17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MA YIS 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ISMAİK CVU.FA: CUMHURİYET/5 41. ULUSLARARASl CANNES FİLMSENLİĞ1 Abdidhamit'in casusundan Ermeni ağzıyla Türkçe iames Dearden'm "Pascali'nin Adası" adlı fılminde, Ingiliz oyuncu Ben Kingsley çatır çatır Türkçe konuşuyor. Ancak hem konuşulan Türkçenin Ermeni aksanlı olması, hem filmin Türklere bakış açısınm sempatik olmaması, bu ilginç fılmi biz Türkler için hiç olumlu kılmtyor. ATİLLÂ DORSAY CANNES Cannes 1988'ın ılk sürprizlennden bın yanşmada Ingiltere'yi temsil eden bir film oldu: "Pascali'nin Adası" (Pascali's Island). . Genç tngilız yönetmen James Dearden, bu ikınci filmınde bir Yunan adasına çıkarak, 1908 yılında Osmanlı egemenliğı altındaki bir Yunan adasına eğiliyor. Abdulhamit'in 33 yıllık saltanatırun sonu yaklaşmıştır. lmparatorluk her yerde çatırdamakta, mılliyetçi akımlar güçlenmektedir Tam 20 yıldır sultana hızmet etmiş, surekli saraya mektuplar yazarak bılgı vermiş olan ttalyan lngiliz Yunan kırması Basil Pascali, hiçbir zaman yanıt alamadıgı mektuplanndan, bir işe yarayıp yaramadığını hiç bılmedığı raporİanndan yorgundur. Adaya gelen sarışın, tipik tngilız centilmeni ve aıkeolog olduğunu iddia eden bir seruvenci, gerek Basil'ın gerek bir tngilız kadın ressamın yaşamını altüst edecektir. Adanın Turk valisinden eski kabntılann bulunduğu bir yöreyı kıralayan ve araştırmalar yapan tngilız, bulduğu olağanüstü bir bronz Yunan heykelini kaçırmayı deneyecek, ancak çökmekte olan ımparatorluğa karşın kendısıni Ulu Hakan'a adamışlığından vazgeçemeyen Pascali'nin ihanetıne ugrayacak ve Turklerin kurşunlanyla can veıecektır... "Pascali'nin Adası" gerçekten ilgi çekici bir film... Bir kuçük Yunan adasının tipık dekorunda, bırbırlerine ıyıce kanşmış Türk Yunan geleneklerı, yaşam biçimlerı önünde, çeşitlı siyasal, kulturel olguların, Birinci Dunya Savaşı öncesi Avrupa'yı etkileyen çeşrtli karmaşık olaylann sanki bir dökumü... Filmin önemlı bir bölumunde, Pascali'yi olağanüstu biçimde KtM KİME DUM DUMA BEHtç AK MSCMJ VEIENOH Şenlikte Ingiltere'yi temsil eden "Pascali'nin Adası'nda Abdulhamit'in casusu Basıl Pascali'yi Ben Kingsley (solda) canlandınyor Andre Delvaux'nun Marguente Yburcenafdan uyarladığı "Zenon"da ortaçağ bılgesı Zenon Lıgre'yı Gıan Marıa Volonte (sağda) oynuyor. oynayan tngilız aktörü ve Gandı'nin yaraücısı Ben Kingsley ve dığer bazı oyuncular çatır çatır Türkçe konuşuyorlar. Ancak hem konuşulan Türkçenin Batı'da çekilmiş birçok filmde olduğu gibi Ermeni aksanlı olması hem de filmin açıkça Turk duşmanlığı yapmasa da, Türklere bakış açısırun özeüıkle sempatik olmaması, bu ilgi çekici fılmi bız Turkler için hiç de olumlu bir deney halıne getirmiyor. Ben Kingsley'in yanı siTa Chartes Dance ve Helen Mirren'in oyunlanyla da değer kazanan ve yeni, kişilikli bır yönetmeni haberleyen "Pascali'nin Adası", bizi hem ılgilendıren hem de sonuç olarak üzen bir film oldu. Osmanlırun çöküşünü ve bır Abdülhamit casusunun serfivenini konu alan fılmden çıkarken bir kez daha Batı'daki Türk imajırun nasıl, ne zaman değişebileceği, önvargıların ne zaman yenilebileceği konusunda kendimıze sorular sorduk... Bir dığer ilgi çekicı film, Belçikalı yönetmen, filmlerinin bir bötumü tstanbul Sınema Gunleri'nde sunulmuş olan Andre Delvaux'nun son yapıtı "ZenonL'oeuvre au Noir" oldu. Fransızca adı, ortaçağ bilginlerinin insan eliyle altın elde etmek için yaptıkları uğraşı simgeleyen film, geçen yü ölen Belçika kökenlı unlu Fransız yazar Marguerite Yourcenar'ın dilimize de "Zenon" diye çevrilen romanından uyarlanmış. Tarihin en ilginç noktalanna çevirdiğı gözlemlerinı, insanhğın çeşitli evrelerine ışık tutmak ve bu ışığı aynı zamanda gunumuzu de aydırüatma yönünde kullanma cabasını surduren büyuk yazar, "Doğu Öyküleri" ve " H a d r i e n ' i n Anılan" kıtaplannda olduğu gibi, insan bilgelığınden süzulup gelen ve çok geruş bır tarih bılgısiyle beslenen bir yaklaşımı, kıtaplannda ttst düzeyde bir üslupçulukla dengelemişti. Sinemaya aktarılması olanaksız gozuken kitapları için film yapma iznini de hiçbir bir zaman vermeyen Yourcenar, ölümünden az zaman önce bu hakkı vatandaşı Delvaux'ya ilk kez vermiş bulunuyordu. "Zenon", Bruges doğumlu bir ortaçağ bilgesinin, doktor, simyacı, fılozof Zenon Ligre'nin çocukluğundan yaşulığına ve ölümüne dek uzanan yaşamını anlatıyor. Romanın önemli bölümunu öyku dışı bırakan film, bilimsel ve liberal duşünceli bılgin Zenon'un, ortaçağın engizisyon yargıçlanna ve dın adamlarına ters gelen düşünceleri nedeniyle, hemen tüm A\rupa'da başının derde gjrmesini ve tngiltere'ye kaçıp kurtulmak için onundeki son fırsatı da bir yana itip, ülkesindeki din mahkemelerine meydan okuyuşunu anlatıyor. Ortaçağın elbette ıçinde Aydınlanma Çağı'nın tohumlarını tasıyan korkunç karanlığına, ülkeleri ve insanları benzersiz felaketlere, ölumlere, kıyımlara uğratan baskı, veba, toplu ölumler ve öldurmelere karşı durmaya çalışan az sayıdakı ozgür duşünce savunucusundan biridır Zenon. Gian Maria Volonte denen dev oyuncunun guçlü biçimde canlandırdığı, klasik seruven sinemasının kahramanlanna hiç de benzemeyen bu düşunce ve sırasında eylem adamı, tüm bir çağa, tüm bır ınanç ve duşunce sistemine karşı çıkacak, bu uğurda elbette kı ölecek, ama ölumüyle ılerkı yuzydların bitgı ve hoşgörü değişimlerine giden yola bır taş daha doşemiş olacakur. Bir kitle sıneması örneğı, bır ticarı film olmaksızın, soylu bir yazan perdeye oldukça saygın biçimde uyarlayan ve en azından sinemaseverlerin ilgisinı hak eden duzeyU bir filmdı "Zenon." Vefilmaralarında Anna Karina, Marie Christine Barrault, Marie France Pisier, Samy Frey, Mathieu Carriere'run de bulunduğu zengin kadrosuyla da ilgi topladı. dtsıpbnlı ve t»r çalııma yapmak. P İ K N İ K PÎY4LE MADRA HIZLI GAZETECİ \ECDET $E\ Aziz Nesin'in Atina çıkarması Anadolu'dan göç eden Rumların kurduğu bir kent olan Neaionia'nın belediye başkam, Aziz Nesin Gecesi'ne. yazanmızın konuşmasından sonra şunları söyledi: "Bu konuşmayı çevirmemize hiç gerek yok. Çünkü burada herkes Türkçe bilir." Kiiltür Servisi "Böyle Gdmiş Böyle Gitmez" adlı kıtabının Yunanistan'da Themelio Yayınevı tarafından yayımlanması dolayısıyla Atina'ya çağrüı olarak gıden An* Nesin büyük ilgi gördu. Yunanistan'da en çok okunan yabancı yazarlar arasında yer alan Aziz Nesin ve kitabıru Yunancaya çeviren Panayot Abacı, Atına Havaalanı'nda ünlu Yunanlı ozan Nikiforos Vrettakos başta olmak üzere aralannda Kultür Bakanlığı temsilcısinın de bulunduğu bir çok sanatçı, yazar, gazetecı ve Yunan Televizyonu tarafından karşılandılar. Yabancı Gazetealer Merkezi'nde duzenlenen basm toplantısında gazeteciler ve Yunan Radyo ve Televizyonu'nun yanı sıra Mikis Theodorakis, unlu şarkıcı Maria Faranduri, "Benden Selam Soyle Anadolu'ya"nın yazarı Dido Sotiriu da hazır bulundular. Toplantıda ozan Vrettakos, Aziz Nesin'ı ve yapıtlannı tanıtan bır konuşma yaptı, daha sonra da Nesin sorutarı yanıtladı. Egaleo Belediyesi'nce duzenlenen Aziz Nesin Gecesi'ne bın kişı katıldı. Neaıonıa Belediyesi'nce duzenlenen gecede ise Nesin'in "Kahve ve Demokrasi" adlı öyküsünun sahne uyarlaması sergılendi. Anadolu'dan göç eden Rumlann kurduğu bir kent olan Neaionia'nın belediye başkanı, gecede Aziz Nesin'in konuşmasından sonra şunları söyledi: "Bu konuşmayı çevirraemize hiç gerek yok. Çünku burada herkes Tnrkçe bilir." öte yandan, Aziz Nesin'le Yunan Televizyonu uç, Yunan Radyosu da altı roportaj yaptı. Birçok gazete de Nesin'le çeşitli söyleşıler yayımladı. Nesin'in "Böyle Gelmiş Boyle Gitmeı" adlı kitabının Yunanca'daki ilk basımı kısa surede tukendi. Themilio Yayınevi yakında kitabın ikinci basımını piyasaya sunaeak. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI dogumlu Maıde Arel'in resım sergısı Kadıköy'deki Mıne Sanat Gaiensı'nde açıldı. Guzel sanatlar öğrenımını Fransa'da gören Maide Arel, yurtçındekı sergılennın yanı sıra yurtdışında da Paris, Edınburgh, Viyana gıbı kültur merkezlennde sergılere katıldı ClermontFerrand'da grup büyük ödülu alan Arel'ın ay sonuna kadar sürecek sergısinde "Anne" adiı tuval üzerine yağfibcyası da yer alıyor. 1907 AĞAÇ YAŞKEN EĞİIİR KEMAL GÖKHAN Küsktin bir eski komünist "Türk tarafında banş için içten bir istek gördük. Bu nedenle Türkiye'ye gittim. Ama daha Yunanistan topraklarına adımımı atmadan bana hain dediler. Bu demektir ki, halen sorunlar var, halen nefret var." ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK Mikis Teodorakis'in 3. Senforusi, 19. yüzyıl Yunan şairi Dionysos Salomos'un şiirleri ile tkinci Dunya Savaşı'nda Yunanistan'm Nazüerce işgal edılmesi sırasında komünist gençlik hareketi ıçinde yer alan Petros'un hikâyesini oratoryo tarzında seslendirıyor. Hafta sonunda New York Lincoln Center'da ABD promiyenni yapan dört bolumluk senfoni, Salomos'un, iki oğlunu ölduren ve çıldıran bır anne uzerine yazdığı şiiri çevresınde biçimleniyor. Teodorakis senfoniyi yazmaya 1939'da başlamış. Bu arada yeraltı yıllarında, surgunde ve hapıste olduğu sırada yazmaya devam etmiş. Ve tam 42 yü sonra 1981'de bitirmiş. Senfoninin çeşitli başlangıçlan var. tlk bıçımınde orkestra, daha sonrakı ilk düzeltilmiş biçimınde koro ve solo soprano senfoniye başüyor. New York'ta koro ve soprano açılışı ıle olan biçimı sergiiendi. Prömiyere gelmesi beklenen Teodorakis son anda planını değiştirip Parıs'te kaldı. Ancak The New York Times'da yer alan bir roportajda senfonı konusunda şunları söyledi: "Senfonik mıizik Orta ve Kuzey Avnıpa'mn parcası olmayan bizler için bir sorun. Bizim geleneğimiz daha çok dans ve şarkıdan geliyor. Monofonik. Bu nedenle koro ve insan sesi kullanarak senfoniyi Yunan geleneğine ve daha geniş bir izleyiciye yakınlaşürrnaya çahstım. FinaMe koro sahnevi terk ederek klasik Yunan trajedisinin katarsis ve bitiş anlannı yansıbr. Senfoni, insanlığa bir eleştiri getirmekte, Biz insanlar, belki de en bujuk bilgeliğe sahip olduğumuzdan a>nı zamanda çıtgınız. Dun>anın doğal harraonisini harap edi>oruz. Belki de Yunanistan'daki çılgın kadın, belki Petros, oğullanndan biri." Teodorakis'in senfoniye yansıyan karamsarlığı roportajda açıkça kendını gostenyor. Teodorakis yenıden Atina'da yaşam aya başlamasına rağmen "geri Mikis Teodorakis'in 5. Senfonisi New York'ta seslendirildi KIRK İKİ YIUJK SENFONİ Geçenlerde ABD'de ılk kez seslendınlen 3 Sentonısı'nı yazmaya 1939'da başlamış Mıkıs Teodorakis Yeraltı yıllarında, siırgunde ve hapıste yazmaya devam etmış. Ve tam 42 yıl sonra. 1981'de tamamlamıs. donmediğini" söylüyor. "Burayı terk ettim ve halen de geri donmnş değilim. Buradaki hayata katılmı\orum. Sadece muziğe katılıyorum." Teodorakis bu kuskünluğunü şoyle açıklıyor: "Daha genç olsaydım ABD'de >'aşamak isterdim. Çunku orada insanlar daha ozgurce dinliyorlar. Avrupa'da ise halen muzik dinleme konusunda takıntılar, kompleksler var." Türkiye'ye gelışine Yunanistan1 da buyuk tepkı gostenldiğinden de bahsediyor Teodorakis. Buna da kuskün: "Türk tarafında banş için içten bir talep mevcut olduğunu gorduk. Bu nedenle Türkiye'ye gittim. Ama daha Yunanistan topraklanna adımımı atmadan bana hain dediler. Bu demektir ki halen sorunlar mevcut, halen nefret mevcut." Komünist partıyı terk etmesınden ve Papandreu ile barışmasından sonra eski komünist Teodorakis'in karamsarlığı komunizm ile ilgili goruşlerine de yansımakta. Sovyet lideri Gorbaçov'un "Perestroika" adlı kitabı hakkında şunları söylüyor: "Bu kitap komunizm için iyi bir anıttan ibaret. Çunku komunizmin, ulkelere demokrasinin sağladıgı oksijeni sağlayamadığı sonucuna vanyor. Bu sonuç demokrasinin en yuksek biçiminin komunizm olduğuna inanan bir komünist için trajiktir. Sistem yenilmiştir." TARİHTE BUGÜN MIMTAZ 15 Mayıs TACNAAR/CA SORUNU CtUĞtYLA, 4O y/U AÇAfJ ANLAŞ\4A2LliOAeiMt ÇÖZMEK. üzERe rvPLAtJMiçrr. Ş/LI, peeo VE BOLıVYA /TriFAtCIAjA KAjS.Ş('^PASfPılCSAV/tÇl'fJ' (~f8?3f881) KA2rtNC>lG/ S/ISAÖA TACNA İLE AR/CA KENTLEBIMI IŞGAL erMişrı SORUfJUM ÇÖZUMÜ UZJJM ZAMAN ALMIÇ, SOH A 7ACAJA 'A/W PEKu'YA , AR.tCA'*UM ISB rre BIRAKILMASI KAe^R'MA VA&ILMIŞTI, A/SADA Şt'tr, PeHU 'YA & M/LYOU DOLAR ODEMEYt tZAgUL cy=\ PEeu, AS/CA UMAMIN/ e MEDEM KULLANABlL£CeKTl. BÖL6EPE YEW DCĞAAJ ÇOCUICLAR, ULKB rEGC'H'/Jt 21 OEĞİKJ YAPABLECEKT1923 'DA BUGUKI, P££U re çtu, ASO ' Peru'non sımgesı 19381988 kaza kaymakamı Vakkas Savas ve yuksek rutbelı demz subayları tarafından karşılanmıştır. Amiral Şukur Okan deniz erlerim teftiş ten sonra merasıme başlamıştır. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 15 Mayıs 1938 sevinçli ifadesı taşıyordu. Kıtalar karaya çıktıktan sonra Umum Donanma Kumandam Amiral Şükur Okan, refakatmde filo kumandam Amiral Mehmet Alı Ülken, Yavuz kumandanj yarbay îhsan özel, denizaltı bırlıklen kumandam albay Husnu Gokdemzer, Jılotılla kumandam albay Bılal Taluğ, donanma kurmay reısı yarbay Ruhı Develıoğlu olduğu halde hususı motorıle Yavuzdan avnlmıştır. Amiraller iskelede Donanmamızın büyük günü toplanmıştı. Saat 14'e doğru başta en buyük demz kalemız olan Yavuzla, Zajer, Kocatepe, Peyk torpıtoları, İsareıs ve Yavuz hattı harb Kemalreis gambotları Erkın kruvazörumüzle denizaltı ana ve Uyanık maytn bırlıklerimiz ve fılotıllamız alaylartna, dün öğleden sonra, gemilerinden murekkeb fıloüUamızdan seçılen kıtalar saat 15'te Silıvri spor alamnda omuzlarında sungulu merasimle sancakları sılahlarile karaya çıkmaya verılmıştir. başlamışlardı. Spor alanı bu Havanın yağmurlu olmasına esnada adeta bır bayram yerı rağmen genç, ihtıyar, kadın manzarasını almıştı. erkek hemen butun Silıvri Butun gozlerden milh gururun halkı, alanın etrafmda Bisiklet ynrtşı Ankara 14 (Telefonla) tstanbul Edırne bisiklet yanşına Ankara mıntıkasından Ankaraguçlu Buyuk Yılmaz, Erdoğan, Nurı Kuş, Kamran ve Deınır, Çankayalı Yakup Koşar ıştırak edeceklerdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle