19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
f\ CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ğın "neyı temsıl ettığını" bırçok kımsenın bılmedığı anlaşıhyor tlk olarak bunu açıklığa kavuşturmak gerekıvor Bır dernek belu bır kesımı, grubu, topluluğu değıl, aynı amaç çevresınde toplanrruş "uyelermı" ternsıl eder "Kuşsevenler Derneğı" bır kenttekı ya da ulkedekı butün kuşsevenlen değıl, kendısıne uye olanları, sadece onları temsıl eder Özel hukuk hukâmlerıne bağlı olarak kurulmuş derneklerde, bunu aşan bır "temsıl gucu" yoktur. Tersı olsaydı, bır derneğı kurmak ıçın sadece yedı kışının bır araya gelmesı yeterlı sayılmazdı Bu bakımdan öğrencı derneğinın kuruluş koşulu olarak "yuzde eüı" gıbı bır oran ya da genel kuruldan ayn bır sa>ı koymaya kalkışmak, temelden yanlış bır yaklaşımdır Buradakı yarulgının kaynağı, oğrencıler tarafından, ozel Uıkuk kurallan ve dernek kurma özgurluğu ılkesıne dayarularak kurulacak derneklerle, ıdeal bıçımıyle universite yönetımıne de katılacak "öğrencı örgütu"nu bırbırine karıştırmaktır tkıncisı, yasaya dayanan ve kamusal nıtelığı olan bır kuruluş veya organdır. Bunun adı ve nıtelığı "dernek" değıldır Nasıl kı, "esnaf derneklen" de dernek değıi, kamusal yapılı "meslek kuruluşları"dır Derneklerle bu tur kuruluşlar, görevlen, amaçlan ve ışlevlerı açısından başka şeylerdır Kamusal mteükte bır organ ya da kuruluş olarak "öğrencı örgutu"nun kurulması tasarısı, ancak unıversıte yönetımıne etkın olarak katılma koşulu ıle bır anlam taşır Böyle bır ışlevı olmazsa, bu tur kuruluşlann, unıversıte yönetıalerının kuklası olmaktan öte bır anlam taşımayacaklannı, bu konuda deneyımı olan herkes bılır Uyesı olmaya can attığımız Batının unıversıtelennde, genellıkle, dernekler dışında bu tur bır öğrencı örgutu yoktur 1968 sonrasında gelıştınlmeye çalışüan bu modelın pek tutmadığı gorulmuştur Bunun nedenı, öğrencilerin, kendı kuruluşlarında, dıledıklen gıbı ve dıledıklen kadar dernek kurabılmelerıdır Birçok ulkede bunlar vardır ve değışık yapılar ıçınde, federasyon ya da bırlık oluşturan bu dernekler aracılığıyla, gençler uluslararası örgutlenme yoluna da gırmıştır Batı Avrupa ulkelerinın gençlığı bövle bır uluslararası örgüte sahıptır Bu gtıçlü örgute uye olan ulusal gençbk federasyonlan kendı hukumetlerınce de desteklenmektedır 1980'e kadar TMGT olarak anılan ulusa! federasyon tarafından Turkıye'nın de bu uluslararası örgutte yen ve sesı vardı Şunu belırtelım kı ötekı alanlarda olduğu gıbı, bu uluslararası orgute uye olmak ıçın de, "çoğulculuk" esasının uygulanması önkoşuldur "Bız, bırlık ve beraberlıkçıyiz" dıye kapısına gıdılırse, alınacak yanıt, buyuk bır olasılıkla AT kapısındakı yanıt olur Bu orgutun toplantılarına katılanlar, orada nelerın nasıl konuşulduğunu, her ulkenın kendı delegasyonu ıçınde ne tur bır "çoğulculuk uyumunun" egemen olduğunu gozlemleyebılırler Bızım unıversıte gençlığımızden dernekleşmede "çoğulculuk" hakkı ya da özgurluğu de esırgenmıştır Ozendığımız Batı ulkelerınde kımsenın aklından bile geçmeyecek bu buluş, 1971 Mart rejımının buluşudur Her oğretım kurumunda ancak bır dernek kuru'abıleceğı kuralı, bu rejımde parlamentodan geçen Dernekler Yasası ıle getırılmıştır O parlamentoda çoğunluğu oluşturan ve bu lcurala tam kadro ıle destek veren sıyasal partının önderının, bugun "çoğulculuk" ılkesının havarısı kesılmesı bence, sıyasal yaşamımızın acı bır ıstıhzasıdır. Bundan daha da öte bır şey vardır: Kurulmuş ve yaşayan öğrencı derneklen ilk kez 1971 rejımının parlamentosu tarafından çıkanlan Dernekler Yasası'na konmuş bır hukumle, "kendılığınden dağılmış" (ınfısah etmış) sayılmıştır Tuzel kışılığın "yasayla ıdamı" demek olan bu kurala, o tarıhte parlamentoda çoğunluğu oluşturan partıden, "hukukun genel ılkelerıne", "dernek kurma ve yaşatma özgurluğune", "ınsan haklarına" aykırılık gıbı herhangı bır ıtıraz gelmemıştır Tam tersıne, buytık bır destek verilmıştir Buna karşın oğrencıler, 1972 yüından sonra tek dernek koşuluna uyarak, yıne derneklerını kurmuşlardır tkincı "ıdam" hukmu bu yenı derneklenn dağıtılması ıle ılgılı 1980 rejımının yasasından çıkmıştır ne ki, bu kez yalnız dernekler değıl, evvelkı hukmu eteklerı zıl çalarak onaylayan "siyasal partıler"de hukmun kapsamına gırmıştır' 13 HAZİRAN 1988 Dernek FobisL, Türkiye'de çoğulcu ve özgürlükçü bir rejim özleniyorsa, bireylerin ve öğrencilerin "dernek kurma ve yaşatma" hakkı ile uğraşmamak gerekir. Demokratik hukuk devletinde, "hepimizin güvencesi olan" ve gunün birinde "hepimizin koruyuculuğuna muhtaç olabileceğimiz" hukuk düzeninin buyruğu budur. Ne idüğü belirsiz (ya da belirli) birtakım "raporlar"a mevhum yollamalar yaparak, özgürlüğtin özüyle ilgisiz oranlar ve sayılar ortaya atarak, hiçbir içeriği olmayan "birlik ve beraberlik" lafları ederek bir yere varılamayacağı anlaşılmalıdır. Prof. Dr. AYDIN AYBAY Üniversıtelerın YOK adı verılen araçla yıkılması "operasyonu"nun başladığı >ıl, çahştığımız fakulte için özel olarak planlanmış bir yok elme (ertibinı onleyebılmek umuduyla fakultenın o zamankı dekanı Prof Tunaya ıle Ankara'ya gıtmıştık tlk uygulamalan ıle ne turlu bır kuruluş olduğunu, neye hızmet «tmek üzere kurulmuş bulunduğunu anladığımız ıçın bu yok etme planını onlemek bakımından YOK'ten bir beklentımız yoktu Uraudumuz o zamanın egemenlen olan paşalardı, bınbır emekle ve kamunun parası ıle kurulmuş ve ulkemız ölçeklenne göre bırkaç yıl ıçınde olağanustu bır gelışme göstermış fakültemıze kıyılmasının önlenmesını ısteyecektik Ordu çevrelerınde çok sevılen ve savılan bır emeklı generalin aracılığı ıle zamanın egemenlen arasında oian bazı paşalarla görüşme olanağı elde ettık Bıze ılgı, hatta yakınlık gösterdıler Sayın Tunaya'jı 196O'lı yıllardan tanıyorlardı Derdunızı dınledıkten sonra, bıze söyleşı ıçın vakit bıle ayırdılar Tunaya hoca, vaktın elverdığı ölçude, son derece ılımlı bır yaklaşımla bazı duşuncelerını söyledı Son zjyaret ettıgımız paşanın yanında da bır saate yakın kaldık Kendısı 12 Eylul öncesı sıkıntılannı anlattı ve sözu bırdenbıre, Istanbul Barosu'nda yapılan seçımlere getırdı "Şu kadar avukatın kayıtlı olduğu baroda, seçım çok az sa>ıda bır katılımla yapıhyor ve sadece bu katılanlann çoğunluğu ıle başkan ve yönetım seçılıyor" dedı Bunu arüamsız, hatta geçersız bır sonuç olarak algıladığı anlaşılıyordu Bu sözler uzenne ıkımız de $aşırdık Ben, paşanın açıkladığı rakamlann ve oranlann doğru olmadığını, toplantılara katılanlann sayısının az olmakla bırlıkte, sövlenen rakamlann çok üstünde olduğunu anlatmaya çalıştım. Tunaya hoca, o ılımlı halım bırakarak, sözumu kestı ve paşaya, "Sızın Danışma Meclısınızın Başkanı kaç oyla seçıldı''" dıye sonnerdı Bu kez şaşırma sırası paşaya gelmıştı, " O başka ama" dedı. Hoca, "Hayır paşam, o da başka değıl, seçun duzenıne baglı ötekıler de başka değıl" dıye söze başlavarak, demokratik katılma, çoğulculuk, oy duzenı, oydan kaçın ma hakkı gıbı kavramları ıçeren, ınanılmaz açıklıkta ve guzelhkte ozlu bır konuşma vaptı Konuşmasıru şöyle bağladı: "Paşam, şunu nnutmayın Hukuk eşsız bır guvencedır, hepımız onun koruyuculuğuna muhtacız Ben de, arkadaşım da ve sırası geldığınde siz de." (Zıyaret ettığımız paşa, uç beş vıl sonra, hukuksal yönden kesın hakkı olduğunu kabul ettığı bır makama atanmayı beklerken, bırdenbıre emekb edılıverdı ) Öğrencı derneklerı ıle ılgılı son gunlerın tartışma ve hazırlıklarını ızJerken, yukarıda anlattığım olayı anımsadım Mılb Eğıtım Bakanı başta olmafc uzere, bırçok kımsenın, yaptıklan açıklamalarla demokratik katılım, çoğulculuk, çekınme hakkı (menfi koahsyon özgurluğu), dernek kavramı gıbı bırçok kavramlardan habersız olduklan ızlenımını verdıklennı gördum. Bu arada YOK Başkanı olan zatın da derneğın kuruluş koşulu olarak "yuzde ellı"lık katılmaya "olumlu baktığıru" söyledığını oğrenınce, kaçıncı kez yıneledığımı anımsamadığım duşuncelenmı, bır kez daha açıklamaya gerek du>dum, CUMHURtYET'TEZV OKURLARA... OKAY GÖNENSİN Tiraj Kaybı G Sonuç Sozu daha fazla uzatmaya gerek yoktur. Turkıye'de çoğulcu ve özgurlukçu bır rejım özlemyorsa, bıreylenn ve oğrencılerın "dernek kurma ve yaşatma" hakkı ıle uğraşmamak gerekir. Demokratik hukuk devletinde, "hepimizin guvencesı olan" ve gunun bırınde, "hepimizin koruyuculuğuna muhtaç olabileceğimiz" hukuk duzerurun buyruğu budur Ne ıduğu belirsiz (ya da belırlı) birtakım "raporlar"a mevhum yollamalar yaparak özgurluğün özüyle ılgısız oranlar ve sayılar ortaya atarak, hıçbır ıçeriğı olmayan "bırlık ve beraberlik" laflan ederek bır yere varılamayacağı anlaşılmalıdır Temelden yanlış bir yaklaşım önce, genç bakan başta olmak uzere, bır derne OKDVYAKBAL EVET /HAYIR Sağduyu Üstün Gelecektir istanbul'da SHP'ye verılen oy bır mıtyona yakın1 Bu ıldekı üye sayısı da bırıkı yüz bını buluyor Istanbul Turkıye'nın beynı Kültür merke2i, sanat merkezı, basın merkezı, polıtıka merkezı Bugüne dek butün sıyası partılerde büyük bır ağırlık oluşturmuş TBMM'nın 450 üyesının dokuzda bırı bu ılımızden SHP'nın Kurultay'a göndereceğı delege sayısı da 90 İşte bu denlı önemlı, bu denlı etkılı, Türk sıyasal yaşamında büyük guce sahıp bır ıl, 2526 hazıranda yapılacak Kurultay'da temsil edılemryor! Bır kaç ı! daha var, ama Istanbul'un ağırlığı başka Kurultay'ın sonuçlanmasını değıştırebılecek en büyük etken olan istanbul, küçük ölçüde bır Türkıye'dır Belçıka kadar nüfusuyta ilgınç bır mozaık oluşturuyor Yurdun dort bır yanından gelmış mılyonlar yaşıyor burada Eskıden Istanbul doğumlular çoğunluktaydı, şımdı durum değıştı Istanbul tek başına bır ülke Evet, ışte bu İstanbul, SHP'ye bır mılyon oy veren bu ıl, SHP Kurultayına katılamıyor. Türkıye Cumhunyetrnın kuruluşundan bu yana tlk kez böyle acayıp bır durum yaşanmaktadır! Okus pokusçuluk ıse yenı bır olay değıl Her partide, her ülkede seçım oyunları görülür En ılen toplumlarda bıle sandık ve seçım hıleleri demokrasının ayrılmaz bır parçası gıbıdır Butün bu oyunlar ustalıkla gerçekleştırılır. Seçımı kazanamayacağını önceden seçen hızıp bılerek oyunlara girışır Butün bunları doğal karşılamak gerekir Nerede seçım varsa, orada dürüstlük dışı oyunlar, düzenler de vardır önemlı olan böyle oyunlara gelmemektır SHP'de ıkı ağırlıklı topluluk karşı karşıya Öte yandan bır de program var Program SHP'nın emeğe dayanan bır partı olduğunu vurguluyor Genel Başkan kaç kez bu gerçeğı açıkça söyledı. Partı ıçinde bır kanat 'bız programın uygulanmasını ıstıyoruz' dıyor, başka bır kanat ya da belırlı bır ıkı kışının ardındakı hızıp partının 'emek ağırlıklı' olmasından pek hoşlanmaz gıbı Onlara göre SHP eskı CHP çızgısınde olmalı, emektı, emekçıydı gıbı sözler söylenmemelı' Günlerdır telefonlar çalıyor, mektuplar gelıyor Yurdun bır çok yöresınden okurlar soruyorlar Nedenını, nıçınını öğrenmek tstıyorlar Bır umut vardı SHP Programı'nı yaşama geçırmek düşü, şımdi hepsıni bırden yıtırmışler, umutsuzluğa düşmüşler1 Ne olacak partının hali? dıye soruyorlar Ne dıyebıltnz! Kendı açımdan da üzöiüyorum elbet Hıçbır zaman bır partı üyesı olmadım, ama otuz şu kadar yıldır soldan yana, yanı halk yığınlarından, emekten, emekçıden yana sıyasal eğılımı savundum. Bu göruştekı partılerı, polmkacılan desteklemeyı yurttaşlık görevı bıldım. Bunca çaba, bunca dırenış, bunca umut boş muydu? Boşuna mıydı? Değıldı elbet SHP Programı'nı, bu partının tabanından gelen kişıler yaptı Bütün ılçeler bu ılkelerın oluşumunda etkılı oldu Ortaya sağlam bır program çıktı sonunda . Hanı, seçenek seçenek dıyoriar ya, seçenek SHP Programı'dır. Partı üyelen bu çızgıde bırleşırlerse, bu programın yaşama gcçırılmesını gerçekten ısterlerse, yapılacak şey açıktır Kım SHP ılkelerını savunuyor, benımsıyor, bu ılkelerı çağdaş demokrasılere uyacak bıçımde yorumluyor, onlann yönetım yerlerıne gelmelerı ıçın çalışılacaktır Turk sosyaldemokrasısı bellı kışılere dayanarak oluşturulamaz, ancak ılkeler ve programdır halkımızda güven yaratacak, partıyı ıktıdara getırecek güç SHP'de sağduyu, enınde sonunda üstün gelecekbr Tutkular, coşkular, kışısel çıkar hesapları bır yana ıtılecektır Bır bakıma şu Istanbul olayı çırkınlıklenn ortaya çıkması açısından çok yararlı olmuştur. Önemlı olan, sosyaldemokrat halkımızın bu otaydan gereken dersı çıkarmasıdır OKURLARDAN Uzak yol kaptanına yanıt 23 Mayıs 1988 tarMi Cumhuriyet'in 2. sayfasında yayımlanan uzak yol kaplanı Sayın Hayrettin Mukan'm "Kavuz" ve "i'urgut Reis" ftrkateynleriyle ilgilı okur mektubu konusunda goruşlerimi belirtmek istiyorum. Sayın Mukan 'tn Turk Dil Kurumu sozluğunde mevcut "firkateyn" kelimesiyle ilgili, çok kısa ve bugun içın yefersiz kalan, açıklamaya dayanak gosterdiği hassasiyete, mesleki ihtisasma saygüıyım. Hakikaten "firkateyn" ismı, eskiden bir nevi ağaç ve yelkenle yurutulen savaş gemisi için kullanılmış olup Arapçadır. Ancak aynı manayı taşıyan Arapça "fırkata" veya Yunanca "fırkate"den alındığı muhtemel olan benzer kelımeler denizcı ulusların dıllerinde mevcuttur. ttalyancada fregata, Fransızcada fregat, lngüizcede firigate gibi. Bugun devletlerin donanmalannda muhripden (destroyer) kuçük tonajda, hafif, fakat vurucu gucu buyuk, ozel sUahlarla Ingıltere'de Ingılızceyı ucuz öğrenme ımkâm Denn Lımıted sağlar 1 15S 53 42 4.213 68 67 donatılmış, zırhsız, yüksek surate sahip su ustu savaş gemilerine tarihteki fırkateynden esmlenerek Usanlanna uygun tip isimleri verilmektedir. Denizcilerin kendilenne has ozelliklen arasında ananelerine ve gemıcı dillerine bağlılıkları da bilinir. Bu, Turklerde de böyledir. Omeğin Farsça "suvar"dan alınmif "suvari" deyimi, mevcut TC kanunlannda yerini "kaptan"a bırakmıs obnasına rağmen, denizcilerimiz tarafından "Farsça "dtr diyerek terk edi/memiş, Serı daktılo yazan lıse mezunu bayan eleman aranıyor Tel 583 46 29 572 43 04 kullanılmaktadır. ' 'Firkateyn'' de Turk gemici diline yerleşmiş bir kelime olarak tngilizce "firigate "in karşıhğı olarak kullamlabilir kanısaıdayım. "Kruvazor" kelimesi gunumuzde buyuk tonajlı, zırhlı ozel silahlı savaf gemileri için, destroyer (muhrip) tip ismi 4S0O0 tonu bulan değisik maksatlı silahlara sahip savas gemileri için kullanıldığı için "Yavuz" ve "Turgu'; Reis"in bu isimlerle tiplendirilmesi hatalı olabilir. HAYATt AKSb tstanbul 1727 yaslarında bayanlar Ingıltere'de çocuğa bak, tngilizce öğren 1158 53 42 4213 68 67 azetelenn yaz aylarında okur kaybetmeleri genellUde doğal karşılanır, insanlann tatılde gazete okumadıkları ya da az okuduklan kabul edilir. öte yandan da dağıtım düzeninin tatil yörelerine kayan insanlara düzenli gazete götürecek bır uyumu sağlamasının güçlüğü de tıraj düşüşlerinin gerekçelerınden bındır Ancak bu yıl yaz, gazeteler için daha da erken geldı. Geçen mayıs ayında 11 büyük gazetenin ortalama günlük satışlannın toplamı ancak 2 mılyon 350 bını buluyor. Oysa geçen yıllann rakamlanna baktığımızda hem 1987 hem de 1986 mayıs aylarında ortalama günlük satışların toplamının aynı 11 gazete için 2 milyon 900 bin dolayında olduğunu görüyoruz. Bir başka ilgınç karşılaştırma da gazetelenn satış fiyatlarında Geçen yılın mayıs ayında Cumhuriyet 150 Hra, dığer gazeteler 130 ve 100 Hra, 1986 mayısında ise Cumhuriyet 120 lıra, dığer gazetelenn çoğu 100, bir bölümü de 50, 60 ve 70 Hra. 1987 ve 1988 yıllan mayıs aylannın karşılaştırması salt bu verilerle bile basının genel bunalımını çok net bir bıçımde ortaya koyuyor. Cumhuriyefin bir yılda ftyatına yapmak zorunda kaldığı zam 200 Hra, diğer gazetelenn kımı 200, kimısi 170 Hra.. Yanı herkes ıçın yuzde 100'ün ustünde bır oran. Yalnızca bu zamlar mıdır 500 bının ustünde okuyucuyu gazetelerden uzaklaştıran? Bu genel kayıp ıçinde Cumhunyefın kaybının çok düşük kalması bizim bir ölçüde tesellimız oluyor. 1986 mayısında Cumhuriyefin günlük ortalama net satışı 122 130, 1987 mayısında 119.211, 1988 mayısında ise 115.031. Bu ayın ilk verilen gazetelenn hazıran ayı ortalama net satışlannın toplam 2 mılyona doğru gerıleyeceğını gösterıyor. Sürelı yayınlarda da aynı kayıp gözlenıyor Medya Dergısı'nın mayıs sayısında yer alan mart ayı venlenne göre 3 haftahk haber dergisınin toplam satışı 87 bin; 6 haftahk magazin dergisınin toplam satışı 169 bin; 3 haftalık tvmüzik dergisınin toplam satışlan ıse 99 bin. Aylık yayınlarda ise erkek dergileri 107 binle toplam düzeyi korurken, 6 kadın dergısı toplam 88 binlık bır satışa ınmış durumda Basın, genel olarak tıra/ açısından en zoriu yazlanndan birini geçıreceğe benzıyor. • Mayıs 1988'de büyük gazetelenn günlük ortalama net saüşlan ve bir önceki aya göre farkları şöyle oldu: 350 liralık gazete Cumhuriyet 300 liralık gazeteler Hurrıyet Sabah Milliyet Günaydın Türkiye Güneş Tercüman Yeni Asır 200 liralık gazeteler Tan Bulvar 11&031 615532 431.248 244.810 23&443 192.790 133.051 119.995 55.426 4.488 51.275 54.299 +2.810 32.039 iaO71 23.169 18592 3.878 135510 67.750 8.753 +23523 S YENI BIR SIGARA URET1YOR. İSMİNİ SİZ ÖNERİN. İthal edilerek satılmakta olan sigaralar türünde, yeni bir sigarayı uretmek uzere çalışmalarını tamamlamış olan TEKEL, yakında, bu yeni sigarayı piyasaya çıkararak.yüce halkımızın beğenisine sunacaktır. Bu yeni sigaramızın ismini, sizlerin önerisiyle belirleyeceğiz. İsım önerinizi yandaki kupona yazarak 30 Haziran 1988 tarihine kadar: TEKEL, Pazarlama ve Dağıtım Müessesesı Mudurlüğu, Hisaraltı Cad. No: 63 Cıbalı • İSTAMBÜL adresine "MARKA" rumuzuyla gönderin veya getirin. YARIŞMAYA • ADI, SOYADI : • YAŞI • MESLEĞİ • ADRESİ BROŞUR) ISTEYIN Kursianmız Brıtısh Ccmnctl taraftrrdan onanmtştır Arels Föco uyesıd r BTA İNGİÜZÜSANOKULLARI DANIŞMA MERKEZI Cumhuriyet Cad 173/1BEImadağ 80230 Istanbul Hılton Otelı Karşısı tursem 148 79431329684 Tel (1)148 39 77 Tlx 27498 TUSMTR Fax (1)132 97 29 KATILANIN: İLAN AKKUŞ SULH CEZA MAHKEMESİ Esas 1987/318 Karar 1988/77 Hâkınr M.Samı Yalçın 25546 Kâtıp Rasım Kurut 189 Sanık: Alı Demırcı, Şukru ve Şemsı'den olma 1956 doğumlu Akkuş ılçesı Gediklı köyü nufusuna kayıtlı, evlı 4 çocuklu okur yazar, sabıkasız T C tslam Akkuş'da raukım Suç: Gıda maddelerı tüzüğüne muhalefet Suç tanhı: 23 10 1987 Sanık hakkında venlen ve kesınleşen 24.3 1988 tarıhlı kararla bellı edılen suçtan eylemıne uyan TCK. 398, 647 sayılı kanunun 4 TCK.72, 402/1, 2 ncı maddelerı gereğınce otuz ıkı bın hra ağır para cezasıyla teczıyesıne, curme vasıta kıldığı fınncılık mesleğının üç ay süre ıle tatılıne, ış yennın yedı gun kapatılmasına, ış yerının göze çarpar bır yerıne yapıştınlmasına, Ankara, tstanbul ve lzmır'de yayımlanan trajı yüz bının uzennde bulunan gazetelerden bırınde ılanına karar verilmıştir 23 5 1988 Basın. 20825 SAVAŞ YILLARI1NDA BİR SÜRGÜN Kemal Stilker 1000 hra (KDV ıçınde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 3941 CağaloğluIstanbul Yapılacak değerlendirmede önereceğiniz isim seçilirse 1.000.000 TL. ödülümuzü kazanacaksınız. SAYGILARIMIZLA. • ÖNERİLEM IS1M Tekel çalışanları yarışmaya katılamaz ÎLAN KEMALtYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN ESAS NO 1988/19 Davacı Kemalıye Halk Kutuphanesı adına temsılcı Alı Mavuş tarafından davalılar Şükriye Kınay ve arkadaşları aleyhıne mahkememıze açılan Kamulaştırma Kanunu'nun 17 Maddesıne göre Cebrı Tescıl davasının yapılan açık yargılaması esnasında, davalıiardan ömer kızı Sude, Mahmutoğullan Halıl, Alı, Mehmet ve Hacı Bekır ıle Mahmut karısı Hatıce'nın adreslen tesbıt edılemedığınden kendılennc dava dılekçesı ve duruşma gununun ilanen teblığıne karar verilmıştir Bu davalılann 14 07 1988 Perşembe gunu saal. 9 I5'te yapılacak duruşmaya bızzat gelmelerı veya kendılerıni bır vekılle temsıl ettırmelerı gerektığı, aksı takdırde duruşmaya yokluklarında devam edilerek karar verıleceğı hususu ilanen teblığ olunur Basın 21399 İLAN BURSA ASLİYE İKİNCİ HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No 1987/1043 Davacı Anfe Tetik tarafından davalı Cengız Tetık aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan açık duruşmasında, Davalının adresı bu güne kadar saptanamadığından davetıyenın gazete ile ılanına mahkemece karar verilmıştir Davalı Cengız Tetık'ın duruşma günü olan 15 9 1988 günü saat 9 30'da mahkememızde hazır bulunması veya kendısını bır vekıl ıle temsıl ettırmesı aksı takdırde yokluğunda yargılamaya devam edıleceğı ve hukmün de yokluğunda venleceğı hususu davetıye yenne kaım olmak uzere ilanen teblığ olunur Basın 21398 İLAN SEYİTGAZİ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN (İŞ MAHKEMESİ HAKİMLIĞİ) Esas No 1981/123 karar No 1985/31 Davacı Sosyal Sıgortalar Kurumu Genel Mudurlüğu adına vekılı Av Nıhat Ok ve Hıkmet Nalcı tarafından aavalılar Cevap Uvsal, Ahmet A>han, Ayşe Uzun (Turker), Etıbank Kırka Boraks lşletmesı Mudurlüğu Yaşar Karahan \e Ömer Uysal aleyhlerıne açılan tazmınat davasının vapılan duruşması sonunda kendısıne evvelce ılanın dava dılekçesının ve duruşma gununun \e ayrıca gıyap karan teblığ edılen Ahmet Ayhan'ın mahkememızce venlen hukum sonunda kendısıne teblıgat yapılamadığından hükum özetının ilanen teblıgat vapılmasma karar venlmış olmakla. Yapılan vargılama sonunda bılırkışı raporunda belırtılen mıktara göre 790 664 lıra tazmınatın gehr baglama tanhı olan 5 2 1980 tarıhınden 19 12 1984 tanhıne kadar «7. 5 kanunı faız ıle 19 12 1984 tanhınden ıtıbaren ıse % 30 kanunı faızı ıle bırlıkte hesap edilerek davalı Cevat U>sal ıle \hmet Ayhan'dan muştereken ve muteselsılen tahsılı ıle davacı kuruma ödenmesıne, keza mahkeme masraflannın da davalılar Cevap Uysal ıle Ahmet Ayhan'dan tahsılıne karar venlmıştır Yukarıda verılen hukum özetının davalı Ahmet Avhan'a hükum yerıne kaım olmak uzere ılan taııhınden ıtıbaren 15 gun sonrava teblığ edılmış sayılacağı, ılan tanhınden ıtıbaren bır ay ıçınde Se\ıtgazı ^slıve Hukuk Mahkemesı'nın 1981 123 esas 1985/31 karar sayılı dosyasına yazılı olarak. ııırazda ve>a temyızde bulunabıleceğının bılınmesıne, teblıgat yerıne kaım olmak uzere teblıgat nızamnamesının 47, 48, 49 ve 50 maddelerı gereğınce ılan olunur ILAN ALANYA SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No 1987/1278 Karar No 1987/2112 Hâkım Radıye Şahın 27667 Kâtip Havana Gönullu Alanva ılçe merkezınde Bulut ekmek fabrıkasını ışleten Alanya' nın Hacet mahallesı nufusunda kayıtlı, Musa oğlu Emıne DemıreFden olma, 1953 doğumlu Yusuf Akbulut'un ımal ettığı ekmeklerde etıket bulunmadığı ve ekmeklenn su mıktannın yuksek çıktığı ve bu nedenle doğal olmayan gıda maddesı satmaktan dolayı yapılan yargılaması sonunda, TCK'nun 398, 647 sayılı yasanın 4 TCK'nun 402 maddesı gereğınce 32 000 hra ağır para cezası ıle cezalandırılmasına, curme vasıta kıldığı meslek ve sanatımn ve tıcaretının uç ay muddetle tatılıne, Alanya ılçesındekı Bulut ekmek fabrıkasının yedı gun muddetle kapatılmasına ve huküm özetının ılanına karar verilmıştir Basın 20780 İLAN T.C. KIRIKKALE 2. ASLİYE HUKUK HAKİMLtĞl'NDEN 1988/260 Esas 1988/235 Karar Kınkkale'de halı ve mobılya ışı ıle uğra$an Osman Bayındır'm Konkordato mehlının tasdıkıne ılışkın ıstemı hakımlığımızce kabul edilerek 6 6 1988 gün 1988/2601988/235 sayılı ılamı ıle tastık edılmışür Teblıgat yerıne kaım olmak üzere tum borç ve alacakhlara ılan olunur Basın 21424 İZMİR ASLİYE İKİNCİ TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINDAN Dosya No: 988/90 E 988/384 K Davacı Dıştaş Dış Protez Laboratuvan Sanayı ve Ticaret A.Ş. vekılı tarafından, mahkememızde ıkame olunan konkordatonun tasdıkı davasının yapılan duruşması sonunda: Mahkememızın yukarıda esas ve karar numarası yazılı dava dosyası ıle ıttıhaz olunan 2 5 1988 tanhlı kararla, davacı tarafından teklıf edılen konkordatonun tasdıkıne karar venlmış ve hüküm kesınleşmış olmakla, keyfiyet ilanen teblığı olunur 1 6 1988 Basın 21326
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle