17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet SOVYET GÖZÜYLE Sahıbr Cumhuriyet Malbaacıhk ve Gazetecihk Türk Anonım ŞırkMı adına Nıdir Nw)i # Genel Yayın Muduru. Huan Ctmal, Müessese Muduru Eminc U$aUıgil. Yazı tşicn Muduru Okıy Gonensı». # Haber Merkczı Mudürı) Yılçın Baycr, Sayfa Dtfzem Yönetmenı: Alî Anr, # Temsılaler ANKARA: Yalçın Dogaa. tZMtR. Hiknel Ç»tinkaya, ADANA Cdal Islanbul Haberlerı: Erhaa Akyıldız, Dış Haberler Ergun Balcı, Ekonomı: Osmaa Ulagay, Kultur Cclal Ustrr, Spor Danışmanı. AMnlkadir Yucclmın, Duzellmc Rrfik Durhaş, BılımEğıtınr Şahin Alpay, IşSendıkaŞİikm Ktlcnci, Yurt Haberlcrı: Necdct Dogan, Dızı Yazılar Kemn Çalışkan, Bursa Uvcnl Genfelli, • Koordınalör: Ahmrt Konıbaa, • Malı Ijkr: Erol Erkut, • Muhascbe Bakal Vncr • BııtçePlanlama Srvgi Anın #Retclam Ayje Tonın, Ek Yayınlar Hulyı Akyol # Idare Huscyiıı Gnrer. Işleıme Onder Çelik, Bılgı Işlem Nail Inal. Basuit ve Yayan Cumhunycl VJaıbaacılık vc Gaatecilık T A Ş Turk Ocafc Cad. 39/41 Cagaloikı 34334 Isı PK 246laanbul Tel 512 05 05 (20 hat). Telex. 22246 Fax (I) 526 60 72 0 Burolar Ankara: Zıya Ookalp Blv Inkılap S No 19/4, Tel 133 II 4147, Tckl. 42344 F u : (4) 133 82 64 0 InairH.ZıyaBlv 1352 S 2/3, Tcl 13 1230. Tel» 52359 Fı». (51) 13 12 30 • Adana:lnönuCad 119S No I Kaı I, Tcl 114550119731. Td«x62155, Fax (71(328056 TAKVİM 23 MAYIS 1988 tmsak: 3.42 Güneş: 5.33 öğle: 13.05 tkindi: 17.03 Aksam: 20.28 Yatsı: 22.11 ABD, kendi perestroykasını gerçekieştirmeü Ekonomik alanda yapacaklan tercih açıktır: Daha az tüketmek, daha çok üretmek. Bu basit bir tercih değüdir. Daha fazla üretmek için daha fazla yatırım yapmak gerekir. Ama tüketimi kısmak, zenginlerle fakirlerin arastndakî servet uçurumunun giderek arttığı bu ülkede neler getirecektir? önlerindeki mücadele zorlu ve kıran kırana olacaktır. Sovyet Bîlimler Akademisi'ne bağlı ABD ve Kanada Enstitüsü Başkanı Georgi A.Arbatov'un, ABD'nin sosyal ve siyasal dunımuna Uişkin yorumunun bir Ozetini aşağıda sunuyoruz. Yorum, Washington Post Gazetesi'nden aktanlmışUr. Amerika Birleşik Dcvletleri'nin tarihindeki bu aşama, yeni tercihlerde bulunmak için önemli bir fırsattır. Bununla, yaklaşan başkanlık seçimlerini kastetmiyorum, ondan da daha önemli bir konuya Amerikan toplumsal ilkelerine, ekonomisine, iç ve dış politikasına değinmek istiyorum. Kafamda, Amerika ve Amerikalılann gücü ve büyük bir dünya gücü olarak kalıp kalmayacağı değil, "Amcrikan tstisnacıuğı" sorunu var. Birçok yönden hayali mitler ve yanıltıcı görüntüler üzerine kurulu ve belki de bu kıtayı ilk keşfedenlerden bu yana süren bir "istisnacıhk." İncil'deki "tepenin üzerindeki parlayan şehir" "betirlenmiş yazgı" kavramlan bu ülkeye dünyada özel bir misyon yüklenmiş görüntüsü oluşturuyordu. Ama bir de ABD'yi öteki ülkeierden bir anlamda soyutlayan.onlann sonınlanndan uzak tutan bir "istisnacılık"vardı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Ulkenin "erijMıneı" bir askeri ve ekonomik güce sahip duruma gelmesi bunu güçlendirdi. Işte, bu noktadan sonra Amerikalılar artık "Amerikan YüzyüT'nın açıldığına inanmaya başladılar. Bu durum, daha 6O'lı yılların ortalannda değişmeye başladı. ABD, yine büyük bir güç olmakla birlikte, sıradan bir devlet görtlntüsüne bürundü. Yalnızca, dünya çapında üstunlük olanaklannı yitirmekJe kalmadı, giderek diğer devletlere daha fazla bağımlı oldu. Aynı zamanda birçok tehdide karşı diğer devletlerden daha fazla bağışıklığı bulunmadığını gördü. Amerikalılar buna çok "«cılı" bir tepki gösterdiler. Bu değişikliğe alışmakta uzun süre guçlük çektiler. Sovyetler Birliği ile askeri alandaki yarışın yanı sıra bir de ulusal alanda kınkhğa uğradılar. Tüm bu koşullar, toplumun sağ kesiminde "Amerika'yı yeaiden güçlü kılalım" kampanyasının başlatılmasına uygun bir ortam hazırladı. Bu dönemde askeri alanda daha Ustün hale gelme çabalan da arttı. Tabii, ülkede "eski degeriere" dönüş çağnları da yapıldı. Eğer sekiz yıl sonra ABD yine bir tercih yapmak zorunda kalırsa, bu "Yenideıı şekillenmeye karsı" yapüan çabaların, sorunlan çözmek şöyle dursun, yeni sorunlar yaratmasından dolayı olacaktır. (Arkası 8. Sayfada) Vuralhan, BrükseVe gidiyor ANKARA (AA) Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, NATO Savunma Planlama Komitesi toplantısına katılmak üzere bugün Brüksel'e gidiyor. NATO'ya uye ülkelehn savunma bakanlan düzeyinde 2627 mayıs tarihleri arasmda gerçekleştirilecek toplantıda, geçen günlerde yine Brüksel'de yapılan Nükleer Planlama Grubu toptantısında alınan kararlar gözden geçirilecek. Toplantılarda, ittifak içi sorunlar konusunda görüş alışverişinde de bulunulacak. TWA Türkiye'ye uçacak FftJI VE GBIÇCK Rlmdeki öykOye göre Zeynel (fenk Akan), Elifi (CavMan Akyol) sever. Bir gun el ele tutuşup mevsımhk ışçı olarak Çukurova'da ekmek kapısına gelirier. Yönetmenliğinı Erdoğan Tokattı'nın yapttğı "El Kapılan" filmınin setinde gerçekleşbriten bu yüruyüşü, sopasına dayanarak izteyen Çukurovalı kadınlar ise filmle gerçek yaşam arasındaki çızgiyı belirliyorlar. (Fotoğraf: i. Maga) ANKARA (AA) Ulaştırma Bakanlığt Müsteşan Ertan Yülek, THY'nin Amerika seferlerine başlamasınm yanı sıra PanAm'dan sonra TWA 'nın (Trans World Havayolları) da Türkiye'ye uçacağını bildirdi. THY'nin dışa açılma programına uygun olarak Amerika seferlerinin gerçekleştirilebilmesi için gerekli çalışmalann sürdürulduğünü belirten Ulaştırma Bakanlığı Müsteşan Yülek, New York ve Washington seferlerinin ilk etapta Brüksel bağlantılı olarak yapılacağım belirtti. Müsteşar Yülek, ABD'nin TWA şirketinin de Türkiye'ye uçma başvurusunun olumlu karşılanarak gerekli iznin verildiğini, sö'z konusu şirketin Türkiye seferlerine Ağustos ayında başlayacağını söyledi. Bir filmlik Çukıırova CELAL BAŞLANGIÇ ADANA Yenice istasyonundan başlayan bu öykü, Kuzeye sıgınan, ancak danıştay kararıyla yeniden köleliğe geçirilen zenci Dred Scott'a, Kansas'taki zencileri silahlandırmaya kalkıştığı için Kuzeylilerin astığı John Brown'a, hatta daha da ötelere uzanır... Ve öykünün düğümü, küçük rütbeli subayların Charleston önündeki Sumter kalesinden açtıklan top ateşi ile atılır: Amerika Birleşik Devletleri'nde iç savaş... Savaş olmayıp da Ingiltere'deki dokuma tezgâhlan pamuk sıkıntısına duşmeseydi; yeni ekim alanı arayan tngilizler Mısır'ın yanı sıra Çukurova'da da pamuk ekimine uygun ortam bulmasalardı ve Manchester Cotton Supply Association ortaklığı bu bölgelerde pamuk ekimi için özel politika izlemeseydi, Halil Emmi'nin, Reşo Dede'nin, Zeynel'in, Elifin, Cemal'in, Zöre'nin, Aliço'nun ve daha binlerce pamuk işçisinin Yenice tren istasyonundan başlayan bir öyktileri bile olmayacaktı belki de... duk. En ilginç yarutı Cezmi Baskın verdi: KmMerilfler gibi yaşıyoriar... Erdoğan Tokatlı işe "Çukurova edebiyaü"ru inceleyerek başlamış. Ancak yöredeki gözlemler, izlenimler, yorumlar hem çok önceden yapıldığı hem de trajik boyutlan keskin inişli çıkışh öyküler olduğu için o yana yönelmemiş. KUçücük bir olaydan, tarlada çalışmaya gelen insanlardan, bazılannın işten kovuhnasından yola çıkmış. Filmin çekimi sırasında da iyiden iyiye karanm vermiş: Çukurova değişmiş, insanı değişmiş, yaşam biçimi değişmiş. Televizyon, medya, hızlanan iletişim insanları etkilemiş. Artık biraz daha iyi yaşamak istiyorlar. Ya kenboş döneceklerdi. Yani Çukurova'daki olay bu yıl ters patlamıştı. Kamera! Görüntüde yine ırgatların dizboyu sefaleti vesinekler, stop! Bir hesaplaşma Tarsus ilçe merkezinden film setinin kurulduğu, 15 kilometre uzakhktaki Alifaki köyüne gidiyo ruz. ES karayoluna çıkıp sağdaki köy yoluna sapıyoruz. Yolun başmda ilçenin "egJence merkezi" var. Taç gazinosu, Night Clup, Kabare 33... Yol boyunca dizilen fabrikaları arkamızda bırakıp su kanallannı aşarak geldiğimiz köyde bizi büyük bir kalabalık karşılıyor. Herkes, özel aracı gibi kullandığı traktörüne atlayıp kendi .yaşamlannı konu alan filmin çekimini izlemek uzere setin kurul me urautlan varmış. Geçen yıl gundelikleri 1800 lira olduğu halde daha fazla para biriklirrnişler. Artan cnflasyon, geriye parayla dönme umutlannı kaldırmış ortadan." Bir de 200 dönum toprağı olan bir çiftçiyle göruşmuş Tank Akan. Bu çiftçinin dört aylık kârının 70 milyon lira olduğunu anlatıyor. "Önceleri" diyor ırgatlar için, "özlemleri, umutlan, beklentileri varmış. Şimdi o da kalmamış. İyicene nasırlaşmışlar." "El Kapılan"nın Elçi Bilal'i, Cezmi Baskın, "Zengin mi fakir mi oldngnnu anlayamadıgım bir ulke" diye tanımhyor Çukurova'yı. Sonra da gördüğü ırgatlan an yapmamışlar için." mevsimlik işçiler Ya kadınlar? Film çekiminin yapıldığı tarlanın kıyısından uzanan yolun sağına soluna, tanm işçilerinin çadırlan kurulmuş. Tek göz çadırda beşon kişi birlikte yasıyor. Ancak çevrelerinde tek bir tuvalet bile yok. Erdoğan Tokatlı, "Herkes bu tür gereksinmesini en son Tarsus'taki otelde karşılayıp sete geliyor" diye anlatırken, Cezmi Baskın "Ben, şalvann önünü deldim" diyor. "Bu insanlar geceleri o daracık çadırda ne yapar?" sorusunun yamtını Baskın "Çocuk yapıyorlar" diye veriyor. FUmin kadın oyuncusu Cavidan Akyol'a, çapaya gelen işçilerin kadınlannı soruyonız. Gözlemlerini aktanyor: " Buradaki kadınlar, erkeklerin bir nevi yardımcısı gibi. Çocuklara bakıp ev işi yanıyorlar. Üç beş kez o toz çadınnı süpüriiyor, çocuklannı yıkıyorlar. Çocuklar beş dakika sonra çamur içinde ohıyor. Kocalanndan müthiş çekiniyoriar. Yöre türkiılerini bilip bilmediklerini sordum. 'Yok biz bilmiyoruz. Kocalanmız söyler' dediler. Kocasının sırtına binen, kocasıyla şakalaşan bir kadın var, ona 'Delidir, sen bakma' diyoriar. Sadece kocalan ve çocuklan için yaşadıklanna inanıyorlar. Ancak gelecege dönük umutlan sadece çocuklan için var. 'Filmde sizin yaşantımzı anlatıyoruz' deyince bana 'Evet, bu çektiğimiz sefaleti bilmeyen insanlar da gorsun de çocuklanmız daha iyi olsun' karşıhgını verdiler. Tek umutlan çocuklan. Burada insan yaşamının şartlan çok agır. Her şeyi kabullenip yaşıyoriar. Ancak daha iyi olmalan için bir talepleri de bulunmuyor. Koşullann kabulunden gelen bir kayıtsızlıklan var." Cavidan Akyol'un anlattıklarına göre en önemli yiyecekleri sac ekmeği, makarna, erişte ve çay. Tek susleri saçlarını taramak ve lastik geçirmek. Adancfya gelen turistler ADANA (AA) Adana'ya bu yıhn ilk 4 ayında gelen yabancı turist sayısında, geçen yıhn aym dönemine göre yüzde 50 oranmda artış olduğu bildirildi. Adana Kültür ve Turizm Müdürü Ismet Ipek, turist sayısındaki artışta en önemli etkenin, kentin tamtımı olduğunu belirterek, "Yatmmlar meyyesini vermeye başladı" dedi. Adana'ya bu yıhn ilk 4 ayında, 18 bin yabancı turistin geldiğini ve bunu turizmde patlama kabul ettiklerini kaydeden tsmet Ipek, "Geçen yıhn aynı döneminde bu rakam 12 bin civarındaydı, 1986 yılı ilk 4 ayında ise 11 bin beş yüzdü. Bu yıl Adana'ya ABD, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Romanya, Federal Almanya, tngiltere, tsviçre, Isveç, Suudi Arabistan, Italya, Suriye, Irak ve tran'dan toplam 75 bin turistin gelmesi bekleniyor" dedi. ANT4L\A Kaleiçi evleri özgün mimarisini yitiriyor mu? Kaleiçi 'ndeki bazı yapıların, sahipleri tarafından restore edilmesine ya da turizmciler tarafından pansiyon olarak kullanılmasına izin veriliyor. Bu durumda tarihsel özelliğin yok olduğu öne sürülüyor. B. ECEVİT ANTAI1A Binlerce yıhn kültür birikimine sahip olan Antalyada kültür varlıklarının en önemli bölümünü Kaleiçi evleri oluşturuyor. 1979 yıhndan beri süren restorasyon çalışmalannda Turizm Bankası bugüne değin 119 evin restorasyonunu tamamladı, bazıları ise devam ediyor. 664 yapının bulunduğu Kaleiçi'nde Turizm Bankası'run onanmım üstlendiği evlerin dışında kalan yapılann, sahipleri tarafından restore edilmesine izin veriliyor veya turizmciler tarafından pansiyon yapılıyor. Bu durumda tarihsel özelliğinin yitirildiği öne sürülüyor. Bergama Kralı 2. Attalos tarafından kurulan şimdiki Kaleiçi bölgesi döneminin kültürünü, yasam biçimini, sosyal ve ekonomik hayatım, estetik anlayışım yansıtıyor. Kaleiçi evlerinin bir tarihi miras özelliğini hâlâ koruduğunu kaydeden Mimar Beyazıt Büyükyıhbnm, evlerin turizm adına kurtarıldığını, ancak Kaleiçi'nin bir bütün olarak ele alınmadığından sakıncalarının tek tük görüldüğünü soylüyor. "Ne gibi sakiHcalan görülnyor?" sorusunu Büyükyıldınm şöyle yanıthyor: "Turizm Bankası'un kontrolü dışıada bulunan yapılann, şahıshır Urafından restore edilmesine izin veriliyor. Kontrolun yetersizliginden bazı iç mimari duzenleri defişiyor, degiştiriliyor. Örnegin mimari açıdan gunümüz koşullanna göre çagdaş obnayan tuvaletleri, motfaklan, banyolan dar ve küçük oMuğnndan yetersiz kahyor. Onanm anında bo planlar de^iştiriliyor. Bir de kapılann aslının konınması çok önemli, sadece eskisine benzetilerek yeni bir kapı yapılıyor. Eski oyma kapılar yok olmnş yıllar once vey^ çok azı kalmış. Aslına bakarsanız Kaleiçi evlerinin bir btitiin olarak projesi haarianmalı ve orada yaşayanlaria, tarizmcflerie, mimariaria ve yönetkiierie birlikte taıHşmaya acümah." Büyükyıldınm, yıllardan beri evlerin tahrip edildiğini ve kontmanın yeni yeni ele alındığını sözlerine ekliyor. ODTÜ Mimarhk Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı Uzmanı Fuat Gökçe, 1986 yılında Antalya'da yapılan bir toplantıda Kaleiçi evleri konusunu anlatırken, "Kaleiçi evleri korunmah" demişti. Fuat Gökçe, koruma konusunda şöyle diyordu: "Koruma konusunda kullanılabflecek en önemli araçlardan birisi turizm. Kaleiçi evleri özgun mimari anlayışla konınmalı ve cagdaş çözümlerle sağlamlaştınlarak dünyaya kazandırılmalı." KızılderUiler gibi Kamera! Denkleri, çocukları ve her şeye karşın büyük umutlan ile iniyorlar Yenice istasyonuna trenden Guneydoğulu tarım işçileri, yüz yılı aşkın süredir olduğu gibi yine mevsimlik işçi olarak gelmişlerdir Çukurova'ya. Kendilerini karşılayacak olan Elçi Bilal bir gün sonra gelir. Geceyi denklerinin üzerinde Yenice tren istasyonunda geçirirler. Zeynel, Elifi seviyordur. Geceleyin usulca buluşurlar istasyondaki vagonlardan birinde. Sabaha gelir Elçi Bilal. Alır tarlaya götürür. lşleri pamuk çapasıdır. YaşlJaıa ve çocuklara yanm gündelik... Çiftliğin sahibi lamalara, Midilli atlanna ve dövıiş horozlanna düşkündür. Bir gece en sevdiği dövüşçü horozları çalınır da itlere yem yapılır inat olsun diye.. Stop! Yenice tren istasyonunda başlayan öyküleri boylece uzayıp gidiyor. " H Kapılan" filminin senaristi ve yönetmeni Erdogan Tokath. Zeynel'i Tank Akan, Elifi Cavidan Akyol oynuyor. Diğer rollerde de Ankara Sanat Tiyatrosu kökenli oyuncular ağırlıkta. Elçi Bilal: Cezmi Baskın, Irgat Cemal: Yaman Okay... Oyuncular tarlada çapa yapıyor gerçek tarım işçileri ile birlikte; gece çadırlannda kahyor, aynı suyu, daha doğrusu aynı susuzluğu, aynı tozu paylaşıyorlar. Tanm işçileri nasıl yaşarlar, mevsimlik işçilik nasıl bir şeydir? Bu soruları, bu kez gerçek tanm işçilerine değil de onların yaşamlannı canlandıran sanatçılara sor TEK UMUT Ç0CUKLM Cavidan Akyol'a göre kadınların geleceğe dönük tek umutlan çocukjan. Film çekiminı izleyenlerden birisi "Bu çektiğimiz sefaleti bilmeyen Insanlar da görsün de çocuklanmız daha iyi olsun" dıyor. dilerine sağlanan koşullar? tlk endişeleri iş bulamamak. Geriye eli boş dönmek. tş bulsalar da bu kez ikinci endişeleri başlıyor. Harcamaların artmasından dolayı üç ay çalışıp yine geriye eli boş dönmek korkusu... Film çevirdikleri sırada " H ç i " nin çadınnda geçen bir olayı anlatıyor Erdoğan Tokatlı: Günlükleri üç bin lira. Elçi'nin çadınnda otunırken bir ırgat girdi içeri elinde lisleyle. Üç aylık malzeme almış kendi çadın için. 200 bin liranın yetmediğini, listedeki bazı mallan alamadığını anlattı. Bu harcamadan da ortaya çıkmışü ki, üç aylık çalışma sadece bu kötu koşullarda geçinmelerini sağlayacak. ama geriye elleri duğu tarlaya gelrniş. Tarlanın ortasında işten atılan Zeynel ile Elifin diğer tanm işçileriyle vedalaşma sahnesi çeküiyor. Zeynel'i oynayan Tank Akan, işçilerin yaşam koşulları ve aldıklan ücretlerden hareketle bir hesaplama yapmış: Haziran, temmuz ve ağustos aylannda çalışıyoriar. Toplam 90 gün olduğunu duşıinsek ki her gün iş yok ellerine üç ayda geçecek tüm para 270 bin lira. Üç aylık şeker, tüp gaz. domates, temel gıda maddeleri harcaması ise toplam 160 bin lira tutuyor. Üç ay sonunda bir amelenin eline 110 bin lira para kahyor, Eğer bir de Samsun sigarası içiy orsa o bile kalmıyor. Eskiden geriye parayla dön Yönetmen Erdoğan Tokatlı'nm "El Kapılan" fılminde Tank Akan, Cavidan Akyol, Cezmi Baskın ve Yaman Okay rol alıyorlar. Tokatlı, ırgatların en büyük korkusunun geriye "eli boş" dönmek olduğunu soylüyor. Tank Akan'a göre, bir ırgatın üç ay boyunca eline geçebilecek en büyük para 270 bin lira dolayında. 10 yıl önce "Bereketli Topraklar"da oynayan Yaman Okay'a göre bu süre içinde ırgatların 'yaşam koşulları daha da gerilemiş. latıyor: Insanlar sabah sac ekmeği, oglenleyin sac ekmeği, akşama sac ekmegi yiyor. Hani avlanabilseler avlanacaklar. Temizlik diye bir olay yok. Suyu kanallardan kullanıyorlar. Çocnklar içinde oynayıp çişini yapıyor, kadınlar çaydanlıkla su alıyorlar. Çocuklann kıçı açık. Bizim kentte, aman aman, diye gözünün içine baknğımız, yemegini yedirdiğimiz beş yaşlanndaki çocuklar burada iki yaşındaki kardeşlerini sırtlannda taşıyorlar. Herhalde kentteki çocuklaria buradaki çocuklar yer değiştirseler. iki grup da ölur. Toprağa, traktöre para yatınlnuş, ama ınsanlar hâlâ daha bezden çadırlarda kahyorlar. Bir baraka bile Ormancılarda ynngın korkusu İSTANBUL (AA) tstanbul'da "piknik sezonu" ile birlikte ormancılarda da yangtn korkusu başladı. Geçen yılki orman yangınlarımn yüzde 90'ının dikkatsiz piknikçiler yuzünden çıktığı bildiriliyor. Istanbul Orman Bölge Müdürü Mahmut Çotuk, piknik yapanlann yaptıklan ateşlerı tamamiyle söndurmemeleri, yanık sigara veya kibrit atmalan yuzünden çıkan yangınlarda geçen yıl 259 hektar alamn kül olduğunu söyledi. Kötiiye gidiş Yaman Okay yaklaşık on yıl önce Çukurova'da çevrilen "Berekelli Topraklar Üzerinde" filminde oynamıştı. " N e değişmiş o zamandan bu zamana?" diye soruyoruz Okay'a: Irgatlann imkânlannda en ufak bir değişiklik olmamış iyileşmeye yönelik. Biz Bereketli Topraklar Üzerinde filmini çevirirken ırgatlara yemek veriyoriardı. Şimdi o da kaldınlmış. Bu kesimle ilgilenen kimse olmadığı için koşullara mahkum oluyorlar. Filmin gece çekimi için ışıklandırma yapılıyor. Lambaların önünde binlerce yaratık. Çoğu sivrisinek. Yaklaşan yapışıyor ampullere. Neredeyse ışığı gölgeleyecekler. Oyuncular birkaç prova yaptıktan sonra film çekiliyor. Olmazsa baştan... Yeniden aym sahneler. Sanatçılara "Irgatlann yaşamı nasıl?" diye sormuştuk. Bu kez de ırgatlara "Artistlik nasıl bir i ş ? " diye soruyoruz. Biraz burun kıvın p "Bunlannki de boktan i ş " diye yanıtlıyorlar. Filmin yönetmeni Tokatlı çevresini anlatırken tarladan çıkmca fabrikaların insanı n çevresini sardığını, biraz aşağıda koca bir metropol olan Mersin'in bulunduğunu, çırçır fabrikatörlerini, Hindistan'dan ithal edilen pamuğu, yakuıan sanayicileri söylüyor ve "En altta da işte bu mevsimlik tanm işçileri kalmış" diyor. İşçilerin koşulları öylesine kötu, öylesine ilkel ki onları anlatırken yaşadıkları bölgenin bugünkü adı "Çuknrova"yı anmak diline sığmıyor insanın. Onlar ilk çağdaki adıyla Kilikya'da yaşıyoriar. Onların yaşamlannı filme aktarmaya gelenler de Kilikya'da bir filmlik tarım işçisi oluyorlardı. Kuzeye sığınan zenci köle Scott'tan Kansas'taki zencileri silahlandıran Brown'dan, hatta daha ötelerden başlıyordu bu öykü ve Yenice tren istasyonunda yuz yılı aşkın süredir olduğu gibi bir kez daha duğümleniyordu. Antalyu'yu 80 ülkeden turist ANTALYA (AA) Antalya'daki gümrük kapılarmda tutulan istatistiklere göre bölgeye beş kıtadaki 80'in üzerindeki ülkeden yanm milyonu aşkın turist geliyor. Bölgeye gelen turistler arasında Avusturyalılar ve tskandinav ülkeleri başta olmak üzere Avrupalılar ilk sırayı alıyor. Antalya'da tatil yapan turistler arasında "haymatlos" olarak bilinen vatansızlara da rastlanıyor. 25. SelçukEfes Festivali başladı VEYSEL EROL SELÇUK Uluslararası 25. Selçuk Efes Festivali başladı. 29 mayısa dek sürecek olan festivalde İconserler ve halkoyunlan gösterilerinin yam sıra, el işi ve resim sergileri de açılacak. Festival Komitesi Başkanı Selçuk Kaymakamı Nurdogan Kaya, "Festival el işi ve resim sergilerinin açılması ile başladı. Yerii sanalcılanmızın yanı sıra, 7 ülkeden gelen dans ve halkoyunlan ekiplerinin katılacagı festival yüruyüşü ise bugun yapılacak. Buyük bir turizm patlaması bekliyoruz" dedi. Festivalin sunuculuğunu tiyatro sanatçısı Aysegül Atik ve Ali Atik üstlendi. Arnavutluk, Ingiltere, Çekoslovakya, Fransa, Romanya ve Federal Alraanya ekipleri 29 mayısa dek değişik günlerde Antik Tiyatro'da gösteri yapacaklar. Festivale Türkiye'nin değişik illerinden gelen halkoyunlan ekiplerinin yanı sıra Edip Akbayram, Necla Akben, Arif Şentürk, Banş Manço, Kutlu Payaslı, Yuksek Bozbay, Ela Altın, Nalan Altınörs ve tbrahim Tatlıses de katılacak. Iferli kazılara yanm milyar 1988 yazında 79'u Türk, 28'i yabancı olmak üzere 107 yerde kazı, 33'ü Türk 28'i yabancılar tarafından 61 yerde yüzey araştırması yapılıyor. tZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) Türkiye'de yabancı kuruluş ve bilim adamları tarafından yürütülen arkeolojik kazı ve araştırmalann sayısı giderek artıyor. Bu yıl 79'u Türk, 28'i yabancı bilim adamı tarafından olmak üzere toplam 107 yerde kazı, 33'ü Türk 28'i yabancılar tarafından olmak üzere toplam 61 yerde ise yüzey araştırması yapılması planlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağh Turizm Genel Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye gore Türk bilim adamları başkanlığında yapılacak kazı çalışmalan için 1988 yüı bütçesinden yaklaşık 478 milyon lira, müzeler tarafından yapılacak olan kurtarma kazılan için yaklaşık 24 milyon lira, Turk bilim adamları tarafından yapılacak arkeolojik yüzey arastırmaları için de 9 milyon lira odenek aynldı. Yabancı kuruluşlar tarafından fınanse edilen araştırmalann baş a şında Amerikan Sualtı Arkeoloji Enstitüsü adına Cemal Pulak tarafından yurütülen, Aydın, Müğla, Antalya illeri kıyılarında batık gemı belirleme çalışması geliyor. Danımarkalı Prof. Poul Pedersen Bodrum eski Halikarnassos'ta bir araştuma yapacak. Bilindiği gibi, dünyanın birçok ülkesinden gelen yabancı araştırmacüar için Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçeden bir odenek ayırmıyor. Yabancı araştırmacüardan lsviçreli Prof. Dr. Peter Frei, Eskişehir, Bilecik ve Kütahya illerinde antik yazıtlan araştıracak. lngiliz Dr. Jobn J. Coulton Muğla Fethiye'de Seki bucağı, Balbura antik kentinde bir araştırmayı yürütecek. Türkiye'de yabancılar tarafından yapılacak diğer araştırmalar şöyle: Avusturyalı Prof. Dr. Peter Sıewert Adana'da Osmaniye ilçesi HierapolisKastabala antik kenti ile Adana ve Içel müzelerinde araştırma yapacak. tngiliz Dr. David French Amasya, Antalya, Burdur, Çorum, Isparta ve Sinop illerinde mil taşları ve yazıtlar üzerinde bir araştırma yapacak. Fransız Dr. Angela M.Deroche Gaziantep Muzesi ile Gaziantep ve Hatay illerinde araştırma yapacak. Doğu Almanya'dan Doç. Dr. Walter Voigtlander Muğla Milas'ta Akbük'te, Ingiliz Dr. Stephen Mitchell Burdur, Ağlasun, Sagalassus, Antalya Dağköy Ariassos'ta arastırmaları yürutecek. Diğer yabancı araştırmalann bazıları ise Trabzon çevresi, Mardin, Antakya ve Adana illerinde Asur taş kabartma ve yazıtlan uzerinde, Şanlıurfa, Siverek Hassek Höyük'te, Bursa Orhangazi ve İznik Gölü çevresinde, Kelkit Vadisi ve Bayburt'ta, Kapadokya bölgesindeki yeraltı kentlerinde, Zonguldak'ta Geç Roma ve Ortaçağ eserleri üzerinde, Şanhurfa muzesindeki Lidar Höyük kazı malzemesi üzerinde yürütülecek. Türk bilim kurumlan tarafından sürdürülen kazılardan bazıları ise şöyle: Çanakkale Assos'ta (Prof.Dr. Ümit Serdaroğlu), İzmirBayrakh'da (Ord.Prof.Dr.Ekrem Akurgal), Diyarbakır Çayönü'nde (Doç.Dr.Mehmet Özdoğan), Van Dilkaya'da (Doç.Dr. Altan Çilingiroğlu), Kayseri Kültepe'de (Prof. Dr. Tahsin Özgüç) Muğla Kaunos'ta (Prof.Baki Öğün) Izmir Notion'da (Doç.Dr.Erol Atalay). Yapılarda biîgisayar ADANA (AA) Ç.Ü. Mühendislik ve Mımarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Orhan Aksoğan, inşaat projelerinin teknik ve bilimsel denetimden geçirilmeleri gerektiğini söyledi. Aksoğan, Türkiye'deki yapılarda biîgisayar kullammının son yıllarda yaygınlaşmaya başladığını kaydederek, "Inşaatlarda çökmelerin önlenebilmesi ve dayamklıhğmın artmasını sağlamak için, teknik ve bilimsel denetim gereklidir. Denetlenmeyen ve sıkı kontrol edilmeyen yapılann ömrü kısa olmaktadır" dedi. MSK • # ^ ' %3 ' ^ ^ KONUT FONU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle