede tamamlandı ve toplantılara yarına kadar ikili görüşmeler şeklinde devam edileceği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle