18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 15 MA YIS 1988 Tutuklu ve hükümlü yakını 20 aile de açlık grevine başladı Diyarbakır Cezaevi kaynıyor Bazı hakların "tüzük uygun değil" gerekçesiyle geri alınması üzerine 347 tutuklu ve hükümlünün başlattığı açlık grevinin, sonuç alınmaması halinde "ölüm orucu"na dönüşeceği bildirildi. ERGUN AKSOY VEYSEL ALTUN düreceğiz. Sonuç alınmaması halinde ölüm orucuna girecegiz" dediğini söyledi. 36 yıla hükümlü Kemal Yayınevi sahibi Recep Maraşlı ile 52 yıla hükümlü Rızgari davası sanıklarından Yakup Çiçek'in lstanbul Barosu'na kayıtlı avukatı Serhat Bucak ile Zana'nın avukatı Hikmet Bozcalı yaptıklan ortak açıklamada, müvekkillerinin de katılmakta olduğu açlık grevini sonuna kadar destekleyeceklerini belirttiler. Bucak ve Bozcalı, "Açiık grevi gibi insan vücuduna son derece zararlı olan bir eylemin yapılmasını gerektiren hakszJıkJann onlenmesi için yetkililerin daha duyarlı davranmasını istiyoruz. Bu amaçla bıirokratik girişimlere başlayacagız" dediler. Şubat ayında "ziyaretlerde Kiirtçe konuşma yasağının kaldınlması" ve koşulların iyileştirilmesi amacıyla yapılan ve Mebmet Emin Yavuz adlı hükumlunün ölümüyle sonuçlanan açlık grevinden sonra tutukluların istekleri kabul edilmişti. SHP'li iki milletvekilinin de katıldığı o gıinku açlık grevinden sonra Başbakan Özal tarafından yapılan açıklamada başta ziyaretlerde "Kürtçe konuşma izni" olmak uzere birçok iyileştirmenin yapıldığı belirtilmiş ve eylem bunun üzerine durdurulmuştu. Özel askeri cezaevinin Adalet Bakanlığı'na devrinden sonra ortaya çıkan "haklann geri alınması" biçimindeki düşunce üzerine 4 ay aradan sonra Diyarbakır Cezaevi'nde yeniden açlık grevine başlanmj; oluyor. Sosyal demokrasi Muğla'da tartışıldı 6 Once sosyal demokrat insan yaraülmalı' Oktay Akbal: Sosyal demokrat insan yaratumadan sosyal demokrasi yarahlamaz. llhan Selçuk: Sosyal Bombadan naylon parçaları çıktı lstanbul Haber Servisi tstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nin önunde dün bulunan ve içinde bomba olduğu sanılan bir paket çevredekilere heyecanlı anlar yaşattı. Paket nedeniyle çevrede güvenlik önlemleri ahmrken, bomba imha ekiplerince açılan paketin içinden naylon parçaları çıktı. (Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu) demokrasinin yeterince yayılamamasının nedeni sosyal sımflardan söz edilememesidir. ÖZCAN ÖZGÜR İki yılda 43 cezaevi açıldı ANKARA (AA) Adalet Bakanlığı'na bağlı sivil cezaevleri sayısı, son iki yıl içerisinde açılan 43 cezaeviyle birlikle 644'e yükseldi. Bu cezaevlerinde de toplam 49 bin 219 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. Cezaevlerindeki 17 bin 709 tutukludan 17 bin 591'i adi, 748'i ise siyasi suçlular. Sıkıyönetim askeri ceza ve tutukevlerinde ise 216 sağ, 1099 sol görüşlü siyasi tutuklu yatıyor. Bu cezaevlerinde bulunan 41 kişinin cezalannın kesinleşmesine rağmen başka bir suçtan dolayı tutuklu olduklan belirlendi. 3 PKK'cı serbest BONN (Cumhurtyet) Şubat aymda tutuklanan 13 PKK üyesinden 3 'ü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Federal Bassavcılık, önceki giin Erol Kediz adlı yeni bir PKK uyesini tutukladı. Federal Bassavcılık'tan yapılan açıklamaya göre şubat aymda tutuklanan Feyka Kürdistan Genel Sekreteri fbrahim Korkmaz, Ahmet Karadeniz ve Hasan Engizek sorgulamaları sonucunda serbest bırakıldılar. Ancak bu kişilerin tutuksuz olarak yargılanmaları sürecek. DİYARBAKIR Sivil yöneti me devredilen 1 No'lu cezaevinde bazı haklann "Tüzük uygun degil" gerekçesiyle geri alınması üzerine başlatılan açlık grevi üçüncu günü doldururken, tutuklu ve hükümlü yakını 20 aile de dün açlık grevine başladı. 347 tutuklu ve hükümlünün katıldığı cezaevindeki açlık greviyle sonuç aJınmaması halinde eylemin "öKim onıcu"na dönüşeceği öğrenildi. Tutuklu ve hükümlü yakınları dün SHP il binasında düzenledikleri basın toplantısında 9 şubatta açlık greviyle kazanılan hakların korunması için açlık grevine başladıklarını söylediler. Aileler, "5 giinden beri çeşitli girişimlerde buluıtduk. Ancak, herhangi bir sonuç alamadık. Savcıyla göriışmeye gittik, savcı bize 'döverim' diye fehditte bulundu. Savcılıktan kovulduk. Tekrar can kaybı olmadan haklann konınmasını istiyoruz. Sonına çöziim getirilinceye kadar HAKLAR HORUNSUir Tutuklu aileleri, cezaevinde tekrar can kaybı olmadan haklann korunmasını istiyor açlık grevini sürdurmeye kararlıyız" dediler. Ailelerin açlık grevine başlamasıyla ilgili olarak SHP Merkez IIçe Başkanı Oguz Bakırburç da "SHP olarak insancıl işlemlerden yanayız. Daha önce Başbakan Özal'ın açıkladığı bazı haklann kaldınlması ve cezaevindeki koşullann tekrar ağırlaştırılmasını insancıl açıdan doğru bulmuyonım. Ben kişisel olarak açlık grevini destekliyonım" diye konuştu. Anımsanacağı üzere, Diyarbakır Savcısı Turhan Korkutan'ın. cezaevinin sivil yönetime devredildiği gün "tüzüğe uygun olmayan uygulamalann sürdunılemeyeceği" yolundaki açıklaması üzerine cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler açlık grevine başlamış ve aileler de cezaevi bahçesinde bir süre oturma eylemi yapmışlardı. Aileler, önceki gün ANAP il binasında milletvekili Nurettin Dilek ve il yone(icileriyle görüşmeye gittiklerinde buradaki görevlilerce parti binasına sokulmamış ve kovulmuşlardı. Öte yandan, Diyarbakır eski belediye başkanlanndan Mehdi Zana'nın avukatı Hikmel Bozcalı, müvekkiliyle yaptığı göruşmeden sonra Zana'nın "Kazanılmış haklan elimizden almak isti>orlar. Biz bunlan ölümle aldık. Kaldı ki, Basbakan'ın sözü var, açıklaması var. Ciddi devlet anlayışı böyle olmaz. Haklarımızın gaspedilmesiDİ önlemek için açlık grevini sür CumhuriyeVe 2 ödül SAMSUN (Cumhurtyet) Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen yarışmada iki arkadaşımız "yıltn başarılı gazetecisi" seçildiler. tnceleme Araştırma dalında Cemil Ciğerim 1987 yılında yayımlanan "Bakırla Gelen ölüm" başlıklı yazısı ile, haber dalında da Salim Sürmeli "Kooperatif Dini Vakfa Devredildi" başlıklı haberi ile ödül kazandılar. 1987 yılımn başarılı gazetecilerine ödülleri 18 Haziran 1988 günü düzenlenecek törenle verilecek. DSP Genel Başkanı Karababa: İZMlR'den HIKIKT ÇETIMUYA Aşık: 'Demirel intikam alıyor' TRABZON (Cumhurtyet) ANAP Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Aşık, Demirel'i milletten ve devletten intikam almakia suçladı. Aşık, bugün memlekette huzur ve güven varsa, ekonomi iyi gidiyorsa, ülke hızlı bir kalkmma içersinde ise memleketin kö'tü idare edildiği nasıl söylenir, nasıl iddia edilir" dedi. SHPfle tabanda birleşmeyi arzuluyoruz ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) DSP Genel Başkanı Necdet Karababa, Bülent Ecevit'in genel başkanlığı bırakmasından sonra DSP'nin, var olan tabanını yitirerek güçsüzleşeceği yolundaki beklentilerinin aksine giderek guçlendiğini savundu. Karababa, SHP ile aynı çatı altında birleşmeyeceklerini yineleyerek "Tabanda birleşmeyi arzulnyonız" dedi ve önümüzdeki yerel seçimlerde DSP'nin her yerde seçime gireceğini söyledi. Parti örgütünce düzenlenen "Dayanışma ve iftar yemegi"ne katılmak üzere dün kara yoluyla Adana'ya gelen DSP Genel Başkanı Necdet Karababa, il binasında gazetecilere yaptığı açıklamada "Her yerde olduğu gibi partimm burada da canlı gordüm ve bundan da mutluluk duydum" dedi. Karababa şöyle devam etti: "Bazı kimselerin, partimizin yok oldugunu ve yok olmakta oldıığunu hevesle soyiemelerine rağmen bugün gönıyoruz ki hevesleri knrsaklannda kalmış dunımda. Son zamanlarda partimize teveccüh gittikçe artmakladır. 'Ecevit gitti, parti bitti' diyorlardı. Bunun hiç de böyle olmadığını görmekteyiz. Daha önce az olan üye kayıtlanmız, seçimden sonra her gecen gün artmakudır." Necdet Karababa, ''SHP, önümüzdeki yerel seçimlere birlikte gitme çağrıları yapıyor. Ne dersiniz?" yolundaki bir soruya, "Aynı çağnyı biz de yapıyoruz. Daha önce de yapük. Tabandan birleşmeyi arzuluyoruz. Parti olarak tek başımıza her yerde seçimlere katılacağız" yanıtını verdi. Acıdır, Ama, İZMİR Ölüm acıların en büyüğüdür. Başbakan Turgut Özal, annesi Hafize Özal'ı yitirdi. Onun için acısı büyüktür. Anne Hafize Özal, önceki gün Bakanlar Kurulu kararıyla, Kanuni Sultan SüleymaıV ın türbesi yanında Osmanlı hanedanına ait mezartarın bulunduğu kabristanda toprağa verildi. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 211. maddesinde, "Mezarlık ittihaz olunan yerlerden başka yerlere ölü defni memnudur" der. Olağanüstü hallerde, savaş durumunda ya da sağlığı ilgilendiren koşullarda Bakanlar Kurulu kararıyla başka mezarlıklara ölü gömüleceği aynı yasada yer alır. 12 Eylül 1980 sonrası Nakşibendi Tatikatı şeyhi Mehmet Zaid Kotku da Bakanlar Kurulu kararıyla Süleymaniye Camisi içinde bulunan hanedan kabristanına gömülmüştü. Yine Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 211. maddesine göre, ölülerin defni belediyelerce yapılır. Bunun dışında özel mezarlara, cami ve medrese avlularına ölü delnine izin verilmez. Danıştay Onbirinci Dairesi Esas No: 1974/2709, Karar No: 1975/258 sayılı dosyasında bu konuda ilginç bir karar vardır. O tarihte Konya'da Kemal Şükrü Onsun adlı bir yurttaş kendi yaptırdığı caminin bahçesindeki türbeye öldüğu zaman eşiyle birlikte gömülmesini istemiştir. Ancak, Kemal Şükrü Onsun'un bu istemini Konya Belediye Encümeni kabul etmemiştir Bunun üzerine Sadi Uluırmak ve Erten Ceylan'ı avukat tutan Kemal Şükrü Onsun, Danıştay'a başvurmuş, belediyeden şikâyetçi olmuştur. Davanın özeti ise şöyledir: "Konya'da Ahmet Hilmi Nalçacı Caddesi üzerinde yaptırdığı Hacı Kemal Onsun Camisi'nin bahçesindeki türbeye, öldükleri zaman kendisinin ve eşinin gömülmesi için Bakanlar Kurulu'ndan karar alınmak üzere evrakın İçişleri Bakanlığı'na intikal ettirilmesi isteğinin; geçmişte vatana yararlık sağlamış veya ulemadan kimselerin naaşları cami avlulanna konulmuş ise de sonradan bunların manevi üstünlüğünün korunamaması ve bilhassa modern şehircilik anlayışı ile bağdaştırılamaması nedeniyle bu şahısların mezariarının daha uygun mahallere nakli sorunu doğmuş bulunduğu, dilekçenın talebinin örnek teşkil edebileceği, bu durumun şehir içinde serpiştirilmiş mezarlıklar tesisine yol açacağı ve bu halin çevre sağlığını tehdit edeceği, sakinlerin huzurunu kaçıracağı, günümüzde verilen izinlerın yeni tesisler için değil, evvelce mevcut olup o ailenin müktesep hakkı sayılabilecek mahaller için verilmekte olduğu gerekçesiyle reddine dair Konya Belediye Encümeni'nin 5.10.1973 tarih ve 2532 sayılı karannın; encümenin bu konuda karar verme yetkisı bulunmadığı, işin Bakanlar Kurulu'na sevkı gerektiği, tatbikatta bu tip definlere izin verildiği ileri sürulerek iptal ısteğinden ıbarettir." Savunmanın özeti: Dayanağı bulunmayan davanın reddi gerektiği yolundadır. Raportör Ali İ. Ekmekçioğlu'nun düşüncesi: 11580 sayılı kanunun 15'inci madde1580 sayılı kanunun 15. maddesinin 5 numaralı bendinde (ölenleri muayene etmek ve gömülmesine ruhsat vermek ve belediyelerce gösterilen mezarlıklardan başka yerlere ölü gömdürmemek) belediyenin gcrevleri arasında sayılmış olup, gerek 1.7.1931 tarih ve 11410 sayılı Mezarlıklar Nizamnamesi'nin 5. maddesinde gerekse 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 211. maddesinde (mezarlık ittihaz olunan yerlerden başka yerlere ölü defni memnudur) hükmü yer almış bulunmaktadır. Anılan 211. maddenin devamında ise (fevkalâde hallerde ve sıhhi mahzur nevcut olmadığı takdirde icra Vekilleri Heyeti kararıyla muayyen ve malum mezarlıklar haricinde ölü defnine müsaade edilir) denilmektedir. Bu hükümlerin incelenmesinden 'fevkalâde haller'in takdirinin Bakanlar Kurulu'na ait olduğu, istisna hükmünün uygulanmasına ilişkin bir taleple belediyeye başvurulması halinde, belediyenin herhalde evrakı incelemeksizin Bakanlar Kurulu'na sevk ile yükümlü bulunmadığı, kendi yönünden gerekli incelemeyi yaparak ancak mahzur görmediği takdirde işi Bakanlar Kurulu'na sevk edeceği sonucuna varılmakta olup tatbikatın da bu yolda olduğu lstanbul Mezarlıklar Müdürlüğü'nün davacının dilekçesine cevaben verdiği 22.1.1974 tarihli yazısı münderecatından anlaşılmaktadır. Bu sebeple davacının, dilekçesinın Belediyece Bakanlar Kurulu'na sevk edilmeden karara bağlanmasında isabet olmadığı yolundaki iddiası yerinde olmayıp bu konuda karar almak üzere Bakanlar Kurulu'na bizzat basvurmakta serbest bulunduğu açık olduğu gibi belediye mevzuatı ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu hükümlerine uygun olarak verilmiş olan Belediye Encümeni kararında da usul ve kanuna aykınlık bulunmadığından davanın reddine, 650 lira avukatlık ücretmin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 4.2.1975 tarihinde oybirlığiyle karar verildi." Konyalı Kemal Şükrü Onsun, şimdi yaşıyor mu yoksa öldü mü bilmiyoruz. Ancak Danıştay Onbirinci Dairesi'nin verdiği karar böyle... Askeri yargıda atamalar ANKARA (AA) Milli Savunma Bakanlığı, askeri mahkemelere atamalar yaptı. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan atama kararlan ile Deniz Hâkim Teğmen A. Zeki tlman Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkeme Hâkim Yardımcılığı'na, Hâkim Teğmen Naim Oral Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkeme Hâkim Yardımcılığı'na, Hâkim Teğmen Ahmet Kahramanlı da Donanma Komutanlığı Askeri Mahkeme Hâkim Yardımcılığı'na getirildiler. Hâkim Teğmen Hakkı Çelik ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savalığı Askeri Savcı Yardımcılığı'na atandı. MJmumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 211. maddesine göre ölülerin defni belediyelerce yapılır. Bunun dışında özel mezarlara, cami ve medrese avlulanna ölü defnine izin verilmez. sinin 5'inci bendine göre beledıyenın başka bir yere defne izin vermemesi yerinde ise de; 2 Bu kanundan sonra meri olan 1593 sayılı U.H. Kanununun 211'inci maddesi hükmüne göre bazı istisnai hallerde ölüsünü başka yere defnine Bakanlar Kurulu karar verebilir. 3 Bu durumda; kanunun bu hükmünün tatbikine göre alınacak sonuca göre belediyece bir karar verılmesi gerekirken önceden alınan dava konusu kararda isabet yoktur. 4 Davanın bu nedenle kabulü gerekir. Hüküm veren Danıştay 11. Dairesi'nce gereği düşünüldü: "Dava, yaptırdıkları türbeye öldükleri zaman gömülmeleri isteklerinin reddine dair belediye encümeni karannın iptal isteğinden ibarettir. Hakİş: Asgari ücret 180 bin olsun ANKARA (AA) Haklş Genel Başkanı Necati Çelik, asgari ücretin net 180 bin lira olmasını ve vergi dışı bırakılmasını istedi. Çelik, dün yaptığı yazıh açıklamada, asgari ücret miktarına ilişkin bu belirlemenin iki çocuklu bir aile baz alınarak yapüdığını kaydetti. Çelik, Asgari Ücret Tespit Komisyonu 'nun asgari ücretin 180 bin lira olması gerektiğine ilişkin öneriyi dikkate almasını istedi. Soyguncu ölü ele geçti tstanbul Haber Servisi Bağlarbası 'nda meydana gelen olayda bir poiis memuru yaralandı, gaspçı olduğu belirtilen bir kişi de ölü olarak ele geçirildi. Olay dün gece 23.10 sıralarında Karacaahmet Mezarltğt yakımnda meydana geldi. Abdül Haluk Gök (23) adlı bir kişinin sivil giyimli polis memuru Yasin tpek'in parasım gasp etmek istediği bildirildi. Çıkan çatışmada Abdül Haluk Gök adlı soyguncu olay yerinde ölürken, sağ karın boşluğundan yaralanan çevik kuvvetlerde görevli polis memuru Yasin tpek de Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde tedavi altına alındı. si"nin sorunları Muğla'da tartışıldı. "flkadım" Gazetesi tarafından düzenlenen panelde Türkiye'de sosyal demokratım diyen insanların parti programlarını dahi okumadıkları üzerinde durulurken, sosyal demokrat insan yaratmadan sosyal demokrasinin yaratılmayacağı belirtildi. "Nasıl Bir Sosyal Demokrasi" konulu paneli SHP Muğla Milletvekili Musa Gökbel yönetti. tlhan Selçnk ve Oktay Akbal panele konuşmacı x>larak katıldılar. İlk söz alan konuşmacı Oktay Akbal, sosyal demokrat insan yaratılmadan sosyal demokrasinin yaratılmayacağını belirterek şunları söyledi: "Partili olmanın hatta bir partiye oy vennenin gerekleri >ardır. Bu gerekler yerine getirilmiyor. Partinin programını okumuyoriar, aidatını ödemiyorlar. Benim öteden beri savundugum bir tez vardır; milletvekilleri uyelerin oylanyla secilsin. Bu yapıldı ama pek çok yerde naylon üyelerle yapıldı. Elimde olsa üye adaylannı sınavdan geçiririm hatta milletvekili adaylannı stnavdan geçirmeli." Türkiye'de sosyal demokratların toplumlarının en ileri katmanı olmak zorunda oldugunu belirten llhan Selçuk, "sosyal demokrasinin yeterince yayılmamasımn nedeni sosyal sımflardan söz edilememesidir" dedi. tlhan Selçuk, sözlerini şöyle sürdurdü: "Emperyalizme karşı cıkılacak, sanayi devrimi yapılacak, demokrasi kunılacak, sosyal adalet sağlanacak, işle boylece sosyal demokrasi dogar. Bu işin formülü bu. Ülkemize baktığımızda henüz demokrasi bile yok. 12 Eylül yöneti mi tam bir faşizmdi, bunun ekonomisini yöneten de Özal. Toplum depolitize edildi, halk siyasetten korkar hale geldi ve bu ortamda demokrasi var denilemez. Türkiye, emperyalizmin baskısı albndadır. AT kapısındadır, ne derseniz deyin, yabancı sermaye Türkiye'nin ekonomisine egemendir." tlhan Selçuk, bu koşullara karşın umutsuz olunmaması gerektiğini vurgulayarak, "Halkçı Pariti'nin lideri masaya bir yumnık vurmakla, partisi yüzde 30 ay alabiliyor. Türkiye'de gelecek için umut vardır. Yüzde 30 niye artmıyor? Bunun kabahati tabanda değil partinin tavanında aranmalı. Sandığa yüzde 30 oyu atan halk, toplumsal örgütlenmeden korkuyor. Bu noktada partinin üst düzeyine görev düşüyor" diye konuştu. tlhan Selçuk, SHP'yi de eleştircrek, şunları söyledi: "Sosyal demokraside sosyalizmde olduğu gibi kamulaştımıa olmaz. Fabrikalar ve fabrikatörler olacaktır ama onlann ekonomiyi yönetmelerine izin >erilemez. Ekonomiyi sosyal demekrasilerde halk yönetir. Sosyal demokrat ikridar için sermayeye şirin görünmeye gerek yok." Toplantıyı yöneten Musa Gökbel, İlhan Selçuk'un "partinin tavanında zaaf var" biçimindeki görüşüne katıldığını belirterek, "önümüzde kurultay var. Taban. gider kunıltayda zaaf içinde olan insanlan görevden alır, zaafı taşımayanlan göreve getirir" dedi. MUCLA "Sosyal demokra Fmdıkzade'de yangın: 1 ölü tSTANBUL (AA) Fındıkzade Lütfüpaşa Sokakta tek odalı gecekonduda sabah yangm çıktı. Tüpün alev alması sonucu başladığı bildirilen yangın kısa sürede tüm gecekonduyu sardı, olayda evde bulunan ve yalnız yaşayan Hasan, Basri Tanberk (62) öldü. YAŞAMAK, ÇOZULMEYEN VE DffiENENLERINDIR.. YAŞAMAK, BAZEN ŞATİLLA, BAZEN SABRA'DIR... Eresin OtelVnde işten çıkarma IşSendika Servisi lstanbul Eresin Oteli'nde sendikal nedenle 5 işçinin işine son verildiği açıklandı. Tursanlş Sendikası'ndan yapılan açıklamada, "tşveren bayramdan üç gün önce isçilerin bayramını kutladı" denildi. Tursanlş yöneticilerinin verdiği bilgiye göre iş yerinde uzun zamandan beri devam eden örgütlenme çalışmalan sonunda toplu sözleşme yapmak üzere yetki alındı. Ancak işyerine sendika sokulmasına kızan işveren, sendikalaşmayı kırmak üzere öncülük yapan 5 işçinin işine son verdi. Çağımız direnen halkları.insanhğm destansı çağıdır. Çakıl taşınm, sapan yayınm, lanklara, topraklara kök söktürduğü, kan kusturduğu bir çağdır. Çakıltaşı, sapan yayı ve eski muhtar çakmaklanvla "FİÜSTİy'E SELAM"... Filistin Akdeni: 'e bir kısrak başı gibi inen direncin, onurun şarkısıdır. Gülen gözlerin, gözlerimdir Filistin..,. Hey Filistin!... Haykırsm sesin "AKDEHİZ"coşacak... Ne kan köpüklü gecelerde doğdun sen... Kudurmuş köpek salyaları saldmrken NahrEIBared'e, TelEI Zaatar'a, Şatilla'ya. Oy bebem, büyii bebem, giivercinim, can şahini mertbebem... "VA YBEBEM"... Burnum büyüktür benim. Dedemin de öyleydi. Demirden çarıkiarı vardı dedemin, yol şarkıctsıydı benim gibi... Hey dede, bu zulüm niye?... Niye bu yollar akıp gider böyle geceye?Hey dede söyle niye? 'MÜL TECİYOL ŞARKlSr... Dün vardık, bugün varız, yarın da var olacağız... Kâr etmez zulmün kalası, tankı, topu, tüfengi... "KÂR ETMEZDİ ÖLÜM"... VE FİLİSTİN... DİRENMENİN DESTANIFİLİSTİN!... ŞARKHARIMIZ MI?... BİR DOŞT KOKUSUBIR DOST SELÂMI, PATLAYAN BİR MAVZERDİR GECENİN PUST ZULASINA... Toplayacağım seni dağlarımdan... Sen de beni toplayacaksm, bir o yandan, bir bu yandan... Ölüm dediğin kalleşlik olsa da her bir yandan.. "ÖLÜM DEDtĞİN NEDİR Sarıyerli yoksullara bayram tSTANBUL (AÂ) Sarıyer Kültür ve Turizm Vakfı ile Sarıyer Belediyesi'nce yaklaşık 100 yoksula giyecek dağıtıldı. Toplam 2.5 milyon lira tutanndaki, deri ceket, takım elbise, kaban, ceket, kot pantolon, kazak ve TShirt'lerden oluşan beş bin oarça giysi, Sarıyer Belediyesi ve Vakıf Başkanı Ali Sandıkçı tarafından sahiplerine verildi. Sandıkçı, arife günü de yoksullara 10'ar kiloluk gıda paketi dağıtacaklarım söyledi. EMRESALTTK Prodüktör: Recep Sütşıırup Yönetmen: Hasan Hüsevin Demirel r,:...... ıSI LVANA SİLVANA Plakçüık ve Kasetçilik İ.M. Ç. b.Blok 6409 Vnkapam/lstanbul Tel: 511 40 33 Kİ?".. Yalnız yeryüzünü değil, gökyüzünü de var edeceğiz direnerek... Bizden sonrakilere vol olsun, menzil olsun. Haydi "ÇÖZLLME, DİREN"... Kelepçe'ler. cellatlar çocukluk hatıralarıdır bizlere. Kanrevan içinde yürürken, Banaz Yaylası 'ndan Filistin'e selâm götürür şarkılarıntız. "ELLERİM KELEPÇE CELLA T YOLVNDA (Pir Sultan Abdalf'.... Olsa da, biz reddediyoruz yolu süremeyenleri... Reddediyoruz tıkanmışhğı... •HOŞÇAKALIN ERENLER".... Daha ne günler. ne ihanetleryaşayacağız.. Ölüm düşmanm kılıcı değil, "dostun gülu" olacaktır kanavan gerdanımızda.. Hey Pir Sultan Abdal'ım... 'ÇEKE ÇEKEBENBl DERTTES ÖLÜRVM:. Veartık sonuna geldik.. Çok az kaldı yeryüzünün aydınlanmasına. Kalleşliğin, ihanetin bitntesine.. Şarkılar şimdi daha coşkundur, destansıdır. Yeni gün yepyeni olacaktır Tarihin yazmadığıyenilikte. HabilKabil, kunkuzu, nötron, tanksapan yayı da olmayacaktır. Yani sadece ve sadece direnen insan devam edecektir yoluna.. İşte şimdi HOŞGELDİN":... •'HOŞGELDİN ÖLL'M. Karaköy Yeraltı Geçidi No: 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle